Arama

Behçet Hastalığı

Güncelleme: 10 Nisan 2015 Gösterim: 31.105 Cevap: 10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Behçet hastalığı nedir?
Behçet hastalığı teşhis ve tedavileri nelerdir?

Sponsorlu Bağlantılar
MsXLabs.org

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


İlk kez 1937 yılında bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. Tıp Dünyasında bir Türk doktoru tarafından tanımlanan nadir hastalıklardan birisidir.
Behçet hastalığının en tipik özelliği, ağızda tekrarlayan aft adı verilen yaralar olmasıdır.

Ağız yaraları
Ağız yaralarına hemen hemen her hastada rastlanır ancak % 1 - 3 gibi az bir kısım hastada ağızda yara şeklinde bir belirti görülmeksizin hastalığın diğer belirtileri görülebilir. Genellikle ağızdaki yaralar hastalığın ilk belirtileridir ve diğer belirtiler ortaya çıkmadan yıllarca aft yakınması bulunan hastalar az değildir. Behçetteki ağız yaraları, tekrarlayıcı basit aftlardan ayırd edilemez ise de çok sayıda olmaları ve daha sık nüks etmeleri gibi farklılıklar vardır. Behçette aftlar genellikle ayda bir veya birkaç kez tekrarlar ve bir kaç gün içersinde iyileşirler.

Cinsel Bölge Yaraları
Behçet hastalığının diğer bir belirtisi de genital bölgede tekrarlayan yaralardır. bu yaralar küçük, deriden kabarık kırmızılık veya sivilce halinde başlar ve bunu, çabucak zımba ile delinmiş görünümde ve yavaş iyileşen yaranın gelişmesi izler. Bu yaralar hemen her zaman yerlerinde iz bırakarak iyileşirler. Genital bölge yaraları aftlara göre sayıca daha az ve daha uzun sürede iyileşirler.

Deri Belirtileri
Behçet hastalığında, koltuk altları ve kasıklar gibi büyük kıvrım yerlerinde de benzer yaralara zaman zaman rastlanabilir.
1. Kırmızı ve ağrılı yumrular şeklinde oluşumlar.
2. Sivilce benzeri belirtiler.
3. Deri damarlarının hastalanmasıyla ilgili belirtiler.

Göz Belirtileri
En önemli organ tutulmalarından biri olan gözdeki iltihaplanma hastaların yarısında tespit edilir. Gözde kanlanma ve bulanık görme şeklinde kendini gösterir. Erkeklerde ve genç kisilerde göz belirtileri daha sık ve daha ağır seyrederken, kadınlarda ve yaşlılarda daha seyrek ve daha hafiftir seyreder. Göz belirtileri bazan körlüğe kadar gidebilir.
Bu belirtilerin dışında Behçet hastalarının hemen hemen yarısında eklem ağrısı ve eklemlerde şişme gibi şikayetler, beyin hastalıkları, böbrek iltihabı, damar tıkanma ve genişlemeleri de görülebilir.
Behcet hastalığı daha çok 20-30 yaşlarda ve erkeklerde görülür. Türkler, Araplar, Yahudiler, Ermeniler ve Japonlarda daha sık görülür. Behçet hastalığının en karakteristik özelliklerinden birisi ataklar halinde seyretmesidir. Yaşla birlikte hastalığın aktivitesi azalır. Behçet hastalığının nedeni bilinmemektedir. Tedavi hastalığın etkilediği organa göre değişir. Tedavi kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır. Genetik biliminde sağlanacak gelişmeler Behçet hastalığının tedavisinde yeni ufuklara yol açacaktır. Behçet hastalığının en tipik özelliğinin ağızda tekrarlayan yaralar olduğu unutulmamalı ve bu yakınmaları olan hastaların mutlaka Behçet hastalığı yönünden araştırılması gereklidir.

Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:48 Sebep: iç başlık
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BELİRTİ ve BULGULARI :
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Behçet hastalığı kendine özgü belli bulguların varlığı ile teşhis edilir. Majör kriterler denen ve bu hastalıkta görülen belirti ve bulgular şunlardır:

- Ağızdaki tekrarlayan aftlar (aftöz ülserler)

- Göz belirtileri : İritis, iridosiklitis, hipopiyon

- Genital bölgedeki yaralar ve nongonakoksik üretrit

- Deri lezyonları : Eritema nodosum, yüzeyel tromboflebit,deride püstüller, deride paterjik reaksiyon

Behçet Hastalığı esas olarak bir damar iltihabıdır Bu nedenledir ki bulgular, damar iltihabının olduğu yere göre ortaya çıkar.

Bulguların tümünün aynı anda ortaya çıkması şart değildir. Bazı bulgular hastalığın ilk yıllarında yok iken birkaç sene sonra ortaya çıkabilir. Bu nedenle bulgular ortaya çıktıkça bir yerlere yazılması ve dökümante edilmesi önemlidir. Bir doktorun görmesi için örneğin deride çıkan yaraların fotoğrafı çekilebilir. Behçet Hastalığında görülen bazı bulgu ve belirtiler aynı zamanda Lupus, Lyme ve Crohn gibi hastalıklarda da görülebilmektedir. Behçet Hastalığı teşhisi konmadan önce diğer hastalık

olasıklıklarını dikkate almak ve değerlendirmek için kan testleri ve/veya biyopsiler yapmak gerekir. Teşhiste yararlı olan fakat Behçet Hastalığının kriteri olarak kabul edilmeyen diğer belirti ve bulgular ise şunlar olabilir;

- Subkutanöz tromboflebit

(deri yüzeyinin altındaki bir damarın enflamasyonu)

- Arteriel tromboz

(Derinin iyice altında yer alan bir damarın trombozu;

bunun sonucunda kanın pıhtılaşması)

- Epididimit (testisin üzzerinde yer alan epididim'in iltihabı)

- Arterial oklüzyon

- Merkezi sinir sisteminin tutulumu

(harekette veya konuşmada güçlük yaşanması gibi bulgular)

- Şiddetli baş ve boyun ağrısı (aseptik menenjit ihtimali)

- Eklem ağrıları veya artirit

- Hastanın ailesinde de Behçet Hastalığının olması
Bunların yanısıra aynı zamanda aşırı yorgunluk hissedilebilir; yorgunluk bir çok bağışıklık sistemi hastalığında olduğu gibi hastalığın bulgularını ağırlaştırabilir.

Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:40 Sebep: sayfa düzeni
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #3
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Behçet hastalığının neden olduğu sorunlar
Körlük: Tedavisi ihmal edilen kimselerde bir kaç sene içinde üveit ve retina damarlarındaki iltihapla birlikte körlük meydana gelir.
Nörolojik Sorunlar: Beyin ve meninkslerdeki lezyonlar sonucu ilerleyici felçler, kişilik değişiklikleri, menenjit ve demans gelişebilir.
Vasküler Hastalıklar: Damar iltihapları, anevrizmalar ve ölümcül anevrizma yırtıkları meydana gelebilir. Akciğerde vasküler tutulum olduğunda öksürükle birlikte kan gelebilir.


Hastalığın temel belirti ve bulguları
Ağızda tekrarlayan aftlar (ülserler),
Genital bölgelerde (cinsel organ çevresinde) yara bırakan ağrılı ülserler,
Gözde üveit (gözün iç yapılarında iltihap)
Bunlara ilave olarak:
Eklem iltihapları (artrit)
Damar iltihapları (vaskülit)
Anevrizmalar
Pıhtılaşma eğilimi




Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #4
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Behçet Hastalığına Karşı
Takınılacak Genel Tavır...
MsXLabs.org

Behçet hastalığı teşhisi konmuş konmuş kişiler yaşamlarının artık normal olmayacağı kaygısına kapılırlar. Hastalığınızın şiddetine yaşamınız eskisine göre muhakkakki farklı olacaktır fakat birçok insan iş ve aile yaşamlarını azalmış olsa da devam ettirmektedirler.

Behçet hastalığı geleceği belirsiz bir hastalıktır ve semptomların ne şekilde gelişeceğine dair kesin bir şema yoktur. Hastalık bağışıklık sisteminizi fazlası ile etkin hale getirir bu nedenle bağışıklık sisteminizi güçlendiren şifalı otları almayın çünkü semptomlarınızı daha da kötü yapabilir. Bazı hastalarda ciddi göz ve merkezi sinir sistemi tutulması hiç görülmeyebilir. Behçet hastalığında kesin olan tek şey hastalığın çeşitli şiddetlerdeki dönemsel “alevlenme” lerle kendini göstermesidir. Semptomların görülmediği ve süresi bir kaç günden bir kaç aya kadar uzayan dinginlik dönemlerini süresi yine çok uzun yada kısa olabilen alevlenme dönemleri takip eder. Bazı hastalarda kendiliğinden iyilişme bile görülmektedir. Sonuç olarak hastalığın gelecekte nasıl bir seyir izleyeceğini söylemek imkansızdır fakat genellikle ilerleyen yaşla birlikte görülen genel eğilim semptomların şiddetinin azalması yada ortadan kaybolmasıdır.

Vücudunuzu dinlemeyi öğrenin ve gelmekte olan bir alevlenme dönemini yada hastalığın atak yapma sinyallerini dikkate alın. Eğer mümkünse fiziksel ve zihinsel aktivite düzeyinizi azaltın ve dinlenme sürelerini artırın. Bu dönemlerde vücudunuzu zorlamayın. Fiziksel ve duygusal stres bir çok hastada hastalığı alevlendiren bir tetik görevi görmektedir. Stresin kötü (işten atılma, bir yakının ölümü) yada iyi (evlilik yada buna benzer bir olumlu gelişme) olması farketmez, sonuçta her ikiside sağlığınız üzerinde aynı etkiyi yaratacaktır. Bazı hastalarda belli mevsimler kötü geçmekte, bazılarında ise aşırı soğuk yada sıcak hastalık üzerinde olumsuz etki göstermektedir. Hastalık pek sık görülmediği için kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Behçet hastalığının yol açtığı rahatsızlıkların çoğu dahili olduğu için dışardan gayet sağlıklı görünebilirsiniz. Bir çok insan probleminizi anlamayabilirler.
Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:39 Sebep: sayfa düzeni
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #5
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Behçet Hastalığının Tanısı
Tanı için herhangi bir laboratuvar incelemesi kullanılmaz. Tanı genellikle klinik olarak konur, yani şikayetler ve bulgular doğrultusunda konur. Ancak diğer hastalıkların olmadığından emin olmak için tetkik yapılabilir.



Tedavisi
Behçet hastalığının kesin tedavisi yoktur. Çünkü söz konusu yaygın inflamasyonuna neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Fakat kolşisin, kortikosteroid ve immün süpresör ilaçlarla mevcut iltihabın ilerlemesi durdurulabilir. Ayrıca ağızdaki ve genital bölgelerdeki yaralara kolşisinin iyi gelmektedir. Behçet hastalığının neden olabileceği sorunların takibi şarttır. Örneğin üveit için her 6 ayda bir göz doktoruna gitmek gerekir. Gastroenterologlar da şüphelenirlerse sindirim sistemindeki ülserler için endoskopi yapabilirler. Medikal tedavinin -yani İlaçla tedavinin- yanı sıra eğer anevrizma gelişmise cerrahi müdahale de gerekebilir.

Behçet hastalığı düzenli takiplerle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Behçet hastalarının düzenli ilaç kullanmaları ve herhangi bir nedenle bir doktora gittikleri zaman Behçet hastası olduklarını söylemeleri gerekir.
M.u.R.a.T - avatarı
M.u.R.a.T
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #6
M.u.R.a.T - avatarı
Ziyaretçi
BEHÇET HASTALIĞININ NEDENİNİ BİLİYOR MUYUZ?

Behçet hastalığının nedenini ya da nedenlerini bilmiyoruz. Fakat günümüze kadar yapılan çalışmalar sonucunda, bu hastalığın gelişmesinde iki önemli faktörün rolünün olduğunu düşünüyoruz

Genetik / ırsi yatkınlık:

Behçet hastalarının yakın aile bireyleri arasında, bu hastalığın görülme olasılığı artmaktadır. Behçet hastalığı kalıtımsal bir hastalık değildir. Fakat, bazı genleri taşıyor olmanın Behçet hastalığının gelişmesine katkıda bulunduğu bilinmektedir. Bunlar arasında ilk tanımlananı ve en iyi bilineni bir doku grubu antijeni olan HLA-B51'dir. Ülkemizde sağlıklı insanların %20-24'ü de bu doku grubu antijenini taşımaktadır. Bu nedenle, HLA-B51 veya şu an için bilmediğimiz diğer yatkınlık genlerini taşıyan herkeste Behçet hastalığı oluşmaz. Bu genleri taşıyor olmak, sadece diğer insanlara göre Behçet hastalığının gelişme olasılığını artırmaktadır.

Çevresel faktörler:

Çeşitli çevresel faktörlerin, özellikle de bazı mikropların hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Bu konuda en çok suçlananlardan birisi, ağız içinde normal şartlarda da bulunabilen bazı Streptokok mikroplarıdır. Dişlerde apse, diş çekimi veya boğaz iltihabı sonrasında Behçet hastalığı belirtileri ortaya çıkabilmesi veya hastalık belirtilerinde alevlenme görülmesi bu görüşü desteklemektedir. Ayrıca uçuk (Herpes) virüsü de ağızda ve genital bölgede Behçet hastalığında görülenlere benzeyen yaralar yapabildiğinden, sıkça hastalık nedeni olarak suçlanmıştır.
Fakat sonuçta, Behçet hastalığı mikropların yaptığı bir hastalık değildir. Sadece genetik olarak yatkınlığı olan insanlarda, bazı mikroplar veya tam olarak bilmediğimiz başka çevresel nedenler bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilemekte ve oluşan iltihap, hastalık belirtilerine yol açmaktadır.



BEHÇET HASTALIĞI KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Behçet hastalığı, kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit oranda görülmekte ve belirtileri sıklıkla 20'li veya 30'lu yaşlarda başlamaktadır. Behçet hastalığı, erkeklerde ve gençlerde daha şiddetli seyredebilmektedir.
Behçet hastalığı dünyada en sık ülkemizde görülmektedir. En son verilere göre, ülkemizde her 250 kişiden birisi Behçet hastasıdır. Ayrıca, Akdeniz kıyısındaki ve Orta Doğu'daki diğer ülkelerde ve Japonya'da da Behçet hastalığı sıkça görülürken, Kuzey Avrupa ve Amerika kıtasında çok seyrektir. Behçet hastalığının sık görüldüğü ülkeler tarihi İpek Yolu'na denk düştüğünden, bu hastalığa "İpek Yolu Hastalığı" diyenler de bulunmaktadır
.


BEHÇET HASTALIĞI HANGİ ORGANLARI ETKİLER VE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Behçet hastalığının sebebi henüz anlaşılamamış olmakla beraber, damarlarda iltihaplanma yaparak belirtilere neden olduğu bilinmektedir. Vücutta hemen bütün sistem ve organları etkileyebilmektedir.

En sık görülen hastalık belirtileri şunlardır:

Ağızda aft yaraları: Behçet hastalığının en sık görülen bulgusudur. Ağız içinde tekrarlayan yuvarlak veya oval, düzgün kenarlı, tabanı beyaz, kenarı kırmızı ve "aft" olarak isimlendirilen yaralardır. Genellikle dudak ve yanak içinde, dil kenarında, tabanında ve üzerinde, yumuşak damakta, bademcikler üzerinde veya yutakta görülebilir. Değişen sıklıkta tekrarlar ve genellikle 1-2 hafta içerisinde iz bırakmadan iyileşir. Ağız aftları başka hiçbir şikayeti olmayan insanlarda da sıkça (%5-15) görülmektedir ve bu basit aftlarla Behçet hastalığında görülen aftlar arasında bir fark yoktur.

Genital ülserler: Genital bölgede (erkeklerde daha çok skrotum-torbalar/hayaların üzerinde, daha nadiren kamışta, kadınlarda daha çok büyük dudaklarda, daha nadiren küçük dudaklar veya hazne içerisinde) tekrarlayan yaralardır. Sivilce şeklinde başlayıp, hızla zımbayla delinmiş gibi keskin kenarlı, beyaz-sarı tabanlı yaralara dönüşür. Büyük ve derince olanlar iz bırakarak iyileşirler.

Deri belirtileri: Deride ucu iltihaplı sivilceler görülebilir. Yüzde, göğüste, sırtta ergenlik sivilcelerine benzer sivilceler olur. Bacaklarda da, daha iri, etrafı kızarık sivilceler görülebilir. Bir diğer deri belirtisi eritema nodozum (eritemli nodül) dediğimiz ağrılı kızarık sertliklerdir. Daha çok bacaklarda diz altında görülmekle beraber, gövdede ve kollarda da çıkabilir. İyileşirken koyu renkte iz bırakabilirler. Kadınlarda daha çok görülür. Buna benzer bir başka deri belirtisi de derinin yüzeyel toplar damarlarının iltihabıdır (yüzeyel tromboflebit). Benzer şekilde ağrılı kızarık sertliklere neden olur. Yüzeyel tromboflebit ise erkek hastalarda daha çok görülür.

Göz tutulumu: Behçet hastalığı özellikle gözün damar tabakasında "üveit" olarak isimlendirilen iltihaplanmaya ve/veya retina tabakasının damarlarının iltihaplanmasına neden olur. Hastaların yaklaşık yarısında ve tanı konduktan sonraki ilk yıllar içerisinde görülür. Tek gözde başlayabilirse de genellikle her iki gözü etkiler. Gözde kızarıklık, bulanık görme veya görme kaybı, uçuşmalar, göz çevresinde ağrı ve ışıktan rahatsız olma hissine neden olurlar. Tedavi edilmeden tekrarlayan ataklar görmede azalma veya kalıcı kayıplara neden olabilirler.

Eklem belirtileri: Behçet hastalarının yaklaşık yarısında eklem iltihabı görülebilir. En çok diz olmak üzere, ayak bileği, el bileği, dirsek ile el ve ayağın küçük eklemlerinde şiş ve ağrı olabilir. Eklem iltihabı genellikle birkaç hafta-ay içerisinde iyileşirse de, bazı hastalarda kalıcı şekilde devam edebilir.

Damarların iltihabı: Behçet hastalığında her cins ve büyüklükteki kan damarında iltihaplanma olabilir. Toplardamarların hastalığı çok daha sık görülür. Baldır, uyluk veya gövde içindeki büyük toplardamarların veya beyin içindeki kirli kanı toplayan sinüslerin iltihabı sonucunda, damar içinde pıhtılaşmalar oluşur (derin ven trombozu-tromboflebit). Tıkanan toplardamarın yerine göre baldırda, tek veya her iki bacakta, kollarda-yüzde şiş ve ağrıya neden olur. Beyin toplardamarlarının tıkanması da şiddetli başağrılarına yol açar. Atardamarlar tutulduğunda genellikle damar duvarının bütünlüğü bozulur ve damar dışına doğru baloncuklaşmalar (anevrizma) gelişir. Farklı atardamarlarda oluşan bu baloncuklar patlayarak önemli ve öldürücü olabilen kanamalara neden olabilir.

Beyin tutulumu: Behçet hastalığında beyin toplar damarlarının iltihaplanması dışında, beyin dokusunda da ciddi iltihaplanmalar görülebilir ve tutulan yerin cinsine göre güçsüzlük, dengesizlik, vücüdun bir yarısının tutmaması gibi farklı belirtilere neden olabilir.

Akciğer tutulumu: Akciğerlerde atardamarlarda baloncuklaşmalar veya akciğer dokusu içinde iltihaplanmalar görülebilir. Öksürükle kan tükürme-kanamaya yol açabilir.

Mide-bağırsak sistemi: Ağızdakine benzer yaralar bütün mide-bağırsak sistemi boyunca görülebilir ve karın ağrılarına veya makattan kanamalara neden olabilir. Behçet hastalığının bu belirtisi ülkemizde seyrek olarak görülmektedir.
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
6 Eylül 2008       Mesaj #7
karayel - avatarı
Ziyaretçi
Behçet Hastalığı
MsXLabs.org

Behçet Hastalığı, başlangıç aşamasında ağız içi ve cinsel bölgede yaralarla ortaya çıkan ancak bütün sistemleri tutabilen ve hastanın yaşam kalitesini ciddi bir şekilde etkileyebilen, hatta hastanın ölümüne neden olabilen bir hastalıktır.

1937 yılında bir cilt hastalıkları uzmanı olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. Hastalığın tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte, otoimmün (bağışıklık sistemini ilgilendiren )bir hastalık olarak tanımlamaktadır. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi vücuttaki dokulara karşı savaşa geçer. Hastalığın gelişiminde bakteri ve virüs enfeksiyonlarının rolü olabileceği de düşünülmektedir. Genetik geçiş şekli tam olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımsal faktörlerinde rol oynadığı bilinmektedir.

Behçet hastalığının belirtileri nelerdir? Ağızda oluşan aftlar Behçet hastalarının hemen hepsinde vardır. Bu belirti, hastalığın diğer belirtileri ortaya çıkmadan yıllarca önce tek başına görülebilir. Yaralar; yanak içi, dil, dudaklar, yumuşak damakta tek ya da çok sayıda ortaya çıkabilir. Yaraların ortası kirli beyaz, etrafı kızarık ve ağrılıdır. Genellikle 7 ile 14 gün içinde iyileşirler. Bu ağız yaralarının en önemli özelliği, yıl içinde tekrar tekrar ortaya çıkmasıdır ancak; tekrarlama sıklığı hastadan hastaya değişir.
Genital bölgede görülen yaralar ağızdaki aftlara benzer şekilde genital bölgede de yaralar çıkabilir.

Diğer Deri Belirtileri:
---Ağız ve genital bölgede görülen aftlar dışında deride görülen belirtiler, hastalığın başlangıcında veya seyri esnasında sık görülür.

Genelde bacakların ön yüzünde 1-5 santimetre çapında, kırmızı ve ağrılı sertlikler görülür. Bunlar nadiren gövdede düzensiz ve dağınık olarak ortaya çıkabilirler. Bu lezyonlar bir hafta-on gün içinde, yara haline dönmeden, çoğunlukla yerlerinde hafif bir leke bırakarak iyileşirler.

---Sivilce benzeri belirtiler, sırt, yüz, göğüs, kasıklar, kalçalar, cinsel bölge, kol ve bacaklarda ortaya çıkan, mikropsuz; ancak iltihaplı görünümde lezyonlardır. Görünüm açısından sivilceden farklı değildirler. Bu nedenle hastalığın diğer belirtileri ile birlikte değerlendirmek bir anlam taşır.

---Vücudun genellikle; koltuk altı, meme, ayak parmak araları ve cinsel bölge haricinde, ağız içindeki aftlara benzeyen yaralar görülebilir. Bunlar diğer belirtilere göre daha az ortaya çıkar.

Behçet Hastalığı Tüm organ sistemlerini tutabilen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır.

Göz tutulumum bu, hastalığın en ciddi tablolarından biridir. Tutulum genellikle iki taraflıdır. Gözler hastalığın başlangıcından sonraki ilk 3 yıl içinde tutulabilir. Bu tutulum alevlenmelerle giden, tekrarlayıcı bir seyir gösterir. Gözün hem ön hem arka kamaraları tutulur. Her alevlenmeden sonra, giderek körlüğe neden olacak bazı yapısal hasarlar oluşturabilir.
Eklem tutulumu: Genellikle, ayak bileği, diz, el bileği ve dirsek eklemleri etkilenir. Monoartiküler (tek eklem tutulumu ) ya da oligoartiküler (4 ya da daha az eklem tutulumu) gözlenir. Bu iltihap genellikle birkaç hafta sürer ve eklemde hasar bırakmadan düzelir.

Nörolojik tutulum: Sara nöbetleri, artmış kafa içi basıncıyla ilişkili baş ağrısı ve beyin bulguları karakteristiktir. En ağır biçimi, erkeklerde görülür. Bazı hastalar, psikiyatrik problemler geliştirebilir.

Gastrointestinal tutulum: Mide- bağırsak sisteminde de ülserler (yaralar) görülebilir.

Behçet hastalığının tanısı nasıl konulur?
Behçet hastalığı bir vaskülittir yani bir damar duvarı iltihabıdır. En önemli ve diğer belirtiler henüz ortaya çıkmadan kendini gösteren ilk bulgu: ağızda tekrar eden yaralardır. (aftlar)
Behçet hastalığında bütün bulgular bir arada olmadığında tanı koymak zor olabilir. Eğer hastada ağızda, cinsel bölgede, göz ve deride bulgular varsa tanı kolaylaşır.

Hastalığın tanısı aşağıdaki kriterlere göre konulur:
  • Yılda en az 3 kez ağızda tekrar eden aft ile birlikte aşağıdaki kriterlerden iki veya daha fazlasının bulunması
  • Cinsel bölgede yaralar
  • Göz tutulumu (Üveit ve retinada hasar)
  • Deri bulguları
  • Pozitif paterji testi (Behçet hastalığını tanımak için yapılan bir test)
Paterji(Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu) derinin aşırı duyarlılığını ortaya koyan bir testtir. Paterji testi, hastanın önkol derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Reaksiyon 24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum seviyeye ulaşır. Önce kırmızı 1-2 milimetrelik bir kabarıklık iken steril cerahatli sivilce haline de dönebilir. Paterji testinin pozitif olması Behçet hastalarında pozitif tanı kriteri olarak kabul edilir.

Behçet hastalığının tedavisi nedir?
Tedavinin seçimi hastanın klinik belirtilerine bağlıdır. Alevlenmeler ve düzelmelerle seyreden bu hastalık zaman içinde belirtilerinin hafiflediği veya kaybolduğu devreler gösterebilir. Tedavi lokal(haricen) ve sistemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Lokal tedavi deri, ağız içi ve cinsel bölge belirtilerinde uygulanır. Sistemik tedavi ise organ tutulumlarında kullanılır.
Behçet hastalığı bütün organları tutabilen bir hastalık olduğu ve sonuçları tutulan sisteme bağlı olarak (Örneğin göz tutulumu körlük ile sonuçlanabilir) hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemesinin yanı sıra hastanın ölümüne dahi neden olabilir. Bu nedenle hastalığın erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. Hastalık tekrarlayıcı olması sebebiyle bir uzman tarafından düzenli takip gerektirir.

Uz. Dr. Ayfer Aydın
Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü
Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:38 Sebep: sayfa düzeni
Yavru_Aslan - avatarı
Yavru_Aslan
VIP VIP Üye
18 Mart 2009       Mesaj #8
Yavru_Aslan - avatarı
VIP VIP Üye
Tedavisi
MsXLabs.org

Behçet hastalığının kesin tedavisi yoktur. Çünkü söz konusu yaygın inflamasyonuna neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Fakat kolşisin, kortikosteroid ve immün süpresör ilaçlarla mevcut iltihabın ilerlemesi durdurulabilir. Ayrıca ağızdaki ve genital bölgelerdeki yaralara kolşisinin iyi gelmektedir.

Behçet hastalığının neden olabileceği sorunların takibi şarttır. Örneğin üveit için her 6 ayda bir göz doktoruna gitmek gerekir. Gastroenterologlar da şüphelenirlerse sindirim sistemindeki ülserler için endoskopi yapabilirler.

Medikal tedavinin -yani İlaçla tedavinin- yanı sıra eğer anevrizma gelişmise cerrahi müdahale de gerekebilir.

Sonuç olarak
Behçet hastalığı düzenli takiplerle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Behçet hastalarının düzenli ilaç kullanmaları ve herhangi bir nedenle bir doktora gittikleri zaman Behçet hastası olduklarını söylemeleri gerekir.
Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:35 Sebep: sayfa düzeni
gitmesen - avatarı
gitmesen
Ziyaretçi
4 Ocak 2014       Mesaj #9
gitmesen - avatarı
Ziyaretçi
BEHÇET HASTALIĞI
MsXLabs.org

Bundan yıllar önce çok değerli insan PROF.DR. HULİSİ BEHÇET tarafından 1937 yılında hastalığın ilk tanısı konulmuştur. Hastalıkta BEHÇET adı ile anılmaktadır.

Behçet hastalığında da virüsler etken rol oynar. Yani bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Behçet hastalığı günümüzde çok yaygınlaşmış olan ve sık olarak karşımıza çıkan bir hastalıktır. Behçet hastalığını en yakından tanımamıza üveit etkileri ve sonuçları neden olmuştur.

Behçet ve üveit aynı anda anılmakla beraber farklı reaksiyonlarda göstermektedir.
Birçok hastada paterji testi negatif çıkmasına rağmen Behçet teşhisi konularak tedaviye devam edilmiştir. Behçet hastalığı dünya da ve ülkemizde de sık görülmeye başlanmıştır. Hastalıklarda önemli olan erken teşhis ve tedavidir.

BEHÇET HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?
  • Ağız, damak, dilde çıkan ve iyileşmeyen yaralar, aftlar
  • Eklem ağrıları ve eklem bölgelerindeki geçmeyen şişlikler
  • Vücudun değişik yerlerinde çıkan ödemler
  • Genital bölgede çıkan ve uzun zaman geçmeyen yaralar.
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Gözlerde ileri safhada görme kayıpları
  • İç organlarda bazı rahatsızlıklar
  • Bazı hastalarda cinsel isteksizlik
BEHÇET HASTALIĞI NEDENLERİ NELERDİR?
  • Genetik sebepler
  • Virüsler
  • Bulaşıcı bazı hastalıklar
  • İltihaplı ve uzun süren hastalıklar
  • Bağışıklık sisteminin yetersiz kalması
HERBALİST RECEP DAĞISTANLI’DAN BEHÇET HASTALARINA DİYET TAVSİYELERİ
Tüketilen gıdalar bünyeye göre farklılık gösterdiği için gıda düzenlemesini UZMAN DOKTORUNUZ ile mutlaka paylaşınız.
  • Sıcak havada çıplak ayak yürümek faydalıdır,
  • İncir yemişi eklem ağrılarını giderir,
1-BEHÇET HASTALIĞI NEBAT
  • Havlıcan ½ çay kaşığı
  • Zencefil 1 tatlı kaşığı
  • Kekik 1 tatlı kaşığı
  • Şam fıstığı 1 tatlı kaşığı
  • Çam sakızı 1 tatlı kaşığı
Karıştırınız. Bu karışımı Gün içinde 3 kez her hangi bir sıvı ile tok karnına tüketiniz.

2-AĞIZ GARGARA
  • Sirke 1 çorba kaşığı
  • Limon ½ adet
  • Tuz 1 çay kaşığı
  • Kekik 1 çay kaşığı
  • Nane 1 çay kaşığı
Karıştırınız. Bu sıvı ile gargara yaptıktan sonra Aftlı bölgeleri misvak ile fırçalayınız, bu işlemden sonra bir kez daha gargara yapınız. Günde 5–7 kez tekrarlayınız.

3- KARAHİNDİBA ÇAYI ( ÖDEM GİDERİCİ )
  • Karahindiba 7–8 yaprak
  • Su 2 su bardağı
Kaynatınız, Ilık olarak günde 3 kere bu karışımı içiniz. ( Vücuttaki ödemi alır. )

4-KARAHİNDİBA SALATASI ( ÖDEM GİDERİCİ )

  • Karahindiba
  • Gün içinde salatası yapılarak yenir. ( Kaşıntıyı ve ödemi giderir. )
5-ÖDEM GİDERİCİ
  • Su 2 lt
  • Limon 2 adet
Karıştırınız, Bu karışımı Gün içinde tüketiniz. (Vücuttaki ödemi atmaya yarar. Böbrekleri çalıştırır, iltihap ve kumu döker. )

6-AĞIZ YARALARI İÇİN YEMEK
  • Karabiber ½ çay kaşığı
  • Sirke 1 çorba kaşığı
  • Limon ½ adet
  • Kekik 1 çay kaşığı
  • Nane 1 çay kaşığı
Bu karışımı yiyeceğiz çorba ya da yemek içine ilave ediniz.
Sabah-öğle-akşam çorba ile tüketmeniz tavsiye edilir.

FAYDALI GIDALAR
  • Kayısı günde 7 adet
  • Elma yemekten önce birer adet
  • Kuru üzüm günde 1 avuç
  • Hurma günde 7 adet
  • Ardıç tohumu günde 5 adet
  • Sarımsak çiğ günde 1 baş
  • Soğan çiğ
Karpuz, Lahana, Kereviz ve yaprakları, Pırasa, Karnabahar, Enginar ve yaprakları, Yoğurt ev yoğurdu, Hindiba, Roka, Maydanoz, Havuç, Karabiber, Zeytinyağı, Kırmızıbiber

Son düzenleyen _Yağmur_; 6 Ocak 2014 13:34 Sebep: sayfa düzeni
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
10 Nisan 2015       Mesaj #10
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Behçet Hastalığı
MsXLabs.org


Dünyagöz Samsun Opr. Dr. Birgi Sönmezer, Türkiye’deki arka üveitli 100 hastadan 20’sinin behçet hastası olduğunu ifade etti.

Bir kişinin behçet hastası olduğunu kabul etmek için aranan kriterlerden birinin gözün etkilenip etkilenmemesi olduğunu belirten Dr Sönmezer “Behçet hastalığı gözün tüm tabakalarını etkileyebilir. Görme siniri tutulumu, görme merkezinde ödem, göz içi kanaması, katarakt, damar iltihabı en çok görünen problemlerdir” dedi.

BEHÇET HASTALIĞI ERKEKLERDE DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR

Dr. Birgi Sönmezer, behçet hastalığına bağlı üveitlerde hastanın bazen yıllarca ilaç kullanabileceğini söyleyerek, “Behçet hastalığında tedaviye yanıt oranı yüzde 80’den fazladır. Onun için erken tanı son derece mühimdir” diye konuştu.

Dr. Birgi Sönmezer, üveit hastalığının görülme sıklığı olarak kadın erkek arasında fazla fark olmadığını belirterek, “Ancak üveitin çeşidine göre değişir. Behçet hastalığına Türkiye’de iki erkeğe karşılık bir kadında rastlanır. Bu nedenle behçet hastalığına bağlı üveit erkeklerde daha çok görülüyor” şeklinde konuştu.

BEHÇET HASTALIĞINI BİR TÜRK HEKİM BULDU

Behçet hastalığı, Türkiye, Irak, Afganistan, Japonya, Kore gibi ülkelerde çok sık görülmesi nedeniyle ‘İpek Yolu Hastalığı’ olarak biliniyor. Ağızda tekrarlayan aftlar, cinsel bölgede yaralar, vücudun bazı bölgelerinde sert ve ağrılı kızarıklar ile göz iltihaplanması başlıca belirtileri arasında yer alıyor. Hastalığı bulan ve adını koyan ise bir Türk hekimi olan Ordinaryüs Prof. Dr. Hulusi Behçet’tir. Hastalık 1937’den bu yana dünyada onun adıyla anılmaktadır.

Kaynak:

Benzer Konular

29 Ağustos 2013 / KisukE UraharA Edebiyat tr
13 Nisan 2008 / KisukE UraharA Sinema tr
10 Nisan 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
29 Mart 2009 / HipHopRocK Tıp Bilimleri
20 Nisan 2012 / KisukE UraharA Edebiyat tr