Arama

Akciğerli Balıklar (Dipnoi)

Güncelleme: 16 Nisan 2011 Gösterim: 9.671 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Akciğerli Balıklar
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Sınıflandırma
  • Alem: Animalia - Hayvanlar
    • Filum: Chordata - Kordalılar
      • Üstsınıf: Pisces - Balıklar
        • Sınıf: Osteichthyes - Kemikli balıklar
          • Altsınıf: Dipnoi - Akciğerli balıklar
Ad:  260px-Australian-Lungfish.jpg
Gösterim: 222
Boyut:  6.4 KB
Acanthurus sohal

Bilimsel sınıflandırma
Alem: Animalia
Şube: Chordata
Sınıf: Sarcopterygii
Akciğerli balıklar (Dipnoi), Sarcopterygii sınıfından solungaç solunumu yapmakla beraber ihtiyaç duyulduğunda hava solunumu da yapabilen tatlı sularda yaşayan ilgi çekici balıklar altsınıfı.
Vücutları uzunca yapılı ve yuvarlakçadır. Sırt ve anal yüzgeçleri bulunmaz. Göğüs ve karın yüzgeçleri zeminde sürünmeye yarayacak biçimdedir. Bazılarının vücudu büyük yuvarlak pullarla örtülüdür. Pulsuz gözükenlerinde de deri altında küçük yuvarlak pullar mevcuttur. İskeletleri yeşil renkli olup, kısmen kıkırdak, kısmen kemiklidir. İki metre boyunda ve 15 kilogramdan ağır olanları vardır.
Akciğerli balıkların burun delikleri ağız boşluğuna açılır. Solungaçlarından başka, kısa bir tüple yemek borusunun alt bölgesine bağlı bir veya ik adet akciğerleri vardır. Bunlar gerçek akciğer değildir. Etrafları bol miktarda kılcal damarlarla örülmüş hava keseleridir. İstenildiği zaman akciğer görevi yaparlar. Yaşadıkları çevrenin suyu kuruduğu zaman balçığa gömülerek akciğer solunumu sayesinde kurak mevsimi atlatırlar. Hem solungaç, hem de akciğer solunumu yaptıklarından çift solunumlu anlamına gelen Dipnoi ismiyle de anılırlar.
Çoğunun nesli tükenmiş olmasına rağmen; bugün Avustralya, Güney Amerika ile Güney ve Batı Afrika'nın tatlı sularında yaşayan akciğerli balıklar vardır. Gündüzleri çoğunlukla su diplerinde göğüs ve karın yüzgeçlerine dayanarak dinlenir veya yavaş yavaş sürünerek yer değiştirirler. Balık, kurbağa ve sümüklü böcek gibi su hayvanlarını avlayarak beslenirler. Zaman zaman su yüzeyine çıkarak hava solumak suretiyle oksijen ikmali yaparlar. Akciğerlerini hava ile doldururken, geceleri çok uzaktan duyulan horultulu sesler çıkarırlar. Kendilerine yaklaşılınca yılan gibi tıslar ve ısırırlar.
Kurak mevsimlerde sular çekilmeye başlayınca, akciğerli balıkların herbiri kendine balçık içinde bir tünel kazarak içine yerleşir. Tünelin üzerinde havanın girişine yarayan gözenekli bir kapak bulunur. Balık, çamurdan koza içinde mukuslu bir sıvı ifraz eder. Bunun sayesinde derisinin kuruması önlenmiş olur. Balık, kozasında derin bir uykuya dalar. Vücut fonksiyonlarını da yavaşlatır. Akciğerli balıklar gerekli oksijeni yuvanın üstündeki delikten almaya devam ederler. Yaz uykusu süresince gerekli enerji için kendi kas dokularının bir kısmını eriterek harcarlar. Bu suretle yağmurların tekrar başlayıp, akarsuların canlanmasına kadar hayatlarını sürdürürler. Kas dokusunun besin olarak harcanması sonucu bir mevsim içinde 3 santimlik bir boy kaybı olur. Bazan uzun süren kuraklık dönemlerinde vücutlarının yarısını eritirler. Afrika akciğer balıklarının, çamur kozalarında dört yıldan fazla yaşadığı tesbit edilmiştir.
Dişiler yumurtlamak için su dibinde bazan bir metreden daha derin delikler açarlar. Yumurtalarını buraya bırakırlar. Erkekleri yumurtalara bekçilik yapar ve onları yüzgeçleriyle yelpazeleyerek su akımı meydana getirmek suretiyle havalandırırlar. Yumurtalar 10 gün içinde açılarak yavrular çıkar.
Akciğerli balıkların eti lezzetlidir. Yerliler avlayıp yerler. Bilhassa yaz uykusunda iken kozalarını bularak onları rahatça yakalarlar. Bazan da toprağı kenarlardan oyarak kozayı toprak tabakayla beraber uzaklara naklederler. Koza içinde uyuyan balık bunun farkına varmaz.
Abiyogenez (Kendiliğinden oluş) fikrinin savunucularından olan Aristo, Knidos yakınlarındaki bir gölde bulunan balıkların suların kurumasıyla kaybolduklarını (öldüklerini), aylar sonra yağmur sularıyla dolan gölde, tatlı su kefallerine benzer balıkların yüzdüğünü gördü. Bu balıklar yumurtalardan çıkmadığına göre, çamur ve kumlardan meydana gelmiştir dedi. Cansız maddelerde canlıyı meydana getiren aktif bir özün var olduğunu söyledi. Aristo ve taraftarlarının Abiyogenez fikirleri sonradan gelen fen adamları tarafından deneylerle çürütüldü. Pasteur, bu deneylerinden dolayı ödül kazandı.
Aristo'nun kuraklıktan sonra gölde gördüğü balıklar yukarıda bahsedilen çift solunumlu balıklardandı. Suların kurumasıyla balçığa gömülmüş ve akciğer solunumu yapmışlardı. Gölün yağmur sularıyla dolmasıyla balçıktan çıkarak solungaç solunumuna tekrar dönmüşlerdi.

Sınıflandırma
Takımlar
  • Ceratodontiformes
  • Lepidosireniformes

sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
30 Mart 2009       Mesaj #2
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
migscaumenaciafmdg

Sponsorlu Bağlantılar
2933281160420e15e9dcb

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Nisan 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Akciğerli Balıklar

Kemiklibalıklar altsınıfından, tatlı sularda bulunan balıklar takımı (Dipnoi).

Hem solungaç hem de akciğerle solunabilirler. Çoğunun soyu tükenmiştir. Bugün varolan türlerinin hepsi tatlı sularda yaşar. Soyları devonyen çağına kadar uzanan bu balıklar, hem akciğerleri hem de solungaçları olması nedeniyle su omurgalılarıyla kara omurgalıları arasında yer alırlar. Afrika'daki Senegal balçık balığı, Avustralya'daki akciğerli barramunda, Güney Amerika'daki karamaru, devonyen soyu türlerindendir.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

19 Mart 2015 / Misafir Soru-Cevap
12 Mart 2018 / _EKSELANS_ Zooloji
12 Şubat 2012 / crysis2alcatraz Soru-Cevap
5 Mart 2012 / YASMİN Zooloji