Arama

Astım

Güncelleme: 12 Aralık 2012 Gösterim: 33.032 Cevap: 20
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar

Astım tanısı nispeten kolay olmasına karşın tedavi ve izlenmesinde sorunlar yaşanan ve toplumda en sık görülen kronik(müzmin) karakterli birkaç hastalıktan birisidir. Hastalık her yaş grubundan kişileri etkileyebilir.Tedavinin en önemli kısmını oluşturan hasta eğitimi çoğu kez kalabalık poliklinik şartlarında yeterince verilememektedir. Bu nedenle özel kullanım yöntemleri gerektiren ilaçları, hastaların bir bölümü kullanamamaktadır.
Astma, hava yollarınm kronik inflamatuar(iltihabi reaksiyon) bir hastalığıdır. Duyarlı kişilerde, nöbetler halinde gelen:

* Nefes darlığı
* Göğüste sıkışma hissi
* Hırıltı (hışıltı, ıslık sesi)
* Öksürük

yakınmaları ile ortaya çıkmaktadır. Yakınmalar, özellikle gece ve/veya sabaha karşı görülür.
Hastalığın dünya üzerindeki dağılımı, ülkeden ülkeye ve bazen bir ülke içinde bölgeden bölgeye değişim göstermektedir. Ülkemizde yaklaşık olarak astmanın rastlanma oranı erişkinlerde % 2-4, çocuklarda % 6-8 civarındadır. Çevresel allerjen miktarı, ev içi ve dış ortamdaki hava kirliliği, rastlanma oranlarındaki artış nedenleri arasında bulunmaktadır.

Astım Türleri
1-Allerjik Astım
*Genetik Yatkınlığı Olanlarda Gelişen Astım
*Genetik Yatkınlık Zemini Olmaksızın Gelişen Astım (Örneğin; Mesleksel allerjenlerle gelişen astım)
2-Allerjik Olmayan Astım (İnfeksiyonlar, bazı ilaçlar, gıda ve katkı maddeleri gibi etkenler ile gelişen astım.)
Genetik faktörlerin Etkisi
Genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel allerjenlere (ev akarları, polen, küf mantarlan gibi) karşı gelişen astım. Ev tozu akarları, ev hayvanları kedi, köpek, kemiriciler ve hamam böceklerinin salgıları, idrar, dışkı ve tüylerindeki antijenlerin, polenler, küf mantarları sporlarının ortamda fazla miktarda bulunması genetik yatkınlığı olan kişilerde astmaya neden olur.
Genetik yatkınlık olmadığı halde bazı meslek gruplarında veya çevresel allerjenlere yüksek dozda ve uzun süreli maruz kalanlarda da, astma gelişebilir.(Örneğin un, enzimler gibi mesleksel, soya fasulyesi gibi çevresel allerjenler)
Allerjik Olmayan Astım
Bazı mesleksel kimyasal ajanlar, ilaçlar tam olarak bilinmeyen bir mekanizma ile astım oluşumuna yol açmaktadır.
Astımın Ortaya Çıkmasında Katkısı Olan Faktörler
Allerjenlerle karşılaşan kişide duyarlaşmayı kolaylaştıran ve astmanın ortaya çıkışında rol oynayan faktörlerdir. Bunlar sigara (aktif ve pasif içicilik), ev içi ve dış ortam hava kirliliği, viral solunum yolu infeksiyonlarıdır.
Tetik Çeken Faktörler
Akciğerlerin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronş düz kaslarında kasılma, ödem (şişme), inflamasyon ve hücre yıkımı, mukus (salgı) artmasına neden olur. Artan mukus, hücre yıkımı, bronş duvarında şişme ve inflamasyon, hepsi birden bronş lümeninde tıkanmaya neden olarak astım nöbetini başlatır. İşte bu nöbeti başlatan faktörlere tetik çeken faktörler deniyor.
Tetik çeken faktörler şunlardır:

* Allerjenler
* Solunum yolu infeksiyonları
* Ev içi hava kirliliği (pasif sigara içiciliği, kızartma kokuları, cila, parfüm, saç spreyi, insektisidler, deterjan, çamaşır suyu, temizlik malzemeleri, deodorant, sprey kokuları)
* Dış ortam hava kirliliği (kükürt dioksit, tozlar, ozon, egzoz gazları, polen, mantar sporları)
* Bazı hava koşulları (rüzgar, fırtına)
* Egzersiz ve hipervantilasyon
* Bazı gıdalar ve katkı maddeleri
* Bazı ilaçlar
* Emosyonel faktörler (ağlamak vs.)

Her hastada tetik çeken faktörler değişiktir. Bir hastada birden fazla faktör bulunabilir.

Astım Nasıl Anlaşılır ?
Astımın teşhis edilmesinde aşağıda sıralamış olduğumuz hastanın yakınmaları çok önemlidir.

* Nefes darlığı
* Hırıltılı solunum (Wheezing, hışıltı, ıslık sesi olarak da ifade edilebilir. Aksi kanıtlanıncaya kadar her hırıltılı solunum astma olarak kabul edilmelidir).
* Gögüste sıkışma hissi
* Öksürük

Hasta koyu kıvamlı bir balgam çıkarınca rahatlar. Soğuk algınlığı nedeniyle ortaya çıkan öksürükler on günden daha uzun sürerse ve hasta "her üşütmenin göğsüne indiğini" söylerse astımdan şüphelenilmelidir. Astmada yakınmaların diğer hastalıklardan şu özelliklerle ayrılabilir.

* Tekrarlayıcı karakterdedir.
* Nöbetler halinde gelişir.
* Gece ve/veya sabaha karşı ortaya çıkar.
* Kendiliğinden veya ilaçlarla hafifler veya kaybolur.
* Bazı faktörler (allerjenler, irritanlar, egzersiz, virus infeksiyonları) ile alevlenmeler olur.
* Mevsimsel değişkenlik gösterirler.

Her hastanın ilk muayenesinde, diğer hastalıkları ekarte etmek amacıyla akciğer grafisi çekilmelidir.
Astımdan kurtulmanın temel ilkelerinden birisi, tetik çeken faktörlerin eliminasyonudur. Bunun için de kişide astımın hangi türünün olduğunun önceden tespiti şarttır. Yani genetik yatkınlığı olan kişideki astım ile mesleki faaliyetler sonucu gelişmiş olan astımın tedavisindeki temel prensipler de bazı farklılıklar taşımaktadır.

* Aşağıdakilerin hastanın hikayesinde bulunması genetik yatkınlığı düşündürmelidir: Çocukluk Çağında Başlangıç
* Allerjik rinit (burunda akma veya tıkanma, genizde, kulakta kaşınma hissi, hapşırık nöbetleri), konjonktivit, ürtiker, egzema, besin ve ilaç allerjisi belirtilerinden biri veya birkaçının bulunması
* Yakın kan akrabalarında astım.

Mesleksel astım, işyeri koşullarındaki bir etkene maruz kalma nedeniyle oluşan astım olarak tanımlanır. Bu durum ya daha önce varolan astımda ağırlaşma veya astımın işe girdikten sonra ortaya çıkması şeklinde görülür. Mesleksel astım için 200'ü aşkın etken tanımlanmıştır.
Belirtilerin işyerine girdikten sonra başlaması veya ağırlaşması. Tatil günlerinde şikayetlerinin hafiflemesi veya kaybolması. Aynı işyerinde çalışan birden fazla kişide benzer şikayetlerin görülmesi mesleki astım düşündürmelidir.
Astımın tanı ve tedavisin de izlenecek yolun hasta ve ilgili branş doktoru ile planlanması çok önemlidir. Tanıda Prick, RAST ve ELİSA gibi laboratuvar tetkikleri uygulanmaktadır. Ayrıca ülkemizde en çok rastlanan antijenlere duyarlılık testi CLA-TOP bazı klinikler tarafından hassasiyet ve güvenli bir şekilde yapılmaktadır.
Tedaviden en verimli bir şekilde yararlanabilmeniz için astım konusunda bilmeniz gereken ana prensipler;

* Hastanın Eğitimi
* Hastanın Düzenli Takibi
* Hastalığın Ağırlığının Saptanması
* Tetik Çeken Etkenlerin Uzaklaştırılması
* Atak Tedavisi İçin Hastaya Özgü Tedavi Planı
* Uzun Süreli Tedavi Planı

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 02:07
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Neden olur?

Sponsorlu Bağlantılar
Çocukluk çağında % 90 oranında allerjik kökenli olduğu bilinmektedir. Yıl boyu maruz kalınan ev içi allerjenlerin bronşlarda yarattığı allerjik iltihabi durum, soğuk hava, egzersiz, viral solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal buharlar, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi nonspesifik uyaranlarla temas sonucu astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bunun yanında spesifik olarak allerjinin söz konusu olduğu ev dışı allerjenlerle temas sonucu genellikle mevsimsel olarak aynı tablo gözlenmektedir.

Nasıl seyreder?

Astım tanısı alan çocukların çoğunun hayatın ilk 2 yılında belirti verdiği saptanır. İlk yıllarda öksürük ve hırıltının ana uyaranı viral solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu yaşlarda akciğerlerin gelişiminin henüz tamamlanmamış olması, küçük hava yolu çaplarının dar, kıkırdak dokunun az olması, tekrarlayıcı bronş daralmasına katkıda bulunur. Dört beş yaşlarında akciğerlerin gelişiminin tamamlanması ile erken yaşlarda astım belirtileri gösteren birçok çocukta klinik olarak düzelme gözlenmektedir. Düzelmeyen bir grup hasta ve daha geç astım tanısı almış çocukların bir kısmı da ergenlik çağında klinik bir iyilik dönemine girerler. Genel olarak çocukluk çağında astım tanısı almış hastaların yaklaşık %50-60'ı ergenlik döneminde iyileşirler. İyileşen olguların bir bölümü orta yaş döneminde tekrar hastalık belirtileri göstermeye başlayabilmektedirler.

Nasıl teşhis edilir?

Astım tanısı koymada en değerli tanı aracı öyküdür. Öksürük, hırıltı ve / veya nefes darlığı belirtilerinin gece kötüleşmesi şiddetle astımı düşündürür. Yattıktan sonra veya sabaha karşı yaklaşık 30 dakika süreyle devam eden ve bronş genişletici ilaçlara olumlu yanıt veren öksürük aksi ispat edilene kadar astım kabul edilmelidir.

Akciğer fonksiyonları nasıl değerlendirilir?

Astımda akciğer fonksiyonlarının ölçülmesi gerek tanı gerekse tedaviye yanıtın değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Spirometre ile ölçülen solunum fonksiyonlarında zorlu nefes verme sırasında yapılan ölçümlerin sağlıklı bireylerle yapılan karşılaştırılması ve tedavi ile bu değerlerin göstermekte olduğu düzelme değerlendirilmektedir.

Belirtileri nelerdir?

Nefes darlığı

Hışıltılı Solunum: Islık sesi olarak da ifade edilir. Astım hastalığının çok tipik bir belirtisidir.

Öksürük: İnatçı, 3 haftadan uzun süren, özellikle sabaha karşı artan ve gece uykudan uyandıran bir öksürük vardır.


Astım tanısı nasıl konulur?

Akciğer Grafisi: Doktorunuz önce diğer hastalıkların olmadığından emin olmak için bir akciğer röntgeni isteyecektir.
Spirometri: Akciğerlerin işlevlerindeki bozuklukları ortaya çıkaran ve sık yapılan bir ölçümdür.
PEF takibi: Pef-metre adı verilen cihazla hastanın evde kendi yapacağı ölçümlerle yapılan tanı yöntemidir.
Provokasyon Testleri: Solunum yollarındaki aşırı duyarlılığı gösteren testlerdir.

Astıma neden olan durumlar ( uyaranlar ) nelerdir ?

Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bazı uyaranlara aşırı duyarlı olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım atağı oluşumuna neden olurlar. Bu uyaranları şöyle sıralayabiliriz:

1. Allerjenler ( allerjiye neden olan maddeler )

Normal kişilere hiçbir zararı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir kişi maruz kalınca bir allerjik reaksiyon olur. Bu reaksiyon sırasında tahriş edici bazı kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Kişi hem allerjik hem de astımlı ise astım atağı geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:
  • Ev tozu, ev tozu akarları ( böcekler )
  • Çiçek tozları ( polenler )
  • Küf
  • Hayvan tüyü
akar
Ev Tozu Akarı
polen
Polen
2. Enfeksiyonlar

Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / veya kreşe giden çocuklarda sıktır.

3. Hava değişimi

Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( özellikle soğuk hava ) ve nem oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir

4. Egzersiz

Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir. Koşma gibi, daha fazla enerji tüketimine neden
olan yoğun egzersiz türleri, birkaç dakika içinde bir astım atağına neden olabilir. Ancak bu nedenle astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz konusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım atağı önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası belirtiler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu durumu doktorunuza bildiriniz.

5. Irritanlar ( tahriş ediciler )

Bazı maddeler duyarlı olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şöyle sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşadığı evin içinde hiç kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.

Astımda olabilecek komplikasyonlar nelerdir ?
  • Astım genellikle akciğerlerde kalıcı hasar yapmayan bir hastalıktır. Hastalık çok uzun yıllardan beri var olsa da uygun tedavi ile akciğer fonksiyonları normale yakın olarak korunabilir.
  • Astımda sorun bronşlarda olmasına rağmen bir çok astımlıda üst solunum yolları (burun, boğaz, sinüsler) ve kulaklar ile ilgili problemler eşlik edebilir. Astımlı çocuklarda sıklıkla kronik burun tıkanıklığı olur ve buna bağlı olarak kulak enfeksiyonları ve sinüzit meydana gelir. Buruna yönelik uygun tedavi ile (burun temizliği ve doktorun önerisi ile diğer bazı ilaçlar) bu durumların olması önlenebilir.
  • Astım bazı psikolojik problemlere neden olabilir. Ağır astımı olan çocuklarda okul devamsızlığı, spor etkinliklerine katılamama ve astım atağı sırasında acil olarak hastaneye başvurular bu duruma neden olabilir. Uygun tedavi alan bir çocukta astım kontrol altına alınarak bu problemlerin olması önlenebilir.

Son düzenleyen GusinapsE; 12 Eylül 2006 23:08
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #3
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Astım Kalıtımsal mıdır? Nasıl Tedavi Edilir?
Solunum yollarının mikrobik olmayan iltihaplanma nedeniyle daralmasına astım denir. Bu daralma, solunum yolları duvarlarındaki kasların kasılmasına, mukozanın şişmesine ve buradaki salgının artmasına bağlıdır.
Astımın belli başlı belirtileri nelerdir; belirtileri ortaya çıkaran nedir?
· Hırıltı
· Öksürük
· Nefes darlığı
· Göğüste sıkışma hissi

Bu belirtiler genellikle nöbetler halinde gelir, egzersiz veya gülmeyle, soğukalgınlığı, sırasında veya çeşitli allerjilere maruz kalma ile artar. Astım tedavi edilmezse veya yetersiz tedavi edilirse belirtiler sürekli hale gelebilir. Astımı başlatıcı etkenlerin bazıları çok özgündür ve bazı kişileri etkileyip, bazılarını etkilemez. Bilinen başlatıcı etkenlerin arasında en sık görülen ev tozu akarları (Toz böcekleri), polenler ve küf mantarları gibi allerjenlerdir. Bunun dışında sigara dumanı, bazı ilaçlar, (aspirin, bazı tansiyon ilaçları), bazı yiyeceklerde bulunan katkı maddeleri de astımı başlatabilir.
Astım kalıtsal mıdır?
Evet, ailesinde astım bulunanlarda, saman nezlesi ya da egzama olanlarda daha sık görülür. Ancak astım ailede böyle bir durum yokken de ortaya çıkabilir.

.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #4
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Astımı başlatan etkenlerden nasıl kaçınılabilir?
Astımı başlatan etkenler tespit edildiğinde bunlardan kaçınmak için alınacak önlemler, yakınmaları ve ilaç gereksinimini azaltabilir. Özellikle ev tozu allerjisi olanlarda yatak odası temizliği önemlidir. Yatak takımlarının her hafta değiştirerek, makinada yıkanması, yatak odasındaki halının kaldırılması, odanın havalandırılması, aker öldürücü ilaçların kullanılması yakınmaları azaltacaktır. Sigara dumanına maruz kalmak (içici olmadan da), kalıtsal olarak astıma eğimli olan birinde astıma neden olabilir veya mevcut astımı daha da arttırabilir. Astımlı çocuk sahibi olma riskini arttırdığından, hamilelik sırasında sigaradan kaçınılmalıdır.

Ben ya da çocuğum egzersizi bırakmalı mıyız?
Astımlı insanların çoğunda egzersiz yaptıklarında belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak astımı iyi kontrol edilen, yeterli tedavi gören astımlılar normal günlük aktivitelerini yapabildikleri gibi, çeşitli spor ve egzersizleri de yapabilirler. Öyle ki astımlı olan ve olimpiyat şampiyonu olmuş pek çok sporcu vardır.

Astım nasıl tedavi edilir?
Astım tedavi etmekte kullanılan ilaçlar üç ayrı grupta toplanabilir:
Rahatlatıcılar: Astım belirtilerinin hemen giderilmesi sağlanır.
Önleyiciler: Solunum yollarındaki duyarlılığı ortadan kaldıran, uzun süreli kullanımda hastalığı tedavi eden ilaçlar.
Kurtarıcı ya da Acil İlaçlar: Kötüye giden astım tedavisinde ya da bir nöbet sırasında belirtileri acilen kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar.

Hasta ya da ebeveyn olarak sizin sorumluluklarınız:
İlaçları reçetede yazıldığı gibi düzenli alınız. Astımlu çocukların aileleri için bu, ilacın alınmasını denetleme ve doğru alınmasını sağlama anlamına gelir. Sigara dumanı dahil başlatıcı etkenlerden korunma. Astım kronik bir hastalık olduğundan, düzenli aralıklarla doktorunuza görünün.

Sizinle düzenli ilgilenen ve durumunuzu bilen aynı doktora görünmeniz de önemlidir. Tedavi sırasında şikayetlerinizde artma olursa, doktorunuza planlanandan önce başvurunuz. Astım konusunda öğütleri, iyi niyetli arkadaşlarınız, yakınlarınız ya da komşularınızdan değil, doktorunuzdan alınız. Herkesin astımı farklıdır. Bir kişiye uygun olan öğüt diğerine uymayabilir.

Astım ilaçları güvenli midir?
Astım ilaçları genellikle tedavi edilmemiş ya da yetersiz tedavi edilmiş astımdan daha güvenlidir.

Doğal terapiler yardımcı olur mu?
Astım çoğu kez ilaçla kolayca kontrol edilmektedir. İnsanların çoğu ilaç almamayı tercih edip alternatif tedavi yöntemlerine başvurmak isteyebilir. Doğal terapilerin hiçbirisinin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Doktorunuz tarafından size önerilen tedaviyi uygulamamanız veya kesmeniz tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #5
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Astım Çeşitleri
Meslek Astımı
Meslek astımı gelişmiş ülkelerde en sık görülen mesleki akciğer hastalığıdır. Sıklığı tam bilinmese de ABD ve Japonya’da yeni tanı alan astım vakalarının yaklaşık olarak yüzde 15’inden sorumludur. Yaklaşık olarak 250 çeşit maddenin meslek astımından sorumlu olduğu saptanmıştır. Bunlar arasında asıl önemli grubu izosiyanatlar oluşturur. İzosiyanatlara bağlı astım bu sektörlerde çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 10’unu etkilemektedir. İşe bağlı olarak iki tip astım karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan meslek astımında belirtiler yalnızca iş yerinde ortaya çıkmakta ve dışarıda olmamaktadır. Buna karşılık işin artırdığı astımda önceden var olan bir astımın iş yerindeki çeşitli hava yollarını tahriş eden maddelerle artması söz konusudur. Birinci durumda mutlaka bir sessiz dönem vardır. Bu işe başladıktan sonra haftalar, aylar veya yıllar sonra olabilir. Sessiz dönem olmayan tipinde ise sorumlu madde ile bir kaç kez karşılaşmadan sonra belirtiler ortaya çıkabilir.

Uyku Astımı
Bazı astım vakalarında geceleri belirtiler şiddetlenir. Bunun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bu konuda bazı görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden birine göre geceleri insan vücudunda bazı hormonlarda azalma olmaktadır. Bu hormonlar arasında yer alan kortikosteroidler ve adrenalin gibi maddeler hava yollarının genişlemesini de sağladığından bunların azalması durumunda hava yolları daralmakta ve hastalık şiddetlenmektedir. Bunun dışında mideden yemek borusuna kaçış olduğu, geceleri daha çok allerjenle karşılaşıldığı gibi görüşler de konuyu açıklamak için ileri sürülmüştür. Gece astımında hastalar normal ilaçların yanında uzun etkili beta agonist ilaçlar adını verdiğimiz ilaçlardan çok yarar görmektedirler.

Egzersize Bağlı Astım
Egzersize bağlı astım, ağır fiziksel hareketlerin hava yolları hassas olan kişilerde hava yollarında aniden daralmaya yol açması sonucu oluşur. Başlangıçta yalnızca egzersizle ortaya çıkan astım belirtileri zaman içinde başka etmenler tarafından da oluşturulur. Astımlı hastalarda egzersize bağlı olarak belirtilerin ortaya çıkma sıklığının yüzde 40 - 90 arasında değiştiği rapor edilmiştir. Bu astım tipi daha çok egzersiz sonucu ortaya çıktığı için, fazla egzersiz yapan yaşlarda yani çocuklar ve gençlerde daha sık görülür. Ancak, diğer yaş gruplarında da ortaya çıkabilir. Egzersizden sonra ortaya çıkan ve beş - on dakika süren belirtiler 30 - 60 dakika içinde düzelir. Bu astım tipinde görülen belirtiler diğer astım tiplerinde görülenlerden farklı değildir. Tedavisinde esas olan korumadır. Egzersizden 10 - 15 dakika evvel salbutamol, formoterol, kromolin veya nedokromil alınması ile belirtiler önlenebilir.

Günümüzde Astımın Görülme Sıklığı
Çok eski zamanlardan beri bilinen bu hastalığın sıklığının özellikle son 15 - 20 yıl içinde giderek arttığı dikkatleri çekmektedir. Çeşitli ülkelerde zaman zaman yapılan araştırmalar astımın 1970’den günümüze kadar bütün dünyada yaklaşık 2 - 4 kat arttığını göstermektedir. Hastalık, genel olarak gelişmiş ülkelerin hızlı sanayileşmiş yörelerinde daha sık görülmektedir. ABD’de astımın genel görülme sıklığı yüzde 5 iken bu rakam New York’da yüzde 8.4’e çıkmaktadır. Yeni Zelanda ve Avustralya’da bazı yörelerde ise sıklık yüzde 20’lerin üzerindedir. Ülkemizde çocukluk dönemindeki astım sıklığı yüzde 4 - 10, erişkin döneminde ise yüzde 2 - 4 arasında değişmektedir. Ekonomik gelişmenin hızlı olduğu ve doğal yaşam koşullarının yerini büyük kentlerin aldığı durumlarda astım sıklığında artış olmaktadır. Zimbabve’nin kırsal kesimlerinde binde bir olan astım sıklığı başkent Harare’de yüzde beşin üstüne çıkmaktadır. Atlas okyanusundaki bazı adalarda ise yaklaşık her üç insandan biri astımlıdır. Bütün bu bilgiler bize astım sıklığının giderek, hem de hızlı bir biçimde arttığını göstermektedir.

Astım Tedavisinin Ekonomik Yönü
Astımın tıbbi yönlerinin yanında ekonomik yönden de ülke ekonomilerine giderek artan oranda bir yük bindirdiği saptanmıştır. Ülkemizde kullanılan astım ilaçlarının tümü ithal edilmektedir. Hastalığın toplumda ortalama yüzde 5 sıklığında görüldüğü ve tedavinin yıllarca sürdüğü dikkate alınırsa harcanacak paranın ülke ekonomisine bindireceği yük daha iyi anlaşılacaktır
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #6
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Astım Bir Hastalık Olarak Nasıl Başlar? Nasıl Seyreder?
Astım, eğilimi olan insanlarda hava yollarının içini döşeyen zarın (buna mukoza denilir) Enflamasyon adı verilen değişmeler sonucunda şişerek tüm hava yolları çapının daralmasıdır. Buna bağlı olarak havanın içeri girişve çıkış zorlaşır.
Astımın bir hastalık olarak başlamasının ve seyrinin anlaşılmasında aşağıdaki üç kavramın iyice bilinmesi gerekir.
1. Astıma eğilim,
2. Astıma bağlı hava yolu zarının enflamasyonu,
3. Astım nöbeti

1. Astım Eğilimi
Normal insanlarda hiçbir etki ve değişme yapmayan bazı etkenlerin bazı insanlarda awstıma yol açabilmesi özelliğine ASTIM EĞİLİMİ denir.
Astım eğilimi iki şekilde olur:
A- Katılımla geçen eğilim
B- Sonradan edinilen eğilim

A- Katılımla geçen eğilim
Astımlı insanların bir kısmında anne veya baba tarafında astım bulunur. Hem anne hem de babasında astım bulunan kişilerde astım hastalığı çok daha sık rastlanır. Böyle astımlılarda astım eğilimi kalıtımla ilgilidir.

Kalıtımsal astım eğilimi olan astımlılarda belirtiler, genellikle çok erken yaşlarda başlar. Bu bakımdan astımlı anne ve babalar, çocuklarında en ufak solunum problemi bulunursa astım konusunda doktorlarını uyarmalıdırlar.
B- Sonradan edinilen eğilim
Astımlı insanların bir çoğunun ailelerinde astım ve benzeri belirtiler saptanmaz. Ayrıca bu kişilerde allerji de yoktur. Kalıtımsal bir eğilimi bulunmayan astımlı hastaların büyük bir kısmı halk arasında grip veya soğuk algınlığı olarak ifade edilen, şiddetli bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan bir süre sonra astım belirtilerinin başladığını hatırlarlar.

Grip, soğuk algınlığı ve başka bir akciğer enfeksiyonu gibi bir hastalık geçiren insanların bazılarında Astıma eğilim oluşur. Buna sonradan edinilen eğilim veya kalıtsal olmayan eğilim denir.



Enflamasyon
İster kalıtımsal, isterse edinsel olsun astım eğilimi olan insanlarda, başka insanlarda hiçbir etki yapmayan dış etkenler hava yollarının içini döşeyen zarlarda bazı değişmelere yol açar. Bu değişmelere enflamasyon adını veriyoruz. Enflamasyona atopik kimselerde allerjenler yol açabilir. Bunun mekanizmasını biraz önce anlattık. Fakat atopik olmayan insanlarda birçok tahriş edici madde de enflamasyona yol açar.

Tahriş edici maddeler enflamasyona nasıl yol açar:
Tahriş edici maddelerin veya viral enfeksiyonların etkisi ile hava yolu zarındaki MAST hücreleri adı verilen özel hücreler ve kandan göç eden beyaz hücreler tarafından MEDİATÖR adı verilen bir takım aracı maddeler üretilir. Mediatörler çok çeşitlidir; her birisinin etkisi, oluşma sırası ve oluşma miktarı çok değişkendir. İşte enflamasyon bu mediatörlerin mukozada meydana getirdiği değişmelerden ibarettir. İster allerjiye, isterse başka tahriş edici etkenlere bağlı olsun enflamasyonda, mukozada şu değişmeler meydana gelir.

A- Mukoza şişerek kalınlaşır
B- Mukus salgılanması artar
C- Tıkaçlar oluşur
D- Bronş duvarındaki düz kaslar kasılır

Enflamasyonun gidişi
Enflamasyon birden bire ortaya çıkmaz; astım eğilimi bulunan bir insanda yukarıda açıkladığımız bir takım dış etkenlerle tekrarlayan temaslar sonucunda yavaş yavaş gelişir. Mesela bir üst solunum yolu viral infeksiyonundan sonra enflamasyonun başladığını düşünelim. Eğer hava yolları bundan sonra tahriş edici başka zararlı etkenlere maruz kalmazsa enflamasyon çok hafif seyreder veya bir süre sonra ortadan kalkar.
Buna karşılık enflamasyonlu bir mukoza sigara dumanı, kirli hava, havada yüksek oranda bulunan tozlar, soğuk hava vs. gibi irritanlarla tekrar tekrar karşılaşırsa enflamasyon devam eder veya irritanın yoğunluğuna göre şiddetlenir. Enflamasyon bulunan bir mukoza dış etkenlere karşı çok daha hassaslaşmıştır.

İşte böyle enflamasyonlu bir mukoza astım nöbetini tetikleyen etkenlere maruz kalırsa astım nöbetleri ortaya çıkar.

Enflamasyon bulunmasına rağmen hastanın şikayetlerinin devamlı olması gerekmez. Enflamasyon bulunan mukozanın üstüne astım başlatıcı bir etken etki yapınca nöbet ortaya çıkar. Nöbetlerin ağırlığı enflamasyonun derecesine ve tetikleyen etkenlerin şiddetine göre değişir. Mukozasında enflamasyon bulunan astımlılar nöbet aralarında alışıla gelen astım şikayetlerinden genellikle yakınmazlar. Fakat ısrarla sorulduğu zaman göğüslerinde belli belirsiz bir sıkışma hissi veya nefes yollarında bir dolgunluk bulunduğunu söylerler. Böyle hafif belirtiler bulunan kimselerde özellikle aşırı bir hareketten sonra nöbetler ortaya çıkabilir.



Enflamasyon bulunan kimselerde gündüz hiçbir şikayet veya nöbet belirtileri olmadığı halde, gece uykuda (özellikle sabaha doğru) nefes sıkışması ile aniden uyanma olabilir. Astım nöbetlerinin ekseriya uykuda ortaya çıkma sebebi iyi bilinmemektedir. Nöbetler ve enflamasyon ortadan kalksa bile astımlı insanda EĞİLİM’ in kaybolmayacağı asla unutulmamalıdır. Böyle astım eğilimi bulunan bir insanda yıllarca hiçbir şikayet bulunmayabilir. Ancak günün birinde viral bir infeksiyon veya başka bir etkene maruz kalma sonucunda tekrar enflamasyon ve nöbetler başlayabilir. Bu ihtimal daima akılda tutularak astım eğilimi olan kimseler astımı başlatan etkenlere karşı korunma tedbirlerini asla ihmal etmemelidirler.
Astım nöbetleri
Bir insanın astımlı olması kavramı ile bu insandaki astım nöbetlerinin ortaya çıkmasını birbirinden ayırmak gerektiğini yukarıda açıkladık. Daha önce de belirttiğimiz gibi her insanda astım hastalığı meydana gelmez. Bir insanda astım belirtilerinin ortaya çıkması için önce “astıma eğilim”in bulunması gerekir. Ancak şu noktanın bilinmesi çok önemlidir: Bir insanda astım eğiliminin bulunması bu kimsede mutlaka astım belirtilerinin devamlı olarak bulunmasını gerektirmez. Astım eğilimi bulunan bir insanda hayatı boyunca şikayetli dönemler arasında, kısa veya uzun süren, hiç şikayetsiz dönemler bulunabilir. Şikayetlerin ortaya çıkabilmesi için astım eğilimi olan bir insanda ilk önce hava yollarında yukarıda anlattığımız gibi yaygın enflamasyon adı verilen değişmelerin oluşması gerekir. Bir insanda hava yolu enflamasyonu bulunsa bile bir az önce söylediğimiz gibi hiçbir şikayet bulunmayabilir.

İşte hava yolu zarında enflamasyon bulunan bir insanda aniden şikayetlerin ortaya çıkmasına astım nöbeti adı verilir. Hava yollarında enflamasyon varken virüslere bağlı soğuk algınlığı veya başka solunum infeksiyonları, havada bulunan tahriş edici toz veya gazlar (örneğin sigara dumanı veya başka zararlı gazlar vs.) veya aniden soğuk hava solunması, şiddetli egzersiz astım nöbetini başlatabilir.

Astım nöbetlerinin ağırlık dereceleri:
Şu noktaların bilinmesi çok önemlidir! Bir hastalık olarak astımın hafif veya ağır olması söz konusu olamaz. Bir astımlıda belirli dönemlerde enflamasyon veya nöbetler hafif veya ağır olabilir. Bu ağırlık derecesi de zaman zaman değişebilir.
Nöbetler ağır bile olsalar, sonlandıktan sonra hiçbir şikayet bulunmayabilir. Bir astımlıda enflamasyon ve astım nöbetleri 3 farklı derecede karşımıza çıkar:

1. Şiddetli astım nöbeti
2. Orta dereceli astım nöbeti
3. Hafif astım nöbeti

Şiddetli Astım Nöbetleri
Böyle bir nöbet başlayınca nefesinizde şiddetli bir daralma hissedersiniz. Nefes alıp vermeniz gittikçe güçleşir. Özellikle nefes vermek ve konuşmak zorlaşır. Her nefes alışta boyun kaslarınız kasılır.

Dudaklarınız ve parmak uçlarınız morarır. Her nefes alışta göğüsteki kaburgalar arası yumuşak bölgelerin içeri çekildiği gözlenir (özellikle çocuklarda, ince ve zayıf kimselerde). Böyle nöbetler saatler sürebilir.

Orta ve Hafif Astım Nöbetleri
Astımlı insanlar arasında böyle nöbetlere çok daha sık rastlanır. Orta derecedeki bir astım nöbetinin başlangıcında genellikle göğüste bir sıkışma hissi oluşur. Nöbetler şidetli bir öksürük ile de başlayabilir. Bu öksürüklü dönemler, berrak koyu az miktar balgam çıkarınca sonlanır. Öksürük sırasında ekseriya nefes darlığı olur ve göğüste ıslık sesleri işitilir. Diğer kronik akciğer hastalıklarından farklı olarak astımlıların çıkarttıkları balgam miktarı daha azdır. Çıkan balgam genellikle koyu, sedef renginde ve bir inci tanesi gibi yuvarlaktır. Nöbet sırasında huzursuzluk ve uykusuzluk olur.

Astımlı hastalarda nöbetler çok defa uykuda, sabaha doğru ortaya çıkar. Nöbet sırasında soluk alıp verirken hastanın göğsünde ıslık sesleri veya kedi mırıltısı gibi sesler yalnızca hasta tarafından değil başkaları tarafından bile uzaktan işitilebilir. Bu sesler havanın daralmış hava yollarından geçmesi sırasında oluşur.

Hafif Astım Nöbetleri
Bazı astımlılarda nöbetler gerçekten çok hafiftir. Sadece birkaç dakika sürer. Haftada bir-iki defa gelebilir. Aylarca nöbet gelmeyebilir. Bu kimseler yılda 5-6 defa birkaç hafta süren kendilerinin grip, broşit olarak tanımladıkları rahatsızlık dönemlerinden söz ederler.Bu dönemler gerçekte astım nöbetleridir.Fakat bu kimseler kendilerini hasta kabul etmezler. Gerçekte bu dönemlerde rahatsız ve huzursuzdurlar. Hayatlarını, hareketlerini kendi kendilerine kısıtlarlar. Bu insanlarda astım tedavisi yapılırsa hiç bilmedikleri mutlu bir yaşamın var olduğunu hayretle keşfederler. İşte bu hafif belirtileri olan astımı ortaya çıkarmak hekimin en önemli görevidir. Ancak burada hastanın da şikayetlerinin astıma bağlı olabileceğini kavrayarak hekimini yönlendirmesi gerekir.

Diğer taraftan birçok hafif astımı bulunan kimselerde günün birinde çok şiddetli bir nöbet ortaya çıkabilir.

Daha kötüsü hasta durumunun vahametini bilmediği için böyle bir durumda deneyimli astımlı gibi önlem de alamaz.

Bu bakımdan astım çok hafif belirtilerle beraber olsa bile mutlaka devamlı tedavi gerektiren bir hastalık olarak kabul edilmelidir.

Orta veya hafif astım nöbetinde ne yapmalısınız?
Nöbetiniz başlayınca doktorunuzun önerdiği astım ilacını derhal alın, dakikasında nefes yolunuz açılır. Bununla beraber bazı durumlarda nefesin açılması için saatler gerekebilir. Eğer önerilen tedavi ile nefesiniz kısa sürede açılmıyorsa derhal doktorunuza başvurun.
Astım kontrolünün amacı, nöbetleri tedavi etmek değil, nöbetlerin oluşmasını önlemektir. Bu bakımdan tedavinin esası enflamasyonu önlemek olmalıdır.



GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #7
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
ASTIM TEDAVİSİ

Buraya kadar anlatılanlar göz önünde tutulursa astım kontrolünün TEMELİ’nin enflamasyonu ortadan kaldırmak olduğu kolaylıkla anlaşılır.
Astım tedavisinin başarıya ulaşmasında aşağıdaki hususların bilinmesi çok yararlı olur:

1. Astım eğilimini ortadan kaldıracak mucizevi hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Buna rağmen enflamasyon kontrol altında tutulursa astımlının hayatı boyunca şikayetsiz bir yaşam sürebileceği de bir gerçektir.

2. Astımın kontrolünde ilk adım enflamasyonu başlatan etkenlerden olabildiğince uzak kalmak veya bunlarla karşılaşmamaya çalışmaktır.

3. İkinci adım enflamasyonu önleyecek ilaçları kesintisiz ve devamlı kullanmaktır.

4. Antienflamatuar adı verilen ilaçların en önemlisi inhalasyonla alınan kortizon türevleridir. Bu ilaçlar bilimin astımlı insanlara sağladığı en önemli armağandır. Son yıllarda kullanım alanına giren ve antilökotrien adını alan ilaçlar da bazı astım vakalarında enflamasyon önleyici olarak çok yararlı olmaktadır. Bu ilaçlar koruyucu olarak gerekirse yıllarca kullanılmalıdır.

5. Astım nöbetleri, enflamasyonu kontrol edilemeyen kimselerde ortaya çıkar. Astım nöbetlerini ilaçlarla durdurmak mümkündür. Fakat astım kontrolünde hekimin görevi nöbeti tedavi etmek değil nöbetlerin kaynağı olan enflamasyonu önlemektir.

6. Astım için mucize ilaç yoktur. Hastalarımız genellikle bir torba ilaç ile bize gelirler. Bu torbanın içinde aynı türevden bir sürü değişik marka ismi taşıyan ilaç bulunur. Bu ilaçların bir çoğu bir işe yaramadığı için bırakılmıştır.
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
18 Aralık 2006       Mesaj #8
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
ASTIM KRİZİ NEDİR? NASIL ANLAŞILIR?

Astımla ilgili belirtilerin ortaya çıkması astım krizi veya astım atağı olarak bilinir.

Astım krizi deyimi daha çok, ağır ve hastane tedavisini gerektirecek ciddi durumlar için kullanılır. Ancak, nefes açıcı spreylerin birkaç kez kullanılmasıyla geçecek kadar hafif astım krizleri de olabilir.
Astım krizleri çok ani olarak başlayabileceği gibi, birkaç gün içinde yavaş yavaş da gelişebilir.


ASTIM KRİZLERİNİN TİPİK ÖZELLİKLERİ

-Astım krizlerinin üç temel özelliği vardır:
-Havaların değişken olduğu dönemlerde daha sık görülür.
-Belirtiler gece sabaha karşı şiddetlenir.
-Krizleri doğuran çeşitli faktörler vardır: Alerjenler, sigara dumanı, viral enfeksiyonlar, keskin kokular...gibi.

ASTIM KRİZLERİNİN ÖNCÜ BELİRTİLERİ

Bazı hastalar astım krizinin başlayacağını önceden hissedebilirler. Birçok hastada, boğazda yanma, hapşırık krizleri, burun tıkanıklığı, su gibi burun akıntısı, gıcık şeklinde öksürük gibi burun ve boğazla ilgili öncü belirtiler vardır. Burun, çene, ense ve saçlarda kaşıntı hissi de astım krizlerine öncülük edebilir. Bazı astımlılar ise enseme, kol, bacak ve sırtta kızarma, terleme ve ağrı gibi belirtileri kriz habercisi olarak bildirmişlerdir.

Özellikle, çocuklardaki astım krizlerinde nezle, farenjit… gibi üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarının çok büyük önemi vardır. Çocuğun önce burnu akar, hapşırır veya boğazı ağrır ve hemen o gece veya ertesi gün öksürük, hırıltı, nefes darlığı… şikayetleri başlar.

ASTIMIN DERECELENDİRİLMESİ

Astımın belirtilerinin ağırlığı ve görülme sıklığına göre üç derecesi vardır.

•Hafif astım: Hastalar günlük olağan etkinliklerini rahatlıkla yapabilirler, ancak ağır eforlarda zorlanma olabilir. Haftanın 1-2 günü ilaç tedavisi ile düzelen belirtiler vardır. Geceleri gelen astım krizleri ayda 1 veya 2’den fazla değildir.

•Orta derecede astım: Öksürük ve hırıltılı solunum her gün olmasa bile uzun süreli olarak hep vardır. Haftada en az 1-2 kere yoğun ilaç tedavisini, yılda 2 kez de hastanede tedaviyi gerektirecek kadar ağırlıkta krizler olur. Bu hastalarda, haftanın birçok gününde gece uykudan uyandıran nöbetler de vardır.

•Ağır astım:
Öksürük ve hırıltılı solunum bazen çok şiddetlenerek her gün vardır. Bu hastaların her 3-4 ayda bir hastaneye yatırılarak ve bazen de yapay solunum uygulanarak tedavileri gerekir. Hemen her gece uykudan uyandıran astım krizleri görülür, hatta çoğu günler uyumak hiç mümkün değildir. Günlük hareketler de ileri derecede kısıtlanmıştır.

AĞIR ASTIM KRİZİ NASIL ANLAŞILIR ?

Bazı astım krizleri hastanın yaşamını tehlikeye sokacak kadar ağır olabilir. Böyle hastaların bir an önce hastaneye kaldırılmaları gerekir. Bu ağır krizler, çoğu kez, düzenli tedavi görmeyen hastalarda yavaş yavaş gelişir. Bazen de, birkaç saat, hatta birkaç dakika içinde bile ağır astım krizleri gelişebilir.

Hem hastalar ve hem de yakınları tarafından iyi bilinmesi gereken ağır astım krizinin başlıca belirtileri şunlardır:

•Dudaklarda, tırnak yataklarında ve dilde morarma olması
•Şuur bozukluğu, uyuklama hali
•Nefes alma sayısının dakikada 25’ ten fazla olması
•Göğüs duvarı ile karın duvarı hareketlerinin uyumsuz olması
•Kalp atışlarının (nabzın) dakikada 120’ den fazla olması
•Nefes alırken kaburga aralıklarının içeriye doğru çekilmesi
•Kolları bir yere dayayarak ve yardımcı solunum kaslarını kullanarak solunum yapılması
•Konuşurken kısa bir cümleyi bile bir kerede söyleyememek
•Kan basıncının çok yükselmesi veya giderek düşmeye başlaması
•Hastanın aşırı bir korku ve panik içinde olması, terlemesi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2006       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Astım Nedir?
Astım bronşların kronik yan ayık bir hastalığıdır. Bu kronik enflamasyon sonucunda insanlarda tekrarlayan öksürük nöbetleri, hırıltı solunum, nefes almada zorluk ortaya çıkar. Bronşlar çeşitli allerjenlere, kimyasal solunum, sigara dumanına, soğuk havaya ve egzersize duyarlı hale gelirler. Bu uyaranlar ile karşılaştıklarında bronşlarda ödem, kasılma ve salgı oluşması meydana gelir. Ortaya çıkan solunum sıkıntısı ya kendiliğinden ya da ilaçlarda kaybolur.
Astım tedavisi uygun şekilde planlandığı ve kullanıldığı zaman bu yangı azalır; yakınmalar ve astıma bağlı problemlerin çoğu kaybolur.
Astım Ne Zaman Düşünülmeli?
Göğüste tekrarlayan hırıltı.
Özellikle sabaha karşı veya sabah ortaya çıkan kuru, inatçı öksürük,
Gece öksürük veya nefes darlığı ile uyanma,
Merdiven çıkma, hızlı yürüme, koşma gibi eforlardan sonra öksürük ya da hırırltı solunum,
Bazı mevsimlerde ortaya çıkan nefes darlığı,
Allerji yapan maddeler ise ve/veya kimyasal irritanlar ile karşılaşıldığında ortaya çıkan öksürürk veya hırıltı solunum veya nefes darlığı,
Sık "göğüse inen" nezle olduğunda astım olasılığı akla gelip, doktora başvurulmalıdır.
Astım Niçin Tetkik Edilmeli?
Astıma yönelik tetkikler kriz anında veya krizi izleyen günlerde yapılmamalıdır.Bu tetkikler, kişinin iyi olduğu dönemlerde yapılmalıdır. Bu tetkikler sonucunda üç soruya yanıt verilmelidir:
Gerçekten Astım Mı?
Bronş darlığının ilaçlar ile ne derece düzeldiğinin saptanması: Nefes açıcı ilaç öncesi ve sonrası solunum foksiyon testi yapılarak belirlenir.
Bronşlarda, krizler arasında darlık oluyor mu?
Bronş akım hızlarının ölçülmesi: Tepe Akım Hızı'nın bir cihaz ile ölçülmesi
Ortaya çıkartan faktörler neler?
Bu faktörlerin belirlenmesi
Astımı Ortaya Çıkaran Faktörler Nelerdir?
Çevresel Faktörler:
Dış çevre: Polenler, hava kirliliği
İç Çevre:
* Ev içindeki hayvanlar, kimyasal maddeler.
* İşteki kimyasal maddeler buharlar.
Kriz Başlatan Faktörler:
Allerji: Allerjinin belirlenmesindeki ilk adım, hastanın iyi sorgulanmasıdır. Yakınmaların Mevsimler ile ilgisi, evcil hayvan varlığı, rutubet, ev tozu akarları (halı,yün veya pamuk yatak, yorgan), mesleki etkenlerin belirlenmesi önemlidir. Ayrıca kişide saman nezlesi, cilt allerjileri, besin allerjisi olması, ailesinde allerji, astım öyküsü olması önem taşır.
İkinci adım, allerji cilt testleri ile etken maddelerin saptanmasıdır. Bu testler uzman doktor tarafından uygulanmalı ve yorumlanmalıdır. Ev tozu akarları, ağaç polenleri, ot polenleri, klif mantarları, evcil hayvanlar standart olarak test edilmektedir. Daha sonra allerji düzeyini belirlemek amacı ile detaylı kan tetkikleri yapılır.
Egzersiz: Egzersiz, astımı bir efor yapıldıktan sonraki dakikalarda ortaya çıkar, öksürük ve hırıltı solunum ile kendini belli eder. Özellikle gençlerde hızlı yürüme , koşma sonucunda ortaya çıkar. Egrezsiz öncesi nefes açıcı ilaç alımı ise önlenir.
Enfeksiyonlar: Üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında astım atakları gelişebilir. Özellikle viral enfeksiyonlar bu ataklardan sorumludur.
Sinüzit: Astımlı hastalarda sinüs hastalıkları görülür. Sıklıkla bakterilerin neden olduğu sinüzit saptanır.
Aspirin: Değişik bir astım türü aspirin grubu ilaçlar ise tetiklenen ve bunun da polipler ile birlikte görünen, SAMTER SENDROMU denen astımdır. Bu grup hastalar aspirin ve mon-steroid antienflamatuar ilaçlar yasaklanmalı, burun polipleri ameliyat edilmelidir.
Mide AsiDi: Mideden başlayıp göğüse doğru çıkan şiddetli yanma ve ağrı mide asidinin yemek ve nefes borusuna kaçtığının göstergesidir. Özellikle yemeklerden sonra, ortaya çıkar, yatar pozisyonda ve öne doğru eğilince artar; bazen öksürük ve hırıltı solunuma neden olur. Bu duruma reflü denilir ve astımı tetikleyen etkenlerdendir.
Meslek: Astımların %5-10'u mesleki astımdır. Özellikle otomobil boyacıları, kimyasal madde kullanılan laboratuvarlarda çalışanlar, kuaförler de görülür.
Hava kirliliği: Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde öksürük ve hırıltı solunumu daha sık görülür. Astım hastalarının ortaya çıkması sıklaşır.
İrritan Maddeler: Böcek ilaçları, solvanlar, boya spreyleri, amonyak veya klorhidrik asid buharı astım krizi ortaya çıkartır.
Rutubet: Ev tozu akarları ve küf mantarları rutubetli ortamlarda sık görüldüğünden, allerjik astım oluşmasında rutubetin rolü büyüktür.
Psikolojik Faktörler: Heyecan, sıkıntı gibi durumlarda hastaların yakınmalarında ve özellikle nefes darlığında artış olur.
Astım Tedavisi
Astım hastasının normal yaşantısını sürdürmesi gerekmektedir. Gece yakınmalarının olmaması, olabildiğince az sayıda astım krizi veya otağı ortaya çıkması, acil olarak hastaneye başvurmamak, ihtiyaç halinde nefes açıcı ilaç kullanımının olmaması, fizik aktivitelenin sınırlanmaması, solunum fonksiyonlarının olabildiğince normalleştirilmesi , ilaçların yan etkilerinin olmaması ancak uygun bir idame tedavisinin ile mümkündür.
İdame tedavisinde öncelikli olarak solunum yolu ile alınan sprey veya toz halinde uzun etkili bronş açıcılar ve kortizon kullanılmaktadır. Bu İlaçlar hamilelerde de kullanılabilir. Belirli hasta gruplarında, standart allerjen ekstreleri ise, uzman doktor tarafından uygulanan aşılar da kullanılabilir. Önemli olan astım ile birlikte yaşamayı öğrenmektedir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2006       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Astım Nedir?

Astım akciğerlere kadar olan hava yollarını ( Bronşlar ) etkileyen bir hastalıktır. Bu hava yolları soluduğumuz havayı burundan itibaren akciğerlere kadar ulaştırır. Sağlıklı bir kişide bu soluma olayı kolayca gerçekleşir. Astımlı bir kişide ise bazı dönemlerde soluma zorluğu meydana gelir. Astım atağı sırasında bronşlar ( hava yolları ) daralır ve havanın geçişi zorlaşır. Bu hava yolu daralmasının bazı nedenleri vardır. Bunlar:
  • Bronşları çevreleyen kasların kasılması sonucu hava yollarının daralması
  • Bronşun içini saran zarın şişmesi
  • Hava yollarında mukus ( sümük - balgam ) adı verilen yapışkan bir salgının aşırı salınması ve bu salgının hava yollarını
    yer yer tıkaması
Astım Nöbetinin Belirtileri Nelerdir?

Bronşlar daraldığı zaman solunum işini yapmak için daha büyük çaba sarf edilir. Akciğerlere giren hava daralan bronşlardan dışarı çıkarken zorlanır. Hasta bunu nefes darlığı veya göğüste sıkıntı şeklinde ifade edebilir. Bu sırada hasta ıslık sesine benzer (vızıltı) bir ses çıkarır. Akciğere girmiş hava daralmış olan bronşlardan dışarı çıkarken, hasta aşırı zorlanırsa, normalde soluma ( nefes alıp verme ) işi için kullanılmayan boyun, göğüs, omuz ve karın kaslarını kullanır ve daha sık solur.

Astımın Bulguları Nelerdir?
  • Öksürük. Astımın sık bir bulgusudur. Özellikle gece öksürüğü olur. Egzersiz, soğuk hava öksürüğü arttırabilir. Hava yollarındaki mukus birikimi ve bronşları çevreleyen kasların kasılması nedeni ile olur.
  • Vızıltı. Astım nöbetinin sık karşılaşılan bir bulgusudur. Akciğerdeki hava daralmış bronşlardan dışarı çıkarken zorlandığı zaman nefes verirken duyulur.
  • Sık Soluma. Astım nöbeti sırasında daralmış ve içi mukus ile dolmuş bronşlarda soluk alıp verme işi zorlaştığından hasta daha sık nefes alıp verebilir. Bunu saptamak için çocuğunuzun 60 saniye içinde kaç kez nefes alıp verdiğini sayın; bulduğunuz sayıyı normalde iyiyken olan dakikadaki solunum sayısı ile karşılaştırın.
  • Göğüs Duvarı Derisinde Çekilmeler. Daha ağır astım nöbetlerinde görülen bir bulgudur. Göğüs duvarında kaburgalar arasındaki deri ve boynun önündeki deride içe çekilmeler olabilir. Bu bulgu saptandığında hemen hastaneye başvurunuz.
Astıma neden olan durumlar ( uyaranlar ) nelerdir ?

Astımın sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalıkta hava yollarının bazı uyaranlara aşırı duyarlı olduğu bilinmektedir. Bu uyaranlar hava yollarını uyararak astım atağı oluşumuna neden olurlar. Bu uyaranları şöyle sıralayabiliriz:

1. Allerjenler ( allerjiye neden olan maddeler )

Normal kişilere hiçbir zararı olamayan allerjenlere, allerjik astımı olan bir kişi maruz kalınca bir allerjik reaksiyon olur. Bu reaksiyon sırasında tahriş edici bazı kimyasal maddeler yapılır ve hava yollarındaki dokuların içene salınır. Kişi hem allerjik hem de astımlı ise astım atağı geçirir. Bu allerjenlerin bazıları şunlardır:


Ev tozu, ev tozu akarları ( böcekler )
Çiçek tozları ( polenler )
Küf
Hayvan tüyü

2. Enfeksiyonlar

Solunum yolu enfeksiyonları ( grip, nezle ) astımlı kişide hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir. Bu enfeksiyonlar okul ve / veya kreşe giden çocuklarda sıktır.

3. Hava değişimi

Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ( özellikle soğuk hava ) ve nem oranının artması, astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir

4. Egzersiz

Astımlı bir kişide egzersiz hava yollarını uyararak astım atağına neden olabilir. Koşma gibi, daha fazla enerji tüketimine neden
olan yoğun egzersiz türleri, birkaç dakika içinde bir astım atağına neden olabilir. Ancak bu nedenle astımlı çocuklarda egzersizin
engellenmesi söz konusu değildir. Egzersiz öncesi uygun ilaç alımı ile astım atağı önlenebilir. İyi tedavi edilen astımlı bir çocukta
egzersiz sonrası belirtiler olmamalıdır. Oluyorsa tedavi planının düzenlenmesi için bu durumu doktorunuza bildiriniz.

5. Irritanlar ( tahriş ediciler )

Bazı maddeler duyarlı olan bronşları tahriş edebilir. Bu maddeler şöyle sıralanabilir: Sigara dumanı, hava kirliliği, saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri ve keskin kokular. Astımlı bir kişinin yaşadığı evin içinde hiç kimsenin sigara içmesine izin verilmemelidir.

Astımda olabilecek komplikasyonlar nelerdir ?
  • Astım genellikle akciğerlerde kalıcı hasar yapmayan bir hastalıktır. Hastalık çok uzun yıllardan beri var olsa da uygun tedavi ile akciğer fonksiyonları normale yakın olarak korunabilir.
  • Astımda sorun bronşlarda olmasına rağmen bir çok astımlıda üst solunum yolları (burun, boğaz, sinüsler) ve kulaklar ile ilgili problemler eşlik edebilir. Astımlı çocuklarda sıklıkla kronik burun tıkanıklığı olur ve buna bağlı olarak kulak enfeksiyonları ve sinüzit meydana gelir. Buruna yönelik uygun tedavi ile (burun temizliği ve doktorun önerisi ile diğer bazı ilaçlar) bu durumların olması önlenebilir.
  • Astım bazı psikolojik problemlere neden olabilir. Ağır astımı olan çocuklarda okul devamsızlığı, spor etkinliklerine katılamama ve astım atağı sırasında acil olarak hastaneye başvurular bu duruma neden olabilir. Uygun tedavi alan bir çocukta astım kontrol altına alınarak bu problemlerin olması önlenebilir.
Astım Nasıl Tedavi Edilir?

Uygun bir tedavi ile astımın bulguları kontrol altına alınabilir. Ancak en etkili tedavi bile astımı tamamen ortadan kaldıramaz. Bunun nedeni hastalığa sebep olan temel bozukluğun tam olarak bulunamamış olmasıdır. Gerekli çevre önlemleri ve ilaç tedavisi ile hastalık kontrol altına alınabilir. Doktorun önerileri, çabaları ve tedavisi hastanın ailesi ve kendisi uyum gösteremezse tek başına yarar sağlamaz. Astım tedavisinin başarılı olması için en önemli nokta doktor ve hasta ailesi arasındaki uyumdur. Tedavi iki bölümden oluşur:

1. Çevre Düzenlemesi:
Hastalığın alevlenmesine sebep olan çevresel faktörler varsa, doktorunuz bazı çevresel değişiklikler yapmanızı önerecektir. Bunlar:
a) Allerjenlerden kaçınma

Ev tozu akarı
-Ev tozu akarı gözle görülmez fakat her evde bulunur.
-Örümcek ve kenelerle akraba olan akarlar insanı ısırmaz ve hastalık bulaştırmazlar.
-Akarların allerji oluşturan kısımları artıklarıdır. Bu artıklar ağırlıkları nedeniyle pek havada kalmazlar. Ancak ev temizliği yaparken havalanırlar, burundan içeriye girerek allerjiye sebep olurlar.
-Evde en sık bulundukları yerler yatak, yastık, halı, kanepeler, yatak örtüleri, doldurulmuş oyuncakların içidir.
-Akarlar insan derisinin döküntüleri ile beslenirler. Bu yüzden yaşamaları için en ideal yer yataklardır.

Hayvan ( kedi, kuş, köpek ) tüyü ve atıkları
Allerjenler sadece evde beslenen hayvanlar üzerinde değil, kuştüyü yastıklarda ve hayvan derisinden yapılmış diğer eşyalarda da bulunur.

Küf mantarı ( rutubet )

Evde Allerjenlerden Korunmak İçin Alınacak Önlemler Nelerdir ?

Yatak odasında:
-Yatak ve yastığı hava geçirmeyen bir materyal ile kaplayın ( Amerikan bezi, sentetik kumaş gibi ).
-Mümkünse şilteyi yaylı yatak ile değiştirin.
-Yünlü ve tüylü battaniye kullanmayın.
-Kuş tüyü yastığı sentetik ( elyaf ) yastıkla değiştirin.
-Tüm yatak kılıfı, yastık kılıfı, battaniyeleri haftada bir, en az 60 derece suyla yıkayın.
-Mümkünse halıları kaldırın ve yerleri temiz tutun. Eğer halıyı kaldıramıyorsanız, doktorunuzun tavsiye edeceği maddeler ile temizleyin.
-Temizlik yapılırken, çocuğunuzu evden uzaklaştırın yada maske takın.
-Odada toz tutacak fazla eşyayı ( kitap, tüylü doldurulmuş oyuncaklar gibi ) ya odadan çıkarın yada dolaba koyup, kapısını kapalı tutun.
-Mümkünse klima ( hava serinletici ) kullanın.
-Evde hayvan beslemeyin; besliyorsanız yatak odasına kesinlikle sokmayın.
-Evde bir nem ölçer bulundurarak, nem oranını %25 ile %50 arasında tutunuz.
-İçi doldurulmuş koltuk yerine tahta veya plastik eşya tercih ediniz.
-Perdelerinizi sentetik materyalden seçin, kadife olmasın.

Mutfak, banyo ve küflü yerlerde:
-Sık sık havalandırın ve deterjanla temizleyiniz.
-Nemli yerlerde halı bulundurmayınız.
-Lavabo altlarını ve tuvaletin arka kısımlarını temiz ve kuru tutunuz.
-Hamam böceklerini ve fareleri mutlaka yok ediniz.

Evin diğer kısımlarında:
-Mümkünse halıları kaldırınız.
-Çocuğunuzun sofa, koltuk üzerinde uyumasına izin vermeyiniz.
-Toz alırken ıslak bez kullanarak tozun havalanmasını engelleyiniz.
-Evdeki çiçeklerin üzerinde küf olmasın, kontrol ediniz.
-Mümkünse hava tahliye kısmında ev tozlarını tutarak havaya karışmasını önleyen HEPA filtresi olan elektrik süpürgelerinden birini tercih ediniz.

b. İrritanlardan Kaçınma:
· Bu grupta en zarar veren etken sigaradır. Astımlı bir kişinin yaşadığı evde ( evin tüm odaları dahil ) sigara içilmesine kesinlikle izin verilmemelidir.
· Odun ve kömür sobaları tahriş edici tanecikler ve kokular saldıklarından mümkünse ısınmak için başka bir yola
başvurulmalıdır.
· Saç spreyleri, parfümler, temizlik maddeleri, sinek ilacı ve hava kirliliği de tahriş edicidir. Hasta bunlardan etkileniyorsa, mümkünse temas önlenmelidir.

c. Emosyonlar ( psikolojik stres ):
Astımlı çocuğun onu destekleyen sıcak ve samimi bir ev ortamına ihtiyacı vardır. Evde yaşayan kişilerin bu kronik hastalığın tedavisine ve kontrol altına alınmasına yaklaşımları iyi yönde olursa, tedavinin başarısı artar.



2.İlaç Tedavisi:

I- İnhaler ( hava yolu ile verilen ) Rahatlatıcılar:

a) Kısa etkili rahatlatıcılar ( Ventolin, Bricanyl ):
- Bu ilaçlar hava yollarının çeperini saran ve nöbet sırasında kasılan kasları gevşeterek hava yollarını genişletirler.
- Ağız içine püskürtülen formları ( inhaler ) 15 dakika içinde etki etmeye başlar, 4 saat sonra bu etki kaybolur. Bu nedenle nöbet sırasında ilk kullanılacak ilaç grubudur.
- Egzersiz yapmadan 15 dakika önce kullanılırsa , egzersiz sırasında gelişebilecek rahatsızlığı engeller.
-Aşırı dozda kullanılırsa kalp hızını arttırır ( fazla kahve içmiş gibi ). Ellerde titreme olabilir. Çocukta artan yaramazlık izlenebilir.

b) Uzun etkili rahatlatıcılar ( Serevent, Foredil, Volmax )
- Oral ( ağız yolu ) veya inhaler ( püskürtme ) formları vardır.
- Oral yolla kullanılanlar astım atağı sırasında doktorunuzun önerisi ile 3-7 gün süre ile verilir.
- Inhaler yolla kullanılanlar normal dönemde hasta atakta değilken, gün içinde veya gecelerii uykudan uyandıran nefes darlığı, vızıltı veya öksürük olduğu durumlarda sabah 1 akşam1 kez şeklinde kullanılır.
- Doktorunuzun önerisi dışında kullanılmaz.

II- Önleyiciler:

a) İntal:
- Koruyucu bir ilaçtır. Gelecek olan nöbeti önler.
- Hiç bir yan etkisi yoktur.
- Ancak bu ilaç sıkışıklığı olan cocuğa hiç bir yarar sağlamaz.
- Başlangıçta günde 4 kere sonra 3 kere kullanılabilir.

b) İnhaler yolla kullanılan steroidli ilaçlar: ( Pulmicort, Flixotide gibi )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır, yapışkan balgamın oluşumunu engeller.
- Hava yollarının uyaranlara karşı duyarlığının azaltır.
- Gelecek olan nöbeti önler.
- Spreyler şeklinde verilen şekli vücut dolaşımına geçmediği için doktorunuzun tavsiye ettiği dozda yan etki göstermez.
- Ağızda kötü bir tad bırakabilir. Nadiren ağızda pamukcuk oluşumuna yol açabilir. Bunu engellemek için su ile gargara yapmak yeterlidir.
- Astım tedavisinin en etkili ilacıdır.

c) Oral ( ağız yolu ile ) steroidler ( Prednol, Deltacortril )
- Hava yollarındaki şişme ve ödemi azaltır.
- Yapışkan balgamın ( mukus ) oluşumunu engeller
- Hava yollarının uyaranlara karşı olan duyarlılığını azaltır.
- Hava yollarının Ventolin, Bricanyl gibi rahatlatıcılara olan yanıtını arttırır.
- Olabilecek yan etkiler kullanıldığı süre ve dozla ilgilidir.
- Doktor tavsiyesi dışında kullanılamaz ve doktorunuzun önerdiği süre ve dozda kullanılmalıdır.
- Astım atağı sırasında püskürtme veya hava yolu ile kullanılan ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda doktor tarafından önerilir.
- Genellikle 3-7 gün süre ile verilir.

Benzer Konular

8 Ocak 2009 / AeraCura Taslak Konular
2 Haziran 2013 / Şeb-i Yelda Arşive Kaldırılan Konular