Arama

Tarihte Bugün - Sayfa 40

Güncelleme: 6 Mart 2015 Gösterim: 505.538 Cevap: 1.759
M.u.R.a.T - avatarı
M.u.R.a.T
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #391
M.u.R.a.T - avatarı
Ziyaretçi
1944. Varlık Vergisi'nin tasfiyesine ilişkin yasa yürürlüğe girdi.

Sponsorlu Bağlantılar
1954.
Türk Milli Futbol Takımı Dünya Kupası grup eleme maçlarında, Madrid'de 4-1 yenildiği İspanya'yı İstanbul'da 1-0 yendi. Yönetmelik gereği, 1954 yılının 17 Mart günü Roma'da yapılan üçüncü karşılaşmada İspanya ile 2-2 berabere kalınca, kura çekildi. Kurada kazanan Türk Milli Futbol Takımı finalle katılma hakkını elde etti.

1971.
Türk Radyo Televizyonu, TRT, Polis ve Meteoroloji radyolarının kapatılması için savcılığa başvurdu.

1972.
Uzun süredir araları açık olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü ile Genel Sekreter Bülent Ecevit 17 Mart 1972 günü barıştı.

1976.
Amerikan Northrop uçak şirketi, uçak alım satımlarıyla ilgili Türkiye'de yetkililere rüşvet dağıttığı iddialarını doğruladı.

1978.
Şair ve Yazar Ceyhun Atuf Kansu 17 Mart 1978 günü Ankara'da öldü. 1986 yılından itibaren verilmek üzere adına bir şiir ödülü kondu.

1979.
İstanbul'a gelen Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, partililer tarafından benzin yokluğunu simgelemek için at arabalarıyla karşılandı.

1981.
Onur Yayınları yönetmeni İlhan Erdost'un, Mamak Askeri Cezaevi'nde 7 Kasım 1980 tarihinde öldürülmesi ile ilgili dava Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülmeye başladı.

1983.
Vatandaşlıktan çıkarılan Yılmaz Güney, bir yazısı nedeniyle gıyabında 7,5 yıl hapse mahkum oldu.

1984.
Başbakan Turgut Özal, "İnsanların birbirlerini vurmayacaklarını bilsek, silah ithalini de serbest bırakacağız" dedi.

1985.
16 yıl önce bugün, iki ünlü oyun yazarı Artur Miller ve Harold Pinter hapiste bulunan Pen üyesi yazarları ziyaret etmek amacıyla Türkiye'ye geldi.

1988.
Başbakan Özal, fişlemenin 17 Mart'tan itibaren kaldırıldığını ve güvenlik soruşturması kapsamının da daraltıldığını söyledi.

1992.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Gayrettepe'deki binasında, imha edilmek istenen bir bombanın patlaması sonucu 3 polis öldü, biri sivil 19 kişi yaralandı.

1993.
PKK lideri Abdullah Öcalan, Beyrut'un Zahle bölgesinde bir basın toplantısı düzenledi. Öcalan, toplantıda 20 Mart -15 Nisan arasında tek yanlı ateşkes ilan ettiğini açıkladı.

1994.
Demokrasi Partisi, DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık ile bağımsız milletvekili Mahmut Alınak, Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından tutuklandı.

1995.
Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi, tarihli sayısında, Fransız şirketlerinin silah sattıkları ülkelerde rüşvet dağıttığını yazdı. Fransa'dan en çok silah alan ülkeler arasında Türkiye de vardı.

Aynı gün, Azerbaycan'da 13 Mart'ta başlatılan, Türkiye'nin de adının karıştığı bir darbe girişimi bastırıldı. Devlet Başkanı Haydar Aliyev'i devirmek isteyen OMON birliklerinin komutanı Albay Ruşen Cevadov öldürüldü.


Bugün Ölenler:

2001.
Geçen yıl bugün, İkinci Dünya Savaşı'nda ilk atom bombasını Hiroşima'ya atan Amerikalı pilot Thomas Wilson Ferebee 81 yaşında öldü.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #392
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte Bugün
turistomer1803h
Turist Ömer serisinin en iyilerinden 'Turist Ömer Uzayda'nın afişi
Türk sinemasının en ünlü oyuncularından Sadri Alışık, 1995'te 70 yaşında yaşamını yitirdi.

Sponsorlu Bağlantılar
Turist Ömer, Şaşkın Hafiye, Ofsayt Osman... Hayatını beyazperdede yaşayan Sadri Alışık, 1995'te bugün veda etmişti bize. O bir turistti bu dünyada; şapkasını yan yatırıp, bildiği doğrularla yaşamayı seçti.

Yeşilçam'ın en eski ve tutarlı karakter oyuncularından biridir Sadri Alışık. Övgülerle göklere çıkartılır, en yakın bildiği dostları tarafından terk edilir, mutluluğun sevincini ve aldatılmanın hüznünü en yoğun halleriyle yaşar.

Hassas ve içe dönük olan yapısı zaman zaman çok incinir ama her şeye rağmen, oyunculuğunu, kişiliğini herkese kabul ettirir ve sinemaseverler tarafından da çok sevilmeyi başarır.

5 nisan 1925'te İstanbul Paşabahçe'de, bahçesinde meyve ağaçları bulunan üç katlı ahşap bir evde dünyaya gelir Mehmet Sadrettin Alışık...

Tüm aile büyüklerinin ve kardeşi Nevin'in onu Sadri diye çağırmaları, hayatının geri kalan kısmında Sadri Alışık karakterini oynamasına yol açar. Zeki ve yaramaz bir çocuk olan Sadri Alışık otoriter bir baba ve anne ile büyür.

Namaz kılan aile büyüklerini secdeye varamasınlar diye bellerindeki kuşaktan kapının koluna bağlaması, bahçedeki civcivleri oltayla balkondan yukarı çekmesi, kedilerin ayaklarının altına ceviz kabukları yapıştırması ileride çevireceği filmler ve yaratacağı karakterlerin temelini oluşturur.

Çocukluk yıllarında Naşit Özcan Tiyatrosu'nu seyretmesiyle başlayan tiyatro aşkı, okul piyeslerinde, Cağaloğlu Halk Evi'nde ve şimdiki adı Sadri Alışık Tiyatrosu olan Küçük Sahne'de devam eder.

Annesi Saffet Hanım ve babası Rafet Kaptan oyuncu olmasına karşı olmalarına rağmen, içindeki oyunculuk aşkının sönmesine hiç izin vermez. Ama bir şansı vardır Sadri Alışık'ın; ailesi işin ciddiyetini anlamış ve ona destek olmaya başlamışlardır.

Baba Rafet Kaptan'ın, "sana bir nasihatım, aynı zamanda da vasiyetim olsun. Artık yeni bir hayata atılıyorsun. Bundan sonraki yaşamında, işini elinle değil, canınla yap" sözünü hayatının geri kalanında aklından çıkarmaz ve oyunculuk yaşamında bir amaç olarak önüne koyar.

İlk filmi 'Günahsızlar'ı 1946'da çeviren Sadri Alışık'ın şöhret basamaklarını çıkması hızlı olur ve ilk filmiyle beraber canı kadar sevdiği tiyatrodan Yeşilçam'a adımını atar.

1959'da çevrilen 'Yalnızlar Rıhtımı'nın setinde, sonradan 38 yılını beraber geçireceği Çolpan İlhan'a aşık olur ve aynı yıl evlenirler. Küçük Sahne'deki tiyatro yıllarında çok yakın arkadaşı olan Çolpan İlhan, hayatının en büyük aşkı olmuştur artık. Kısa bir süre sonra hayatlarına, oğulları Kerem Alışık da katılır.

Kerem Alışık ile ilişkisi çok farklı olmuştur baba Sadri Alışık'ın. Kendi deyimiyle ondan kaynaklanan bir hatadır bu. Babasının ona yaptığı gibi, o da oğlu Kerem'i hep uyurken sever. Evliliğin ve çocuğun verdiği sorumlulukla işine dört elle sarılır ve ardı arkası kesilmeyen filmler çevirir.

Nejat Saydam idaresinde çevrilen ve başrollerini Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile paylaştığı 'Küçük Hanımefendi' serisi ile seyircinin dikkatini çeker ve sevgisini kazanır.

Ancak hiç şüphesiz, Turist Ömer tiplemesi Sadri Alışık'ın oyunculuk kariyerinin en önemli adımı olur ve sanat yaşamında yepyeni kapılar açar dönemin yükselen yıldızına.

Turist Ömer'in doğuşu Sadri Alışık'ın asker arkadaşı Ahmet Güzelce'nin verdiği eğri selamdan esinlenerek yaratılmış ve rejisör Hulki Saner tarafından ortaya çıkartılmıştır.

1951'de başlayan ve Ayhan Işık'ın vefatına kadar devam eden Sadri-Ayhan dostluğu beraber çevrilen filmlerle de pekişir. Ayhan Işık'ın başrolünü oynadığı 'Helal Olsun Ali Ağbi' filmi Turist Ömer serisinin başlangıcıdır.

Bu filmde Ayhan Işık'ın Turist Ömer adlı bir arkadaşı vardır ve bu rol Sadri Alışık'a ısmarlama elbise gibi uymuştur. Ona gezmeyi çok sevdiği için arkadaşları Turist lakabını takmışlardır.

Turist, tıraş olmaz; gri pantolon, ekose gömlek, delik fötr şapka ve ökçesi basık pabuç giyen bir adamdır. Espri yapar, karşısına çıkanları, sözle, nükteyle 'harcar'. İyilik sever, yaşadığı andan ilerisini düşünmez, çalışmaz, içkiye düşkündür. Karnı acıkınca doyurmak aklına gelir. Beceriksizdir, bu yüzden de sevimli ve cana yakındır.

'Helal Olsun Ali Ağbi' filmini seyreden seyirciler sinemadan çıkarken, "Helal Olsun Sadri'ye bu filmde Ayhan'ı yedi, toz etti" yorumunu bile getirirler.

Böylece Ayhan Işık'ın film başına aldığı ücret o günün parası ile 60 bin TL'nin altına düşerken, Sadri Alışık'ın fiyatı 5 bin TL'den 10 bin TL'ye çıkar.

Hulki Saner bu filmden sonra 'Ayşecik Çıtı Pıtı Kız" ve 'Ayşecik Cimcime Hanım' filmlerine de aynı tipi koyar. Dolayısıyla Erman-Saner firmasının en fazla iş yapan filmleri de 1963'te 'Sadrili filmler' olur.

Turist Ömer'den sonra en çok konuşulan ve seyircinin en çok sevdiği karakterlerden biri de Ofsayt Osman olur. Osman Seden'in rejisörlüğünü yaptığı 'Şaka ile Karışık' filminde ortaya çıkan bu tip çok tutulur ve Sadri Alışık'ın en çok iş yapan filmlerinden biri olur.

Ofsayt Osman, hayatta hiç gol atamamış, hep ofsayt pozisyonunda kalmış bir adamdır. Beceriksiz fakat çok iyi kalplidir. Çizgili beyaz gömlek, kahverengi yelek, kışın da ceket giyer.

Turist Ömer'den farkı birçok şey yapmak istemesidir, ama kader ve talih yakasını bırakmaz; şansı yoktur. Nihayet son serüveninde bir gol atar, yani bir kızın hayatını kurtarır ve mutlu olur.

Ofsayt Osman, seyircisinin çok sevdiği adamdır aslında. Fakir, haksever, fedakar ve sevmesini bilen adam. Sadece bunlar yüzünden değil Sadri Alışık'ın oyunculuk yönünden sergilediği başarı dolayısıyla da halkın hafızasına yerleşmiştir.

1966'da çevrilen ve Atıf Yılmaz'ın yönettiği 'Ah Güzel İstanbul' da Sadri Alışık'ın en önemli filmlerinden biridir. İçki yüzünden her şeyini yitirmiş eski bir İstanbul beyefendisi ile artist olmak için evini, köydeki sevgilisini terk edip fuhuşa sürüklenen Ayşe'nin hikayesini anlatan film, Sanremo Bodrig Hera Güldürü Filmleri Festivali'nde Gümüş Ağaç Özel Ödülü'nü alır.

Jön ve kötü adam tiplemelerinden sonra komedi ve dram filmlerinde oynayan Sadri Alışık, dört dörtlük bir sanatçı olmuştur artık. 'Avare' filminden sonra sesinin güzelliği keşfedilen sanatçı, 45'lik plaklar doldurur.

Seyircinin ısrarı ve gazino patronlarının hevesiyle şov dünyasına da adım atar. Turist Ömer tipini sahnede şarkı söyleyerek ve espri yaparak devam ettirir ve halkın ilgi odağı olur.

Hayatta en sevdiği dostlarından biri olan alkol, bir gün ona ihanet edecek ve ölüm döşeğine getirecektir. ABD'ye giden ve mucize eller lakaplı Münci Kalayoğlu tarafından ameliyat edilen 65 yaşındaki Sadri Alışık, Chicago'lu 30 yaşında bir gencin karaciğerini taşımaya başlar.

1994 yılında, son olarak Yavuz Özkan'ın yönettiği 'Yengeç Sepeti' filminde rol alır ve Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alır. 1995'in 18 martında ailesine, sevenlerine, canı kadar sevdiği İstanbul'a ve sinemaya veda eder.

Ayhan Işık ile olan dostluğu, aile yaşantısı ve kişiliği ile izleyenlerine her zaman örnek olmuş gerçek bir sanatçıdır Sadri Alışık. Sanat yaşamı boyunca aile yaşantısından ve karakterinden asla taviz vermemiş bir çınardır. Türk sinemasında bir ekol, bir fenomendir.

Günün diğer önemli olayları

1915: İtilaf Devletleri'ne karşı Çanakkale Zaferi kazanıldı.
1926: Finike'de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde, 27 kişi öldü.
1926: Papa I. Eftim (Pavli Erenerol), Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni kurdu.
1940: Hitler ve Mussolini, İtalya'da buluştu. İtalya, Almanya'nın yanında savaşa girme kararı aldı. Bundan dört yıl sonra aynı gün, Almanlar Macaristan'ı işgale başladı.
1949: NATO kuruldu.
1953: Yenice ve Gönen'de meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremde 265 kişi öldü.
1956: Fransa, Cezayir'e asker çıkarmaya başladı.
1965: İnsanoğlu ilk kez uzayda yürüdü. Sovyet kozmonot Aleksey Leonov, dünyadan 2 bin 177 kilometre yükseklikte, Voskhod-II (Gündoğumu) adlı uzay aracından çıkarak 20 dakika boşlukta kaldı.
1974: Pakistan'ın devrik devlet başkanı Zülfikar Ali Butto, muhaliflerinden birine suikast düzenlettiği iddiasıyla ölüm cezasına çarptırıldı.
1981: Tiyatro ve Sinema Sanatçısı Cahide Sonku, 65 yaşında hayata veda etti.
1992: Güney Afrika'da siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıyan, Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasal reform tasarısı halk oylamasıyla kabul edildi.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2007       Mesaj #393
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 19 mart

19 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
matzeliger1903h
Matzelinger adına ABD'de pul da basıldı
ABD'li ayakkabı ustası Jan E. Matzeliger, 1883'te bir seferde tüm ayakkabıyı imal eden ilk makineyi icat ederek, ayakkabı sanayisinde devrim yaptı.

1850'lerde tüm ayakkabılar elde yapılıyor ve bu da zaman alıyordu. El yapımı olduğu için fiyatları da yüksekti.

Matzeliger, ayakkabı sanayisine adeta yeni bir soluk getirdi. İcat ettiği makineyle bir ayakkabı, üç dakika içinde makineden çıkabiliyordu. Böylece ayakkabı maliyeti de düşürülmüş oluyordu.

İşte birkaç ilgin icat

Çengelli iğne: Dünya, Walter Hunt tarafından bulunan, çok basit ama faydalı bu ürünle 1849'da tanıştı. Çengelli iğne, ABD'li mucit tarafından sadece 15 dolar kazanabilmek amacıyla bir iddia sonucunda ortaya çıkmıştır.

Yemek çubukları: Yemek çubukları 5 bin yıl önce ilk defa Çin'de kullanılmaya başlandı. Çinliler, daha iyi pişmesi için yiyecekleri çok ufak parçalara ayırıyordu. Bunları tutabilmek için de ağaç dallarını kullanıyorlardı. Bugün Uzakdoğu'da yemek çubukları hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kaşık: Paleolitik zamanlardan beri kullanılan kaşıkların atası deniz kabuklarıdır. Kaşık, Latince ve Yunancadaki karşılığı 'spiral şekilli sümüklüböceği kabuğu' anlamına gelen 'cochlea' kelimesinden türetilmiştir. Günümüzdeki formunu ise M.S. birinci yüzyılda Romalılar vermiştir.

Bıçak: Tarihte kesin olarak ne zaman icat edildiği belli olmayan bıçak, günümüzde mutfaklarda ve yemek masalarında dizayn edilseler de tarihin ilk dönemlerinden başlayarak yakın bir zamana kadar öncelikle silah olarak kullanıldı. Ortaçağ Avrupa'sında ev sahibi masaya bıçak getirmezdi. Çünkü herkesin bıçağı belindeydi.

Çatal: Çatalı ilk kullananların Yunanlılar olduğu sanılmaktadır. Çatalın yemek masalarındaki kullanımı M.S. yedinci yüzyılda Ortadoğu'daki zengin ve itibarlı ailelerde görülmektedir. 13'üncü yüzyılda Bizanslılara onlardan da İtalyanlara geçmiştir. Fransa da ise 'gösterişe kaçıyor' diye kabulü yavaş olmuştur.

Dikiş makinesi: 1830'da Barthelemy Thimonnier dikiş makinesini icat etti. Makinede ayak pedalıyla döndürülen bir tekerlek, iğneyi kaldırıp indiriyordu. Fakat o dönemlerde pek çok terzi, işini kaybedeceği korkusuyla bu makinelerin 80 tanesini tahrip etmişti.

Fermuar: Fermuarın icadında her ne kadar tek bir mucitten söz etmek zor olsa da asıl katkıyı 1893'de W.L. Hudson'un yaptığı söylenebilir. İlk fermuar tasarımının o kadar ürkütücü bir görüntüsü vardı ki, pek çok üretici seri üretimi yapmayı reddetmişti.

Termos: 1906'da İskoçyalı J. Dewar, termos adını verdiği ve içine konulan sıvının ısısını koruyan, içiçe geçmiş iki kaptan oluşan bir sistem geliştirdi. Tarihin en popüler icatlarından birisi olan termos sayesinde piknik yapmak, insanoğlu için daha da keyifli bir hal almaya başladı.

Ataş: 1900'de Johann Vaaler, kağıtları sıkıca tutabilmek için, içiçe geçmiş iki halkadan oluşan ve metal bir telden ibaret orijinal bir ürün tasarladı. Vaaler'in ataş adını verdiği bu tasarım bugüne dek hiç değişmedi.

Kalemtraş: ABD'li John Lee Love tarafından 1897'de icat edildi. İlk üretimi bildiğimiz taşınabilir şekliyle tasarlanan kalemtıraş daha sonraki yıllarda geliştirildi.

Silgi: Silgiyi ilk defa 1736'da Avrupa'ya getiren, Fransız kaşif ve bilim adamı Charles Marie de la Condamine'dir. Bu aslında, Güney Amerika'da yerli kabilelerin oyun için ve tavuk tüyü gibi şeyleri vücutlarına yapıştırmak için kullandıkları bir maddeydi. Avrupalılar bunu kullandı fakat bir süre sonra çürüdüğü için kullanışlı olmadı. 1839'da Charles Goodyear, kauçuğu işlemenin ve dayanıklı kılmanın yolunu buldu ve bugün kullandığımız silgilere şekil vermiş oldu.

Raptiye: Raptiye, ilk defa ABD'li Edwin Moore tarafından kiralık bir odada üretildi. Bir gün önce yaptığını ertesi gün satan Moore, Eastman Kodak Company'den büyük bir sipariş alınca 1904'te Moore Raptiye Şirketi'ni kurdu. Şirketi hala küçük şeylerin üretimine devam etmektedir.

Yapışkan bant: 1921'de ABD'li R. Drew, yapışkan bant fikrini ortaya attı. Avrupa'da seloteyp adıyla piyasaya sürülen bu bandın bir yüzü, selüloz adı verilen ve yapışkan olan saydam bir plastik şeritten oluşuyordu.

Dikenli tel: 1867'de Lucien B. Smith, tarihteki ilk dikenli teli üretti. Teksas'ta yaşayan büyük toprak sahiplerinin sayısı artmaya başlayınca sınırlar birbirine yaklaşmaya başlamıştı. İşte bu ihtiyaçtan hareketle kendisi de bir çiftçi olan Smith, sınırları belirlemek ve yabancıların girişinin önüne geçebilmek için tarihteki ilk dikenli teli üretmiştir.

İngiliz anahtarı: 1835'te Solymon Merrick, ingiliz anahtarını tasarladı. İnsanoğlunun pratik zekasının bir ürünü olan ingiliz anahtarı ile vidaların büyüklüğü önemini yitiriyordu. Çünkü genişleyebilen ucu sayesinde her boyuttaki vida için kolayca kullanılabiliyordu.

Tornavida: Tornavidayı, M.Ö. üçüncü yüzyılda Arşimet icat etti. Arşimet tornavidanın mucidi olarak bilinmesine rağmen onun yapmış olduğu tornavida bugünkünden oldukça farklıydı; daha sonraları icadını daha da geliştirip tarihin ilk hidrolik tornavidasını üretmiştir.

Güneş gözlüğü: 1752'de James Ayscough icat etti. İlk güneş gözlüklerinin camları da bugünküler gibi renkliydi. Yeşil ve mavi cam kullanımı tavsiye edilmekteydi. Daha sonra Edwin H. Land, ilk selofenli polarize edilmiş camlı güneş gözlüklerini üreterek güneş gözlüklerinde yeni bir dönem açmış oldu.

Kilit: 1787'de Joseph Bramah tarafından tasarlanan kilit, ancak 75 yıl sonra Londra'da bir sergi sırasında bir ziyaretçinin 51 saat süren uğraşı ile açılabilmiştir. Tarihte ilk kilitleri eski Mısırlıların kullandığı bilinmektedir. Kilitler tahtadan yapılıyor ve açılıyordu. Anahtarın üzerinde değişik uzunluklarda silindir pimler vardı. Mısırlılardan esinlenen Linus Yale, Yale kilit olarak bilinen ilk modern pimli kilidi üretti.

Günün diğer önemli olayları

1866: Osmanlı Hükümeti, Süveyş Kanalı'nın açılması konusunda izin verdi.
1915: Güneş Sistemi gezegenlerinden Plüton'un ilk fotoğrafı çekildi. Ancak Plüton'un yeni bir gezegen olduğu o tarihte anlaşılamadı.
1920: Mustafa Kemal, Ankara'da bir meclis toplanması amacıyla genelge yayımladı.
1940: Türkiye'de ilk ebe okulu ve ilk doğum kliniğini açan askeri hekim Prof. Besim Ömer Paşa (Akalın), Ankara'da vefat etti.
1945: SSCB, bir nota ile 1925 tarihli Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Paktı'nı yenilemeyeceğini bildirdi.
1965: Merzifon'un Çeltek Linyit İşletmesi'ndeki grizu patlamasında 69 işçi öldü, 58 işçi yaralandı.
1971: CHP Kocaeli Milletvekili Prof.Dr. Nihat Erim, partisinden istifa etti ve başbakanlığa atandı.
1975: Tarihe Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti (MC) olarak geçen, dört sağ partiden (AP, MSP, MHP, CGP) oluşan koalisyon işbaşına geldi.
1998: Gazeteci Metin Göktepe'nin öldürülmesi davasında, beş polis, kastı aşan adam öldürme suçundan 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı, altı polis beraat etti.
1999: Ankara DGM Başsavcılığı, Fethullah Gülen hakkında, anayasal düzeni değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle soruşturma açtı.
2003: ABD askerleri Irak-Kuveyt sınırındaki askerden arındırılmış bölgeye girdi. ABD uçakları da Irak'ın batısını bombalamaya başladı.

Tarihte bugün arşivi
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
19 Mart 2007       Mesaj #394
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte Bugün 19 Mart
İ.Ö. 721. Tarihe geçmiş ilk ay tutulması Babil'de gözlendi.

1883.
SiyahAmerikalı ayakkabıcı ustası Jan E.Matzeliger bir ayakkabıyı bir seferde bütünüyle imal eden ilk makineyi icat ederek ayakkabı sanayisinde bir devrim yarattı.

1915.
Güneş sistemi gezegenlerinden Pluto'nun ilk fotoğrafı çekildi. Ancak bunun yeni bir gezegen olduğu anlaşılmadı.

1955.
Liselerde bitirme ve olgunluk sınavları kaldırıldı. Yerine "Devlet Lise Sınavı" adıyla tek bir sınav konuldu.

Aynı gün, Agence France-Presse'in (AFP) Ankara temsilcisi Erol Güney Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çıkarıldı.

1959.İstanbul Valiliği, Büyük Doğu dergisini protesto etmek için yapılacak mitinge izin vermedi ve dergi hakkında soruşturma başladığını bildirdi.

1960. Yeni Kadıköy İskelesi ve İstanbul Belediyesi Şehir Operası açıldı.

1964. Hatay'da 21 Nurcu tutuklandı. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, gazetecilere yaptığı açıklamada, Nurcuları düşman bir devletin desteklediğini söyledi.

1965. Merzifon'un Çeltek Linyit İşletmesi'ndeki grizu patlamasında 69 işçi öldü, 58 işçi yaralandı.

Aynı gün, Endonezya bütün yabancı petrol şirketlerini millileştirdi.

1966. Milli Türk Talebe Birliğince düzenlenen Komünizmi Telin Mitingi İstanbul'da yapıldı.

1975. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk hükümeti kurma görevini Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel'e verdi. Tarihe 1. Milliyetçi Cehpe Hükümeti (1.MC) olarak geçen, dört sağ partiden oluşan koalisyon (AP, MSP, MHP, CGP) yola çıktı.

1977. Türk Hava Yollarına ait Diyarbakır uçağı iki ortaokul öğrencisi tarafından Beyrut'a kaçırıldı.

Aynı gün, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Oktay Kurtböke Adalet Partili gençler tarafından gazete önünde dövüldü.

1978.
Hollanda'nın Amsterdam kentinde 50 bin kişi nötron bombasnı protesto için yürüdü.

1979.
Peş peşe yapılan zamlar üzerine bir açıklamada bulunan Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, askeri darbeyle devrilen Şili lideri Salvador Allende'yi hatırlatarak "Bunların gidişi Allende gidişi, sonları aynı mı olur, ayrı mı olur, bilmem" dedi.

1981. Ankara'da bir inzibat erini öldürme iddiasıyla yargılanan Erdal Eren ölüm cezasına çarptırıldı. Eren'in infazı 18 yaşından küçük olduğuna ilişkin kemik raporu nedeniyle de tartışmalara yol açtı.

1984. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Newsweek dergisine verdiği demeçte genel affa karşı olduğunu söyledi.

1985. Uluslararası PEN Yazarlar Birliği Aziz Nesin'i onur üyeliğine seçti. Onur üyeliği belgesi Artur Miller ve Harold Pinter tarafından verildi.

1992. Cizre'de iki korucu ağızlarına para tıkılmış olarak elektrik direklerine asılmış bulundu. Bunun üzerine Dargeçitte güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonda 14 kişi öldürüldü.

1997. Tuzla tren istasyonuna bomba koymaktan yargılanan iki PKK mensubu idama mahkum edildi.

1999. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Fethullah Gülen hakkında, laik devlet düzenini yıkarak teokratik devlete geçmek için faaliyet gösterdiği iddiasıyla soruşturma açtı.

2000. Liselerde başlatılan cinsel eğitimin, üniversitelerde de sürmesine karar verildi. Uludağ, Marmara ve İzmir 9 Eylül Üniversiteleri'nde başlatılan derslerde, cinsellikle ilgili bilgiler tüm detaylarıyla verildi.


Bugün Doğanlar:
1900. Yapay olarak hazırlanan yeni radyoaktif izotopları bularak 1935 Nobel fizik ödülünü kazanan Fransız fiziksel-kimyacı çift , Frédéric ve Irène Joliot-Curie. Çift radyoaktivite konusundaki buluşlarıyla Nobel Ödülü kazanan Pierre ve Marie Curie'nin kızları ve damatlarıydı.
Bugün Ölenler:

1940
.
Kadın hastalıkları, doğum ve çocuk bakımı uzmanı Prof. Dr. Besim Ömer Akalın, Ankara'da. Veremle Mücadele, Çocuk Esirgeme, Süt Damlası derneklerini kuran Besim Ömer Akalın ardında 77 yapıt bıraktı. Bunların en önemlilerinden biri, Türkiye'de hazırlanmış ilk tıp yıllığı olan Nevsal-i Afiyet'tir.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2007       Mesaj #395
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 20 mart

20 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
newton2003h
Sir Isaac Newton'da manik depresif bozukluk vardı
İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, filozof ve simyacı Isaac Newton, 1727 yılında yaşamını yitirdi.

25 aralık 1642'de doğan Sir Isaac Newton'ın tarihteki en etkileyici bilim adamı olduğu düşünülür. Bilim devrimi ve bilimsel metod, onun adıyla anılır.

Bir çiftçi olan babası Newton doğmadan üç ay önce öldü. Daha küçük yaştayken annesi de başka bir adamla evlenip bulundukları bölgeden taşınınca anneannesi tarafından büyütüldü.

12 yaşında Grantham'daki King's School'a yazıldı. 1661'de Trinity Colleg'a girdi. Nisan 1665'te bu okuldan lisans derecesi aldı. Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı.

Salgından korunma amacıyla annesinin çiftliğine sığınan Newton, burada geçirdiği iki yıl boyunca en önemli buluşlarını gerçekleştirdi.

1667'de Trinity College'a öğretim üyesi olarak döndüğünde diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmış, beyaz ışığın renkli bileşenlerine ayrıştırılabileceğini saptamış ve cisimlerin birbirlerini, uzaklıklarının karesi ile ters orantılı olarak çektikleri sonucuna ulaşmıştı.

Çekingenliği yüzünden, her biri bilimde devrim yaratacak nitelikteki bu buluşların çoğunu uzun yıllar sonra (örneğin türev ve integral hesabı 38 yıl sonra) yayımlamıştır.

Lisansüstü çalışmasını ertesi yıl tamamladı ve henüz 27 yaşındayken Cambridge Üniversitesi'nde matematik profesörlüğüne getirildi. 1671'de ilk aynalı teleskobu gerçekleştirdi, ertesi yıl Royal Society üyeliğine seçildi.

Royal Society'ye sunduğu renk olgusuna ilişkin bildirisinin eleştirilere hedef olması, özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi üzerine tümüyle içine kapanarak, bilim dünyasıyla ilişkisini kesti.

1675'de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı. Hooke, Newton'ın makalelerindeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton'un bunlara sahip çıktığını öne sürdü.

Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678'de ruhsal bunalıma girdi. Ancak yakın dostu, astronom ve matematikçi Edmond Halley'in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü.

Cambridge Üniversitesi'nde Katolikliği yaygınlaştırma ve egemen kılma çabalarına karşı başlatılan direniş hareketine öncülük eden Newton, kral düşürüldükten sonra 1689'da üniversitenin parlamentodaki temsilciliğine seçildi.

1693'de yeniden ruhsal bunalıma girdi ve yakın dostları Samuel Pepys ve John Locke ile arası bozuldu. İki yıllık dinlenme döneminden sonra sağlığına yeniden kavuştuysa da bundan sonraki yaşamında bilimsel çalışmaya eskisi gibi ilgi duymadı.

Daha sonra 1699'da Fransız Bilimler Akademisi'nin yabancı üyeliğine, 1703'de Royal Society'nin başkanlığına seçildi.

Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açılımını veren genel iki terimli teoremini buldu.

Bilime en büyük katkısı ise mekanik alanında oldu. Merkezkaç kuvveti yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütleçekim yasasını ortaya koydu.

Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır.

İki uçlu duygulanım bozukluğu (manik depresif bozukluk) hastası olan Newton, depresif dönemlerinde çevresinden uzaklaşır, intihar düşünceleri içine girer, bitip tükenmek bilmeyen günah düşünceleri ile mücadele ederdi.

Bu dönemlerde uykusu, iştahı ve enerjisi bozulur; felaket temalı düşünceleri, hastalık sahibi olma ve kötülük görme hezeyanları olurdu.

Böyle zamanlarda dünyaya bir kuyruklu yıldızın çarpacağını ileri sürmesi, çalışmalarının engellendiği şeklinde sözleri ve benzeri olaylar sonucu akıl sağlığının bozulduğu ve kendisine güvenilemeyeceği şeklinde yargılara neden olmuştur.

Bu sürede çalışmaları da elbette olumsuz etkilenirdi. Üretkenliği azalır, başlayan çalışmaları yarım kalır, yeni bir çalışma içine girmesi uzun süreler alabilirdi.

Bu devrenin sonrasında bazen hipomani dönemine girerdi. Bu dönemlerde ise sabahlara dek çalışır, müthiş bir enerji içinde olur, düşünceleri adeta birbiri ardından uçuşurdu.

İnsanlarla ilişkileri artar, çok çeşitli faaliyetler içine girerdi. Buluşlarının çoğunu da hipomani dönemlerinde gerçekleştirirdi.

Başlıca eserleri

'Method of Fluxions' (1671), 'De Motu Corporum in Gyrum' (1684), 'Philosophiae Naturalis Principia Mathematica' (1687), 'Opticks' (1704), 'Arithmetica Universalis' (1707), 'An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture' (1754)

Günün diğer önemli olayları

1653: Osmanlı tarihinde ilk bütçeyi yapmakla tanınan Sadrazam Tarhoncu Ahmet Paşa, bundan rahatsızlık duyanların padişaha şikayeti sonucu öldürüldü.
1792: Fransa Milli Meclisi, giyotinle idamı onayladı. Adını, mucidi Fransız doktor Joseph Ignace Guillotin'den alan giyotin, ilk kez 25 nisan 1792'de kullanıldı.
1918: Türk Kadını Dershanesi açıldı. Dershanede yabancı dil, Türkçe ve müzik dersleri ile konferanslar verildi.
1933: Naziler'in ilk toplama kampı Münih yakınlarında açıldı.
1945: Adana-Ceyhan'da meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem 39 can aldı, 328 ev yıkıldı.
1971: Atatürk'ün yakın arkadaşı olan ve Anadolu Ajansı'nın kurucuları arasında yer alan gazeteci Falih Rıfkı Atay, 77 yaşında İstanbul'da vefat etti.
1981: 'Otello', 'Hamlet' oyunlarındaki rolleriyle tanınan tiyatro oyuncusu Ertuğrul Sadi Tek hayata veda etti.
1981: Arjantin'in eski başkanı Isabel Peron, rüşvet suçundan 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1996: İngiltere'de hükümet, deli dana (Mad Cow Disease - MCD) hastalığının insanlara da bulaştığını açıkladı.
2005: Mersin'de Metropol miting alanında yapılan Nevruz kutlamalarının ardından Türk bayrağını yere atıp yakma girişiminde bulunuldu. Olay yurtta infiale yol açtı.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Mart 2007       Mesaj #396
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 21 mart

21 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
veysel2103h
Aşık Veysel ölümünden birkaç ay önce Fikret Kızılok ile Halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu, 1973 yılında Sivas'ın Sivrialan köyünde hayata veda etti.

Ozanlar ozanı Aşık Veysel'i şair Ümit Yaşar Oğuzcan anlatıyor:

Aşık Veysel, hayatını anlattığı bir şiirinde "Üçyüzonda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde dünyaya gelmiş.

Anası Gülizar, bir yaz günü köy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş.

Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; b****** adını Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış.

O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, çiçeğin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle.

Babasına; "çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var" demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki, talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in.

Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kötü kaderine.

Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz şairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış.

Veysel ilgiyle dinlermiş çalıp söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıhlı Ali Ağa'dan almış. Ve git gide, kendini iyice saza vermiş Veysel.

Ünlü halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibeş yaşındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa süre sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921).

Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kötü oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karısı yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e.

Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karısı koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yaşını bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış.

Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karısı yedi çocuk vermiş aşığa. Biri ölmüş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.

Aşık Veysel, Cumhuriyet'in onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş.

O yıllarda şairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman.

Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını çalıp söyler olmuştu.

1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır.

Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'ı, Yunus'u, Emrah'ı, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla köy enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel.

1952'de İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti.

Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar türlü türlü meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri, "atalarımız bunca yıl böyle bir iş yapmamışlar, şu kör adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı" demişler.

Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa, "o kör değilmiş, meğer kör olan bizmişiz" diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. İşte böylesine uzağı gören bir insandı o...

Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle...

Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarım yüzyılı aşkın bir süre yazdıklarıyla, çalıp söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı.

Sanırım şimdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yaşayanlar değil, bizden çok sonra yaşayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.

Aşık Veysel'den birkaç örnek

Kara Toprak

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne faydalandım
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Ademden bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazma ile bel ile
Yüzün yırttım tırnak ile el ile
Yine beni karşıladı gül ile
Benim sadık yarim kara topraktır.

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkesler gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Dileğin var ise Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul Allah'a
Hak'kın hazinesi gizli toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurlarım toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.

Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın

Beni Hor Görme Gardaşım

Beni hor görme kardeşim
Sen altındın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım

Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım

Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben cec miyim

Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum

Tabiata Veysel Aşık
Topraktan olduk gardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım

Günün diğer önemli olayları

1590: İran ile İstanbul Anlaşması imzalandı.
1914: Başyazarı Nigar Hanım olan 'Kadınlık' adlı dergi haftalık olarak yayımlanmaya başladı.
1937: Tunceli'de Dersim İsyanı başladı. Olaylar 22 ekime kadar süren harekatlarla denetim altına alındı.
1939: Kurtuluş Savaşı komutanlarından Korgeneral Ali Hikmet Ayerdem vefat etti.
1942: Şair ve oyun yazarı Hüseyin Suat Yalçın hayatını kaybetti.
1952: 950 grostonluk Galatasaray şilebi, Karadeniz'de Kefken açıklarında battı, 15 kişilik mürettebattan kurtulan olmadı.
1956: İlk kadın milletvekillerinden Satı Çırpan (Satı Kadın) Ankara'nın Kazan köyünde yaşamını yitirdi.
1958: Sinema ve dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur 54 yaşında hayata veda etti.
1971: CHP'nin hükümeti destekleme kararı alması üzerine, Genel Sekreter Bülent Ecevit istifa etti.
1991: Ankara'nın eski belediye başkanlarından, mimar ve yazar Vedat Dalokay ile eşi trafik kazasında öldü.
1995: Nevruz bayramı ilk kez resmen kutlandı.
1995: Türk Silahlı Kuvvetleri, 35 bin kişilik personelin katılımıyla kuzey Irak harekatı başlattı.

Tarihte bugün arşivi
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
21 Mart 2007       Mesaj #397
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte Bugün 21 Mart
1788. ABD'nin Lousina eyaletinin New Orleans kenti yangında tamamen yandı.

1851.
Çin impataroru Tu Duc bütün Hıristiyan rahiplerin çldürülmesini emretti.

1914.
Başyazarı Nigar Hanım olan "Kadınlık" adlı dergi haftalık olarak yayınlanmaya başladı.

1941. Ankara radyosu yeniden Rumca yayına başladı.

1942. Servet-i Fünun şair ve yazarlarından Hüseyin Suat Yalçın İstanbul'da öldü.

1952. 950 grostonluk Galatasaray şilebi Karadeniz'de Kefken açıklarında battı, 15 kişilik mürettebattan kurtulan olmadı.

1964. Boulanger Müzik Ödülü'nü Türk piyanist İdil Biret kazandı.

1978 Rodezya'da Beyaz ırkın egemenliği sona erdi, üç siyah bakan göreve başladı.

1980. ABD Başkanı Jimmy Carter ABD Olimpiyat Takımı'na 1980 Moskova Yaz Oyunlarına Afganistan'a Sovyet müdahalesini boykot amacıyla katılmayacaklarını bildirdi.
1984. Bir Sovyet denizaltlısı Japonya açıklarında Amerikan zırhlısıyla çarpıştı.

1983.
Yeni bir İmar Affı Yasası yürürlüğe girdi.

1989. Bakanlar Kurulu Karabük ve İskenderun Demir-Çelik fabrikalarında 24.000 işçinin başlayacağı grevi güvenlik gerekçesiyle erteledi.

1991. Newroz kutlamalarında birçok il ve ilçede olaylar çıktı.

1992. Newroz kutlamaları sırasında Güneydoğuda kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 57 sivil öldü. Cizre ve Şırnak'ta Newroz gösterilerine güvenlik güçlerinin sert müdahalesi uzun süre tartışıldı. Güvenlik güçlerine ait olduğu yazılan bir araçtan bir grup gazeteciye Cizre sokaklarında ateş açıldı. Bu sırada Sabah gazetesi muhabiri İzzet Kezer öldü. Sivil Kürt halkına ateş açıldığını söyleyen Almanya, Türkiye'ye silah sevkıyatını durdurdu.

1993. Newroz kutlamaları olaysız geçti. Aynı gün Antalya'da yapılan Türklük Kurultayı adlı kutlamalara Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Süleyman Demirel katıldı.

2000. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gece kulüpleri ve barlarda giderek yaygınlaşan ceket ve masa yakma modasının suç olduğunu ve bundan sonra bu tip davranışlarda bulunanların 15 günden aşağı olmamak üzere hafif hapis cezasıyla cezalandırılacaklarını belirtti.
Bugün Doğanlar:
1685. Bütün zamanların en önemli bestecilerinden biri kabul edilen Barok çağı sanatçısı harpiskord ve org icracısı, ve org imalatçısı Johann Sebastian Bach. 1880. 20. yüzyılın en önemli sanat eğitmenlerinden biri olan, doğaçlama tekniği ile yaptığı deneyimlerle ünlü Alman soyut dışavurumculuğunun öncüsü Hans Hofmann.
1887. İlk önemi Macar işçi sınıfı yazarı, romancı Lajos Kassák. 1904. 20. yüzyıl Yunan müziğinin en önemli bestecilerinden Nikos Skalkottas.
1907. Macar kökenli İsviçreli metal kabartma heykelci Zoltan Kemeny. 1925. 20. yüzyıl avangard tiyatrosunun kurucularından cüretkar Shakespeare uygulamarıyla bilinen yapımcı yönetmen Peter Brook.

Bugün Ölenler:

1956. İlk kadın milletvekillerinden Satı Kadın. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük yararlılıklar gösteren Satı Kadın'la 1934 yılında Kazan köyüne yaptığı gezi sırasında tanışmış ve zekasına hayran kalarak onun, Meclisin 5. çalışma döneminde milletvekili olmasını sağlamıştı.

1966.
Halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu akciğer kanserinden. Veysel vasiyeti gereği türküler söylenerek toprağa verildi. Halk şiiri geleneğinde özgün bir yeri olan, ozan her yıl Şarkışla'da düzenlenen şenliklerle anılıyor.

1991. Ankara'nın eski belediye başkanlarından Vedat Dalokay ile eşi Kırıkkale yakınlarında meydana gelen trafik kazasında. Dalokay 1973-77 yılları arasında Ankara belediye başkanlığı yapmıştı. Edebiyat alanında da ürünler veren Vedat Dalokay 1980'de Kolo adlı çocuk romanıyla Türk Dil Kurumu Çocuk Yazını Ödülü'nü kazanmıştı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Mart 2007       Mesaj #398
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 22 mart

22 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
sgokcen2203h
Sabiha Gökçen, 25 şubat 1936'da ilk uçuşundan sonra Atatürk ile
Atatürk'ün manevi kızı ve ilk kadın pilot Sabiha Gökçen, 2001 yılında Ankara'da hayata veda etti.

22 mart 1913'te Bursa'da doğan Sabiha Gökçen, 22 mart 2001'de Ankara'daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde hayata veda etti. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu, ilk Türk kadın pilot ve Atatürk'ün manevi kızıydı.

Bursa Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Hanım'ın kızları Sabiha, küçük yaşta anne ve babasını kaybetti, ağabeyi tarafından büyütüldü.

1925'te Bursa ziyareti sırasında evlerinin yakınındaki Hünkar Köşkü'nde konaklayan Atatürk'e ulaşmayı ve okumak istediğini iletmeyi başarmıştı.

Atatürk, ağabeyinden izin alarak Sabiha'yı evlat edindi ve Ankara'ya götürdü. Sabiha, Çankaya İlkokulu ve Üsküdar Kız Koleji'nde eğitim gördü. Rahatsızlığı nedeniyle öğrenimini yarıda kesip Heybeliada ve Viyana'da tedavi gördü.

Bir süre Fransızcasını ilerletmek amacıyla Paris'te bulundu. 1934'te soyadı kanunun çıkmasından sonra Atatürk kendisine Gökçen soyadını verdi.

Sabiha Gökçen, Atatürk'ün kendisine soyadı vermesini şöyle anlatmıştı: "Yıl 1934, yani soyadı yasasının kabul edildiği yıl. Atatürk her gece sofrasında bir dostuna, yakınına soyadı bulup veriyordu. O gece sıra bana gelmişti. Atatürk, "eee söyle bakalım Sabiha, senin soyadın ne olsun" dedi. Herkes yüzüme bakıyordu. "Siz ne emrederseniz o olsun efendim" diye kekeledim, heyecanlanmıştım. Aklımdan binbir şey geçiyordu, ama bunların hiçbirini söylemeye cesaret edemedim. Atatürk bir süre düşündükten sonra, "sana Atatürk kızı soyadını vermek isterdim ama" dedi. Fakat bu 'ama'nın sonunu getiremedi. Eline bir kağıt alıp şunu yazdı: Gökçen. O geceden sonra Sabiha Gökçen oldum. Niçin, ne düşünerek bana bu soyadını vermişti Atatürk, bilmiyorum. Tabi o yıllarda ben henüz havacılığa başlamadığım gibi, havacı olmayı da aklımdan geçirmemiştim. Bana Sabiha demiyorlar, Gökçen diyorlardı. Çok kimse bu soyadını havacılığa başladıktan sonra aldığımı düşünüyor. Oysa Ata'nın Gökçen soyadını bana vermesinden aşağı yukarı bir yıl sonra göklerle buluşup havacılığa başladım."

Gökçen, 1935'de Türkkuşu'nun açılış töreninde yapılan gösterilerden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Atatürk'ün de destek vermesiyle 1935'te Türk Hava Kurumu'nun Türkkuşu Sivil Havacılık Okulu'na girdi, yüksek planörcülük brövelerini aldı.

Yedi erkek öğrenciyle Kırım'a gönderilerek altı aylık yüksek planörcülük eğitimini tamamladı. Eskişehir Havacılık Okulu'nda Sami Uçan ve Muhittin beylerden özel uçuş eğitimi aldı. 25 şubat 1936'da ilk defa motorlu uçakla uçmaya başladı.

Uçuş eğitiminde gösterdiği başarılar üzerine Atatürk'ün isteği üzerine dünyanın ilk kadın savaş pilotu olmak için çalışmalara başladı.

O yıllarda kızlar askeri okullara alınmadığı için özel bir üniforma giydirilerek Eskişehir Uçuş Okulu'nda 1936-1937 döneminde 11 ay boyunca özel eğitim aldı.

Bu eğitim sorasında kendisine ilkokul öğretmeni Nüveyre Uyguç eşlik etti. Gökçen, brövesini aldıktan sonra Eskişehir’deki Birinci Hava Alayı'nda altı ay görev yaptı, bu sırada Trakya ve Ege tatbikatlarına katıldı.

1937'de Tunceli Harekatı'na katılan Gökçen, bu harekattaki rolü ile dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. Tunceli dönüşü, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın da katıldığı bir törenle kendisine THK İftihar Madalyası verildi.

1938'de uçağıyla beş gün süren Balkan turu yapan Gökçen'in ünü dünyaya yayıldı. Aynı yıl Türkkuşu'na başöğretmen tayin edildi. 1955'e kadar bu görevini başarıyla sürdürdü. THK Yönetim Kurulu üyesi oldu. Hayatı boyunca toplam 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçtu.

1940'ta Hava Okulu'nda askeri coğrafya ve topografya öğretmeni Üsteğmen Kemal Esiner ile evlendi ve eşine kendi soyadını verdi. Ancak üç yıl sonra, 12 ocak 1943'te eşini kaybetti.

Sabiha Gökçen, 22 mart 2001'de doğum gününden bir gün sonra, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ankara'daki Cebeci Şehitliği'ne defnedildi.

"Türk kızı, gök kızı, Atatürk kızı"

Sabiha Gökçen'in ilk uçuşu 'Havacılık ve Spor Dergisi'nde (yıl 1937, sayı 193) aşağıdaki ifadelerle yer almıştı:

"Atının üstünde, erkek kahramanları geride bırakarak, akıncıların önüne düşen Tomris'i Türk ırkı bir kere daha yarattı. Tayyaresinin içinde Sabiha Gökçen. Zavallı Piyer Loti'ler; mezarlarınızdan başlarınızı doğrultsanız da, yalnız dezanşanteliklerine acıyıp alaka duyduğunuz Türk kadının kültürüne, kahramanlığına, tehlikelere ve göklere meydan okuyuşuna hayran olmak fırsatına kavuşabilseniz...

"Bir kadınımız, Avrupa'nın en ileri ilim şehirlerinden birinde yepyeni görüşler ve tezlerle bütün bir ilim aleminin alakasını çeken tarihi konferanslar verirken; bir kadınımız Meclis kürsüsünden memleketin en büyük meseleleri etrafında birçok ihatalı görüşler serdederken; bir kadınımız oturduğu şehrin halkevinde en belli başlı vazifelerden birini alarak kültür ve ülkü uğrunda bir cihanda çıkarırken; bir kadınımız da göklere Türk kadınının yüksekliğini, eşitsizliğini götürmektedir..."

Günün diğer önemli olayları

1829: Yunan devletinin kuruluşuna ilişkin protokol, Londra'da düzenlenen konferansta Avrupa devletleri elçilerince imzalandı.
1945: Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Irak ve Yemen, Kahire'de Arap Birliği'ni kurdular.
1963: Yassıada duruşmalarında Anayasa'yı ihlal suçundan idama mahkum edilen, ancak cezası yaş haddinden müebbete çevrilen eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, adli tıbbın verdiği, rahatsızlığına ilişkin rapor üzerine, 22 martta Kayseri Cezaevi'nden tahliye edildi ve bir gün sonra Ankara'da büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Bayar'ın serbest bırakılması tepkilere yol açınca, cezasının ertelenmesine ilişkin karar, 28 martta kaldırıldı. Gözaltına alınması üzerine Bayar, 30 martta başladığı açlık grevini 3 nisanda bıraktı.
1968: Paris'te, Nanterre Üniversitesi'nde, ABD'nin Vietnam'da yürüttüğü savaşa karşı çıkan ve eğitimde reform yapılmasını isteyen öğrenciler, Daniel Cohn-Bendit'in liderliğinde üniversitenin birinci amfisini işgal ederek, 68 olaylarını başlattı.
1993: Yazar Semiha Ayverdi 87 yaşında vefat etti.
1995: Irak'ın kuzeyindeki harekatta 3 bin terör örgütü mensubu çembere alındı, 200'ü öldürüldü, sekiz er şehit oldu, 11 er yaralandı. 23 martta ise Haftanin kuşatıldı. 89 terörist daha ölü ele geçirildi.
2001: Diyarbakır DGM'de 5 yıldır süren Yüksekova Çetesi davasında 15 sanığa 3 ile 30 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi.
2003: Hakkında üç ayrı gıyabi tutuklama kararı bulunan işadamı Halil Bezmen cezaevine konuldu. Bezmen 4 nisan'da tahliye edildi.
2003: Opera sanatçısı Suna Korad yaşamını yitirdi.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Mart 2007       Mesaj #399
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 23 mart

23 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
uranus2303h
Uranüs'ün kutbu Güneş'e bakıyor
Güneş Sistemi'nin yedinci gezegeni Uranüs, gökbilimci William Herschel tarafından 1781 yılında keşfedildi.

Güneş Sistemi'nin yedinci gezegeni olan Uranüs, çap açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir.

Adını Yunan mitolojisi'ndeki gökyüzü tanrısı Uranos'tan alır. 1781 yılında William Herschel tarafından bulunmuştur. Gaz devleri sınıfına girmektedir.

Uranüs, Güneş çevresinde bir turunu 84 yılda tamamlar. Hafifçe eliptik olan yörüngesi boyunca, Güneş'e uzaklığı 18-20 astronomik birim (bir astronomik birim dünyanın Güneş'ten uzaklığına eşittir) arasında değişir.

Kütlesi dünyanınkinin 15, hacmi ise 63 katıdır. Çevresinde ince, keskin hatlı ve koyu renkli 10 halka tespit edilmiştir. Halkalar, yaklaşık 1 metre çapında koyu renkli kaya benzeri parçalardan oluşur. Yapıları belirlenememiştir.

Uranüs, kutbu güneşe bakacak şekilde tekerlek gibi döner. Böylece etrafındaki halkalar da dik olarak onunla birlikte döner.

Uranüs'te, dünyanın ve Satürn'ün çevresindekilerle karşılaştırılabilecek ölçüde manyetik alan vardır. Manyetik alanın ekseni, gezegenin dönme eksenine göre 55 derece eğiktir ve bu diğer gezegenlere oranla oldukça yüksek bir değerdir.

Bu eğiklik manyetik alanın, Güneş rüzgarı karşında tirbuşon benzeri uzun bir kuyruk yapmasına neden olur. Gezegenin dönme periyodu yaklaşık olarak 17.5 saattir ve dönme ekseni olağandışıdır.

Uranüs'ün eriyik halde bulunan ağır bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin çevresinde ise su, metan ve amonyaktan oluşan birkaç bin derece sıcaklığında ve binlerce kilometre kalınlığında bir manto yer alır.

Bu aşırı sıcak mantonun, üzerindeki atmosferin ağırlığından kaynaklanan devasa basıncın etkisiyle kaynayamadığı ve buranın elektriksel olarak iletken olduğu, gezegenin manyetik alanını ürettiği sanılmaktadır.

Gezegenin tespit edilen 27 uydusu vardır. Jüpiter ve Satürn'den sonra en fazla uyduya sahip olan gezegendir. Beş büyük uydusunun (Miranda, Umbriel, Ariel, Oberon ve Titania) çapı 500–1600 kilometre arasında değişir.

Küçük uyduları ise Cordelia, Ophelia, Bianca, Cressida, Desdemona, Juliet, Portia, Rosalind, Belinda, Puck, Caliban, Stephano, Trinculo, Sycorax, Prospero, Setebos, S/1986 U10, S/2001 U2, S/2001 U3, S/2003 U1, S/2003 U2, S/2003 U3'tür.

Günün diğer önemli olayları

1791: Hollandalı kadın hakları savunucusu Etta Palm, Gerçeğin Dostları Konfederasyonu olarak bilinen kadın kulüplerini kurdu.
1876: Ünlü Türk düşünürü Ziya Gökalp, Diyarbakır'da doğdu.
1921: Yunan birlikleri, Uşak ve Bursa üzerinden, Afyon ve Eskişehir'e doğru iki koldan taarruz başlattı.
1931: Türk çocuklarının ilk öğrenimlerini Türk okullarında yapmalarını zorunlu kılan kanun kabul edildi.
1933: Alman Milli Meclisi Reichstag, Adolf Hitler'e kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisi verdi.
1972: Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında verilen idam cezalarını onayladı. CHP, 25 martta idam kararlarının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Ankara Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi, idamların infazını kararlaştırdı.
1974: Hükümet, İmralı Adası'nda gömülü olan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlarının başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.
1992: Şırnak'ın Cizre ilçesinde çıkan olaylarda, güvenlik güçleri ile göstericiler arasındaki çatışmaları izleyen Sabah gazetesi muhabiri İzzet Kezer başından vurularak öldü.
1998: Bakanlar Kurulunda irticayla mücadelede alınması gereken önlemleri içeren yasa tasarılarının büyük bölümü imzalandı.
2001: NATO, Kosova savaşında seyreltilmiş uranyum mermisi kullandığını itiraf etti.

Tarihte bugün arşivi
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
23 Mart 2007       Mesaj #400
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi

Tarihte Bugün
23 Mart

1781. Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni Uranüs keşfedildi.

1791.
Hollandalı kadın hakları savunucusu Etta Palm "Gerçeğin Dostları Konfederasyonu" olarak bilinen kadın kulüplerini kurdu.
1848. Macaristan Avusturya'dan bağımsızlığını ilan etti.
1919
.Benito Mussolini İtalya'da Faşist Partiyi kurdu. 1931. İlköğrenimin Türk okullarında yapılmasını zorunlu kılan kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Kanunda, "ilk tahsil çağındaki çocukların bu terbiye ve tahsili ecnebi mekteplerinde almaları"nın yanlış ve zararlı olduğu ifade ediliyordu.
1933. Alman Milli Meclisi Reichstag Adolf Hitler'e kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisi verdi 1946. Zekeriya ve Sabiha Sertel, Cami Baykut ve Halil Lütfi Dördüncü, elli altı yıl önce bugün, çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Daha sonra dava Yargıtayca bozuldu ve gazeteciler serbest bırakıldılar.

1949. Büyük Doğu dergisi sahibi Necip Fazıl Kısakürek, kumar oynarken polis tarafından yakalandı.

1959. Ankara'da yayınlanan Öncü gazetesi süresiz olarak kapatıldı.

1971. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu liderlerinden Deniz Gezmiş'in arkadaşları Hüseyin İnan ve Mehmet Nakipoğlu yakalandı.

1972. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesini ihlal ettikleri ileri sürülerek verilen idam cezalarını onayladı.

1974. Hükümet, İmralı adasında gömülü olan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlarının başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.

1977. Liselerde okutulan "Felsefeye Başlangıç" adlı kitabın yazarı Prof. Nebahat Küyel, Aleviler'i küçük düşürme iddiasıyla yargılandı.

1989. Cizre'nin Yeşilyurt köyünde köylülere dışkı yedirdiği iddia edilen Jandarma Tabur Komutanı Cafer Tayyar Çağlayan hakkında üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

1990. Cizre'de binlerce kişi yürüyüş yaptı.

1996. Ankara'da öğrenciler harçları protesto eylemi yaptılar. Çıkan olaylar sonrasında Dil Tarih Coğrafya Fakültesi binasına giren polis 127 öğrenciyi gözaltına aldı. Olaylarda 51 polis ve 100 öğrenci yaralandı.

Aynı gün Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni din düşmanlığı yapmakla suçladı.

2001. NATO, Kosova savaşında "seyreltilmiş uranyum" mermisi kullandığını itiraf etti. Aynı gün, Galatasaray futbol takımı, Avrupa Futbol Birliği, UEFA Kupası çeyrek finalinde deplasmandaki ilk maçta 4-1 yendikleri Mallorca'yı Ali Sami Yen Stadı'nda da yenip, yarı finalist oldu.

Bugün Doğanlar:
1869. İspanya ve ABD'e karşı Filipinlerin bağımsızlık mücadelesine önderlik eden Emilio Aguinaldo. 1876.Türk milliyetçi hareketinin en önemli aydın ve sözcülerinden sosyologü yazar ve şair Ziya Gökalp.
1900.Almanya doğumlu Amerikalı psikoanalizci ve toplum felsefecisi Erich Fromm. 1903.Döneminde Yeni Zelanda'nın en tanınmış yazarı olan romancı ve kısa öykücü Frank Sargeson.
1910. Raşomon, Yedi Samuray gibi filmleriyle uluslararası üne erişen ilk Japon film yönetmeni Akira Kurosawa.
1924. 1948'den sonra ilk Sosyalist Japon Başbakanı Tomiichi Murayama.



Bugün Ölenler:

1842.
Fransız yazar Stendhal.

1953.
Fransız ressam Raoul Dufy.
1960. Nurculuk olarak bilinen İslamcı akımın kurucusu Said-i Nursi, Urfa'da. Halilülrahman Camii mezarlığına gömülü kemikleri 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında Isparta yakınlarında bilinmeyen bir yere taşındı.

Benzer Konular

2 Eylül 2015 / RuffRyders Mustafa Kemal ATATÜRK
18 Kasım 2008 / asla_asla_deme Spor tr
24 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış
20 Mart 2016 / LaSalle X-Sözlük