Arama

Türkiye Gezi Rehberi - Kapadokya

Güncelleme: 17 Temmuz 2012 Gösterim: 8.670 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Temmuz 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kapadokya
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar
Kapadokya, peribacaları, yeraltı kentleri ve tarihsel yapılarıyla canlı bir turizm merkezidir.
kapadokya1

Kapadokya adını taşıyan bölge ilkçağda, günümüzdeki Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Niğde, Malatya, Yozgat, Sivas, Çorum illeri ile Amasya, Tokat, Konya, Adana, Kahra­manmaraş illerinin bir bölümünü kapsıyordu. Bugün Kapadokya denince daha çok Nevşe­hir, Kırşehir, Niğde ve Kayseri illerinin kapla­dığı alan anlaşılmaktadır. Peribacalarıyla dolu doğa harikası vadilerin yer aldığı "Kayalık Kapadokya" diye adlandırılan bölge ise Nevşehir-Niğde-Aksaray üçgeniyle sınırlanır. Ka­padokya sözcüğü Persler'in bölgeye "Güzel Atlar Ülkesi" anlamında verdikleri "Katpatuka" adından gelmektedir.

Tarih
Kapadokya'da Tunç Çağı’nın başında Hatti adı verilen halk yaşamaktaydı. İÖ 19. ve 18. yüzyıllardaki Asur ticaret kolonileri dönemin­de bu bölgede merkezi bir otoriteye bağlı olmayan birçok küçük krallık bulunuyordu. Bu sırada Anadolu'ya gelen Hititler, Kapadokya'yı da içine alan bir alana yerleşerek Hitit İmparatorluğu'nu kurdular. Hititler'in en önemli kentlerinin bir bölümü Kapadokya' da bulunuyordu. Bunlardan Nyssa (Nevşe­hir) ile Kaniş (Kültepe) çok önemli ticaret merkezleriydi. Kaniş'te bulunan ve "Kapadok­ya Tabletleri" adı verilen Asur diliyle yazılmış çiviyazılı tabletler, Anadolu'da İÖ 2000'lerin başını yansıtan ilk yazılı belgelerdir (bak. Hititler). Hititler'den sonra Kapadok­ya, Frigler'in bir kolu olan Muşkiler'in egemenliğine girdi. Mazaka'yı (Kayseri) baş­kent yapan Muşkiler Aşağı Fırat havzasına kadar uzandılar. Kapadokya daha sonra 215 yıl egemenliğinde kalacağı Persler'in eline geçti. Bu dönemde Kapadokya Persler'in satraplık adını verdikleri eyaletlerinden biriy­di. Kapadokya adı bir coğrafi birlikten çok yönetsel bir bölümü tanımlamaktaydı. Satraplar Pers kültürünün ve dininin Yeşilırmak boylarında yayılmasına çalıştılar; bölgede Zerdüşt dini yayıldı.
İmparatorluk eski gücünü yitirince satrapların merkeze olan bağlılıkları gevşemeye ve Pers egemenliği altındaki birçok topluluk ayaklanmaya başladı.
Büyük İskender Anadolu içlerine egemen olunca Makedonya egemenliğini istemeyen
Kapadokya halkı ayaklanarak İÖ 332'de Pers soylularından Ariarathes'i kral yaparak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Kısa sürede I. Ariarathes bölgede güçlü bir devlet oluştur­du. Güçlerini Yeşilırmak yöresinde toplaya­rak Zile yakınlarında Turhal Kalesi'ni baş­kent yaptı. Sinop'tan Trabzon'a kadar uzanan kıyı şeridinde egemen olan I. Ariarathes'in kurduğu krallık İskender'in ölümüne kadar varlığını sürdürebildi. İskender'in ölümünden sonra Kapadokya üzerine yürüyen Makedon­yalılar I. Ariarathes'i yenerek bölgeye ege­men oldular. Ama öldürülen Kapadokya kra­lının yeğeni askerleriyle dağa çıkarak 20 yıl süren bir mücadelenin sonunda İÖ 301'de Kapadokya Krallığı'nı yeniden ele geçirdi. Bu sırada bir başka Pers soylusu olan Mithridates Ktistes de Gökırmak ile Yeşilırmak arasında Pontos Krallığı'nın temelini atmaya çalışmak­taydı. Sonunda Kapadokya biri kuzeyde, öbürü güneyde olmak üzere iki krallığa bölündü.
Kapadokya ile Roma İmparatorluğu'nun ilişkileri İÖ 200'lerde başladı. Kapadokya kralları Romalılar ile iyi ilişkiler içine girdiler. V. Ariarathes'in İÖ 13'da ölümünden sonra Kapadokya Krallığı'nda karmaşa başladı. Bir­biri ardına çıkan iç savaşlarla gücünü yitiren Kapadokya Krallığı kendine yönelen baskı ve tehditleri Roma himayesine girerek önledi. Güney Kapadokya'yı da egemenliği altına almak isteyen Pontos Krallığı'nın girişimleri Romalılar'ca engellendi. Bir süre sonra Roma kendine bağlı krallarla yönettiği Kapadokya Krallığı'nı İÖ 17'de doğrudan kendine bağ­ladı.
Roma'ya bağlanan Kapadokya'da vergiler indirildi. Karmaşa dönemi sona erdiği için halk yaşamından memnundu. Ama bir süre sonra Roma'nın ekonomik çöküntü içine gir­mesiyle birlikte bölge halkına karşı baskılar da artmaya başladı. Bu durum karşısında Hı­ristiyan dinini kurtarıcı olarak gören bölge halkı arasında bu yeni din hızla yayılmaya başladı.
İS 180'lerde bölgenin en önemli kenti Kayseri'de bir Hıristiyan topluluğu oluşmuş­tu. 4. yüzyılda Kapadokya bir dinsel merkez durumuna geldi. 7. yüzyıl başlarında bölgeyi istila eden Sasaniler, 605'te ele geçirdikleri Kayseri'yi bir yıl ellerinde tuttular. 7. - 8. yüzyıl arasında zaman zaman Müslüman Araplar'ın saldırılarına uğrayan Kapadokya, 1071'deki Malazgirt Savaşı'nı izleyen yıllarda Türk egemenliğine girdi.

Güzel Sanatlar
Kapadokya'da işlenmeye son derece elverişli kayaçlara oyulu birbirinden ilginç kiliseler, manastırlar ve keşiş hücreleri bulunmaktadır. Bunlar Göreme, Güzelyurt, Ihlara, Soğanlı-dere, Mustafapaşa, Zelve, Konaklı, Kaymak­lı, Uluağaç bölgelerinde yoğunlaşmışlardır. Göreme, Ihlara, Soğanlıdere ve Zelve günü­müzde açık hava müzeleridir. 5. yüzyıldan 13. yüzyıl sonuna kadar uzanan bir zaman aralı­ğında yapılan kilise ve manastırlar, duvar resimlerinin ya da mimari özelliklerin yardı­mıyla tarihlendirilmektedir. Hıristiyanlık'ın çeşitli konularının işlendiği duvar resimleri bazen ustalıklı, bazen de basit bir üslupla yapılmıştır.
Kaya kiliseleri dışındaki Bizans dönemi yapıtlarından Niğde'ye 9 km uzaklıktaki Eski
Andaval'da bulunan Hagios Konstantin Kili­sesi oldukça yıkık durumdadır. Kırşehir'in, Gollü bucağına bağlı Taburoğlu köyü yakı­nındaki Üçayak Kilisesi, kubbe örgüsü ve anıtsallığı ile dikkat çeker. Ihlara vadisi içinde yer alan Karagedik Kilisesi, çok sayıda kaya kilisesinin bulunduğu bu vadide kesme taştan, büyük bir yapıdır.
Nevşehir yöresinde binlerce kişiyi alabile­cek büyüklükte yeraltı kentleri bulunmak­tadır. Kaymaklı, Özkonak, Derinkuyu ve Ovaören yeraltı kentleri bu yerleşmelerin en önemlileridir. Birbirine dehlizler ya da kuyu­larla bağlı katlardan oluşan yeraltı kentleri, yöre halkının can güvenliğinin olmadığı dö­nemlerde kullandıkları geçici yerleşmelerdi. Roma İmparatorluğu'nun baskısı karşısında bu yeraltı kentlerine sığınan Hıristiyan toplu­luklar, bu kentleri daha geniş alanlara yaymış ve derinleştirmişlerdir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Temmuz 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kapadokya
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Kapadokya'dan bir manzara (Göreme, Türkiye)
cappadocia1

Kapadokya, (Pers dilinde Katpatuk; “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.
İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin zulmünden kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
Kapadokya'daki taş formasyonlarının Türkçe'de niçin "Peri bacaları" diye adlandırılmış olduklarını gösteren bir manzara.
cappadocia2

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.
M.Ö. XII. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar M.Ö. VI. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor. M.Ö. 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. M.Ö. III. yy. sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. M.Ö. I. yy ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.
Kapadokya'dan bir görünüm
cappadocia3

MS III. yy'da Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.
IV. yy, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklasm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklasm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.
Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. XI. ve XII. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler.

Jeolojik Oluşumu
Tatlarini, Nevşehir
cappadocia5

60 milyon yıl önce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası".
Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyük bir uygarlık yaratıldı.
Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Kayalara oyulmuş geleneksek Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür.
Avcılar Vadisi; ileride görünen yerleşim birimi Göreme'dir.
cappadocia4

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
17 Temmuz 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kapadokya
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

İlk Çağ'da Anadolu'nun güneyde Toros Dağları, kuzeyde Karadeniz Dağları, batıda Tuz Gölü, doğuda Fırat Irmağı ile sınırlı iç bölgesine verilen ad. Bölgede Kültepe, Boğazköy, Alişar gibi önemli yerleşim merkezleri vardı. İ.Ö. 2. bin yılda bir ticaret merkezi kuran Asurlulardan sonra Hititler bölgeye egemen oldular. İki yüzyıl kadar süren Pers egemenliğine Büyük İskender son verdi. Ardından kurulan bağımsız Kapadokya Krallığı, Roma egemenliğine girdi. İ.S. 4. yüzyıldan, 11. yüzyılda Selçukluların Anadolu'ya gelişlerine dek Hristiyanlığın önemli bir merkezî durumunu korudu. Bu dönemden kalma kaya kiliseleri ve freskler günümüze dek ulaşmıştır.
In science we trust.

Benzer Konular

28 Ağustos 2011 / Jumong Turizm
18 Nisan 2007 / Misafir Taslak Konular
31 Mayıs 2015 / Jumong Taslak Konular
16 Ağustos 2013 / _EKSELANS_ Taslak Konular
1 Aralık 2008 / Pollyanna Taslak Konular