Arama

Kardeş Kıskançlığı

Güncelleme: 18 Haziran 2013 Gösterim: 11.181 Cevap: 3
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
18 Haziran 2008       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Kardeş Kıskançlığı

Dilenciler milyonerleri kıskanmazlarda,
Sponsorlu Bağlantılar
kendilerinden daha başarılı dilencileri kıskanırlar.
Bertrand RUSSEL

TANIM :
Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta biraz daha yoğun yaşanabilir. Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır. Doğal, evrensel ve insanı oldukça mutsuz eden bir duygudur. Önemli olan ne boyutta yaşandığıdır. Çocuk, herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış bozukluğuna neden olacak derecede yoğun yaşanabilen bir duygu olabilmekte ve yardım gerektiren bir hal alabilmektedir.


NEDENLER:
*Doğal bir duygu olan kıskançlık sevilen kişinin bir başkasıyla paylaşılamamasından ve temelde güvensizlikten kaynaklanır. O ana kadar kendine yöneltilen ilgi ve dikkatin kardeşine yöneltilmesinden doğan rahatsızlık en temel nedendir. Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, bebeğe karşı gibi görünen ama aslında ana babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir. Çocuk kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlar.
*Kardeşler arası kıskançlığın derecesi, yeni bir çocuğun doğumuyla anne babanın tutumunda olan değişikliklere, büyük çocukla ebeveyn arasında yerleşmiş olan ilişkiye ve çocuğun bebeğe olumsuz bir etkide bulunmasına göz yumma hoşgörüsüne bağlıdır.
* Kıskançlık derecesinde rol oynayan bir başka etken de kardeşler arasındaki yaş farkıdır. Yaş farkı az olan kardeşlerde kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla biraz daha yüksektir.
*Dışarıdan insanlarla akrabalarda bazı olumsuz düşüncelerin doğmasına neden olabilirler. Kendisinden büyük bir kız kardeşi olan çocuğa saçlarının neden ablası gibi kıvırcık olmadığını sormak, ablaya da kardeşinin boyunun onu yakaladığını ve yakında onu geçebileceğini söylemek (sanki bunlar kötü bir şeymiş gibi) hem gereksiz hem de olumsuz etkileri olan yaklaşımlardır. Çocukların birbirleriyle rekabete girmelerini, kızgınlık duymalarını sağlayabilir.
*Cinsiyete göre de bazı farklılıklar yaşanabilir; çocuk kız ve doğan kardeş erkek ise, ana-babanın kendi cinsiyetinden hoşnut olmadığını düşünebilir. Ailelerin cinsiyete ilişkin tercihi varsa ve bunu yansıtıyorlarsa, cinsiyete göre kıskançlık yaşanması kaçınılmaz hale gelir.
*Bazı çocuklar mizaçlarından dolayı daha kıskançtır.


BELİRTİLER:
*Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Bu duygulardan en etkili olanları öfke, kendine acıma ve üzüntü duygularıdır.
*Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibidir. Artık anne babasının ve diğer yakınlarının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içe kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.
* Kabus gördüklerini, çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
* Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.
*Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (Örn: okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler, (emin olmak için fiziki muayene yaptırılmalıdır) huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sık sık gözlenebilir.
*Yeni bir kardeşin doğumu çocukta ilgi ve koruyuculuk, sıkıntı ve kıskançlık gibi çelişkili duygular yaşanmasına neden olur. Artık eskisi kadar sevilmeyeceği korkusu daha anne hamileyken başlayabilir. Son aylarda annenin yorgun, isteksiz ve yeni gelecek kardeşin hazırlıkları ile uğraşıyor olması çocuğun huysuzlaşıp, anneden ayrılmak istememesine neden olabilir.
*Bazı çocuklar kıskançlık duygularını açıkça ortaya koyarak kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, "ondan nefret ediyorum" deme gibi davranışlar gösterirken bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterir, bu davranışın altında çoğu zaman ana-babanın sevgisini kaybetme, tepki görme korkusu yatar.
*Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama yaşanabilir.

ÖNERİLER:
*Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceği, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceği, örneğin eve sık sık misafirlerin gelip gideceği, annenin hem yorgun olacağı hem de bebekle daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağı, çünkü küçük bir bebeğin gereksinimleri olduğu ama aynı şeylerin o doğduğunda da yaşandığı ve her şeyin zamanla tekrar düzene gireceği anlatılabilir. Böylece çocuk psikolojik olarak daha hazırlıklı olacaktır. Bunları anlatmak için son ana kadar beklenmemelidir.
* Öncelikle rahatlayın, çocuklar etraflarındaki yetişkinlerin davranışlarından etkilenirler. Büyük çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki göstereceği konusunda endişeliyseniz çocuğunuzda gergin olacaktır.
*Çocuğa somutlaştıramayacağı sözler söylemeyin. "Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz" cümlesi iyi niyetli olsa da çocuğun anne babanın sevgisi için kardeşle yarışmasına yol açar.
*Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi (anneanne, babaanne) büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken çocuk kendini ihmal edilmiş hissetmez ve yaşantısının değiştiği fikrine kapılmaz.
*Anne baba aralarında işbölümü yaparak, anne yeni bebekle ilgilenirken babanın diğer çocukla ilgilenmesi çocukta kendisiyle de ilgilenildiğini hissetmesini sağlar.
*Anne babanın çocuğa kardeşin doğdu ama senin dünyanda değişen bir şey yok, sana olan sevgimizde bir azalma yok mesajını sadece sözcüklerle değil davranışlarla da iletmelidirler. Bu da ancak çocuğa zaman ayırmaya devam ederek onunla konuşarak, onunla ortak faaliyetlere girerek ve ona sorumluluk vererek olur.
*Kıskanan çocukla mümkün olduğunca nitelikli zaman geçirilmeye çalışılmalı, daha önce yapmaktan hoşlandığı alışkanlıklarını gerçekleştirmesine olanak verilmelidir. Yeni gelen kardeşle birlikte önceden gerçekleşen oyun parkına gitme, akşam yemeğinden sonra hikaye okuma gibi etkinlikler birden bire son bulmamalıdır. Bu sayede çocuk statü kaybına uğramadığını farkederek özgüvenini yitirmeyecektir.
* Yeni doğan bebeğe aşırı sevgi gösterisinde bulunmak yerine, var olan sevgiyi ilk andan itibaren paylaştırabilmeyi hedeflemek daha doğru olacaktır. Bebeğe sevgi gösterdikten hemen sonra panik içinde çocuğa da aynı şeyi yapmaya çalışmak doğallığın kaybolmasına ve çocuğun kendisinin zorla sevildiği gibi yanlış bir fikre kapılmasına neden olacaktır.
*En iyi niyetli misafirler bile sadece bebekle ilgilenip büyük çocuğu unutma eğilimi içindedirler. Yakınların yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söylemek, "Kardeşin doğunca senin pabucun dama atıldı" gibi sözler söylememeleri konusunda uyarmak işe yarayacaktır.
* Bebek için söylenen "Ne kadar yaramaz, sürekli ağlıyor ve beni yoruyor oysa ben seni daha çok seviyorum" gibi bir cümle çocuk tarafından inandırıcı bulunmayıp, tam tersine onu kandırmayı istediğiniz inancı verebilir. Bu da en başta çocuğun size olan güvenini zedeleyecektir.
*Bebeğe sürekli "bebek" demek yerine doğrudan adını söylemeye başlamak bebeğin bir nesne değil de canlı bir varlık olduğunu anımsatacaktır. · Bebeğe "benim" değil "bizim" diye başlayarak hitap etmek ve "Sessiz ol, kardeşin uyuyor" gibi sözlerle çocuğun yaşantısını bebeğe göre ayarlamak kıskançlığı tırmandıracaktır.
*Aşırı kaygı içeren tavırlarla çocuğu bebekten uzaklaştırmaya çalışmak, yapılabilecek en büyük hatalardan biri olacaktır.
*Kıskanmasın diye çocuğa aşırı hoşgörü göstermek durumu kötüleştirecektir. Örn: Önceden yalnız yatan çocuğun anne babasıyla yatmasına izin verilmemelidir. Çocuğa kıskanmasın diye gösterilen aşırı ilgi, bu seferde kardeşinin onu kıskanmasına neden olabilir.
*Bebeğe zarar vermesine izin verilmeyeceği kesin bir dille anlatılmalıdır.
*Çocuk kardeşinin canını yaktıysa, görünüşte çok kötü olan bu davranışın gerçekte bebeğe zarar vermek için değil, bir parça düşmanlık içeren bir incelemeden başka bir şey olmadığını bilin. Burada önemli olan aşırı tepki göstermemek, kibarca reaksiyon gösterip sinirlenmeden (yoksa sizi sinirlendirmek için bu davranışı tekrarlayabilir) uyarıda bulunmaktır. Çocuk mesajı alsa da almasa da iki kardeşi yalnız bırakmamak doğru olacaktır. (Beş yaşına gelene kadar çocuklar zarar verip vermediklerini kavrayamazlar.)
* Bebekle ile ilgili işlerde çocuktan yardım istenebilir. Örneğin bebeğe isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da giysi seçimi, bebek odasının düzenlenmesi gibi konularda büyük çocuğun katılımı sağlanabilir.
*Kardeşe yönelik olumsuz duyguları reddedip, önemsememek yerine, onları kabul edip, tanımaya çalışın; "Anne, hep bebekle ilgileniyorsun." "Hiç de değil, daha biraz önce sana kitap okumadım mı?" demek yerine "Bebeğe bu kadar zaman ayırmam pek hoşuna gitmiyor." diyerek "Hayır, hiç hoşuma gitmiyor." diyerek duygularını ifade etmesini sağlayabilirsiniz.
*Kardeşler arasındaki karşılaştırmalardan kaçının. Ancak çocuğunda bir zamanlar küçük bir bebek olduğu, aynı bakım ve özenin kendisine de gösterildiği çocuğa anlatılabilir. Çocuğun küçülmüş giysileri, bebeklik fotoğrafları gösterilerek, o bebekken yaşanan anılardan ve onun sevimli hallerinden bahsedilerek kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.
*Kardeşiyle ilgili karışık duyguları olan çocukların konu edildiği öyküler anlatmak, anne ya da babanın kendi kardeşiyle ilgili ilk hislerini paylaşması, çocuğun duygularını anlaması ve ifade etmesinde fayda sağlayabilir.
*Kardeşini sevmek zorunda olduğu söylenmemeli, "Sen artık ablasın" diyerek, yaşının üzerinde olgunluk bekleyip onun da hala çocuk olduğu unutulmamalıdır.
*Bebeğin gelişiyle birlikte 4-5 yaşlarındaki çocuğu ana okuluna göndermek doğru değildir. Bu durum kardeş kıskançlığını körüklediği gibi çocukta okul sendromunun gelişmesine ve çocuğun içine kapanık ya da saldırgan olmasına yol açabilir.
*Sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine; her çocuğa, birbirinden ayrı olarak, sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu göstermek daha doğru olacaktır.
*Eşit zaman ayırmaya çalışmak yerine, her çocuğa kendi gereksinimine göre zaman ayırmak gerekir. Bebeğin henüz kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar küçük olduğunu dolayısıyla daha çok ilgiye ihtiyacı olduğunu belirtilmelidir .
*Her şeyin eşit olmasına değil, adil olmasına çalışılmalıdır. Örneğin, üç kardeşten ortanca çocuğun "Ahmet'lere kardeşim gidiyor, ama ben gidemiyorum, bu adil değil" şeklinde gösterdiği tepkiye "Kız kardeşinle geçimsizliği sürdürdüğün ve ona vurduğun için Ahmet'lere sadece ağbin gidebilir" biçiminde bir yaklaşım uygun olabilir.
*Kardeşinin giyebileceği, ona küçük gelen giysileri ve oynayabileceği oyuncakları beraber ayırmak işe yarayabilir, fakat vermek istemediği şeyler konusunda onu zorlanmamalıdır. Kendine ait sevdiği bir şeyin kardeşine verilmesi çocuğu üzebilir ve kıskançlığını arttırabilir.
*Ailenin bütün olduğu duygusu herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun için bütün ailenin birlikte yapabileceği, gezinti, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere yer verilmelidir.
*Anne-baba çocukla mümkün olduğu her fırsatta birebir iletişime geçerse, birlikte ortak faaliyetlerde bulunurlarsa, çocuğa kardeşiyle ilgili ve evle ilgili küçük sorumluluklar verilirse çocuk kendini hala güvende ve hala sevilen, önem verilen bir kişi olarak hissedecektir.
*Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratın.
* Çocukların kavgalarında hakem rolünü almayın. Ana babalar çocukların tartışmalarına katıldıkları zaman çocukların her biri ana babasının diğerinin tarafını tuttuğunu düşünür. Bu da rekabetin yoğunlaşmasına yol açar. Büyük kardeş anababanın koruyucu desteğini sağlayabilen küçük kardeşten nefret eder. Anababa ne kadar yansız olmaya çalışsa da işe yaramaz bu nedenle kardeşler anlaşmazlıklarını kendileri çözmelidir. Fiziksel şiddetin olmadığı durumlarda ana babanın araya girmemesi sorunun çözümünü kolaylaştırır.
*Dikkatinizi hemen, sorun çıkaran çocuğa yönetmek yerine, zarar gören çocukla ilgilenmek, kardeşi "mağdur, ezilen" olarak nitelendirmemek gerekir.
* Kim başlattı sorusunu sormaktan kaçınılmalıdır. Çünkü olayı kimin başlattığını öğrenmeye çalışmak çocukların birbirini suçlamasına neden olur. Her bir çocuğun kavganın çıkmasında aynı derecede suçlu olmasından yola çıkarak sonuçlarına eşit şekilde katlanmaları sağlanmalıdır.
* Çocukların kavga etmelerine mümkün olduğunca izin verilmemelidir. Çünkü çocuklar kavga ettikçe deneyim kazanırlar. Kavga ettiklerinde de seçenekler sunulabilir yada iyi geçinme kuralları koyulabilir. Böylece kavga ettikleri ve iyi geçindikleri zaman sonucun ne olacağını bilirler. (İyi geçinirseniz ev kuralları dahilinde istediğinizi yapabilirsiniz. Kavgayı kim başlatırsa başlatsın önemli değil. Ya iyi geçineceksiniz yada lunaparka gitmeyeceksiniz.) Kuralı bozanlara ders vermek amacıyla bir iş vermek hem onların yanlış yaptıkları bir olayı düzeltmelerini hem de olumlu bir davranışta bulunmalarını sağlayabilir.
*Kardeş çatışmasına engel olmanın tek yolu tek çocuk sahibi olmaktır. Çünkü iki yada daha çok çocuğun aynı ortamı paylaşması kaçınılmaz olarak çatışma yaratır. Kardeş kavgasına neden olan zaman ve ilgi konusu ortadan kaldırılamayacağına göre çocuklara kavga etmeyin demek çok etkili değildir. Bunun yerine çocuklar iyi geçinme konusunda yüreklendirilmelidir. Ne kadar iyi anlaşıyorsunuz gibi cümleler çocuğu yüreklendirir ve sizin övgünüzün hakkını vermeye yönlendirir. Ayrıca çocuğun daha çok küçükken paylaşmayı öğrenmeye başlaması kardeşi olduğunda çok fazla bocalamasını engelleyecek, paylaşamamaktan doğan çatışmaları azaltacaktır.
* Kardeşler arasındaki kıskançlık ve geçimsizlik ne kadar yoğun olursa olsun birbirlerinden ayrı kaldıklarında çok özlerler. Bu durum, ilişkilerinin bazen çok bozuk olduğunu düşünseniz de aslında birbirlerini çok sevdiklerini açıklar

Kaynak

Son düzenleyen _PaPiLLoN_; 25 Temmuz 2009 20:41
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
18 Eylül 2009       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
  • Kardeş kıskançlığı.....
Kıskançlık çoğu kez kişiyi mutsuz eden, ilişkilerini sağlıklı yürütmesini engelleyen bir duygudur. En sık rastlanan kıskançlık durumu da çocuklarda kardeş kıskançlığıdır. Genellikle büyük çocuk kendinden sonra gelen kardeşini kıskanır. Zira ailenin merkezinde olan yerine bir başka ortak daha çıkmıştır. Anne ve baba sadece ona olan ilgi ve sevgilerini artık ikiye ayırmış , her iki çocuğa da sevgilerini paylaştırmaya başlamışlardır. Bu çocuk için kabullenilmesi zor bir durumdur. Bazı çocuklar kıskançlıklarını açıkça gösterip kardeşine karşı saldırgan tutumlar sergilerken, bazı çocuklar duygularını tam olarak göstermezler. Kardeşini hevesle bekleyen ve evde yapılan her türlü hazırlığa katılan bir çocuk dahi bir süre sonra kıskançlık belirtileri göstermeye başlayabilir.Özellikle küçük kardeşin konuşmaya,yürümeye yani etrafın ilgisini fazlası ile çekmeye başladığı dönemlerde bu duygu daha da yoğunlaşabilir.Çocuk direk olarak kardeşe yönelik bir davranış göstermese de, anne ve babaya huysuzlanma,siz artık beni sevmiyorsunuz gibi sözler söyleme, sık ağlamalar, içe kapanmalar, bebeksi davranışlar, beklenmedik tepkilerle ebeveynleri şaşırtabilir.Bazen de küçük çocuk abla ya da ağabeyini kıskanabilir.Abla ya da ağabeyin dışarı çıkma saatleri, harçlığı, geç yatması gibi konularda onu kıskanabilir.
  • Üstün çocuklar...
Üstün yetenekli çocukları , genel olarak bir veya birden fazla alanda yaşıtlarına göre daha yüksek performans gösteren çocuklar olarak tarif edebiliriz.Bu alanlar sadece zihinsel yetenekle sınırlı değildir.Güzel sanatlar,spor,akademik yetenekler gibi bir çok alanda da görülebilir.Genellikle yaşamlarının ilk yıllarından itibaren gelişim dönemlerini yaşıtlarının önünde tamamlarlar.Ancak bazen yetenekli oldukları alanlarının keşfedilmesi gecikebilir ya da hiç fark edilmeyebilir.Örneğin güzel sanatların herhangi bir dalında üstün yeteneği olduğu halde okulda öğretmen ya da evde aile tarafından fark edilmemiş ve farklı alanlara yönelmiş bir çok birey vardır.
Sponsorlu Bağlantılar
Burada ebeveynlere olduğu kadar , onları yönlendiren eğitimcilere büyük sorumluluklar düşmektedir.
  • Üstün kardeşi olan çocuklar...
Daha önce ele aldığımız gibi bir kardeşin doğumunun çocuk üzerindeki etkisini düşünelim.Çocuk evde tek başına saltanat sürerken ,aniden her şeyine ortak olan ikinci bir kişi gelip hayatını altüst edecektir.Evde anne ve babanın sevgisi ve ilgisi,eşyaları,odası,diğer aile fertlerinin ilgisi gibi bir çok şeyi paylaşmak durumunda kalacaktır. Böyle bir durumda bile çocuğun uyum sağlaması için desteğe ve zamana ihtiyacı varken , kardeşin kendisinden farklı olarak çok başarılı ,üstün bir çocuk olması zorlayıcı olacaktır.kardeşinin başarılı olduğu alanlarda onunla rekabet içine girebilir ya da tam aksine kendini yetersiz görerek başarılı olduğu konulardan dahi uzaklaşabilir.Bu noktada çocuğun kendini kardeşi ile kıyaslamaması ,rekabetten uzak kalması ve kardeşinin yeteneklerini nasıl algılayacağı anne ve babanın tutumları ile bağlantılıdır.
  • Anne ve babaların tutumlarındaki yanlışlıklar....
Anne ve babanın yaptığı yanlışlar neler olabilir?

- Anne ve babanın çocukları birbiri ile kıyaslaması
- Üstün yetenekli olan çocukla ilgili beklentilerin yüksek olması
- Diğer kardeşten beklentilerinin olmaması.Sıradan bir çocuk olarak görüp, kabullenmek ve çocuğu motive edecek hiçbir hedef gösterememek
- Kardeşler arasında yaşanacak çatışma durumlarında gereğinden fazla müdahaleci olmak,yan tutmak ve çocukların sorunlarını aralarında çözmelerine fırsat tanımamak
- Birbirlerinin yanında onları olumsuz etkileyecek sıfatlarla hitap etmek.benim zeki çocuğum, sen çok farklısın, akıllı oğlum v.s.
  • Anne baba neler yapmalı?

Kardeşleri kıyaslamamak , her çocuğu kendi yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda değerlendirmek bu konuda ebeveynlerin atacağı ilk adım olmalıdır.Üstün yetenekli olsun olmasın her çocuğun başarılı olabileceği bir alan bulabiliriz.Kimi çocuk lisana yetenekli,kimi iyi bir müzik kulağına sahip, ya da iyi bir koleksiyoncu olabilir.Çocuğa kardeşi kadar başarılı olamayacağını hissettirmek ,ona kendisinden hiç bir beklentiniz olmadığını göstermek yerine yapabileceği ve kendini mutlu hissedeceği alanlara yönlendirmek önemlidir.Çocuğa bu konuda rehberlik yapmak, ilgi ve yetenek alanlarını bulmasına yardımcı olmak,denemek istedikleri konusunda yüreklendirmek gerekir.


Üstün yetenekli çocuğu ele alacak olursak onun da kendine göre sorunları olacaktır.Yüksek anne baba beklentisi çocuğa farklı davranılmasına neden olacaktır. Anne baba ya çocuğa aşırı toleranslı davranacak ya da çocuğun en ufak hatasında yoğun hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Çocuk aynı başarı düzeyini korumak için çabalayacak bu da kaygının yükselmesine neden olacaktır.Her iki durumda da çocukta davranış sorunları oluşmasına neden olacaklardır.Aynı zamanda çocuğa sık sık ne kadar zeki, yetenekli olduğunu söylemek çocuğun çalışmadan sadece yeteneklerine güvenerek okulu yürütmesine neden olacak.böylece çocuk sorumluluk almak, planlı ve organize çalışmak gibi bir çok alanda başarısız olacaktır.


Ayrıca çocuğun üstün yetenekleri olduğu için yaşına ve yapısına uygun olmayan başarılar, davranışlar beklemekte çocukta ileri yaşlarda ciddi boyutta psikolojik sorunlara yol açacaktır.


Kardeşler arasında dayanışma duygusunu oluşturmaya özen göstermek, paylaşmayı teşvik etmek, birbirlerine iyi oldukları alanlar ile ilgili destek vermelerini sağlamak, kendilerine güven duymalarını sağlamak kardeşler arasında ortay çıkacak bir çok olumsuzluğu engelleyecektir.


Ancak tüm bunlara rağmen hala devam eden kardeşler arası sorunlar gözleniyorsa bir uzmana başvurmakta fayda vardır.


Nur Dinçer Genç
Psikolog
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü
Çocuk ve Genç Bölümü

pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
10 Nisan 2011       Mesaj #3
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Kardeşimi İstemiyorum!


Çocuklar bir kardeşlerinin olmasını isterler ancak kardeş doğumu ile de yoğun bir kıskançlık yaşamaya ve anne babaları zorlamaya başlarlar. Peki bunu nasıl aşmalı? Dr. Vefik Arıca ailelere tavsiyelerde bulunuyor.

Kıskançlık insanoğlunun en doğal en evrensel duygularından birisidir. Kıskançlık sevilen kişinin başkasıyla paylaşılmasına katlanamamak olduğuna göre sevginin bulunduğu her yere girer. Sevgililer arasında belirli bir ölçüyü aşmadığı sürece sevgi gülünün dikeni sayılır. Ancak bu doğal duygu insanı kemiren bir tutku olmaya başlayınca sevgiyi gözeten bir duygu olmaktan çıkarsevgiyi yok eder.

Çocuk için en değerli varlık anne olduğuna göre onu başkalarıyla paylaşmak kolay dayanılır bir duygu değildir. Sevgilisini başkasının kolunda gören bir erkekle annesini kucağında "yabancı" bir çocukla gören kardeşin duyguları pek ayrılık göstermez. Anne sevgisini yitirme korkusu daha yeni bir kardeş geleceğini öğrendiği anda içini sızlatmaya başlar.

Yaş Farkının Etkisi

Çocukla kardeşi arasındaki yaş farkı ne kadar azsa kıskançlık o denli büyük olmaktadır. Henüz anneye gereksinimin sürdüğü 3 yaşından küçük çocuklarda anne ilgisinin azalması sonucu yeni kardeşe tepkisi büyük olacaktır. İkinci ya da üçüncü kardeşi kabullenme daha kolay olmaktadır.

Kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur sevgi ve kıskançlık-nefret ara ara yoğunlaşarak zaman içinde yoğunluğunu kaybeder. Kardeşini sevmek zorunda değildir.

Olumsuz duygular anlayışla karşılanmalı ve bu duyguları belirtmesi yüreklendirilmelidir (Beni de uğraştırıyor ara sıra ben de kızıyorum beceriksizliği yüzünden ona çok zaman harcıyorum seni sevmediğimi düşünme eskisi kadar seviyorum ben de kardeşim doğduğunda kıskanmış böyle düşünmüştüm). Anne-baba bebeği çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır.

Çocuklar Yabancılara Nasıl Davranırlar?

• Sevgi gösterilerinde bulunabilir (annenin kendisinden tümüyle uzaklaşmaması için onun yanında yer alır).

• Abartılı sevgi gösterileri (alttaki duyguları ele veren davranışlarla birliktedir; kardeşinin yanağını okşarken biraz fazla sıkarağlatacak ölçüde kucaklar kaza ile yere düşürür).

• Etkilenmemiş gibi davranma (bebekle ilgili görünmeyen huysuzluklar hırçınlıklar tutturmalar isteği yapılmadığında ağlamatepinme).

Kaynak:pdrservisi.com
Bachata - avatarı
Bachata
Ziyaretçi
18 Haziran 2013       Mesaj #4
Bachata - avatarı
Ziyaretçi
Çocuklar yeni kardeşe nasıl hazırlanmalı?
MsXLabs.org

Kıskançlık duygusu sevilen bir canlı ya da nesnenin paylaşılmasını engelleme ve kısıtlamadır. Kıskançlık, hemen hemen her yaş grubunda hissedilebilir. Fakat bu durum çocuk yaşlarda daha da yoğun yaşanır. İnsanı oldukça mutsuz eden bu duygu çocuklarda önüne geçilemez bir duygu karmaşası yaratabilir. İkinci kardeşin dünyaya gelmesiyle çocuk sahip olduğu her şeyi kaybedeceği ve artık sevilmeyeceği hissine kapılabilir. Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Çocuklarda çok sık gözlenen kardeş kıskançlığını, anne ve babaların bu durum karşında nasıl davranmaları gerektiğini Dr. Mehmet Yavuz şu şekilde açıkladı.

Eyvah bir kardeşim olacak!

“Çocuklarda kardeş kıskançlığı, annenin ikinci çocuğa hamile olması ile birlikte başlar. Ortalama 3 ile 8 yaş arasında daha yoğun yaşanır. Çünkü bu dönemde çocuklar mantık kavramıyla değil daha çok duygu yönlendirmeleriyle yaşamı analiz ederler. Ufak bir çocuk için yeni bir kardeş çocuğun artık anne ve babası tarafından daha az sevileceğine, bütün ilginin yok olacağına, oyuncaklarının bir başkası tarafından alınacağına işarettir. Çocukların kardeş kıskançlığını yoğun şekilde yaşaması çocukta davranış bozukluklarına, iştah kaybına ve psikolojik birçok rahatsızlığa yol açabilir. Bu durum zamanla bir psikiyatri yardımı gerektirebilir.”

Çocuklarda kardeş kıskançlığı belirtileri nelerdir?

“Bazı çocuklar kardeşlerini kıskandığını açıkça belli ederler. Bebeği sevmediğini, onu istemediğini ve evden gitmesini istediğini söylerler. Bazen bebeğe zarar vermeye veya anne bebekle ilgilendiğinde aşırı tepkiler göstererek buna engel olmaya çalışabilirler. Bazı çocuklarsa kardeşe aşırı ilgi ve sevgi gösterip anne ve babasının kaybettiği ilgisini geri kazanmaya çalışır. Hatta bebeğin ebeveyni gibi davranarak anne- babayı bebeğe dikkat etmesi konusunda uyarabilirler. Kardeşe aşırı ilgi gösteren çocuklar yaşadıkları doğal kıskançlığı bastırmaktadırlar. Bazı çocuklar da ebeveynlerinin olumsuz tepkisini çekmekten korktukları için kardeşlerine aşırı ilgili davranabilirler. Kardeşini kıskanan çocuklar üzüntü, öfke, intikam alma ile sevgi, koruma duyguları arasında çatışma yaşarlar. En sık görülen sorunlar, daha önce kazanılmış davranışlarda gerileme, alt ıslatma, parmak emme gibi durumlarıdır. Bebeksi davranışlarının altında, anne ve babanın kaybettiği ilgisini, rakibinin yöntemiyle geri kazanma çabası yatmaktadır. Huzursuz, öfkeli ve saldırgan davranışlar, evden ayrılma ve okula gitmek istememe sorunları bu dönemde sıklıkla yaşanır. Çocuk yaşadığı durumla başa çıkmakta zorluk çektiğinde stres belirtileri artar ve bu duyguyu baş ağrısı, mide bulantısı gibi belirtiler aracılığıyla bedeniyle ifade edebilir. Anne ile bebeği yalnız bırakmak istemediğinden okula gitmek veya evden başka bir yere ayrılmak istemez. Stresli bir dönem olduğu için kavgacı davranışlar sergileyebilir. Örneğin oyuncaklarına şiddet uygulayabilir. Bazı çocuklarda daha yoğun yaşandığı için kardeşine saldırgan davranışlarda bulunabilir.”

Anne ve babalar kardeş kıskançlığını engellemek için nasıl davranmalıdırlar?

“Ebeveynlerin bilmeleri gereken en önemli şey kardeş kıskançlığının evrensel ve doğal bir duygu olduğudur. Çocuğu bu duygusundan ötürü suçlamak, yargılamak, cezalandırmak son derece yanlıştır. Çocuğun kardeşini, büyük ve değişmez bir mutluluk içinde kabul etmesini beklemek doğru değildir. Öncelikle aile doğumdan önce kardeşi olacağını çocukla paylaşmalı ve yeni düzen için bazı değişikliklerde bulunmalıdır. Gelecek olan kardeşle beraber evdeki düzen farklılaşsa da, ebeveynlerinin ona olan duygularının hiçbir zaman değişmeyeceği anlatılmalıdır. Bebek için seçilen isimde ve eşyalarda çocuğun fikri alınarak aile bütünlüğü vurgulanmalıdır. Çocuğun alışık olduğu ev düzeni mümkün olduğunca korunmalıdır.

Anne hamilelik, doğum ve sonrada bebeğin bakımıyla daha fazla meşgul olacağından ailede başka bir kişi mesela baba, doğumdan önce çocuğun yaşamsal rutinlerini üstlenmelidir. Örneğin parka gitme, yemek saati vs... Çocuk bebeğe zarar veriyorsa, aşırı tepki göstermeden çocuğa net ama sert olmayan bir uyarıda bulunulmalıdır. Yeterince net sınır koyamayan veya büyük çocuğuna karşı suçluluk hisseden ebeveynler bebeğin zarar görmesine sebebiyet verebilirler. Çocuğa bebeğin daha çok küçük olduğu ve henüz kendi gereksinimlerini karşılayamadığı anlatılmalıdır.

Aynı zamanda kardeşi doğduktan sonra çocuğa “artık sen ablasın, abisin”gibi cümleler kurulmamalı onunda bir çocuk olduğu unutulmamalıdır. Kardeşler arasında kıskançlık hissedildiğinde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratılması ve fiziksel şiddet olmadığı sürece kardeşlerin arasına anne ve babanın girmemesi daha uygun olacaktır. Anne ve baba yeni kardeşe övgü dolu cümleler kurmamalı ayrıca çocuklar arasında ayrımcı cümleler kullanmamalıdır. Örneğin “ o daha zeki sen geç anlıyorsun, senin derslerin kötü, sen zaten hep böylesin” gibi cümleler çocukları bir birinden uzaklaştırır. Ve kardeş kıskançlığı hayatları boyunca devam edebilir. Çocuğun durumu düşünüldüğünden daha kötüyse mutlaka bir Çocuk Psikoloğu ile görüşülmelidir. Unutmayın ki çocuklar ne kadar bir birlerine kızsalar da onlar kardeştir ve aslında birbirlerini çok severler.”


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

27 Kasım 2006 / Misafir Müzik tr
27 Şubat 2016 / ThinkerBeLL X-Sözlük
1 Aralık 2010 / _Yağmur_ Müzik tr
19 Mayıs 2012 / buz perisi X-Sözlük