Arama

Hastalık Tehşisinde Kan - Sayfa 2

Güncelleme: 25 Aralık 2008 Gösterim: 106.086 Cevap: 19
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
19 Nisan 2007       Mesaj #11
alptugra - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Sedimantasyon


Sedimantasyon "denen bu inceleme yönteminde, alyuvarların çökme hızları ölçülür. ESH (Alyuvar çökme hızı) birçok hastalıkta tanıya yardımcı bir inceleme olarak kullanılır.

ESH 'ın normal sınırların dışına çıkması bir hastalık durumunu gösterir ama hastalığın türü ve yapısı hakkında bilgi vermez. Herhangi bir yakınma ile hekime başvuran kişide sedimantasyon hızının ölçülmesi, tanıya giderken atılacak adımların yönünü belirler.

Sedimantasyon hızının değeri milimetrik olarak ya da Katz indeksi kullanılarak tanımlanır. Katz indeksi, birinci saat değeri ile ikinci saat değerinin yarısının aritmetik ortalamasıdır. Normal sınırlar; kadınlar için 8, erkekler için 5'dir. Üst sınırı ise; kadınlar için 20, erkekler için 15'dir.ESH yaşamın ilk haftalarında çok düşüktür. Yaşlılarda ise herhangi bir sebep olmaksızın hafifçe yükselebilir.Adet gören kadınlarda belirgin bir artış göstermez. Gebeliğin dördüncü ayından itibaren yükselmeye başlar ve doğumdan sonraki 3-8 hafta yüksek kalır.Katz indeksi, gebelikte 40 gibi çok yüksek değerlere ulaşabilir. Günümüzde, laboratuvarların çoğunda yanlızca ilk yarım saatlik değerler verilmelidir. Katz indeksi hesaplanmaz.

Kanın şekilli elementlerinin çökme sürati ile ilgili olup bazı iltihabi haller ve romatizma gibi hastalıklarda miktarı artar.


ESH'ın azaldığı durumlar:

. Virüs hastalıkları
. Mononükleoz
. Polisitemi
. Talesemi minör

ESH'ın arttığı durumlar:
. Enfeksiyon hastalıkları
. İltihabı hastalıklar
. Tümörler
. Verem
. Romatizmal ateş
. Romatoid artrit
. Bağ doku hastalıkları
. Glomerüloreflit
. Miyokard enferktüslerinde sedim yükselmesi tanıyı destekler.

Ankilozan spondilit veya kısaca AS, insanlarda görülen kronik, ilerleyici, otoimmün, kollajen doku hastalığıdır. Romatizmal bir hastalıktır. Nedeni bilinmemektedir. Ancak hastaların %96’sında HLA-B27geni bulunmaktadır ve,sedimantasyon artıgı gözlenmiş.Sedimantasyon hızının artmış olması sepsis tanısını destekler,

alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
17 Mayıs 2007       Mesaj #12
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
AMILAZ

Normal Değerler : 60-180 U/L
Sponsorlu Bağlantılar
Analiz Materyali: Serum
Alternatif Materyal: Plazma (Heparinli)
Stabilitesi: Oda ısısında yaklaşık 1-6 saat, buzdolabında 24-48 saat.
Metod: CNPG3 (2 choloro-4-nitrophenyl-alpha-D-maltotriosid'in alfa amilaz ile reaksiyonu.)
Analizi Etkileyen Olumsuz Faktörler: Hemolizli, lipemik, ikterik serum örnekleri.
Normal değerler:
Erkek: <82 U/L
Kadın: <82 U/L

Açıklama : Amilaz pankreas, tükürük bezleri ve bazı tümörlerden (örn. akciğer) salınmaktadır. Kandaki amilazın genellikle üçte biri pankreas, üçte ikisi ise tükürük bezleri kaynaklıdır. Dolaşıma giren amilaz esas olarak böbrekler aracılığıyla vücuttan atılmaktadır.

Amilaz başlıca vücudda şekerin sindiriminde rol oynayan bir enzimdir. En önemli oluşum yeri pankreasdır. Karaciğer, tükrük bezleri ve pankreasdan kaynaklanan az miktarda amilazda kanda bulunur.


Artığı Durumlar : Yüksek kan amilaz düzeyi pankreatitte meydana gelir. Ayrıca karın ağrısıyla ortaya çıkan bazı acil hastalıklarda, şiddetli şeker komasında, kabakulakta, morfin enjeksiyonundan sonra da amilaz düzeyleri bir miktar yükselebilmektedir.

Azaldığı Durumlar : Amilaz değerinde düşüklüğün bir klinik önemi yoktur.

BİYOLOG .serdar özdemir



Amilaz Düzeyinin Artmasına Yol Açan Bazı Sebepler:

- Akut pankreatit
- Kronik pankreatitin akut atağı
- Afferent-loop obstrüksiyonu
- Posteriyor gastrektomi
- Kolesistitis
- Pankreas duktus taşında
- Peptik ülser perforasyonlarının özellikle pankreas tutulumu ola durumlarında
- İlaçlar
- Diyabetik koma
- Akrep sokması
- Makroamilazemi
- Tükrük bezi hastalıkları: (Süppüratif parotitis, Kabakulak, Tükrük bezinin taş ile obstrüksüyonu)
- İlerlemiş böbrek yetersizliği
- Akut safra kesesi taşları
- Barsak obstrüksüyonu ve strangülasyonu
- Metanol zehirlenmesi
- Akut alkolik entoksikasyon
- Akciğerin küçük hücreli karsinomu
- Mezenter arter trombozu
- Tübüler gebelik

Amilaz Düzeyinin Azalmasına Yol Açan Bazı Sebepler:

- Yaygın pankreas hasarı
- Akut ve kronik hepatit
- Bazen gebelik toksemisi
Azaldığı Durumlar : Amilaz değerinde düşüklüğün bir klinik önemi yoktur.

AMİLAZ BİR ENZİMDİR

BİYOLOG .serdar özdemir

alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
17 Mayıs 2007       Mesaj #13
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
LİPAZ



Lipazlar, yağların parçalanmasından sorumlu bir enzim grubudur. Bir lipaz, suda çözünebilen bir enzimdir ve lipitlerin ester bağlarının hidrolizini katalize eder.
Steroidler, Fosfolipit, Kolesterol, Palmitik asit, Trigliserit


Steroidler
1-Safra asitleri
2-Steroid hormonlar
3-Steroller

Fosfolipit
Fosfolipitler dört bileşenden oluşurlar: bir veya iki yağ asit grubu, negatif yüklü bir fosfat grubu, bir alkol grubu ve de bunları birbirine baglayan bir omurga. Gliserol omurgalı fosfolipitlere gliserofosfolipit veya fosfogliserit denir. Sfingozin omurgalı tek bir fosfolipit vardır: sfingomiyelin. Hücre zarlarının (membranlarının) ana bileşenleri fosfolipitler, kolesterol ve glikolipitlerdir.

Palmitik asit (IUPAC adlandırma sisteminde hexadekanoic asit) hayvan ve bitkilerde bulunan en yaygın doymuş yağ asitidir. 16 karbonludur, baz haline palmitat denir. Ergime sıcaklığı 63.1°C, kimyasal formülü CH3(CH2)14COOH'tür. İsminden de anlaşılacağı üzere palmiye ağacının yağından ve palmiye çekirdeğinde bulunur. Tereyağ, peynir, süt ve ette de bulunur.

Canlılarda yağ asitlerinin oluşumunda (lipojenez) ilk sentezlenen yağ asidi palmitik asittir, daha uzun yağ asitleri ondan üretilir. Asetil-CoA Karboksilaz enzimi acetyl-ACP'yi malonil-ACP'ye dönüştürür, palmitat bu enzim üzerinde negatif geribesleme yaparak daha fazla palmitat üretimini engeller.

Palmitik asit bir karboksilik asit olduğu için çeşitli organik alkollerle esterleşebilir. Düşük yağlı süt üretiminde sütten alınan yağla beraber kaybolan A vitamininin (retinol) yerini almak için retinol ile palmitatın esterleşmiş hali olan retinil palmitat geri eklenir. Kozmetik sanayisinde de A vitamini içeren kremlerde de retinil palmitat bulunur. İlaç sanayisinde palmitatla esterleşmiş bazı ilaçlar, örneğin kloramfenikol palmitat, etkisizdirler, ince bağırsakta hidroliz olduktan sonra aktif hale dönüşürler. Gıda sanayinde yağların bozulmasını engellemek için kullanılan askorbil palmitat askorbik asitin antioksidan özelliği ile palmitatın yağda çözünürlüğünü birleştirir

Hücre zarında bulunan bazı proteinlerin sistein gruplarında palmitat bağlıdır, bu sayede protein zara takılı kalır.

Palmitik asit türevleri II. Dünya Savaşı sırasında napalm üretiminde kullanılmışlardır.

Palmitik asitin indirgenmesi sonucunda palmitil alkol oluşur.

Lipaz artışı
kilo kaybı adaptif termojenez ve adipoz doku lipoprotein lipaz üretiminin artması gibi fizyolojik mekanizmaları tetikler.
Lipaz aktivitesi üzerine tek (NaCl ve KCl) ve iki (CaCl ... deoksikolatın lipaz aktivitelerini inhibe ettiği belirlenmiştir
tigliserid düzeylerinde egzersiz sonrası meydana gelen azalmalar da muhtemelen lipoprotein lipaz etkisi ile, TG in parçalanmalarının artması ve TG azalması.
Lipaz artması hormon sensitif lipazı aktive ederek yağ asid-. lerinin çıkmasına neden olur, ... lipoprotein lipaz etkinliğini arttırabilir.
peptik ülser, gastrointestinal kanama, normale dönebilen pankreas reaksiyonu (abdominal ağrılı veya ağrısız amilaz/lipaz artışı)
. Serum ve idrar amilaz, lipaz düzeyleri artar. Görüntüleme normal olabilir, abdominal CT’de peripankreatik ödem, USG’de pankreas ekojenite artışı görülebilir ...

Lipoprotein Lipaz Eksikliği : LPL eksikliği ile plazmadan trigliseridden zengin lipoproteinlerin temizlenmesindeki kesintiye bağlı ciddi hipertrigliseridemiye yol açan LPL gen mutasyonları (LPL yokluğuna veya inaktif olmasına yol açar) sonucunda gelişir. Şilomikronemi Sendromu olarak bilinen plazmadaki trigliseridden zengin lipoprotein birikimi pankreatit dahil bir takım klinik bulugularla ortaya çıkabilir.
[[*]
BİYOLOG SERDAR ÖZDEMİR


LİPOPROTEİN METABOLİZMA BOZUKLUKLARI
Hiperlipidemi

Primer Hiperlipidemi Bozuklukları
Ailesel Hiperkolesterolemi
Ailesel Defektif ApoB100
Ailesel Kombine Hiperlipidemi
Tip III Hiperlipoproteinemi (Ailesel Disbetalipoproteinemi)
ApoCII Eksikliği
Ailesel Hipertrigliseridemi
Yüksek Plazma Lipoprotein (a)
Polijenik Hiperkolesterolemi
Sporadik Hipertriglisridemi
LİPİD METABOLİZMASININ İKİNCİL BOZUKLUKLARI
Bazı metabolik hastalıkların ve ilaç tedavilerinin plazma lipidleri üzerinde önemli etkileri vardır. Diabetes Melitus ,, Hipotiroidizm ,, Östrojen Tedavisi ,, Alkol Kullanımı ,, Nefrotik Sendrom ,,
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
8 Haziran 2007       Mesaj #14
alptugra - avatarı
Ziyaretçi






KROMOZOM HASTALIKLARI

Prof. Dr. M.adnan ÖZTÜRK




Kromozomlar, hücre nukleuslarında bulunan ve genetik yapıyı taşıyan oluşumlardır.
Bilindiği gibi insan hücreleri 46,XX kadın ve 46,XY erkek kromozomuna sahiptir.
1960 yılında Denver klasifikasyonuna göre (sentromer pozisyonuna, kısa kol(p) ve uzun kol (q) durumuna göre aşağıdaki şekilde gruplandırılılr.

1-3. kromozomlar A grubu
4-5. kromozomlar B grubu
6-12. X kromozomlar C grubu
13-15. kromozomlar D grubu
16-20. kromozomlar E grubu
21-22. Y kromozomlar G grubu

Kromozomlar sentromer pozisyonuna göre de 3’e ayrılır.

Metasentrik kromozomlar: 1,3,16-19,20
(üst ve alt kolları eşit kromozomlar)

Submatasentrik kromozomlar: 2,4,5,6-12,X
(üst kol kısa, alt kol uzun kromozomlar)
Akrosentrik kromozomlar 13-15,21-22,Y
(Uzun kolun effektivitesi belirgin)

Terminaloji (Nomenklatür)

p: Kısa kol
q: Uzun kol
(-): materyal kaybı 5p(-)
(+): Ek mataryel
t: Translakosyon t(14q,21q)


Kromozomanomalileri, yenidoğanda 1/200 olarak gözlenirken, erken doğum ve düşüklerde bu oran daha yüksektir. Spontan düşüklerde bu oranın %50-60 arasında olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
12. haftaya kadar gebelik materyali incelendiğinde %50,
12-20. haftalar arasında %20
Ölü doğumlarda %5 oranında kromozom anomalileri saptanmıştır.

Spontan düşüklerin kromozomları incelendiğinde
% 52 oranında trisomi
% 18 oranında 45 X (Turner sendromu)
% 17 oranında Triploidi
% 2-4 oranında translokasyon tipi kromozom analizi bulunmuştur.




Kromozom anomali sıklığı 1000 yenidoğanda ,
Otozomal trisomi % 0.17
Dengeli translokasyon % 0.19
Seks kromozom anomalisi
Erkeklerde % 0.3
Kızlarda % 0.18’ dir.


Kromozom anomalilerinin toplumda görülme sıklığı (her 1000 canlı doğumda)
Trisomi 21 1.5
Trisomi 18 0.12
Trisomi 13 0.07
XXY(Klinifrelter) 2.00
45 X (Turner send) 0.4
XXY 1.5
XXX 0.65


Spontan abortuslarda karşılaşılan major anomali sıklığı
Trizomi %52
45X %18
Triploidi %17
Translokasyon %2-4


Günümüzde çeşitli tekniklerle insan dokularından elde edilen kromozomların yapısal ve sayısal anomalileri tesbit edilir. Buccal mukoza, deri fibroblast, amnion mayi hücre ve lokosit kültürlerinden kromozom elde edilebilir.Mikroskop altında incelenebilir.


Kromozom hastalıkları:
  • Sayısal kromozomal sendromlar

Otozomal kromozom anomalileri

Homolog kromozomlarda fazlalık
Trizomi 21
Trizomi 13
Trizomi 18

Triploidi (69 kromozom)

Tetraploidi (92 kromozom)

Homolog kromozomlarda eksiklik
Monozomiler










Seks kromozom anomalileri


Trizomik sendrom
XXX
XXXY
XXXXXY

Monozomik sendrom
45 XO Turner sendromu
  • Yapısal kromozomal sendromlar


Translokasyon: Kromozomun bir parçasının kırılarak başka bir kromozomun kopan parçasına yapışmasıdır.
Delesyon: Kromozomun küçük bir segmentinin kopmasıdır.
Duplikasyon: Kırılma sonucu kopan parçanın kendi homolog kromozomuna yapışmasıdır.
İnversiyon: Kırılan segmentin kendi ekseni etrafında 180 derecelik dönüşle tekrar eski yerine yapışmasıdır.
Ring kromozom: Kromozomun kırılan 2 ucunun birbirine yapışması ile oluşur.
İzokromozom: Kromozomun sentromerden yatay bölünmesi ile oluşur.

3. Mozaik kromozom anomalisi


Kromozom çalışması endikasyonları

  • Nedeni belli olmayan birden fazla malformasyon ve mental retardasyonu olan vakalar
  • Tekrarlayan düşük ve ölü doğumlar
  • Mental retardasyon, makroorşidizm, davranış bozukluğu (frajil X sendromu)
  • yenidoğan populasyon çalışmalarında
  • spesifik kromozom anomalilerine bağlı klinik bulgulara sahip kişilerde
  • Perinatal tanı konulan vaka guruplarında
  • Ailevi kromozom taşıyıcılığı olma ihtimali olan vakalarda (anne, baba vs.)
  • Kromozomal kırılşma sendromu olan vakalarda
Ataksi telanjiektazi
Fankoni aplastik anemisi
Kseroderma pigmentozum
Bloom sendromu
  • Boy kısalığı olan kız vakalarda
  • Bazı X’e bağlı giden hastalıklarda fetusun cinsiyetini öğrenmek ve spesifik biyokimyasal çalışmaları yapabilmek için amniyosentez ve kromozom çalışmas yapılır.
Yalnız aile isteği ile fetus cinsiyeti için prenatal kromozom çalışması yapılmaz ve yapılmamalıdır.
biyolog serdar özdemir

alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
8 Haziran 2007       Mesaj #15
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
Trimestri Tarama Testi (İkili Test)

Gebeliğin 11 – 14. haftaları arasında yapılan bu test, trisomi hastalıklarının tesbiti için en duyarlı testtir. Trisomi 13, trisomi 18 ve trisomi 21 (Down Sendromu) bu tarama testi ile %90 oranında tesbit edilebilmektedir.


Trisomi 21 (Down Sendromu) riskini hesaplamak için, bir parametre olarak anne yaşı, ilk kez 1970 li yıllarda kullanılmaya başlandı. Risk hesabında ileri anne yaşı kullanıldığında ve sınır değeri olarak 37 yaş alındığında, tüm toplumun %5 i riskli gruba girmekte ve böylece trisomi 21 li fetusların ancak %30 u yakalanabilmekteydi.

1980 lerin sonlarında, ileri anne yaşına ek olarak 16. gebelik haftasında, anne kanında, alfa feto protein (AFP), östriol (E3) ve human koryonik gonadotropin (hCG) değerlendirilmeye başlandı. Yapılan çalışmalar, trisomi 21 li fetus taşıyan gebelerin kanında bakılan bu testlerin değerlerinin, trisomi 21 li bebek taşımayan gebelerinkinden farklı olduğunu göstermekteydi. İşte bu nedenle, bu tarihten itibaren, bu gün de yaygın olarak kullanılmakta olan ve üçlü test ya da down testi adıyla bilinen bu tarama testi gündeme yerleşti ve rutin kullanıma geçti. Bu test, tek başına ileri anne yaşının kullanılmasından daha etkin bir yöntem olup, trisomi 21 li fetusların %60 ını tesbit edebilmektedir.

1990 larda tarama yöntemi olarak 11-14. gebelik haftalarında anne yaşı ve fetal ense pilisi kalınlığı (nukal translüsensi – NT) ölçümünün birlikte kullanılabileceği düşünülerek yapılan çalışmalar neticesinde 11 –14. gebelik haftaları trisomi tarama testi ortaya çıkmıştır. Bu yeni testte, anne yaşı ve fetal NT ile birlikte tarama uygulandığında trisomili bebeklerin %75 ini yakalamak mümkün olmuştur. Daha sonraki çalışmalar ile test genişletilerek bu iki parametreye anne kanında bakılan serbest beta hCG ve PAPP-A (gebeliğe bağlı protein-A) testleri de eklendiğinde trisomili bebekleri yakalama ihtimalinin %90 a çıktığı tesbit edildi ve bu yeni tarama testine ikili tarama testi adı verildi.

Özetleyecek olursak ; tek başına anne yaşı kullanıldığında trisomiyi saptama ihtimali %30 iken, üçlü test ile %60 ve ikili test ile %90 dır. Bu da trisomi saptanmasında en duyarlı testin ikili tarama testi olduğunu göstermektedir.

Nukal translüsensi ( NT ) ölçümü ve kan biyokimyası ;

NT ölçüsü normalde gebelik haftasının ilerlemesi ile birlikte artan bir değerdir. Toplumlar taranarak, 11 –14. gebelik haftaları arasında NT ölçümlerinin sonucuna ait bir tablo oluşturulmuştur. Buna göre, söz konusu haftalar içinde, NT için bir normal değer aralığı saptanmıştır. Bu haftalar içinde yapılan ölçümlerde normal değer aralığının üzerinde çıkan NT değeri, trisomi açısından patolojik olarak kabul edilmiştir. Bu nedenledir ki; ikili tarama testinin en önemli parametresini NT değeri teşkil etmektedir.

Normal olarak gebelik ilerledikçe, anne kanında bakılan serbest hCG seviyesi düşer. Eğer bulunması gereken değere göre daha yüksek hCG değeri tesbit edilirse trisomi lehine kabul edilir. Yine anne kanı PAPP-A seviyesi gebelik haftalarıyla birlikte artmaktadır. Aksi durumlarda trisomi riskini artması söz konusudur.

Maternal Serum
(Tekil gebelik, anne serum sonuçları)
AFP: 30.81 ng/ml----------------------
1.32 ---------MoM




Gestational Age (gebelik haftası):16.9 (hafta)
DuE3:1.77 ng/ml
1.21 MoM




(ultrason ile )(28-10-99:16.0
-B-hCG:12.25 IU/ml
0.44 MoM




(ailede NTD öyküsü)? (Hayır)


Trisomi 21 (Down Sendromunda:… B-Hcg artar. AFP düzeyi azalır. Estroil (E3) azalır

Trisomi 21 (Down Sendromunda:…..için KABUL EDİLEN RİSK SıNIRI %1/250 DIR.risk kabul edilen sınırının altıda ise yani %1/100 veya %1/175 ise testler pözitif anlama gelir .başvulacak yer doktotlardır.
Test negatif cıktıgında yani risk yüksek degilse sorun yok demek degildir. Yani bebekte %100 kromozomal anormalik yok olduğunu göstermez.





Yukarda da bahsettiğimiz gibi, fetal NT ölçümü ikili testin en önemli kısmını teşkil etmektedir. NT ölçümleri milimetrik farklılıklar ile çok değişik sonuçlara neden olabileceğinden testin anlamlı ve doğru netice vermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Güvenilir bir NT ölçümü için buna uygun teknolojiye sahip bir ultrasonografi cihazı ve bu konuda tecrübe kazanmış bir hekim şarttır.

Bu testte, fetal NT yanında baş-popo arası mesafenin (CRL) ölçümü de, gebelik haftasının tesbiti ve riskin hesaplanmasında önem taşımaktadır. Bu yüzden ölçümlerin yapıldığı gün kan testlerinin de yapılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde CRL ye göre gebelik haftası doğru olarak hesaplanacak ve anne serum hormon seviyeleri ile NT arasında doğru bir ilişkilendirme sağlanarak daha gerçekçi bir risk oranı tesbit edilebilecektir.

Gebe tarafından son adet tarihinin yanlış beyan edilmesi ya da son adet tarihinin bilinmemesi, kadın doğum hekiminin ultrason ile saptadığı gebelik haftasını, g****** aynı gün içinde değil de daha sonra laboratuvara gidip beyan etmesi gibi nedenler, üçlü testte gebelik haftasının doğru bir şekilde hesaplanmasını engellemektedir. Bu da,aslında problemsiz olan bir gebelik takibini, yanlış risk değerleri nedeniyle, ucu amniyosentez gibi invaziv girişimlere kadar gidebilecek bir dizi uygulamalara yönlendirebilmektedir. İkili tarama testinde fetal ölçümler ve anne serum hormon testleri aynı gün içinde yapıldığından bu dezavantaj ortadan kalkmaktadır.

İkili tarama testinin üçlü teste göre bir büyük avantajı da diyabetli anne adaylarında ve çoğul gebeliklerde ortaya çıkmaktadır. Bu vakalarda üçlü test daha az duyarlı ve sonuçları daha az güvenilir iken, ikili testte güvenirlik ölçüsü (%90) değişmemektedir.
biyolog :.......serdar özdemir


Tablo : Kromozomal anomalilerde tahmini rahim içi fetal ölüm oranları

Kromozom ------- 0-12 haftalarda--------- -12-40 haftalarda
Anomalisi--------- fetal kayıp (%)-------- fetal kayıp (%)

Trisomi 21 --------- 32------------- 20

Trisomi 18 ----------- 85------------ 75

Trisomi 13 --------------- 80-------------------- 70

Turner Sendromu------------ 75------------ 50

47XXX, 47XXY, 47XYY-------- 5------- 3

Triploidi---- 99 dan fazla-- 99 dan fazla
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
29 Haziran 2007       Mesaj #16
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
Guatr bezi (TSH,TT4,TT3,FT3,FT4)


Tiroidin ici salgı etkinliğini uyaran ve ön lipofizin bazafil hücrelerinden salgılanan glikoprotein yapısında olan bir hormondur.Bu uyarı sonucunda kana tiroksin ve triiyodotironin hormonları salgılanır.Tiroit hormonları glukoz emilimi, glikoneogenez,insülin sekrezyonu gibi melabolizmaları arttırarak karbohidrat metabolizmasını arttırmaktadır. Ayrıca normal büyüme ve gelişme için gereklidir. Tiroit glandının büyümesine guatr denir. Erişkinlerde tiroidin ağırlığı normalde 20-25 gm’dır. Çok büyük guatrlar el veya gözle muayene sırasında kolaylıkla tespit edilebilir. Tiroidin erişkinlerdeki normal boyutları 20x25x50 mm’dir. Ultrasonografide tiroidin derinlik çapının 25mm üzerine çıkması guatr olarak değerlendirilir

Çalışması
Az çalışması: Tiroid bezinin gereğinden az çalışması (hipotiroidizm), iltihaplanmalar, kireçlenmeler, kolloid şişkinliği (guatr) gibi bozukluklar sonucu ortaya çıkar ve miksödem ve kreten hastalığına neden olabilir.
Aşırı çalışması: Tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidizm), parankimanın (özek doku) şişmesi sonucu olur ve Basedow, Plummer hastalıklarını yapar.

Guatrlar fonksiyonlarına göre kaça ayrılır ve hangi durumlarda görülür.
Ötiroidi : Tiroit hormonları normal düzeylerdedir

· Hipotiroidi : Tiroit hormonları azalmıştır

· Hipertiroidi: Tiroit hormonları yüksektir.


Guatr çeşitli şekillerde sınıflandırılır:
A)))Basit guatr, hormon düzeyi normal olan yumrusuz (nodülsüz) guatr türüdür. İçinde yumru bulunan guatra nodüllü guatr denir ve "tek nodüllü" ve "çok nodüllü" guatr olarak ikiye ayrılır. Ayrıca guatr hastalığındaki nodüller; "soğuk", "ılık" ve "sıcak" olarak 3 gruba ayrılır.
B)))yaygın guatr:::: basit guatrın tersine guatr bütün tiroid bezine yayılmıştır.
C))Zehirli guatr :::::::::ya da toksik guatr, hipertiroidli guatr türüdür, halk arasında iç guatr adı da verilir. Bu guatr çeşidi iltihaplanma, su toplanmasi ya da Basedow hastalığı gibi bağışıklık sistemi hastalıklarında görülür.
D)))Zehirli olmayan guatr, :::::::genellikle normal veya düşüktiroid seviyeleri ile ilişkilendirlir ve bütün diğer guatr türlerini tanımlar (lithium ve bağışıklık sistemi hastakıklarında oluşanlar gibi).

TSH'ın Arttığı Durumlar:

- Hipotiroidi
- Basit yaygın guatr

TSH'ın Azaldığı Durumlar:
- Hipoliz yetmezliği
- Hipertiroidi
- Basedow hastalığı- Toksik adenom
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
2 Temmuz 2007       Mesaj #17
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
Hipotiroidi



Tiroid bezinin genel olarak büyümüş olduğu durumlara guatr adı verilir. Guatr en sık gıdalarla alınan iyot maddesinin yetersiz olmasına bağlı olarak gelişir. Ülkemizde özellikle Karadeniz bölgesinde iyot maddesi nispeten az olduğundan bu bölgelerde guatra sık rastlanır. Daha az alınan iyodu daha iyi bir şekilde kullanabilmek için bir anlamda depolarını büyütmek şeklinde özetlenebilecek bu guatr şekli, ek olarak iyot alınmasıyla (sıklıkla iyotlu sofra tuzu şeklinde) kendiliğinden düzelir. Diğer guatr şekilleri ise tiroid bezi içinde kitle oluşumlarına veya diğer bazı nedenlere bağlı oluşabilir.
Hipotiroidi gelişme riski her yaşta var olmasına karşın risk yaş ilerledikçe artar ve 60 yaşından sonra yüzde 2-4 oranında hipotiroidi görülür.
Sık görülmesi, kolay tanı konması, tarama yönteminin ucuz ve oldukça hassas olması ve durumun kolay tedavi edilebilir olması nedeniyle günümüzde hiçbir şikayet olmasa dahi 35 yaşından itibaren 5 yılda bir, 60 yaşından sonra iki yılda bir hassas TSH (“ultrasensitif TSH”) kan ölçümüyle tarama yapılması önerilmektedir.
Biyolog serdar Özdemir



Hipotiroidi Belirtiler

1-Hipotiroidide hiçbir belirti görülmeyeceği gibi görülen

2- belirti ve bulgular vücut metabolizmasının azalmasına bağlıdır ve hemen tüm organların işlevleri yavaşlamıştır.

3-Bunun neticesinde kabızlık (bağırsak hareketlerinin yavaşlaması),
soğuğa tahammülsüzlük ve vücut ısısının düşmesi (metabolizma yavaşlamasıyla ısı üretiminin azalması),

4-zihinsel işlevlerin yavaşlaması (unutkanlık, uykuya eğilim, sakarlık, yavaş konuşma),

5-kolay yorulma, nabzın yavaşlaması (kalbin az çalışmasına bağlı),

6-kansızlık (kan üretiminin azalmasına bağlı),

7- kan kolesterol seviyelerinin artması (kolesterolün az harcanmasına bağlı),

8- su tutulumuna bağlı ödemler, su tutulumuna bağlı olarak bilek kanalından geçen sinirin sıkışmasına bağlı oluşan

9-karpal tünel sendromu sık görülenler arasında yer alır.

10- öenmli()((Muayene bulguları arasında yukarıdakilere ek olarak kalp büyümesi, reflekslerin yavaşlaması, kas güçsüzlüğü, depresyon bulunabilir.))


Tiroid Bezi İşlevlerini Değerlendiren Testler
Serbest T4 (sT4)
Total (toplam) T4 (T4)
Total (toplam) T3 (T3)
TSH
  • biyolog serdar özdemir
  • biyolog serdar özdemir

TSH ölçümü tek başına bile tiroid bezi işlevlerini yansıtabilen hassas bir yöntemdir ve kanda yüksek bulunması tiroid bezi hormonlarının (T3, T4) düşük olduğunu, düşük bulunması ise tiroid bezi hormonlarının yüksek olduğunu gösterir. Bu tür durumlarda sT4 seviyesi değerlendirmesi yapılarak düşüklük veya yüksekliğin derecesi belirlenir.


Labratuvar testlerinde:……….1-TSH hormon ölçümünün yüksek bulunması sonrasında yapılan

2-sT4 ölçümünün düşük bulunması

3----antitiroid antikorları ölçümü yapılarak olayın otoimmun olup olmadığı belirlenir.
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
13 Temmuz 2007       Mesaj #18
alptugra - avatarı
Ziyaretçi




GAMMOGLUTAMİL TRANSFERAZ ((GGT))


Bir peptit zincirinin ucundaki gammoglutamil amino asiti kalıntısnı bir alıcıya transfer eden bir enzimdir.
Ayrıca pepetit ve amino asitleri gamm-glutamil formunda hücre içine transfer eder.
hemen bütün dokularda bulunmasına rağmen en yüksek aktivite böbrek ve karaciğerde görülür.((kasta bulunmaz)))
plazmadaki GGT nin kaynagı hepatobiliyer sistemdir.
büyük cogunlukla hücrenin plazma zarın bağlı olarak bulunur.
karaciğer hücre harabiyeti olamksızın plazmaya geçiş olabilir.
bu ya hücre zarında enzimin dökülmesi tarzında olur.yada her hanği bir maddenin (((alkol ilaç vs.)))
hücrede enzim sentezinin uyarması sonucu hücrenin fazla miktarda GGT sentez etmesi va kan dolaşımnıa vermesi sonucu olabilir.

bu bakımdan GG gizli alkol kullanımını hasss bir göstergesidisir.............
karaciğer hastalıklarını en spesifik bir enzimdir....
hepatobiliyer hastalıklarda önemli bir tanı değere sahiptir.
NUMUNE SERU :::. ERKEK TE:.10/35 U/L KADINDA :..8/25 U/L REFERANS DEGERLERİDİR.
BİYOLOG SERDAR ÖZDEMİR

GGT NİN
artıgı durumlar::::::::.
1-karaciğer hastalıklarında
A)::.akut hepatit:.... diğer enzimlerden daha az yükselir(((((ast-- alt total bilirubin vs. gibi))
ancak onalardan daha geç dönemde düşer yani bir bakıma iyleşme ğöstergesidir.
B))..:: kronik aktif ast - alt den daha fazla yükselir GGTde.

2-
SİROZ PİMER BİLİYER SİROZ aglı karaciğer de alt ve ast ile paralel bir yüksalme gösterir.
Tıkanma sarılıgında ise yükselmesi alp den daha fazla ve hızlı olur
Kolestrol ve karaciğerin metaztatik tümörleri erken dönemde tesişinde alp ile birlikte yükselir

3
-pankreatit ve akut myokard enfarktüsü. prostat kanseri. enfeksiyöz mononükleoz.
hepatotoksiste. aşırı alkol kullanımı . antiepleptik kullanımı GGT sayısal degerine bakılır.
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
17 Temmuz 2007       Mesaj #19
alptugra - avatarı
Ziyaretçi


MYOGLOBİN


Özellikle kas hücresi ( kalp ve iskelet kası) mitokondrilerinde bulunan ve


oksijani depolayan globuler bir proteindir.


myokard enfarktüsünün ilk 6 saati içinde yükselen ve


kısa süre sonra dolaşımdan uzaklaştırılan bir kardiyak marker'dir.


en fartüsün erken dönemlerinde serumda analiznin tani değeri vardır İmmunokimyasl yötemlerle belirlenir.



serumda çalışılır, serum hemolizli veya lipemik olmamlı.

referans değeri:::: < 100 ug/L


KANDAKİ SERUMDA ARTTIĞI HALERDE :::. kas hücresi harabiyeti durumlardır
  • biyolog serdar özdemir
alptugra - avatarı
alptugra
Ziyaretçi
8 Ağustos 2007       Mesaj #20
alptugra - avatarı
Ziyaretçi
KREATİNİN:



Analiz Materyali: Serum
Alternatif Materyal: ---
Stabilitesi: Oda ısısında yaklaşık 4-6 saat, buzdolabında 24-48 saat.
Metod: Jaffe metodu.
Analizi Etkileyen Olumsuz Faktörler: Hemolizli ve ikterik serum örnekleri tercih edilmemelidir. Ayrıca yüksek kan şekeri olan serum örneklerinde yalancı yüksek ölçümlere sebep olunabilir.
Normal değerler:
Erkek: 0,9-1,5 mg/dl
Kadın: 0,7-1,3 mg/dl

Kreatinin, kreatin molekülünün anhidritidir. Büyük oranda kasda kreatin fosfatın, irreversibl enzimatik olmayan dehidratasyonu ile oluşur. Kreatininin 24 saatlik idrarla atılımı kas kitlesi ile orantılıdır. Kreatin molekülünden farklı olarak, kreatinin artık ürünüdür. Kreatinin klirensi glomerüler filtrasyon oranının belirlenmesinde kabul edilen bir ölçümdür.
Kreatinin kas metabolizmasının sonucunda kreatinden oluşur, ve yapım oranı kas kitlesi ile yakından ilgilidir. Sağlıklı bir insanda kreatininin tübüler sekresyonu % 10- 15’tir, ilerlemiş böbrek yetmezliğinde bu oran % 40’lara kadar çıkabilir. Bu nedenle 24 saatlik idrar toplanarak yapılan kreatinin klirens hesaplaması, gerçek GFR’dan bu oranlarda daha yüksek çıkacaktır. Pratikte serum kreatinin düzeyi renal fonksiyonları değerlendirmede üreye göre daha değerlidir. Ağır egzersiz ya da travma gibi kaslardan artmış kreatinin salınımında kreatinin düzeyi renal fonksiyon bozukluğu olamadan da yüksek olabilir. Oral keratin kullanan sporcularda da kreatinin düzeyi geçici olarak yüksek bulunabilir. GFR’ı düşük olan hastalarda tübüler sekresyonu inhibe eden trimetoprim, simetidin, amilorid gibi ilaçların kullanılması durumunda kreatinin daha yüksek olabilir. Kas kitlesi aşırı miktarda azalmış malnütrisyonlu hastada azalmış kreatinin yapımı sonucunda kreatinin düşük bulunabilir. Gebeliğin ikici trimesterında ve diyabetik nefropatinin ilk evresi olan hiperfiltrasyon evresinde artmış kan akımı ve GFR’a bağlı olarak kreatinin düzeyi düşük olabilir.
Serum kreatinin düzeyi rutin taramalar ve seri izlemler için yararlı bir testtir. Düzeyleri ile GFR arasında ters lineer bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki şematik olarak şekil 1’de gösterilmiştir. Normal kreatinin değerleri ortalama olarak 0-6 – 1.2 mg/dL’dir. Pratik değerlendirmede normal limitler içinde bile kreatinin değişimlerinin renal fonksiyonlarnda önemli oranda azalmaya işaret edebileceği akılda tutulmalıdır. Örneğin kan kreatinin düzeyinin 0.6 mg’dan 1.2 mg’a çıkması her iki değer de normal olsa bile renal fonksiyon ve GFR’da % 50’lik bir kaybın olduğunun göstergesidir. Değerlendirmede dikkat edilecek bir başka nokta yaşla birlikte GFR’da düşme olmasıdır. 40 yaşından sonra bir hastalığı olmayan sağlıklı insanlarda GFR’da yıllık ortalama 1ml/dk’lık azalma olur. İlerlemiş yaşla birlikte kas kitlesindeki azalma daha düşük kreatinin düzeylerine neden olur. İlerlemiş yaşı olanlarda normal kreatinin düzeylerine rağmen GFR’da önemli düşüşler olabilmektedir



Kreatinin Düzeyinin Artmasına Yol Açan Bazı Sebepler:

1-Akut ve kronik böbrek yetmezliği:

A))Prerenal nedenler
a--Hipovolemi
b--Hipotansiyon
c--Ağır enfeksiyonlar


B))Renal nedenler
B1-Glomerülonefritler
B2-DIC
B3-Transplantasyon rejeksiyonu
B4-Nefrotoksisite
B5-İntertisyel nefritler
B6-Piyelonefritler
B7-Diabetik böbrek hastalığı
B8-Multisistem hastalıklar


C))Postrenal nedenler

a-Tübüler obstrüksiyon
b-Üreter hasarı
c-Üreter obstrüksiyonu
d-Üretrada taş

2-İlaçlar

3-Nefrotik sendrom

4-Karaciğer hastalıkları ile birlikte olan böbrek yetmezlikleri:
Hepatosellür hastalıklar
Tıkanma sarılığı
Uzun süren hipotansiyon

5-Metabolik hastalıklar:
Orak hücreli anemi
Karaciğer ve böbrek amiloid infiltrasyonu

6-Akromegali ve jigantizm

7-Kanserli hastalarda gelişen böbrek yetmezliği

8-Böbrek tümörleri ve tümör invazyonları

Benzer Konular

17 Ocak 2020 / Misafir Tıp Bilimleri
10 Mayıs 2016 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
9 Mayıs 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
12 Mayıs 2016 / Misafir Tıp Bilimleri