Arama

Kantçılık

Güncelleme: 17 Temmuz 2012 Gösterim: 1.681 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kantçılık
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Kantçılık, Kant felsefesini dayanak olarak alan felsefe eğilimi. 19. yüzyıl felsefesinde ve 20. yüzyıl felsefesinde etkili olmuş ve Kant'ın çeşitli kategorilerini yeniden değerlendirmek şeklinde ortaya çıkmışlardır. Özellikle 19. yüzyıl ortalarından itibaren etkili olan Yeni-Kantcılık akımı, Kant sonrası Kantçılığın önemli örneklerindendir. Kantçılık daha çok akademik ya da kürsü felsefesi olarak gelişmiş ve öyle adlanırılmıştır. Ana eğilimleri itibariyle, bunları, bir yanda Kant'ın aşkınsal idealizmini benimseyen yaklaşımlar ve öte yandan Kant'ın eleştirel felsefesine dayanan yaklaşımlar olarak belirtmek mümkündür.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
17 Temmuz 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kantçılık
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Alman filozofu İ. Kant'ın ve onu izleyenlerin eleştirel ve idealist öğretisi. Başlangıçta Leibniz ve Wolff felsefelerinin bir yorumcusu ve eleştirici olan Kant, felsefesini 1781'de yayımladığı "Kritik der Reinen Vernunft" (Salt Usun Eleştirisi), 1788'de yayımladığı "Kritik der Praktischen Vernunft" (Uygulamalı Usun Eleştirisi), 1790'da yayımladığı "Kritik der Urteilskraft" (Yargı Gücünün Eleştirisi) adlı kitaplarıyla temellendirdi. Kitapların adında da belirdiği gibi, Kant'ın felsefesi eleştirel felsefedir. "Salt Usun Eleştirisi" için yazdığı birinci önsözde çağının bir eleştiri çağı olduğunu, eleştiriden kimsenin kaçamayacağını bildirir. Üç eleştiriden en önemlisi Kantçı bilgi kuramının özünü kuran "Salt Usun Eleştirisi"dir, öbür eleştirilerden ikincisinde ahlâk, üçüncüsünde estetik sorunları ele alınır. "Salt Usun Eleştirisi"nde Kant'ın çıkış noktasını "bileşimsel apriori önermeler var mıdır?" sorusu oluşturur. Apriori önerme ayrıştırmalı önermedir, yani yüklemi öznesinden içkin olan önermedir, aposteriori önerme de bileşimsel önermedir, yani yüklemi öznesinin biçimsel içeriğine yabancı olan önermedir. Deneyden bağımsız olan apriori bilgi yeni bir şey öğretmeyen bilgidir. Deneysel bilgi olan aposteriori bilgi de dar uzanımlı bilgidir. Bileşimsel apriori bilgiye gelince, böyle bir bilgi, deneye dayanmamakla birlikte bize yeni bilgiler getirecek bir bilgi olacaktır. Kant bu araştırma içinde bilginin oluşum koşullarını en geniş biçimde ele alır. Bu inceleme iki yönlüdür. Birinci yönde yani aşkın estetik'te duyum alma yetimiz, ikinci yönde yani aşkın ayrıştırmada da duyumları bilgiye dönüştürme yetimiz tartışılır. Kant aşkın estetikte yani "duyarlılığın tüm apriori ilkelerinin bilimi"nde duyumsamanın da apriori koşulları olduğunu, bu koşulların zaman ve uzay denilen biçimler olduğunu bildirir. Uzay ve zaman, tüm duyulur sezgilerin arı biçimleri olmakla bize olayların sunumunu verirler. Zaten tüm sezgilerimiz olguların sunumundan başka bir şey değildir. Böylece dış dünya bilgisinin ilk gerecini dağınık biçimde ama gene de belli apriori koşullara göre alan insan zihni, anlığın birleştirici gücünü kullanarak bu dağınık gereci bilgiye dönüştürür. Bilgiye dönüştürme işini sağlayan da anlığın arı kavramlarıdır. Böylece Kant aşkın ayrıştırmada pek de inandırıcı olmayan bir yargılar ve kavramlar tablosu oluşturarak zihnimizin işleyiş koşullarını ortaya koymaya çalışır. Kant'a göre az önce gördüğümüz biçimde deneyle başlayan ve usla tamamlanan bilgi edinme işi, insan için ancak deneysel bilginin olası olduğunu gösterir. Kant buna göre olguların alanıyla metafiziğin alanını birbirinden ayırır, numen diye adlandırdığı ikinciyi bilgisine ulaşılamaz olan, bilgisine yönelmek istediğimizde aşılmaz çatışmalara düşmekten kurtulamayacağımız bir alan diye belirler. Yine de metafiziğin bilgisi olasıdır. Metafiziğin alanı Kant'ta aşkın diyalektiğin alanıdır. Böylece Kant'a göre Ben'in, Dünya'nın, Tanrı'nın bilgisine ulaşabiliriz. Bu bilgi elbette kanıtlanır bilgi, nesnel bilgi değildir. Kant'ın ahlâk anlayışının temelinde insanın günaha ve düzensizliğe özel olarak yatkın olduğu inancı yatar. Bu durumda, özgürlüğün temelinde buyuruculuk olacaktır. Ahlâk buyrultusu kategorik niteliklidir, yani mutlak ve koşulsuzdur. Böylece ahlâklılığı amaçta değil de çıkış noktasında belirleyici kılan bir görev ahlâkıyla karşı karşıya kalırız. Kant'a göre her edim bir ödev duygusuyla yerine getirilmelidir. Örneğin başkasının acısını kendini rahatlatmak için dindiren kişi ahlâklı bir tutum içinde değildir. Kant, "Yargı Gücünün Eleştirisi"nde estetik sorunlarını ele alır. Kant'a göre güzel, kavramdışı bir biçimde evrensel olarak hoşa giden şeydir, böyle olmakla sonsuz sonluktur. Böylece Kant felsefesi deneyi çıkış noktası alan bir idealizm olmakla önceki idealist düşüncelerin katı tutumunu aşar, belirleyiciliği tam anlamında özneye verse de nesnel gerçekliği bilgide bir zorunluluk olarak belirler. 18. yüzyıldan çok, 19. yüzyılı etkilemiş olan Kant felsefesi uyandırdığı büyük ilgi içinde birçok Kantçı filozofun ortaya çıkmasına, birçok da karşıt görüşün belirmesine yol açtı. E. Schmid, L. H. Jacob, S. Bach gibi Kantçı filozoflar hem Kant'ı eleştiren, hem Kant'ı aşmaya çalışan kişiler olarak çıktılar. Kant felsefesinin eleştirisi Fichte, Schelling, Hegel felsefelerini doğurdu. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yeni-Kantçılık doğdu.

In science we trust.

Benzer Konular

8 Kasım 2006 / virtuecat Felsefe