Arama

KOBİ

Güncelleme: 17 Kasım 2007 Gösterim: 5.098 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KOBİ

Sponsorlu Bağlantılar
Bir ekonominin gerçek dinamosu nedir diye sorulduğunda buna verilecek yanıt "KOBİ"ler olacaktır. Buna rağmen "KOBİ nedir?" diye sorulduğunda ise ortaya net bir yanıt çıkmamaktadır. "Küçük ve orta boy işletme" ana tanımı içinde, KOBİ´lere değişik ülkeler hatta aynı ülke içindeki farklı birimler farklı farklı özellikler yüklemektedirler. Bu nedenle çoğu zaman tanımlamada karışıklık yaşanmaktadır.
Bunda temel etken, tanımlamada kullanılan ölçütlerin değişik olmasında yatmakta elbette. Tanımlamada genel olarak 3 ölçüt öne çıkmaktadır: Söz konusu firmanın çalıştırdığı personel ya da işçi sayısı, bilanço değerleri ve bağımsızlık ölçütleridir. Bağımsızlık ölçütünden kasıt, bir firmanın sermayesi ve hissesinin %25 ten fazlasının bir büyük sermaye grubuna ait olmamasıdır, yani hisse payı içinde büyük sermayenin payı %25´ten az olan bütün firmalar KOBİ kategorisine girmiş sayılmaktadır. Ölçütlerdeki farklılık, değişik sektörlerde ve faaliyet alanlarında bile görülmektedir. Örneğin bilişim sektöründe faaliyet gösteren bir işletmenin KOBİ olması için 50 ya da daha az bilgisayar sahibi olması gibi bir eğilim söz konusudur. Burada görüldüğü gibi temel ölçüt, üretim aracının yani bilgisayar sayısının tanımda kullanılmış olması. Yine aynı şekilde, imalat sanayinde ise çalışan sayısı devreye girmekte fakat ölçütler aynı olmasına rağmen sonuç değişmektedir. Dış Ticaret Müsteşarlığı imalat sektöründe KOBİ olabilmenin üst sınırını 200 işçi olarak verirken, Hazine Müsteşarlığı ise bu sınırı 250´ye çıkarmaktadır! Bu durum bir çok uzman ve ekonomi yazarı tarafından ortak KOBİ tanımı yaratmada büyük bir sorun olarak kabul edilmekte, hatta istihdamda üst sınırın 250 çalışan olmasını bile büyük bir yanlışlık olarak ifade etmekteler.
Ayrıca KOBİ denildiğinde tek parça ve bir bütün olarak ifade edilen bir üretim biriminin olmaması da tanımı daha da zorlaştırmaktadır. Çünkü KOBİ kapsamı içine 3 farklı birim girmektedir. Bunlar; Mikro ölçekli işletmeler, küçük ölçekli işletmeler, orta ölçekli işletmeler olarak sınıflandırılmakta. Kendiliğinden bölünen canlı hücreler gibi, KOBİ bünyesi içinde oluşan bu sınıflamalar, tanımlama yapmayı daha da zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte yapılan ayrımlar arasındaki sınırların ne olduğu (Örneğin mikro işletme ile küçük işletme arasındaki istihdam, ciro, hisse payı vs ölçütleriyle oluşan sınırın ne olacağı gibi) konusunda oluşan ayrılık ve ihtilaflar daha da çeşitlenmektedir.
Örneğin bu durum AB-Türkiye çerçevesinden bakıldığında daha net anlaşılabilir. Avrupa Birliği mikro işletmeler için yıllık ciro sınırını 2 milyon euro olarak kabul ederken, Türkiye´de Devlet İstatistik Enstitüsü rakamlarıyla bu sınır 1 milyon euro olarak belirtmekte. Benzer şekilde Avrupa Birliği, orta ölçekli işletme olma ölçütünü, yıllık cirosu 40 milyon euro´nun altında kalan işletmeler olarak belirlerken, Türkiye´de DİE ölçütlerine göre bu rakam 25 milyon euro olarak gösterilmektedir. (Küçük işletmeler için de aynı durum mevcuttur, AB 10 milyon euro´nun, Türkiye ise 5 milyon euro´nun altında yıllık ciro yapanları küçük işletme olarak kabul etmektedirler.)
Görüldüğü gibi net bir KOBİ tanımı yapmak oldukça güç ve karmaşık. Birbiriyle kimi yerde uyuşan kimi yerde çelişen rakamlar, değişik kuruluşların, dernek ve odaların kullandıkları ölçütlerin farklılığı, tanımlamayı yapan kuruluşların benzer kurumlar olmasına rağmen bambaşka sonuçlara ulaşmasına ve tanımlamada bir standarda ya da net yanıta ulaşmalarına engel olmaktadır.
Durumu rakamlardan bağımsız düşünerek, hatta rakamları yadsıyarak, biraz sübjektif olarak, yani düşünsel ve bir iç bakışıyla değerlendirirsek çok daha net bir KOBİ tanımına kavuşabiliriz. Bizce şöyle ki;
  • Kısıtlı sermaye ve pazarlama olanaklarına rağmen, kendi çabasıyla ayakta duran, bu çabayla gerek kendi ülkesinin gerekse diğer ülkelerin piyasalarına mal ve hizmet üretip sunan,
  • O ülkede oluşabilecek herhangi bir ekonomik buhranda, ülkenin geniş kesimleri, yani işçi, memur, çalışanlarla birlikte yoğun olarak olumsuz etkilenen,
  • Büyük işletme ve firmalar, ekonomik sistemde oluşan bunalımlar sonucu yatırımlarını rahatlıkla transfer edip, siyasi sorunu ve ekonomik problemi olmayan ülkelere ve pazarlara kaydırabilirken, ekonomik olumsuzluğu finans darlığı, sermaye azlığı, kısıtlı kapasite ve pazar daralması nedeniyle olanca şiddetiyle hisseden,
  • Bunun sonucu ağır yaralar alabilen, iflas kelimesiyle yaşayan ama buna rağmen yine de üreten,
  • Ekonomik gelişme ve büyüme dönemlerinde ise sınırsız başarı hikayeleri yaratan,
  • Toplam ve oransal olarak o ülke için büyük işletmelerden çok daha fazla katma değer yaratabilen
tüm ticari, sınai ve hizmet işletmeleri birer KOBİ´dir diyebiliriz.
Kaynak: kobitek.com


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KOBİ NEDİR? Küçük ve Orta ölçekli işletmeleri belirtmek amacıyla kullanılan tanımlar ve ölçütler konusunda bilimadamları ve araştırmacılar arasında görüş birliği bulunmamaktadır.KOBİ’ler kavramı daha çok göreli bir büyüklüğü ifade etmektedir. Bu kavramın ifade ettiği büyüklük; sanayileşme düzeyine,pazarın büyüklüğüne,işletmelerin çalışmalarına sürdürdükleri iş kollarına ve kullanılan üretim tekniklerine bağımlı olarak ülkeler arasında değişiklikler göstermektedir. Hatta kimi durumlarda büyüklük ölçüsü aynı ülkede bölgeler arasında ve iş kollarına göre de değişebilmektedir. Kullanılan ölçütler ülkeler arasında farklılık göstermesine karşın yine de işletme büyüklükleri arasında sınırlar çizilmesi ve bir tanımlamaya gidilebilmesi amacıyla belli ölçütlerden yararlanılmaktadır. Bu ölçütlerin niteliksel ve niceliksel olarak iki asıl gruba ayrıldıkları görülür. Niceliksel ölçüler: İşletmelerin büyüklüklerini niceliksel olarak belirlemede kullanılan ölçülerin başlıcaları; - çalıştırılan personel sayısı - personele ödenen ücret ve maaşların tutarı - belirli bir süre içinde kullanılan hammadde tutarı - işletme kapitalinin tutarı - satışların tutarı - kullanılan makinaların miktarı ve güçleri, biçiminde özetlenebilir. Kimi araştırmacılar tarafından teknik ölçüler biçiminde tanımlanan bu ölçülerin içerisinde en kolay saptanabilen olması açısından çalıştırılan işçi kriteri en çok kullanılanıdır. Bununla beraber çalıştırılan işçi sayısı da dahil olmak üzere bu ölçülerin her birisinin tek başına işletme büyüklüğünü belirlemede sağlıklı bir ölçü olması oldukça güçtür. Niteliksel ölçüler: Bu ölçüler şöyle sıralanabilir - bağımsız yönetim - işletmenin çalışmalarını yöresel olarak sürdürmesi - iş kolu içinde küçük bir yere sahip olması - işletme kapitalinin tümünün veya bir bölümünün işletme sahibine ait olması - yönetim kademesi ile;işçi,müşteri,kredi verenler ve işletme sahipleri arasındaki ilişki türü - alım ve satımlardaki pazarlık güçlüğü - Pazar ve talep konusundaki esneklik Bu ölçütlerin, özellikle niceliksel ölçüterin ülkeler arasında değişiklikler gösterdiği görülmektedir. Örneğin; japonya’da 300’den az işçi çalıştıran işletmeler küçük ve orta ölçekli işletmeler olarak kabul edilirken İtalya’da 500’den az işçi öalıştıran işletmeler küçük ve orta boylu işletme olarak kabul edilmektedir. Yine işçi sayısından bakıldığında Belçika’da 50,Hollanda’da 10,Fransa da 10 ile 50 arasında işçi çalıştıran işletmeler küçük ve orta boylu işletme sınıfına girmektedirler. KOBİ TÜRLERİ Günümüzde işletmelerin sınıflandırılması sermayelerine, pazar alanlarına, çalışanların sayısına ve hukuki yapılarına göre yapılmaktadır. Fakat en önemli sınıflandırma çalışanların sayısına göre yapılan sınıflandırmadır. Çalışanların sayısına göre yapılan sınıflandırmada AB nin ölçütleri şunlardır: 1-99 arasında çalışanı olanlar küçük işletmeler 100-499 arasında çalışanı olanlar orta ölçekli işletmeler 500 ve üstü çalışanı olan işletmeler ise büyük ölçekli işletmeler kategorisine girmektedir Türkiye de ise Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) yaptığı değerlendirmelerine göre: 1-24 arasında çalışanı olan küçük işletmeler 25-100 arasında çalışanı olanlar orta ölçekli işletmeler 101 ve üstünde çalışanı olanlar büyük işletmelerdir. Bu tanımlamaların yanısıra diğer bir takım kuruluşlara göre de şu şekilde KOBİ türleri mevcuttur. KOSGEB : 1-50 kişi DİE : 1-25 kişi HALK BANK.: 1-150 kişi DTM : 1-200 kişi Hazine müşteşarlığı’nın yeni tanımı ise mikro kobiler en çok 9 işçi çalıştıran işletmeler olacaktır. Küçük kobiler 10 ila 49 arasında işçi çalıştıran kuruluşlar olarak atnımlanıp. Orta kobiler ise 50-250 işçi çalıştıran kobiler olarak tanımlanmaktadır. İmalat ve tarım sanayiinde faaliyette bulunan ve yasal defter kayıtlarında arsa ve bina hariç makine ve teçhizat, tesis, taşıt araç ve gereçleri, döşeme ve demirbaşların toplam tutarı 400 milyar lirayı aşmayan 1 / 250 arasında işçi çalıştıran işletmeler KOBİ olarak kabul edilecek
Sponsorlu Bağlantılar
sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
27 Mayıs 2007       Mesaj #3
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
BAKKAL-SÜPERMARKET
Çok değil,birkaç sene önce bizim sokağın dolaylarında 5 tane bakkal vardı.
Bunların yakınlarına bir süpermarket açıldı.
Alışverişe çıkan birisi için bakkal ve süpermarket arasında uzaklık farkı yoktu.
Bakkallardan biri kapandı.Sonra bir diğeri.
3 tane kalmıştı.
Derken gene yakınlarda başka bir süpermarket açıldı.
Şimdi sadece bir bakkal kaldı.
Ağırsiklet güreşçiler arasında kalan bir çocuğa benziyor.
Ben, kalan bu bakkal ile alışverişimi sürdürüyorum.
Çoğu zaman biraz olan fiat farkını görmezden geliyorum.
Yani bir kişinin ekonomik çabasını çok ufak çapta destekliyorum.
Benim gibi başkaları da olacak ki o bakkal halen faaliyetini sürdürüyor.
Ancak genel ekonomik yaşamda bakkal-süpermarket rekabetinin sonucu bellidir.
Toplumların gelişimi ekonomik gelişim ile paraleldir.
Daha doğrusu ikisi aynı şeydir.
Bakkal,sermayesinin meblağı nedeniyle küçücük bir işletmedir.
Fazla çeşit bulundurmaya sermayesi gibi yeri de müsait değildir.
Sürümü az olduğu için işletme giderlerini ucu ucuna karşılayabilir.
Bu sebeple satış fiatlarında indirime gidemez.
Ancak dükkanını gece geç saatlere dek açık tutarak sürümden kazanmaya çalışır.
Piyasa koşulları ve müşteri tercihleri her yerde süpermarket lehinedir.
Burada tavsiye edilen şey,birkaç bakkalın biraraya gelerek onların da süpermarket kurması.
Aksi halde yalnız kalan kurt örneği gibi ekonomik açıdan yok olacaklardır.
Bizim buradaki bakkal şimdilik ayakta.
Sizin oralarda da direnen bakkal var mı?
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #4
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
KOBİ’lerin Pazarlama Ve Tanıtım Yöntemleri

Selçuk Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mahmut Tekin’in Karaman’da yaptığı bir araştırmaya göre “KOBİ’lerin satış etkinliğini arttırmada kullandığı en yaygın metot yüzde 43 oranıyla kişisel satış olmaktadır. Reklam satışları arttırmada kullanılan ikinci yaygın metot (yüzde 27) olarak kullanılmakta, bunu üçüncü sırada (yüzde 14) promosyon izlemektedir. Tanıtım araçlarının oranı yüzde 11 olarak dördüncü sırada yer almaktadır.” Prof.Dr.Mahmut Tekin’e göre; “KOBİ’lerin reklam faaliyetlerine ağırlık vermeleri satış etkinliğini arttıracaktır. Ancak KOBİ’lerin satış etkinliğini arttırabilmek için ürün stratejileri marka kararları ve politikaları, fiyatlandırma çalışmaları, araştırma geliştirme, tutundurma, kalitenin yükseltilmesi ve ileri teknoloji kullanımı ve insan kaynakları eğitimine gereken önemi vermek zorundadırlar.” Araştırmacılar Derneği ve IAA tarafından Aralık 2004-Mayıs 2005 döneminde KOBİ’lere yönelik yürütülen bir araştırmaya göre; KOBİ’ler, “marka olmanın daha çok kaliteli olmak ve bilinirlik sağlamak anlamına geldiğini düşünüyorlar. Yüzde 84´ü kendini marka olarak görüyor. Bütçelerinin ortalama yüzde 9´luk bir kısmını pazarlama faaliyetlerinin oluşturduğu KOBİ´lerde, bu faaliyetlerin süresi yaklaşık 15 yıl sürüyor.”

“KOBİ´lere göre pazarlama faaliyetlerinin büyük bir parçasını yüzde 57'lik bir oranla reklam yapmak oluşturuyor. Daha çok fuarlara katılarak müşterilerine kolay tanıtım yaptıklarını belirirken, broşür, gazete, dergi ve internet kullandıkları diğer mecralar arasında yer alıyor. Bütçelerinin yüzde 23'ünü fuarlar için harcamaktadırlar.”

KOBİ’lerin pazarlama bütçelerinin kısıtlılığı ve iletişim mecralarını çok sınırlı bir şekilde kullanmaları bu faaliyetler hakkında yeterli bilince sahip olmadıklarının bir göstergesidir. Yapılan reklam faaliyetleri de genel olarak bir iletişim planı dahilinde yapılmamaktadır. İstanbul ve birkaç büyük şehrin dışında KOBİ’lere danışmanlık yapacak onları yönlendirecek profesyonel firmaların olmaması da pazarlama iletişimi yatırımlarının olmamasında büyük bir etkendir. Anadolu’da büyük bir yaygınlığa kavuşan KOBİ’ler imalat sanayisinde çok önemli işler başarmaktadırlar. Onların sanayideki gelişmelerine paralel bir şekilde hizmetler sektörü gelişmemektedir. Bu olgular KOBİ’lerin markalaşma perspektifini olumsuz etkilemektedir.