Arama

Endometriozis

Güncelleme: 19 Haziran 2013 Gösterim: 6.903 Cevap: 3
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #1
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
sagkad91


Sponsorlu Bağlantılar
Nedir?

Endometriosis uterus (rahim) boşluğu dışında, rahim içini döşeyen ve adetle dökülen endometrial dokuların varlığı olarak tanımlanır. Sıklıkla rahim arkası boşluk, rektovaginal aralıkta (vagina ile barsağın son kısmı arası boşluk), barsağın son kısmının üzerinde, tüpler, yumurtalıklar, rahimi tutan arka bağlar, mesane ve karın içi yan duvarlarda bulunur.

Endometriosis genetik bir hastalık mıdır?

Çalışmalar kızkardeşlerin, kocalarının kızkardeşlerine göre 6 kez, başka bir çalışma diğer kadınlara göre 8 kez artmış riskten sözediyor. Etkilenen kız kardeşler diğerlerine göre hastalığı daha ciddi geçirebilirler. Ancak genetik geçişin şekli bilinmiyor.

Hangi sıklıktadır?

Genel kadın toplumunda % 2-5 arasında, çocuk sahip olamayan kadınlarda % 30-40 sıklıkta bulunabildiği bilinmektedir.

Nedeni nedir?

Tüm olguları tek bir teori açıklayamıyor. Yine de çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bunlar:

Endometrial doku tüplerden karın içine göçederek hastalığa neden olur. Tüpleri bağlananlarda yada rahimi alınmış kadınlar da nasıl oluşabildiğini açıklayamıyor.

Normal olarak her ay dökülüp atılan dokuların bağışıklık (immun) sistemindeki bir anormallik sonucu vücudun herhangi bir yerine tutunup, büyümesi sonucu oluştuğu,
Bazı ailelerdeki sıklık nedeniyle, genetik bir doğumsal bozukluk sonucu oluştuğu,
Karın içi dokunun tekrarlayan inflamasyon sonucu endometrial dokuya değişimiyle oluştuğu,
Endometrial dokunun rahimden karına kan ve lenf akımı sonucu yayılarak oluştuğu şeklindedir.

Endometriosis çocuk sahibi olamamaya nasıl neden olmaktadır?

Normal anatominin açık bir şekilde bozulduğu olgularda, endometriosis fertilite problemlerinin bilinen bir nedenidir. Gerçekte endometriosis hastalarının % 30-40’ı fertildir. Bu genel toplumun 2-3 katıdır.

Bu hastalarda aylık gebe kalma oranı % 12-36’ya düşer. Uzun dönemde gebe kalma oranı, anatominin bozulmadığı minimal endometriosisli hastalarda normaldir. Minimal endometriosisi tedavi etmekle gebe kalma oranının artmadığı gösterilmiştir. Kadındaki döngüsel hormanların etkisiyle endometrial doku her ay büyür, gelişir ve ayın sonunda adetle dökülür. Zararsız bir şekilde vücut dışı yerine içeri aktığı zaman kronik inflamasyona bu ise yapışıklık, nedbe gelişimi, ve sonuçta üreme organlarının yakalanması ve işlevsiz hale gelmesine yol açar. Yapışıklıklar ve nedbe dokuları arasında tutulur, bu ise kısırlığa yol açar. Hastalık ilerledikçe eski endometrial dokular yayılır, çevresinde ölü nedbe dokusuna yol açar. Hastalığın hafif formlarında bile (evre 1-2) fertilite etkilenir. Aktif, genç hastalıklı dokulardan prostoglandin denilen maddeler ve diğer kimyasal maddeler salgılanır, bu ise üreme organlarının spazm ve kasılmalarına yol açar. Tüp yumurtayı yakalayamaz, uyarılan uterus embriyoyu reddedebilir. Buna ek olarak spermi de etkiler ve yumurtayı delme yeteneğini engeller. Mekanizması tam anlaşılmasa da anovulasyona (yumurtlayamama) yol açabilir, luteal-faz defektine ya da luteinize patlamamış folikül sendromuna yol açarak implantasyona engel olur. Bazı araştımacılar kadının vücudunun yanlış yerleşen bu endometrial dokulara karşı antikor oluşturduğunu, sonuçta bunun yüksek spontan abortus (kendiliğinden düşük) oranına, (3 kata kadar) neden olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Tıbbi tedavi yada odakların çıkarılmasıyla bu oran normale inmektedir. Endometriotik odağı çevreleyen doku büzülür ve iskemik (oksijensiz) kalır, bu ise ağrıya yol açar.Uzun süre etkilenme sonucunda tüpler, yapışıklıklarla işlemini yitirir yada tıkanır, artık yumurta, sperm, embryo geçişine izin vermez. Dış gebelik riski normalin 6 katına kadar artar.

Gebe kalmayı engelleyen etkenler:

Hormanal faktörler: Normal siklus’a göre foliküler faz (yumurta gelişim fazı, adetin ilk yarısı) kısadır. Estradiol düşüktür ve LH fırlaması körelmiştir. Oysa progesteron ve luteal faz (adetin 2.dönemi, embryo yerleşme dönemi) endometrial biopsilerde normaldir.

Luteinize patlamamış folikül sendromu (LUF): Ciddi yapışıklıklı hastalarda over sarılmıştır ve LUF görülebilir.Normal hormon parametrelerine karşın yumurta, yumurtalıktan (over) atılamaz. LUF olduğu belirtilen olguların % 63’de endometriosis bulunmuştur.

Tüpbebek ve Deneysel Modeller: Tavşanlarda endometriosis oluşturulunca doğurganlık % 75’den % 25’e azaldığı buna ise yumurtlamama olması ve endometriotik nodüllerin neden olduğu gösterilmiştir. Tüp bebekte ise bu hastalarda daha az yumurta, ve endometriomalı yumurtalıktan alınan yumurtaların döllenme oranlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Endometriosisli kadından alınan yumurtalarla oluşturulan embryoların başka kadınlara verildiğinde de yerleşme oranlarının düşük olduğu görülmüştür. Yine de bu konu başkalarınca kabul edilmemiş, tartışmalıdır. Açıklanamayan infertilite ve endometriosisli hastalarda embryonun tutunmasını kolaylaştıran vitronektin adlı maddenin az oranda olduğunu, endometriosisin tedavisi ile düzeltilebildiği gösterilmiştir.

Peritoneal Faktörler: Karın içi yüzünü döşeyen zar olan peritonda endometriosisden etkilenir. Peritoneal sıvı hacmi ve peritoneal makrofaj denilen hücreler (iltihaba karşı saldırgan hücreler) artmıştır. Bu tür hücrelerin çalışmasını düzenleyen sitokinler artmıştır. Bunlar sperm-yumurta ilişkisini, sperm hareketi ve yaşamasını,yumurta yakalanmasını kötü etkileyebilir.Ayrıca endometriosisli kadınlardan alınan kan serumunun embryo kültürlerin de embryoteksik (embryo’ya zararlı)olduğu gösterilmiştir.

Bağışıklık sistemi: Endometriosisten etkilenir. Naturel killer cell (doğal öldürücü hücre) işlevini, sonuçta transplante olan endometrial dokuya reaktivitesini azaltır.

Endometriosisin Belirtileri nelerdir?

Kadınların % 33’de hiçbir şikayet yoktur. Hastalığın derinliğine bağlı olarak şikayetleri değişir: % 70’inin çocuğu olmuyordur. % 28-66’da ilişkide yada adet sırasında ağrı, % 12-74’de aşırı kanama, % 50’e kadar olabilen tekrarlayan gebelik kaybı,% 50’e kadar düşük kilo, % 13’de aşırı kilo, % 25-31’de adet sırasında artan sırt ağrısı, % 24-50 karıniçi yapışıklıklar, % 34’de iç bağlar üzerinde nodüller,% 17’de yumurtlamama, % 12’de düzensiz adet, % 4’de makatta ağrı, bildirilen şikayetlerdir. Hastaların çoğu 20-35 yaş arasındadır.

Endometrial odaklar nerelere yerleşir?

% 61-78 yumurtalıklar, % 14-34 rahim arkası, % 17-55 rahim yüzeyine, % 3-4 barsaklara, nadiren rahim ağzı, vagina, vulva(dış genital bölge), yada vücudun uzak yerlerine yerleşebilir. Her adetinde gözünden de kanayan hasta gibi ilginç ve korkunç bir şekilde olabilir. Duygusal bozukluklarla da karşılaşılabilir. Deprasyon, ağrılı ilişkiye bağlı olarak seksten uzaklaşma, cinsellik hakkında şüpheler, kendine güven kaybı gibi

Endometriosisin Tanımı:

Adetle ilgili herhangi bir şikayet akla endometriosisi getirir. Açıklanamayan infertilite, düzensiz adetler, ara kanama, ağrılı adet ve/veya cinsel ilişkide ağrı durumunda şüphelenilir. Jinekolojik muayenede endometriotik odaklar araştırılır. Ancak tek kesin tanısal işlem karın içinin direkt görülmesi ve dokudan biopsi alınmasıyladır. Yani laparoskopi yapılmasıdır.

Tanısal Laparoskopi:

Laporoskopi, genel anestezi altında göbek altına yapılan küçük bir kesiden içeri itilen içinden ışık gelen, ucunda kamera olan bir alet (teleskopla) yapılır. Bu sırada karın CO2 gazı ile şişirilmiştir. Yine karının değişik yerinden içeri itilen küçük-ince aletlerle de ameliyat yapılır. Endometriotik lezyonlar, 2-10 cm arasında değişen kahverengi-mavi-siyah renkte göünen alanlardır. Hastalık uzun süredir varsa barut yanığı gibi, nedbeleşmiş alanlar olarak görülür. İleri evre endometriosisde (evre 3-4) etkilenen organları yapıştırır ve dondurur. İç üreme organları anotomik özelliklerini yitirirler. Hastalık tedavi olmayan kadınların % 47-64’de, tedavi olanların % 20’de ilerleyebilir. Tüpleri kontrol etmek için aşağıdan metilen mavisi verildiğinde genellikle önce bir tüpten kolayca geçer, bu diğer tüpün tıkalı olduğu anlamına gelmez.

Endometriosisin cerrahi tedavisi:

Hastalığın ciddiyeti kadının infertilite öyküsü, gebe kalma isteği, yaşı cerrahi tedavinin biçimini ve ağırlığını belirler. Maalesef kadının rahiminin bile çıkarılması % 30 hastada ağrının kalkmasını sağlayamaz. Tüp-yumurtalık ilişkisinin bozulduğu hastalarda ilk cerrahi çok etkilidir, tekrarlayan girişimler fertiliteyi düzeltmede daha etkisizdir. Laporoskopi ile gerçekleştirilen en sık cerrahi işlemler, yumurtalık-tüp-rahimi çevreleyen yapışıklıkların kesilmesi, endometriotik lezyonlar, ovarian endometriomaların çıkarılması, lezyonların yakılması, koterizasyon yada vaporizasyonudur. Uterosakral sinirin yakılması ve kesilmesi (LUNA), ağrıyı gidermede faydalıdır. Adetle ilgili ağrıların % 85’e iyi gelir, ancak yapışıklık, endometriomalarda yararı yoktur. Çok daha şiddetli ağrı da presakral nörektomi dediğimiz işlemle bu bölgeye gelen sinirler kesilir. Yumurtalıktaki endometriomalar zarıyla soyularak çıkartılmalıdır. % 30 olguda bu olası olmayabilir. Argon ışını koagülatör, CO2 laser ya da bipolar elektrokoter ile zarı yakılmalıdır.

Cerrahi ile başarı oranı:

Cerrahi tedaviyi takiben gebelik oranları ciddi endometriosis için % 35-40, daha hafif formlar için % 55-65 arasındadır. Gebe kalanların % 30’u ilk 3 ayda, % 50’si ilk 6 ayda, % 86’sı ise 15 ayda gebe kalırlar. Laporoskopi ya da laporatomi (karın kesilerek açık ameliyat), laser yada bipolar koter arasında başarı açısından fark bulunamamıştır. Cerrahi tedavi sonrası aylık gebe kalma oranı % 3-6 gibi (normalde % 20-25) düşük olabilir, bu ise yumurtlamanın indüksiyonu ve rahim içine sperm aşılanmasıyla arttırılabilir. En iyi şansı evlilik süresi 8 yıl ve üzerinde olanlarda % 10’a dek düşmektedir.

Histerektomi ne zaman uygun olabilir?

Doğurganlık yaşını doldurmuş kadınlarda rahimin yumurtalıklarla birlikte çıkarılması bir seçenektir. Bu durumda % 1-3 hastalık tekrarlayabilir. Hormon replasmanı olarak estrojen kullanımı, arkada yumurtalık dokusunun bırakılması bu riski artırır. Her iki over alınmazsa bu risk % 30’a çıkar. Bu yüzden histerektomi ile hormon replasmanı tedavisi arasında 6 - 9 ay ara verilmesi önerilir.

Endometriosisin tıbbi tedavisi:

Çeşitli yayınlar ampirik tedavilerle; klomifen yada hMG (Humegon, Pergonal, Menogon, Metrodin, Follegon, vs.) ile superovulasyon-aşılama ile aylık gebe kalma oranlarını 4-5 kat artırılabildiklerini yayınlamışlardır. Bir takım ilaçlar tedavisi için kullanılmışlardır (androgen, estrogen, progestin, yüksek doz estrogen+ progestin gibi. Hepsinin amacı yumurtlamayı baskılamak ve adetleri uzun bir süre durdurmak ve hastalığı geriletmektir. Doğum kontrol hapları, danazol, lucrin, synarel, zoladex, decapeptyl, suprefact, depo provera, norplant asıl ya da cerrahi tedaviye yardımcı bir tedavi olarak etkinliği henüz kanıtlanmasa da, iltihabi reaksiyonları, endometriosisle ilgili ağrıyı azaltır ancak gebe kalma şansını artıramaz. Dokuz ya da daha fazla ay yumurtlama durdurulunca % 80-90’da ağrı azalır, yok olur, ilacın kesilmesiyle yarın gebe kalabilmektedir, ancak 1/3’de hastalık tekrarlar. Yan etkileri ve kısıtlı sonuçları nedeniyle yüksek dozlu doğum kontrol hapları bugün kullanılmıyor. Düşük dozlu olanlar ise yalnız hastalığın ilerleme riskini azaltmaz, bulguları geçiçi olarak iyileştirilebilir. Genç yaş-hafif formlarda doğum kontrol hapları ile gebe kalma şansı korunabilir.Ancak 30’lu yaşlarda endometriosisli olduğundan şüphelenilen kadınlarda doğum kontrol hapı ile oyalanılmamaktadır. Hastalık ilerler ve organlar düzeltilemez hale gelebilir.

Donazol tedavisi:

1975’te çok populer olarak sunulmuş bir tedaviydi. Ancak hoş olmayan,geri dönüşsüz yan etkileri nedeniyle ilk tedavi basamağında seçilen bir tedavi değildir. Danazol beyinde hipofiz bezinden yumurtalık çalışmasını kontrol eden FSH, LH hormonlarının salınmasını durdurarak kadınların % 85-95’inde lezyonları iyileştirir. Donazol en çok evre 1-2, hafif-orta formlarda etkindir. İlaç kesildikten 4-6 hafta sonra adetler başlar. En iyi gebe kalma şansı 2 ayda başlar, % 50 gibi bir orana ulaşabilir. Kadınların % 5-10’u ciddi yan etkiler nedeniyle tedaviyi bırakır.

Potansiyel yan etkileri:

% 85 kilo alımı (2-6 kg), % 32-62 depresyon, % 50 açıklanamayan kas krampları, % 30-56 memede küçülme, ateş basması, terleme, % 25-50 yorgunluk, yağlı cilt, akne, anormal kıl büyümesi, % 20-35’de su tutulumu, azalmış seks isteği, % 8-38’de artmış seks isteği, % 10-32 uykusuzluk, % 17-31 başağrısı, bulantı, % 7-17’de seste kalınlaşma, bildirilen şikayetlerdir.

GnRH agonistleri ile tedavi:

Endometriosis’in gelişmesini sağlayan asıl uyaran estrogen yapımı beyin hipofizden salınan FSH, LH ile sağlanır. LH ve FSH’nın yapımı ,salgılanımı GnRH agonistleri (Lucrin, synarel, suprefact, zoladex, decapeptyl) ile baskılanır. Menapoz düzeylerine indirilir. Endometriotik lezyonların sayı ve büyüklüğü azalır. Synorel, suprefact günlük burun spreyleri, diğerleri aylık depo ilaçlardır. Yan etkileri azaltılmış estrojen düzeylerine bağlıdır. Bunlar ateş basmaları, vaginal vaginal kuruluk, başağrısı, uyku bozukluklarıdır. Nadiren, kısa süreli hafıza kaybı, kas-kemik-eklem ağrıları, azalmış kemik kalsiyumuna neden olabilir. Bu ilaçların 6 aylık kullanımı önerilir, ve 6 aylık düzelme sağlanır. Ancak tüm hastalar bu kadar iyi yanıt vermez. Agresif cerrahi tedavi yapılmazsa ilaçların kesilmesinden sonra lezyonlar geri dönecektir. Buna karşın niçin kullanıyoruz? GnRH anologları ağrıyı azaltır. Bir kez bu ilaçla ağrı azaltılımı 3-6 ay sonra ilaç diğer doğum kontrol hapı, provera, norplant gibi başka bir ilaca çevrilebilir, böylece tedavi sürdürülmüş olur. Kimileride bu tedaviyi add-back rejimi ile sürdürür. Arkadan destekleme anlamına gelen bu tedavide bir yandan GnRH anoloğu verirken diğer yandan bu ilacın neden olduğu estrojen kaybını telafi edebilmek için düşük doz da estrogen ve progesteron tedaviye eklenir. Özellikle kemik kaybını minimize ettiği söylenmektedir. Bu tedavi cerrahi tedaviyi kolaylaştırır. Gnrh anologları normal anatomiyi restore edemez.

Cerrahi ile kombine tıbbi tedavi:

Ciddi endometriosisli (evre 3-4) kadınlarda tıbbi tedavinin cerrahi ile kombine edilmesiyle daha iyi sonuçlar sağlanabilir. Doktorlar cerrahi tedaviden önce tıbbi tedaviyi vererek lezyonların sayı ve büyüklüğünü azaltırlar. Takiben cerrahi sağlıklı dokuları daha az tahrip eder ve daha az yapışıklıklara neden olur inflamasyonu azaltmak ve cerrahi sonrası kalabilecek artıkları bastırabilmek için cerrahi tedavi sonrasıda tıbbi tedavi verilebilir. Bu yaklaşımın hastanın gebe kalma şansını artırdığı bildirilmektedir. Bir kısım araştırmacı ise cerrahiden hemen sonraki dönemin gebe kalma açısından en şanslı dönem olduğunu bu yüzden tıbbi tedavi ile yumurtlamanın bu dönemde baskılamanın doğru olmadığını söylemektedir.

Hafif Endometriosisin tedavisi (Evre 1-2):

Evre 1-2 endometriosisin tedavisi tartışmalıdır. Yapışıklıkların bu dönemde oluşmadığını, bu yüzden en iyisi bekleyip görmek olduğunu söylemektedirler. Yine yeni çalışmalar, bu dönemde cerrahi tedavinin yararı olmadığını, başka çalışmalar ise tüm endometriotik lezyonların kaldırılması gebe kalma şansını artırdığını söylemektedirler. Eğer lezyonların hepsi laparoskop ile çıkarılırsa hastaların % 75’i 12-18 ayda gebe kalabilir. Eğer gebe kalamazsa, kadının yaşı 35 üzerinde ise, 2 yıldan uzun süredir gebe kalmak için uğraşıyorlarsa yumurtlama tedavisi ve rahim içine sperm aşılama sıklıkla başarılı olur. Daha yaygın inflamatuar endometriosis için kısa bir GnRH anoloğu takiben daha agresif bir tedavi önerilebilir. Bununla beraber evre 1-2 için tamamen cerrahi temizlik, GnRH anoloğu ya da danozol kullanımı gebelik oranını iyileştiriyor görünmüyor, üstelik hastalığın tekrarlamasınıda önlemeyecektir.

Orta-Ciddi Endometriosis için tedavi (Evre 3-4):

Evre 3-4 endometriosis sıklıkla kalın, geniş tabanlı, yapışıklıklara, yumurtalığın yan duvara tutunmasına yol açar. Sıklıkla kalın barsak, rektum tutulur. Böyle bir durumda cerrahi tedavi ancak çok iyi uzmanlaşmış, yetişmiş bir ekip tarafından yapılabilir. Cerrahiyi planlamadan önce barsak filmi, rektosigmoidoskopi, hatta kolonoskopi yararlı olabilir. GnRH anologları cerrahiden önce inflamasyonu azaltmak için verilebilir. Tedaviyi rahatlaştırmak için cerrahiden 1 gün önce barsak temizliği yapılabilir.

Sonuçta infertilite tedavisi için endometriosisin tedavisinden önce girişilip girişilemeyeceği veya cerrahi tedaviden sonra oluşan anatominin ovulasyon indüksiyonu+intrauterin inseminasyonu (aşılama) için uygun olup olmadığı, dış gebelik riski gibi sorunlar tartışılıp bir karara varılır. Hastanın fertilite potansiyeli tekrar değerlendirilir. Bundan sonra aşağıdaki seçeneklerden biri/birileri uygulanacaktır.

- Beklemek ve gebe kalıp kalmadığını görmek
- Ovulasyon indüksiyonu ve intrauterin inseminasyon
- In Vitro Fertilizasyon (tüpbebek)

Sonuçta reproduktif endokrinolojist tüm verilerin ışığında hangi seçeneğin daha iyi olacağına karar verecektir.
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #2
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Endometriozis Hastalığı Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Endometriozis ya da bilinen adıyla “çikolata kisti hastalığı” üreme çağındaki kadınların %10-15 ini etkileyebilen bir hastalık olup, rahmin endometrium denilen iç yüzeyini döşeyen dokuların pelvisteki diğer organlara tutunup, burada büyümeye başlamasıdır.

Burada büyüdükçe rahatsızlığa yol açan hastalık ilerledikçe ağrı ve kısırlağa yol açar. Halen, uzmanlar bazı kadınlarda endometriozis hastalığının niye geliştiğini açıklayamamaktadır.

Her adet kanaması döneminde, rahmin iç yüzeyini döşeyen bu endometrium tabakasının çoğu vajen yoluyla dökülür. Ancak bir kısım endometrium dokuları da tüpler yoluyla karın boşluğuna geçmektedir. Muhtemelen, endometriozisi olan bayanlar, çeşitli nedenlerle (genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi zayıflığı gibi) karın boşluğundaki bu dokuları temizleyememektedir.
Endometrium dokuları yumurtalıkların yüzeyine tutunup burada gelişebilirler, eğer yumurtalık içine doğru yayılıp, içi kan dolu kistler oluştururlarsa buna beklemiş kanın aldığı kahverengilikten ötürü çikolata kisti adı verilir. Bu kistler, bir bezelye kadar küçük olabileceği gibi bir portakal büyüklüğüne kadar ulaşabilir.

Yumurtalık dışında karın iç yüzeyini örten “Periton” dediğimiz zar üzerinde, rengi kırmızı, kahverengi, koyu mavi veya mor olan bezeler oluşturabilirler. Bu dokular etraf dokuları, organları rahatsız ederek yapışıklık oluşturabilir. Bu yapışıklık sözgelimi barsakları, ya da Fallop tüplerini etkileyerek, organların normal fonksiyonlarını yapmaktan alıkoyabilir.

Endometriozis hastalığının belirtileri nelerdir?
Endometriozis hastalığı olan birçok bayanda hemen hemen hiçbir belirti veya rahatsızlık olmayabileceği gibi, çok ciddi olabilen adet dönemi krampları ve çocuk sahibi olamama (İnfertilite) en önde gelen belirtilerdir. (Her bayanda bir miktar olabilen adet ağrılarına bulantı, kusma, diyarenin eşlik etmesi veya her adet döneminde çok güçlü ağrı kesicilere ihtiyaç durma) kronik kasık ağrısı, cinsel ilişkide ağrı- ki hastada yumurtalıklar ile etraf doku arasında yarıklık olduğunun göstergesidir.

Endometriozis hastalığı hastalığın lokasyonu, genişliği ve derinliğine ve yapışıklıkların ciddiyetine göre 1 den 4 e kadar evreye ayrılır. Hastalığın evresi ilerledikçe adet sancıları, kronik kasık ağrısı ve infertilite şikâyetleri de genellikle paralel olarak artar.

kaynak:
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
18 Haziran 2012       Mesaj #3
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Endometriozis

endometriozis

Endometriozis rahim iç tabakasının yani endometrium tabakasının rahim dışında bir yere yerleşmesi olarak tanımlanır. Endometriozis en sık pelviste (karnın rahim ve yumurtalıkların bulunduğu kısmı) görülür fakat burası dışında nadiren vücudun çok çeşitli yerlerinde rastlanabilir. Kadınlarda yaklaşık yüzde 5-10 civarında rastlandığı kabul edilir. Kötü huylu veya kanser türünden bir hastalık değildir.

Endometriyozisin en sık rastlandığı yerler yumurtalıkların dış yüzü, periton (karını kaplayan zar), fallop tüpleri, barsaklar, mesane (idrar torbası) dır.

Endometriozise üreme çağındaki kadınlarda rastlanır. En sık 25-35 yaşları arasında görülür, 45 yaşından sonra nadir görülür. Ergenlik dönemine girmeden önceki kız çocuklarında veya menopoz döneminden sonra çok nadir görülür çünkü endometriozisin gelişmesi overlerde (yumurtalıklarda) üretilen östrojen ve progesteron hormonları ile yakından ilişkilidir.

Belirtiler:
  • Kronik kasık ağrısı
  • Karın ağrısı, bel ağrısı, sırt ağrısı
  • Adetlerin sancılı olması (dismenore)
  • Kısırlık
  • Ağrılı cinsel ilişki (disparonia)
  • Bacaklarda ağrı
  • Daha nadiren...
  • Kabızklık ya da ishal
  • Makata vuran ağrı
  • Kanlı dışkı
  • Makattan kanama olması
  • İdrarda kan
  • İdrar yaparken yanma
  • Adet kanamasıyla eş zamanlı burun kanamaları ya da vücudun çeşitli yerlerinde kanama ve morarmalar.
  • Overlerde (yumurtalıklarda) endometrioma veya çikolata kistleri denen kistler oluşabilir.

Endometriozis nasıl oluşur?
Endometriozisin nedeni kesin olarak bilinmemektedir fakat nasıl geliştiğini açıklamak için bazı teoriler ileri sürülmüştür. Bunlar:
- Rahim içerisinde oluşan adet kanamasının geriye doğru tüplere ve oradan da karın içerisine doğru ilerlemesi ve o bölgeye yerleşmesi
- Endometriumun yani rahmin en iç tabakasının kan damarları ve lenf damarları yoluyla vücudun başka yerlerine taşınması ve o bölgeye yerleşmesi
- Çölomik metaplazi teorisi: Karın içerisinde bulunan bazı hücrelerin bir takım faktörlerin etkisi ile endometrium dokusuna dönüşmesi.

Risk faktörleri:
- Doğum yapmamış olmak
- Annesinde endometriozis olan kadınlar
- Sık adet gören fakat uzun süren kanamaları olan kadınlar
- Adet kanının dışarıya akış yolunda tıkanıklık olması
- Beyaz ve asya ırkı
Genellikle adet kanamalarının sıklığını ve süresini azaltan faktörler endometriozis riskini de azaltır. Örneğin doğum kontrol hapları kullanmak, gebelik, adet görememe durumları endometriozis riskini azaltan durumlardır.

Teşhis:
Endometriozisin kesin tanısı ve hangi evrede olduğunun tespiti ancak laparoskopi yada açık ameliyat sırasında görülen şüpheli alanlardan alınan biyopsilerin incelenmesi ile konur. Sürekli kasık ağrısı ve kısırlık şikayeti olan kişilerde endometriozisten şüphelenilir. Fakat endometriozis olan kişinin hiçbir şikayeti de olmayabilir. Ameliyat sırasında endometriozis odakları karın içerisinde küçük (3-5 mm) mavi, kırmızı, pembe renkte lekeler şeklinde izlenir. Ameliyatta endometriozisin evresi de hafif, orta veya şiddetli olacak şekilde belirlenir, puanlaması yapılır.

Kanda bir tümör belirteci olan CA-125 seviyesi endometrioziste yükselebilir fakat teşhis koydurucu bir özelliği yoktur sadece şüphelenilen tanıyı destekleyici olabilir.
Endometriozis odakları ultrasonda görülemez ancak yumurtalıklarda varsa endometrioma kistleri ultrasonla görülebilir.

Endometrioziste kısırlık:
Endometriozise bağlı yumurtalıklar ve tüplerde oluşan yapışıklıklar kısırlığa neden olabilir. Ayrıca endometriozis odaklarından salgılanan bazı maddeler yumurta ve spermin döllenmesine, rahim içerisine yerleşmesine engel oluyor olabilir. Her endometriozis hastasında kısırlık oluşmaz, bazıları kendiliğinden gebe kalabilirken bazıları gebelik için çeşitli yardımcı tedavi yöntemlerine, aşılama veya tüp bebek tedavisine ihtiyaç duyarlar. Hastaların yaklaşık %70'inin hiçbir gebelik tedavisi almasa da 3 yl içerisinde kendiliğinden gebe kalabildikleri saptanmıştır. Gebe kalan endometriozis hastalarında gebelikle ilgili konularda risk artışına rastlanmamıştır. Gebelik endometriozis hastalığının gerilemesini ve şikayetlerin azalmasını sağlar.

Tedavi:
Endometriozisin kesin kalıcı tedavisi yoktur. Uygulanan tedavilerin amacı ağrıyı gidermek ve kısırlığı ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla tıbbi ve cerrahi tedaviler uygulanabilir. Hiçbir şikayeti olmayan veya çok az şikayeti olan hastalar veya menopoz dönemine yakın hastalar tedavi verilmeden de izlenebilir. Menopoz döneminde vücuttaki östrojen seviyesi düşeceği için endometriozis kendiliğinden geriler. Bazen hastalarda bir gebelikten sonra da şikayetlerde azalma olabilir.

Tıbbi tedaviler endometriozisin östrojene bağımlı bir hastalık olması prensibine dayanır. Hamilelik ve menopoz endometriozis oluşumunu engelleyen iki doğal durumdur. Hormonal tedavilerde amaç bu iki doğal durumu taklit etmektir. İlaç olarak doğum kontrol hapları, GnRH analogları, danazol, progesteronlar gibi ilaçlar kullanılabilmektedir.

Şiddetli endometriozis olgularında, endometrioma gibi kisti veya karında kitlesi olan hastalarda tercih edilmesi gereken tedavi yaklaşımı cerrahidir. Laparoskopik yaklaşım tedavide altın standarttır. Ameliyatta endometriozis odakları ve karındaki yapışıklıklar yakılarak ve kesilerek olabildiğince ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bu ağrı şikayetinin azalmasında oldukça etkilidir, fakat şikayetler bir süre sonra tekrar başlayabilir. Ameliyat sonrası ağrıların azalmasını ve tekrarlamamasını sağlamak için genellikle ilaç tedavisi verilir.

Non-steroid antiinftamatuar ağrı kesici ilaçlar ağrıların azaltılmasında oldukça etkilidir fakat endometrioma odaklarının kaybolmasını sağlamazlar ve bu ilaçlar kesilinde şikayetler tekrar başlar.

İnfertiliteye (kısırlık) yönelik tedavi yöntemleri (yumurtlama tedavisi, aşılama veya tüp bebek v.b) çocuk istemi varsa uygulanır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Sen sadece aynasin...
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
19 Haziran 2013       Mesaj #4
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Dr. Senai AKSOY
Endometriozis - Kısırlık İlişkisi

8b6206f32a274b2a 400x300

Endometriozis günümüzden yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmış bir hastalık olmasına karşın sebepleri ve tedavisi konusunda cevaplanmamış pek çok soru bulunmaktadır.
Hastalığın neden ortaya çıktığı, kimde hafif veya şiddetli seyredeceği, ideal tedavi yöntemi konusundaki bilinmezler nedeni ile bu konu ile ilgili sürekli ve yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Hastalık genellikle iki şikayet ile karşımıza çıkmaktadır; ağrı veya çocuk sahibi olmakta güçlük. Doğum kontrol hapları, GnRH analogları ve laparoskopik cerrahi yöntemleri ile ağrı şikayetinin üstesinden gelmek mümkün olmaktadır. Buna karşın, ne tıbbi ne de cerrahi tedavi, infertilite problemini çözmekte bu derecede olumlu bir etki yaratmamaktadır. Bu durum, endometriozis-infertilite birlikteliğinde sebep-sonuç ilişkisinin kurulmasını güçleştirmektedir.

Endometriozis ne anlama gelir?


* Rahim içerisinde yer alan; her ay gebeliğe ev sahipliği yapacak şekilde hazırlanan ve gebelik olmadığı zaman, yeterli hormon desteğinden yoksun kalması nedeniyle adet kanaması halinde dökülen özel hücre tabakası endometrium olarak adlandırılır.
* Bu hücre tabakası vücutta sadece rahim içerisinde yer almaktadır.
* Bu hücrelerin vücutta rahim dışında başka bir alanda yer alması endometrozis hastalığı olarak tanımlanmaktadır.
* Bu durum en sık olarak yumurtalıklarda, rahim arkası boşlukta (Douglas boşluğu), vajen ile barsağın son bölümü arasında, barsakların yüzeyinde, tüplerin üzerinde veya çevresinde, rahmi tutan bağların ve mesanenin üzerinde, veya karın zarı yüzeylerinde gözlenmektedir.
* Bu hücreler yumurtalık (over) içerisinde yer aldığında, her ay hormonların etkisi ile rahim iç zarına benzer şekilde kanamaya neden olduklarından, "endometrioma" adı verilen yumurtalık kistlerine neden olmaktadır. Bu kistin içindeki sıvı renk ve kıvam olarak erimiş çikolataya benzediğinden bu kistler çikolata kistleri olarak adlandırılır.

* Endometriozis tahmin edilenden daha sık gözlenen bir rahatsızlıktır.
* Tüm kadınların %3-5'inde, çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerde ise %40'a varan oranlarda endometriozis varlığı saptanmaktadır.
* Endometriozisin bilinen bir genetik bir kökene sahip olmadığı bilinmekle birlikte ailesel yatkınlık gösteren bir hastalık olması dikkat çekicidir.


Endometrozis Neden Oluşur?


Endometriozis hastalığına hangi faktörlerin sebep olduğu bilinmemektedir. Nedeni açıklamaya yönelik çeşitli teoriler öne sürülmektedir. En fazla kabul gören görüş; genetik olarak yatkınlığı bulunan kadınlarda, karın içerisinde yer alan belirli yüzeylerde veya dokularda hücrelerin yapısal değişikliğe uğraması, endometrium dokusunun menstruasyon sırasında tüpler vasıtası ile karın boşluğuna geçmesinin bu değişimi kolaylaştırması ile yeni endometriozis odaklarının oluşması teorisidir.

Teşhis Nasıl Konulmaktadır?


Kadında endometriozis şüphesi yaratan şikayetler ağrılı menstruasyon ve/veya cinsel ilişkide ağrı şikayetleridir. Özellikle menstruasyonun başladığı yaşlardan daha sonra ortaya çıkan ve şiddeti zaman içerisinde artan adet ağrıları endometriozis konusunda uyarıcıdır. Muayene ile endometriozisin tanımlanması oldukça zordur. Muayene esnasında vajen ile rektum arasındaki dokuda yer alan odakların saptanması şiddetli endometriozis düşündürür. Ultrasonografide yumurtalık içerisinde yer alan endometrioma ( çikolata kisti ) kistleri belirlenebilmektedir.
Ultrasonografide endometrioma kistleri ( çikolata kistleri ) tipik bir görünüm sergiler. Her adet döneminde kanayan kist içerisinde uzun süre kalan kan zamanla pıhtılaşıp eriyerek, çikolata kıvamında bir sıvı halini alır. Bu nedenle bu kistlere çikolata kisti adı da verilmektedir.

Endometrioziste kesin tanı ancak laparoskopi yöntemi ile konulmaktadır.

İnfertilite İle İlişkisi


Şiddetli endometriozis varlığında üreme organları arasındaki anatomik ilişkinin bozulması ve yapışıklıklar nedeni ile tüplerde meydana gelen tıkanıklıkların infertiliteye yol açabildiğini bilmekteyiz. Asıl tartışmalı konu, minimal veya orta derecede endometriozisin ne oranda ve ne şekilde infertiliteye yol açtığı konusudur. Mutlak olan gerçek, endometriozis infertiliteye çok sık olarak eşlik ettiğidir. Ancak genellikle birarada görülen bu iki tablo arasındaki sebep-sonuç ilişkisini kurmak kolay olmamaktadır. İnfertilite sebebiyle yapılan laparoskopilerin %21-48'inde endometriozis varlığı gözlenirken, infertilite dışında başka bir sebeple (tüplerin bağlanması gibi) yapılan laparoskopilerde bu oranın %1.3-5 olduğu dikkati çekmektedir. Yurt dışından elde edilen diğer bir ilginç bilgi ise, şiddetli erkek faktör infertlitesi nedeniyle donör sperm kullanılarak yapılan aşılama tedavilerinde, endometriozise sahip kadınlarda gebelik şansının belirgin oranda düşük olduğudur.

Endometriozis Olgularında Aşılama (İnseminasyon) Tedavisi


Aşılama tedavisi, izah edilemeyen infertilite ve hafif erkek faktörü infertilitesi hastalarında kolay, ucuz ve pratik bir uygulama olması nedeniyle ilk tercih olarak değerlendirilen bir tedavi şeklidir. Ancak endometriozis varlığında aşılama tedavisinin tercih edilip edilmeyeceği konusu oldukça tartışmalıdır. Endometriozis varlığına karşın tüplerden en az birinin açık olması ve sperm kriterlerinin yeterli olması halinde teorik olarak aşılama için bir engel bulunmamaktadır. Ancak çalışmalar endometriozis varlığında aşılama ile gebelik beklentisinin belirgin derecede düştüğünü ileri sürmektedir (Bakınız: Tumman ve ark. Fertility and Sterility, sayı:68, sayfa:8-12, 1997). Yine bir başka çalışmada aşılama tedavisi uygulanan hastalarda uygulama başına gebelik şansı, izah edilemeyen infertilite grubunda %15.3, hafif erkek infertilitesi grubunda %11.8, endometriozis grubunda ise %6.5 olarak saptanmıştır (Huttunen ve ark. Human Reproduction, sayı:14, sayfa:698-703, 1999).

Endometriozis Olgularında Yardımcı Üreme Teknikleri


Tüm infertil çiftlerde tedavi seçimi bireysel özellikler dikkate alıanarak yapılmalıdır. Genç yaşa sahip bir kadında minimal endometriozis varlığında, kendiliğinden gebelik için bir süre tanımak en doğru yaklaşım olacaktır. Buna karşın üreme çağının sonlarına doğru yaklaşan ileri yaşta bir kadında, aşılama veya tüp bebek tedavisi ile devreye girmek daha efektif bir yaklaşım olacaktır. Her ne kadar aşılama ucuz ve pratik olması sebebiyle ilk tercih olarak görülse de, özellikle şiddetli endometriozis varlığında veya endometriozise bir de erkek faktörü eşlik ettiğinde tüp bebek kararı için çok geç kalınmamalıdır.
Endometriozisin varlığı tüp bebek tedavisinde gebelik şansını olumsuz yönde etkiler mi sorusuna net bir cevap verebilmek kolay değildir. Bu görüşü savunan çalışmalar kadar, aksi görüşü yani endometriozisin tüp bebek tedavisinde başarı şansını etkilemediğini ileri süren çalışmalar da mevcuttur.
Yumurtalık içerisinde endometriozis kistinin (endometrioma, çikolata kisti) bulunması, tedavide yumurtalıktan elde edilen toplam yumurta sayısını azaltmakta, yumurta kalitesini ise olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle ultrasonografik incelemede 3 cm'den daha büyük bir çapa sahip olan çikolata kisti görüldüğünde, laparoskopi ile kistin çıkartılması önerilmektedir. Daha küçük boyutlardaki kistlerin varlığında, cerrahi girişimin sağlıklı yumurtalık dokusuna da zarar verebileceği gözönüne alınarak operasyondan kaçınılmaktadır. Yumurtalıkta endometrioma bulunmadığı taktirde, sadece karın içerisinde yüzeyel endometriozis odakları bulunan hastalarda yeterli sayıda yumurta eldeedilebilmektedir. Bu hastalarda yumurtalık rezervini etkileyecek en önemli faktör, yumurtalıkların geçirilmiş olan cerrahiden olumsuz yönde etkilenmiş olma riskidir.
Aynı şekilde endometriozis sahibi kadınlardan elde edilen yumurtaların döllenme oranı ve embriyo kalitesinde de farklılık gözlenmemektedir. Ancak ileri yaştaki kadınlarda veya geçirilmiş cerrahiler sonrası yumurtalık rezervi azalmış olan kadınlarda, yüksek doz ilaçlarla elde edilen yumurtaların kalitesi ve embriyoların gelişimi olumsuz yönde etkilenmektedir.

Şiddetli endometriozis olgularında embriyonun rahim içerisine tutunma şansının azaldığı dikkati çekmektedir. Bu durumdan embriyonun mu yoksa rahim iç zarına ait faktörlerin mi sorumlu olduğu bilinmemekle birlikte, şiddetli endometriozis varlığında hem yumurta hem de embriyo kalitesinin etkilendiği, aynı zamanda rahim içzarından kaynaklanan protein salgılarında değişiklikler olduğu gösterilmiştir. Embriyonun tutunma şansının azalması, transfer edilen toplam embriyo sayısının arttırılması ile telafi edilmeye çalışılmakta, bu şekilde gebelik oranlarının yüksek tutulmasına gayret gösterilmektedir.

Endometrioziste Tedavi Seçenekleri


Endometriosisin Cerrahi Tedavisi:
Hastalığın ciddiyeti kadının infertilite öyküsü, gebe kalma isteği, yaşı cerrahi tedavinin biçimini ve ağırlığını belirler. Ne yazık ki, kadının rahiminin bile çıkarılması % 30 hastada ağrının kalkmasını sağlayamaz. Tüp-yumurtalık ilişkisinin bozulduğu hastalarda ilk cerrahi çok etkilidir, tekrarlayan girişimler fertiliteyi düzeltmede daha etkisizdir. Laporoskopi ile gerçekleştirilen en sık cerrahi işlemler, yumurtalık-tüp-rahimi çevreleyen yapışıklıkların kesilmesi, endometriotik lezyonlar, ovarian kistlerin çıkarılması, lezyonların yakılması, (koterizasyon yada vaporizasyonudur). Uterosakral sinirin yakılması ve kesilmesi (LUNA), ağrıyı gidermede faydalıdır. Adetle ilgili ağrıların % 85'i iyileşmektedir. Çok daha şiddetli ağrı da presakral nörektomi dediğimiz işlemle bu bölgeye gelen sinirler kesilir. Yumurtalıktaki endometriomalar mutlaka zarıyla soyularak çıkartılmalıdır. Aksi taktirde çok kısa süre içerisinde kistin tekrarladığı görülecektir. Kist duvarının tamamen çıkarılamadığı durumlarda kalan kist kapsülü argon ışını, CO2 laser ya da elektrik enerjisi ile tahrip edilmelidir.
Endometriosisin Tıbbi Tedavisi:
Tıbbi tedavide amaç yumurtlamayı baskılamak, adetleri uzun bir süre durdurmak ve hastalığı geriletmektir. Bu amaçla doğum kontrol hapları veya GnRH analoğu olarak adlandırılan ve yalancı menopoz hali yaratan ilaçlar (Danazol, Lucrin, Synarel, Zoladex, Decapeptyl, Suprefact) kullanılmaktadır.
Sonuçta infertilite tedavisi için endometriosisin tedavisinden önce girişilip girişilemeyeceği veya cerrahi tedaviden sonra oluşan anatominin ovulasyon indüksiyonu + intrauterin inseminasyonu (aşılama) için uygun olup olmadığı, dış gebelik riski gibi sorunlar tartışılıp bir karara varılır. Hastanın fertilite potansiyeli tekrar değerlendirilir.

Bundan sonra aşağıdaki seçeneklerden biri/birileri uygulanacaktır.

  • - Beklemek ve gebe kalıp kalmadığını görmek
  • - Ovulasyon indüksiyonu ve intrauterin inseminasyon
  • - In Vitro Fertilizasyon (tüpbebek)
Kaynak: ART Tıp Merkezi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.