Arama

Foraminiferler (Birgözeliler)

Güncelleme: 30 Mayıs 2008 Gösterim: 2.058 Cevap: 1
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
26 Nisan 2008       Mesaj #1
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
fistulosusby5

Sponsorlu Bağlantılar
foraminiko3

Bu acayip isimli birgözeliler, iki bakmadan ilgi çekicidir. «Foraminifer» lerin özelliklerinin en başta geleni tek hücreli vücutlarının inanılmayacak derecede güzel ve tuhaf şekilli olmasıdır. Bu hayvanların, her biri ötekinden daha güzel, tam bin iki yüz çeşidi vardır. Üstelik öylesine küçüktürler ki, mikroskopsuz asla incelenemez-ler. Ama bunları incelemek için ne kadar zaman harcasanız değer doğrusu... Foraminifer'lerin ikinci bir özelliği de çok eski jeolojik çağlardan bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamış olmaları ve bundan milyonlarca yıl önce yaşayan bu minik foraminifer iskeletlerinin yeryüzünün manzarasına etki yapmış bulunmasıdır. Bunlar, kireç taşından dağlar meydana getirmişlerdir.
Tuhaftır ama, daha da ileri giderek bugünkü Paris şehrinin foraminiferlerden meydana geldiğini söyleyeceğiz. Şehrin bulunduğu bölgede geniş ölçüde kireçtaşı yatağı vardır. Bunlar hemen hemen tamamen bir foraminifer ırkı olan «miliolina. nın kabuklarından meydana gelmiştir. Bu hayvanlar milyonlarca yıl önce yaşamışlardır. İşte Paris'teki binaların çoğu bu kireçtaşından yapılmıştır. Basit bir büyüteçle bakıldığı zaman »miliolina» kabuklarım kolayca görmek mümkün olur.
Foraminifer'lerin çoğu kendilerine silisyum, ya da kireçtaşmdan bir kabuk yapar. Bu kabukların üzerinde irili ufaklı birçok delik vardır. Hayvan, bu deliklerden yalancı ayaklarını dışarı çıkarır. Bunun yalancı ayaklan amip'lerinki gibi kâba saba değildir. Aksine, ince, uzun ve çok zariftir. Bazen bir yalancı ayak birçok dallara ayrılır, bazen örümcek ağı gibi bir şekil bile aldığı olur. Bütün bunlara rağmen kabuğun içinde tek bir parçacık, protoplazmadan ibaret tek hücreli minik bir yaratık vardır.
Foraminifer'lerin çoğu okyanuslarda yaşar. Tatlı sularda yaşayan çeşitleri azdır. Pek az bir kısmı da rutubetli topraklarda yaşar. Okyanuslarda yaşayan foraminifer'lerin çoğu ya suyun yüzünde, yahut da yüzüne yakın yerlerde bulunur. Bunlar öldüğü zaman kabukları okyanusun dibine çöker ve dipte bir çamur tabakası meydana getirir. Bir kısım foraminifer'ler de denizin dibinde yaşar. Bu şekilde deniz dibinde yaşayanların kabuğu silisyumdandır.
Foraminifer'lerin 500 000 000 yıldan beri yeryüzünde yaşadığı bilinmektedir. Bunların fosillerine dünyanın her yanında rastlanmakla beraber daha çok kuzey yarımküresinin ılıman bölgelerinde rastlamak mümkündür. Eskiden yaşamış bulunan foraminifer'lerden çoğu bugünkülerden daha iriydi. Bir kısmı rahatça gözle görülüp, ele alınacak büyüklükteydi.
Ancak asıl önemli olan onların büyüklükleri değil, sayılarının çokluğudur. Bugün dünyadaki kireçtaşı yataklarını meydana getirmek için insan aklının alamayacağı kadar çok sayıda foraminifer'in birikmesi lâzımdır. Bugün yaşayan foraminifer'ler de aynı şekilde sayısızdır.

Alıntıdır
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Foraminiferler

Sponsorlu Bağlantılar
Foraminiferler, 550 milyon yıldır hiç değişmemiş olan tek hücreli kabuklu canlılardır. Çoğunlukla denizlerde, birkaç türü de tatlı sularda yaşarlar. Mikroskobik yöntemlerle görüntülendiğinde, her birinin olağanüstü güzelliklere sahip olduğu dikkat çeker. Birbirinden çok farklı şekillerdeki foraminiferler, Allah'ın benzersiz sanatının doğadaki örneklerindendir.

Bu türün en büyüğü yalnızca bir tırnak kadar olmasına rağmen kendi ağırlığının çok üzerindeki canlıları bile yakalayabilmektedir. Çok çeşitli okyanus organizmaları içerisinde foraminiferleri ilginç kılan özellik ise fiziksel boyutlarının çok ötesindedir.

Foraminiferler, okyanus yaşamı için hayati öneme sahiptir. Bu canlıların kalsiyum karbonat kabukları, çok miktarda bir araya geldiği zaman, bir nevi 'karbon havuzu' oluşturur ve sudaki karbonu emerler. Bilim adamları canlının bu özelliği ile oldukça yakından ilgilenmektedirler. Çünkü bu özellik atmosferdeki sera etkisini dengelemek açısından araştırmacılara yeni ufuklar açmaktadır.

Bu canlının benzersiz yapısı sadece atmosferdeki sera etkisini düzenlemede bilim adamlarına yol gösterici olmakla kalmamıştır. Yapılan araştırmalar neticesinde bu canlının başka ilginç bir özelliği daha anlaşılmıştır. Foraminiferlerin doğal bir yapışkan özelliği bulunmaktadır.

Dallanan ve yer yer birbirleri ile birleşen ince uzun yalancı ayakları ile kabuklu foraminiferler diğer kökbacaklılardan farklıdırlar. Bazı cinslerinde, kabuk kalsiyum karbonattan oluşur. Kabuğun dışarı açılan büyük bir deliği vardır. Çoğunda büyük delikle birlikte birçok küçük delik de vardır. Yalancı ayaklar kabuktaki bu deliklerden dışarı çıkarak, besin yakalamak için kullanılır. Bazı cinslerinde ise kabuklar, jelatin gibi bir salgı maddesi içine gömülmüş olan kum taneleri, sünger uzantıları ya da benzeri yabancı cisimlerden meydana gelir. Canlı, bu yabancı cisimleri ve yalancı ayaklarını özel var edilmiş yapışkan salgı maddesiyle kendisine yapıştırır.

Foraminiferlerin salgıladıkları yapıştırıcı maddenin altyapısı karbonhidratlarla kaplı bir proteindir. Canlının hücreleri kabuktaki zarımsı deliğe, bağımsız organellerden farklı yapışkan bileşenler salgılamakta, bu bileşen daha sonra yapışkan bir lif haline gelmektedir.

Bilim adamları, söz konusu materyali analiz için bileşenlerine ayrıştırdıklarında ortaya üstün bir ustalık çıktığını görmüşlerdir. Bilim adamlarının hedefi söz konusu yapışkan özelliği biyotıpta kullanmaktır. Biyotıpta bu yapıdan, özellikle nörolojik ameliyatlarda, takma kol ve bacakların kullanımının uygun hale getirilmesinde, diş operasyonlarında ve daha çok çeşitli sağlık alanlarında faydalanılması hedeflenmektedir.