Arama

Kuvayi milliyecilerin isimleri ve yaşamları hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 11 Kasım 2013 Gösterim: 8.534 Cevap: 10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Kasım 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kuvayimilliyecilrn ismlri ve biyograflri wrmı acba .d
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kuvayi milliyeci tanıdıgınız kac kisi far fotografli ve biyografili
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Polat bey Halide Adıp ADIVAR Kara Fatma (seher Hanım).
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Aralık 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
8 tane kuvayi milliyeci ve verdikleri hizmetler..
oyuncu_girl - avatarı
oyuncu_girl
Ziyaretçi
12 Aralık 2010       Mesaj #5
oyuncu_girl - avatarı
Ziyaretçi
Mehmet Arif Bey (d. 1883, Adana - ö. 13 Temmuz 1926, İzmir), Türk asker ve milletvekili. Cephedeki çadırında ayı beslediği için daha ziyade Ayıcı Arif lakabıyla tanınır. 1926 yılında İzmir Suikastı davasında suçlu bulunarak idam edildi.

Karakeçeli aşiretinden Yusuf Ziya Bey'in oğludur. Harbiye'yi, ardından Erkan-ı Harbiye'yi bitirdi. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'na katıldı. 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in kurmay ikinci başkanı olarak Bandırma Vapuru'yla Samsun'a çıkan 19 kişi arasında yer aldı. Nisan 1920'de 11. Tümen komutanı oldu. Pozantı Kuşatması ve Düzce Ayaklanması'nın bastırılmasında görev aldı. İnönü Savaşları'na katıldı. Temmuz 1921'de 3. Grup Komutanı olarak Eskişehir ve Kütahya Çarpışmalarında görev aldı. 1922'de 3. Grup Komutanlığına atandı. Ancak Eskişehir Ve Kütahya çarpışmalarındaki hataları nedeniyle İsmet Paşa tarafından görevinden alınarak Başkomutanlık Genel Sekreterliği görevine getirildi.

1923 yılında Eskişehir milletvekili olarak 2. TBMM'ye katılan Mehmet Arif Bey 1926 yılında İzmir Suikastı davasında suçlu bulunarak İzmir'de idam edildi.

Anadolu İnkilabı ve Mücahedat-ı Milliye Hatırası (1335 - 1339) adlı Kurtuluş Savaşı anıları 1987'de Anadolu İnkilabı ve Millî Mücadele Anıları (1919-1923) adıyla yeniden yayımlandı.

(İnegöl yakınlarındaki Boğazova ormanlarında bulduğu yavru ayıyı yanına almıştır. Tırnaklarını ve dişlerini çektirdikten sonra bu ayıyı uzun süre yanında tuttuğu için lakabını buradan almaktadır.)
Ali Fuat Cebesoy, (d. 23 Eylül 1882, İstanbul – ö. 10 Ocak 1968, İstanbul), İstiklal Savaşını fiilen başlatan Türk asker ve siyaset adamı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ile Harp Okulu yıllarında sınıf arkadaşı idi. Türkiye'nin işgali sırasında İzmit'ten Ankara'ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açma emrini vererek durdurması nedeniyle Kurtuluş Savaşı'nı fiilen başlatan ilk komutan oldu ve savaş boyunca önemli görevler üstlendi. Yine Kurtuluş Savaşı yıllarında üstlendiği Moskova Büyükelçiliği görevini başarıyla yürüttü ve Türkiye'nin kuzeydoğu sınırlarını belirleyen Moskova Antlaşması'nı imzaladı. Milletvekili olarak başladığı siyasi yaşamında Türkiye'nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucularından birisi oldu, ve sonrasında İzmir suikastı sanığı olarak yargılandı.

1939'dan sonra siyasete dönerek TBMM başkanlığı, Bayındırlık bakanlığı yaptı. 1948'den itibaren siyasete Demokrat Parti'de devam etti. 27 Mayıs Darbesinden sonra Yassıada Mahkemeleri'nde yargılandı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yhaa bu Mehmet Akif Bey doğru mu???????????
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mehmet akif beyden başka birilerinin de hayatı lazım onları da yayınlarsanız çok iyi olacak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ekim 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen yardımcı olun kartal bey var mı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kuvayi milliye hareketinden kartal bey in biyografisi
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
29 Ekim 2012       Mesaj #10
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Kuva-yi Milliye[2] (Güncel Türkçeyle: Millî Güçler), Anadolu'nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir milli direniş örgütüne verilen isimdir. Kuva-yi Milliye, Kurtuluş Savaşı'nın ilk savunma kuruluşudur.
Kuva-yı Milliye mevcudu, 1919 yılı sonuna kadar, Batı Anadolu’da 6.500-7.500 arasında değişmiştir. 1920 yılı ortalarında ise, bu mevcudun yaklaşık 15.000 kişiye ulaştığını tahmin edilmektedir.[3]
İlk Kuva-yi Milliye kıvılcımı (ilk silahlı direniş) Güney Cephesi'nde Dörtyol'da 19 Aralık 1918’de Fransızlara karşı başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, Fransızların işgallerine Ermenileri ortak etmeleridir.
İkinci etkili silahlı direniş hareketi (örgütlü ilk Kuva-yi Milliye hareketi) İzmir'in İşgali'nden sonra; Kuva-yi Milliye hareketini, milliyetçi ve yurtsever olan bazı subaylar halkı örgütleyerek Ege Bölgesi'nde resmen başlatmışlardır. Batı Anadolu'daki Kuva-yi Milliye birlikleri düzenli ordu kuruluncaya kadar geçen sürede Yunan birliklerine karşı vur kaç taktiği ile savaşmıştır. Güney Cephesinde (Adana, Maraş, Antep ve Urfa) Kurtuluş Savaşı'nı düzenli ve disiplinli Kuva-yi Milliye birlikleri yapmıştır. Ulukışla'da faaliyet gösteren Kuva-yi Milliye de ilk kurulanlardan olup Fransızların Toros'lar ardında ulaştığı bu en iç noktadan kısa sürede püskürtülmelerini sağlamışlardır. Çalışmalarını belgeleyen bir karar defteri[4] M. Ali Eren[kaynak belirtilmeli]'in çabalarıyla günümüze ulaşmıştır.
Yerel sivil örgütlenmeler, çeteler olarak ortaya çıkan Kuva-yi Milliye, düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı, bugünkü deyimiyle bir gerilla savaşı uygulamıştır. İlk direniş olayları Güneydoğu Bölgesi'nde Fransızlara karşı görülmüşse de, örgütlü direniş İzmir'in düşmanca ele geçirilmesinden sonra Ege Bölgesi'nde Kuva-yi Milliye olarak başlamış ve bağımsız yerel örgütlenmeler olarak yayılmıştır. Bölgesel kuruluşlar, daha sonra TBMM'nin kurulması ile birleştirilmiş ve I. İnönü Muharebesi sırasında da düzenli orduya dönüşmüştür.
Kuva-yi Milliye'nin amaçlarının başında hiçbir devletin ve ulusun egemenliğini kabul etmeyerek, Türk Milletinin kendi bayrağı altında yaşama hakkını ve bağımsızlığını oluşturmak gelmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Kuva-yi Milliye'nin kuruluşunu şöyle açıklar:

Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askerî bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, 'ordu' adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyor. Buna Kuva-yi Milliye diyoruz...

Kaynak:

Benzer Konular

22 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış
26 Mart 2011 / Misafir Taslak Konular
13 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
17 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış