Arama

Türkiye'deki Antik Kentler - Milet

Güncelleme: 7 Eylül 2009 Gösterim: 4.036 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Eylül 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Milet
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

İyonya'nın en eski önemli kenti olan Milet bugün Söke ilçesinin kuzeyinde eski Balat köyü yakınlarında yer alır. Kent kurul­duğu dönemde deniz kenarında ve Büyük Menderes Irmağı'nın denize döküldüğü yer­deydi. Biri doğudaki koyda, öbür üçü ise batıda bulunan dört limanı vardı. Büyük Menderes Irmağı'nın taşıdığı alüvyonların de­nizi doldurmasıyla kent bugün denizden ol­dukça uzaktır. Bir zamanlar Milet'in batısın­da kıyıdan açıkta yer alan Lade Adası da günümüzde Milet Tiyatrosu'nun biraz uzağın­da bir tepe olarak kalmıştır.
Kuruluşu çok eskilere uzanan Milet İÖ 2000'nin ortalarından başlamak üzere Mikenler'in egemenliğine girdi. Yapılan kazılarda bu dönemden kalma kent duvarları, evler ve çok sayıda çanak çömlek elde edilmiştir. Kent İÖ 10. yüzyılda Yunan Yarımadasından ge­len İyonlarca ele geçirildi.
Milet özellikle İÖ 7. ve 6. yüzyıllarda en görkemli dönemini yaşadı ve çok zenginleşe­rek İyon dünyasının merkezi oldu. İÖ 6. yüzyılda Lidya saldırılarına karşı koyan kent bağımsızlığını koruyabildi. İÖ 545'te Persler Batı Anadolu'nun tümünü egemenlikleri altı­na almışlardı. İyonya kentlerinden yalnızca Milet, Persler'le barış yaparak bağımsızlığını sürdürdü. Ama Persler İyonyalılar ile koloni­leri arasındaki bağlantıları kesince Milet İÖ 500'de İyonya'daki ayaklanmaya önderlik etti. Önceleri öbür İyonya kentleriyle birlikte bazı başarılar sağladıysa da sonunda Persler üstün geldi. İyonya donan­masının yenilgiye uğradığı Lade Savaşı'na 80 gemiyle katılan Milet tüm donanmasını yitir­di. Kent İÖ 494'te Persler'ce yakılıp yıkıldı.
İyonya kentleri arasında ticaret ve sanat alanında, en önde gelen Milet'in bilim dünya­sına da önemli katkıları olmuştur. Düşünür ve bilim adamı olarak Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, coğrafyacı Hekataios, kent planlamacısı Hippodamos ve İstanbul'daki Ayasofya'nın mimarlarından biri olan İsidoros (İS 6. yüzyıl) Miletli'dir. İÖ 5. yüzyılda Atina'nın kabul etmesiyle Milet alfabesi Yu­nan dünyasınca benimsenmiştir. Roma döne­minde bağımsız bir kent olan Milet, Bizans döneminde önemini yitirmiştir.

Liman ve Kent
Kentin dört limanından en önemlisi batıdaki üç limandan biri olan Aslanlı limandır. Aslan­lar Körfezi olarak adlandırılan koy, kentin savunması açısından önem taşıyordu. Girişi son derece dar olduğu için zincirlerle kapatılı­yor ve böylece çok korunaklı bir deniz üssü oluşturuluyordu. Girişin iki yanında bulunan taştan yapılma iki aslan heykeli limanın korunuşunu simgeliyordu. Helenistik dönemde yapılan bu heykeller günümüzde de eski yerlerindedir. Milet Persler tarafından yıkıl­dıktan sonra birbirini dik açıyla kesen yolların yer aldığı kent planını Hippodamos yapmıştır.

Tiyatro

miletustheater6august20

Milet kentinin kalıntıları arasında en sağlam kalan yapı bir yamacın üzerinde yer alan tiyatrodur. Görkemiyle dikkati çeken bu ti­yatro ülkemizdeki tarihsel yapıların en etkile­yicilerinden biridir. Yapılan kazılarda tiyatro­da üç yapı evresi saptanmıştır. İÖ 4. yüzyılda yapılan ilk tiyatro Helenistik dönemde geniş­letildi. 5.300 oturma yeri olan tiyatro daha sonra Roma döneminde gene genişletilerek günümüzdeki boyutlarına ulaştı.
Sahnesi sütunlarla süslenmiş olan tiyatro­nun yüksekliği 30 metreye ulaşır. Roma döneminde ise, günümüzde var olmayan üst galerilerle birlikte bu yükseklik 40 metreydi. Tiyatronun önyüzü 140 metre, sahnesi 34 metre uzunluğundadır. 15 bini aşkın kişiyi alabilen tiyatroda dört sütunlu şeref köşesi vardır. Bu sütunlardan ikisi günümüze ulaşa­bilmiştir.
Tiyatronun yanları kesme taşlarla, önyüzü ise mermerle yapılmıştı. Üç katlı olan tiyatro­ya, karşılıklı olarak iki yandan ve önden girilirdi.

Faustina Hamamı

800pxmiletusbathoffaust

Milet'te zamana karşı direnerek ayakta kala­bilen yapıtların en önemlilerinden biri Fausti­na Hamamı'dır. Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un (İS 161-180) kansı II. Faustina tarafından yaptırılmıştır. Yapının sütunlarla çevrili avlusundan uzun bir salon biçimindeki soyunma yerine geçilir. Soyunma salonunun kuzey ucunda esin tanrıçaları Musalar'ın hey­kelleri vardı. Bugün bu heykeller İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. So­yunma salonunun doğusundaki üç kapıdan soğuk odalara girilirdi. Üç odadan oluşan bu bölümün ortadaki en büyük odasında bir havuz vardı. Buradan, hamamın sıcak bölü­münü oluşturan iki büyük odaya geçilirdi. Tabanlarının altı boş olan bu odalar, güney­deki ocaklardan gelen sıcak hava ile ısıtılıyor­du. Bu sıcak hava ayrıca soyunma odasının ve ılık bölümün duvarlarının içinden künklerle geçirilerek buraların da ısınması sağlanıyor­du. Sıcak bölümün büyük odasının yan duvar­larında içinde yüzme havuzu ve banyolar bulunan hücreler vardı. Pencereler tavana yakındı.

Delphinion
Tanrı Apollon için yapılan Delphinion, ken­tin en büyük kutsal merkeziydi. Aslanlı liman bölgesinde yer alan tapınaktan günümüze ulaşan kalıntılar Helenistik dönemde yapılan üç yanı direkli galerilerle çevrili yapının Ro­ma döneminde değişikliğe uğrayan biçimidir. 50x60 metre boyutlarındaki yapıya batıdan beş basamakla çıkılan iki sütunlu anıtsal girişten ulaşılırdı. Günümüzde yalnızca temel kalıntıları vardır.

Kent Merkezi
Aslanlı limanın güneyinde Helenistik dönem­de yapılmış, önünde 64 sütun bulunan 160 metre uzunluğunda bir çarşı vardı. Apollon Tapınağı ile çarşı arasında Roma döneminin başında yapılmış olan 16 sütunlu liman kapısı yer alıyordu. Batıda ise liman anıtı bulunu­yordu.
Liman kapısından güneye doğru geçildiğin­de 28 metre genişliğinde, 100 metre uzunlu­ğunda görkemli tören caddesine çıkılırdı. Bu cadde ve çevresi kentin merkeziydi. Burada agora, gymnasion, kent meclisi, Virgilius Kapito Hamamı, anıtsal çeşme gibi yapılar yer alırdı.
Kent meclisi, sütunlarla çevrili avlu ve toplantı salonundan oluşuyordu. Girişte "friz" denen saçaklık bölümü savaş araç ve gereçleri kabartmalarıyla süslüydü. Avlunun üç yanını Dor düzeninde stoalar çeviriyordu. Avlunun ortasında bir anıtmezar vardı. Beş kapıdan girilen salonda 1.500 kişilik oturma yeri bulunuyordu.
Milet'te eskiçağ kalıntıların yanı sıra Menteşeoğullan döneminden kalma yapıtlar da bulunmaktadır. Bunların başlıcaları İlyas Bey Camisi, Türk Hamamı ve iki katlı handır. 1400'lerde yapılmış olan İlyas Bey Camisi kubbeli ve mermer kaplamalıdır. Çevresinde medrese ve imaret yer alır.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

4 Aralık 2013 / _EKSELANS_ Turizm
7 Mart 2011 / AndThe_BlackSky Turizm
2 Temmuz 2016 / _EKSELANS_ Turizm
21 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Turizm
13 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Turizm