Arama

Termal Turizmi

Güncelleme: 31 Ağustos 2012 Gösterim: 5.934 Cevap: 2
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
19 Ağustos 2009       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Termal Turizm

Sponsorlu Bağlantılar
Termomineral su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çesitli türdeki yöntemlerin yaninda iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon,egzersiz, psikoterapi, diyet gibi destek tedavilerinin birlestirilmesi ile yapilan kür (tedavi) uygulamalari yanı sıra termal sularin eglence ve rekreasyon amaçli kullanimi ile meydana gelen turizm türüdür.

Kür

Tedavi etkeninin belli dozda, seri halde, düzenli araliklarla, belli sürelerle tekrarlanarak verilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir.

Kaplıca Tedavisi

Toprak, yer alti ve deniz kaynakli mineralli sular, gazlar, peliodler (çamurlar) ve iklimsel unsurlar gibi dogal tedavi unsurlarinin yöredeki iklim olanaklari ve gerekli görülen diger tedaviler ile birlikte kür tarzinda uygulandigi bir tedavi sistemidir.
Balneoterapi

Termomineral sular, peloidler ve gazlar gibi doğal tedavi unsurlarının banyo, içme ve inhalasyon (soluma) yöntemleri ile kür tarzında tedavi amaçlı kullanılmasıdır.

İnhalasyon Uygulamaları

Termomineral su zerrecikleri ile yapılan soluma uygulamalarıdır.

İçme Kürleri

Mineralli sular ile kaplıcalarda ya da yaşanılan yerde yapılan içme kürleridir.

Peloidterapi

Doğal, jeolojik ve/veya biyolojik olaylar sonucu oluşan organik ve/veya inorganik maddeler olan peloidlerin bir balneoterapi yöntemi olarak kullanılmasıdır. Halk arasında şifalı çamurların tedavi amaçlı kullanılması olarak bilinmektedir.

Klimaterapi

Hava sıcaklığı, nem, rüzgar şiddeti ve hızı, güneş ışınımı ve benzeri iklimsel faktörlerin sistematik ve dozlanmış kür tarzında uygulanmasıdır.

Talassoterapi
Koruyucu ve tedavi edici ve/veya kür amaçlı olarak tıbbi gözetim ve denetim altında, deniz suyu iklimi ve unsurlarının kür tarzında uygulandığı bir tedavi sistemidir.

Hidroterapi

Termomineral sular ile yapılan yıkama, duş ve dökme gibi uygulamalardır. Ayrıca, her birey için özel olarak düzenlenen ve ideal olarak amaca uygun inşa edilmiş havuzlarda gerçekleştirilen, sinir-kas-iskelet sistemiyle ilgili fonksiyonları geliştirme-iyileştirme amaçlı bir havuz tedavi programı olarak da tanımlanmaktadır.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Kaplıca tedavisinde kullanılan elektroterapi, egzersiz tedavileri, masaj ve diğer yöntemlerdir.

Medikal Tedavi

Kaplıca tedavisi sırasında hastaya lokal veya sistemik olarak uygulanan ilaç tedavi yöntemidir.

Destek Uygulamalar

Sağlık eğitimi, diyet uygulamaları, günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi, davranış değişikliği eğitimleri ve psikolojik destek yöntemidir.

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
30 Eylül 2011       Mesaj #2
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Dünya'da Termal Turizm

Sponsorlu Bağlantılar
Dünya'da çeşitli ülkeler termal turizmin insan sağlığında önemli bir yeri olduğunun bilincinden hareketle termal turizm konusuna önem vermektedir. Termal turizm amaçlı olarak senede Almanya ve Macaristan'a 10 milyon kişi, Rusya'ya 8 milyon kişi, Fransa'ya yaklaşık 1 milyon, İsviçre'ye 800 bin kişi gitmektedir. 126 milyon nüfuslu Japonya'nın Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir.

Avrupa'da birçok tedavi edici kaplıca merkezi mevcuttur. Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Yunanistan, Rusya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler başta gelmektedir.

Termal turizm Avrupa ülkelerinden Almanya'da önemli sektör haline gelmiştir. 263 adet resmi belgeli termal merkez bulunan Almanya'da tesislerin toplam yatak kapasitesi 750.000'dir. Almanya'nın Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve Rekreasyon Tesislerini yaz aylarında günde 8000 kişi ziyaret etmektedir. Bu rakam, yıllık ortalama 3000 kişi/gün olmaktadır. Hekim teşhisi ve raporu olması şartıyla, kaplıca tedavilerinin hem özel hem de kamu sağlık sigorta şirketleri tarafından tam veya kısmen karşılandığı ülkelerden biridir.
dunya6
Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da son yıllarda çok gelişmiş tedavi edici kaplıca merkezleri kurulmuştur. İki ülkede 60 tedavi edici termal merkezi bulunmakta olup senede 500.000'e yakın hastaya tedavi hizmetleri verilmektedir. Hekim raporu olması kaydıyla, sigorta şirketleri tedavi masraflarını tam veya kısmen karşılamaktadır.
dunyaweb
Ayrıca, Fransa'da 104, İspanya'da 128 adet ve İtalya'da ise 360 civarında termal tesis bulunmaktadır. Rusya'da çok sayıda kür merkezi bulunmakta olduğu ve yılda 8 milyon turistin geldiği belirtilmektedir
dunya10
kaynak
eku123 - avatarı
eku123
Ziyaretçi
31 Ağustos 2012       Mesaj #3
eku123 - avatarı
Ziyaretçi
Kaplıca hakkında
Mineralize termal suların ve bunlara ait çamurların, banyo, içme, solunum yolu ile kullanılması, ayrıca iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, mekanoterapi, beden eğitimi, masaj, psikoterapi, diyet vb. yan tedavilerle birleştirilmesi ile oluşturulan kür uygulamalarının uzman hekim denetiminde yapıldığı sağlık tesislerine kaplıca denilmektedir.
Madensuyunun yer yüzüne çıktığı kaynağa kaynarca, madensularından yararlanmak üzere kaynarcaların çevresinde kurulan tesislere de genel olarak kaplıca ya da ılıca denmektedir. Kaplıca sularından banyo ve içme kürleriyle yaralanılmaktadır. İçme kürü olarak yararlanılan kaplıcalara içmece de denilmektedir.
Kaplıca teriminin kökeni kaynarcanın üzerine hamam yapılması nedeniyle türetilen “kaplı ılıca” terimidir
KAPLICALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KURALLAR
Eleman sayısının tesisin büyüklüğü ve sunulan hizmetin boyutuyla orantılı olası gerekir.

Sağlık uygulamasına öncelik verilen tüm kaplıcaların sağlıkla ilgili her türlü uygulamaları, bu alanda yetişmiş sağlık personelinin denetiminde olmalıdır. Eğitim görmemiş personelin bu uygulamaları yapması engellenmelidir.

Kaplıcalarda kullanılan her türlü havlu, peştamal gibi malzemeler klorla dezenfekte edilmeli, kaynar suda yıkanmalı, tersinden ve düz ütülenmelidir.

Kaplıca havuzlarının ve özellikle yüzülebilir büyüklükteki havuzların boşaltma ve drenaj güvenliği sağlanmalıdır. Her türlü emici boru sisteminin ağzında güvenlik ızgaraları bulunmalıdır.

Kaplıca sularına girmeden önce tüketicilerin banyo yapması veya duş alması sağlanmalıdır.

Kaplıca tesisatına ek bağlantılar ve onarımlar kaplıca tesisatının teknik planları göz önüne alınarak yetkili uzman kişilerce yapılmalıdır.

Kaplıca sularında flokülasyon, filtrasyon dezenfeksiyon aşamalarının ve kimyasal dengenin hatalı uygulanması sonucu meydana gelebilecek bulanıklık derin olmayan havuzlarda bile boğulma riskini arttırabilir.Bu amaçla kullanılan kaplıca biriminde kurtarma ve boğulmaya müdahale konusunda ilkyardım eğitimi almış elemanlar bulunmalıdır.

Kaplıcalarda tuvalet birimleri, fiziki alt yapısı, sayısı, kullanıcı kişi sayısına göre standartlara uygun olmalıdır.

KAPLICA TEDAVİSİ:
Bu gün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki aşırı ve çarpık kentleşme sonucu oluşan hava ve çevre kirliliği, insan sağlığını bozup işgücü verimini azaltıyor. Bunun sonucu olarak sık sık görülen sinirsel yorgunluk, beslenme bozukluğu ve Romatizmal rahatsızlık gibi bir çok hastalığı tedavi için insanlar kaplıca, dağ ve deniz gibi tabii kaynaklardan faydalanma yolları aramaktadır.
Buralardan tedavi amaçlı faydalanma isteği, belirli bir zaman ve yer değiştirme mecburiyeti getirir. Bu amaçla insanlar, gittikleri yerde konaklama, beslenme, tedavi ve eğlence ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler isterler. Ekonominin arz-talep kuralları içinde işleyen bu olay, günümüzde sağlık turizmi olarak bilinir.
Kaplıca, günümüzde modern bir anlayışla, yalnız suya girilmek için gidilen yer değil, geniş çapta bir dinlenme ortamıdır. Bu sebeple, Batı’daki su şehirleri, bölgenin en bakımlı ve şirin kentleri haline getirilmiştir. Gelenlerin hoşça vakit geçirebilmeleri ve ruhsal yönden de dinlenebilmeleri için gerekli imkanlar sağlanmıştır. Bu kentler, tiyatro, konser salonu, park, otel, lokanta ve temiz doğaları ile ender ve sakin birer sayfiye şehirleridir. Oralarda sağlığa aykırı (Klakson, gürültü, sokakları kirletmek gibi) her türlü hareket yasaklanmış olup, gelenlerin rahat ve huzuru için her türlü tedbir düşünülmüştür.
Kentin önemli yerlerine konulmuş şehir ve çevre plânlarında, bölgenin tüm ziyaret yerleri belirlenmiş, şehrin ve kaplıcanın tarihçesi, coğrafi durumu, iklimi, şifalı suların özellikleri ve iyi geldiği hastalıkların anlatıldığı bol yayın vardır.
Buna karşılık bizde, ağır bir ihmal ve umursamazlıkla bu konulara pek değinilmemiştir. Çalışmalar daha çok ilmi düzeyde kalmış, bunlar uygulamaya konulamamış. Yetkililerin dar görüşlü ve cesaretsiz olmaları yanında, hantal yapılı sistem ve mevzuat da bir engel olarak bu konudaki teşebbüslerin önüne çıkmıştır.
Kaplıcaya tedaviye gelen hastaların, huzura, sükunete, temiz ve rahat otel ve pansiyonlara, kolay ve rahatça gezinti yapabilecekleri alanlara, oturup sohbet edebilecekleri parklara, yeşil alanlara, ucuz ve temiz lokantalara, konser ve sinema salonlarına, egzersiz merkezlerine, temiz ve gürültüden korunmuş gazino ve çay bahçelerine ihtiyaçları vardır.
Gelen misafirlere bunlar sağlanmaz ise genellikle ruhsal bunalıma girmekte, dinlenmek ve tedavi için ayırdıkları zaman bir işkenceye dönüşmektedir. Günlük ve sosyal hayat açısından büyük sapmalar gösteren bir kaplıca ortamından, madden ve manen kendini zorlayarak şifa aranmaz. Artan ruhsal bunalım ve sıkıntı, kaplıcanın sağladığı şifayı kolayca alıp götürebilir.
Sağlıklı bir çevre ve kaplıca ortamının ruhsal etkisi, şifalı suyun faydası kadar önemlidir. Günlük hayatında, daha iyisine alışık olan bir kimse, girmekten tiksindiği otel odalarında veya birbirinden müşteri kapmak için yarış ve kavga eden “hamamcı simsarları”nın daracık odalarında, kaplıca kürü yapmaya zorlanamaz. Onlara sağlanacak sosyal ortam, en az yaşadığı çevreye denk olmalıdır.
Doktorun teşhisi ile, kaplıcaya gitmesinde engel olmadığı klinik ve laboratuar muayenelerle tesbit edilmiş hastalar, araya başka bir hastalık ve problem girmediği takdirde, doktorun tavsiye edeceği bölge ve usülde kaplıcalardan faydalanabilir.
Hastalar kulaktan dolma bilgiler yerine mutlaka doktorun tavsiyeleri doğrultusunda banyo alma şekli, günlük ve seanslık banyo süresi, kaplıca süresi, beslenme ve dinlenme şekillerine dikkat etmelidirler.
Kaplıcanın bulunduğu bölgenin iklimi de kaplıca tedavisinde etkili olmaktadır. Özellikle kalp ve dolaşım sistemleri tam sağlıklı olmayan yaşlı hastalar, sıcak bölgelerdeki kaplıcalara özellikle yaz aylarında gitmekten kaçınmalıdırlar.
Sabah ve öğle banyo seanslarından sonra kısa bir süre yatarak dinlenilmeli, arkasından doktor tavsiyesine göre, çamur uygulaması, masaj ve egzersiz gibi yardımcı tedavi metodları uygulanmalıdır. Günlük en çok 30-40 dakikadan fazla sürmeyecek bu uygulamalardan bıkılırsa, haftada üç güne indirilebilir.
Bu uygulamalardan arta kalan zamanlar ise, gezinti ve yürüyüş yapmak, müzik dinlemek, sinema seyretmek veya yorulmayacak şekilde başka eğlencelerle değerlendirilebilir. Bu şekilde kaplıcadaki günler, sıkıcı olmaktan kurtulacak ve sinirler dinlenecektir. Böyle bir dinlenme ile kazanılacak rahatlık, kaplıca tedavisinden alınacak sonuca olumlu etki edecektir. ”Aman günlerimi doldursam da,şuradan kurtulsam!” havası içinde yapılacak sıkıntılı bir kaplıca tedavisinden, tam olarak fayda sağlanamayacağı bilinmelidir.
Banyolar devam ederken, bazı hastaların durumlarında “Termal Reaksiyon” veya “Termal Kriz” denen bozukluklar olur. Kişiden kişiye değişen bu durumda, uykusuzluk veya devamlı uyuma isteği, bitkinlik, huzursuzluk, sinirlilik, cinsel arzunun artması, baş ağrısı, bulantı, midede şişkinlik, kabızlık, ishal, gaz, sık idrara çıkma, çarpıntı, nefes darlığı, kol ve bacaklarda uyuşma, sebepsiz terleme şeklinde ortaya çıkan bu geçici krizin, tedavi sonucuyla bir ilgisinin bulunmadığı ve insanların kaplıcaya gösterdiği bir tepki olduğu fikri hakimdir.
Normal olarak bir iki gün süren bu tablo kendiliğinden kaybolmakta ise de, tedirgin edici bir seviyeye ulaşırsa birkaç gün için banyolara ara verilmesi ve sadece egzersizle yetinilmesi, krizin atlatılması için yeterlidir. Mecbur kalınırsa, doktor tavsiyesi ile alınacak yatıştırıcı ilâçlarla durum kontrol altına alınabilir.
Kaplıca tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek bu krizden başka,tedavi süresi bitip eve dönüldüğünde,banyo krizine benzer, fakat ondan çok daha hafif “Kaplıca Sonu Yorgunluğu” denen bir olay da dikkati çeker. İkinci bir “Uyum Bozukluğu” olarak bilinen böyle hallerde, hastanın iş hayatına hemen başlamadan, evde 5-6 gün dinlenmesi, şikayeti azaltmaktadır.

Benzer Konular

11 Mart 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular
12 Ekim 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük