Arama

Kavun ve Sağlık için Faydaları

Güncelleme: 20 Eylül 2008 Gösterim: 3.476 Cevap: 1
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
4 Eylül 2008       Mesaj #1
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Aslında meyvesi yazın ve sonbaharda olgunlaştığı halde gelişen seracılıkla neredeyse tüm mevsimler boyunca yenilebilen kavunu veren Kavun bitkisi, Kabakgiler'dendir. Biryıllık sürüngen gövdeli otsu bitki kavunun anayurdu Önasya'dır. Ülkemizde, çok soğuk olan bazı yöreler dışında hemen her yerde yetişebilmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Bitkinin gövdesi toprağın üzerinde 3-5 m. uzayabilir. Yaprakları oldukça iri, yürek biçiminde ve belli belirsiz köşelidir. Sarı renkli erkek ve dişi birevcikli çiçekleri, aynı bitki üzerinde yaprak koltuklarında yer alır. Tozlaşma, böcekler ve özellikle halanları sayesinde olur. 80-120 gün içinde olgunluğa erişen kavun adlı meyveleri 1-6 kg. ağırlıkta olur.

Eti turuncu renkli, bol sulu ve hoş kokulu olan bu meyveler, erkenci ve kış kavunu olarak iki ana gruba ayrılır. Erkenci kavunların iki önemli çeşidi, topatan ve son zamanlarda ülkemizde bolca üretilmeye başlanan kantalup adlı sarı renkli 2-3 kg. ağırlıktaki ince kabuklu kavunlardır. Geç olgunlaşanlar ise, altınbaş ve hasanbey kavunlarıdır.

Altınbaş kavunu, sarı ve yeşil karışık renkli kabuklu, eti turuncu renkli, çok lezzetli ve hoş kokuludur. Ağırlığı 1-6 kg. arasında değişir. Hasanbey kavunu, 3-4 kg. ağırlıkta, koyu yeşil buruşuk kabuklu olup uzun süreler saklanmaya elverişlidir. Serinletici bir meyve olan kavun, taze olarak tüketilmektedir.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. dilimlenmiş kavunun besin değerleri şöyle sıralanır: 30 kalori; 0,7 gr. protein; 7,5 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,1 gr. yağ; 0,3 gr. lif; 16 mgr. fosfor; 14 mgr. kalsiyum; 0,4 mgr. demir; 12 mgr. sodyum; 251 mgr. potasyum: 16 mgr. magnezyum; 3.400 IU A vitamini: 0,04 mgr. B1 vitamini; 0,03 mgr. B2 vitamini; 0,6 mgr. B3 vitamini; 0,86 mgr. B6 vitamini; 8.4 mcgr. folik asit: 33 mgr. C vitamini ve 0,1 mgr. E vitamini.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Özellikle yüksek değerde A vitamini ve potasyum minerali içermesinin yanı sıra;

o Kavunun, kandaki pıhtılaşma ve dolayısıyla damarlardaki tıkanmayı engelleyen önemli etkileri vardır: Bunun için bol bol yenilmesi öğütlenir. Günümüzde Batı ülkelerindeki insanlar, sabah kahvaltısında kantalup ve diğer kavun türlerini yiyerek güne sağlıklı başlamaya özen göstermektedir.

o Kavun, kanseri önleyebilen maddeler yönünden çok zengindir: Birçok kanser türüne karşı bedeni savunduğu uzmanlarca öne sürülmektedir.

BİTKİSİNİN ÜRETİLMESİ

Kavun bitkisi, meyvesinin (yani kavun un) ortasında yüzlercesinin yer aldığı tohumlarıyla (çekirdekleriyle) çoğaltılır. Erkenci kavunlar, çekirdeği, serada ya da naylon örtü altında naylondan yapılmış tüplere veya saksılara ekilerek üretilir. Çimlenip biraz gelişen bitki daha sonra uygun havada bahçe ya da tarladaki son yerine şaşırtılır. Bu sayede bitki, geç ilkbahar donlarından korunmuş olur.

Geççi kavun türleri, doğrudan bahçe ve tarlada kavun için kural olarak verilen l m. arayla çapayla açılmış çukurlara (ocaklara), 4-5 çekirdeği bir arada olmak üzere ekilir. Bu tohumların 24 saat önceden ıslatılması durumunda çimlenmeleri kolaylaşır.

BİTKİSİNİN YETİŞTİRİLMESİ

İklim isteği: Kavun, sıcak ve ılık iklimli bölgelerin bitkisidir. Uzun yetişme dönemi boyunca güneşli, sıcak ve kuru hava ister. Nemli yerlerde yetiştirilebilirse de oralarda mantar hastalıklarına daha çok yakalanır, meyve niteliği de düşük olur. Kavun bitkisi, gelişme evrelerinin tümünde soğuktan kolayca etkilenir ve ölür. Yetiştirilme dönemi boyunca don olayını yaşamamalıdır.

Toprak isteği: Çamurlu, asitli ve ağır bünyeli topraklar kavun üretimine uygun değildir. Kavun için toprağın pH'ı 6-8 arasında olmalıdır. Süzek (suyu iyi akıntılı), bol gübre verilmiş ve yine de biraz nem tutan topraklarda kavun bitkisinden iyi sonuç alınır. Erkenci kavunlar için kumlu-tınlı, milli-tınlı; geççi kavunlar için daha ağırca bünyeli topraklar uygundur.

Sulama: Kavun bitkisi, büyüme ve meyvenin olgunlaşması dönemlerinde bol suya gereksinir. Toprakta yeterli su varsa sulama yapılmaz. Aksi takdirde bitkiye gerekli su verilmelidir. Kavun bitkisi ilk meyve tutana dek sulanmaz. Ama sonra, meyvenin büyümesi durunca ya da bitkide solgunluk görülünce ilk sulama yapılmalı ve 10-15 gün arayla sulama yinelenmelidir. Meyvenin olgunlaşması döneminde kavun bitkisine çok aşırı miktarda su verilmez. Kavun bitkisinin yaprak ve meyveleri sulama sırasında kesinlikle ıslatılmamalıdır. Aksi takdirde mantar hastalıkları ortaya çıkar.

Gübreleme: Kavun bitkisi organik madde yönünden zengin toprakları sever. Şaşırtma işlemi ya da tohumlarının ekiminden önce toprağa bolca yanmış çiftlik gübresi verilmesi veya toprakta yeşil gübreleme yapılmış olması iyi sonuç verir. Elde uygun çiftlik gübresi bulunmuyorsa, yonca, bezelye, bakla ya da soya gibi ürünleri aynı tarla veya bahçede yetiştirip sonra bunları toprağa gömerek yeşil gübreleme yapılır. Bu gübrelerin yanı sıra kavun bitkisine azotlu, fosfatlı ve potaslı kompoze fenni gübreler de verilir.

Toprak işleme, bitki ve meyve seyreltme: Kavun bitkisinin kökleri çok yüzlek olduğu için toprak işleme yüzeysel olarak yapılmalı, her ocaktaki kavun bitkilerinin gerçek yaprakları çıkınca en çok 3'ü bırakılarak diğerleri kökünden sökülmeden, toprak yüzeyinde makasla kesilip çıkarılmalıdır. Daha sonra kalan bitkilerin boğazları toprakla doldurulur. Kavun bitkisinin meyveleri gelişmeye başlayınca köke yakın en sağlıklı bir-iki meyve bırakılıp diğerlerinin koparılmasıyla iri ve iyi nitelikli ürün edilmesi sağlanır.

Hasat (Derim): Kavun bitkisinde hasat zamanının geldiği, meyvelerinde oluşan şu değişmelerle anlaşılır: Olgunlaşan kavun, karpuzun tersine, ağırlaşır. Meyve saplarının dibindeki kulakçıklar kurur. Meyve sapları da kurur ve dalından kolayca kopar. Meyvenin dip kesimi hafifçe yumuşar.

Meyvenin kendine özgü kokusu kolaylıkla duyumsanır, özellikle kavunun dip kısmı hoş kokar. Çeşide özgü iriliğe ulaşılmıştır. İşte bu belirtileri gösteren kavunlar hasada hazırdır. Hasat işlemi elle, kavun, sapı çevresinde döndürülüp koparılarak ama daha doğrusu sapı keskin bir bıçakla kesilerek yapılır.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: Kavun bitkisinin yetiştirilmesinde sayısı hayli olan hastalık ve zararlılarla mücadele önemli yer tutar. Bu mücadele, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan sürdürülmelidir.

CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
20 Eylül 2008       Mesaj #2
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
kavun

Sponsorlu Bağlantılar

Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in en çok sevdiği meyve....!

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) onu çok sever ve ondan şöyle söz ederdi: 'O yemektir, o şerbettir, o çövendir, o reyhandır, o iç organları temizler.'

Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz, "iç organları temizler" derken daha yüzyıllar öncesinde kavunun kanı temizleyici özelliğini anlatmış. Günümüzde Avrupa ve Amerika'da doktorlar tarafından yararları tescil edilen kavunun en önemli özelliği kandaki zehirli maddeleri atması.

Kavunu, İbni Sina ve Davudi Antaki gibi eski hekimler de övmüş ve faydalarını eserlerinde anlatmışlar. Kavunun yüzde doksanbeşini su oluşturur. A, B 1, C vitaminleri, meyve şekeri, selüloz, azotlu ve yağlı maddeler de var. Kavun gerek erkeğin, gerek kadının cildini tazeler, ona canlılık ve güzellik kazandırır. İsmi estetik tarihine geçen ünlü güzellerin ve artistlerin pek çoğu ciltlerindeki gerginlik ve tazeliği kavuna borçlu olduklarını söylerler.

NASIL ALACAKSINIZ?
1. İyi kavun ağır olur. Elinizde okkalayın, ağır olanı alın.
2. Yuvarlak, san kavunun sapı, çektiğiniz zaman kolay kopuyorsa iyi kavundur.
3. Kavun Kırkağaç kavunu ise dibinin sarıya çalması gerekir.
4. Bir kavun ne kadar yumuşaksa içi o kadar da asitleşmiş demektir. Kavunun yumuşağına yanaşmayın.
5. Turfanda kavunlar lezzetsizdir. Kavunu, sezonun başlangıcından bir ay sonra yiyin ancak o zaman lezzet kazanır.

NASIL YİYECEKSİNİZ?
Kavunu genellikle yemeklerden sonra yemek gibi bir alışkanlığımız var. Kavunu yemeklerden önce yiyin.

YARARLARI
*Kanı zehirlerden temizler.
*İştah açar,
*Bağırsakları yumuşak tutar,
*Sinirleri yatıştırır ve rahat bir uyku sağlar,
*Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder,
*Romatizma ağrılarını hafifletir,
*Hafif yanıkları iyileştirir,
*Göz nezlesini önler. Bağırsaklarında ülser ya da iltihap olanlarla, şeker hastaları ve yüksek *Tansiyonu olanlar yememelidir.

Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...

Benzer Konular

18 Mayıs 2010 / SUNU Sağlıklı Yaşam
18 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
4 Haziran 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
18 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
18 Şubat 2010 / Misafir Taslak Konular