Arama

Uğraşmayın, Erkekler Değişmez

Güncelleme: 3 Kasım 2011 Gösterim: 4.235 Cevap: 1
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
8 Kasım 2008       Mesaj #1
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Her kadın gibi siz de sevgilinizin bazı huylarını değiştirmek istersiniz değil mi? Bu istek, bir kadın olarak, Tanrı'nın size verdiği en doğal hediyedir. Dilediğiniz kadar kullanabilirsiniz ama başlamadan önce size kısa bir bilgi verelim.

Sponsorlu Bağlantılar
Nedense bütün kadınlar, aralarında genetik bir anlaşma varmış gibi sevgililerini değiştirmeye çalışırlar. Genci, gecikmişi ama hepsi, ısrarla sevgililerinde beğenmedikleri bir huyu değiştirmek isterler. Aralarında hırsa bulanmışları, kimi zaman bunda başarılı da olur. Gerçi ortaya çıkan hilkat garibesi adam, tüm erkekler tarafından bir anda dışlansa da kadınlar bu 2 yaratığı bir müddet daha, enteresan bulurlar. İşte "Hanım köylü" ya da "Kılıbık" olarak adlandırılan modeller, bu yaratıklardır. Hatta bunların şarkı söyleyen modelleri de mevcuttur.

Ancak kadınların sevgililerinde değiştirmeyi başaramadıkları huylar da vardır. Bu klasik davranışlar hakkında bilgi sahibi olmayan hanımefendiler, değişime zorlama sürecinde sert bir kayaya çarparlar ve ellerindeki son adam da kayarak meçhule gider. Böyle bir hazin sonun sizi beklememesi için size, bir erkekte değiştiremeyeceğiniz bazı davranışları anlatacağız

Pazar günü tıraş olmak...
Normal doğum sonucu dünyaya gelmiş hiçbir erkek, pazar günleri sakal tıraşı olmayı istemez. Bu saplantısını hiçbir zaman sizinle paylaşmaz ancak her zaman aklındadır. Ve bildiği gibi uygular. Siz siz olun sevgilinizin sakal tıraşına müdahale etmeyin. "Yok, benimki yapmaz!" demeyin, dikkat edin akşamları televizyonda yayınlanan tıraş bıçağı reklamlarını gördüğünde bakışlarını ekrandan kaçırıyordur. Eğer değişim konusunda cesursanız ve ısrarlı davranmayı kafanıza koyup, hele de "Annemler gelecek, tıraş olacaksın değil mi?" gibisinden kinayeler sokuşturmaya başladıysanız, adamınız yakında ilişkiden kopacak demektir. Yapmayın! Uyuyan devi uyandırmayın.

Annesi...
Neredeyse arabasıyla eşdeğerdir. En önemli alışkanlığıdır. Değiştirmeye kalkmanız demek hem cinsinizle esaslı bir savaşa girmeniz demektir ki bu savaşı kazanan gelin namzedi görülmemiştir. Annesinden onu vazgeçirmeye kalkmak yerine, ağınıza düşürün, evlenin, bir erkek çocuk sahibi olun. Şartlar eşitlenmiş olacağından savaşı kazanma ihtimaliniz yüksektir. Ancak flört döneminde sevgilinizi Prens Charles, annesini de Kraliçe Elizabeth olarak görmeniz ve her bir araya gelişinizde kraliyet seremoni kurallarını uygulamanız hayrınızadır.

Maç...
Eğer sevgilinizin genlerinde bir kalite düşüklüğü ya da kromozom sıyırması yoksa bir erkek olarak en doğal dürtüsünün seks ve sonrasında da futbol olduğu açıktır. "Benimki İngiliz şekerim, medeni adam, futbol sevmez!" diyorsanız kendinizi aldatıyorsunuz. Dünyadaki tüm televizyon kanallarını gezin, yüzde 97'sinde, en fazla izlenme oranı, futbol maçlarındadır. Sevgilinizi maça göndermeme ya da televizyonda maç izletmemeye kalkışmanız gerçekten çok tehlikelidir. Bunu başarabildiğini sanan kadınların yüzde 97'si aile içi şiddet kurbanı olmuştur. Geri kalan yüzde 3'ü ise, sevgilileri homoseksüel olduğundan frijite vurmuştur. Uğraşmayın.

Sürü…
Kadınlar için en zor kavramlardan biri de sevgililerinin erkek arkadaşlarıyla olan bağlılıklarıdır. Hanımlar, sosyal yönleri daha güçlü bireyler olduklarından, tek başlarına hareket edebilir ya da yeni hemcinsleriyle kaynaşabilirler. Ancak erkekler küçük sürüler halinde yaşarlar. Kanka, Badi, Kankardeşi, Emmoğlu gibi ifadelerle birbirlerine hitap ederler. Alakasız zamanlarda, ilgisiz kadınlarla evlenseler, çok iyi bir sosyal statü yakalasalar da bu küçük sürü psikolojisine sahip erkekler, bir araya geldiklerinde, birbirlerini parmaklar, şapır şupur öpüşür, hayvani sesler çıkarır ya da enselerine şaplak patlatırlar. Sevgilinizi sürüsünden ayırmaya çalışmak sizin için hayati bir hata olacaktır. Dokunmayın. Sürüyü uzaktan seyredin.

My Love - avatarı
My Love
Ziyaretçi
3 Kasım 2011       Mesaj #2
My Love - avatarı
Ziyaretçi
Bizim toplumumuzda erkekler için kurallar farklıdır. Delikanlılık eğitimi küçükten başlar;
“Erkek adam ağlamaz.”
Sponsorlu Bağlantılar
Biz de karşımızda zırıl zırıl ağlayan erkekler görmekten pek hazzetmeyiz zaten.
“Erkek dediğin korkmaz.”
Bir de “Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır “ tarzında özlü (!) bir sözümüz var ama, boş verin çelişkiyi.
“Erkek sözünden geri dönülmez.”
Biz kadınların sözümüzden her an cayma hakkı saklı tutulmuş demek ki.
“Erkek adam pembe giymez.”
Oh, bize daha çok yakışıyor zaten.
“Erkek adam sevgisini gösterip sevdiğini şımartmaz”.
Öbürleri tamam da, işte bu sonuncusu kadınları şaşırtıyor biraz.
Sevdiğini söyleyemeyen, sevgisini göstermek istemeyen bir çok erkek var. Sevdiği, aşık olduğu için evlenmemiş de, geçerken tesadüfen o eve girip kalmaya karar vermiş sanki. Kadınların, cevabı belli “Beni seviyor musun?” sorusuna erkeklerin yanıtları yalın;
“Sevmesem evlenmezdim.”
Bu noktada kadınlar karamsarlığa kapılabiliyor. Seviyor olsa sevgisini söylerdi, demek ki sevmiyor denklemini kuruyor kafasında. Çünkü eşinin davranışlarını kendisi ile karşılaştırıyor. Kendi sevgi söylemlerine cevap alamadığı için, söylenmeyenleri hissizliğe yoruyor.
Bu noktada eşinin diğer davranışlarını incelemeye davet ediyorum onu. Eşi söylemiyor belki ama kendi tarzında gösteriyor sevgisini aslında.

Nasıl mı?
Örneğin, karısının başı ağrısa doktora koşturuyor onu. Sağlık konusundaki evhamından değil, sevgisinden. Alışverişe çıkınca karısının en sevdiği tatlıyı alıyor ama bazen “Canım çekti” diye açıklayıveriyor durumu. Anneler gününde karısının ne zamandır istediği şeyi hediye alıyor ama çcuklarının arkasına saklanıyor.

Erkeğin görevi gibi gösterdiği birçok şeyi, aslında karısına sevgisinden yapıyor.

Erkekler hep kadınların fazla detaycı olduğundan, her sözünden bir anlam çıkarttığından şikâyet ederler ama gel de çıkartma bu durumda. Oysa sevgi dile getirildikçe çoğalan bir duygudur. Bulaşır geçer, yüzünüze bir tebessümle yapışır. Sadece lafta kalan, davranışlara yansımayan şeyler elbette yetersiz. Ama davranışlarla anlatılanları da biraz dile dökmek lazım.
Şunun her zaman önemlidir. Hediye paketleri bile bunun için yapılmaz mı?.
Evet, sevgiyi söylemek delikanlılığa zeval vermez.



Alıntıdır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

30 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Mayıs 2011 / Suskun KéLéBéK Hukuk
13 Mart 2011 / Misafir Cevaplanmış