Arama

CHP - Cumhuriyet Halk Partisi

Güncelleme: 11 Mayıs 2011 Gösterim: 15.264 Cevap: 4
sehrazat2415 - avatarı
sehrazat2415
Ziyaretçi
25 Ocak 2007       Mesaj #1
sehrazat2415 - avatarı
Ziyaretçi
Cumhuriyet Halk Partisi

Sponsorlu Bağlantılar
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül1923`te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir. Sol kanatta yer alır.
Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirdi. 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu.

Genel Başkanlar
  • Mustafa Kemal Atatürk1923-1938
  • Mustafa İsmet İnönü1938-1972
  • Mustafa Bülent Ecevit1972-1980
  • Deniz Baykal1992-1995
  • Hikmet Çetin1995
  • Deniz Baykal1995-1999
  • Altan Öymen1999-2000
  • Deniz Baykal2000-...
Atatürk Dönemi

16 Mart1920'de İstanbul işgal edilip Meclisi Mebusan dağıtıldı. Ancak Türk milleti Anadolu'da hem kurtuluş savaşı veriyor, hem yeni bir siyasi rejimi kuruyordu. 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldı. Birinci başkan Mustafa Kemal, ikinci başkan Celalettin Arif idi. İlk Bakanlar Kurulu: Mustafa Kemal (başvekil), Cami Bey (dahiliye), Celalettin Arif (Adliye), İsmail Fazıl (Nafia), Bekir Sami(Hariciye), Adnan Bey (Sıhhiye), Yusuf Kemal (İktisat), Fevzi Paşa (MilliSavunma), İsmet Paşa (Genelkurmay), Hakkı Behiç (Maliye), Rıza Nur (Maarif).
Türkiye tarihinde halk hükümeti dönemi başlamıştır. Mecliste iki grup vardı. 1.Grup Cumhuriyetçilerden, 2.Grup Hilafetçilerden meydana geliyordu. 1920 ile 1923'de cumhuriyetin ilanına kadar geçen dönem meclis yönetimi ne meşruti, ne mutlakıyetçi, ne laik, ne sosyalist ne kapitalist bir yönetimdi, halk yönetimiydi ve anayasadaki devletin dini İslam ibaresine göre bir tür İslam cumhuriyeti idi.
1 Nisan 1921'deki İnönü zaferinden sonra mecliste gruplar birbirine girdi. Müdafaa-i Hukuk Grubu partileşmeye doğru gidiyordu. 10 Mayıs 1921 toplantısında Mustafa Kemal grup başkanı oldu. Aynı zamanda meclis başkanıdır. Selahaddin ve Hüseyin beylerin önderliğinde 2.Grup ögrütleniyordu. Siyasi partiler şekillenmeye başlamıştı. Temmuz 1922'de Rauf Orbay icra vekilleri heyeti başkanlığına seçilir. Basında ve muhalefette Mustafa Kemal'in partileşme tebebbüsleri bolşeviklikle suçlanmaktadır. Oysa Mustafa Kemal şöyle diyerek partinin sınıfsal değil milli olduğunu söyleyecektir: 'Bu milletin siyasi fırkalardan çok canı yanmıştır..Halk fırkası dediğimiz zaman bunun içinde bir kısım değil, bütün millet dahildir.'
8 Nisan 1923 seçimlerini Müdafaai Hukuk grubu kazandı. 9 Eylül'de 9 Umde esaslı halk nizamnamesi tüzüğü kabul edildi ki, bu fırkanın kuruluş tarihidir. Halk Fırkasının amacı, Türkiye'yi tam manasıyla asri bir devlet yapmak, hiçbir fert ve cemiyete imtiyaz tanımamaktır.
Mustafa Kemal Paşa 11 Eylül 1923'de İçişleri Bakanlığı'na dilekçe vererek Halk Fırkası'nı kurdu. Kurucular Refik Saydam, Celal Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Uybadın, Kazım Hüsnü, Saffet Arıkan, Zülfü Bey'di. Genel Sekreter Recep Peker'di. 10 Kasım 1924'e kadar Halk Fırkası olan isim bu tarihte Cumhuriyet Halk Fırkası, Mayıs 1935'de 4. Kurultayda CHP olmuştur.
Mustafa Kemal, karşısındaki istanbul basını ve hilafetçi cepheyi alt ederek 29 Ekim 1923'de cumhuriyeti ilan eder.
Bir yıl sonra muhalefet 17 Kasım 1924'de TCF'yi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurar. Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Ali Fuat, Hüseyin Avni, Cafer Tayyar, Refet, Bekir Sami, Hüseyin Cahit, Sabit fırka kurucularıdır.
1925 yılında Şeyh Sait isyanı çıkar. 4 Martta Takriri Sükun Kanunu çıkarılır, isyanın önderleri idam edilir, bu arada 3 haziranda TCF kapıtılır.
15 Ekim 1927'deki 2. kurultaya kadar CHF reformları gerçekleştirir. 2.Kurultayda 15-20 Ekim arasında Gazi Mustafa Kemal Büyük Nutuk'u okur. Tüzükte CHF'nin cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi siyasi bir cemiyet olduğu, fırkanın umumi reisinin fırkanın kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Hazretleri olduğu yazılır.
1930'a kadar CHP halkçılığı yolsuzluklarla sarsılınca ortaya çıkan Fethi Bey'in Serbest Cumhuriyet Fırkası muhalefeti halktan büyük oy alır, ancak aynı yıl parti kendini fesheder.
10 Mayıs 1931'de 3.Kurultayda tek particilik kökleşti. 4. Kurultay 9 Mayıs 1935'deydi ve Atatürk'ün katıldığı son kurultaydır. Burada artık parti devleti hakimiyeti ve katı devletçilik ilan edilmektedir. 1932'de Atatürk ile İnönü arasındaki görüşü ayrılığı, İnönü ile Bayar mücadelesi ortaya çıkmıştır. Eylül 1937'de Celal Bayar başbakandır.
10 Kasım 1938'de Atatürk vefat etti. CHP kurucusu ve değişmez genel başkanıydı. 26 Aralıkta Olağanüstü Kurultay toplandı. İsmet İnönü genel başkan oldu, aynı zamanda cumhurbaşkanı seçildi. İnönü, partiyi 1950'ye kadar milli şef olarak iktidarda tuttu.

İnönü Dönemi

1950 Demokratların devrimine kadar olaylar şöyle gelişti: Celal Bayar tasfiye edildi. 1938 ara seçimlerinde muhalif eski generaller Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Naci Tınaz, Hasan Rıza Soyak, Ali Fuat Cebesoy meclise girdiler. 29 Mayıs 1939'da 5.Kurultayda şiddetli demokrasi tartışmaları yaşandı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında büyük sıkıntı çekilirken, savaş zenginleri türedi, Milli Korunma Kanunu çıkarıldı, Varlık Vergisi faciası yaşandı. 8 Haziran 1943'de 6.Kurultay toplandı. 23 Şubat 1945'de Almanya ve Japonya'ya savaş ilan edildi, 24 şubatta Birleşmiş Milletler'e girildi.
7 Ocak 1946 Türk demokrasisi için bir başlangıçtır. Celal Bayar Demokrat Parti'nin (DP) kurulduğunu ilan etmiştir. 21 Temmuz 1946 seçimleri sonucu: CHP 396, DP 62, Bağımsızlar 7. Demokrasiye geçişin bu ilk genel seçiminde DP kazanamamıştır ama CHP kaybetmeye başlamıştır.
1947'de CHP iktidarı IMF ve Dünya Bankası'yla anlaştı. Truman Doktrini ile ABD'den yardım aldı. 12 Temmuz bildirisi ve 35'ler Olayı ile partide bölünmeler başladı. Parti içinde 35 milletvekili güvensizlik oyu vererek muhalefet etmeye başladı. Recep Peker dönemi bitti.
1949 yılındaki 7.Kurultayda önemli kararlar alındı. Tek parti baskıcılığından demokrasiye geçişte dini baskılarda yumuşama ve reformlar başladı.İmam hatip kursları açıldı, hacca gitmek serbestleşti, ilkokullara seçmeli din dersi konuldu, türbeler tekrar ziyarete açıldı. 4 şubat 1949'da TBMM'de ezan okundu, Mayısta İstiklal Mahkemeleri Kanunu kaldırıldı.
Son tek parti dönemi CHP hükümeti başbakanı Şemsettin Günaltay'dı. 22 Mayıs 1950'ye kadar görevde kaldı.
14 Mayıs 1950 seçimleriyle bir devir kapandı. DP zafer kazandı. Seçim sonuçları: DP 408, CHP 69. CHP artık muhalefettedir.
29 Haziran 1950'de gerçekleştirilen CHP 8.Kurultayında daha önceki kurultayda parti meclisine bırakılmış olan genel sekreter seçimi yetkisi kurultay delegelerine bırakılmış, parti meclisi üye sayısı da hepsi kurultay tarafından seçilen 30 üyeye indirilmiştir. Yapılan seçimler sonunda İsmet İnönü Genel Başkan, Kasım Gülek ise Genel Sekreter seçilmiştir. Eylül 1951 araseçimlerinde DP 20 milletvekilliğinin 18'ini kazandı.
26 Kasım 1951'de toplanan 9.Kurultay'da İsmet İnönü yeniden Genel Başkanlığa, 'çarıklı politikacı' lakabıyla anılan Kasım Gülek'de Genel Sekreterliğe seçildi. 18 Şubat 1952de meclis NATO'ya girişi onayladı. 1953de CHP parti malları hazineye devredildi.
22 Haziran 1953de toplanan 10. Kurultay'da parti programında ilk kez "Hukuk Devleti" kavramına yer verildi, iki meclisli bir sisteme geçilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin kurulması, seçim güvenliği, yargıç bağımsızlığı, sendika ve meslek örgütleri kurma özgürlüğü, işçilere grev hakkı gibi görüşler programa girdi. Kurultay sonunda yapılan seçimlerde İnönü tekrar Genel Başkanlığa, Kasım Gülek de 860 delegeden 709'unun oyunu alarak Genel Sekreterliğe seçilmiştir.
2 Mayıs 1954 seçimlerinde CHP 3 milyon oy ile 31 milletvekili çıkardı. DP 5 milyon küsur oyla 490 milletvekili çıkardı.
1954 yenilgisi partiyi karıştırdı. 26 Temmuzdaki 11.Kurultayda Tüzük Komisyonu, Genel Başkan ve Genel Sekreter ile 30 kişilik parti meclisinin kurultayca seçilmesini, Parti Meclisinden seçilecek 5 üye ile Genel Sekreterin seçeceği 2 Genel Sekreter Yardımcısının Merkez Yürütme Kurulu'nu oluşturmasını kararlaştırdı. Tüzük Komisyonunun raporu kurultay kararı ile kabul edildi. Kurultay, İnönü'yü Genel Başkanlığa, Gülek'i de Genel Sekreterliğe yeniden seçti.
21 Mayıs 1956'da 12.Kurultay yapılır. Bu Kurultayda İsmet İnönü, 1021 delegenin 1020'sinin oyunu alarak tekrar Genel Başkan, Kasım Gülek'de 972 oydan 880'ini alarak tekrar Genel Sekreter seçilir.
9 Eylül 1957'de yapılan 13.Kurultay, Demokrat Parti (DP) iktidarının artan baskılarına karşı, muhalefet ile işbirliği yapılmasının kararlaştırıldığı kongre oldu. 9 Eylül Kurultayı'nda üç muhalefet partisinin işbirliği kabul edildi, Parti Meclisi'ne, Genel Yönetim Kurulu'na işbirliği konusunda tam yetki verildi. Kongreye, muhalefetteki Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi temsilcileri de katıldılar. Yapılan seçimlerde İnönü 920 oy alarak Genel Başkanlığa, Gülek de 837 oy alarak Genel Sekreterliğe tekrar seçildiler.
27 Ekim 1957 seçimleri sonucu: DP 421, CHP 173. DP küçülmekte, CHP büyümektedir. CHP 18 ilde tam liste kazanmıştır. Oy oranı yüzde 51.4'e çıkmıştır. CMP 4, HP 4 milletvekilliği ile meclise girmiştir. 1957 seçimlerinden sonra ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler karşısında, CHP'de hızlı bir çalışma dönemine girildi, parti politikalarında önemli değişimler yaşandı.
12 Ocak 1959'da başlayan 14. Kurultay da , "iktidara yürüyen parti" havasında gerçekleştirildi ve "düzen değişikliği programı" niteliğindeki "İlk Hedefler Bildirisi" kabul edildi. Kurultay'da Parti Meclisi üye sayısı 30'dan 40'a çıkarıldı, Merkez Yönetim Kurulu üye sayısı da Genel Sekreter ile beraber 11'e yükseltildi. Parti Meclisi'ne gerektiğinde Genel Sekreteri üçte iki çoğunlukla değiştirme ve yeni Genel Sekreter seçmek üzere kurultayı toplantıya çağırma yetkisi verildi. İnönü ve Gülek, tekrar Genel Başkanlığa ve Genel Sekreterliğe seçildiler.
28 Eylül 1959'da Kasım Gülek Genel Sekreterlikten istifa etmiş, yerine İsmail Rüştü Aksal Genel Sekreter olmuştur.
İnönü, Uşak'ta taşlı sopalı saldırıya uğradı. Menderes ile İnönü sert tartışmalara girdiler. 1960 yılının Nisan ayında DP Meclis Tahkikat Encümeni'ni kurdu. 18 Nisan günü İnönü'nün DP'lilere, bu yolda devam ederlerse, baskı yönetimi olurlarsa, 'ben de sizi kurtaramam' dediği tarihtir.
9 Temmuz 1961de referanduma sunulan askeri dönem anayasası halkın %65'inin oylarıyla yürürlüğe girdi.CHP seçim çalışmalarını sürdürürken partide Kasım Gülek hizibi ortaya çıktı. 24 Ağustos 1961'de yapılan 15.Kurultayında İnönü genel başkan, İsmail Rüştü Aksal genel sekreterdir.
15 Ekim 1961 seçimlerine CHP, AP, YTP, CKMP katılır, sonuçlar (yeni rejimde senato vardır): Mecliste: CHP 173, AP 158, YTP 65, CKMP 54. Senatoda: CHP 36, AP 71, YTP 27, CKMP 16.
60'lı yıllarda CHP'deki değişiklik merkezden sola doğrudur. 24 yıl sonra İsmet İnönü yeniden başbakandır, 20 Kasım 1961 tarihinde. 1 Haziran 1962'yekadar AP ile yapılan koalisyon hükümeti. 25 Haziranda tekrar başbakanlık görevi verilen İnönü YTP ve CKMP ile koalisyon kurar, güvenoyu alır, ancak 31 milletvekili güvensizlik oyu verir.
14 Aralık 1962'deki 16.Kurultayda genel merkezciler, Gülek-Erimciler, üçüncü dünyacılar tartışır. İhraçlar, istifalar partiyi zayıflatır. 16 Kasım 1963 araseçimlerinde AP kazanır. YTP ve CKMP oy baybedince, hükümet düşer. 2 Aralıkta İnönü istifa eder. AP lideri Ragıp Gümüşpala hükümeti kuramaz, Üçüncü İnönü hükümeti 25 Aralıkta kurulur. 13 Şubat 1965'e kadar görevde kalır.
1965 seçimlerine CHP ortanın solu kimliğiyle girer. 10 Ekim 1965 seçim sonuçları: CHP 134, AP 240, MP 31, YTP 19, TİP 14, CKMP 11, Bağımsız 1.
1965 seçimleri, 50 seçimleri gibi bir dönüm noktasıdır. AP zafer kazanmış, CHP anamuhalefet partisi olmuştur. Ortanın solu Moskova yolu diye sağ partilerce propagandası yapılmıştır. Adnan Menderes ve arkadaşlarının 27 Mayısçılarca şehit edilmeleri unutulmamış, halkın çoğunluğunun DP'nin mirasçısı AP'yi desteklemesi karşısında rejim sağa kaymıştır.
CHP'de artık İnönü döneminin sonu yaklaşmaktadır. Yeni bir yıldız, Bülent Ecevit'tir. 24 Ekim 1966 18.Kurultayda genel sekreter seçilir. 28 Nisan 1967 olağanüstü kurultayında partiden kopmalar başlar, 48'ler grubu partiden ayrılır. 18 ekim 1968'de 19. Kurultay toplanır. İnönü-Ecevit listesi kazanır.
12 Ekim 1969 seçimlerinde CHP yine kaybeder: CHP 143, AP 256. Diğer partiler: GP 15, BP 8, MP 6, YTP 6, TİP 2, MHP 1, bağımsızlar 13. 70 darbesi yaklaşırken AP ile CHP arasında ideolojik gerginlik artmıştır, ordu memnun değildir. 3 Temmuz 1970'de 20.Kurultay toplanır.
12 Mart Muhtırası'nda Ecevit genel sekreterlikten istifa eder. 19 Martta CHP istifa ettirilen Nihat Erim başbakanlığa atanır.
5 Mayıs 1972. 5.Olağanüstü Kurultay. İsmet İnönü'nün başkanlıktan istifasıyla 33 yıllık şefliğin bitişi, Ecevit döneminin başlayışı.

Ecevit Dönemi

14 Mayıs 1972 Özel Kurultayında Ecevit genel başkan seçildi. 30 Hazirandaki kurultayda ise İnönü veda etti. Ecevit, asker destekli Melen hükümetine 5 bakan vererek destek oldu. Ancak 5 Kasımda Melen'le anlaşamayarak bakanları çekti. 6 Kasımda İnönü partiden ayrıldığını açıkladı. Peşinden 17 milletvekili CHP'den istifa etti.
28 Mart 1973'de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın görevi bitti. Org.Faruk Gürler'i seçtirmek isteyen demokrasi dışı güçlere karşı CHP ile AP işbirliği yaptı. 6 Nisanda Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçildi.
Yeni CHP akgünlere doğru Karaoğlan Ecevit'le yürüyordu. 14 Ekim 1973 seçimlerinden zaferle çıkan Ecevit'in demokratik sol CHP hareketi başarılı olmuştu. Seçim sonuçları: CHP 185, AP 149, MSP 47, DP 45, CGP 13, MHP 3, TBP 1, BAĞIMSIZLAR 6. 9 Aralık yerel seçimlerinde oy oranını artırdı. Oy oranı %37 ile %41 arasındaydı.
Ancak seçimi kazanmak tek başına iktidar olmak demek değildi. 27 Ekim-8 kasım arasında Ecevit'in hükümet kurma çalışmaları sonuçsuz kaldı. 13 kasımda görevi alan Demirel de hükemeti kuramadı. Nihayet 16 Ocak 1974'de görevi alan Ecevit CHP-MSP koalisyonunu kurdu. Başbakan Bülent Ecevit, yardımcısı Necmeddin Erbakan. Rejimin kurucu partisi, İslamcı partiyle hükümeti kurmuştu, ancak 7.5 ay sürdü. Bu hükümet döneminde 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. MSP'nin olumsuzluklarıyla hükümet 18 Eylül 1974'de Ecevit'in istifasıyla sona erdi.
14 Aralık 1974 kurultayında Deniz Baykal ve Mustafa Üstündağ yeni genel sekreter yardımcıları, Orhan Eyüboğlu genel sekreterdir. 1975'de Milliyetçi Cephe kurulmuştur, AP-MSP-CGP-MHP ortaklığı. İç çatışmalar, anarşi ve terör artmaktadır. Ekonomik bunalım ve siyasi cinayetler son derece tehlikeli tırmanmaya sebep olmaktadır. 12 Ekim 1975 araseçimlerinde AP ve CHP oylarını artırmıştır. CHP içinde Baykalcılarla Eyüboglu-Topuzcular arasında bir mücadele başlamıştır. 8 martta yönetimden Deniz Baykal, Haluk Ülman, Erol Çevikçe, Adil Ali, Tankut Akalın istifa ettiler. 27 kasım 1976 kurultayında yabancı sosyal demokrat ve sosyalist partililer vardı. Orhan Eyüboğlu genel sekreter oldu, yardımcıları Ali Topuz, Hasan Esat Işık, Mustafa Üstündağ, İsmail Hakkı Birler'di.
5 Haziran 1977 seçimlerinde CHP zafer kazandı ama iktidar olamadı. Seçim sonuçları: CHP 213, AP 189, MSP 24, MHP 16, CGP 3, DP 1, BAĞIMSIZLAR 4. Senatoda: CHP 28, AP 21, MSP 1. 14-21 Haziran arasında Ecevit azınlık hükümetini kurmuştur, ancak meclisten güvenoyu alamayarak görevi bırakmıştır. 1 Ağustos 1977'de İkinci MC (Milliyetçi Cephe)hükümeti kuruldu. 11 Aralıktaki yerel seçimlerde CHP başarılıydı. Oylarını yitiren MC partileri dağıldı. AP'den şu milletvekilleri ayrıldı: Orhan Alp, Tuncay Mataracı, Şerafettin Elçi, Mete tan, Güneş Öngüt, Ahmet Karaaslan, Hilmi İşgüzar, Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç ve Cemalettin İnkaya. 31 Aralıkta gensoruyla MC düşürüldü. Üçüncü Ecevit hükümeti bağımsızlarla kuruldu ve güvenoyu aldı. Ancak bir süre sonra bağımsızların deklerasyonu ve AP'nin gensorularıyla hükümet dağıldı. 14 Ekim 1979 araseçimlerinde boştaki 5 milletvekilliğini AP kazanınca 16 ekimde Ecevit istifasını verdi. 12 Kasımda Süleyman Demirel, 12 Eylül darbesiyle gideceği hükümeti kuruyordu. Artık CHP'nin kurultayı değil kendisi de tarihe karışacaktı.
12 Eylül 1980'de TSK yönetime el koydu, siyasi partileri dağıttı, liderlerini gözaltına aldı. Bülent Ecevit, Hamzakoy'a gönderildi, Demirel'le beraber. Bir ay gözetim altında kaldı, 11Ekimde bırakıldı, fakat siyasi faaaliyeti yasaklandı. 30 Ekimde Ecevit CHP genel başkanlığından istifa etti. Yayınladığı bildirinin açıklanmasını MGK engelledi.
Ecevit 21 şubat 1981'den sonra Arayış dergisini çıkardı. Siyaset yasaklarını çiğnediği gerekçesiyle sık sık cezaevine girdi, 9 ay hapis yattı.
16 Ekim 1981'de Milli Güvenlik Konseyi kararıyla siyasi partiler kapatıldı. Yönetim zaten partileri ve liderlerini dağıtmıştı. Ecevit CHP'nin kapatılmasını bildiriyle kınadı.

Yeni CHP ve Deniz Baykal Dönemi

12 Eylül yönetimi CHP'nin devamı olan SODEP'i veto ede ede 6 Kasım seçimlerine sokmadı. Necdet Calp'ın Halkçı Parti'si ise başarı sağlayamadı. SODEP ile HP birleşti. SHP doğdu. HP genel başkanı 1985'de Aydın Güven Gürkan olmuştu. Gürkan, Rahşan Ecevit'le birleşmeyi görüştü, sonuç alamadı, Erdal İnönü'yle görüştü, olumlu sonuçlandı. 21 Eylülde birleşme protokolü imzalandı. SHP genel başkanı 1986 mayıs ayına kadar Aydın Güven Gürkan oldu. 30 mayıstaki SHP 2.Olağanüstü Kurultayında Erdal İnönü genel başkan seçildi. Ecevit ise başka bir parti kurdu: DSP (14 Kasım 1985). Aralık 1986'da kurulan Halk Partisi 84. maddeyi aşmak için kurulan bir tabela partisiydi ve aynı ay sonunda DSP'ye katıldı, DSP 24 kişiyle meclise girdi.
Bu 80'li yıllar CHP mirasının paylaşılması yıllarıdır. 25 Mart 1984 yerel seçimlerinde, 6 Kasım 1983 genel seçimlerini kazanan ANAP kazandı, SODEP ikinci, DYP üçüncü parti oldu. Bu sonuç aslında 6 Kasıma girmesi yasaklanmış DYP ve SODEP'in dirilmesinin başlangıcıydı. Netekim 28 Eylül 1986'daki araseçimde ANAP geriledi, SHP %22 oy aldı. Erdal İnönü meclise girdi. DSP kazanamamıştı.
6 Eylül 1987'de ANAP referanduma gitti. Halka yasaklar kalksın mı, kalsın mı diye soruldu. Sonuçlar: Evet kalksın %50,16, Hayır kalkmasın %49,84. 13 Eylülde Bülent Ecevit DSP'nin başına geçti. Süleyman Demirel de DYP başkanlığını devraldı.
29 Kasım 1987'de yasaksız seçimlerde ANAP 292, SHP 99, DYP 59 milletvekili çıkardı.
25 Haziran 1988'de Erdal İnönü SHP genel başkanlığına yeniden seçildi. Ancak partiye Deniz Baykal grubu hakim oldu. 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde SHP kazandı. Ama ANAP'ın hakimiyeti vardı. 80'li yıllar Özal yılları oldu. Turgut Özal 89 seçimlerinde ANAP'ın yok olacağını anlayarak 9 Kasımda Kenan Evren'den boşalan cumhurbaşkanlığına SHP ve DYP'nin muhalefetine rağmen seçildi. 12 Aralık 1990'da İnönü ile Demirel buluştu, ortak bildiri imzalayarak erken seçim istediler. SHP'den Kürt kökenli milletvekilleri ihraç edildi. İnönü-Baykal mücadelesi başladı.29 Eylül 1990'daki SHP 6.Olağanüstü Kurultayında Erdal İnönü başkan seçildi, genel sekreterliğe Hikmet Çetin geldi. 1991 seçimlerinde artık DSP de vardı. 20 eKİM 1991 seçimlerini DYP kazandı. Sonuçlar şöyleydi: DYP 178, ANAP 115, SHP 88, RP 62, DSP 7.
HEP, SHP'den ayrıldı, kapatma davası açılınca DEP kuruldu. Ancak o da kapatıldı. 11 Mayıs 1994'te HEP, DEP mensupları HADEP'i kurdular. Süleyman Demirel 20 Kasım 1991'de SHP ile koalisyon hükümetini kurdu. Haziran 1992'de 12 Eylülün bir yasası kaldırıldı, eski partilerin açılabilmesi sağlandı. Eski CHP'liler harekete geçti. Erol Tuncer, Hayrettin Uysal, Altan Öymen, Metin Somuncu, Metin Tüzün, Erdoğan Bakkalbaşı, Coşkun Karagözoğlu, Orhan Akbulut, Avni Gürsoy, Güler Gürpınar, Mehmet Gümüşlü, Hayri Öner, Celal Doğan, Nebil Oktay, Nail Atlı, Mehmet Dedeoğlu, Çetin Bozkurt, Hüseyin Doğan, İlyas Kılıç, İsmet Atalay, Orhan Vural. Bunlar CHP'nin kapatıldığında son yöneticileriydi.
9 Eylül 1992'de yeni CHP'nin açılış kurultayı yapıldı. Genel başkan Deniz Baykal oldu. Ecevit, işbirliğine ret cevabı verdi. Erdal İnönü de SHP'de birleşelim dedi. 15 Mart 1993'de ilk parti meclisinde genel sekreterliğe Ertuğrul Günay seçildi. Genel başkan yardımcıları İsmail Cem, Erol ÇEvikçe, Hasan Fehmi Güneş, Adnan Keskin, İstemihan Talay, Ali Topuz'du.
90'lı yılların siyaseti tam yerine oturamadı, SHP çalkalandı, CHP'ye geçen birçok SHP'li vardı. SHP giderek dağıldı. 24 Ocak 1993'de Uğur Mumcu'nun bombalı suikastta öldürülmesi, Madımak Oteli katliamında 37 kişinin yakılması, İSKİ müdürü Ergun Göknel yolsuzluğu olayları SHP'yi bitirdi. Özal'ın ani vefatı ve 16 Mayıs 1993'de Demirel'in cumhurbaşkanı seçilmesi siyaseti altüst etti. 3 Haziranda DYP başkanı Tansu Çiller olmuştu. 6 Haziranda İnönü başkanlığı bırakacağını açıkladı. Murat Karayalçın başkan oldu. 26 Mart 1994 yerel seçimlerinde CHP sahneye çıktı ama sadece %4 oy alabildi.Çünkü o seçimlere Sol 3 parça halinde girmişti.(Diğerleri SHP ve DSP) Birleşme turları başladı. 18 Şubat 1995'de toplanan birleşme kurultayında SHP kendisini feshetti ve CHP'ye katıldı.Hikmet Çetin CHP Genel Başkanı seçildi. 9 Eylül 1995'deki kurultayda ise Deniz Baykal genel başkanlığa geldi. 30 Ekimde Çiller ile bir koalisyona girdi. 24 Aralık 1995 seçimlerine koalisyonla giren CHP seçimde eridi. Sonuçlar: RP 158, DYP 135, ANAP 132, DSP 76, CHP 49. Seçimden sonra Erbakan-Çiller koalisyonu kuruldu. 28 Şubat sürecinin ardından RP, 16 Ocak 1998'de kapatıldı. ANAP-DSP-DTP koalisyonu kuruldu CHP bu hükümete dışarıdan destek verdi ve ülke yeni bir erken seçime gitti.
18 Nisan 1999 seçim sonuçları: DSP 136, MHP 129, FP 111, ANAP 86, DYP 85. CHP %8.71 OY almıştı, ama meclise giremedi. Askeri darbeler dışında CHP ilk defa millet oyuyla TBMM dışında kalmıştı.Bülent Ecevit 20 yıl sonra başbakan oldu. DSP-MHP-ANAP hükümeti kuruldu.
Deniz Baykal 22Nisan'da istifa etti. 22 Mayıstaki 9.Olağanüstü Kurultay'da Altan Öymen genel başkan seçildi. Bitmeyen kurultaylar sonunda Deniz Baykal yeniden genel başkan oldu ve CHP 2002 seçimlerinde % 19.41 oy ve 177 milletvekili ile AKP'nin ardından meclise girerek anamuhalefet partisi olarak tekrar siyasi hayata döndü.DSP meclise girememiş ve Türk Solu'nu temsil etmek görevi sadece CHP'ye kalmıştı.2004 yerel seçimlerinde parti bir önceki yerel seçimlere göre %13 olan oylarını %18'e çıkarmasına rağmen kıyaslama 2002 genel seçimi ile yapılmıştır.2005 yılı Haziran ayında yapılan olağanüstü kurultayda CHP lideri baykal güven tazelemiştir.
Özellikle 2004 sonu ve 2005'ten başlayarak iktidar partisinin uygulamalarından rahatsız olan halk kitlelerinin ve sivil toplum kuruluşlarını yanına çekmeye başlayan CHP 2006 yılında muhalefetini etkinleştirmiştir.2006 yılı sonlarına doğru toplanan esnaf Kurultayı oldukça başarılı geçmiştir.2006 sona ererken CHP oyları %20-23 arası duruma gelmiş ve artan bir ivme göstermeye başlamıştır
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2007 10:08
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
13 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Cumhuriyet Halk Partisi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve ortanın solunda yer alan Türk siyasi partisidir. Çok partili düzene geçiş sürecinde tek parti iktidarını sürdüren ve Türkiye'nin en uzun süreli iktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak da anılır.
"Halk Fırkası" adıyla kurulan partinin başına 1924'te "Cumhuriyet" sözcüğü eklenmiş, daha sonra 1935'teki 4. Kurultay'da bugünkü "Cumhuriyet Halk Partisi" adı benimsenmiştir.
12 Eylül Darbesi'nin ardından, o dönem Bülent Ecevit'in genel başkanlık yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış; daha sonra 3821 sayılı yasaya dayanarak, kuruluşunun 69. yıl dönümünde 9 Eylül 1992 günü tekrar açılmıştır.

CHP'nin Kökleri

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kökleri Sivas Kongresi'ne dayanır. CHP’nin 1. Kurultayı olarak da kabul edilen, 4-11 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nde, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde işgale direnmek amacıyla kurulan müdafaa-i hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) adı altında birleştirilmiştir. 23 Nisan 1920'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi ARMHC delegelerinden oluşmuş[kaynak belirtilmeli], ancak 1922'de meclis, Birinci Grup ve İkinci Grup adıyla iki gruba ayrılmıştır.[kaynak belirtilmeli]
200px Ataturk Time magnify clip
Cumhurbaşkanı ve Fırka Başkanı Mustafa Kemal Paşa TIME Dergisi 24 Mart 1923


Millî Mücadelenin zaferinden sonra Mustafa Kemal önderliğindeki Birinci Grup, ülke çapında siyasi örgütlenmeye girişmiş ve 8 Nisan 1923'te yapılan seçimlere tek liste ile girerek biri dışında bütün milletvekilliklerini elde etmiştir. Grup ileri gelenleri 11 Eylül 1923'te Mustafa Kemal başkanlığında Halk Fırkası'nı oluşturmuştur.
Halk Fırkası Doğuyor

Lozan Antlaşması'nın kabulü nedeniyle Mecliste baş gösteren yoğun tartışmalar üzerine Mustafa Kemal, 9 Eylül 1923'te 9 Umde adı verilen siyasî programı ilan etti ve iki gün sonra İçişleri Bakanlığı'na verilen bir dilekçeyle kendisine bağlı milletvekillerinden oluşan Halk Fırkası'nı kurdu. Parti kurucuları Refik Saydam, Celâl Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Uybadın, Kazım Hüsnü, Saffet Arıkan, Zülfü Bey'di. Genel Sekreter Recep Peker'di.
29 Ekim 1923'te, HF üyesi olan 158 milletvekili Cumhuriyet'i ilan ederek Mustafa Kemal Paşa'yı cumhurbaşkanı seçti. Bu olay üzerine, Milli Mücadele'nin lider ve aydın kadrosunu oluşturan milletvekillerinin bazıları (Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Ali Fuat Cebesoy, Hüseyin Avni, Cafer Tayyar Eğilmez, Refet Bele, Bekir Sami, Hüseyin Cahit Yalçın), ülkenin "diktatörlüğe" yöneldiğini iddia ederek mecliste ayrı bir grup oluşturdular. 17 Kasım 1924'de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdular. Bu olaydan bir hafta önce Halk Fırkası'nın adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirildi. TCF'nin 5 Haziran 1925'te kapatılıp önde gelen üyelerinin idamından sonra, 1946 yılına kadar CHF/CHP TBMM seçimlerine tek parti olarak katıldı.
Mustafa Kemal Atatürk Dönemi 1923-1938

200px Gazi1933 magnify clip
Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı Atatürk, cumhuriyetin 10.yılı kutlamalarında

Cumhuriyet idaresini kuran önemli reformların birçoğu 15 Ekim 1927'deki İkinci Parti Kurultayı’ndan önce gerçekleştirildi. İkinci Kurultay'da Gazi Mustafa Kemal Büyük Nutuk'unu okudu. Kurultayda kabul edilen Tüzükte CHF'nin cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi siyasi bir cemiyet olduğu, fırkanın değişmez Umumi Reisinin Gazi Mustafa Kemal olduğu yazıldı.[1] Başvekil İsmet İnönü Umumi Reis yardımcılığına atandı.
1929 Dünya ekonomik buhranının ardından Türkiye, devletçi ekonomik kalkınma politikasına başvurdu. Önemli yatırımların devlet eliyle yapılması kararlaştırıldı.
1930 yılında ekonomik krizin derinleşerek sürmesi ve toplumda ciddi huzursuzlukların baş göstermesi üzerine Mustafa Kemal, yakın arkadaşı olan Fethi Bey'i bir muhalefet partisi kurmakla görevlendirdi. 1930 yılı Ağustos ayı başında Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. İlk etapta CHF'den 15 milletvekili SCF'ye geçti. Yeni parti ülke çapında büyük heyecanla karşılandı. 5 Eylül'de yapılan İzmir Mitingi, Ege Bölgesinde rejime karşı genel bir ayaklanmaya dönüşme eğilimi gösterdi. Ekim ayında yapılan belediye seçimlerinde SCF'nin oy çoğunluğunu elde ettiği, ancak sandıklarda tahrifat yapılarak CHF'nin kazandırıldığı söylentisi yayıldı. Aralık ayındaki Menemen Hadisesi neticesinde SCF kendisini feshetti.[kaynak belirtilmeli]
SCF deneyinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra CHF'nin Tek Parti yönetimi kökleşti. 1931 yılından toplanan Üçüncü Kurultay'da tüzük yenilendi ve partinin programı belirlendi. Bu kurultayda, Cumhuriyetçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Devletçilik, Halkçılık ve İnkılapçılıktan oluşan "Altı ok" partinin ana programı olarak belirlendi.[2] Halkevleri adı altında CHF'ye bağlı bir taban örgütünün oluşturulmasına karar verildi.
1934 yılında Birinci Beş Yıllık Plan devreye sokuldu. Devlet eliyle ağır sanayinin kurulmasını öngören plan, büyük ölçüde Sovyet kredileriyle finanse edildi. Demiryolları yapımına önem verildi.
1935 yılı Mayıs ayında 384 milletvekili ve 160 il delegesi ile toplanan Dördüncü Kurultay'da partinin adı, Dil Devriminin getirdiği yeni anlayış uyarınca Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirildi.[3] Kemalizm sözcüğünün ilk defa parti programına girdiği[4] bu kurultaya damgasını vuran “devletçilik” oldu. “Kişinin yapamayacağı işleri devlet yapar” anlayışının yerine “özel girişimi kontrol etme” anlamı verilen devletçilik ilkesi hemen tepkisini doğurdu. Eskişehirli büyük toprak sahibi Emin Sazak, devletçiliğe eski anlamının geri verilmesini isteyecek ve Genel Sekreter Recep Peker, devletçiliğin en sert ifadelerini kullanacaktır.[5]
1936 Haziranında yayınlanan bir genelgeyle bütün illerde parti il başkanlığı valilikle birleştirildi ve içişleri bakanı resmen, parti genel sekreterliği sıfatını üstlendi. 1937 Şubatında yapılan anayasa değişikliğiyle, CHP'nin "altı oku" TC anayasasına resmen dahil edildi.[6] Böylece “Tek Parti”nin devletle özdeşleşmesi süreci tamamlanmış oldu.
Atatürk Döneminde Kurulan CHP Hükümetleri:
  • I. İnönü Hükümeti
(30.10.1923-06.03.1924)
  • II. İnönü Hükümeti
(06.03.1924-22.11.1924)
  • Okyar Hükümeti
(22.11.1924-03.03.1925)
  • III. İnönü Hükümeti
(03.03.1925-01.11.1927)
  • IV. İnönü Hükümeti
(01.11.1927-27.09.1930)
  • V. İnönü Hükümeti
(27.09.1930-04.05.1931)
  • VI. İnönü Hükümeti
(04.05.1931-01.03.1935)
  • VII. İnönü Hükümeti
(01.03.1935-01.11.1937)
  • I. Bayar Hükümeti
(01.11.1937-11.11.1938)
İsmet İnönü Dönemi 1938-1972

İsmet İnönü'nün CHP Genel Başkanı Seçilmesi

230px Ismet Inonu Time May 19 1941 magnify clip
İsmet İnönü (19 Mayıs 1941 tarihli 'Time' dergisi kapağı


Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938 Perşembe günü hayata veda etmesinden sonra TBMM 11 Kasım 1938 günü toplandı ve CHP Malatya milletvekili Mustafa İsmet İnönü toplantıya katılan 348 üyenin oybirliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin II. Cumhurbaşkanı seçildi.[6] Cumhurbaşkanı İnönü hükümeti kurmakla Atatürk'ün son başbakanı Celâl Bayar'ı görevlendirdi. II. Bayar Hükümeti 11 Kasım 1938'de kuruldu ve bu hükümet 25 Ocak 1939'a kadar görev başında kalabildi. 26 Aralık 1938 günü ise devletin tek partisi idarecisi ve yönlendiricisi konumunda olan CHP ilk olağanüstü kurultayını yaptı. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu kurultayda partinin "Değişmez Genel Başkanı" seçildi. Vefat eden Atatürk ise Ebedi Şef ilan edildi. Bu şekilde İnönü, Milli Şef oluyordu. Atatürk'ten sonra cumhuriyetin başına seçilen İnönü devletin tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin de başına geçmişti. Haziran 1939'da yapılan V.Olağan Kurultay'da ise parti içinde muhalefet vazifesi yapacak olan Müstakil Grup kurulması kararı alındı.
II. Dünya Savaşı yılları CHP

İsmet İnönü, cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olduktan sonra 1939 yılında seçimler yenilendi. TBMM yeni dönem çalışmalarına Mart ayında başladı. 1 Eylül 1939'da Almanya, Polonya'ya ya saldırdı ve II. Dünya Savaşı başladı. Avrupa’da Hitler Almanya’sı, Mussolini İtalya’sı ile birlikte istilaya başlamıştı. Stalin'in başında bulunduğu SSCB'de bu ikiliye destek vermekteydi. Uzak Doğu'da da Japonya bu gruba katılmıştı. Savaşın diğer tarafında ise Fransa ve İngiltere bulunuyordu. Hitler'in güçlü ordusu kısa zamanda Avrupa'yı istila etti. Mussolini kendisine Afrika'yı hedef almıştı. ABD olayları uzaktan izliyordu. Ancak Japonlar 7 Aralık 1941'de ABD'nin Pearl Harbor üssüne saldırınca Birleşik Devletler Almanya, İtalya ve Japonya'ya savaş açtı. Bu arada Almanya SSCB'ye saldırdı, dostluk bozuldu ve Stalin de karşı tarafa geçti. Dünya adeta bir cehenneme dönmüştü. Ancak bu cehennemin ortasında, İnönü'nün deyimiyle Yangınlar içinde inleyen Asya ve Avrupa kıtalarının bitişik noktasında sessizlik yurdu aziz vatanımızdı. Türkiye Milli Şef İnönü yönetiminde savaşın dışında durmayı başardı. Son derece başarılı bir dış politika ile Türkiye bu büyük yangının dışında kaldı. Ancak savaş Türkiye'yi iktisadi yönden sıkıntıya soktu. Birçok temel madde bile karneye bağlandı. Milli Korunma Kanunu ve Varlık Vergisi halkın üzerindeki yükü iyice ağırlaştırdı. Türk Ordusu her türlü tehlikeye karşı ayakta tutuldu. Dönemin en olumlu görülen olayı ise Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel öncülüğünde açılan Köy Enstitüleri idi. Kemalizm İdeali'nin dayanak noktası olan köylü aydınlanması açısından bu kurumlar çok önemli görevler yaptı.
II. Dünya Savaşı Yıllarında Kurulan CHP hükümetleri:
  • I. Saydam Hükümeti--Refik Saydam
(25.01.1939-03.04.1939)
  • II. Saydam Hükümeti--Refik Saydam
(03.04.1939-09.07.1942)
  • I. Saraçoğlu Hükümeti--Şükrü Saraçoğlu
(09.07.1942-09.03.1943)
  • II. Saraçoğlu Hükümeti--Şükrü Saraçoğlu
(09.03.1943-07.08.1946)
II. Dünya Savaşı 1945'te sona erdiğinde demokrasiler kayıtsız şartsız galip gelmişlerdi. Diğer tarafta bir başka galip ise hemen yanı başımızdaki Sovyet Rusya olarak belirmişti. Dünya adeta iki kutba ayrılmıştı ve Türkiye'de bunlardan biri içersinde yer almalıydı.
CHP'nin Demokrasiye Yol Vermesi

29 Mayıs 1945 günü TBMM Şükrü Saraçoğlu Hükümeti’nin güven oylamasını yaptı ve neticeler sonunda 7 kişinin hükümete güvensizlik oyu verdiği görüldü. Bu isimler; Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan, Emin Sazak, Hikmet Bayur, ve Recep Peker'di.[7]
200px 0084 1 magnify clip
Milli Şef İsmet İnönü

Savaşı demokrasilerin kazanması da Türkiye'nin bu yönde bir siyasete mecbur olduğunu göstermekteydi. Özellikle 1945 Mart ayında Sovyet Rusya'nın 1925'te Türkiye ile imzaladığı dostluk ve saldırmazlık anlaşmasını yenilemeyeceğini açıklaması ve yeni anlaşma şartlarında boğazlar üzerinde SSCB'nin hak iddia etmesi Türkiye'yi ABD'ye yakınlaştırdı. Ancak bu yakınlaşma için Türkiye çok partili demokratik yapıya geçmeliydi. TBMM'deki bu ilk muhalefet ve Milli Şef'in 19 Mayıs 1945 günkü söylevi çok partili yaşamı müjdeliyordu. Bu küçük kıvılcımın dört ismi Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü 7 Haziran 1945 günü Dörtlü Takrir adlı önergeyi CHP Grup Başkanlığı'na sundular. Dörtlü Takrire göre parti içinde özgür bir tartışma ortamının yaratılmasını istiyorlardı. O günlerde de TBMM Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu nu görüşmekteydi. Kanunun özellikle 17. maddesi çok büyük tartışmalara neden oldu ve maddeye muhalefetin başında ise Aydın milletvekili Adnan Menderes geliyordu. Söz konusu madde büyük toprak sahiplerinin topraklarını sınırlandırıyor ve büyük bir kısmının toprak sahibi olmayan köylülere tahsis edilmesini öngörüyordu. Adnan Menderes de bir toprak ağası olduğu için şiddetle muhalefetteydi. Ancak bu muhalefete rağmen kanun 11 Haziran 1945'te kabul edildi. Hemen ertesi gün Milli Şef İsmet İnönü Dörtlü Takrir'i CHP Grubuna reddettirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi TBMM Grubu Dörtlü Takrir i reddedince takrirde imzaları bulunan Adnan Menderes ve Fuat Köprülü Vatan Gazetesi'nde muhalif yazılar yazmaya başladılar. CHP bu davranışı etik bulmayarak bu iki ismi 21 Eylül 1945'te partiden ihraç etti. Bu karara tepki gösteren Celâl Bayar 28 Eylül günü milletvekilliğinden istifa etti. İsmet İnönü 1 Kasım 1945 günü yaptığı konuşmada ülkenin tek eksiğinin iktidar partisi karşısında bir muhalefet partisi bulunmaması olduğunu söyledi ve muhalif isimlere parti kurmaları için yolu açtı. Bunun üzerine Celâl Bayar 1 Aralık'ta parti kuracaklarını açıkladı ve 3 Aralık günü CHP'den de istifa etti.
Nihayet 7 Ocak 1946'da Celâl Bayar genel başkanlığında Demokrat Parti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yepyeni bir devir açılmıştı. Devleti kuran CHP demokrasiyi de tesis etmeye kararlıydı.
1946 Seçimleri ve Çok Partili Yaşamın Yerleşmesi

180px RECEP PEKER magnify clip
Genel Sekreter Recep Peker


DP kurulduktan sonra CHP bazı uygulamalara son verdi. 10 Mayıs 1946'da toplanan II. Olağanüstü Kurultay'da İsmet İnönü Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan unvanlarını üzerinden attı. Tek dereceli çoğunluk esasına dayanan seçim kanunu kabul edildi. Bazı vergiler kaldırıldı. Sendikalaşmaya izin verildi. Sınıfsal partilerin kurulması serbest bırakıldı. CHP her ne kadar demokratikleşmek için çaba gösterse de yine de iktidarı bırakmak niyetinde değildi. Bu sebeple 1947'de yapılması gereken seçimleri 21 Temmuz 1946 gününe aldı. Böylece henüz teşkilatlanmasını tamamlayamayan DP karşısında iktidar ve zaman kazanılacaktı. Seçimler yargı denetiminde yapılmıyordu. Oylar açıkta verilip gizli sayılıyordu. CHP seçimleri %70 çoğunlukla kazandı (CHP:396, DP:61, BĞM:7). Seçimlerde hile yapıldığı iddiaları ortaya atıldı.
Yeni dönemde Recep Peker başbakan olarak atandı. Peker Hükümeti ilk iş olarak 7 Eylül 1946'da 7 Eylül Kararlarını aldı. Bu kararlara göre 1 ABD doları 1.40 TL'den 2.80 liraya düşürüldü. Özellikle başbakan Peker'in sert tavrı nedeniyle CHP-DP arasındaki ipler gitgide gerilmekteydi. Karşılıklı tartışmalar sonucu DP meclisi terk etmeye kadar gitmişti. Demokratlar talepleri kabul olunmazsa TBMM'ni boykot etmekten söz ediyorlardı. Sine-i Millet sesleri yükselmekteydi. İktidar ve muhalefet arsındaki gerilimi yumuşatma işi devletin başı İsmet İnönü'ye düşüyordu. İnönü hem başbakanı Peker'i hem de Demokratların lideri Bayar'ı dinledi. Sonunda İnönü 12 Temmuz Beyannamesini yayınladı (12 Temmuz 1947) ve ilişkileri yumuşatmayı başardı. Ancak başbakan Peker uzlaşmak yanlısı değildi. Bunun üzerine İnönü CHP içinde Peker'e karşı bir muhalefet başlattı. Muhalif ekibin başını Nihat Erim çekiyordu. Peker Hükümeti ayrılmak zorunda kaldı ve yeni hükümeti Hasan Saka 8 Eylül 1947'de kurdu. Saka belki Peker gibi sert değildi ama Demokratların umduğu yenilikleri yapacak konumda da değildi. Bu arada 1948 yılında DP içinde de bir ayrışma yaşandı. Başlarında Mareşal Fevzi Çakmak, Osman Bölükbaşı, Sadık Aldoğan, Kenan Öner ve Hikmet Bayur'un olduğu grup DP'den ayrılarak 20 Temmuz 1948'de Millet Partisi'ni kurdu. 1948'de yeni bir seçim yasası çıkarıldı. Yasa, yargı denetimini içermiyordu. DP tepki olarak ara ve yerel seçimleri boykot etti. 15 Ocak 1949'da Saka istifa etti. Yerine medrese tahsili görmüş ve İslamcı akımlar içinde bulunan Şemsettin Günaltay başbakan oldu. Yeni hükümetin ilk uygulamaları da din alanında oldu. İlkokullara seçimlik din dersi konuldu. İlahiyat Fakülteleri açılmasına karar verildi. 20 Haziran 1949'da DP II. Kongresi yapıldı ve parti bu kongrede seçimlere hile karıştırılmaması istemiyle Milli Teminat Andını kabul etti. CHP bu karara Milli Husumet Andı adını verdi. Şubat 1950'de yeni bir seçim yasası getirildi. Yasa yargı denetimini de kabul ediyordu. Ancak nispi temsil yerine çoğunluk ilkesi esasında devam edilmişti. Bu CHP için gelecek 3 genel seçimde de çok büyük zarara neden olacaktı.
Bu dönemin Başbakanları şu isimlerdir:
  • Peker Hükümeti--Recep Peker
(07.08.1946-10.09.1947)
  • I. Saka Hükümeti--Hasan Saka
(10.09.1947-10.06.1948)
  • II. Saka Hükümeti--Hasan Saka
(10.06.1948-16.01.1949)
  • Günaltay Hükümeti--Şemsettin Günaltay
(16.01.1949-22.05.1950)
1950 Genel Seçimleri

14 Mayıs 1950 günü Türkiye tarihinde yepyeni bir devir başlıyordu. 1946'da kurulan DP yapılan genel seçimlerde büyük bir çoğunlukla iktidarı CHP'den aldı. Demokratlar yurt genelinde %53 oy almıştı. CHP'nin oyları %39'u buluyordu. Oy oranları açısından çok büyük bir hezimet yoktu belki ama mevcut çoğunluk sistemi nedeniyle sandalye dağılımı oldukça dengesizdi. DP'nin kazandığı 408 sandalyeye karşı CHP ancak 69 sandalye kazanabildi. 27 sene boyunca ülkeyi tek başına idare eden CHP serbest seçim yoluyla iktidarı DP'ye teslim ediyordu. Atatürk'ten sonra 11,5 yıldır cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü artık muhalefet lideriydi. Sonucu CHP'nin yayın organı Ulus Gazetesi özetledi: CHP İktidarı Devrediyor.
180px Ulus 1950 magnify clip
16 Mayıs 1950 tarihli Ulus Gazetesi

Yeni TBMM 22 Mayıs'ta açıldı. Meclis başkanlığına DP kurucularından Refik Koraltan seçildi. Demokratlar cumhurbaşkanlığına Genel Başkanları Celâl Bayar'ı seçtiler. Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk ve İnönü'den sonra III. cumhurbaşkanı seçilen Bayar hükümeti kurmakla Aydın milletvekili Adnan Menderes'i görevlendirdi. CHP için yeni bir dönem başlamıştı. Demokrasi kurulmuştu.
29 Haziran 1950'de gerçekleştirilen CHP 8. Kurultayında daha önceki kurultayda parti meclisine bırakılmış olan genel sekreter seçimi yetkisi kurultay delegelerine bırakılmış, parti meclisi üye sayısı da hepsi kurultay tarafından seçilen 30 üyeye indirilmiştir. Yapılan seçimler sonunda İsmet İnönü Genel Başkan, Kasım Gülek ise Genel Sekreter seçilmiştir. Eylül 1951 araseçimlerinde DP 20 milletvekilliğinin 18'ini kazandı.
26 Kasım 1951'de toplanan 9. Kurultay'da İsmet İnönü yeniden Genel Başkanlığa, 'çarıklı politikacı' lakabıyla anılan Kasım Gülek de Genel Sekreterliğe seçildi. 18 Şubat 1952’de TBMM NATO'ya girişi onayladı. 1953'te CHP parti malları hazineye devredildi. Bu karara karşı CHP lideri İsmet İnönü TBMM'de Demokratlara şöyle seslendi: Işıktan korkuyorsunuz.
22 Haziran 1953’te toplanan 10. Kurultay'da parti programında ilk kez "Hukuk Devleti" kavramına yer verildi, iki meclisli bir sisteme geçilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin kurulması, seçim güvenliği, yargıç bağımsızlığı, sendika ve meslek örgütleri kurma özgürlüğü, işçilere grev hakkı gibi görüşler programa girdi. Kurultay sonunda yapılan seçimlerde İnönü tekrar Genel Başkanlığa, Kasım Gülek de 860 delegeden 709'unun oyunu alarak Genel Sekreterliğe seçilmiştir.

1954 Seçimleri CHP'nin Büyük Yenilgisi

2 Mayıs 1954 seçimlerinde CHP çok büyük bir yenilgiye uğradı. Ertesi gün çıkan gazeteler Demokratların seçimleri çok büyük çoğunlukla kazandığı bildirilmekteydi. Öyle ki DP tüm yurtta oyların %57,5'ini alarak (bu oy oranını şimdiye kadar hiçbir parti yakalayamamıştır) 490 milletvekilliği kazanırken CHP %35 oy alıyor ve 31 milletvekili kazanıyordu. TBMM deki ezici DP üstünlüğü iyice artmıştı. TBMM'nin yeni döneminde Celâl Bayar tekrar cumhurbaşkanı seçildi. Hükümeti tekrar Adnan Menderes kurdu.
1954 yenilgisi partiyi karıştırdı. 26 Temmuz'daki 11.Kurultay'da Tüzük Komisyonu, Genel Başkan ve Genel Sekreter ile 30 kişilik parti meclisinin kurultayca seçilmesini, Parti Meclisinden seçilecek 5 üye ile Genel Sekreterin seçeceği 2 Genel Sekreter Yardımcısının Merkez Yürütme Kurulu'nu oluşturmasını kararlaştırdı. Tüzük Komisyonunun raporu kurultay kararı ile kabul edildi. Kurultay, İnönü'yü Genel Başkanlığa, Gülek'i de Genel Sekreterliğe yeniden seçti.
21 Mayıs 1956'da 12.Kurultay yapıldı. Bu Kurultayda İsmet İnönü, 1021 delegenin 1020'sinin oyunu alarak tekrar Genel Başkan, Kasım Gülek de 972 oydan 880'ini alarak tekrar Genel Sekreter seçildi.
DP iktidarı 1954 seçimlerinden sonra ülkede beklenen başarılı çalışmaları yapamadı. Ekonomi gitgide daha fazla darboğaza giriyordu. Dış borçlar ülkenin sırtına yeni yükler bindiriyordu.
9 Eylül 1957'de yapılan 13. Kurultay, Demokrat Parti (DP) iktidarının artan baskılarına karşı, muhalefet ile işbirliği yapılmasının kararlaştırıldığı kongre oldu. 9 Eylül Kurultayı'nda üç muhalefet partisinin işbirliği kabul edildi. Parti Meclisi'ne, Genel Yönetim Kurulu'na işbirliği konusunda tam yetki verildi. Kongreye, muhalefetteki Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi temsilcileri de katıldılar. Yapılan seçimlerde İnönü 920 oy alarak Genel Başkanlığa, Gülek de 837 oy alarak Genel Sekreterliğe tekrar seçildiler. Ancak DP İktidarı seçimler öncesinde çıkardığı bir kanunla seçim işbirliği yapılmasını engelledi.

1957 Seçimleri CHP Yeniden Yükselişte

27 Ekim 1957 CHP için önemli bir dönüm noktasıdır. Genel seçim sonuçlarına göre DP %47,9 oyla 424 CHP ise %41,1 oy oranıyla 178 milletvekilliği kazanmıştı. Demokratlar ilk defa halkın mutlak çoğunluğundan az oyla iktidardaydı. CHP tam 18 ilde tam liste halinde seçimleri kazandı. Bazı illerde CHP oyları diğer küçük partilerle birleştiğinde DP önemli farkla geride kalıyordu. Ancak ittifaklara izin verilmemesi ve çoğunluk sistemi sandalye dağılımında adaletsizliğe neden oluyordu. Yine 31 milletvekilinden 6 katına çıkarak 178 milletvekilliği kazanmak ve %35 olan oy oranını %41'e yükseltmek 1957 seçimlerinde CHP'nin önemli bir başarısı olmuştur. 1957 seçimleri Halkın DP'ye karşı en ciddi uyarısı olmuştur.
1957 seçimlerinden sonra ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler karşısında, CHP'de hızlı bir çalışma dönemine girildi, parti politikalarında önemli değişimler yaşandı.
12 Ocak 1959'da başlayan 14. Kurultay da , "iktidara yürüyen parti" havasında gerçekleştirildi ve "düzen değişikliği programı" niteliğindeki "İlk Hedefler Bildirisi" kabul edildi. Bildirgeye göre demokratik kurumların kurulması ve hukuk devleti öngörülüyordu. Ayrıca işçi haklarından da söz edilmekteydi. Kurultay'da Parti Meclisi üye sayısı 30'dan 40'a çıkarıldı, Merkez Yönetim Kurulu üye sayısı da Genel Sekreter ile beraber 11'e yükseltildi. Parti Meclisi'ne gerektiğinde Genel Sekreteri üçte iki çoğunlukla değiştirme ve yeni Genel Sekreter seçmek üzere kurultayı toplantıya çağırma yetkisi verildi. İnönü ve Gülek, tekrar Genel Başkanlığa ve Genel Sekreterliğe seçildiler.
28 Eylül 1959'da Kasım Gülek Genel Sekreterlikten istifa etmiş, yerine İsmail Rüştü Aksal Genel Sekreter olmuştur.
CHP'liler 1959 bahar aylarında Batı Anadolu illerini kapsayan ve Büyük Taarruz adı verilen bir seçim kampanyası başlattılar. Ülke ise büyük bir gerginlik içindeydi. Bu geziler sırasında İnönü, Uşak’ta taşlı saldırıya uğradı. Devlet güçleri olaya müdahale etmediler. Siyasette CHP-DP kavgası gitgide su üstüne çıkıyordu. 1960 yılı başlarında basına uygulanan sansür de artmıştı. CHP'nin yayın organı Ulus Gazetesi kapatılmıştı. 2 Nisan 1960'ta Kayseri'ye giden İnönü'nün treni durduruldu. İsmet Paşa kurulan barikatları elleriyle yararak şehre ulaştı ve kendisini Kayseri'de 50 bin kişi karşıladı. 1960 yılının Nisan ayında DP Meclis Tahkikat Encümeni'ni kurdu. 18 Nisan günü CHP Önderi İsmet İnönü, TBMM'de Tahkikat Komisyonu hakkında tarihi bir konuşma yaptı ve Demokratlara bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam dedi. İsmet Paşa'nın bu sözlerine tepki olarak CHP lideri 12 oturum TBMM toplantılarından uzaklaştırıldı. Bunun üzerine tepki gösteren CHP Grubu meclisten polis zoruyla uzaklaştırıldı. 28-30 Nisan’da, İstanbul ve Ankara'da hükümete karşı öğrenci olayları yapıldı. Ölenler oldu. İki kentte de sıkıyönetim ilan edildi. Menderes olaylardan CHP'yi ve İnönü'yü sorumlu tuttu. 3 Mayıs'ta Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel hükümeti bir mektupla uyardı.

27 Mayıs ve sonraki yıllar

27 Mayıs 1960 günü Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koydu. Anayasa feshedildi. Devlet Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Başbakanlık görevlerini Org. Cemal Gürsel üzerine aldı. Gürsel Millî Birlik Komitesi ile ülkenin tek hakimi olmuştu. Yeni anayasa hazırlanması ve siyasi yapıların kurulması için çalışmalar başladı. Başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere DP'liler tutuklandı. Demokrat Parti kapatıldı. Yeni anayasa hazırlanması için kurulan Kurucu Meclise CHP lideri İsmet İnönü de seçildi. Cumhuriyet Halk Partisi devrimden sonra bütün gücüyle yeni anayasanın hazırlanmasına çalıştı ve bir an önce demokratik düzene geçilmesini savundu. Şubat 1961'de yeni partiler kurulmasına müsaade edildi.
300px MilliBirlikKomitesi magnify clip
Millî Birlik Komitesi üyeleri


9 Temmuz 1961'de referanduma sunulan 1961 Anayasası halkın %65'inin oyuyla yürürlüğe girdi. Yeni anayasa ile TBMM iki meclise ayrılıyordu. Bir yanda üyeleri nispi sitemli seçimle seçilen 450 üyeli Millet Meclisi diğer yanda ise 150 üyeden oluşan ve üyeleri 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış ve çoğunluk sistemi ile seçilmiş olan Cumhuriyet Senatosu. Cumhurbaşkanlığı tarafsız hale getirildi ve görev süresi 7 yılla sınırlandırıldı. TBMM kararlarını denetlemek için Anayasa Mahkemesi kuruldu. Böylece Hukuk Devleti kavramı öne çıkarılmış oldu. Temel Hak ve Özgürlükler arttırıldı. Öyle ki, 1961 Anayasası bugün dahi dünyanın en özgürlükçü anayasası olarak anılmaktadır.
CHP seçim çalışmalarını sürdürürken partide Kasım Gülek hizbi ortaya çıktı. 24 Ağustos 1961'de yapılan 15. Kurultayında İnönü tekrar Genel Başkan seçildi. Genel Sekreterliğe ise İsmail Rüştü Aksal getirildi.
Yassıada'da yargılanan Demokrat Partililer için 1961 yılı Ağustos ayında karar verildi ve 15 kişi idam cezasına çarptırıldı. Milli Birlik Komitesi bu cezaların üç tanesini onayladı ve 16 Eylül 1961 günü DP dönemi Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi. Ertesi gün de Başbakan Adnan Menderes idam edildi.
Genel seçimlere bu ağır hava ile gidildi. 15 Ekim 1961 günü yapılan seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi beklenen başarıyı elde edemedi. CHP milletvekili seçimlerinde %36,7 oy alarak 173 milletvekilliği elde etti. Kapatılan DP'nin ardılı olarak kurulan Adalet Partisi ise %34,8 oyla 158 milletvekilliği almıştı. Yeni Türkiye Partisi 65, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ise 54 milletvekili çıkardı. Cumhuriyet Senatosu'nda ise üyelikler şu şekilde dağılmıştı: CHP 36, AP 71, YTP 27, CKMP 16 senatör çıkardılar.
180px 0173 1 magnify clip
CHP Genel Başkanı İnönü oy kullanırken


Hiçbir parti hükümet olmak için salt çoğunluğu yakalayamamıştı ve Türkiye tarihinde ilk defa koalisyona gidilecekti. Seçmen 27 Mayıs Darbesi'nin ve idamların faturasını CHP'ye kesmişti. Örgüt seçim neticelerinden hoşnut değildi. Bu nedenle koalisyon çalışmalarına girilmeyerek muhalefette kalınması istenmekteydi. Bütün bu tartışmalar arasında 25 Ekim 1961 günü TBMM açıldı. Ertesi gün 27 Mayıs Darbesi'nin lideri Cemal Gürsel son derece güç şartlarla ve özverilerle IV. Cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçim son derece zor şartlar altında yapıldı. Çünkü sandıktan çıkan sonuçla Gürsel'in seçilmesi zor görünüyordu. Hatta bu yüzden Silahlı Kuvvetler yönetime bir defa daha el koyma niyetine girdi ancak TBMM sağduyulu davrandı ve Gürsel Çankaya'ya çıktı. Başbakanlık görevi de 10 Kasım 1961 günü CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'ye verildi. İnönü 20 Kasım 1961'de Adalet Partisi ile cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümetini kurdu.
22 Şubat 1962 günü Albay Talat Aydemir'in başında bulunduğu cunta yönetime el koymaya kalkıştı. Kara Harp Okulu öğrencileri harekete geçirildi. Ankara karışmıştı. Olay büyük tecrübe sahibi olan Başbakan İnönü tarafından bastırıldı. Ancak ilk koalisyon daha fazla hükümette kalamadı. Özellikle siyasi af konusunda işler çıkmaza girince Başbakan İnönü 30 Mayıs 1962'de istifa etti. Hükümeti kurma görevi tekrar kendisine verildi. İsmet İnönü 25 Haziran 1962'de YTP, CKMP ve bağımsızlarla II. Koalisyon Hükümeti’ni kurdu.
14 Aralık 1962'deki 16. Kurultay Genel Merkezciler, Gülek-Erim kanadı, üçüncü dünyacılar tartışmalarına sahne oldu. İhraçlar, istifalar partiyi zayıflattı. Kasım Gülek, Nihat Erim ve Avni Doğan bir yıl süreyle partiden ihraç edildi. 1963 Mayıs ayında Talat Aydemir'in II. darbe girişimi de başarıyla bastırıldı.
16 Kasım 1963 ara seçimlerini AP kazandı. Aynı gün yapılan yerel seçimlerde AP %45,4, CHP ise %36,2 oranında oy aldı. Başbakan İnönü yurtdışında bulunduğu sırada YTP hükümetten çekildi. Hemen ertesi gün de CKMP hükümetten çekildiğini açıkladı. II. Koalisyon da çökmüştü. 2 Aralık'ta İnönü istifa etti. AP lideri Ragıp Gümüşpala hükümeti kuramadı, 10. İnönü Hükümeti 25 Aralık'ta kuruldu. Bu defa CHP bağımsızlarla birlikteydi.
Kıbrıs'ta işler karışmıştı. Türklere karşı saldırılar başlamıştı. Bunun üzerine Türk jetleri 24 Aralık 1963'te Kıbrıs üzerinde ihtar uçuşu yaptılar. 16 Mart'ta TBMM hükümete Kıbrıs'a müdahale için yetki verdi ancak Haziran ayında ABD Başkanı Johnson'ın Başbakan İnönü'ye yazdığı mektup bunu engelledi, Türkiye Kıbrıs'a müdahale edemedi.
İsmet İnönü'nün kurduğu II. Hükümet 1965 yılı 13 Şubat günü bütçe görüşmelerinde sona erdi. Hükümetin bütçesi reddedilmişti. Başbakan İnönü istifa etti. CHP dışındaki sağ partiler birleşerek seçimlere kadar sürecek bir hükümet kurdular.
İsmet İnönü'nün Kurduğu Üç hükümet:
  • VIII. İnönü Hükümeti (20.11.1961-25.06.1962)
  • IX. İnönü Hükümeti (25.06.1962-25.12.1963)
  • X. İnönü Hükümeti (25.12.1963-20.02.1965)
CHP Ortanın Solunda

Seçimlere gidilirken Cumhuriyet Halk Partisi kendisine bir kimlik belirlemeliydi. CHP siyasi yelpazenin neresinde duracaktı? Yeni bir ses yeni bir politika gerekliydi. Örgütün ve partinin buna ihtiyacı vardı. Bu yeni ses 1965 yılı ortalarında Genel Başkan İnönü'den geldi: CHP ortanın solundadır CHP bu şekilde hem soldaki Türkiye İşçi Partisi'ne tabandan gidecek oyları engellemek hem de yeni gidişatını belirlemek amacındaydı.
Ancak CHP'nin büyük rakibi AP bu sloganı seçimlere gidilirken tam ters yönde kullandı ve CHP'yi sosyalizme kaymakla suçladı. 1964 yılında AP'nin başına geçen Süleyman Demirel meydanlarda Ortanın Solu Moskova Yolu diyerek CHP'yi yerden yere vurdu. Ayrıca seçimler öncesinde CHP'nin girişimiyle seçim kanunu değiştirildi ve Millî Bakiye Usulü getirildi. Bu, küçük partilerin lehine bir gelişmeydi. AP kanuna muhalefet etti (1969 yılında AP bu kanunu kaldırmıştır).
10 Ekim 1965 günü yapılan genel seçimlerden AP zaferle ayrıldı. Türkiye genelinde AP %52,8 oyla 240 milletvekilliği kazanırken CHP %28,7 oyla ancak 134 milletvekili kazanabilmişti. Adalet Partisi tek başına iktidara gelmiş CHP ise çok büyük oy kaybıyla ana muhalefette kalmıştı (MP:31,YTP:19,TİP:14,CKMP:11,BĞM:1).
Partide yeni bir isim parlamıştı. Bu isim 1961-1965 arası kurulan üç İnönü Hükümeti'nin de Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit’ti. 24 Ekim 1966 18. Kurultay’da Bülent Ecevit genel sekreter seçildi. Ecevit Ortanın Solu politikasını benimsemişti özellilikle Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle çok iyi ilişkiler kurmuştu. 28 Nisan 1967 olağanüstü kurultayında partiden kopmalar başladı. Turhan Feyzioğlu'nun başını çektiği Orta Sağdaki 48'ler grubu partiden ayrıldı. 48'ler daha sonra Güven Partisi'ni kurdu. 18 Ekim 1968'de 19. Kurultay toplandı. İnönü-Ecevit listesi seçimleri kazandı. Ecevit gitgide partinin hakimi olmaktaydı. 12 Ekim 1969 seçimlerinde CHP beklediğini bulamadı. İktidardaki AP %46,5 oy alarak 256 milletvekilliği kazandı ve tek başına iktidarını sürdürdü. Buna karşın CHP %27,3’le 143 milletvekili kazanabilmişti. Şurası dikkati çeker ki CHP'den kopma olmasına karşılık parti yine de çok fazla oy kaybı yaşamamıştır (GP:15,BĞM:13,BP:8,MP:6,YTP:6,TİP:2,MHP:1).
AP tekrar büyük çoğunlukla iktidardaydı. Ancak fazla kalamayacaktı. 12 Mart 1971 günü Türk Silahlı Kuvvetleri hükümeti bir muhtırayla uyardı ve Başbakan Süleyman Demirel istifa etti. Yeni hükümeti eski CHP'li Nihat Erim kuruyordu ve Ecevit CHP'nin bu hükümette yer almamasını desteklemesini istiyordu.İsmet İnönü muhtıraya karşı ılımlı bir tavır içine girince ve hükümete destek vereceğini belirtince Genel Sekreter Bülent Ecevit istifa etti. Yerine Şeref Bakşık geçti. Ancak Ecevit'in bu muhalefeti onu toplumda büyük prestij sahibi yapmıştı, partide de oldukça güçlenmişti. İnönü Haziran 1972'deki olağan kurultay öncesinde 5 Mayıs 1972'de V. Olağanüstü Kurultay’ı toplama kararı aldı. Maksadı il ve ilçe kongrelerini birer birer kazanan Ecevit'i Kurultay’da yenmekti. 5 Mayıs günü oldu Türkiye çok gergindi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın hakkında verilen ölüm cezalarının infaz edileceği beklenmekteydi. THY'nin bir uçağı Sofya'ya kaçırılmıştı. Gerilim Genel Başkan İsmet Paşa'ya da yansıdı. İnönü kalp krizi geçirmişti. Kurultay bir gün sonrasına ertelendi. 6 Mayıs 1972 günü Genel Başkan İsmet İnönü ve Bülent Ecevit karşı karşıya geldi. İnönü açılış konuşmasında açık konuşarak Ya ben ya Bülent dedi ve kararı partiye bıraktı. Ecevit de taviz vermez şekilde cevap verince oylama beklenmeye başladı. 7 Mayıs günü yapılan oylama sonucunda Ecevit'in parti meclisi listesi 709 oyla güvenoyu aldı. İnönü 507 oyda kalmıştı. Sonuç açıktı; CHP'de İnönü devri kapanmıştı. 33 yıldır Genel Başkan olarak CHP'yi yöneten İsmet İnönü 8 Mayıs 1972'de genel başkanlıktan istifa etti. 14 Mayıs 1972 günü yapılan genel başkanlık seçimi özel kurultayında 51 il başkanının adayı Bülent Ecevit 913 delegeden 828'inin oyuyla Atatürk ve İnönü'den sonra CHP'nin III. Genel Başkanı seçildi.[8]


Bülent Ecevit Dönemi 1972-1980

Şef Partisinden Halk Partisine

30 Haziran 1972'de toplanan 21. Olağan Kurultay’da partideki büyük iktidar değişiminin bir sonucu olarak, CHP Tüzüğünün 35 maddesi birden değiştirildi. Kurultay, Genel Başkanlıktan istifa eden İsmet İnönü'nün CHP Kurultayına son katılımına sahne oldu. Bülent Ecevit, 1085 delegeden 1032'sinin oyunu alarak tekrar Genel Başkanlığa seçildi.
Ecevit, asker destekli Melen hükümetine 5 bakan vererek destek oldu. Ancak 5 Kasım'da Melen'le anlaşamayarak bakanları çekti. 6 Kasım'da İsmet İnönü partiden ve milletvekilliğinden istifa etti. İnönü, anayasanın eski cumhurbaşkanlarına verdiği Tabii Senatör olma hakkını kullanarak TBMM'de tabii senatör olarak çalışmalarına devam etti. 28 Mart 1973'de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın görev süresi bitti. Org. Faruk Gürler'i seçtirmek isteyen demokrasi dışı güçlere karşı CHP ile AP işbirliği yaptı. 6 Nisan 1973'te Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçildi.


1973 Seçimleri ve Karaoğlan Zaferi

14 Ekim 1973 seçimlerinde özlenen zaferi elde etmeyi başardı. 1965'te İnönü'nün başlattığı Ortanın Solu hareketini Demokratik Sol a dönüştüren ve yığınlara benimseten Bülent Ecevit CHP'yi birinciliğe taşıdı. CHP bütün yurtta oyların %33'ünü alarak 185 milletvekilliği kazandı ve birinci parti oldu. Ecevit'in en büyük rakibi Süleyman Demirel'in Adalet Partisi ise %29 oy almış ve 149 milletvekili kazanmıştı (CHP 185, AP: 149, MSP 48, DP 45, CGP 13, MHP 3, TBP 1,BĞM:6 ).[9]
CHP yükselişini sürdürdü ve 9 Aralık 1973'te yapılan yerel seçimlerde CHP %37 oyla birinci parti oldu. AP %32 oy aldı.[10]
180px BC3BClent Ecevit Davos 2000 cropped magnify clip
CHP'nin üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit


CHP'nin genel seçimlerde elde ettiği 185 milletvekili tek başına hükümet kurulması için yeterli değildi. Bunun için Millet Meclisi salt çoğunluğu olan 226 üyenin geçilmesi gerekliydi. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ten görevi alan Ecevit'in 27 Ekim-8 Kasım arası koalisyon görüşmeleri sonuçsuz kaldı. 13 Kasım'da görevi alan AP lideri Demirel'de hükümet kurmakta başarısız olunca görev tekrar Ecevit'e verildi. Bülent Ecevit 26 Ocak 1974'te Milli Görüş fikrinin temsilcisi Necmettin Erbakan'la CHP-MSP koalisyon hükümetini kurdu. Devleti kuran ve rejimin temel öğelerini kendi içinde de özümsemiş bulunan CHP,İslamcı akımları bünyesinde bulunduran MSP ile koalisyona girmişti (İleriki yıllarda CHP genel başkanı olacak olan Deniz Baykal bu hükümette Maliye Bakanı olarak görev almıştı). Hükümette özellikle laiklik konularında tartışmalar olması kaçınılmaz görünmekteydi.
28 Haziran 1974’te toplanan Tüzük Kurultayında Demokratik Sol kavramı doğrultusunda parti tüzüğünde değişikliğe gidildi. Demokratik Sol'un Marksizm'den kaynaklanmayan yerli bir kavram olduğu vurgulandı. Ortanın Solu ile başlayan süreç böylelikle sonuçlanmış oldu. Yeni düzende CHP kabuğunu kırmış ve yerini bulmuştu.
Taban tabana zıt bu iki partiden kurulan koalisyonda beklenen oldu. Özellikle Türk Ceza Kanunu'nun 163. ,141. ve 142. maddeleri konusunda iki parti görüş ayrılığına düştü. Hükümetin sonu yaklaşmaktaydı. Tam bu sırada Kıbrıs'ta Albaylar Cuntası cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi. Cunta, adadaki Türklere karşı katliam hareketlerine başladı. Diplomatik görüşmeler sonuçsuz kaldı ve Türkiye garantörlük antlaşmasının verdiği hakkı kullanarak askeri müdahaleye başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs Barış Harekatı'na başladı. Bu olay Başbakan Bülent Ecevit'in halk üzerindeki sempatisini oldukça arttırdı. Ecevit her gittiği yerde Kıbrıs Fatihi Karaoğlan olarak karşılanıyordu. Adaya müdahale ile Türklerin hakları kurtarıldı. BM çağrısıyla ateşkes yapıldı. Ancak olayın sonucunda gelen ABD ambargosu Türkiye'ye ekonomik açıdan çok zorlu yıllar yaşattı. Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından hükümet içi anlaşmazlıklar nedeniyle Başbakan Ecevit 18 Eylül 1974'te CHP-MSP hükümetinin istifasını verdi. Hükümetin istifasının ardından Ecevit erken seçim kampanyası başlattı. Kıbrıs zaferinin kendisine sağladığı siyasi prestiji oya dönüştürmek istiyordu ancak TBMM'deki diğer partiler buna yanaşmadılar. Hükümet uzunca süre kurulamadı. Bu arada CHP 14 Aralık 1974'te 22. Kurultayını topladı. Orhan Eyüboğlu genel sekreter seçildi. Deniz Baykal ve Mustafa Üstündağ yeni genel sekreter yardımcıları oldular.
Ecevit'in istifasının ardından başlayan hükümet bunalımı ancak 12 Nisan 1975'te sona erdi. Süleyman Demirel Başbakanlığında AP-MSP-MHP-CGP, 1.Milliyetçi Cephe hükümetini kurdular. Ülkede iç gerilim artmakta, ekonomik bunalım gitgide daha da çekilmez bir hal almaktaydı. Sağ-Sol ayrışması ve çatışmalar yaşanmaktaydı. Bu şartlar altında 12 Ekim 1975'te yapılan ara seçimlerde CHP ve AP oylarını arttırdı. 6 milletvekili için yapılan ara seçimde milletvekillerinden 5'ini AP, 1'ini de CHP kazandı. Senato üçte bir yenileme seçiminde ise AP 27, CHP 25, MSP 2 senatörlük kazandı.
1976 da CHP içinde çekişme başladı. 8 Mart'ta Deniz Baykal, Haluk Ülman, Erol Çevikçe, Adil Ali, Tankut Akalın parti yönetiminden istifa ettiler. Orhan Eyüboğlu Genel Sekreter oldu. Yardımcılığına ise Ali Topuz, Hasan Esat Işık, Mustafa Üstündağ, İsmail Hakkı Birler seçildi. İktidardaki Milliyetçi Cephe hükümetine karşı toplumsal muhalefet dalgası ise yükseliyordu. Arka arkaya işlenen cinayetler ve özellikle gençler arasında yaşanan sağ-sol kavgası CHP'ye önemli bir misyon yüklemekteydi. 27 Kasım 1976'da toplanan 23. Kurultay son derece önem yaşıyordu. Bu kurultayda CHP'nin mevcut altı ilkesinin yanına bir de Demokratik Sol un altı ilkesinin eklenmesi benimsendi. Bu ilkeler; özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, gelişmenin bütünlüğü, halkın kendini yönetmesiydi. Ayrıca CHP'nin Sosyalist Enternasyonal'e üyeliği kabul edildi. Ecevit tekrar genel başkan seçildi.

1977 Seçimleri CHP İktidara Yaklaştı

175px 1mayC4B1s 77 1 magnify clip
1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nında kutlamalar


Ülke Milliyetçi Cephe iktidarıyla oldukça sıkıntılı günler yaşıyordu. Ekonomi ve anarşi toplumun en büyük sıkıntılarıydı. CHP ise 1977 yılı başlarken gitgide güçlenmekteydi. Şubat ayında DİSK, seçimlerde CHP'yi destekleyeceğini açıkladı. Nisan ayında ise TBMM seçimleri 5 Haziran günü yenileme kararı aldı. Seçim kampanyası oldukça sıkıntılı geçti. 26 Nisan 1977'de Ecevit'in seçim otobüsü Niksar'da kurşunlandı. 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs mitinginde kalabalığın üzerine çevredeki binalardan ateş açıldı. Çıkan izdihamda 37 kişi hayatını kaybetti. 29 Mayıs günü İzmir Çiğli Havaalanı'nda uçaktan inen Bülent Ecevit'in bulunduğu gruba ateş edildi. Bu apaçık CHP Genel Başkanı'nı öldürmeye yönelik bir suikast girişimiydi. 2 Haziran 1977 günü Başbakan Demirel, 3 Haziran'da yapılacak CHP Taksim mitinginde Ecevit'e suikast yapılacağını CHP Genel Başkanı'na bir mektupla bildirdi. Ecevit ise mitingden vazgeçmeyeceğini bildirdi. 3 Haziran günü CHP Tarihi'nin en görkemli mitinglerinden bir tanesi İstanbul Taksim Meydanı'nda gerçekleştirildi. Yüz binlerce insan CHP mitingine katıldı ve Ecevit'e destek verdi.
Bu ortamda 5 Haziran 1977 günü yapılan seçimlerden CHP buruk bir zaferle çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi oyların %41,3’ünü alarak 213 milletvekilliği kazandı. AP %36,8 oy almış ve 189 milletvekili kazanmıştı (CHP: 213,AP:189, MSP:24, MHP:16, CGP:3, DP:1, BĞM:4). Senato üçte bir yenileme seçimlerinde ise CHP:28, AP:21, MSP:1 senatörlük kazandılar. Ecevit ve CHP çok güçlenmişti ancak matematiksel tablo CHP'ye tek başına hükümet kuracak çoğunluğu vermiyordu. 14 Haziran 1977'de hükümeti kurma görevini alan Bülent Ecevit, 21 Haziran 1977 günü azınlık hükümetini kurdu. Hükümet 3 Temmuz günü yapılan güven oylamasında yeterli oyu almayınca Ecevit istifa etti. Hükümeti kurma görevini alan AP Genel Başkanı Süleyman Demirel 21 Temmuz günü MHP, MSP ve Demokratik Parti ile II. Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu. Ülke çok sıkıntılı günler yaşıyordu. Ekonomi öyle bir darboğaza girmişti ki, en basit ihtiyaç maddeleri bile karaborsaya düşmüştü. Zamlar, devalüasyonlar birbirini izliyordu. Enerji sıkıntısı had safhadaydı. Türkiye ithal malların parasını ödeyemez haldeydi. Döviz bulunamıyordu. Financial Times gazetesi 25 Kasım günü durumu şöyle özetliyordu; Türkiye iflas etmiş bir ülkedir. Öte yandan anarşi ve terör artarak sürmekteydi ve toplumsal kutuplaşma can almaya devam ediyordu. Bu şartlar altında 11 Aralık 1977 günü yapılan yerel seçimlerde CHP %41,7 oy alarak 41 il merkezinin belediye başkanlığını kazandı. Milliyetçi Cephe'nin büyük ortağı AP ise %37,1 oy almıştı. AP 15 il merkezini kazanabildi. Seçim sonuçlarının ardından AP'den ayrılanlar oldu. 11 milletvekili partiden istifa etti. Bu isimler şunlardır; Orhan Alp, Tuncay Mataracı, Şerafettin Elçi, Mete Tan, Güneş Öngüt, Ahmet Karaaslan, Hilmi İşgüzar, Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç, Cemalettin İnkaya.
Seçimlerde başarılı olan CHP'nin genel başkanı Bülent Ecevit 22 Aralık günü hükümet hakkında bir gensoru verdi ve yılın son günü 31 Aralık 1977'de II. Milliyetçi Cephe 218 güvenoyuna karşı 228 güvensizlik oyu ile düşürüldü. Hükümeti kurma görevini cumhurbaşkanından alan Bülent Ecevit CGP, Demokratik Parti ve bağımsızların desteğiyle 5 Ocak 1978'de hükümetini kurdu. Ecevit ekonomi ve devlet yapısında bir enkaz devraldıklarını ve çetin bir dönemden geçeceklerini belirtti.
Ülkedeki gerilim ve ekonomik buhran etkisini gitgide daha fazla arttırıyordu. Zamlar, devalüasyonlar, uzayan kuyruklar, karaborsa, enerji kıtlığından kaynaklanan elektrik kesintileri artık olağan hale gelmişti. Ülke belki de en karanlık günlerini yaşamaktaydı. Bunun yanına bir de terör eklenince iş, içinden çıkılmaz bir hal alıyordu bu nedenle Başbakan Bülent Ecevit'in enkaz benzetmesi hiçte abartı sayılmazdı. Mart 1978'de İstanbul Üniversitesi'nde öğrenciler katledildi. Ekim ayında Türk-İş, CHP-AP koalisyonu kurulmasını önerse de bu kabul edilmedi. Yıl sonunda Kahramanmaraş'ta çıkan olaylarda 105 kişi öldü. Sadece 1978 yılı içinde ülkede 831 kişi öldürülmüştü. 1979 yılı da sıkıntılarla başladı 1 Şubat'ta Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi katledildi. Mart ayında iğneden ipliğe hemen her maddeye büyük oranda zam yapıldı. TÜSİAD Ecevit Hükümeti’nin çekilmesi için gazete ilanları vermeye başladı ve Başbakan Ecevit'in sert tepkisiyle karşılık buldu. 14 Ekim 1979'da yapılan milletvekili ara ve senato üçte bir yenileme seçimlerini AP kazandı. Açık bulunan 5 milletvekilinin tümünü ve 33 senatörlüğü Adalet Partisi kazandı. CHP 12 senatörlük kazanabildi. CHP oyları %41'den %29'a düşmüştü. 16 Ekim'de başbakan Ecevit istifa etti. Hükümeti kurma görevini alan Süleyman Demirel 12 Kasım 1979'da azınlık hükümetini kurdu.
180px 0295 1 magnify clip
CHP Genel Başkanı Ecevit ve Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk

4 Kasım 1979'da ara seçim yenilgisinin ardından CHP 8. Olağanüstü Kurultay’ı toplandı. Genel Başkan Ecevit güvenoyu istedi. Parti içi muhalefetteki Deniz Baykal ve Ali Topuz grupları yönetimi çok sert bir biçimde eleştirdiler. Güven oylamasında Ecevit, 4 çekimser, 20 ret oyuna karşılık 1341 oy ile delegelerin güvenoyunu aldı. Genel Sekreterliğe Mustafa Üstündağ getirildi.
CHP'de bunlar olurken 1980 yılı Tariş olayları ve ekonomik önlemler içeren 24 Ocak Kararları ile başladı. Cinayetler, boykotlar ve ekonomik zorluklarla dolu günler birbirini izliyordu. Mayıs ayında Çorum'da olaylar çıktı ve 48 kişi hayatını kaybetti. Terör; genç, siyasi, aydın, yazar, sağcı ve solcu demeden can almayı sürdürüyordu. Öyle ki, 1980 yılında meydana gelen 10.000 terör olayında yaklaşık 2 bin insan ölmüştü. Mayıs ayında MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak öldürüldü. Eski CHP önderlerinden Nihat Erim de teröre hedef olanlar arasındaydı (19 Temmuz 1980). 22 Temmuz’da Türkiye Maden-İş Sendikası Başkanı Kemal Türkler öldürüldü. Çeşitli çevrelerin önerdiği CHP-AP koalisyonuna ise her iki partide sıcak bakmıyordu. Bu arada 6 Nisan 1980'de Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün görev süresi bitmişti. TBMM bir türlü yeni cumhurbaşkanını seçemiyordu. Turlar birbirini izliyor ancak sonuç alınamıyordu. Bunca karışıklık içinde bir de ülke başsız bırakılmıştı. Türkiye uçurumun kıyısına gelmişti.
12 Eylül 1980 sabahı Türk Halkı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sesi ile uyandı. Ordu yönetime el koymuş, TBMM, hükümet, anayasa feshedilmişti. Tüm yurtta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Siyasi partilerin, derneklerin ve sendikaların faaliyetleri durduruldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi ülkenin tek hakimiydi. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve AP Genel Başkanı Süleyman Demirel Gelibolu'daki Hamzakoy tesislerinde gözetim altına alındı. MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş İzmir-Uzunada'ya gönderildi.
30 Ekim 1980 günü Bülent Ecevit, CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. 21 Şubat 1981'den itibaren Arayış dergisini çıkardı. Buradan ya da başka kanallarla verdiği demeçlerden dolayı yargılandı ve cezaevine girdi. MGK bir yıl sonra, 16 Ekim 1981'de tüm siyasi partilerle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'ni de kapattı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nde CHP'nin ilk dönemi sona ermişti.
Ecevit'in Kurduğu CHP Hükümetleri:
  • I. Ecevit Hükümeti (26.01.1974-17.11.1974)
  • II. Ecevit Hükümeti (21.06.1977-21.07.1977)
  • III. Ecevit Hükümeti (05.01.1978-12.11.1979)

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
13 Ocak 2010       Mesaj #3
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Cumhuriyet Halk Partisi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Açılmadan Önceki Dönem 1980-1992

12 Eylül Askeri yönetimi ülkedeki tüm siyasi faaliyetleri yasaklamıştı. Büyük gözaltılar, siyasi davalar yaşandı. Bu arada yeni anayasanın hazırlıkları da sürüyordu. Nihayet 7 Kasım 1982'de anayasa halkoyuna sunuldu ve %91,3 oyla anayasa kabul edildi. Aynı oylamayla MGK ve Devlet Başkanı Kenan Evren de 7.cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçimlerin 6 Kasım 1983'te yapılacağı açıklandı ve 1983 ortalarında siyasi faaliyetler serbest bırakıldı ancak MGK işleri sıkı tutuyordu. Partiler kurulurken MGK'ya kurucuları veto etme yetkisi verildi.
Bu yüzden kapatılan CHP'nin tabanına hitap eden Erdal İnönü'nün kurduğu SODEP seçimlere katılamadı. Öte yandan Adalet Partisi'nin ardılı olarak kurulan Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi de vetolardan nasibini almıştı. Seçimlere Turgut Özal'ın başında bulunduğu ANAP, Necdet Calp'in başında bulunduğu Halkçı Parti ve Turgut Sunalp'in Milliyetçi Demokrasi Partisi katıldı. 6 Kasım 1983 seçimleri sonucunda ANAP %45 oy alarak tek başına iktidara geldi ve Turgut Özal yeni hükümeti kurdu.(ANAP:212,HP:117,MDP:71) CHP seçmenine seslenen Halkçı Parti %30 oy almıştı.[11]
24 Mart 1984 yerel seçimlerini de ANAP kazandı. Bu defa SODEP ve DYP'de seçimlere katıldı.[12] SODEP, ANAP'ın ardından ikinci sırayı aldı. CHP oylarının SODEP'te toplanacağı anlaşılıyordu.[13] 13 Nisan 1984'te toplanan SODEP 1.Küçük Kurultayı'nda Genel Başkan Erdal İnönü solda tek çatının şart olduğunu söyledi. Temmuz ayında SODEP lideri İnönü ve HP lideri Necdet Calp birleşme konusunda prensipte anlaştıklarını açıkladılar. 1985 Haziran ayında Aydın Güven Gürkan Halkçı Parti genel başkanı seçildi ve birleşmeden yana olduğunu açıkladı. Hatta Gürkan birleşmeye 1985 yılında son CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit tarafından kurulan Demokratik Sol Parti'nin de dahil olmasını istedi ancak ret cevabı aldı.
26 Eylül 1985'te Gürkan ve İnönü SODEP-HP birleşme protokolünü imzaladılar ve yeni partinin adını Sosyaldemokrat Halkçı Parti olarak açıkladılar. HP kurultay toplanarak partinin adı SHP olarak değiştirildi. Ardından toplanan SODEP kurultayında parti feshedildi ve SHP'ye katıldı. 30 Mayıs 1986'da SHP 1.Kurultay toplandı ve Erdal İnönü genel başkan seçildi. İnönü daha sonra 26 Eylül 1986'da yapılan araseçimlerde milletvekili seçilerek TBMM'ye girdi. SHP bu seçimlerde %22 oy almıştır.
6 Eylül 1987'de ANAP iktidarı 12 Eylül idaresince getirilen siyasi yasakların kaldırılması için referanduma gitti. Kıl payı bir farkla yasakların kaldırılması kabul edildi (EVET:%50,1,HAYIR:%49,8). Başbakan Turgut Özal daha bu sonuç ortaya çıkmadan önce Kasım ayında erken seçime gidileceğini açıkladı. 13 Eylül'de Bülent Ecevit DSP'nin başına geçti. Süleyman Demirel de DYP başkanlığını devraldı.
29 Kasım 1987 genel seçimlerinde ANAP ikinci kez tek başına iktidara geldi, oy oranı düşmüştü ama çoğunluğu yine de kazanabilmişti. ANAP bu seçimlerde %36 oy alarak 292 milletvekili kazandı. SHP %24 ile 99 ,DYP ise %19 oyla 59 milletvekilliği kazandı.[13] Bülent Ecevit'in başına geçtiği DSP %8,5 oy almış ancak %10 barajını aşamayarak meclis dışında kalmıştı. Aynı şekilde MÇP ve RP'de TBMM dışında kaldı. Ecevit bu sonucun ardından bir süre siyasetten çekildi.
25 Haziran 1988'de Erdal İnönü SHP genel başkanlığına yeniden seçildi. Ancak partiye Deniz Baykal grubu hakim oldu. Deniz Baykal SHP genel sekreteri seçildi. 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde SHP kazandı. SHP; İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlıklarıyla 39 ilin belediye başkanlığını kazanmıştı ayrıca il genel meclisi seçimlerinde %28,8 oy almayı başarmıştı.[14]
180px Erdal inC3B6nC3BC magnify clip
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü


SHP ve DYP ANAP iktidarının meşruiyetini kaybettiğini halkın desteğini yitirdiğini ve bu nedenle genel seçimlerin yenilenmesi gerektiğini savunmaya başladılar. Turgut Özal 9 Kasım 1989'da Kenan Evren'den boşalan cumhurbaşkanlığına SHP ve DYP'nin muhalefetine rağmen seçildi. 12 Aralık 1990'da İnönü ile Demirel buluştu, ortak bildiri imzalayarak erken seçim istediler. Bu arada SHP içinde İnönü-Baykal mücadelesi yaşanıyordu. Eylül 1990'da Genel Başkan Erdal İnönü ile anlaşmazlığa düşen Genel Sekreter Deniz Baykal bu görevinden istifa etti. 29 Eylül 1990'daki SHP 6.Olağanüstü Kurultayında Erdal İnönü ve Deniz Baykal karşı karşıya geldi. Ancak İnönü 504 oyla genel başkanlık seçimini kazandı.Deniz Baykal ise 405 oy aldı. SHP Genel Sekreterliği'ne Hikmet Çetin seçildi. Ancak parti içinde Baykal'ın muhalefeti bitmedi. Haziran 1991'deki olağan kurultayda İnönü-Baykal bir defa daha karşı karşıya geldi. Ancak bu kez de kazanan İnönü oldu, üçüncü tur oylamada İnönü 534, Baykal 451 oy aldı. SHP'nin 44 kişilik parti meclisine Baykal listesinden 15, İnönü listesinden ise 28 kişi seçildi. Hikmet Çetin tekrar genel sekreter seçildi.
Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ANAP içinde de iktidar mücadelesi yaşanıyordu. Mesut Yılmaz Haziran 1991'de ANAP genel başkanı seçildi ve parti Ekim'de erken seçimlere gidilmesini kararlaştırdı.
20 Ekim 1991 seçimlerini DYP kazandı.(DYP:178,ANAP:115, SHP:88,RP:62,DSP:7)[14]
DYP %27 oy almıştı, SHP %20 oy alabilmiş ve üçüncü sıraya gerilemişti, 1989 yerel seçimlerinde elde edilen başarı bu defa çok uzaktaydı. Bu en fazla parti içi muhalefetin işine yarayacaktı. SHP seçimlere Halkın Emek Partisi (HEP) ile birlikte katıldı. Seçimlerden sonra TBMM açılışında Kürt kökenli milletvekillerinin Kürtçe yemin etmeye kalkışması ortalığı karıştırdı. 21 Mart 1992 Nevruz Bayramı'nda çıkan olaylar sonucunda da SHP içindeki HEP kökenliler partiden istifa ettiler. HEP hakkında kapatma davası açılınca DEP kuruldu ancak her ikisi de daha donra kapatıldı.(11 Mayıs 1994'te HEP ve DEP mensupları HADEP'i kurdular)
Hükümeti kurma görevi DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'e verildi. Demirel DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991'de kurdu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini almıştı.
25-26 Ocak 1992'deki 7.Olağanüstü Kurultay öncesinde Deniz Baykal ve İsmail Cem birlikte Yeni Sol adlı bir kitap yayımladılar. SHP’nin yeniden yapılandırılmasını öngördüler. 7.Olağanüstü Kurultayda İnönü, Baykal’ı bir kez daha yendi ve genel başkanlığa seçildi.


Yeniden açılış sonrası dönem

Haziran 1992'de 12 Eylül rejiminin ürünü eski siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasa kaldırıldı. Eski partilerin açılabilmesi sağlandı. Bu karar en fazla CHP tabanını etkiledi. 3 Mayıs 1992'de CHP'nin hayatta olan son Genel yönetim Kurulu üyeleri bir bildiri yayımladılar. Cumhuriyet Halk Partisi yeniden açılıyordu. Bildirinin altında imzası bulunanlar şu isimlerdir:
Erol Tuncer, Hayrettin Uysal, Altan Öymen, Metin Somuncu, Metin Tüzün, Erdoğan Bakkalbaşı, Coşkun Karagözoğlu, Orhan Akbulut, Avni Gürsoy, Güler Gürpınar, Mehmet Gümüşlü, Hayri Öner, Celal Doğan, Nebil Oktay, Nail Atlı, Mehmet Dedeoğlu, Çetin Bozkurt, Hüseyin Doğan, İlyas Kılıç, İsmet Atalay, Orhan Vural.
CHP tabanı bu bildiriyle hareketlendi, 12 Eylül öncesi gençlik kolları bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin doğum tarihi de belirlenmişti: 9 Eylül 1992
9 Eylül 1992'de CHP 25.kurultayı 1980 öncesinde son kurultaya katılan delegelerle toplandı. Parti tekrar açılmıştı. Deniz Baykal ve Erol Tuncer'in girdiği genel başkanlık yarışını 679 oyla Deniz Baykal kazandı. Tuncer 425 oy alabildi.Böylece Deniz Baykal; Atatürk,İnönü ve Ecevit'ten sonra dördüncü CHP genel başkanı oluyordu.CHP'nin maksadı diğer iki sol partiyi de bünyesine alarak tek güç haline gelmekti ancak SHP Genel Başkanı İnönü birleşmenin SHP'de olmasını istiyordu, Ecevit ise işbirliğine yanaşmıyor ve DSP ile yola devam edeceğini açıklıyordu.Erdal İnönü de SHP'de birleşelim dedi. 15 Mart 1993'de ilk parti meclisinde genel sekreterliğe Ertuğrul Günay seçildi. Genel başkan yardımcıları İsmail Cem, Erol Çevikçe, Hasan Fehmi Güneş, Adnan Keskin, İstemihan Talay, Ali Topuz'du. İlk etapta 21 milletvekili SHP ve DSP'den ayrılarak anayasanın parti değiştirme engelini aşmak için Bütünleşme Partisi ni kurdular ve bu partinin daha sonra CHP'ye katılmasıyla CHP, TBMM'de grup kurmayı başardı.
9 Eylül 1992'de, 1979'da toplanan son kurultay delegelerinin büyük çoğunluğunun katılımı ve oybirliği ile tekrar açılan parti, kurucusu ve ilk genel başkanı Atatürk'ün vasiyeti ile tasarruf haklarını CHP'ye terkettiği, Türkiye İş Bankası'nın bir bölüm hissesinin de sahibidir. CHP'nin tasarruf hakkına sahip olduğu %28,1'lik orandaki bu banka hisselerinin kazancı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na aktarılmaktadır.[15]
1993 yılı Türkiye açısından oldukça önemli olayların yaşandığı bir yıl oldu. 24 Ocak 1993 günü Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu öldürüldü. Suikast uzun yıllar boyunca karanlıkta kaldı. Ancak siyasette bütün taşları yerinden oynatacak gelişme Nisan ayında yaşandı. 17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefat etti. Cumhurbaşkanının kim olacağı merakla beklenmekteydi. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel cumhurbaşkanlığına aday oldu ve 16 Mayıs 1993'te yapılan üçüncü tur oylamada koalisyon ortağı SHP'nin desteğiyle dokuzuncu cumhurbaşkanlığına seçildi. CHP bu seçimlerde İsmail Cem'i aday göstermiştir.Bu gelişmeyle DYP-SHP hükümeti de sona ermiş bulunuyordu. 3 Haziran 1993'te Tansu Çiller,DYP Genel Başkanı seçildi. 6 Haziran'da ise SHP Genel Başkanı İnönü Eylül ayındaki kurultayda siyaseti bırakacağını açıkladı. 25 Haziran'da 1991'de kurulan DYP-SHP hükümeti Tansu Çiller başbakanlığında tekrar göreve geldi. 2 Temmuz 1993'te yaşanan sivas olayları ve 37 aydının Madımak Oteli'nde yakılarak katledilmesi ülkeyi iyice gerdi.SHP olaylara karşı ilgisiz kalmakla suçlanmaktaydı. Eylül ayındaki kurultayda Murat Karayalçın, SHP'nin başına geçti.


Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yle birleşmesi



26 Mart 1994 yerel seçimlerine aynı kulvardaki SHP,DSP ve CHP ayrı ayrı girdi. Sonuç tek kelimeyle hüsrandı. Çünkü 3 sol partide toplam ancak %25 oy alabilmişti. Bir önceki seçimde kazanılan büyük kentler Refah Partisi'ne teslim edilmişti. [16] CHP bu seçimlerde sadece %4.7 oranında oy alabildi. Sol oylar gitgide eriyordu ve birleşmekten başka çare yoktu. 18 Şubat 1995'te toplanan kurultayda 1003 delege birleşmenin CHP, 635 delege de SHP çatısı altında olması yönünde oy kullandı. Bunun üzerine hemen toplanan SHP Kurultayı'nda 121'e karşı 508 oy ile parti feshedildi ve CHP'ye katılım kararı alındı. Hikmet Çetin oybirliğiyle CHP Genel Başkanı seçildi. Çetin, CHP'nin 5. Genel Başkanı oldu. Birleşme sürecinde CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, partiden istifa etti, yerine Adnan Keskin getirildi. Birleşmeden sonra 25 Şubat'ta yapılan seçimde Adnan Keskin Genel Sekreter oldu.

9 Eylül 1995'deki kurultayda ise Deniz Baykal genel başkanlığa tekrar seçildi .30 Ekim'de DYP ve CHP bir koalisyon hükümeti kurdu. Bu hükümette CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak yer aldı. TBMM seçimlerin 24 Aralık 1995'te yenilenmesi kararı aldı. CHP bu seçimde kılpayı %10 barajını aşarak TBMM'ye girdi. Seçimlerin galibi ise Necmettin Erbakan'ın başında bulunduğu Refah Partisi olmuştu. RP %21.3 oyla 158 milletvekili kazanmıştı. (DYP:135,ANAP:132,DSP:76,CHP:49).[17]
CHP %10.71 oyla ancak 49 milletvekili elde edebilmişti. Diğer tarafta DSP %14.64 oy almıştı. Seçimlerden sonra öncelikle Mesut Yılmaz başbakanlığında ANAP-DYP koalisyonu kuruldu ancak hükümetin güvenoylaması Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilip iptal edilince başbakanlık görevini alan Necmettin Erbakan Haziran 1996'da DYP ile Refahyol koalisyonunu kurdu. RP rejim karşıtı güçlere cesaret verici uygulamalar yönelince 28 Şubat 1997'de hükümet MGK'da uyarıldı. Haziran 1997'de de Erbakan istifa etti. RP daha sonra kapatıldı.
ANAP-DSP-DTP koalisyonu kuruldu. CHP bu koalisyona dışarıdan destek verdi. Ancak 1998 Kasım ayında Türkbank ihalesi yolsuzluğuna Başbakan Mesut Yılmaz'ın adı karışınca CHP hükümete gensoru verdi ve koalisyon düşürüldü. Uzun süren hükümet çalışmaları sonucunda DYP,DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit başbakanlığında kurulacak bir azınlık hükümetine destek vereceğini açıkladı ve Ecevit 11 Ocak 1999'da 21 yıl sonra tekrar başbakan oldu. Başbakanlığı sırasında yıllardır Türkiye'de kan döken terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi. Bu olay soldaki DSP'ye seçimlere gidilirken büyük prestij sağladı.


Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında kaldığı dönem

18 Nisan 1999 günü yapılan seçimlerde Bülent Ecevit'in DSP'si %22.18 oy alarak 136 milletvekili kazandı ve birinci parti oldu. (MHP:129, FP:111, ANAP:86, DYP:85,BĞM:3). [18] Sol oyların bu şekilde DSP'de toplanması CHP'yi askeri darbeler dönemi dışında ilk defa meclis dışına itti. CHP %8.71 oy almış ancak %10 barajını geçemediği için TBMM dışında kalmıştı. Seçimlerden sonra koalisyon pazarlıkları başladı ve 28 Mayıs 1999'da Bülent Ecevit başbakanlığında DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti kuruldu.
Deniz Baykal seçim yenilgisinden kendisinin sorumlu olduğunu belirterek 22 Nisan 1999'da genel başkanlıktan istifa etti. 22 Mayıs 1999'da toplanan IX.Olağanüstü kurultayda Altan Öymen genel başkanlığa seçildi. Haziran ayındaki X.Olağanüstü Kurultay parti meclisi seçimleri içindi. Tarhan Erdem genel sekreter seçildi.
Deniz Baykal'ın CHP ile ayrılığı kısa sürdü. Bir yıl sonra 30 Eylül 2000 tarihinde toplanan XI.Olağanüstü kurultayda Baykal genel başkanlığa döndü . CHP genel sekreterliğine ise Önder Sav seçildi.
CHP ,TBMM dışında olmasına rağmen iktidardaki koalisyona karşı muhalefetini sürdürdü. Özellikle Şubat 2001 krizinden hükümeti sorumlu tutarak muhalefetini şiddetlendirdi. 2002 yılı Mayıs ayında koalisyonun başbakanı Ecevit rahatsızlandı. Ekonomik gidişat zaten krizler nedeniyle iyi değildi. Ekonomi 2001 krizinden sonra ABD'den gelen iktisatçı Kemal Derviş'e teslim edilmişti. Başbakanın sağlık durumunun bozulması koalisyonda sarsıntıya neden oldu. Yaz aylarında koalisyon ortağı MHP ,kendisinin bulunmadığı hükümet modelleri konuşulmaya başlanınca 3 Kasım 2002'de erken seçime gidilmesini talep etti. Koalisyonun büyük ortağı DSP'de ise Ecevit'in rahatsızlığından kaynaklanan iktidar mücadelesi partiyi böldü.DSP grubunun yarısı partiden ayrılarak İsmail Cem genel başkanlığında Yeni Türkiye Partisi'ni kurdu. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş önceleri YTP içinde siyaset yapacağının sinyallerini versede Ağustos ayında CHP'ye katıldı. TBMM Ağustos ayında toplanarak hem 3 Kasım'da erken seçim kararı aldı hem de Avrupa Birliği uyum yasalarını çıkardı. CHP 3 Kasım seçimlerine umutlu gidiyordu.Kemal Derviş'in partiye katılımı ivme kazandırdı. Öte yandan Türk-İş başkanı Bayram Meral, sanatçı Zülfü Livaneli, İlahiyatçı Prof.DrYaşar Nuri Öztürk de partiye katıldılar ve milletvekili adayı oldular.


Ana muhalefet partisi oluşu

268px CHPgenelmerkez magnify clip
CHP Genel Merkezi ANKARA-Söğütözü


3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın başında olduğu AKP tek başına iktidara geldi. AKP seçimlerde %34.4 oyla 363 milletvekilliği kazandı. CHP %19.39'la 178 milletvekilinde kaldı. Geri kalan üyelikleri bağımsızlar kazandı. Diğer partilerin hiçbiri %10 barajını aşamadı. [19] TBMM yanlızca iki partiden oluşuyordu. (Aralık ayında seçim kurulu Siirt ilindeki seçimleri iptal etti ve 1 Ak Parti, 1 CHP, 1 de bağımısız 3 milletvekilinin üyeliği düştü. 9 Mart 2003'te Siirt'te seçimler yenilendi ve 3 milletvekilliğini de Ak Parti kazandı.)
İktidardaki Ak Parti'nin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilmekten yasaklı olduğu için hükümeti Ak Parti Kayseri milletvekili Abdullah Gül kurdu.Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağının kalkması için mecliste yapılan anayasa değişikliğine CHP destek verdi. Erdoğan 9 Mart'ta Siirt'ten milletvekili seçilerek 15 Mart'ta başbakanlık koltuğuna oturdu.
Ana muhalefetteki CHP ile iktidardaki AKP arasındaki ilk ciddi tartışma 1 Mart günü tezkere oylamasında ortaya çıktı.ABD,Irak'ı işgal etmek niyetindeydi ve bu yüzden Türkiye topraklarını kullanmak istiyordu.CHP buna şiddetle karşı çıktı,AKP içinde de ciddi bir muhalefet vardı.1 Mart günü CHP ve AKP'li bir grup milletvekilinin oylarıyla hükümet tezkeresi reddedildi.
2003 yılı Ekim ayında yapılan 30.Kurultayda Baykal ve ekibi tekrar seçildiler. Tüzük değişikliği sert tartışmalara sebep olsa da kabul edildi.Kemal Derviş parti meclisine girdi. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde CHP başarılı olamadı. AKP %41 oy alırken CHP sadece % 18 oy almıştı. İllerin büyük çoğunluğunda belediye başkanlıklarını AKP kazandı. Yıllardır CHP'nin kalesi olarak nitelendirilen bölgelerde bile iktidar partisi kazanmıştı. Gerçi 1999 yerel seçimlerine göre CHP%13 olan oyunu %18'e çıkarmıştı [20] ama Baykal'a karşı muhalefet oldukça gergindi. Muhalefetin başında ise İstanbul Şişli ilçe belediye başkanlığına %65 oy alarak seçilen Mustafa Sarıgül bulunuyordu. Sarıgül CHP'yi iktidara taşıyacağı söylemiyle Anadolu'yu dolaşmaya başladı. Elbette bu eylem genel merkezi rahatsız etti ve genel başkan Deniz Baykal 3 Temmuz 2004'te XII.Olağanüstü kurultayı topladı, delegelerden güvenoyu istedi. 781 oyla güvenoyu alan Baykal, Sarıgül'e karşı güçlenmişti. Ayrıca 24 Ekim 2004'te Yeni Türkiye Partisi kendisini feshetti ve CHP'ye katıldı. Sarıgül ise muhalefetini sürdürdü.CHP adına mitingler ve toplantılara devam etti. Bunun üzerine yönetim Sarıgül'ü disiplin kuruluna sevketti. Kurul Sarıgül'ün ihracını 7'ye karşı 8 oyla reddetti. Genel Başkan Deniz Baykal kararın rüşvetle alındığını belirterek 29 Ocak 2005'te Olağanüstü Kurultayı toplayacağını söyledi. Kurultay öncesinde üç isim başkanlığa aday olarak ortaya çıktı: Baykal,Sarıgül ve Livaneli. Daha sonra Livaneli adaylıktan çekildi. Baykal ve Sarıgül'ün hesaplaştığı 13.Olağanüstü Kurultay çok gergin geçti. Büyük kavgalar çıktı,yaralanmalar yaşandı. Baykal ve Sarıgül arasında çok şiddetli tartışmalar yaşandı. Sonuçta Baykal 674 oyla güven tazeledi. Kurultay sonrası partiden istifalar oldu ancak meclis grubunun büyük kısmı partide kaldı. İstifa eden milletvekillerinin bir kısmı bağımsız kalırken bir kısmı da SHP'ye geçti. 19-20 Kasım 2005'te toplanan 31.Olağan Kurultayda Deniz Baykal 1158 oyun tamamını alarak genel başkanlığına devam etti.
CHP iç çalkantılar yaşarken bir yandan da AKP iktidarına karşı da sert muhalefet yapıyordu. Özellikle Avrupa Birliği'ne verilen tavizler, yanlış ekonomik ve sosyal politikalar, yapılan özelleştirmeler, kadrolaşma ve laiklik konularında iktidarla büyük tartışmalar yaşandı. Deniz Baykal ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında gerek TBMM'de gerekse diğer platformlarda büyük çekişme vardı. 2006 yılı sonunda seçimlerin yenilenmesi konusunda CHP çaba gösterse de AKP buna yanaşmadı. CHP 2007 Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ın adaylığına şidettle karşı çıkmaktaydı. CHP bu yolda bütün anayasal hakların kullanılacağını belirtti. 24 Nisan 2007 günü AKP cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül'ü belirleyince CHP bu konuda uzlaşılmadığı için TBMM'de yapılacak seçimi Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini açıkladı. 27 Nisan 2007 günkü oylamada 367 milletvekili bulunmayınca CHP mahkemeye başvurdu ve Anayasa Mahkemesi 1 Mayıs 2007 günü CHP'yi haklı görerek 11.cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasını iptal etti. Bu gelişmeler üzerine cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda taktik değiştiren AKP, ANAVATAN ile uzlaşarak erken seçime gidilmesi ve cumhurbaşkanını 5+5 yıllığına halkın seçmesi gibi değişiklikleri kabul etti. Deniz Baykal ise erken seçim kararını desteklemesine rağmen, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini onaylamadığını belirterek yeni meclisin yeni cumhurbaşkanını seçmesi yönünde taleplerde bulundu.Genel seçimlerin 22 Temmuz 2007'de yapılması kesinleştikten sonra solda güçbirliği arayışları hızlandı ve 17 Mayıs 2007 günü CHP ve DSP Genel Başkanları Deniz Baykal ve Zeki Sezer seçimde güçbirliği yapacaklarını açıkladılar.8 Haziran 2007'de Yaşar Okuyan'ın Genel Başkanı olduğu Hürriyet ve Değişim Partisi,CHP'ye katılacağını açıkladı,ancak katılım gerçekleşemedi.


22 Temmuz 2007 Seçimlerinin ardından

Bu koşullar altında gidilen 22 Temmuz 2007 seçimlerinde CHP umduğunu bulamadı.Partinin oyları %20.88 olmuştu.Buna karşın iktidardaki AKP oyların %46.58’ini almış ve 341 milletvekili kazanmıştı.CHP’nin kazandığı milletvekili sayısı 112 idi ve bunların 13’ü DSP’li isimlerdi,ayrılmaları ile CHP yeni döneme 99 milletvekili ile başladı.(AKP:341,CHP:112,MHP:71,DTP:20,Bğm:6) [21]
Basın ve parti içi muhalefet bu sonuçlardan dolayı Deniz Baykal’a sert eleştirilerde bulundular, ancak seçimlerden iki gün sonra gazetecilerin karşısına geçen Deniz Baykal istifa etmeyeceğini açıkladı.
Ülkeyi 22 Temmuz seçimlerine taşıyan cumhurbaşkanlığı sorunu devam ediyordu. Seçimden güçlenmiş bir biçimde çıkan AKP, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül adı üzerinde bir defa daha karar kıldı. MHP’nin oylamalara katılacağını açıklaması ile de 367 sorunu çözüldü. CHP’nin boykot ettiği oylamaların üçüncüsünde, 28 Ağustos 2007’de AKP Kayseri milletvekili Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11.cumhurbaşkanlığına seçildi.CHP yeni cumhurbaşkanı ile zorunlu haller dışında temaslarının olmayacağını açıkladı.9 Eylül 2007'de CHP'nin 84.kuruluş yıldönümü çok büyük bir gösteri ile kutlandı. Genel Başkanı Deniz Baykal 170 bin partili ile birlikte Anıtkabir'e çıktı.[22]
Mart 2008’de yapılacak olan CHP 32.olağan kurultay öncesi bir önceki dönemin grup başkanvekili, Samsun milletvekili Haluk Koç genel başkan adaylığını açıkladı.
2008 yılının Ocak ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen üniversitelerde türban serbestisi önerisine muhalefet partilerinden MHP destek verdi. Ancak CHP şiddetle karşı çıktı. Anayasa değişikliği Şubat ayı başlarında Meclis'ten geçerken CHP, Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağını belirtti.
26-27 Nisan 2008'de, Ankara'da yapılan 32.Olağan Kurultay'da aday adaylarından hiçbiri aday olabilmek için gerekli olan 253 imzayı toplayamayınca 1016 delegenin imzası ile seçimlere tek aday olarak giren Deniz Baykal Genel Başkanlık seçiminde 1105 oyun 1021'ini alarak onuncu defa CHP Genel Başkanı seçilmeyi başardı.[23]
2009 yerel seçimlerine gidilirken SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın partisinin genel başkanlığından ayrılarak 5 Aralık 2008 günü CHP'ye katıldı ve partinin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak ilan edildi.[24]
21 Aralık 2008 tarihinde Ankara'da toplanan CHP 14. Olağanüstü Kurultayı'nda program ve tüzük değişiklikleri ele alındı. 1994'ten bu yana kullanılan parti programı değiştirildi. [25]

Genel Başkanları
  • Mustafa Kemal Atatürk (9 Eylül 1923 - 10 Kasım 1938)
  • İsmet İnönü (11 Kasım 1938 - 14 Mayıs 1972)
  • Bülent Ecevit (14 Mayıs 1972 - 30 Ekim 1980)
  • Deniz Baykal (9 Eylül 1992 - 18 Şubat 1995)
  • Hikmet Çetin (18 Şubat 1995 - 11 Eylül 1995)
  • Deniz Baykal (11 Eylül 1995 - 22 Nisan 1999)
  • Adnan Keskin (22 Nisan 1999 - 23 Mayıs 1999) (Vekâleten)
  • Altan Öymen (23 Mayıs 1999 - 30 Eylül 2000)
  • Deniz Baykal (30 Eylül 2000 - Günümüz)
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
4 Şubat 2010       Mesaj #4
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
CHP - Cumhuriyet Halk Partisi - CHP Logo

chplogoyatay3402513

chplogodikey3382659
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
11 Mayıs 2011       Mesaj #5
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

CHP - Cumhuriyetçi Halk Partisi

(CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski siyasal partisi. Bu parti, kurucu meclis durumundaki Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne egemen olan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin siyasal parti niteliği kazanması sonucunda ortaya çıktı. 9 Eylül 1923'te partinin adı "Halk Fırkası" olarak belirlendi. Partinin ilk üç kurultayına Mustafa Kemal başkanlık etti. Sıvas Kongresi, Birinci Kurultay olarak kabul edilir. 1931'de yapılan 3. Kurultay'da partinin ilkeleri, cumhuriyetçilik, devletçilik, devrimcilik, milliyetçilik, halkçılık ve lâiklik olarak saptandı ve bunlar "altı ok" ile simgeleştirildi. O dönemde bu ilkelerin TC Devleti'nin de ilkeleri olması ve başka parti bulunmaması, CHP'nin devletle özdeş sayılmasına yol açtı. Partinin ilk olağanüstü kurultayı, Atatürk'ün ölümü üzerine 26 Aralık 1938'de Ankara'da Celal Bayar'ın başkanlığında yapıldı. Bu kurultayda Atatürk, "partinin banisi ve ebedî başkanı", İnönü de "partinin değişmez genel başkanı" olarak tüzüğe geçti. Genel başkanın ancak "vefat, görevi yapamayacak bir hastalığının saptanması ya da istifa" durumunda değişebileceği kararlaştırıldı. CHP, 1946 yılına dek tek parti olarak ülkeyi yönetti. 1946'da çok partili yaşama geçildiğinde, Demokrat Parti kuruldu ve aynı yıl yapılan seçimleri CHP güçlükle kazandı. 1950 yılında yapılan seçimde Demokrat Parti'nin çoğunluğu alması üzerine CHP muhalefete geçti. İnönü'nün başkanlığında uzun yıllar ana muhalefet partisi olarak çalıştı. 27 Mayıs 1960'ta DP iktidardan uzaklaştırılıp kapatılınca, CHP 1965 yılına dek koalisyon hükümetlerinde yer aldı ve Türkiye İşçi Partisi'nin kamuoyunda büyük destek görmesi, Demokrat Parti'nin izleyicisi olarak kurulan Adalet Partisi'nin DP'nin oylarını toplaması yüzünden, 1965 yılı seçiminde büyük yenilgiye uğradı. Seçimlerin sonunda AP tek başına iktidara gelince CHP yeniden ana muhalefet partisi durumuna düştü. Aynı yıl Genel Başkan İnönü "Ortanın Solu" politikasını ortaya attı. CHP örgütünce de benimsenen bu politikanın savunucularından Bülent Ecevit, 24 Ekim 1966'da genel sekreterliğe seçildi. Ortanın solu politikası 1969 seçimlerinden önce yayınlanan "Düzen Değişikliği Programı" ile daha ileri bir aşamaya getirildi. Bu gelişmeler, "CHP halkın partisi durumuna gelmiştir" biçiminde yorumlara yol açtı. Bu dönemde Ecevit'in politikasına karşı çıkan kimi gruplar partiden ayrılarak Milli Güven Partisi ve Cumhuriyetçi Parti'yi kurdular. 12 Mart 1971 Muhtırası, Cumhuriyet Halk Partisi'nde yeni ve çok önemli gelişmelere neden oldu. Genel Başkan İsmet İnönü bu muhtıraya karşı kesin tavır almayıp Nihat Erim hükümetini destekleyince, Bülent Ecevit genel sekreterlikten istifa etti. Ancak parti örgütü bu anlaşmazlıkta Ecevit'in yanında yer aldı. Parti meclisine kurultay güvenoyu verince, İnönü CHP genel başkanlığından istifa etti (8 Mayıs 1972). 14 Mayıs 1972'de Ecevit CHP genel başkanlığına seçildi. 1974 seçiminde %33,3 oyla mecliste 185 milletvekiliği elde etti. Milli Selamet Partisi'yle kurduğu koalisyon 9 ay sürdü. 1977 seçimleri CHP'yi daha da güçlendirdi. Parti bu seçimlerde 6 milyonun üstünde oy ve 213 milletvekilinin katılmasıyla 1978'de yeniden hükümet kurdu. CHP, 3 Kasım 1978'de Sosyalist Enternasyonal'e üye oldu. Bu CHP ağırlıklı hükümet, Ekim 1979 seçimlerindeki yenilgiye dek sürdü; bu yenilgi üzerine parti hükümetten çekildi. 12 Eylül 1980 Harekâtı'ndan sonra MGK tarafından tüm partilerle birlikte faaliyeti durduruldu ve sonra da kapatıldı. Eski siyasî partilerin yeniden açılmasına izin verilince 1992'de yeniden çalışmalarına başladı ve partinin genel başkanlığına DenizBaykal getirildi. 1995'te, Hikmet Çetin'in genel başkanlığında Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yle (SHP) birleşerek onu da bünyesine kattı ve Deniz Baykal genel başkanlıktan çekildi. CHP, SHP'nin Doğru Yol Partisi'yle kurmuş olduğu koalisyon hükümetini sürdürdü. Aynı yılın eylül ayındaki kurultayda Deniz Baykal genel başkan seçildi. 18 nisan 1999 genel seçimlerinde CHP yüzde 8,7 oranında oy alabildi ve Baykal genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kaldı. Kısa süre sonra yapılan olağanüstü kurultayda Altan Öymen genel başkanlığa seçildi.

Benzer Konular

24 Ağustos 2009 / asla_asla_deme Sosyoloji
24 Şubat 2017 / Daisy-BT Sosyoloji
6 Haziran 2018 / Mira Sosyoloji