Arama

Emo Rock

Güncelleme: 23 Mart 2008 Gösterim: 16.751 Cevap: 3
DaRqqOoGiRl - avatarı
DaRqqOoGiRl
Ziyaretçi
3 Aralık 2007       Mesaj #1
DaRqqOoGiRl - avatarı
Ziyaretçi
Bugünün modern Emo Rock'ının temsilcileri Incubus, Dashboard Confessional, Jimmy Eat World, New Found Glory, Hoobastank, yani MTV'de duyduğumuz ve duyamadığımız grupları tanıyacak ve hangisi Emo Rock, hangisi punk, hangisi ne, öğreneceğiz. Ayrıca, geçmişten bugüne, türün nasıl değiştiğini de göreceğiz.

Sponsorlu Bağlantılar
Hardcore Punk'ın bir uzantısı olarak başlayan ve günümüzde Alternatif Rock'ın önemli bir türü olan Emo Rock kısa zamanda, modern punkların ve indie rockerların yeni favorisi oldu, progressif gitar tonları, karmaşık şarkı yapıları, melodik ve dinamik gürültüsü ile hemen tanındı. Bir kısım ise pop'a daha yakın durdu. Emo şarkı sözleri, oldukça kişisel, şiirsel ve biraz da itiraf havasında. Diğer rock türlerinden biraz daha az maço. Her ne kadar "sen bunu külahıma anlat" dense de, reklam ve ticari kaygılara karşın, reklamı yapınan müziğin gerçekten duyguları yansıtamayacağı görüşündeler. Bu yüzden aynı anda hem enerjik ve mücadeleci, hem de kişisel, özel ve aşırı duygusal olmayı başarabilen bir tarz. (Bakınız, Incubus - Drive.)

Dinlediğimiz herşeyin ucu aslında 80'lere bağlı!

80'lerin, kabartılmış saçları ile aşk şarkıları söyleyen rock gruplarının, kabarık kollu gömlekleri ve dar jeanleri ile dans eden kadınların dönemi olduğunu söyleyen büyük kardeşlerinizin atladıkları bir şey var. Şu an elektronik ve hip hop ile birlikte, endüstrinin en büyük lokomotiflerinden biri olan alternatif rock müziğinin temelleri, tıpkı diğer ikisi gibi, 80'lerde oluşmaya başladı.

80'li yılların ortalarında, 70'li ve 60'lı yılların pop'unun etkisi ile, yeni bir akım ortaya çıkmaya başladı. The Cure, REM, The Cars, Talking Heads gibi gruplar, 70'lerin sonları ve erken 80'lerde disco, punk gibi akımlar ortalığı kasıp kavururken, o yılların underground piyasasını oluşturdular. Ancak punk ve disco yok oluverince bu gruplar yer üstüne çıkmaya başladı ve boşalan underground piyasayı dolduracak yeni birşeyler gerekti.

Fugazi (Her gruptan sonra, parantez içinde ilk olarak dinlenmesi gereken şarkılarını yazmaya çalışacağım: Waiting Room), Sonic Youth (bu ikisi hala müzik yapıyorlar), Superchunk, Rites of Spring. (Other Way Around)... Bu gruplar, en genel adıyla "indie rock" diye bilinen tarzın (ilgili terimleri sonradan inceleyeceğiz) yaratıcısı oldular. Rites of Spring, bildik sert punk ritimleri ile, kişisel ve duygusal şarkı sözlerini ilk birleştiren ve dolayısıyla da türün temelini atan grup oldu. Bu yeni yapılanma, kendisine üs olarak Washington D.C.'yi seçti ve underground, birden yeni gruplar ile doldu. Bu gruplar, yer altında kalmak durumundaydılar, çünkü çok kişisel bir müzik yapıyorlardı ve reklam karşıtı tavırları, basının işine hiç gelmiyordu. Bu yüzden kısa ömürlü gruplar, ufak bir firmadan çıkan birkaç plaktan ibaret bir diskografi, çoğu zaman bir demo ile sonlanan maceralar bu tür için oldukça olağandı.

"Emo" ne demek, ne saçma bişi, emotional gibi mi yani?

"Emo Rock" teriminin ortaya çıkması da bu döneme rast geliyor. Ben de dahil çoğu kişinin düşündüğü gibi Emo, "emotional / duygusal"ın kısa hali değil. Yani duygusal, hüzünlü rock anlamına gelmiyor! Zamanında safça rollerde oynayan Emo Phillips adlı bir aktör varmış ve Fugazi Konseri'nde sıkınan bir seyirci, "siz gidin Emo Phillips'e rock yapın" diye bağırmış! Ancak grup, o gürültüden Phillips kısmını duyamamış. İzleyiciye "Emo Rock da nedir?" diye sormuşlar ve diğer izleyiciler de grubun bunu kendilerine sorduklarını, cevabı içinde bir soru olduğunu düşünmüşler. Tabii bu hikayenin bir şehir efsanesi olma ihtimali de çok çok büyük.

D.C.'deki bu patlama kısa sürdü. Çünkü başka bir yerde, başka birşey patlamıştı. Artık 90'ların başına gelmiştik ve X jenerasyonu tabir edilen kuşağın Grunge'ı doğurmasının zamanı gelmişti. Görkemli, depresif bir döneme damgasını çok ciddi bir şekilde vuran Grunge, bizden bir önceki kuşağı, "Yaşıyoruz ama, anlamı ne", "Herşey o kadar gereksiz ki", "Yavaş yavaş yokolmaktansa birden yanıp gitmeyi tercih ederim" hezeyanlarına iten müzik türü. Tam bu aralar Körfez Savaş'ı patladı ve insanlar o zamanlar müzik dinleyen herkes Nirvana ve Pearl Jam hayranları olarak ikiye ayrıldı. Nirvana yokoldu, Pearl Jam, "Keşke onlar da yokolsaydılar" dedirtti. Seattle, bu yeni müziğin başkenti olmuştu, D.C.'nin pek de bir önemi kalmamıştı. İnsanlar, uzattıkları saçları ile yüzlerini örtüp, "Tanrım, çok bunalımım" ya da "Tanrım, haddinden çok bunalımım" sözleri ile şarkı dinler, depresyona girer, Kurt Cobain adlı bir "doğuştan kaybeden"in şarkı sözlerini mırıldanırlardı. Asla bir "Papa Roach" enerjisine sahip olmadı o jenerasyon, ama biz de onların sahip olduğu ruhu pek yakalayamadık.

Ancak bu dönem, Kurt'un, kafasına bir tüfek dayaması ile son buldu. Son bulan bir şey de Converse All Star ayakkabılarının satışı oldu. İntihar ettiğinde ayaklarında bunlardan vardı ve firma, bu fotograf üzerine ayakkabıyı pazardan çekti! Bir dönem, ciddi ciddi bitmişti!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Aralık 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Emo GrupLar
1980 li yillarin ortalarinda cikmistir (Embrace).
Sponsorlu Bağlantılar
1990 larin basinda Drive Like Jehu,Rye Coalition, Angel Hair, Antioch Arrow, Mohinder ,Saves the Day, Taking Back Sunday, and The Movielife.
1990 ortalarinda Fugazi dalgasila Sunny Day Real Estate ,Texas Is the Reason Circle Takes the Square, City of Caterpillar, Funeral Diner, and A Day in Black and White ,The Promise Ring, Braid, Bright Eyes, The Get Up Kids,Jimmy Eat World(1996) ortaya cikmistir.

90 larin sonlarinda Fugazi ve Hüsker Dü nun etkisinde Thursday, The Juliana Theory ve Sparta .

2000 li yillarda ise Jimmy Eat World ,Dashboard Confessional..

diger emo gruplar:
The Red Jumpsuit Apparatus,
Thursday,
Envy,
The Juliana Theory,
Further Seems Forever,
My American Heart,
Jawbox,
hot rod circuit,
Saves The Day,
The Movielife,
The New Amsterdams,
At The Drive In,
Bad Astronaut

Ayrica piyasa da emo diye kabul edilip emo olduklarini dusunmeyen gruplar:
AFI,
Alexisonfire,
Brand New,
Bright Eyes,
Panic! at the Disco....
Coheed and Cambria,
Death Cab for Cutie,
Fall Out Boy,
From First to Last,
Funeral for a Friend,
Hawthorne Heights,
My Chemical Romance, ,
Senses Fail,
Something Corporate,
The Starting Line,
Story of the Year,
Thursday,
The Used ve Underoath

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
21 Aralık 2007       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Emo Rock’ın yapı taşları


Emo Rock’ın kökenlerini tartışmak gerekirse nereden çıktığı konusunda tam bir mutabakata varmak zor olabilir, fakat Rolling Stone, The Wire, SPIN gibi dergilerin bile artık görmezden gelemediği Emo Rock, bir şekilde içinde duygusal öğeler ve buna uygun şarkı sözleri barındıran, karakteristik bir müzik olarak tanımlanabilir. Bağımsız plak firması Phyte Records’un sahibi Mike Mowery, “Benim anlayışıma göre, bu müzik zaman içinde punk’tan, çığlık çığlığa ama duygusal bir hardcore’a dönüştü, yani medyanın istediği şekilde biçimlendi. Yani şu an, hisli ve popa yakın bir müzik gibi duruyor, ama başlangıçta hiç de öyle değildi” diyor.


Dikkat ettiyseniz gerek liriklerdeki duygusal yoğunluk, gerek sözlerle ifade edilemeyecek hüzün, altı çizilen öğeler. Yani, sağlam bir melodik alt yapı gerekiyor vurucu bir Emo Rock parçası için. Jawbreaker, Moss Icon, Fugazi, Braid, New Found Glory gibi isimler bu işi iyi de beceriyor. Bu isimleri arka arkaya saymamızın sebebi, ne kadar farklı müzikler yapan isimlerin bu türe dahil edilebildiğini görmeniz. Düz, sert, çarpıcı “emocore”dan, daha yumuşak tempolu ve melodik vokalli “emo indie rock”a kadar, türün kendisi birçok alt türü bünyesinde barındıran geniş bir alan, yani sınırlar çok da net çizilmiş durumda değil. Ancak bariz biçimde belirli olan bir sınır var ki, o da hardcore/punk türünün pek popüler konuları olan politika ve sistem eleştirisinin, bu türde kendine yer bulmadığı.


İsim Vermeye devam..


The Appleseed Cast, bizce dünyanın sekizinci harikası olacak kadar iyi albüm Low Level Owl’u yayınladıktan sonra, aslında birçok grup, “bundan iyisi olamaz ki” diye müziği bırakmış olmalı. Ama biz Appleseed Cast’e hiç girmeyelim, çünkü onlar Space Rock diye başka bir türün yaratıcıları, bu da başka bir makale yazmamızı gerektiriyor. Tembel olduğumuzu başta belirtmiştik. Bu yüzden vazgeçmeyen isimlerden örnekler vermeye devam edelim...


Lungfish: 1990’da Washington’da kurulan dörtlü, yaptıkları esasında basit, yoğun ama bir şekilde yine de kompleks (tamam, acayip bir tanımlama oldu, farkındayız) müzik ile, en uzun süre varlığını sürdüren Emo gruplarından oldu; karışık filan ama, demek ki seviliyormuş işte. Esas adam Daniel Higgs’in yazdığı şarkı sözleri o kadar beğeniliyordu ki sonunda “The Doomsday Bonnet” adlı bir şiir kitabı çıkardı. Birçok gruba ilham veren 8 albümleri var, ama esas albümleri 1999 tarihli “The Unanimous Hour”. (Kime benzerler? The Warmers, Sonic Youth, The Capitol City Dusters, Rites Of Spring, Beefeater..)


Mineral: Mineral 1998’de dağıldığında sadece dört yıldır birlikteydiler ve sadece iki albüm yayınlamışlardı, yine de indie rock dünyasında yarattıkları değişiklikler kolayca unutulacak gibi olmadı. Crank! Records’un sahibi Jeff Matlow, onlardaki yoğun duygu ve gücü keşfetti ve büyük başarı kazanan ilk albüm “The Power Of Failing” ortaya çıktı. Yaşlarına rağmen dünyanın her tarafından indie rock gruplarını etkilemeyi başardılar, yine de bir şekilde yer altında kalmayı başarabiliyorlardı. “End Serenading” albümünden sonra Interscope ile üçüncü albüm için anlaştılar ama bu albüm asla çıkmadı. Konunun para olduğu konusunda dedikodular döndü ama asıl sebep açıklığa kavuşmadı. Bütün şarkılarını önerebiliriz, ama birkaç örnek vermek lazım şimdi; “Gloria”, “Parking Lot”, “If I Could”, “Lovelettertypewriter” ve “Slower”. (Kime benzerler? Rainer Maria, Joan of Arc..)


The Promise Ring: Milwaukee’li dört genç adamın 1995’de kurduğu grup, kendilerini meşgul eden yan projelere rağmen, Emo Rock yeni dönem temsilcilerinin en iyilerinden biri. 5 albüm çıkaran grubun esas albümü ise 1996’da çıkan debut “30 C. Everywhere”. Göze batan şarkıları arasında “Red Paint”, “Everywhere in Denver”, “Why Did We Ever Meet” ve “Saturday” sayılabilir.


764-Hero: Karamsar, melankolik, kalp kırıcı, tutku dolu (bunu her seferinde tekrar etmeyeceğiz, sayacağımız bütün isimler bu özelliği barındırıyor aslında), gitar/bas/davul temelli Emo-Core diyebileceğizim bir müzik yapan Seattle’lı bir üçlü 764-Hero. İki yılda bir albüm çıkaran grubun ilk albümü “Salt Sinks & Sugar Floats” idi. Bu albümden çıkan Sliding ve Gospel Truth ile gönüllerimize yerleşen 746-Hero, 1998’de ikinci albüm çıkana kadar aslında ikili idi. Bir radyo programı dinlerken buldukları basçı James Bertram, gruba katıldı ve son albüm “Nobody Knows This is Everywhere” e kadar onlarla kaldı. “Calender Pages” ve “History Lessons”, diğer başarılı şarkılarından.. (Kime benzerler? Codeine.)


The Anniversary: 1996’da kurulan bir grup da The Anniversary. Göreceli olarak biraz daha eğlenceli bir müzik yaptıkları söylenebilir. Hatta bitter çikolata tadında diyebiliriz. Synth pop esintili klavyeler ve kadın – erkek karışık vokali ile türe yenilik getirenlerden olduğu kesin. “Designing a Nervous Breakdown” ve “Your Majesty” adlı iki albümleri var. “Never Die Young”, “Crooked Crown”, “Till We Earned a Holiday”, “D in Detroit”, önemli parçaları denebilir. (Kime Benzerler? Spoon, Jawbreaker, Koufax, Blondie, The Cars, Weezer...)


Braid: 1993’de Illionis’de kuruldu. Bob Nanna’nın yan projesiydi aslında
başlarda. Ancak öteki grup “Friction” dağılınca, ilgiler buraya yoğunlaştı. 5 albüm yayınladılar, ancak asla sağlıklı bir kadro oluşturamadılar, üç asıl üye dışında üç de gruba girip çıkan isim oldu ve sonunda Ağustos 1999’da dağıldılar. Ancak arkalarında “Frame & Canvas” gibi mükemmel bir albüm bıraktılar. “Berathe In” ve “Dozen Roses” pek hoş şarkıları. (Kime benzerler? Lungfish, Juno, The Promise Ring, Sunny Day Real Estate..)


Down By Law: 1991’de California’da kurulan üçlü, punk esintili alternatif pop rock türünde şarkılar yaptı. Eleman değiştirme kurumunun padişahı olan bu grup toplam 10 kez üye değişikliğine uğradı. Elbette esas adam Dave Smalley hep baki kaldı. 8 albüm yayınladılar ve 2000 yılında dağıldılar. Esas albümleri 1994 tarihli Punkrockacademyfightsong oldu. “Vision”, “Independence Day”, “Gruesome” ve “Bright Green Globe” da esas parçaları. (Kime benzerler? Tilt, Offspring, Greenday, Pennywise, NOFX)


Get Up Kids: 1994 Kansas doğumlu bu beşli, melodik, pop-vari şeker parçalar yaptı ancak ilk albüm “Four Minute Mile”, bayağı gecikti ve 1997’de çıktı. Tembel arkadaşlar olmalarından dolayı kanımızın kaynadığı grup 2001’de bir best of yayınlayıp sıralarını savdı ancak 2002’de “On a Wire” ile tekrar gönlümüze girdi. Yine de esas albümleri bu ikisi arasında yer alan 1999 tarihli “Something to Write Home About”tur. “Close to Me”, “Coming Clean” ve “Red Letter Day” önerebiliriz. (Kime benzerler? Braid, The Promise Ring, Jawbox, Sunday’s Best, Lung Fish..”


Joan Of Arc: Kısmen yeni sayabileceğimiz 1997 doğumlu grubun üyeleri Chicago’lu. Bundan dolayı post-rock durumları ile punk dinamiklerini kullanmalarına şaşırmamalı. Cap’n Jazz grubunun devamı olan Joan of Arc, elektronik öğeler ve looplar kullanmaları bakımından öncü denebilecek nitelikte bir grup. 1998 tarihli “How Memory Works”, esas albümleri ve önerebileceğimiz şarkıları da “Who’s Afraid Elizabeth Taylor?”, “Me (Plural)”, “If It Feels Good Do It”, “This Life Cumulative”, “Party Model” ve “Sympathy for the Rolling Stones”. (Kime benzerler? Rites Of Spring, Tortoise (birazcık), Compound Red, Castor)


Kaynak: Deniz Özdemir..
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
23 Mart 2008       Mesaj #4
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Emo Rock I
emorock 1Bu yazıyı okuyacakların bir kısmı, Incubus'u, Linkin Park ya da Limp Bizkit'i duyduklarında, "Tanrım, tekrar Marc Anthony'nin şefkatli kollarına dönmeliyim", "Zibidi bunlar, kıyafetlerine filan bak, halbuki Britney sadece iç çamaşırını pantolununun üzerine giyiyor..." ya da sadece "Iyyyy" diyebilirler... Bir kısmınız ise boş zamanlarınızı punk ya da alternatif rock dinlemekle ve popçuları çekiştirip dalga geçmekle geçiriyor olabilirsiniz. Her durumda eğer yeni fikirlere açıksanız, buradan sonrasını daha dikkatli okuyacaksınız sanırım... Çünkü şimdi "Emo Rock" nedir, onu öğreneceğiz..
Bugünün modern Emo Rock'ının temsilcileri Incubus, Dashboard Confessional, Jimmy Eat World, New Found Glory, Hoobastank, yani MTV'de duyduğumuz ve duyamadığımız grupları tanıyacak ve hangisi Emo Rock, hangisi punk, hangisi ne, öğreneceğiz. Ayrıca, geçmişten bugüne, türün nasıl değiştiğini de göreceğiz.
dashboard confessional Hardcore Punk'ın bir uzantısı olarak başlayan ve günümüzde Alternatif Rock'ın önemli bir türü olan Emo Rock kısa zamanda, modern punkların ve indie rockerların yeni favorisi oldu, progressif gitar tonları, karmaşık şarkı yapıları, melodik ve dinamik gürültüsü ile hemen tanındı. Bir kısım ise pop'a daha yakın durdu. Emo şarkı sözleri, oldukça kişisel, şiirsel ve biraz da itiraf havasında. Diğer rock türlerinden biraz daha az maço. Her ne kadar "sen bunu külahıma anlat" dense de, reklam ve ticari kaygılara karşın, reklamı yapılan müziğin gerçekten duyguları yansıtamayacağı görüşündeler. Bu yüzden aynı anda hem enerjik ve mücadeleci, hem de kişisel, özel ve aşırı duygusal olmayı başarabilen bir tarz. (Bakınız, Incubus - Drive.)

Benzer Konular

29 Mayıs 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
2 Ekim 2009 / CrasHofCinneT Müzikhol
5 Mayıs 2008 / SatanpisT Taslak Konular
29 Kasım 2015 / Misafir Spor ww