Arama

Zimbabve ve Zimbabve Tarihi

Güncelleme: 20 Aralık 2016 Gösterim: 6.633 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zimbabve

Sponsorlu Bağlantılar
170px Flag of Zimbabwesvg

Zimbabve, Afrika'nın güneyinde, denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Doğusunda Mozambik, kuzeyinde Zambiya, batısında Botsvana ve güneyinde Güney Afrika Cumhuriyeti vardır. Ülkenin kuzeyini Zambezi Nehri, güneyini Limpopo Nehri çevreler.

Yüzölçümü : 390.580 km²

Nüfusu : 12.576.742
Başkent : Harare
Bağımsızlık Tarihi: 17 Nisan 1980 (Zimbabve olarak)
Resmi Dil : İngilizce

Tarih

19.yüzyılda İngiliz sömürgesi haline geldi. İngiliz sömürgeci Cecil Rhodes burada maden çıkarma hakları aldı. Rhodes 1889'da İngiliz Güney Afrika Şirketi (British South Africa Company) adına imtiyaz sahibi olduktan sonra şirket ülke toprakları üzerinde söz sahibi oldu. Zimbabve'nin eski ismi "Rodezya" buradan gelmektedir. Güney ve kuzey Rodezya 1953'te bugünkü Malavi olan Nyasaland ile birleştirilerek 'Rodezya ve Nyasaland Federasyonu' kuruldu. Federasyonun 1963'te dağılmasından sonra güneydeki azınlık beyazlar bağımsızlık istedi, ancak İngiltere kabul etmedi. Ian Smith'in başbakan olduğu yönetim, 1965'te tek taraflı bağımsızlık bildirgesi yayınladı, 1970'te de cumhuriyeti ilan etti; ancak uluslararası çevrede bu bağımsızlık tanınmadı.

1960'lardan itibaren beyaz azınlık yönetimine karşı ayaklanmalar vardı ve komşu ülke Mozambik'te beyaz azınlığın yönetiminin 1975'te sona ermesiyle birlikte Zimbabwe'deki iç savaş yoğunlaştı. İç savaşın sona erdirilmesi amacıyla 1979 ve 1980'de İngiltere'de (Londra)bir araya gelindi ve ülkeye bağımsızlık tanındı. Yapılan ilk serbest seçimleri 1980 yılında Robert Mugabe kazandı.

Coğrafya

Coğrafi konumu: 20 00 Güney enlemi, 30 00 Doğu boylamı
Haritadaki konumu: Afrika
Yüzölçümü: 390,580 km²
Sınırları: toplam: 3,066 km
Sınır komşuları: Botsvana 813 km, Mozambik 1,231 km, Güney Afrika 225 km, Zambiya 797 km
Sahil şeridi: 0 km (kara ile çevrili)
İklimi: tropikal Arazi yapısı: Yüksek platolar, dağlar
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: 162 m
En yüksek noktası: Inyangani 2,592 m
Doğal kaynakları: Kömür, krom, asbest, altın, nikel, bakır, demir, vanadyum, lityum, kalay, platin
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %7 daimi ekinler: %0 otlaklar: %13 ormanlık arazi: %23 diğer: %57 (1993 verileri)
Sulanan arazi: 1,930 km² (1993 verileri)
Doğal afetler: Kuraklıklar, su baskınları, fırtınalar
Coğrafi not: Kara ile çevrili

Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
12 Aralık 2011       Mesaj #2
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar
Tarih

M.S. 4. yüzyılda Banbu kabileleri bölgeye girmeye başladılar. On beşinci yüzyılda bugünkü Fort Victoria şehri (bugün Masvingo (şehir)) yakınında Zimbabve veya Büyük Zimbabve olarak bilinen yerde bir din ve ticaret merkezi kuruldu. On beşinci yüzyılda Mutota ve Matope yöneticileri doğuda Hint Okyanusuna ve batıda Kalahari Çölüne uzanan bir krallık kurdular. Sonradan bu krallığa Portekiz, Monomotapa krallığı adını verdi.

1505’te Portekiz Mozambik kıyısındaki Sofala’da bir üs kurdu. Buradan iç kesime giden ticaret yolları yapıldı. Portekiz’in Zambezi’nin yukarılarına doğru sokulması Monomotapa Krallığını zayıflattı. Ülke 1830’larda güneyden gelen kavimler tarafından istila edildi. Bunlardan en önemlisi esas itibariyle günümüzdeki Zimbabve’nin güney kısmında yerleşmiş olan Ndebele idi.

1888’de İngiliz Cecil Rodes, Ndebele şefinden maden işletme imtiyazı elde etti. Bunun kurduğu İngiliz Güney Afrika Şirketi, 1889’dan 1923’e kadar ülkede siyasi ve ekonomik kontrolü elinde tuttu. 1923’te Güney Rodezya (bugünkü Zimbabve) siyasi iktidarı beyaz bir azınlığa veren bir anayasa altında muhtar bir sömürge olarak İngiltere tarafından ilhak edildi.

1953’te Güney Rodezya ve Kuzey Rodezya (şimdiki Zambia) ve Nyasaland (şimdiki Malavi), Rodezya ve Nyasaland Federasyonunu kurarak birleştiler. Federasyon 1963’te dağıldı. 1964’te Kuzey Rodezya ve Nyasaland beyazların idaresinde bağımsızlıklarını kazandılar.

11 Kasım 1965’te Başbakan Ian D. Smith tek taraflı olarak Rodezya’nın bağımsızlığını ilan etti. Birleşik Krallık buna karşı çıktı ve BM vasıtasıyla ekonomik yaptırımlar uygulattı. Örneğin Rodezya’ya gemiyle petrol ihracına ambargo koyuldu. Bununla beraber bir miktar petrol ve benzin Güney Afrika’dan ve Mozambik’ten ülkeye girdi. Mayıs 1968’de BM Güvenlik Konseyi ticaret ambargosu koydurttu. Mart 1970’te ülkede cumhuriyet ilan edildi. Aralık 1972’de Afrikalılar beyaz yönetime karşı gerilla savaşı başlattılar. 1978 ortasında altı binin üstünde asker ve sivil öldürüldü. Rodezya birlikleri gerillaları mağlup etti. 1978’de iktidar siyah çoğunluğa devroluncaya kadar kontrol Smith ve üç tanınmış siyah liderin elinde olmak üzere anlaşma imzalandı.

21 Nisan 1979’da ülkenin herkese oy hakkı tanındığı ilk genel seçimde siyahların çoğunlukta olduğu parlamento işbaşına geçti. Birleşik Krallık’ın Thatcher hükümeti 1979’da Zimbabve ile münasebetlerini normal hale getirmek için gayret sarfetmeye başladı. Zimbabve nihayet 18 Nisan 1980’de tam bağımsızlığına kavuştu. Yapılan seçimleri büyük bir çoğunlukla Mugabe kazandı. Günümüzde de devlet başkanı olan Mugabe, çeşitli kargaşalıklara rağmen yönetimde kalmayı başardı (1993).
🌘 🚀
CeLebRindaL - avatarı
CeLebRindaL
VIP why did you go why
24 Aralık 2011       Mesaj #3
CeLebRindaL - avatarı
VIP why did you go why
Zimbabve

Msxlabs.org&Dünya Ülkeleri

DEVLETİN ADI: Zimbabve Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Harare
NÜFUSU: 9.870.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 390.759 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Putperestlik
PARA BİRİMİ: Dolar

Güney Afrika’da 15° 36’ ve 22° 25’ güney enlemleri ile, 25° 16’ ve 33° 04’ doğu boylamları arasında yer alan bağımsız bir devlet. Zimbabve’nin komşu olduğu ülkeler kuzeyde Zambia, batıda Botsvana, güneyde Güney Afrika ve doğuda Mozambik’tir.

Tarihi

M.S. 4. asırda Banbu kabileleri bölgeye girmeye başladılar. On beşinci yüzyılda bugünkü Fort Victoria şehri yakınında Zimbabve veya Büyük Zimbabve olarak bilinen yerde bir din ve ticaret merkezi kuruldu. On beşinci asırda Mutota ve Matope yöneticileri doğuda Hint Okyanusuna ve batıda Kalahari Çölüne uzanan bir krallık kurdular. Sonradan bu krallığa Portekiz, Monomotapa krallığı adını verdi.

1505’te Portekiz Mozambik kıyısındaki Sofala’da bir üs kurdu. Buradan iç kesime giden ticaret yolları yapıldı. Portekiz’in Zambezi’nin yukarılarına doğru sokulması Monomotapa Krallığını zayıflattı. Ülke 1830’larda güneyden gelen kavimler tarafından istila edildi. Bunlardan en önemlisi esas itibariyle günümüzdeki Zimbabve’nin güney kısmında yerleşmiş olan Ndebele idi.

1888’de İngiliz Cecil Rodes, Ndebele şefinden maden işletme imtiyazı elde etti. Bunun kurduğu İngiliz Güney Afrika Şirketi, 1889’dan 1923’e kadar ülkede siyasi ve ekonomik kontrolü elinde tuttu. 1923’te GüneyRodezya (bugünkü Zimbabve) politik ve siyasi iktidarı beyaz bir azınlığa veren bir anayasa altında muhtar bir sömürge olarak İngiltere tarafından ilhak edildi.

1953’te Güney Rodezya ve Kuzey Rodezya (şimdiki Zambia) ve Nyasaland (şimdiki Malawi) Rodezya ve Nyasaland Federasyonunu kurarak birleştiler. Federasyon 1963’te dağıldı. 1964’te Kuzey Rodezya ve Nyasaland beyazların idaresinde bağımsızlıklarını kazandılar.

11 Kasım 1965’te Başbakan İan D. Smith tek taraflı olarak Rodezya’nın bağımsızlığını ilan etti. İngiltere buna karşı çıktı ve BM vasıtasıyla ekonomik müeyyideler uygulattı. Mesela Rodezya’ya gemiyle petrol ihracına ambargo koyuldu. Bununla beraber bir miktar petrol ve benzin GüneyAfrika’dan ve Mozambik’ten ülkeye girdi. Mayıs 1968’de BM Güvenlik Konseyi ticaret ambargosu koydurttu. Mart 1970’te ülkede cumhuriyet ilan edildi. Aralık 1972’de Afrikalılar beyaz yönetime karşı gerilla savaşı başlattılar. 1978 ortasında altı binin üstünde asker ve sivil öldürüldü. Rodezya birlikleri gerillaları mağlup etti. 1978’de iktidar zenci çoğunluklara devroluncaya kadar kontrol Simith ve üç tanınmış zenci liderin elinde olmak üzere anlaşma imzalandı.

21 Nisan 1979’da ülkenin herkese oy hakkı tanındığı ilk genel seçimde zencilerin çoğunlukta olduğu parlamento işbaşına geçti. İngiltere’nin Thatcher hükümeti 1979’da Zimbabve ile münasebetlerini normal hale getirmek için gayret safretmeye başladı. Zimbabve nihayet 18 Nisan 1980’de tam bağımsızlığına kavuştu. Yapılan seçimleri büyük bir çoğunlukla Mugabe kazandı. Günümüzde de devlet başkanı olan Mugabe, çeşitli kargaşalıklara rağmen yönetimde kalmayı başardı (1993).

Fiziki Yapı

Zimbabve doğu sınırında dağlarla yükselen, diğer sınırlarda alçalan yüksek bir yayla üzerindedir. Yaklaşık ülke topraklarının dörtte biri deniz seviyesinden 1200-1500 m yüksektir. Arazi, doğu sınırı boyunca bulunan İnyanga Dağlarında 2600 m’yi aşarak en yüksek rakıma ulaşır. Arazi kuzeybatıda Zambezi Nehrine ve Kariba Gölüne doğru yavaş yavaş alçalır. Bu nehir vadisinde yükseklikler 200 m ile 600 m arasında değişir. Yukarı Zambezi’deki Victoria şelalelerinin genişliği 1,6 km’yi aşar ve ana çağlayan 108 m yükseklikten dökülür.

İklim

Zimbabve’de subtropikal bir iklim hüküm sürer. Yağışlı ılık mevsim Kasım’dan Mart’a kadar sürer ve soğuk kurak mevsim Mayıs’tan Ağustos’a kadar devam eder. Aradaki aylar geçiş aylarıdır. Yükseklik sıcaklığa tesir eder. Soğuk mevsimin Temmuz ayında değişik yüksekliklerde sıcaklık ortalaması 11° ila 18°C arasında, sıcak ay olan Ekim’de 20° ila 31°C arasında değişir. Yaylalarda yağış ortalamaları 650 ila 750 mm arasındadır. Yağış doğudaki dağlarda daha yüksek, güneydeki Limpopo ve Sabi vadilerinde daha azdır.

Tabii Kaynaklar

Güneybatıda bitki örtüsünü bodur çalılıklar ve dikenler, doğuda ise yapraklarını dökmeyen ağaçlar meydana getirir. Ülkenin belli başlı yeraltı zenginlikleri krom, altın, nikel, asbestos, bakır, demir ve maden kömürüdür.

Nüfus ve Sosyal Hayat

9.870.000 nüfusa sahip olan Zimbabve’de, halkın % 20’si şehirlerde, kalanı köylerde yaşar. En önemli nüfus merkezleri 863.000 nüfuslu başşehir Harare ve 495.000 nüfuslu Bulawayo’dur.

Zimbabve nüfusunun % 96’dan fazlasını zenciler meydana getirir. Zenciler Bantu dillerini konuşan iki büyük ana gruba ayrılırlar. Bunlar Ndebele (zencilerin % 16’sı) ve Shona (zencilerin % 80’i)’dır. Nüfusun % 3’ü Avrupalı, % 1’i kadarı da Asyalı ve değişik ırklardandır. İngiliz asıllı olan beyazların çoğu Protestandır. Zencilerin çoğu ise Putperesttir.

Beyazlar arasında okuma-yazma oranı % 100’dür. Genel okuma-yazma oranı ise % 45’tir. Resmi dil İngilizcedir. Halkın çoğu Shona ve Ndebele dillerini konuşur.

Siyasi Hayat

Zimbabve Cumhuriyetlerinde Parlamento Senato ve Temsilciler meclisinden meydana gelir. Senato 40 Millet Meclisi ise 100 üyelidir. Senatonun 10, meclisin 20 üyesi devlet başkanı tarafından seçilir. Ülke 8 eyalete ayrılmıştır. Zimbabve 1980’den itibaren Birleşmiş Milletlere üyedir.

Ekonomi

Zimbabve ekonomisi çeşitlilik arz eder. Tarım, madencilik ve imalat sektörlerinin hepsi önemlidir. Çalışan nüfusun % 35’i tarımla, % 30’u sanayi ve ticaretle, % 20’si hizmetlerle, % 15’i hükümet işleriyle uğraşır.

Ülkenin belli başlı tarım ürünleri tütün, şeker, pamuk, mısır ve buğdaydır. Giyim, kimya sanayileri ve hafif endüstri gelişmiştir. imalat için gerekli enerjinin çoğu Kariba Hidroelektrik Santralinde üretilir.

Ticari münasebetlerde bulunduğu ülkelerin başlıcaları GüneyAfrika, İngiltere, ABD ve Birleşik Almanya’dır.
O Kadar Kalabalik ki Yalnizligim..
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
17 Aralık 2014       Mesaj #4
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Zimbabve
Resmî adı Zimbabve Cumhuriyeti’dir. Başkenti Harare olan ülkenin nüfusu 11 272 013 (2000), yüz ölçümü, 390 760 km2dir. Yönetim biçimi parlâmenter demokrasidir. Ülkenin para birimi Zimbabve doları, resmî dili İngilizcedir. Halkın %50’si Sankretik, %25′i Hristiyan, %25′i yerel dinlere mensuptur. Zimbabve, güney Afrika da yer alır. Komşuları, kuzeyde Zambiya, batıda Botswana, güneyde Güney Afrika Cumhuriyeti, doğuda Mozambik’tir. Ülkede kişi başına düşen ulusal gelir, 2400 $’dır. Zorunlu eğitim süresi 8 yıl ve insanların ortalama ömrü de 54 yıldır.
Ülkenin en büyük kenti, Harare’dir. Zimbabve’nin başlıca dağları, İnyanga Dağları (2592 m) ve Matopo Dağları’dır. Ülkenin başlıca ırmakları, Zambezi, Limpopo, Sabi ve Save ırmaklarıdır. Ülkenin egemen olan yeryüzü şeklini, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan ve ülkeyi boydan boya aşan Highveld adlı dağ sırtı oluşturur. Yüksekliğin yumuşattığı tropik iklim egemendir. Ülkede kasım ve mart ayları arası yağışlı geçer. Zimbabve’nin büyük bölümü savanlarla kaplıdır.
Doğal kaynakları, krom, altın, nikel, asbest, bakır, demir, kömürdür. Ülkede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri, tütün, şeker, pamuk, mısır ve buğdaydır. Ülkenin endüstride gelişmiş olduğu alanlar dokuma, kimya ve hafif sanayidir. Başlıca kentleri, Harare, Bulawayo, Gwelo ve Mutare’dir.

ansiklopedim.net
🌘 🚀
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Haziran 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZİMBABVE, esk. Güney Rodezya, sonra Rodezya, Afrika'nın G.'inde devlet: 390 000 km2; 9 500 000 nüf. (1989). Başkenti Harare. Resmi dili İngilizce.
COĞRAFYA
• Garip bir yazgı. Salt sömürge koşullarına bağlı olarak biçimlenen bu devlet, yer şekilleri nedeniyle merkezileşmeye pek az elverişlidir. Geleneksel olarak, yükseltiye göre üç kata ayrılır: Yüksek Veld (1 400 m'nin üstünde), Harare ve Bulavayo çevresindeki orta sırtın tümünü kaplar; Bu- lavayo'nun bir kolu, bu kesimi, Mozambik kıyı ovasının üstünde 2 600 m'ye kadar ulaşan doğudaki yüksek topraklara bağlar. K.-B. ve G.-B.'daki Orta Veld 700-1 400 m arasındaki yükselti diliminde yer alır; Alçak Veld ise Limpopo ve Zambezi vadileri boyunca uzanır. Ülke doğanın verilerine hiç denk düşmediği gibi etnik zorunluluklara da uygun düşmemektedir: zenci nüfusun % 18'ini oluşturan Ndebeleler'in toprağı olan Ma- tabele’deki ayaklanmanın da gösterdiği gibi, egemen etnide yönlendirici güç yoktur: öte yandan büyük Şona topluluğu (% 75) birçok altgruplara bölünmüş durumdadır; bu da milliyetçi hareketin birleşmesini uzun süre engellemiştir.

Sömürgeciliğin kaynağı altın damarının bulunmasıdır; altın madeninin işletilmesine kapitalist bir şirket olan Brıtısh South Africa Chartered Company nın yönetiminde başlandı; şirket 1889-1923 arasında ülkeyi yönetti, bir demiryolu ağı döşeyerek (1897 de Kımberley-Bulavayo, 1902'de Sa- lisbury [günümüzde Harare]- Beira, 1904' te Bulavayo-Vıctorıa Falls) ülkeyi kapalılıktan kurtardı; demiryolu ağı ancak 1955'te Lourenço Marçues'e (günümüzde Mapu- to) ulaşan bir hattın yapımıyla tamamlandı. 1890'da, Salisbury altın bölgesinin tam ortasında kurulmuştu, ama yeraltında daha birçok maden bulunmaktadır: özellik le bazalt kayaçların çıkıntı şeklinde yeryu züne fırladığı o tuhaf görünümlü Great Dyke’ı belirtmek gerekir; ülkeyi hemen hemen tam ortasından kuzey-güney doğrultusunda, yaklaşık 480 m uzunlukta ve 5-10 km genişlikte geçen Great Dyketa kromit, platin ve nikel yatakları bulunmuştur. Amyant, bakır ve itabirit (% 61-72’si demir) bakımından zengin olan billurlu sert taban, K.-B.'da Wankie kömür havzasını içine alan Karoo tortullarıyla düzensiz biçimde örtülmüştür.

1907'den itibaren avrupalı kolonların çoğunun yerleşmesini sağlayan tarımdır. Yer biçiminin ve iklimin gerekleri bu yerleşmenin Yüksek Veld'de, özellikle Bulawayo-Harare ekseninin iki yanında, elli kilometre kadar genişlikte bir şerit üstünde gerçekleşmesini zorunlu kıldı; bu bölge sağlığa elverişli serin sıcaklıklardan yararlandığı gibi, kuru tarım için yeterli yağışı da almaktadır. Kalabalık afrı- kalı nüfusun bu beyaz yerleşmeye başlangıçta karşı koymamasına karşın beyazların gerçekleştirdiği bu soygun bütün Rodezya tarihi boyunca kuvvetle hissedilmiştir.

• Ekonomik ikilik. Zimbabve sömürge döneminden, ayrı, ama birbirini tamamlayan iki ekonomi devraldı. Sistemin köşe taşı, toprakların otoriter bir anlayışla yeniden dağıtılmasıydı. 1908’de Afrika derebeylik topraklarının (rezervler) yasal bir.statüye kavuşmasından sonra toprak ayrımcılığı yönündeki ilk adım 1930 da Land Appor tionment Açt ın kabul edilmesiyle atılmış oldu, 1969'da bu Act’ı tamamlayan Land Tenure Açt ın uygulanması nüfusun yer değiştirmesine yol açtı. Gerçek bir yaz -boz görünümündeki toprak dağılım haritası iki bileşeni bir araya getiriyordu: tüm afrikalı nüfusun °/o 60'ını 176 000 km2Tik bir alanda barındıran Trıbal Trust Lands (TTL), buna karşılık 168 000 km2 genişliğindeki toprakları aralarında bölüşen 6 000 avrupalı çiftliği, TTL’ler içinde, geleneksel kiralama rejimine bağlı toprakların yanında özel mülkiyet alanlarının (14 000 km2’nin üstünde) açılması ya da 1977 de her afrikalıya, o tarihe kadar yalnızca beyaz işletmelere ayrılmış olan bölgelerde mülkiyet edinme hakkının verilmesi, gerekli sermaye olmadığı için sonuçları alınamayan hukuksal kolaylıklardı. ‘'Rezervlerdeki şiddetli demografik baskı sonucunda kişi başına yararlanılabilen alan 1890'da 78 ha iken 1977'de 8 ha'a düştü; 1960 ta "rezervler", afrikalı nüfusun temel besin maddesi olan mısırı dışardan almaya başladılar. Üstelik ilkel bir işletme biçiminin aşırılıklarından da (otlakların aşırı bir biçimde kullanılması ve yeterince nadasa bırakmadan yapılan besin bitkileri tarımı) zarar görmektedir Özellikle Limpo- po'nun K.'inde. Sabi ırmağının alçak vadisinin iki yanında sulanan alanların düzenlenmesi "kabile arazileri "ndeki toprakların açlığını yatıştırmadı; bu yedek işgücü olarak yaşayan 4,5 milyon kişiden 2,6 milyonunun nüfus fazlası olduğu hesaplanmıştır. Toprağın bölünmesi, böylece yerli halkın kendilerine zorla kabul ettirilen, işte çalışmasına ve bu nedenle göç etmesine yol açtı; TTL'lerde yaşayan afri kalı ailelerin yandan fazlasının gelirleri çoğunlukla "beyazlar"ın ekonomisinde kullanılan aile reisinin ücretine bağlıdır.

AvrupalI kolonların ortalama yüzölçümü 2 150 ha olan çiftlikleri, 1975'te, 350 000 afrikalı ücretli kullanmaktaydı. Dış ticaret gelirlerinin yarısını karşılayan, bu modern tarım kesimi, öncelikle ticaret amaçlı tarım ürünlerine dayanıyordu. 1965'te, Birleşmiş milletler tarafından kararlaştırılan uluslararası yaptırımların şokunu kaldıran ve üretim kalemlerini konjonktüre göre hızla değiştirmek zorunda kalan da aynı kesim oldu: tütün üretimine fazlaca bağlı üretimin çeşitlenmesi “beyazlar"ın tarımını daha dayanıklı bir duruma getirdi, hatta besin ürünleri dışsatımı (öncelikle sığır eti, mısır ve şeker) 1966 ile uluslararası ambargonun son yılı olan 1978 arasında 3,5 kat arttı.

60 000 maden işçisine 140 000 sanayi işçisi eklenir. Ekonomik yaptırımlar Rodezya ekonomisini, dışalımın yerini alabilecek imalat kollarını geliştirmek zorunda bırakınca, sanayi üretimi hacmi 1965-1974 arasında % 142 oranında artmıştır (özellikle üretimin üçte birini karşılayan ve sanayi kesiminde istihdamın dörtte birini kapsayan metal ve metalürji sanayileri). Sömürgenin Güney Afrika ve Portekiz'in (Mozambik'in kurtuluşundan önce) yardımından yararlandığını kabul etmek gerekir; böylece Rodezya, uluslararası ablukayı kısmen etkisizleştirebilme olanağını el
de etmiştir: bunun sonucunda petrol dışalımı, 1976'da, Beira-Umtali boruhattının kapanmasına karşın 1966-1978 arasında beş kat artarken aynı sürede maden filizi ve işlenmiş ürün dışalımı 4 katına çıktı. Bununla birlikte, sanayi kesimi yavaş yavaş üretim araçlarının kötüleşmesi, nitelikli işgücü eksikliği (% 80'i beyaz üreticiler) ve iç pazarın darlığı (ücretlerin düşüklüğü ve mali kesimin sınırları) sorunuyla karşılaştı. Böylece, 1965'te 109’dan 1974'te 231'e çıkan sanayi üretimi göstergesi daha sonra 1974-1978 arasında yaklaşık % 20 oranında geriledi. “Beyazların ekonomisi af- rikalı işgücü artışını istihdam etme güçlüğüyle karşılaşınca, bunalım özellikle 1976'dan başlayarak gerilla hareketinin yayılmasını kolaylaştırdı; savaşın ocak 1980 ateşkesine kadar sürmesi ekonomik güçlükleri artırdı.

• Geleceğe yönelik belirsizlikler. Bağımsız Zimbabve yöneticilerinin önündeki manevra alanı dardır: ülkelerinin ekonomik çıkarlarına zarar vermeden, eşitsizliklerin hızla düzeltilmesini isteyen halklarının özlemlerini karşılamak zorundadırlar, çünkü halkın °/o 3,5'i ulusal gelirin üçte ikisini almaktadır.
Yeni iktidar, öncelikle topraksız köylülerin (16-30 yaş grubundaki erkek nüfusun % 40’ı) sabırsızlığını göğüslemek zorundadır. Oysa her radikal çözüm avrupalı çiftçilerin başlamış olan göçünü hızlandıracak, tarımsal üretimin (1980'de % 80'i “beyazlar''ın çiftliklerinden geliyordu) çökmesine ve kırsal işsizliğin tırmanmasına (bu tarım kesimi afrikalı işgücünün °/o 38’ini istihdam etmektedir) yol açabilecektir. Bunun sonucunda Harare hükümeti zorla kamulaştırmalara girişmedi, ama kullanılmayan ya da az kullanılan Avrupa- lılar’a ait toprakların 4,5 milyon hektarının afrikalı köylülere verilmesinin olanaklı olduğu görüldü: bir başlangıç programı (1980-1983) 1 milyon hektar toprağın 18 000 aileye dağıtılmasını öngörüyordu. Aynı zamanda İngiliz yardımının bir bölümü toprakların geri alınmasında kullanıldı.

Yeni yöneticilerinin pragmacılığına karşın, Zimbabve yüksek bir hızla süren Avrupalılaşın göçü (% 8'i kentliler) sorunuyla karşılaştı: son göçmen akını yılı 1975'ti (2 000 kişi gelmişti) ve o tarihten beri bu eğilim tersine döndü. 1976'da 275 000 olan beyaz topluluğun nüfusu artık 150 000'den fazla değildi ve nitelikli işgücünün üçte birinden fazlası da yakın bir tarihte ülkeden ayrılmayı yeğledi. Kamu hizmetlerine Afcikalılar'ın yerleştirilmesine karşılık aynı durum sanayi için geçerli değildi; bu kesimde işyerleri üstündeki ırk ayrımcılığı işgücünün nitelikli duruma gelmesini uzun süre yavaşlattı. Sanayiye, maden çıkarımı (altın [13 t], amyant [250 000 t], krom, nikel vb.) ve tarım üretiminin değerlendirilmesi (şeker, pamuk) egemendir, bununla birlikte, tütünün büyük bölümü (90 000 t) işlenmeden dışa satılır. Ticaret dengesi, az bir farkla açık verir. Coğrafi ve tarihi konumu nedeniyle Güney Afrika, Zambiya ve Büyük Britanya ülkenin başlıca ticari muhataplarıdır.
Zimbabve, aynı zamanda güney afrikalı komşusuna bağımlılıktan da kurtulmak zorundadır: Mozambik'le demiryolu bağlantılarının yeniden kurulmasına karşın Zimbabve'nin satın aldığı ya da sattığı malların % 80’inin taşımacılığı güney Afrika limanlarından yapılır; madenlerin % 90’ı ve sanayinin % 80’i güney afrika ağırlıklı yabancı çıkarların denetimindedir. Pretoria hükümeti 1978-1981 arasında 20 000 zimbabveli maden işçisini ülkelerine geri göndererek her yıl 60 000 kişinin iş pazarına girdiği Limpopo'nun K.'inde gizli işsizliği artırdı.
Yeni devlet, Afrikalıların yaşadığı kırsal bölgeleri kasıp kavuran bir savaşın yol açtığı zararları da ortadan kaldırmak zorundadır; bu bölgelerde yaklaşık 1 milyon kişi "stratejik köycükler"de toplanmış, 250 000 kişi de kentsel merkezlere sığınmıştır, ayrıca bir o kadarı da yabancı ülkelere iltica etmektedir.
Bununla birlikte, Zimbabve’nin ekonomik gelişimini düze çıkarmak için birtakım üstünlükleri (toprak ve yeraltı zenginlikleri, ulaşım yolları altyapısı, imalat sanayisi) vardır.
TARİH
Buraya III. yy.’a doğru geldikleri sanılan ve ateşi kullanmasını bilen topluluklar, büyük bir olasılıkla Boşimanlar’a yakın taş- çağı topluluklarıydı (Gokomere, Ziwa sit- leri). X.-XI. yy.’a tarihlenen, ülkenin güneyinde ve Güney Afrika’da, Leopard’s Kop- je I adıyla bilinen sitler bütünü, Zimbabve sitinde görüldüğü gibi, altın işletmeciliğine de yabancı olmayan bir kırsal kültürün varlığını ortaya koyar. Bu kültürün en parlak zamanı ünlü akropolisin (Great Zimbabwe) taştan yapıldığı dönem olan 1350-1450 dönemidir. Rodezya platosunda altın üretimi (sömürge dönemine kadar 570-700 t) ve dışsatımı bir lüks madde ticaretinin (çin porselenleri ve İran fayansları) gelişmesini sağladı. Limpopo vadisindeki Mapungubwe ile Zambezi vadisindeki ingombe ilede’de birçok altın eşya bulundu. Bu Monomotapa imparatorluğunun siyasal ve dinsel örgütlenmesinde kıyı kesimindeki müslüman topluluklardan fazla etkilenmediği sanılır Belki yabancı kökenli olmayan, ama halk gibi o da şona ırkından olan bir aristokrasinin elinde güçlü bir hiyerarşik yapıya sahip bir devletti. Portekizliler gelince iktidar merkezi platonun kuzey kenarına doğru (Ta- vara) yer değiştirdi. Monomotapa sülalesinin burada XV. yy. ortasında kendini kabul ettirdiği sanılır. Chidzungwe’nın bakır ve Orta Zambezi vadisinin fildişi zenginliğinin işletilmesiyle zenginleşen sülale, Ma- tope zamanında İktidarını Tavara'dan Hint okyanusu’na doğru genişletti. Kıyı kesiminde (Manekweni), Porteklzliler’in karşılaştıkları Kitewe krgllığı’ndan önce kurulduğu sanılan, hayvan yetiştiricilerinin egemenliğinde bulunan aynı kültüre sahip olan bir krallığın yaşadığı biliniyor.
Portekizlilerle şona krallıkları arasındaki ilişkiler, altmış yıl kadar dostça sürdü. Bir serüvenci olan Antönio Fernandes, 1512 -1516 arasında bütün bu Kitewe, Manica, Tavara ve G.-B.’da, bugünkü Matabele’de- ki Butwa krallıklarını gezdi, ilk olaylar, bir cizvitin Monomotapa’yı hıristlyanlaştırma girişimi sırasında patlak verdi Bu Cizvit, 1561’de müslümanların kışkırtması sonucunda öldürüldü. 1568’de, altın üretim bölgesini denetim altına almak amacıyla Francisco Barreto yönetiminde bir birlik hastalıktan kırıldı. Portekizli tüccarlar, kılıçtan geçirilen araplaşmış Suahililer’ in ve onların soyundan gelen melezleşmiş toplulukların yerini aldılar, Zambezi’ nin alçak vadisinde yarıbağımsız prazei ro'lar, Tete ve Sena’da da garnizonlar kuruldu. XVII. yy. boyunca Monomotapa, yavaş yavaş öbür şonalı devletlerin deni- timini yitirdi. Bunun üzerine başkanlarına changamira unvanı verilen Rozwi sülalesi, Butwa krallığı’™ yönetmeye başladı. Platonun güneyinde Great Zimbabwe gibi yığma taştan kentler kuruldu. Portekizlilerle oldukça canlı bir ticaret başladı. Monomotapa Mukombwe 1684’te changamira Dombo’ya yenildi ve 1693’te de öldü. Veraset kavgaları sırasında, Dombo Portekizlileri kovdu, 1695’te altın üreticisi Manica’yı işgal etti ve Portekizlilerin platoya her türlü müdahalesine karşı çıktı. Portekizlilerle ticaret Zumbo (Zambezi ve Luangva ırmaklarının kavşağı) üzerinden yapıldı ve kervanlar, yalnızca onların hizmetindeki Afrikalılardan oluşturuldu. But wa’nın egemenliği tüm XVIII. yy. boyunca, daha sonra Malavi’ye geçen Zwan- gendaba’nın yönetimindeki bir grup jere (Ngoniler) tarafından yıkılana kadar sürdü. 1837’de Pretoria yakınında Boerler’e yenilen Ndebeleler ya da Mzılikazı’nın Matabeleler’i (Ngoniler’in kuzey kolu), Limpopo’yu aştılar ve yerle bir edilmiş Zimbabve platosunun batı bölümüne (Matabele) yerleştiler Şonalar’a haraç ver diler ve Bulavayo kralının çevresinde toplanan zulu tipinde bir toplum oluşturdular.
1885’te Cecil Rhodes, Bechuanaland üstünde koruma yönetimi kurma konusunda Londra’yı ikna etti. 1889’da kurulan British South Africa Chartered Com- pany (BSAC) artık kuzeye yönelmek için serbestti. 1888’de Mzilikazi’nin oğlu Lo- bengula, gülünç bir para karşılığında madenler üstündeki tüm haklarını BSAC’a (British South Africa Company) devretti. 1890’da Matabele’yi geçerek Mashona- land’a yerleşen bir kol, Salisbury’yi kurdu. Lobengula’nın esneklik göstermemesi üzerine bir İngiliz kolu 3 kasım 1893’te Bu- lavayo’yu ele geçirdi. Lobengula kısa bir süre sonra öldü. Ndebeleler, arkasından Şonalar ayaklandı. Rhodes, Ndebeleler’i silahlarını bırakmaya ikna etti. 1897 başına kadar süren polis operasyonları da ötekileri bastırdı. Toplumsal yapıları parçalanmış bu iki topluluk, çoğu kez hayvanları ellerinden alınmış olarak kapalı bölgelere atıldılar. Ülkeyi 1923’e kadar yöneten BSAC’ın ağırlığına karşın, 1898’de bir Yasama konseyi kuruldu. Güney Afrika birliği’ nin kurulduğu 1910’da beyaz kolonlar, Boerler’in denetimi altında bu örgüte girmekten çekindiler.

Bu seçenek kasım 1912 tarihli bir referandumla reddedildi. 1911’de eski Zlm- babve platosu ve çevresindeki alanlar, Kuzey Rodezya’dan (-* ZAMBİYA) ayrılan Güney Rodezya’yı oluşturdu. 1923’te ülke, Büyük Britanya krallığı’nın sömürgesi oldu; Londra tarafından bir vali atandı, ancak ülke beyaz kolonların elindeki bir yürütme konseyiyle iç özerkliğe sahipti. Anayasa, Afrikalılar a karşı ayrımcı önlemler öngörüyordu. Hem ekonomik, hem ideolojik planda Güney Afrika’nın güçlü etkisi görülmekteydi.

1940 savaşının yol açtığı ekonomik patlama beyaz göçü hızlandırdı. Özellikle Sa- lisbury ve Bulavayo ya yerleşen beyaz topluluğun nüfusu 1954 te 80 000 iken 1960'ta 222 000’e çıktı. Toprakların yarıdan fazlası kolonlara verildi. 1953’te, ezici çoğunluğu oluşturan yerli halkla kaynaşmamak için Kuzeyle birleşmeyi kabul etmeyen bu kolonlar yönetimin zencilere geçmemesi için Kuzey Rodezya ve Nyas- saland’la birleşmek istediler. Referandum sonucunda onaylanan Federasyon,_ 1 ağustos 1953’te ilan edildi. Federal hükümete, Başbakanı çıkaran güneyli kolonlar egemendi; 1953-1956 arasında sir Godf- rey Huggins (1955’te lord Malvern oldu), sonra sir Roy VVelensky, 1962 sonunda Nyassaland, mart 1963’te de Kuzey Rodezya Federasyondan ayrıldılar. Federasyon 31 aralık 1963’te ortadan kalktı. 1964’te Zambiya adını alan Kuzey Rodezya’nın bağımsızlığıyla birlikte Rodezya adı artık, yalnızca eski Güney Rodezya’yı belirtmekteydi.
1965’te, 1962’den beri iktidarda olan Rodezya cephesinin lideri ian Smith seçimleri kazandı ve tek yanlı olarak bağım sizliğini ilan etti. Büyük Britanya ise bağımsızlık koşulları olarak seçim yasasının zenciler yararına gözden geçirilmesini ve her tür ırk ayrımının kaldırılmasını öne sürmüştü. İngiliz hükümeti oldubittiye, BM’ye çağrıda bulunarak ve başta petrol ambargosu (BM tarafından da 1966’da onayla nan yaptırım) olmak üzere ekonomik yaptırımlarla karşılık verdi; BM üyelerini yeni yönetimi tanımamaya çağırdı. Rodezya Cumhuriyeti mart 1970’te ilan edildi ve o tarihten başlayarak bütünüyle güney af rika modelini izledi. Ama 1945’e doğru, sendika yöneticisi Joshua Nkomo’nun girişimiyle bir halk hareketi doğmuştu; J. Nkomo demiryolu işçileri grevi ile 1951 ’de genel grev düzenledi. Barışçı yöntemler kullanan Güney Afrika African National Congress’ı (ANC) örnek alan ve yine Nkomo’nun öncülüğünde benzer bir hareket 1957’de ortaya çıktı Bu hareket 1960'ta National Democratlc Party (NDP) ve 1962’de hemen yasaklanan Zimbabwe African Popular Union (ZAPU) adını aldı. Rahip Sithole’nin Zimbabwe African National Union’u ise (ZANU) 1963’te kuruldu. Piskopos Muzorewa da 1971’de yeni bir ANC kurdu; bu örgüt Lusaka anlaşmasından sonra öbür afrikalı kuruluşları bir araya getirdi. Yapılan görüşmeler (Nkomo ve Smith arasında) sonuç vermedi. 1976’ da Smith ingilizler’in çözüm planını, birkaç ay sonra ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında genel oyla seçimler yapılmasını öngören Kissinger planını kabul etme pahasına reddetti. Bu arada, 1972’de başlayan gerilla hareketinin yanı sıra beyaz kolonların girişi ve sermayenin kaçışı yoğunlaştı. Ekim-aralık 1976’da Cenevre’de toplanan konferans bir sonuca ulaşmadı. Ağustos 1977’de yapılan seçimler, Smith’in Rodezya cephesi’ne parlak bir zafer sağladı. Mart 1978’de Smith ve ılımlı yöneticiler (Sithole, Muzorewa) tarafından İmzalanan anlaşmanın hiç bir etkisi olmadı. Ama fazlasıyla kaygı verici ekonomik durum karşısında Owen-Young çözüm planı kabul edildi; bu plan her zamanki gibi beyazlara üstünlük sağlıyordu. 1979 seçimleri, Şonalar tarafından seçilen ve başbakan ilan edilen Monsenyör Mu- zorewa’yı iktidara getirdi; buna Nkomo ve Sosyalist parti’nin lideri Robert Mugabe şiddetle karşı çıktılar. Yıl sonunda, Londra’da, Rodezya sorununa toptan bir çözüm getirmek amacıyla toplanan bir konferans 21 aralıkta Muzorewa, Nkomo ve Mugabe’nin anlaşmasıyla sonuçlandı. 12 aralıkta İngiliz hükümeti lord Soames’i vali olarak atadı. Şubat 1980 seçimlerini şona bölgesinden seçilen R. Mugabe’nin partisi Zimbabwe African National Union -Patriotic Front (ZANU-PF) kazandı, Nkomo da, Matabele’deki seçimlerde başarı sağladı. Lord Soames tarafından Başbakanlığa getirilen Mugabe, Nkomo’nun içişleri bakanı olduğu bir hükümet kurdu. 13 nisan 1980’de Commonwealth içinde Zimbabve’nin bağımsızlığı İlan edildi. Başkent Salisbury, 1982’de Harare adını aldı. Tam bir ekonomik bunalım içine giren ülke, hem iç güçlüklerle hem de dünya bunalımıyla karşı karşıya kaldı. Şubat 1983’te Nkomo, ZANU’nun merkezine düzenlenen bir suikast ve özellikle Ncte- bele bölgesinde başlayan bir dizi olay üzerine hükümetten uzaklaştırıldı, ilk kongresi ağustos 1984’te bağımsızlıktan bu yana toplanan ZANU, ülkeyi “sosyalist devrim"e yöneltti ve tek partili bir rejimin kurulmasına çalıştı; ZAPU bu projeye şiddetle karşı çıktı. Ama Zimbabve, ekonomik alanda Güney Afrika'ya bağlı kaldı ve bu ülkeyle ticari anlaşmalarını sürdürdü. 1985 seçimlerinde ZANU'nun başarısı sosyalist siyasetin benimsenmesi olarak değerlendirildi. 1987 ekiminde anayasa değişikliği yapılarak başkanlık rejimine geçildi. 30 aralıktaki Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Mugabe’nin isteği doğrultusunda ZAPU, ZANU ile birleşti (1987). Mugabe, yeni partinin başkanı ve genel sekreteri seçildi. Rejim karşıtları için genel af çıkarıldı (1989). Mart 1990'da yapılan seçimlerde ZANU oyların çoğunluğunu topladı. Mugabe, rakibi Edgar Tekere karşısında % 80'e yakın oy alarak yeniden başkan seçildi. Temmuz ayında 25 yıldır süren olağanüstü hal yürürlükten kaldırıldı. Afrika’nın güneyindeki birçok ülkeyi uzun süredir etkileyen kuraklık, 1992'de Zimbabve için de ciddi sorunlar yarattı: 4,5 milyondan fazla insan açlıkla karşı karşıya kaldı.
ARKEOLOJİ VE SANAT
Afrikalıların yaptığı en eski yapıtlardan olan bazı taştan heykeller (XV. yy.'dan kalma kuş insanlar, yılan taşına oyulmuş kuşlar) Zimbabve kaynaklıdır. Bu heykeller, 1868-1871 arşsında ortaya çıkarılan Zimbabve akropolisi yıkıntıları arasında, steatitten küçük heykel ve çanak çömlek parçalarıyla birlikte bulunmuş, ama kesin tarihleri henüz saptanamamıştır. Bu bütünün, Monomotapa hükümdarlarının yapıtı olduğu sanılır.

Kaynak: Büyük Larousse
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
20 Aralık 2016       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

ZİMBABWE ya da ZİMBABVE

(Fr. ve İng.: Zimbabwe)
Ad:  Zimbabve.jpg
Gösterim: 668
Boyut:  37.1 KB

Doğu Afrika'da devlet. Yüzölçümü 390.750 km2, nüfusu 11.500.000 (1996), başkenti Harare, önemli kentleri Bulawayo ve Umtali, resmî dili İngilizce ve Bantu dilleridir. Nüfusunun %93'ünü zenciler oluşturur. Ülkenin ekonomik varlığının büyük bölümüne egemen olan beyazların sayısı 1976'da 275.000 iken, artık 150.000'den fazla değildir. Bir yandan Zambezi Irmağı'na, öte yandan da Bechuana Havzası'na doğru eğimli bir ülke olan Zimbabwe, genellikle yüksek platolarla kaplıdır. Yer yer orman ya da savan topluluklarıyla örtülüdür. Gerek tarımsal üretimleri ve gerekse maden kaynakları ve endüstri bakımından Afrika'nın zengin ülkelerinden biridir.

Başlıca toprak ürünleri: Buğday, mısır, tütün, çay, pamuk, şekerkamışı ve turunçgillerdir. Bu ürünlerin çoğu, beyazlara ait olan geniş topraklarda (çiftlikler, plantasyonlar) yetiştirilir. Yeraltı kaynaklarından altın, amyant, krom, kömür ve demir cevheri önemlidir.

Endüstri kuruluşları Harare çevresinde toplanmıştır. Dış ticarette, Hint Okyanusu kıyısında en yakın liman olan Beira'dan (Mozambik) yararlanılır. Afrika'nın bu kesimleri 1895-1924 arasında, bir İngiliz kumpanyası (British South Africa Chartered Company) tarafından işletilmiştir. Ülkenin eski adı, bu kumpanyayı yöneten Cecil Rhodes'ten gelir. Rodezya 1911'de Kuzey ve Güney Rodezya olmak üzere ikiye bölündü. Bunlardan Kuzey Rodezya, 1924'te İngiliz himayesi, Güney Rodezya ise 1923'te koloni hâline getirildi. İki Rodezya, 1953'te, komşu Nyassaland himayesiyle birleştirilerek bir federasyon hâline getirildi. (Rodezya ve Nyassaland Federasyonu).

1963'te federasyon dağıldı. Güney Rodezya adıyla bağımsızlığını ilân etti ve 1966'da İngiliz Uluslar Topluluğu üyeliğinden ayrıldı. Rodezya, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi, izlediği ırk ayrımı politikası nedeniyle Afrika'da dikkatleri üzerine çeken ikinci bir devlet oldu. Yeni devleti BM ve İngiltere tanımadı. 1972'de iki yerli parti birleşti ve komşu ülke Mozambik'in yardımıyla gerilla hareketi başladı. Mozambik'te üslenen gerillalar sınırı geçtikçe, hükümet güçlerinin sert karşı koymalarıyla karşılaştılar. Ancak sayıca az olan beyazlar, siyahların isteklerini kabul etmek zorunda kaldılar. 1979'da İngiltere'de imzalanan Lancaster House Antlaşması ile iç savaş sona erdi.

1980'de siyahların lideri Dr. Mugabe başbakan oldu ve Rodezya, Zimbabwe adını aldı. Ekim 1987'de anayasa değişikliği yapılarak, başkanlık rejimine geçildi. Aralık 1987'de yapılan seçimlerde ise, Mugabe cumhurbaşkanı seçildi. Mugabe, muhalefete karşı şiddet hareketleri ve seçmenlerin yarısına yakınının sandık başına gitmemesi nedeniyle gölge düşen Mart 1990 genel seçimlerinde zorlandı. Ülkede 25 yıldır uygulanan sıkıyönetim temmuz ayında kalktı.

Kuzeyden Shona kabilesinin insanları bu topraklara gelerek "Great Zimbabwe" (Büyük Zimbabwe) adında şehir kurmuşlardır.

Zimbabve Kronolojik Tarihi

Ad:  Zimbabve Kronolojik Tarihi.jpg
Gösterim: 1620
Boyut:  76.7 KB


1500
Güney Afrika’daki Ümit burnunun 1488 yılındaki keşfiyle birlikte Portekizli misyonerler Hristiyanlığı yaymak için Zimbabwe ve çevresinde akın etmişlerdir.

1830
Avrupalı tüccarlar ve köle avcıları Afrika’nın güneyinde kolonizasyon faaliyetlerine başlamıştır.

1889
Cecil Rhodes adındaki İngiliz işadamının kurduğu İngiliz Güney Afrika Şirketi (BSA) Zimbabwe’nin yerli kabileleriyle anlaşarak bölgede altın ve elmas aramış bir süre sonrada bu toprakları kolonileştirmiştir.

1893
Yerli halk BSA emperyalizmine karşı (topraklarını BSA’a satmışlardır ve köle olarak çalıştırmışlardor) isyan etmiş ancak kısa sürede bu ayaklanma bastırılmıştır.

1902
BSA yönetiminin hakimiyeti İngiltere ile yapılan 2. Boer savaşı sonrası Zimbabwe’de sona ermiştir. Cecil Rhodes bu savaşta kuşatma altındayken yaşamını yitirmiştir.

1930
Toprak yasası çıkartılarak siyahilerin toprak edinmesi kısıtlanmıştır.

1930-1960
Siyahi muhalefet güç kazanmıştır ve Zimbabwe Afrika Halk Birliği (ZAPU) ve Zimbabwe Afrika Ulusal Birliği (ZAP) kurulmuştur.

1953
İngiltere sömürge bölgesini üçe bölerek Zimbabwe, Zambiya ve Malavi’den oluşan Orta Afrika Fedarasyonunu kurmuştur.

1965
Güney Afrika’daki apartheid (siyahilere hiçbir sosyal hak tanımayan ve beyaz ırkı üstün gören sistem) sistemini savunan beyaz azınlık hükümet kurmuştur. 11 kasım 1965’te Rodezya adı altında bağımsızlığını ilan etmiştir.

1970-1974
Hükümet birlikleri ile siyahi gerillalar arasında apartheid politikaları nedeniyle 4 yıl sürecek bir iç savaş başlamıştır. Yalnız coğrafi ve diğer koşullar nedeniyle her iki tarafta kesin bir şekilde birbirlerine üstünlük sağlayamamışlardır.

1978
Beyaz azınlık lideri Ian Smith’e yapılan baskılar sonuç vermiş ve ilk kez 1978’de siyahi halk ile beyaz halk aynı haklara sahip olmuştur.

1980
II. Dünya savaşı sonrası başlayan ve ABD’nin öncülüğünü üstlendiği (Filipinler gibi) sömürülen devletleri kalkındırma ve bağımsızlarını tanıma siyasetiyle İngiltere devleti, Zimbabwe’nin bağımsızlığını resmen tanımıştır.

1981
Ülkede ilk demokratik seçimler yapılmış ve yerel halkın desteklediği Zimbabwe Afrika Halk Birliği (ZAPU) seçimleri kazanmıştır.

1998
Yoksulluk ve süregelen sorunlar nedeniyle ayaklanma çıkmış ve ülkede ekonomik kriz yaşanmıştır. Krizin en büyük nedenlerinden biri ülkedeki güvensizlik ortamı sebebiyle dışarıya göç eden 4 ile 5 milyon vatandaşın iş gücü kaybı yaratması ve ülkedeki döviz rezervlerinin bitmesi olmuştur.

2015
Zimbabwe Cumhurbaşkanı Mugabe Afrika Birliği Başkanı olarak seçilmiştir.

2009
Ülkede enflasyon % 230 milyona ulaşmış ve IMF'e başvurulmuştur.

MsXLabs.org
-derlemedir.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Ağustos 2017 / ThinkerBeLL Ekonomi
7 Mayıs 2014 / _EKSELANS_ Mimarlık