Arama

Mihriban Camii'nin önemi nedir?

Güncelleme: 18 Eylül 2011 Gösterim: 3.052 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mihriban camiinin önemi nedir
Sponsorlu Bağlantılar
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
18 Eylül 2011       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

mihriban camiinin önemi nedir

Mihriban Sultan Camii

Sponsorlu Bağlantılar
TARİHİ :
Bu caminin adı bir vakfiyesinde, tezkiret-ül-Bünyan ve devrinin birçok arşiv vesikalarında Mihrimah(Mihr ü mah) şeklinde yazılır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan bir vakfiyesinde adı mah-ı mihr şeklinde geçer. Mihr, Farsça(güneş ve ay) anlamındadır.(1)
Üsküdar’da Sultan tepesinin eteğinde hâkim bir set üzerinde bulunan bu camii Üsküdar İskelesinde ve Sultan III. Ahmet çeşmesinin karşısındadır. Eski kaynaklarda(Leb-i derya) Denizin dudağında kurulmuş olarak gösterilir. Rivayete göre Mihrimah Sultan iki camii yaptırmak ister. İlk okunan ezan ile son okunan Ezanın kendi camilerinde okunmasını ister. Birisi Üsküdar da, diğeri de Edirne kapıda bulunan bu camileriyle arzusuna ulaşır.


MİMARİ YAPISI :
Evliya Çelebi cami hakkında şunları yazıyor:
Mihrimah Sultan Cami İskele başındadır. Bu camii Sultan Süleyman H.954 M.1548 tarihinde yaptırıp sevabını kerimesi Sultan merhumenin ruhuna hediye etmiştir.
Set üzerinde caminin avlusuna on bir basamaklı iki yönlü adi taş merdivenle çıkılır. Sın cemaat yerinin önünde ikiyüzlü ve yirmi musluklu sam mermerden şadırvan vardır. Şadırvanın üst kısımları mermer şeklindedir. Şebeke göbeklerinde altışar şualı küçük yıldızlar görülür. Tatlı bir meyle kurulan bu mabede bir kartala benzetirsek bu şadırvan uçmaya hazırlanan bir kartalın başı gibidir. Beş ayrı üç de son cemaat yerinin ortaklaşa sütunları üstünde yükselen kurşun kaplı bir saçak şadırvanı örtmektedir. Şadırvanın mermer üstünde zambak kabartmalı bir kuşak dolaşmaktadır.
Son cemaat yerinin rafını altı sütun üzerindeki beş kubbe örter. Ortadaki kubbe çarpı işareti şeklinde ve daha derincedir. Sütun başlıkları istalaktitli (damlalı)bu sütunların üslerindeki altı kemerde son cemaat yerinin kubbe duvarındaki istalaktitli başlıklı dört payende ile iki salkımlı küme başlıklara dayanır.
Yüce sanatkâr Mimar Sinan bu mabetle yepyeni plan ortaya çıkıyor. Kıble duvarındaki sütun başlıklarında istalaktitleri derinleştirilerek yerler yapmıştır. Planın müstesnalığa son cemaat yerine intişar etmiyor mabedin kendi planı bir yonca yaprağı şeklindedir. Topkapı sarayında Sinan devrine ait olduğu iddia edilen bir planın Mihrimah Sultan’ın öldüğü biraz tadil ile tatbik edildiği anlaşılmaktadır.
Caminin birer şerefeli iki minaresinin kapıları son cemaat yerine açılmaktadır. Solundaki minarenin kapısı içerisinde şimdiye kadar hiçbir yerde eşine rastlanmayan bir oymacılık ve kakmacılık şaheseri vardır. Bir taşa kabartma olarak Kelime-i Tevhit kazılmış. Diğer minaresinin kapısının üstüne bir madalyon üstüne sadece Kelime-i Tevhit kazılmıştır. Caminin iç kubbesi turamplarla genişletilmiş. Sinan’ın ilk defa lale motifi kullanılarak fil ayakları ile ana kubbeyi tutturmuştur.

MÜŞTEMİLATI :
Mihrimah Sultan Külliyesi, cami, medrese, imaret, kervansaray, mektep, kiler, ambardan oluşmuştur. İhata duvarı içerisinde şifahane, tuvaletler, hazineler, ihata duvarı dışında kütüphane ve hamamı mevcuttur. Ayrıca görevlilere lojmanı vardır. Camide 1 İmam Hatip ve 2 Müezzin Kayyım görev yapmaktadır. Vakitlerde 150–200,Cuma günü ise u1500–2000 kişi ibadet etmektedir. Cami içinde bayanlara Namaz kılma yeri vardır. Cami avlusunda ise bayanlara sonradan yapılma abdest alma yeri vardır.



Sen sadece aynasin...
mustakar - avatarı
mustakar
VIP VIP Üye
18 Eylül 2011       Mesaj #3
mustakar - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

mihriban camiinin önemi nedir





Bir çoğumuz Mimar Sinan hayatı ve eserleri hakkında yazılar okumuşuzdur, bugün mimar sinanın belkide hiç duymadığınız bir anısını anlatmak istiyorum sizlere Mimar Sinan ve büyük aşkı Mihrimah Sultan,

Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ya .
Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir.
Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dırdiğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan.

Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır.
Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat o’na olan aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
İstanbul’un en güzel yerlerinden birine Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden.1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlar.Cami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği örnek aldığı yer ise bir başka aşka kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya.

Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ıssız yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere sanki aşkının gizliıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur.

Mihrimah Sultan’a ithafen.
Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir. Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı. ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan’ın o çok güzel ayak topuklarını döven upuzun saçları tasvir edilmiştir.
Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami.

Ama Sinan aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki bu sırra şaşırmamak o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil. Sinan Usta’nın aşk’ının vesikasıdır sanki iki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur:
Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama bu nasıl bir estetik anlayışıdır!”

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

21 Haziran 2016 / Misafir Cevaplanmış
9 Aralık 2015 / Misafir Cevaplanmış