Arama

Erkin Koray - Sayfa 2

Güncelleme: 24 Ağustos 2014 Gösterim: 33.921 Cevap: 17
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Haziran 2006       Mesaj #11
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Erkin Koray - Öyle Bir Geçer Zaman Ki

Sponsorlu Bağlantılar
Öyle bir geçer zaman ki dediğim aynı ile vaki
Öyle bir geçer zaman ki dediğim aynı ile vaki
Birden dursun istersin seneler olunca mazi
Öyle bir geçer zaman ki

Günlere bakarsın katı katı üzerine çekersin perde
Yoldan geçenler varda her akşam gelenler nerde
Kara yazı yazıldı sanma insanın da kaderi böyle
Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki

Bir cevap buldun mu sorulara yiğitlikte var yine serde
Nasıl gaddar seneler geçiyor durduğu yerde
Sana kara yazıldı sanma insanın da kaderi böyle

Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki

O nedir seni kızdıran memnun edeceği yerde
Bak bir garip diyorki nerede o yarim nerde
Anılara kapılıp kanma dünyanın da düzeni böyle
Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki



Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Haziran 2006       Mesaj #12
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Erkin Koray : Esterabim sözleri

Sponsorlu Bağlantılar
Çok memleketler gezdim neler gördüm görmedim
Bu kocaman dünyada senin gibi görmedim
Estarabim estarabim sagdan soldan estarabim
Öyle bir yar istemem istesem de istemem
Güller bitti dilimde nasil diyeyim bilmem

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Haziran 2006       Mesaj #13
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
ERKIN KORAY TUTKUSU
24 Haziran 1941 de dünyaya gözlerini acan Erkin Koray, emsalleri Baris Manco ve Cem Karaca gibi sanatci bir aileden geliyordu. Annesi Vecihe Koray, Istanbul Sehir Orkestarsinda ve Radyo Senfoni Orkestarsinda görevliydi. Fakat her ailede oldugu gibi Baba Enver ve Anne Vecihe ogullari Erkin in mühendis veya doktor olmasi yönünde tavir aliyordu. Alman Lisesinde okurken, arakdaslariyla kendi halinde müzik yapmaya baslayan Erkin, Kendi tabiriyle "agabeyleri" sayesinde konser verme imkanina kavusuyor ve ondan sonrada konser tekliflerinin ardi ardasi kesilmiyordu. Konserler arttikca, derslere ilgi azaliyordu. Alman lisesinden ayrilarak, haydarpasa lisesine ve en sonunda vefa lisesine kaydoldu. Bu lisede konser verme ve gelirlerini okula birakma karsiliginda diploma aldiginida cekinmeden söyler Erkin Baba.
Konserlerinde Dönemin popüler ingilizce parcalarini söyleyen Erkin Koray, bir yandanda niye Türkce diye kafa patlatiyordu. 1962 yilina gelindiginde tarih, Erkin Koray in ilk plagina sahit oluyordu: Bir Eylül Aksami / Its So Long. 1963 baharinda askere giden Koray, 1965 yilinda askerligini Hava Kuvvetleri Caz Orkestrasinda gitarist olarak tamamladi. 1966 yilinda hem cikardigi EP ile hemde katildigi Hürriyet Altin Mikrofon yarismasindaki basarisizlik, Erkin Koray a bir süre plak yapmama karari aldirdi. Fakat verdigi konserlerde Istanbul Plak yetkililerinin dikkatini ceken Koray, zoraki bir sekilde stüdyoya sokulur ve Kizlarida Alin Askere ortaya cikar. Istanbul Plak la bu basarili ortaklik 1973 yilina kadar devam eder. 1973 de kendisinden izinsiz olarak toplama bir LP cikaran sirketten ayrilir ve Dogan Plak a gecer. 1974 yilina Müge hanimla evlenerek giren Erkin Baba, ayni yil Saskin ve Feshupanallah isimli 45 likleri ve Elektronik Türküler isimli albümüyle Türkiye müzik piyasasini kasip kavurdu. 1975 yili Avrupa da albüm cikarma ugraslarina ayrildi. My Delight/Blonde Man isimli parcalar Avrupa da piyasaya sunulmak icin hazirlandi. Fakat Koray'in nice Avrupa cikartmasi gibi buda sonuclanmadi. 1977 yilinda Erkin Koray Tutkusu isimli harika albümü piyasaya ciktiktan sonra, Türkiye müzik piyasasinin korsan kasetler sebebiyle kemirilmesi, grup müzik anlayisinin kaybolmasi vb. sebeblerden dolayi, esindende ayrilarak Türkiye den ayrilma karari aldi. 5 senelik Almanya macerasindan sonra 1982 yilinda Türkiye de Benden Sana isimli albümüyle yeniden merhaba dedi. Ama Türkiye müzik piyasasinda degismeyen durum, ülkeden ayrilmasina sebebiyet verdi. Bu defa yolu Kanada ya düstü. Burada ikicni evliligini gerceklestirdi. 1983 yilinda Illa ki albümü calismalari sirasinda beyin kanamasi gecirdi. Almanya nin Köln kentinde tedavisi sürerken yayinlanan albüm, oldukca genis ilgi gördü. Hatta uzun zamandir görünüp duyulmadigi TRT den bile teklifler almisti. 1985 yilinda icinde Erkin Koray in 80 li yilalrdaki en büyük hiti denebilecek Cöpcüler i barindiran Ceylan albümü cikti. Illaki albümünden sonra tam bir hayal kirikligi olan albüm, yinede cöpcüler sayesinde ayakta kalabildi. 1986 yilinda Gaddar albümü icin hazirlanmaya baslayan Koray, Ceylan albümünün yeterli maddi imkanlari saglayamamis olmasi yüzünden, bir Pizzacida piyano esliginde sarki söylemeye baslamisti. Bir zamanlar listelerden inmeyen, Türk Rock Müziginin Krali olarak adlandirilan Koray'in müzige olan askini sizlerin takdirine birakiyorum. 1987 yilinda ekonomik acidan kendini rahatlatmak amaciyla, taverna tarzinda Cukulatam Benim isimli bir albüm yayinladi. Albümde Saskin, Sana bir seyler Olmus gibi eski parcalarin yanisira, "birgecede" üretilmis hissi veren parcalar yer aliyordu. Bu durumun sebepleri Türkiye nin ve müzik piyasasinin icinde bulundugu darbogazdi. Rock Müzigi öldü denebilecek bir hal almis, ülkede bir arabesk firtinasi esiyordu. Köyden kente göc artmis, herkes "ekmek" derdindeydi. Ama 1989 yilindaki Hay Yam Yam Cukulatam Benim albümün üstüne ilac gibiydi. Hay Yam Yam, Hayat Katari gibi parcalarin yer aldigi albümün ardindan, yine "ici gecmis" bir albüm olan Tamam Artik piyasaya verildi. Bir cok eski parcasini yeniden yorumlayan Koray, yinede bu albümde bir saheser yaratmayi basarmisti. Cetin Akdeniz ve Erkin Koray in, Baglama - Elektrogitar diyaloglarindan olusan Cetin Ceviz albümü sona erdiriyordu. 1991 yilinda Gülhane de Korg uyla verdigi konser, Tek Basina Konser adi altinda piyasa sürüldü. Bundan sonra 5 yillik bir suskunluk dönemi girdi. Kanada li esinden olan kizi Damla yla ilgilenen Koray, Egitimin Sistemi hakkindaki görüsleri yüzünden, kizinin egitimini kendi üstlenmisti. 1996 yilinda Ahmet Güvenc ve Asim Ekren le kaydedilen Gün Ola Harman Ola yayinlandi. Akrebin Gözleri, Öfke gibi parcalariyla Rock dinleyecilerine derin bir oh cektiren Erkin Baba, 1999 yilinda Devlerin Nefesi isimli albümüyle 2000 yilina girecegimiz su günlerde, hep bizimle beraber olacagini bir kez daha gösterdi.
Gökhan Aya-Münir Tireli - Bir Erkin Koray Kitabi isimli calismadan esinlenerek yazilmistir.
MaTTo - avatarı
MaTTo
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #14
MaTTo - avatarı
Ziyaretçi
Erkin Koray
Erkin Koray ( 25.06.1941) </B>
25 Haziran 1941 İstanbul doğumludur.
Annesi İstanbul Belediye Konservatuarı'nda Klasik Batı Müziği piyano öğretmeni olduğundan dolayı ilk enstrümanı piyano oldu. Hatta kendisine sorulduğu zaman:
- "Ben piyano çalmaya nasıl başlamış olduğumu bile bilmiyorum. Bu enstrümanı doğal olarak çalıyorum.Ben gitarcıyım!", der.
Alman Lisesi'nde okurken aynı zamanda konservatuara da devam etti. Gitara başlama tarihi 1956, ilk konser ise (piyanoyla) 29 Aralık 1957 Galatasaray Lisesi'ndedir. O konserdeki repertuarı veriyoruz:
1) Ain't That a Shame - Fats Domino
2) Whole Lotta Shakin' Goin' On - Jerry Lee Lewis
3) Hound Dog - Elvis Presley
4) I'm Walkin' - Fats Domino
5) Don't Be Cruel - Elvis Presley
Bu konser Erkin Koray'ın hayatının büyük bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. O güne kadar Elektronik ve Atom Mühendisi olmak isteyen Erkin, belki kaderin cilvesi, belki de normal netice olarak, kendi tabiri ile "Elektronik Müzik Mühendisi" olur.
O konseri, tam bir ay sonra 25 Ocak 1958 de Eminönü Halkevi, 20 gün sonra Alman ve arkasından Avusturya Lisesi konserleri izler. Ve artık önüne geçilemeyen bir konserler zinciri birbirini takip eder. Gazeteler kendisinden "Rock'n'Roll Kralı" diye bahsediyorlardır artık...
1963 - 65 yılları arası askerlik yıllarıdır. Hava Kuvvetleri Caz orkestrası'nda Gitarist - Solist olarak görevini yapar. Söylediği şarkıların notalarını 14 kişilik orkestraya yazar. "Rock şarkılarını büyük orkestra ile söylemek çok şahane bir olaydı. Neredeyse askere tekrar gideceğim geliyor", diye bahseder o yıllardan...
Askerden sonra "olayı yerinde incelemek" amacıyla doğru Almanya'ya gider. O sırada Beatles'ın da oradan şöhret olmuş olduğu, müziğin kalbinin attığı yer sayılan Hamburg'daki Star Club'da alır soluğu... Her gün en az üç İngiliz grubu çalmaktadır Star Club'da... Onları yakından izler. Bir çoğuyla da tanışır. Amaç Türkiye'de yapılacak olan şeyin hakkını vermektir. Bu arada Hiccups adlı bir Alman Grubu'yla da sahneye çıkmayı ihmal etmez. Ki, daha sonra o grubun basçısı Bernhard Weber'i yanına alarak dönecek ve bu olay Türkiye'de Hard Rock döneminin başlangıcı olacaktır.
Diğer yandan ilk Elektro - Bağlamayı da Şemsi Yastıman'a tarifini vererek yaptırıp, o konuda da bir ilk olur. "Ben sazcı değilim. Saz çalanlara örnek olsun diye yaptım", der ama, sahnede kullanmayı da ihmal etmez.İki yıl sonra, askerden önce yaptığı "Bir Eylül Akşamı" adlı plak (kendi öyle diyor) sayılmazsa, ilk plağını dolduruyor: "Kızları Da Alın Askere - Aşk Oyunu". Onu "Anma Arkadaş, Sana Birşeyler Olmuş, Kendim Ettim Kendim Buldum" gibi 45'lik plaklar takibediyor. (Diskografi bölümünde, çıkmış olan plakların tam listesini bulabilirsiniz)
1971'de Fransa'ya gider, döndüğünde "Yağmur" piyasaya çıkar. 1974'te ise "Şaşkın, Fesuphanallah, Estarabim, Arap Saçı" ile bu sefer başka bir döneme imzasını atar. Sonra uzunca bir yurtdışı seyahati 1975 -1984 yılları arasına rastlar. 1983 yılında Kanada'da bir kız çocuğu sahibi olur. Bu onun dönüş sinyalidir. Çünkü: "Ben çocuğumu en az 18 yaşına kadar Türkiye'de büyütmek isterim", der.
Dönüşten sonra özel durumları yüzünden, "kızı ayağa kalkacak yaşa gelinceye kadar" bir aradan sonra, yine bir İLK'e adını yazdırır: İstanbul Beyoğlu'nda BİLSAK (Bilim, Sanat, Kültür Merkezi) nde ilk Rock Bar açılır.
"Bu da Elli'sinden sonraki ilk ...", diyor kendisi bu işe... Şimdi yüzlerce Rock Bar var Beyoğlu'nda... Orada eşine rastlanmayacak değişik bir formasyonla sahneye çıkar. Önünde klavye ve sırtında gitar...
Her babayiğidin harcı olmayacak bir gösteri yapıyor Erkin Koray sahnede...

HAKKINDA YAZILANLAR

Bir Erkin Koray Kitabı
Münir Tireli, Gökhan Aya
Ada Müzik Kitapları

..varlık yokluk derdini şu kafandan sil bırak densiz işleri de kendini bilgerin şöyle, bir derin nefes al.kaç nefes alacağın var ya, hiç belli değil .-Ömer Hayyam

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


erkin koray'ın hayatı
Yazan: Önder Ergun

Doğu ile batının en "cilveli" buluşma noktalarından biri olan şehri İstanbul da, 1941 yılının 24 Haziran gününde dünyaya gözlerin açtı. Babası Enver, annesi Vecihe *Koray*'dı. Vecihe hanım; *Erkin*' i, İstanbul belediye Konservatuarında sanat hayatına başlamasının bir yıl sonrasında, otuz dört yaşında dünyaya getirdi. Piyanistliği *ilk* zamanlarda icracı olarak sürdürmekteydi. İstanbul şehir orkestrasındaki müzisyenliği dışında solo konserleri de olmuştur. Nedeni meçhul, bu tür çalışmalarını aza indirgedi ve
hayatını konservatuarda öğretmenlik yaparak devam ettirmeye karar verdi.

İşte bu vakitlerde 1943'te *Erkin*' in, Korkut adını verdikleri kardeşi dünyaya geldi. *Erkin*, beşinci yaşını bitirirken annesinden piyano dersleri almaya başlamıştır. Müzikle beraber büyüyen *Erkin*, Alman Lisesinde okumaya başladı. 1955/1956 yıllarında rock müzikle tanıştı. İki arkadaşıyla beraber rock şarkılarını kendi zevklerine göre çalmaya başlayan *Erkin **Koray* bir tanıdıkları sayesinde konser verme imkanı buldular. 1957'nin 29 Aralık günü Galatasaray Lisesinde *ilk* konserini verdi. Bu konser; hem *Erkin **Koray*' ın sahne hayatına start vermiş, hem de Türkiye' deki rock müziğinin miladını belirlemiştir. *Erkin **Koray*' ın Amerikalı bir asker sayesinde *ilk*elektro gitara sahip olması görüşleri arası ihtilaf olsa da "bir rock müzisyeni" olarak elektrikli gitara sahip *ilk* Türkiye Cumhuriyeti müzisyeni olduğunu söyleyebiliriz.

Mühendislik okumayı düşünen *Koray*, müzikle uğraşmaktan daha çok hoşlanıyor ve git gide okuyacağı okulla ilgili düşünceleri değişiyordu. Büyük bir ihtimalle bu yüzden ailesi ile girdiği tartışma sonucu on yedi yaşında evi terk etti. Birkaç konser daha veren *Koray*, 1958 senesinde yoğun iş teklifi almaya başladı.

*İlk* düzenli programına Moda Rainbow Otelinde çıkmaya başladı. Kısa süre sonra Cadde Bostan Gazinosuna transfer oldu. 1959 yılında 18 yaşındaki * Koray*, klüplerden aldığı cazip teklifleri daha iyi değerlendirmek amacı ile *"Erkin Koray Ve Ritimcileri" *adındaki *ilk* grubunu kurdu.*1962* yılında İstanbul, İzmir ve Ankara klüp çevrelerinde popüler bir hale gelmişti ve *
1962*'nin sonlarına doğru *ilk* plağı *"Bir Eylül Akşamı"* adı altında piyasaya çıktı. O dönemde kentli dinleyicinin hiç hoş gözle bakmadığı Türkçe sözlü şarkı formatıyla marjinal bir çalışma olarak karşımıza çıktı ve bu plak Türkiye'nin *ilk* ciddi rock plağı olarak tarihteki yerini almıştır.

1963'ün baharına doğru askere giden *Koray*, askerliğini 1965 yılının sonbaharında Hava Kuvvetleri Caz Orkestrasında gitarist olarak tamamladı. Kendi deyimiyle Avrupa ülkelerine "felsefe ziyafeti" için çıktı. *Koray*, Aralık 1965'deki dönüşünde karşılaştığı önemli bir durum ise Almanya günlerinden beri makas vurdurmamış olduğu saçlarıydı.

*Koray*, 1966 yılına gelindiğinde iki başarısız hamlede bulundu: Bunlardan biri; "Altın Mikrofon" yarışmasıydı, bir diğeri ise; *"Balla Balla"* adında çıkardığı ikinci plağı oldu. Tekrar klüp çalışmalarına dönen *Koray*, Ocak 1967'de *"Erkin Koray Dörtlüsü"* adındaki yeni grubunu kurdu. İstanbul Plak tarafından fark edilen *Koray* 1967 yılında çok tutulan 45'liği "Kızları da
Alın Askere" yi çıkarttı. Bu çıkışı 1967'de piyasaya sürdüğü "Anma Arkadaş" 45'liği ile devam ettirdi. 1968 yılında artık ülke çapında tanınan biri olmuştur.

1968'de tekrar Altın Mikrofon yarışmasına katıldı. *"Çiçek Dağı"* adlı türküyü düzenleyen "*Koray* dörtlüsü" bu yarışmada dördüncü oldu. Bir süre sonra bu grubu dağıtan *Koray* 1969'un yazında, *"YER ALTI DÖRTLÜSÜ" *adı altında yeni bir grup kurdu ve 1969 yılında bu grubuyla *ilk* plağını* "Aşka Dönüyorum" *adıyla çıkarttı. 1970 yılına yaklaştığında grup ikinci plağını
"Yine Yalnızım" gibi aranjman mantığıyla yaptı. Bir sonraki 45'liği ise "Nihansın Dideden" ile artık kimliğini oturtturmuştu. Bu yıllarda kısa zamanda sesini duyuran Orhan Gencebay ile tanıştı. Sentezleme girişimini benimseyen "Senden Ayrı" adlı 45'liğini, daha sonrada "Kıskanırım" adlı 45'liğini çıkarttı. Bu plakta, en çok ilgiyi plağın arka yüzündeki "ilahi Morluk" adlı parça gördü. *Koray* 1971'in Mayıs ayında dönemin ünlü müzik muhabir Arda Uskan ile Fransa'ya gitti.

Fransa'dan dönen *Koray*, *"Erkin Koray Süper Group" *adında yeni bir grup kurduğunu ilan etti. 1971'in Aralık ayında bu grup *ilk* plağını "Yağmur" olarak piyasaya sürdü. *Koray*, bu plakla arabesk tavrını sürdürüyordu. Arka yüzdeki *"aşka inanmıyorum"* parçası bir hayli ilgi görmüştür ve bu albüm 1972 yılının en çok satan 45'liklerinden biri olmuştur. 1972 yılının Şubat
ayında ise "Sen Yoksun Diye" adlı ikinci 45'liği çıkartmıştır. Plağın arka yüzünde dönemin en çok sevilen parçası *"Goca Dünya"* yer alıyordu. 1972 yılında *Erkin **Koray* Süper Group' un tarihe karıştığını açıkladı. Aynı müzikten hoşlanan bas gitaristçisi Özkan Uğur'u alarak *"TER"* adında yeni bir grup kurdu. Bir Orhan Gencebay bestesi olan *"Hor Görme Garibi"* ile grup 45'liğini dinleyicilere sundu, plağın arka yüzünde* "Züleyha" *adında nefis bir sentez parça kaydetmişlerdi.

TER topluluğu 1973'ün sonlarında sessizce dağıldı. Para sıkıntısı çeken *Erkin **Koray* Mayıs 1973'de "Mesafeler" adlı plağını çıkartmıştır ve bu plaktan üç ay sonra *"STOP! ERKİN KORAY"* adlı yeni grubunu kurmuştur.

1974 yılında çocukluk arkadaşı olan Müge ile evlenen *Koray*, *ilk* kez kendi başına çıkıyor ve istediklerini rahatça ortaya çıkartmak istiyordu. 1974'ün Mart ayında çıkarttığı "Şaşkın" 45'liği ile büyük bir yankı uyandırmıştır. Bu plak *Erkin*'in ikinci büyük çıkışı olmuştur. Elektro sazında mucidinin *Erkin **Koray* olduğuna dair yaygın bir kanaat var. 1974'de yapmak istediği bir çalışma ile çıkışı devam etti. *"Elektronik Türküler","Karlı Dağlar","Sır","Hele Yar".* Kısa bir kayıt molasında yaptıkları ilginç *"Korkulu Rüya*"nın ardından *"Fesupanallah*" ve "*Yalnızlar Rıhtımı*" plağın *ilk* yüzünü oluşturuyordu. Plağın arka yüzünde ise Ürgüplü
Refik Başaran'ın ünlü türküsü "Cemalim" yer alıyordu.

1975 senesinde arabesk tarzında çalışmaya yönelen *Koray*, *"Estarabim*" 45'liğiyle devam etti. 1975 hitleri arasına girdi. Avrupa seyahatine devam eden *Koray* 1976 yılının Mayıs ayında "Arap Saçı" adında bir 45'lik daha çıkarttı.

1976 Temmuzunda *Koray*, "*The Great Error*" adı altında bir grup kurdu. Kervan plakla mukavele imzalayan grup *ilk* 45'liğini Ekim 1976'da "Cümbür Cemaat" adıyla çıkardı. Avrupa turnesine giden grup tutunamadı. *Koray*, Haziran 1977'de *"Erkin Koray Tutkusu" *adı altında bir 45'lik daha çıkardı. Eski dostlarının yardımıyla çıkan bu albümde iki güzel parça, enerjisi ve gitar sololarıyla dikkat çekiyordu. İlki *"Allah Aşkına",* ikincisiise *"Varsın Ekmeğimde, Varsın Suyumda, Yalnız Sen Varsın Hasta Ruhumda".* Politik çatışmaların had safhaya ulaşması, can güvenliğinin tehlikede olması nedeni ve ailevi sebeplerden 1977'de eşinden boşandı ve Almanya'ya gitti. 12 Eylül darbesini yurt dışında öğrenen *Koray*, 1981'in sonlarına doğru ülkeye geri
döndü. Temmuz 1982'de *"Benden Sana"* adlı albümünü çıkarttı. Bu albümünün tutulmamasıyla maddi sıkıntıya düşen *Koray*, Kanada'ya gitti. 1983'ün yazında tekrar ülkeye dönen *Koray*, yeni kaset çalışmalarına başladı. Kayıtları iyi bir stüdyoda yapmak için Almanya'ya giden *Koray*, orada beyin kanaması geçirmiştir. Köln'de tedavisi sürerken 1983 Aralığında yeni *albümü
* "illa ki" piyasaya çıkmıştır. Bu albümde dikkat çeken; *"Deli Kadın","Tek Başına"* gibi iki güzel parça vardı. 1984'de *Koray*, artık TRT ekranlarında görülmeye başladı. 1985'in sonbaharında *"Ceylan"* *albümü* ve*albümü*ayakta tutan *"Çöpçüler"* şarkısı vardı. Bu albümün tutulmasına rağmen korsan kasetçilerden dolayı para sıkıntısı çeken *Koray* H. C. Restaurant adında
bir pizzacıda çalışmaya başladı. 1986 yılının sonbaharında "Gaddar"ı piyasaya sürdü. 1990'lara yaklaşırken gençliğin belirli bir kısmı rock dinlemeye başlıyordu. 1989 yazında *Koray*, en enerjik çalışmalarından biri olan *"Hay Yam Yam*" adlı albümünü çıkarttı. Bu albümünde *"Hayat Katarı*"da *"Hay Yam Yam"* kadar ilgi görmüştür. 1990 yılında "Müzik beni bırakmadıkça,
benim müziği bırakmam söz konusu olamaz" diyen *Koray*, bu yılda manası üzerinde *"Tamam Artık*" adlı albümünü piyasaya sürdü. Bu albümde eski parçaları da bulunuyordu."Öyle Bir Geçer" ve yeni parçası "Hare Krisha" doğu felsefesinin derin etkisi altında kaldığını gösteriyordu. 1991 senesinde Gülhane Parkında verdiği ateşli konserle, genç dinleyicilerini büyülemişti.
Bu konser *"Tek Başına Konser"* adıyla albüm halinde piyasaya sürüldü. Bu arada 1980'lerin ortalarında söylenmeye başlanan *"Rockın Babası Erkin Koray", "Erkin Baba*" gibi tanımlamalar git gide çoğalıyordu. Bundan sonra dinlenmeye çekilen *Koray*, Haziran 1996'da tekrar döndü. *"Gün Ola Harman Ola"* adıyla bir albüm çıkardı, bu *albümü* kaset ve CD formatında piyasaya
sürüldü. *"Akrebin Gözleri","Öfke","Mezarlık Gülleri"* gibi sert rock parçalarının yanı sıra "*Melek misin?", "Mermer gibi*" hoş ve duygusal parçaları toplamıştı. Bu güzel albümün ardından 1998 yılında *"Devlerin Nefesi"* adlı albümünü çıkarttı. Bu *albümü* çıkartmayı düşünmeyen *Koray*'ın son *albümü* (şimdilik) olmuş oldu.

60 yıllık bir dev. Türkiye rock'ının tartışılmaz ismi *Erkin **Koray*, hala bar programlarına ve zaman zamanda konserlerine devam etmektedir.
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
19 Haziran 2007       Mesaj #15
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
Erkin Koray erkin1

Elektro bağlamanın yaratıcısı (!) , İlginç sentez adamı, Türk Rock müziğinin babası Erkin Koray, 24 Haziran 1941'de İstanbul'da dünyaya gelir. Enver beyle Vehice hanımın ilk oğludur. Annesi Vecihe Koray, Belediye Konservatuarında piyano öğretmeni olarak çalışıyordu ve müzisyen bir anneye sahip olmak, kendisinin ve kardeşi Korkut Koray'ın ufak yaşlarda müzikle tanışmalarında önemli rol oynadı. Bir başka deyişle Türk rock'ının üç devinden biri olan Erkin'de müziğe annesinin karnında başlamıştır. Klasik müzik evde tüm yaşamı biçimlendirir. 5 yaşında piyano dersi almaya başlar. Daha sonra gitara ilgi duyar. Gitarın daha canlı ve hareketli olması O'nun bu seçiminde önemli rol oynamış olabilir. Kardeşi Korkut'la beraber sıkı bir müzik eğitiminden geçerler. Annesinden almaya başladığı piyano dersleri ile müzikle ilgilenmeye başlayan Erkin Koray'ın rock'n'roll'a karşı olan yakın ilgisi, ortaöğrenimini gerçekleştirdiği Alman Lisesi sıralarındayken başlamıştır . Dönemim ünlü Rock'n Roll parçalarını arkadaşlarıyla birlikte çalmaya başlar. Bu dönem içinde Türkiye'de bu tarz müzik yapan ilk ve tek grup Deniz Harp Okulu Orkestrasıdır.

Erkin Koray ve arkadaşları çalışmalarını amatörce sürdürürken karşılarına büyük bir fırsat çıkar. 1957 yılında Galatasaray Lisesinde bir konser verirler. Seyirciler arasında o zaman orta ikiye gitmekte olan Barış Manço da vardır.

Erkin Koray ve arkadaşlarından çok etkilenen Manço, bir gün kendisinin de böyle konserler vereceğini hayal ederek müzik çalışmalarını sürdürür. Bu konser Erkin Koray'ın müzik hayatına start verir. Liseyi bitirince atom mühendisi olma gibi düşünceleri olan Koray'ın bir yandan da rock'n'roll tutkusu peşini bırakmıyordu. Sonunda müzik daha ağır bastı ve okulu bitirir bitirmez evi terkedip hayatını müzikten kazanmak üzere yola koyuldu.

Bu dönemlerde Türkiye'de müzisyenlerin elinde gitar bulunması, hele bir de elektrogitar bulunabilmesi zor ve nadir rastlanan bir olaydı ve Erkin Koray bir şekilde eline geçen ilk gitarlarla kendi kendine çalışmaya başladı.

1960'ların ilk dönemlerinde Erkin Koray, aralarında davulda kardeşi Korkut Koray'ın da bulunduğu Erkin Koray ve Ritmcileri isimli grubuyla, kendisinin gitar çalıp söylediği ve rock'n'roll çaldığı bar ve klüp programları yapıyordu. Daha sonra kendisine gelen 45'lik doldurma teklifini kabul eden Koray, ilk 45'liği 'Bir Eylül Akşamı/It's So Long'u kaydeder. Bu plağın özellikle B yüzünde bulunan It's So Long'un, İngiltere'de Beatles'ın öncülük ettiği Beat müziği özelliklerini taşıması ve Beatles'ın ilk plağı 'Love Me Do' ile hemen hemen aynı tarihte piyasaya sürülmüş olması, yani Koray'ın bu tarzı Beatles'tan hiç bir şekilde etkilenmeden kendi içinden geldiği gibi ortaya çıkarmış olması bir hayli ilginçtir.

Sıra askerliğe gelmiştir. Bu 45'likten sonra askere giden Erkin Koray Vatani görevini Eskişehir Hava Kuvvetleri Caz Orkestrasında yerine getirir. Bu dönemde türkülerimizi tanır ve bunları Batı müziği tınılarıyla yorumlamaya başlar. Askerden döndükten sonra bir süre daha İngilizce çalışmalarına ve klüp programlarına devam eder. Bu programların birine seyirci olarak gelmiş olan İstanbul Plak yetkililerince fark edilen Koray, 1967 yılında ülke çapında üne kavuşmasında büyük rol oynayan 'Kızları da Alın Askere' isimli 45'liğini yayımlar.

Bu plakta çalan grup Erkin Koray Dörtlüsü grubuydu. Erkin Koray bu grupla başka çalışmalarda da bulunur; hatta 1968 yılında Altın Mikrofon yarışmasına girip dördüncülük alır.

Bu dönemler ilerlerken Koray, uzun süreden beri saçına makas vurdurmadığı için Türkiye'ye göre o dönemler gayet marjinal gelen bu davranıştan ötürü oldukça tepki alıyordu. Sene 1970'e geldiğinde, çok daha ciddi anlamda rock ve özellikle Türkiye'ye göre son derece 'Underground' olarak adlandırılan bir müzik yaptıkları grup olan Yeraltı Dörtlüsü'nü kurar. Aslında Erkin Koray'ın bu grupla beraber çaldığı şarkılar dönemin popüler şarkı ve türkülerinin aranjmanlarından başka birşey değildi ama ne aranjman!

Koray dönemin türkü, türk sanat müziği gibi eserlerini Underground tarzda yorumluyordu. Bunu yaparken grubuyla kiraladığı komün evlerinde batı rock müziği ve doğu müziği hakkında ciddi araştırmalar yapıyorlardı bu araştırmalar sonucu ortaya çıkan çalışmalarda bu iki kültürün müziğini sentezliyorlardı. Bunlara örnek olarak 1970 yılında aranjmanını yaptığı dönemin popüler Neşet Ertaş türküsü 'Kendim Ettim Kendim Buldum' (Bu parçanın aranjmanını aynı sene içerisinde Cem Karaca da yapmıştı), türk sanat müziği olarak 'Nihansın Dideden','Kıskanırım', 'İstemem', Anadolu Rock olarak 'Köprüden Geçti Gelin' verilebilir. Bu aranjmanların yanısıra, grubun tamamen kendilerine ait olan ve batının psychedelic rock grupları ile yarışacak nitelikte olan 'Meçhul', 'Gel Bak Ne Söyliycem', 'Gün Doğmuyor', 'İlahi Morluk' gibi çalışmaları da mevcuttur. Bu dönem Erkin için parlak bir dönemdir. Yapmacıksız , kendi yorumuna yeni motifler katarak yapar müziğini. Yaşam tarzına hippy felsefesini uygular.

Yeraltı Dörtlüsü ile psychedelic rock yaparken yararlandıkları en büyük avantaj, batıdaki Pink Floyd, Grateful Dead gibi psychedelic rock gruplarından daha doğuda bir ülkede yaşamalarıydı. Dönemin Avrupalı çoğu rock müzisyeninin doğu mistisizmine ve de özellikle Hindistan'a merakı vardı ve bu merakı müziklerine de bol miktarda yansıtıyorladı. Bunun en önemli örneklerinden birisi Beatles'ın önce 'Norwegian Wood' adlı 45'liklerinde, daha sonra da 'Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band' albümlerinin 'Within You Without You' parçasında 'Sitar' kullanmasıydı. Sitar kökeni doğudan gelen bir enstrümandı ve bu enstrümanı İngiltere'de Beatles; Türkiye'de ise o dönemlerde Rock Müziği ile oldukça ilgili bir müzisyen olan 'Orhan Gencebay' kullanıyordu. O dönemlerde Erkin Koray ve Orhan Gencebay birbirlerinin müziklerinden ve fikirlerinden son derece etkilenmiş oldukça iyi iki arkadaştı ve bol miktarda fikir alışverişleri yapıyorlardı. Zaten Erkin Koray'ın 1974 ve sonrası doğu müziği etkilenimli çalışmaları da bu fikir alışverişlerinin meyvalarıydı.

Supergroup'un yaptığı çalışmalardan özellikle 'Yağmur', o dönemlerde genelde Orhan Gencebay bestelerini yorumlayan Mine Koşan'ın da söylediği bir Vedat Yıldırımbora bestesiydi. Erkin Koray'ın ellerinde şahane bir psychedelic rock parçasına dönüşen bu aranjman, Orhan Gencebay tarzındaki besteler ile psychedelic rock'ın ne kadar uyumlu olduğunun en güzel örneklerinden birisidir. Bu parça listelerde büyük başarı kazanır. Fakat bu grupta uzun sürmez. Erkin Koray Supergroup 1972 yazına kadar çalışmalarını devam ettirdikten sonra maddi sıkıntılardan dolayı Yeraltı Dörtlüsü macerasını 1971'e kadar sürdüren Koray, 1971'de grubu dağıtıp John Lennon'la olan efsanevi görüşmesini gerçekleştirmek ve orada bir süre macera yaşamak amacıyla Fransa'ya gitti. Fransa dönüşünde yeni bir grup arayışına giren Koray, 70'lerdeki ikinci grubu 'Erkin Koray Supergroup'u kurdu. Bu grupla rock müzik piyasasına iki adet çok sağlam 45'lik kazandırdı.

Grubun dağılmasından çok kısa bir süre sonra Koray, 'TER' adlı yeni bir grup kurdu. Erkin Koray bu grupla daha önce yapmadığı kadar underground çalışmalara yönelmek istiyordu. Bunu da bu grupla çıkarttığı 'Hor Görme Garibi' isimli 45'lik gayet iyi gösteriyordu. Bu plağın A yüzünde Erkin Koray, Orhan Gencebay'ın parçasını Heavy Metal'e yakın bir sertlikte yorumlamıştı. Fakat ne yazık ki yaşadığı ülkenin plak yapımcılarının underground müzik anlayışına pek de sıcak bakmamaları nedeniyle bu grupla başka plak yapamadı. TER grubu da dağıldıktan sonra 45'lik çıkarmadığı 'STOP!' isimli bir grup kuran Erkin Koray, daha sonra tamamen kendi adına çalışmalara girişti. Bunlardan ilki, enfes bir psychedelic rock şaheseri olan 'Mesafeler' isimli parçadır.

Avrupa'da Alice Cooper ve David Bowie renkli yüz makyajlarıyla sahneye çıkmaya başlamıştır. Erkin de uygular bu modayı ve büyük ilgi görür. Bu çalışmadan sonra Erkin Koray uzun süreliğine yurtdışına gider. Erkin'nin müziği artık yeni bir boyut almaya başlamıştır. Orhan Gencebay'la olan beraberlik ve yıllardır ilgisini çeken Doğu mistizmi meyvesini vermeye başlamıştır. Ve Erkin Koray'ın icat ettiği 'Elektro bağlama' nın nağmeleri sarar ortalığı. Arabesk Erkin Koray'ın müziğinde yerini almaya başlamıştır. Bu sırada da felsefe gezilerine ara vermez. Yolculuk bu sefer Doğu mistizminin ve hippy felsefesinin kaynağınadır. Hindistan , Nepal , İran , Kuzey Afrika uğradığı yerlerdir.

Yurtdışından döndükten sonra doğu etkilenimli çalışmalarına yer vermeye başlar. Bunlardan en önemlileri, hemen hemen bütün Türkiye'nin çok iyi bildiği 'Şaşkın', 'Arap Saçı', 'Fesuphanallah' gibi çalışmalardır. Bu dönemde bu tarz çalışmalara ağırlık vermesinin yanında 'Krallar', 'Hadi Hadi Oradan' gibi rock çalışmaları, hatta başlı başına rock parçalarından oluşan 'Elektronik Türküler' adında bir tane de LP yapan Koray, 1974-1977 yılları arasını böyle geçirdi. 1977 yılında,70'lerde Türkiye'de kurduğu son rock grubu olan 'Erkin Koray Tutkusu' isimli grubunu kurup, bu grupla aynı adı taşıyan bir rock LP'si çıkarttıktan sonra uzun süreler ortadan kayboldu Erkin Koray. Uzun bir süre yurtdışında yaşamak üzere Koray'ın Türkiye'yi terk etmesinin birçok nedeni vardı. Bunun en önemli nedeni, 70'lerin ikinci yarısında Türkiye'de cereyan etmiş politik gerginlikler ve bu gerginliklerin ülkeyi müzik yapılamayacak hale getirmesiydi.

12 Eylül Darbesinin haberini yurdışındayken alır. 1981 sonlarında yurda dönmeye karar verir. Bu dönemdeki Orhan Gencebay - Erkin Koray arabesk-pop çalışmaları Türkiye gerçeğini vurgular. Bu çalkantılı dönemde politikaya soyunmaya karar verir. Ama kıyısından döner. Yurtdışından döndükten sonra uzun bir süre tamamen solo çalışmalar yapan Erkin Koray'ın bu dönemdeki en ünlü çalışması şüphesiz 'Çöpçüler'dir.

90'larda zaman zaman çalışır, ama daha çok kızıyla ilgilenir. Israrla okula yollamaz. Sisteme tavrını birkezde burda koyar. Uzun süre İstanbul'a uğramayan Erkin Bodrum'da Estarabim adlı bir bar açar. Hem işletir, hemde şarkı söyler. Bu dönemde yayın hayatına başlayan binlerce özel radyo'da 'erkin koray klasikleri yayınlanmaktadır.

Yeni nesil yeni seçim' dönemidir. Pop müziğinde patlamalar yaşanmaktadır. Bu dönemde piyasada o kadar çok pop müziği albümü ve sanatçısı vardır ki sanırsınız pop sanatçısı üretim çiftlikleri kurulmuş da adlarını bile bugün anımsıyamadığımız bu kişiler buralarda üretilip yeni seçimlerde bulunacak olan yeni nesil'in kullanımına sunuluyor. Bu patlamalar daha sonraki yıllarda 'Halk Müziği' Rock ve Nostalji olarak devam etmiştir. 1996 yılında tüm bu patlamaların ortasında uzun bir suskunluk dönemi sonrası 'Gün Ola Harman Ola' albümüyle Erkin Koray yeni şarkılarını yeni nesil için söyler. 59 sene kolay geçmemiştir Erkin Baba için. Sokak kavgaları, konserler, turneler, seyehatler, hastalıklar... Fakat bu güne kadar ilk günkü çizgisini sürdürmüştür. Erkin koray için ' Rock bir müzik türü değil, bir hayat tarzıdır.' Devlerin Nefesi isimli son albümünü Haziran 1999'da çıkaran Erkin Koray, İzmir'de yaşadıktan sonra İstanbul'a yerleşmiştir.

Erkin Koray
king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
13 Ağustos 2008       Mesaj #16
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
koray erkin erkinkora 101b
11 85zemin
11 85baba1
Son düzenleyen KisukE UraharA; 13 Ağustos 2008 19:20 Sebep: Sayfa Düzeni
king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #17
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
erkin1


erkin koray


Erkin Koray
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
24 Ağustos 2014       Mesaj #18
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Anadolu rock türünün kurucularından olan, 24 Haziran 1941 doğumlu Türk şarkıcı.

Gerçek Adı: Erkin Koray
Doğum Yeri: İstanbul
Doğum Tarihi: 24 Haziran 1941

Hakkında:
- 1967 yılında çıkan "Kızları da Alın Askere - Aşk Oyunu" adlı 45'liği ile ünlendi.
- Hürriyet Gazetesi tarafından 1968 yılında düzenlenen Altın Mikrofon Yarışması'nda seslendirdiği "Meçhul" ve "Çiçek Dağı" şarkıları daha sonra bir plak şirketi tarafından basıldı ve yüksek satış rakamlarına ulaştı.
- İlk albümünü 1973 yılında kendi ismiyle yayımladı.
- "Şaşkın", "Estarabim", "Çöpçüler", "Fesuphanallah" ve "Arap Saçı" gibi şarkılarla 70-80'li yıllara damgasını vurdu.
- 1999 yılında "Devlerin Nefesi" adlı albümü piyasaya çıktı.

İlk Albüm: Erkin Koray


Karnaval.com

🌘 🚀

Benzer Konular

1 Mart 2018 / BARIŞ Müzik tr
20 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
12 Mayıs 2011 / Efulim Müzik tr
23 Kasım 2006 / Mystic@L Siyaset tr
18 Mart 2014 / Jumong Spor tr