Arama

Kars

Güncelleme: 6 Ağustos 2012 Gösterim: 7.578 Cevap: 6
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Kars Kuzeydoğu Türkiye'de bulunan Kars ilinin merkezi olan şehirdir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer almakta olan Kars daha önceleri Çarlık Rusya´nın " Birleşik Kafkasya Vilayetine bağlı sancaktı. Nüfus: 142.145 (1990); 130.391 (2000).
Kars Doğu Anadolu da ülkemizin en doğusundaki ve aynı zamanda karasal iklim dolayısıyla da en soğuk illerinden birisidir. Ancak iklimsel olumsuzluğu ilin sanayii gelişmesinde nispeten olumsuz olmuş olmasına rağmen il turizm potansiyeli açısından bölgenin başlıca illerinden birisidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Kars şehrinin adı bir Türk boyu olan Karsaklar'dan gelmektedir. M.Ö.130-127 yıllarında Kafkasyadan gelerek Kars çevresine yerleşen Karsaklar ilimize bu adı vermişlerdir. Bu durumda Kars en eski Türkçe il adı unvanını kazanmıştır. Arkeolojik çalışmalarda bölgenin Yontma Taş Devrinden (M.Ö.13000-10000) itibaren kesintisiz iskan gördüğü anlaşılmıştır. Bölgede Hurriler, Urartular, İskitler, Parthlar, Sasaniler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Gürcüler, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır. Bu medeniyetlerin izlerini günümüzde Kars merkezde Anı Ören Yeri'nde ve ilçelerimizde ayakta kalmış taşınmaz kültür varlıklarında görmekteyiz.
İl ülkemizin başlıca kış turizm merkezinden birisidir ve yapılacak yatırımlarla bu alanda daha da gelişebilir. Bunun yanı sıra kültür turizmi açısından da tarihin çok eski devirlerine uzanan antik kalıntıları ve ören yerleri ile önde gelen kültür turizmi açısından da Yontma Taş Çağından itibaren kesintisiz bir yerleşime sahne olan kent önde gelen kültür turizm merkezlerindendir.İlin inanç turizmindeki potensiyeli de dikkat çekicidir.Selçukluların M.S.1064 yılında Anadolu'ya ilk girişlerinde Anı Ören Yeri'nde yaptıkları camiler, erken dönem Hıristiyan kiliseleri bu potansiyelin bir göstergesidir. İl bozulmamış doğasıyla da eko turizm ve spor turizmi açısından kullanılmayı bekleyen önemli bir potansiyele sahiptir.
Osmanlı-Rus savaşında halkın müdafası kısmen Rusları püskürtmesinden dolayı GaziTürk Kurtuluş Savaşında önemli rol oynamıştır. üvanını almıştır ve
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #2
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Kars, Anadolu'yu Asya'ya bağlayan önemli bir kavşak noktasıdır. Ulaşım açısından stratejik bir işleve sahip olan il, yüzyıllar boyunca, Akyaka-Doğu Kapı üzerinden Kafkasya'ya açılan bir pencere; Aras nehri üzerinden Çin'in ortalarına kadar Asya'yı boydan boya dolaşan tarihi İpek yolunun Anadoludaki önemli bir son durağı olma özelliğine sahip olmuştur.İl'de ulaşım karayolu, demiryolu ve havayolu ile sağlanmaktadır.
Karayolu : Erzurum üzerinden gelerek doğuya uzanan yol, Kars'ın en önemli karayolu bağlantısını oluşturur. Bu yol Karakurt'ta ikiye ayrılarak biri kuzeye, diğeri doğuya yönelir. Kuzeye yönelen Sarıkamış ve Selim ilçelerinden geçerek il merkezine ulaşır. Doğuya yönelen yol ise Kağızman'a, oradan da Iğdır İl merkezine ulaşır. İlin diğer önemli bağlantısı Kars'tan çıkan ve kuzeye yönelen ikinci ana yoldur. Bu yol üzerinden Akyaka,Arpaçay ve Susuz ilçelenin yanısıra Ardahan İli'ninde ulaşımı sağlanır. Kars'tan çıkıp güneydoğuya yönelen bir başka yol üzerinden Digor ilçesine ulaşılır. Kağızman İlçesine ise Kars-Erzurum karayolunun 14.km.'sinden güneye yönelerek gidilir. Kars'ın Ermenistan ile karayolu bağlantısı 10 km.'lik Akyaka-Doğukapı üzerinden sağlanmaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar
Demiryolu : İlin Demiryolu taşımacılığı 100 yıllık bir geçmişe sahiptir. Türkiye'nin kuzey demiryolu hattını oluşturan Haydarpaşa-Kars bağlantısının noktalandığı Kars Gar'ı ilk kez 1890 yılında Şark Demiryolları adı altında hizmete açılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryolu taşımacılığına verilen büyük önemin sonucunda, hattın Erzurum-Horasan arası 1949, Horasan-Sarıkamış, Sarıkamış-Kars arasıda 1961 yılında yeniden yapılmıştır. Yurt genelindeki 8.163 km'lik ağın yüzde 2'lik bölümüne eşlenik 167 km uzunluğundaki demiryolu hattı Kars ili sınırları içerisindedir.
Türkiye-Ermenistan arasındaki Akyaka-Doğukapı (Ahuryan-Gümrü) demiryolu hattı 21 Mayıs 1993'te yük taşımasına, 23 Temmuz 1993'te de yolcu taşımasına kapatılmıştır. Bu tarihten sonra yapılan tren seferleri sadece Kars-Akyaka arasında yolcu taşımaya yönelik olarak gerçekleştirilmektedir.
Çarşamba,Cuma ve Pazar günleri Kars'tan Haydarpaşa yönüne kalkan Yeni Doğu Ekspresi'nin de;Pazar,Pazartesi,Çarşamba ve Cuma günleri Kars varışı sağlanmaktadır.Ayrıca hergün Kars-Erzurum ve Kars-Akyaka arasında gidiş-geliş karma tren seferleri yapılmaktadır.
Havayolu : Kars Havaalanı,sivil hava ulaşımına 04.09.1988 tarihinde açılmış, 600 bin kişilik yıllık yolcu kapasiteli modern terminal binasına da 12.12.1995 tarihinde kavuşmuştur.Eylül 1998'den beri de ülke genelinde az sayıda havaalanında bulunan ve kısaca ILS olarak adlandırılan "Aletle Yaklaşma Sistemi" devrededir.Her tür uçağın iniş-kalkışına uygun olan pist 3500 metre uzunluğundadır.
Kars hava meydanı,1.795 metrelik yükseklikle ülkenin "en yüksek rakımlı hava meydanı" olma özelliğine sahiptir.Hava meydanı ilin güneyinde ve merkeze 6 km uzaklıktadır.İçhat seferlerinin yanı sıra 1993 yılından beri uluslararası tarifesiz uçak seferlerine de açıktır. Meydana THY'ce haftanın her günü tarifeli seferler yapılmaktadır. Kimi zaman yolcu yoğunluğuna bağlı olarak bu şirket tarafından tarifesiz seferlerde yapılmaktadır.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #3
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Kars ili Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan şehirlerden birisidir. Tarih boyunca pek çok savaşlara neden olmuş topraklardır. Kars ili rakımı yüksek bir şehirdir, denizden yüksekliği yaklaşık 2000 metredir. Karsta gezilecek yerler arasında Ağrı Dağı, Sarıkamış Kış Sporları, Kars Kalesi, Şeytan Kalesi, Surb Gregor Klisesi, Kars Havariler Klisesi, Evliya Camii, Kars Müzesi sayılabilir. Kars ilinin ilçeleri Akyaka, Arpaçay, Digor, Kağızman, Sarıkamış, Selim, Susuz ilçeleridir.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
1 Haziran 2011       Mesaj #4
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
Kars Halk Ozanları

a) ÇILDIRLI AŞIK ŞENLİK :
Kars’ın en sıkıntılı dönemlerinde Milli duyguyu ayakta tutmuş ve bu yolda ölmez eserler vermiş bir halk şairimizdir. Kendisi Çıldır’ın o zamanki adıyla Suhara bugün adı Yakınsu köyünde doğmuş, bugün sınırlarımızın dışında kalan Akbaba’ nın hozu köyünde ölmüştür. Mezarı doğduğu köy olan Yakınsu’dadır. Üç tane önemli halk hikayesi vardır. Bunlar : Salman Bey, Latif Şah ve Sevdekar’dır. Aşık Şenliğin şiirlerinde özellikle yurt ve kahramanlık temaları ağır basar. Oldukça meşhur olan 93 koçaklaması ve Ermeni komutanına verilen cevabı yanında sayısı 200’e yaklaşan kahramanlık şiiri vardır. Dili ağdalıdır.

93 KOÇAKLAMASI

Ehli İslam olan işitsin, bilsin
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana,
İsterse uruset ne ki var gelsin,
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
Kurşanın kılıncı, giyinin donu,
Kavga bulutları sardı her yanı,
Doğdu koç yiğidin şan almak günü
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.
Asker olan bölük bölük bölünür
Sandınızmı ki Kars kalası alınır
Boz atlar üstünde kılıç çalınır
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
Kavga günü namert sapa yer arar
Er olan göğsünü düşmana gerer
Cemi Ervah bizlen meydana girer
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.
Hele Al-Osman’ın görmemiş zorun
Din gayreti olan tedarik görün
At tepin, baş kesin, kazağın kırın
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.
Ben-Esferdir bilin Urusun aslı
Orman yabanisi, balıkçı nesli
Hınzır sürüsüne dalıp kurt misali
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.
ŞENLİK, ne durursunuz atları binin,
Sıyra, kılıç düşman üstüne dönün,
Artacaktır şanı bu Al-Osman’ın
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.

b) KAĞIZMAN’LI HIFZI :

Kağızman’da 1893 yılında doğmuş ve yine Kağızman’da 1918 yılında ölmüştür. İçli bir halk şairi olan Kağızmanlı Hıfzı’nın en yaygın şiiri SEFİL BAYKUŞ’ tur. Bunun dışında tabiatla söyleşileri oldukça önemlidir. Sade bir dille söylediği meşhur Çiçekler şiirini Turnalara yazdığı şu dörtlükler tamamlar gibidir.
Doldu feleklere feryad’ü figan
Ne zalim çağrışır gelen durnalar
Adam mı dayanır, can mı dayanır
Geldi daş demiri delen durnalar.
Yaralı yorgunlar geldi yetişti
Oldu katar katar çaldı çağrıştı
Eyvah getti bulutlara karıştı
Sesi kulağımda kalan durnalar.
Sefil durnam bizim dilden kanamaz
Ağırdır gövdesi dala konamaz
Şahandan havfeder yere inemez
Eyler dil şehrini talan durnalar.
Gözler bu meraktan dolukur ağlar
Gözümün yaşından yarılır dağlar
Döğer sinesini göğerir bağlar
O çalıp çağıran çalan durnalar
Mevlam bene bir çift kanat vereydi
Yorgun HIFZI durnalara ereydi
Hasret gözler belki yarı göreydi
Dost köyünden geçer iken durnalar...

c) MURAT ÇOBANOĞLU :

1940 YILINDA Kars istasyon mahallesinde doğmuştur. Küçük yaştan beridir aşıklıkla iç içe yaşadı. Babası da Kars’ın ünlü aşıklarından Gülistan ÇOBANOĞLU ve aynı zamanda Murat ÇOBANOĞLU’ nun ustasıdır.
İlk olarak 1967 yılında Konya Aşıklar Bayramında genç yaşında birinci olunca, tüm Türkiye’de ad aldı. Bu arada çeşitli etkinliklere katıldı. Yurt içi ve yurt dışı turneleri oldu. Hepsinde birbirinden güzel başarılar kazandı ve namı iyice yayıldı.
1990 yılında Kültür Bakanlığı’nda Devlet Sanatçısı unvanını alarak şu anda sanatı sürdürmektedir. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Kars’ta ozanlar kahvesinin sahibidir. Halen en başarılı aşıklarımız arasındadır.
Murat ÇOBANOĞLU’ nun ilk iki eseri (bestesi) aşağıya çıkarılmıştır.

Bir fendile geldi geçti
Kiziroğlu Mustafa Bey
Hışmı dağı deldi geçti
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu zor beyin oğlu.
Vay ben ona eş olaydım
Anadan onbeş olaydım
Keşke ondan kardeş olaydım
Kiziroğlu Mustafa bey
Bir beyin oğlu zor beyin oğlu
Bir atı var ala paça
Mecel vermez kırat kaça
Az kaldı ortamdan biçe
Kiziroğlu Mustafa bey
Bir beyin oğlu zor beyin oğlu
Hay edende haya teper
Huy edende huya teper
Köroğlu’ nu Suya teper
Kiziroğlu Mustafa bey
Bir beyin oğlu zor beyin oğlu

SEVDİĞİM YAR

Sevdiğim yar bana göndermiş name
Rüzgar dokunmamış dal ister benden
Bir lezzet olması demiş dadında
Hiç arı görmemiş bal ister benden
Nerden alayım nerden bulayım
Ne bir ağacım var nede bir bağım
Ne bir yuvam vardır nede otağım
Ne bir sedirim vardır nede konağım
Al kumaş içinden şal ister benden
Nerden alayım nerden bulayım
Kaşları karadır kipriyi oktur
Feleye karşılık oyunum yoktur
Bir kuzu bulamam koyunum yoktur
Yinede bir sürü mal ister benden
Nerden alayım nerden bulayım

ÇOBANOĞLU derki iz bula bilmem
Kışın çok ararım yaz bula bilmem
İnsanlarda doğru söz bula bilmem
Yalan söylemeyen dil ister benden
Nerden alayım nerden bulayım

d) MURAT YILDIZ (KARAHANLI MURAT)

Akyaka ilçesinin karahan köyünde doğdu. 1999 da Kars’ da öldü.
Bugün varam yarın yokam
Çok çalıştım zahmetime ay hayıf
Gençliğimde yahşı yaman bilmedim
Haram kattım zahmetime ay hayıf.

e) İLGAR ÇİFTÇİOĞLU :

1964 yılında Kars’ın Arpaçay İlçesi Taşdere köyünde doğdu. Halen yöresel olarak aşıklığını sürdürmektedir.
Göçmeyeydim bu şehire
Kars’ım sana hasret kaldım
Göz yaşım döndü nehire
Kars’ımsana hasret kaldım
Bahçesini bağmanını
Karadağ’ın dumanını
Göresidim insanını
Kars’ım sana hasret kaldım.




Ayrıca Arif TELLİOĞLU, Orhan KARADAĞOĞLU, Maksut FERYADI, Emrah NAROĞLU, Ali Rıza EZGİ, Mürsel SİNAN, Önder ERDAĞI ve Günay YILDIZ ilimizin önemli aşıklarındandır.



Kültür ve turizm bakanlığı web sayfasından alıntıdır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
2 Haziran 2011       Mesaj #5
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
Kars Kaşar Peyniri Yapılışı

Kars Kaşar Peyniri :

pr 01 29 max

Türk peynirleri arasında beyaz peynir kadar eski bir kültüre sahip olan kaşar peyniri mutfaklarda hemen hemen her öğün kullanabilen bir çeşittir. Hem kahvaltıların vazgeçilmez tadını, hem de bazı yemeklerin ana lezzet unsurunu oluşturur.

'Plastik telemeli' ya da 'haşlama peynirler' grubunda yer alan kaşar peyniri adını İbranice kaşer ya da koşer sözcüğünden alır. Amerika ve Avrupa da genel olarak 'İtalyan tipi peynir' adı ile tanınan kaşar, Balkan ülkeleri ve İtalya başta olmak üzere Macaristan, Slovakya, Kafkasya yöresi ve ABD de yaygın olarak üretilir.

Türkiye de kaşar peyniri bütün bölgelerde üretilmekle birlikte, üretimi Trakya, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu da daha yaygındır. Ancak Adapazarı ve Kars da inek sütünden yapılan kaşar peyniri üretimi ağırlık kazanır.

Geleneksel olarak kaşar peyniri,inek ve koyun sütünden yapılır. Genel olarak tekerlek biçiminde, sert, sarımtırak bir peynirdir. Saf koyun sütünün işlenmesi ve %3 oranında tuzlanmasıyla hazırlanır.

Kaşar peyniri hazırlandıktan sonra altı ay kadar çuval içinde buzhanede bekletilip eskimesi sağlanır. Kabuk bağlayarak eskitilen kaşara 'elleme peyniri' denir. Bekleme esnasında dış yüzeyi küflenen peynir çok lezzetli olur ve tadını bu küften alır. Kaşar peyniri soğuk bir yerde iki hatta üç yıl sakalanabilir.

KAŞAR PEYNİRİ YAPIMI :

Kaşar peyniri çiğ süt ile hazırlanır.6 kilo sütten bir kilo kaşer peyniri elde edilir. Ne kadar peynir yapılmak isteniliyorsa bir kilo peynir için 6 kilo süt hesabıyla o kadar saf yani tam yağlı süt 3-4 kat bezden süzülerek bir kazan içinde mayalanır. Mayalanmada esas yukarıda maya bahsinde- açıklandığı şekilde 10 kilo süt için bir gram şişe mayası hesabıyla yapılır. Mayalanacak sütün vücut ısısında yani 32-35 derecede olması lâzımdır. Mayalanan süt pıhtılaşıncaya yani teleme hâline gelinceye kadar ken di hâline bırakılır. Pıhtılaşma tamamlanınca özel surette peynir bıçaklarıyla kesilmeye başlanır pıhtılaşmanın tamamlanıp tamamlanmadığını anlamak için serçe parmak mayalı süte daldırılır. Sütün pelte gibi çatlayıp yeşilimsi bir su bıraktığı görülürse Teleme tamamdır.

Teleme hâli tamamlanmış olunca mayalı süt peynir bıçaklarıyla kesilerek ilk önce birer santimlik kareler hâline getirilir sonra da yine kesilmeye devam edilerek pirinç tanesi büyüklüğünde küçücük parçalar hâline getirilerek telemenin suyu ile katı kısmının birbirinden ayrılması temin edilir. Bundan sonra kazanın üzerine bir bez konularak suyu süzülür.

Bu su atılmamalıdır. Çünkü bu su ile lor peyniri yapıldığı gibi ayrıca bu sudan saf tereyağı da elde edilir. Çünkü 10 kilo kaşer peyniri için kullanılan 60 kilo sütün suyundan tam 125 gram saf ve halis tereyağı elde edilir.

Kazanın ağzına konulan bezden süzülerek suyu ayrılan teleme kalınca bir salaşpura doldurularak bir bohça hâlinde suyunun iyice süzül-mesi için bir kenara bırakılır daha sonra da bir mengeneyle veya bir başka ağırlıkla sıkıştırılarak içinde hiç su kalmaması temin edilir ve ihtimara yani bir nevi ekşiyip olgunlaşmaya bırakılır. Bu işleme dikkat etmek gerekir. Olgunlaşması tamamlanmamış telemeden yapılan peynir gibi ihtimarı yani olgunlaşması geçmiş telemeden yapılan peynir de makbul değildir.
İhtimarı geçmiş telemeden yapılan peynire peynirci dilinde (Kızgın) ihtimarı tamamlanmamış teleme den yapılan peynire de (Kayış) derler. Telemenin ihtimar kıvamını anlamak için bir miktar teleme 75 derecelik sıcak suda haşlanır sonra avuç içinde yoğurularak hamur hâline getirilir ve uzunlamasına çekilir pürüzsüz bir hâlde ve parlak bir renkle yırtılmadan açılıp uzanır veya iplik hâlinde kopmadan bir-iki metre uzarsa kıvamı tamamdır. Bu deney iyi sonuç verince bohçadan çıkarılan teleme ekmek dilimleri hâlinde kesilerek harman edilir ve söğütten yapılmış sepetler veya büyük madeni süzgeçler içine konularak 75 derecelik sıcak su içinde bir tahta spatulayla karıştırılır. Yumuşak bir hâl alıncaya kadar karıştırmaya devam edilir. Bu 4-5 dakika devam eder. Peynir sıcak su içinde yumuşak bir hâl alınca aaagâha alınıp hamur gibi yoğurulmaya başlanır ve soğuyurtcaya kadar yo-ğurulur ve soğuk bir hamur hâlinde kalıplara konulur. Yoğurma esnasında hamur hâlindeki peynirin içinde hava kalmaması için elle sıkıca bastırılması kalıba konmadan önce yuvarlak bir şekil verilerek göbek bağlaması için bir müddet bekletilmesi ve her yarım saatte bir alt-üst edilerek iki-üç saat bu hâle devam edilmesi ve sonra kalıplara yerleştirilerek ertesi güne kadar bekletilmesi lâzımdır. Ertesi gün kalıplardan çıkartılır altı ve üstü tuzlanarak bir gün daha bırakılır üçüncü gün yine altı ve üstü tuzlanarak üstüste ikişer sıra hâlinde dördüncü gün aynı şekilde üçer sıra hâlinde dizilmek ve her seferinde tuzlanmak suretiyle 6 sıra oluncaya kadar bu işleme devam edilir. Yedinci gün 6 ncı sıra tamamlanır. Fakat 25 gün müddetle peynirlerin altı ve üstü tuzlanır. 25 gün sonra tuzlamaya son verilir ve peynirler 6 sıra hâlinde 10 gün bekletilir.
On gün sonra peynirler kaynatılmış peynir suyunda teker teker yıkanarak yine teker teker kurumaya bırakılır. 4-5 gün kuruduktan sonra altı ve üstü tuzlanmış altışar tekerlik çuvallarla ambalajlanıp ya buzhaneye kaldırılır yahut serin bir mahzende iki-üç ay bekletilir. Böyle 2-3 ay bekletilmeden derhal piyasaya verilen veya yenilen kaşarlar taze kaşar denir. Bir kiloluk kaşar tekerlerinin buz dolabında da muhafazası mümkündür. Tarif ettiğimiz kaşar tam yağlı en mükemmel kaşar peyniridir. Bugün piyasada bu nefasette kaşar bulmak hemen hemen imkânsızdır. Bulunsa bile kilosunu 40-45 liradan aşağı almak mümkün değildir. Piyasada satılan kaşarlar ya yarı yarıya veya tamamen yağı alınmış sütlerden yapılmakta olduğu gibi içine yerine göre patates veya kabak küspesi karıştırılmıştır. Çabucak acılaşan hileli kaşarlar de vardır.

En iyi Kars kaşarı:

En iyi kaşar yaz kaşarıdır. Yaz kaşarı mayıs, temmuz dönemi doğadan beslenen ineklerin sütünden yapılır. Ağustostan itibaren otlar kurur, havalar soğur. Hayvanlar dam altında, şekerpancarı sapı, küspe, saman vesaire ile beslenmeye başlar, sütün kalitesi düşer.
Yaz kaşarının rengi sarı olur. Gözenekleri vardır. Parmağınızla peynire dokunursanız tereyağına değmiş gibi olursunuz. Dana kursağından yapılan doğal maya kullanılır. “Kaşara rayihasını veren bu maya ve otun kokusudur”Soğuk hava depolarında +2-4 derece en az 45 gün bekletilen yaz kaşarı ‘eski kaşar’ olur. kaşarın bir yıl ‘dayanma gücü’ vardır. Tuz oranının yükseltilirse 2 yıla kadar bekleyebilir. Ancak bu şekilde bekletilen kaşar ender bulunur çünkü üretici malı bu kadar uzun zaman elinde tutmak istemez. Ayrıca, aşırı tuz kaşarın lezzetini bozar.

Rengi beyaz olan kaşar yaz kaşarı değildir. Beyaz renk yaz dönemi dışında yapılan ‘kış’ kaşarının en belirgin özelliğidir. Bu kaşarın tadı o kadar güzel değildir. Kaymağı alınan sütten yapılan kaşar da hangi mevsimde yapılırsa yapılsın beyazdır.

Besin değeri 100 gr:35,enerji :357 kal,protein :27gr,yağ: 31.7,karbondidrat 1.4 gr,kalisyum :700mg ,Total Yağ:32.2gr,Total Doymuş Yağ Asitleri :18 gr,Doymamış Yağ Asitleri : tekli dercede doymamış Yağ Asitleri :11 gr,Çoklu Doymamış Yağ asitleri :1 gr,
Kolesterol 30 gr da :27-30 mg

HIZMA
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
26 Ağustos 2011       Mesaj #6
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
OSMANLI YÖNETİMİNDE KARS
Kanuni Sultan Süleyman 1534'te yaptığı sefer sonucunda Kars'ı Osmanlı egemenliği altına aldı. 1548 yazında Kars'ı imara girişmişken , Süleyman Çelebi İdaresinde 5000 atlı da karakol olup Safili sınırını bekliyordu. Yazın Tahmasp oğlu İsmail Mirza ile gelen Kaçarlı Gökçe Sultan idaresindeki büyük bir Safili ordusu ansızın Kars'ı bastı. Kars'ın yapılan yerleri söktürülüp, yıkıldı. Bu Safili akınından cesaretlenen Atabekliler de taarruza geçip Yusufeli, Artvin ve Tortum bölgelerini geri aldılar. 1548 sonbaharında Erzurum'a gelen bir Osmanlı ordusu, padişahın buyruğu ile H.955 Recep ayında Atabekliler yurduna girip buraları yeniden fethettiler.
1549'da Gök ve Ardahan kaleleri onarıldı ve bölgeye asker yerleştirildi. Ancak, Safevilerin saldırıları durmadığından, 1578'de yapılan Osmanlı- Safevi Savaşı sonucunda Osmanlı Devleti Çıldır'ı ele geçirerek Çıldır Eyaleti'ni kurdu. Lala Mustafa Paşa yıkık ve harap olan Kars'ı büyük ölçüde onardı. Safevi hükümdarı Şah I. Abbas'ın Revan'ı almasının ardından, 1604'te Kars Şehrini yakıp yıktı. 1615'te yapılan barış sonucunda şehri terkeden halk geri döndü. 1639'da yapılan anlaşma sonrasında Kars 95 yıl sürecek olan bir barış dönemine girdi.
1734 yılında ise Afganlı Nadir Şah Kars’ı kuşattı. Yapılan barış antlaşması sonucunda Revan İran’a, Kars ve yöresi Osmanlılara bırakıldı. Nadir Şah’ın 1736’da tekrar Osmanlı topraklarına saldırması üzerine yapılan savaş sonucunda, 1746'da barış anlaşması imzalandı ve Kars uzun süre barış içinde yaşadı.
ResimBu barış dönemi ise Rusya’nın güçlenmesiyle sona erdi. Ayrıca XIX. yy. çeyreğinde İranlılar Kaçer Hanedanlığı döneminde üç yıl üst üste Kars’a saldırdılar. İran saldırıları 1823’te Erzurum Antlaşması ile sona erdi ki; bu saldırıları Rus ordusunun hücumu izledi. Sıcak denizlere açılma hayallerini gerçekleştirmek amacıyla ilk olarak 1807'de Kars'a saldıran Ruslar, 1828’de önce şehri, daha sonra iç kaleyi işgal etti. Şehir yıkıldı ve yağmalandı. 1829’da imzalanan Edirne Antlaşması ile Ruslar geri çekilmek zorunda kaldılar. Fakat Ruslar Ahıska Şehrini ve altı sancağını savaş tazminatı yerine sayıp, geri vermediler.
Kırım Savaşı sırasında, 16 Haziran 1855’te üçüncü defa Kars’ı kuşatan Ruslar’a karşı, küçük yaştaki çocuklar bile “Gönüllü Alayı”na katılıp çarpıştı. Sıvastopol Bozgunu’nun acısını çıkarmak için, General Muravyev kumandasında 54 bin kişilik ordu ile 29 Eylül 1855'te hücuma geçen Ruslar, tabyalarda yedi buçuk saaat süren kanlı muharebeler sonunda ağır bozguna uğrayıp, 20.000 asker zayiat verdiler. Bu müdafaada, yalnız şehir halkından tabyalarda altısı kadın, dokuzu din alimi olmak üzere 70 şehit ile, 230 yaralı verilmişti. 1855 Kars Zaferini gören ve bunda emeği geçen Kanada’lı General Williams yazdığı raporlarında, İngilizler’den Albay Lake ve doktor Sandwithe ise hatıralarında, kadınlı - erkekli Türklerin yurt korumadaki bu eşşiz kahramanlık destanını nasıl yazdıklarını anlatmışlardır. Kars’ta yararlığı görülenleri devlet çeşitli şekillerde mükafatlandırdı. Müşir Vasıf, Korgenaral Kerim ve Williams Paşa’lara mücevherle süslü birer altın kılıç ile Mecidiye Madalyaları verildi; üzerinde “Kars Kalesi” resmi bulunan altın, gümüş ve bronz “Kars Madalyası” yaptırılarak, hizmeti geçenlere dağıtıldı; şehre ve ahalisine “GAZİ” ünvanı verilerek, Mahkeme Siciline yazdırıldı; şehir halkı, üç yıl vergi ve askerlikten muaf tutuldu; Karadeniz'de İstanbul-Batum arasında sefere başlayan yeni vapura “KARS” adı verildi. Kars ahalisine Sultan Mecid’in kutlaması ve Vekiller Heyeti’nin teşekkürleri geldi. İngiltere Kraliçesi Victoria, Genaral Williams’a “Kars Baroneti” üvanını verdi.
1855 Osmanlı - Rus Savaşında Gösterdiği Kahramanlık Nedeni ile Kars şehrine ve Ahalisine Verilen Gazilik Madalyası
madalya1 madalya2
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
6 Ağustos 2012       Mesaj #7
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kars
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzeydoğu kesiminde il. Doğuda Ermenistan, güneydoğuda Iğdır, güneyde Ağrı, batıda Erzum, kuzeyde Ardahan illeriyle çevrilidir. Kars İli'nin akarsu vadileriyle parçalanmış toprakları çok engebelidir. İlin kuzeybatı kesiminde Allahüekber Dağları (Allahüekber Dağı, 3.120 m.), kuzey kesiminde Kısır ve Akbaba dağları yer alır. Güneybatı kesiminde Aladağ (3.138 m.) ilin en yüksek noktasını oluşturur. Erzurum İli sınırındaki Soğanlıdağ (2.808 m.), batı kesiminin en yüksek noktasıdır. Ortalama yüksekliği 2.000 metreyi aşan platolar, il topraklarının büyük bölümünü kaplar. Erzurum-Kars Platosu'nun doğu kesimi ildeki en geniş platodur. Platolar doğu yönünde, Aras Irmağı vadisi boyunca dar düzlükler yer alır. Yüksek vadisi boyunca oranla daha yumuşak iklimi olan bu çukur alanlarda sebze ve meyve yetiştirmeye uygundur. Kars İli akarsular açısından zeygindir. Hazar Denizi'ne dökülen Aras Irmağı ve onun kolu Arpaçay en önemli akarsulardır. İlde çok sert karasal iklim hüküm sürer. Kışlar çok soğuk ve kar yağışlı geçer; karın yerde kaldığı ortalama süre 100 günü bulur. Ocak ayı ortalama sıcaklığı -12°C'dir. Kışın sıcaklık -35°C'nin altına düşer. Yıllık ortalama sıcaklık ise 5°C'nin altında gerçekleşir. Kısa yaz mevsimlik sıcaklığın 30°C'nin üstüne çıktığı görülür. En çok yağış ilkbahar ve yazın düşer. Platolarda 500 mm'yi bulan ortalama yağış, alçak yerlerde 200-300 mm düzeyinde gerçekleşir. Yükseklik ve iklimin sertliği nedeniyle bitki örtüsü bozkır görünümündedir. Ormanlık alanlara, ancak bazı dağların yüksek kesimlerinde, 2.000-2.800 m. arasında rastlanır. Bu ormanlarda soğuğa dayanıklı sarıçam en çok görülen ağaçtır. Bozkırlarda, dağ yağaçlarında karların erimesiyle ilin en büyük zenginlik kaynağı hayvancılık için çok elverişli çayırlar yeşeri ve yaz boyunca tazeliğini korur. Kars'ın ekonomisi tarıma dayanır ve il halkının beşte dördü bu alanda çalışır. Tarımn en önemli kolu hayvancılıktır ve at besiciliği önemli yer tutar. Ayrıca arıcılık da gelişmiştir. Yükseklik ve iklim koşullarının sertliği nedeniyle tarımsal ürün çeşidi sınırlıdır. 1968'de kalkınmada öncelikle iller kapsamına alınmasına karşın Kars'ta sanayi yeterince gelişmemiştir. Et ve Balık Kurumu kombinası, yem ve çimento fabrikaları başlıca kamu yatırımlarıdır. Özel kesimin süttozu, gravyer, deri ve ayakkabı fabrikaları vardır. Küçük atölyelerde tarım araç ve gereçleri, kaşarpeyniri üretimi yapılır.
In science we trust.

Benzer Konular

15 Ağustos 2012 / buz perisi Türkiye Coğrafyası
21 Haziran 2010 / Safi Türkiye Cumhuriyeti
14 Eylül 2012 / Mira Türkiye Coğrafyası