Arama

Dünya, güneş ve ay arasında geçen bir konuşma örneği verir misiniz? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Mayıs 2013 Gösterim: 32.255 Cevap: 21
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2012       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bende bir tane buldum ama ay,güneş ve dünyayı insan olarak düşündüm;
Ay:Merhaba arkadaşlar.
Sponsorlu Bağlantılar
Dünya ve Güneş:Merhaba.
Ay:Ay bağırmayın ya...
Dünya:Tamam ikimiz adına özür dilerim.
Ay:Önemli değil ya.Hem bak ben ne duydum.
Dünya:Ne duydun?
Ay:Güneş duymasın ama.
Dünya:Tamam.
Ay:Güneş'in ikizi varmış.Adı da Nihan'mış.
Dünya:Yaaaaaa...
Güneş:Ne konuşuyorsunuz fısıl fısıl?İki dakka ayrıldım yanınızdan başladınız dedikodumu yapamaya değil mi?
Ay ve Dünya:Yoo valla senin hakkında konuşmadık.
Güneş:Neyse hadi eve gidelim anne ve babalarımız merak eder.
Ay:İyi gidelim bari.Hadi bay bay Güneş,bay bay Dünya iyi akşamlar.
Güneş ve DünyaMsn Confusedanada iyi akşamlar Ay annene ve babana selam söyle.
AyMsn Confusedizde selam söyleyin bay bay.
byseus - avatarı
byseus
Kayıtlı Üye
26 Mart 2012       Mesaj #12
byseus - avatarı
Kayıtlı Üye
Birgün "dünya" ile "güneş" karşı karşıya gelmiş itişmişler biraz tam o sırada araya "ay" girmiş ama o da arada kaynamış.
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2012       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇOK GÜZEL OLMASA DA BİRŞEY BULDUM


Ay: Bugün dolunay günüm. Dünya’dan tepsi gibi görüneceğim. Bu duruma çok seviniyorum.

Güneş: İstersen yarın da son dördün ol. Sonraki gün biraz dinlenmek için de kenara çekilir, hiç görünmezsin.

Dünya: Güneş’in söylediği mantıklı. İzin verirse devamını ben getireceğim.

Güneş: Tabi ki izin veriyorum.

Dünya: Tamam o zaman. Dinlendikten sonra harekete geçmen gerekiyor. Bu yüzden bir hilal şekli alman gerekiyor. Hilal olduktan sonra ilk dördün olursun. Sonra dolunay. Böyle sürüp gider.

Ay: İkinizin söylediği de çok güzeldi. İkinizin dediğini de uygulayacağım. Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2012       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldızdır. Orta büyüklükte olan Güneş tek başına Güneş Sistemi'nin kütlesinin % 99,8'ini oluşturur. Geri kalan kütle Güneş'in çevresinde dönen gezegenler, asteroitler, göktaşları, kuyrukluyıldızlar ve kozmik tozdan oluşur. Günışığı şeklinde Güneş'ten yayılan enerji, fotosentez yoluyla Dünya üzerindeki hayatın hemen hemen tamamının var olmasını sağlar ve Dünya'nın iklimiyle hava durumunun üzerinde önemli etkilerde bulunur.

Dünya (Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Cihan ya da Arz), Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.


Kaynak: Dünya, Güneş ve Ay hakkında bilgi verir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mayıs 2012       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bende teşekkür ederim ama aradığım şu güneş dünya ve ay kendi aralarında güneş ve ay tutulması hakkında konuşuyrlar aralarındaki diyaloğun nasıl olabileceğini hikayeleştirerek yazınız. işte aradığım bu idi.lütfen yardım edim zor durumdayım.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mayıs 2012       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
güneş ay ve dünya arasında konuşma diyoloğu ama güneş ve ay tutulması ile ilgili lütfennn çoookkk acill yarınaaa
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2013       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ayın evreleri:


Ay: Bugün dolunay günüm. Dünya’dan tepsi gibi görüneceğim. Bu duruma çok seviniyorum.

Güneş: İstersen yarın da son dördün ol. Sonraki gün biraz dinlenmek için de kenara çekilir, hiç görünmezsin.

Dünya: Güneş’in söylediği mantıklı. İzin verirse devamını ben getireceğim.

Güneş: Tabi ki izin veriyorum.

Dünya: Tamam o zaman. Dinlendikten sonra harekete geçmen gerekiyor. Bu yüzden bir hilal şekli alman gerekiyor. Hilal olduktan sonra ilk dördün olursun. Sonra dolunay. Böyle sürüp gider.

Ay: İkinizin söylediği de çok güzeldi. İkinizin dediğini de uygulayacağım. Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim.
Electrify - avatarı
Electrify
Ziyaretçi
5 Mart 2013       Mesaj #18
Electrify - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İçinde Dünya, Ay ve Bulutların Yer Aldığı Masal
Dünya, çok büyük bir gezegen olduğu için ona başka gezegenler de arkadaşlık ederler: Yıldızlar ve en büyük iki gezegen olan Ay ve Güneş... Ay, Güneş’ten yaklaşık dört yüz kere daha küçük, fakat bize Güneş’ten dört yüz kere daha yakın olduğu için gökyüzünde ikisi de aynı büyüklükte görünürler. Güneş ve Ay, pek iyi arkadaşlık kuramamışlardır. Çünkü birbirlerini hiç göremezler. Güneş, gündüzleri yerküreyi aydınlatırken, Ay ise geceleri Güneş’ten almış olduğu ışığı yansıtıp, Dünya’yı bir lamba gibi aydınlatır. Kural böyledir. Bu önemli görevler ikisi için ayrı ayrı belirlenmiş ve kendilerine verilmiştir.
Güneş, en büyük güç olduğunu kanıtlamak için arkadaşlarına devamlı böbürlenip kendisini üstün gösterme çabalarına girişmiştir. Ay, ona en yakın büyüklükte olduğu için de kendisini devamlı üstün gösterme çabası içindedir. Yerküre için yaptıkları görevleri her ikisi de duyurmaya çalışırlar. Güneş:
- En büyük güç benim. Ben olmasaydım yerküre yaşanmaz hale gelirdi. Sebzeler, meyveler ve en önemlisi de "dört mevsim" olmazdı, diyordu.
Güneş, bu konuda haksız sayılmazdı. Eğer gerçekten Güneş olmasaydı, Dünya’da hiçbir canlı varlık yaşayamaz, zaten yaşam diye de bir şey olmazdı. Yeryüzünün hayat kaynağı ve canlı varlıkların da tek enerji aldığı kaynak olan Güneş, bu konuda böbürlenmeyi kendince haklı buluyordu.
Ay ise, Güneş’in takındığı bu tavırlara sinirleniyor, Dünya’ya en yakın kendisinin olduğunu iddia ediyordu:
- Hayır işte, diyordu Ay. Ben de çok önemliyim. Ben olmasam, geceler boyu yeryüzü karanlığa boğulur, aydınlanamaz.
Bir gün tartışmaları uzamış ve buna bir çözüm bulabilmek amacıyla Güneş, Ay’a bir teklifte bulunmuş
- Bir deneme yapalım, dedi Güneş. Sen, Dünya ile benim arama gir. Ben tutulunca, Dünya’nın bazı bölümleri gündüz benim ışığımı alamasın; görelim bakalım neler olacak?
Konuşması esnasında Güneş, bu "Güneş tutulması"nı bir yılda en az iki, en çok beş kez tekrarlayacaklarını söylüyor ve anlatmaya devam ediyordu:
- Sen, Dünya’nın çevresinde elips şeklinde bir yörüngede dolanıp duruyorsun; onun için Dünya’ya olan uzaklığın her an değişiyor. Eğer benim tutulma anımda sen Dünya’ya yeteri kadar yakın olursan senin görünen çapın benim görünen çapımdan büyük olacağı için benim yuvarlağımın tamamını örtmüş olacaksın. O zaman "tam tutulma" meydana gelecektir. Eğer sen benim yuvarlağımın sadece bir kısmını örtersen, "parçalı tutulma" olacaktır. Ama sadece iç kısmımı örtersen "halkalı tutulma" olacaktır, bunu bil.
Ay, Güneş’i iyice dinledi. Şimdi konuşma sırasının, kendisinde olduğunu bildiği için savunmaya geçti:
- Hayır efendim! Bir de beni dinle bakalım, dedi Ay. Ben de en kısa zaman içinde tutulma gerçekleştireceğim. Dünya, seninle benim arama girecek, Dünya’nın gölgesi beni tamamıyla perdeleyecek kadar büyük olacak ve ben tutulmuş olacağım. O zaman ben senden ışık alamayınca, ışığımı gece Dünya’ya yansıtamayacağım ve tutulmam gerçekleşecek. Sana neden küstüğümü de böylece anlamış olacaksın.
Bu tartışmalar ikisi arasında sürüp gidiyor, Dünya ise bu sözleri yakından izliyor ve kendi üzerinde yaşayan canlı varlıklar için çok üzülüyordu. Ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Çünkü ikisinin kızıp da görevlerini yapmadıkları takdirde, kendisi de dahil olmak üzere üzerinde yaşayan bütün canlı varlıkların zarar göreceğini biliyordu.
Dünya, Güneş ve Ay’a kızgın bir şekilde dedi ki:
-Tartışmaları kesin artık! Yok yere tartışıyor, birbirinize boşuna küsüyorsunuz. Ama bu tutulmaları gerçekleştirmiyorsunuz. Böyle boş yere konuşup duracağınıza, belirli aralıklarla bir Güneş, bir de Ay tutulur; sonuç meydana çıkar. Bu tartışmalar da biter. Ben de sizin yüzünüzden zarar görmem.
Güneş ve Ay, Dünya’nın bu sözlerini can kulağı ile dinlemişlerdi. Onu bu kadar çok üzüp sinirlendirdikleri için de çok utandılar.
Bu tatsız tartışmalardan birkaç gün sonra, öğle saatlerine doğru, Dünya’nın elips şeklindeki yörüngesinde dolanmakta olan Ay, yörüngeden çıkıp Dünya ve Güneş’in arasına giriverdi. Gölgesi de Dünya’nın üzerinden geçti ve bu olayın sonucunda "güneş tutuldu". Gölgenin ortadaki bir bölümü içinden hiç güneş ışığı geçemedi. Çünkü Güneş’in yuvarlağını, Ay’ın yuvarlağı tümüyle örtmüş gibi görünüyordu. "Tam güneş tutulması" gerçekleşmiş, bu olay dünyadan izlenmişti. Yeryüzünün bazı bölümleri o gün hep karanlıkta kalmıştı.
Bir gece de kendi tutulmasını gerçekleştirmek istedi Ay. "Şimdi sıra bende! Size bir oyun oynayayım. Gökyüzü gece nasıl karanlık olacak, bakın görün" dedi ve tutulmasını gerçekleştirmeye başladı. Ay, tam bir "dolunay" iken, Dünya’ya göre Güneş’in tam zıt yönüne, yani Dünya’nın arkasına geçti. Dünya, Güneş ve Ay’ın ortasında kaldı. Dünya’nın gölgesi, Ay’ın yuvarlağını tamamen örtüp gölgeledi. Ay ise, Güneş’ten aldığı parlaklığını yitirdi. Sanki bu yetmiyormuş gibi bir de Dünya’nın gölgesinin merkezinden geçti. Tam bir "ay tutulması" gerçekleşmişti. Bu tutulma olayının süresi yüz dakikaya kadar çıkmıştı. Tutulma olayının tümü üç buçuk saat sürmüştü.
O gece gökyüzü karanlık oldu. Güneş ve Ay baktılar ki, Dünya haklı. İkisinin de ayrı görevleri olduğuna hiç şüpheleri kalmamıştı. Dünya’nın üzerinde yaşayan canlı varlıkları üzmeye ikisinin de hakları olmadığını ve bu tartışmaların çok yersiz olduğunu anladılar.
Ay’ın Güneş’e söylemek istedikleri vardı:
- Benim kabul etmek istediğim bir gerçek var, dedi Ay. Sen Dünya için daha önemlisin. Çünkü hem ben, hem Dünya, ışığımızı ve ısımızı senden alıyoruz. Gerçek şudur ki senin yokluğunda hiçbir canlı varlık yeryüzünde yaşayamaz. Ben de önemliyim ama sen daha önemlisin; bunu "tutulduğun" zaman çok iyi anladım arkadaşım.
Ay’ın bu sözleri üzerine gülümsedi Güneş ve dedi ki:
- "Sen haklısın, ben haklıyım" tartışmasını bırakalım arkadaşım. Dünya için hepimiz çok önemliyiz. Bak şu galaksideki tüm gezegen yıldız kümelerine; onlar da gece olunca bütün evreni bir mücevher parçası gibi ışıklandırıyorlar. Bizler yerküre için çalışmaya devam edeceğiz. Haydi bakalım! Hepimiz görevlerimizin başına dönelim, Dünya’yı da daha fazla üzmeyelim.
Daha sonra Ay ve Güneş, gülümseyerek yeryüzünü selamladılar.
user online quickreply
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2013       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ay: Bugün dolunay günüm. Dünya’dan tepsi gibi görüneceğim. Bu duruma çok seviniyorum.

Güneş: İstersen yarın da son dördün ol. Sonraki gün biraz dinlenmek için de kenara çekilir, hiç görünmezsin.

Dünya: Güneş’in söylediği mantıklı. İzin verirse devamını ben getireceğim.

Güneş: Tabi ki izin veriyorum.

Dünya: Tamam o zaman. Dinlendikten sonra harekete geçmen gerekiyor. Bu yüzden bir hilal şekli alman gerekiyor. Hilal olduktan sonra ilk dördün olursun. Sonra dolunay. Böyle sürüp gider.

Ay: İkinizin söylediği de çok güzeldi. İkinizin dediğini de uygulayacağım. Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mayıs 2013       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
benimde ödevim böyle ama ay dünya ve güneş ile diyalog olacaktı ama oy tutulması hakkında konuşması olması lazım

Benzer Konular

22 Mart 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
13 Ocak 2014 / JéLLyßon Soru-Cevap
12 Nisan 2016 / Misafir Soru-Cevap
11 Mayıs 2011 / Misafir Taslak Konular