Arama

Özbeklerde Nevruz

Güncelleme: 15 Haziran 2008 Gösterim: 7.827 Cevap: 1
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
6 Haziran 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Özbeklerde Nevruz

Sponsorlu Bağlantılar
NEVRUZ VE ONUN

ÖZBEK HALK EDEBİYATINDA TERENNÜM EDİLİŞİ

Mâlik MURATOĞLU*


Türkiye Türkçesine Aktaran : Mustafa KALKAN

Nevruz, Türk halklarının çok eski dönemlerinden bugüne kadar ulaşan büyük bir millî bayramdır. Nevruz terkibi de atalarımızın (ata­babalarımızın) içtimaî, mitolojik bakışları, manevî, iktisadî, felsefî ve estetik düşünceleri ile şekillenmiştir. Nevruz, Türk halklarının ata bayramıdır, bütün bayramların ilklerindendir. Nevruz’u “yeni yılı” halk ortaya koymuş ve önemli bir bayram olarak halk tarafından kutlanmıştır. Gelecek nesillere o büyük bir mimar olarak kalmıştır. Bu bayram bizim için mukaddes bir hususiyet arzeder.

Nevruz, tarihi ve gelenekleri yönüyle son derece zengin bir bayramdır. İlim adamlarının mevcut araştırmalarına göre, eski tarihlerde Ata yurt - Orta Asya ve Horasan’da yıl başı bahar faslına denk gelirdi. Sasanî hanedanlığı döneminde (M.Ö. III. asır) yılbaşı, yaza, yaz güneşinin dik duruş gününe (bugünkü 21-22 Hazıran) denk gelmiştir. Ama ay takvimine geçtikten sonra yılın birinci ayı bahar gününe yani günlerin eşitlendiği 21-22 Mart’a alınmıştır. Bu konu hakkında atamız olan A. Bîrûnî ayrıntılı bilgiler vermiştir.

X. asır âlimi Nurşahiy, Buharalı çiftçilerin yani dehkanların Nevruz’da söyledikleri “Sıyavuş” adlı koşuklardan (Türküler) bahsetmektedir. Bu Türküler üçbin yıl önce söylenmeye başlamıştır. Rus âlimi tarihçi - etnograf S.P Tolstoy’un yazdıklarına göre Fergana (Özbekistan) halkı arasında çok güzel ve mazmunlu Nevruz ile alâkadar olan âdetler, mitler, efsaneler ve an’anelerin fazlasıyla bulunduğu ifade edilmiştir. Fergana halkı her yıl Nevruz günü ok atma ve at yarışmaları düzenlemektedir. Merganlar, atçapar - cevandaşlar müsabakalarda galip gelirlerse o gün yani Nevruz günü tahta (yani padişah tahtına) otururlarmış. Başka bir efsanede denir ki Âdem (a.s.) babamız ile Havva anamızın görüştüğü gün “Nevruz” bayramı diye kutlanmış ve sonradan devam ettirilmiştir. Tarihî membalarda yazıldığı şekliyle: Cemşit padişah olarak tahta oturduğu günü bayram olarak ilan etmiştir. Başka bir efsanede anlatıldığı gibi Cemşit av yapmak için ormana gitmiş ve bir zehirli yılanla karşılaşmıştır. Yılana bakıp yayıyla ok atmış fakat yılan kaçmıştır. O gün ateşi gören İnsanlar bu ateşe hayran olmuştur. Cemşit’in okundan ateşin çıktığı güne ateşi mukaddes kabul ederek yeni yıl “Nevruz” demiş ve kutlamışlardır. Nevruz’u, Zerdüştlükle bağlantılı olarak kabul edenler de vardır. Efsanelerde denilmektedir ki, Zerdüşt’ün kendi mucize ile; su, toprak, hava, ateş, çiçek, sığır (mal) ve İnsan ile güzel bir bayram yapmıştır.

Nevruz, çiftçilerin yani ziraatla iştigal edenlerin bahar âdetleri, an’aneleri, (kültlerden) su, ateş, toprak ve güneşe sığınış ile bağlı olan merasim ve itikatlar esasına dayanan günümüzden üç dört bin yıl önce kutlanmaya başlanmış bir Türk bayramıdır. Nevruz hayat mucizelerinden lezzet almaya ve hayatın daimi olduğuna inanma bayramıdır. Nevruz’da tabiatın bağrında yer alan umum tabiat görünümleri güneş ve ay vakitleri kutsallaştırılmıştır. Demek ki Nevruz, güneş, ay, vakit gibi dört unsurun kutbu olarak (yer, su, ateş, gök) görüldüğü bir bayramdır.

Nevruz’un asıl orijini kadimi Turan, Türkistan’dır. Türkiye Türklerinin ve bizim ata yurdumuzdur. Nevruz’u kutlamaya başlayan ve tarihî seyir içinde günümüze kadar devam ettirenler Türklerdir. Nevruz güzellik ve mertlik bayramıdır.

Büyük babamız ve ilim adamı olan Bîrûnî şöyle açıklamıştır : Nevruz âlemin başlangıcıdır. Firdevsî ise : Nevruz, bayramların bayramıdır, demiştir. Ali Şir Nevaî ise şunları yazmıştır:

“Her dünün kadr ölübon

Her günün Nevruz olsun”

Nevruz hakkındaki efsaneler, şiirler, Türküler, rivâyetler, destanlar, âdet-an’aneler çok sayıdadır ve olağanüstü güzelliklere sahiptir. Ben kırk yıl Özbekistan’da Kocayar Nevruz’u kutladım ve çok sayıda kaynak topladım, kısaca ;

Nevruz yemekleri

Nevruz giyimleri

Nevruz oyunları

Nevruz edebiyatı

Nevruz çalışmaları

Nevruz ekinleri

Nevruz ekmekleri

Nevruz Türkü ve şarkıları

Nevruz dansları

Bunların her biri daha ifade edilemeyecek kadar dünya âlem... (sayısız ölçüdedir). Her biri hakkında büyük büyük ciltlerce kitap yazılması mümkündür. Böyle kitapların bütün Türk Cumhuriyetleri ile birlikte ortak noktalar üzerinde organize bir şekilde (yapılması gerekir). İşte bu Özbek Türk dünyasından Nevruz ile ilgili bazı numuneler:

Nevruz günü İnsanlar birbirlerine şeker, bal ve tatlı hediye ederler. Bu yeni yıl boyunca hayatınız şeker kadar tatlı olsun, bal gibi tatlı olsun anlamındadır. Nevruz günü İnsanlar ayrıca birbirlerine güzel güzel çiçekler hediye ederler, “güzel olun”, “çiçek gibi yakimli olun” demektir. Nevruz günü İnsanlar birbirlerine su serperler. Bu, yıl boyunca su çok olsun, problem olmasın, demektir. Yine tatlılar yemek, birbirlerine tatlı hediye etmek eski âdetlerdendir. Nevruz günü birbirlerini kucaklama kutlamadan ve konuşmaya başlamadan önce üç kaşık bal yalamak, yeni tanesi alınmış taze zeytin yağını sürmek en eski ve güzel âdetlerdendir.

Hastaları görmek ve hediyeler vermek, yaşlı kişileri ziyaret etmek, tabiata, güneşe, çiçeklere, ağaçlara, dağlara, sulara, göğe, mal (koyun), ata selam vermek, onlar hakkında şarkılar söylemek bir gelenektir. Nevruz’da, âlem, bütün canlılarla hayvanlarla, haşerelerle, nebatatla ve birçok güzelliklerle kendini süslemiştir.

Özbekistan’daki Nevruz sofrası çok güzel ve zengindir. Âdetlere göre Nevruz bayramı günü sofraya 7 parça ağaç koyulur. Bunlar;

1- Mecnun dalı parçası

2- Zeytin dalı parçası

3- Behi (Ayva) dalı parçası

3- Yanğak (Ceviz) dalı parçası

4- Badumu darehti dalı parçası

5- Dısta dalı parçası

7- Anar (Nari) dalı parçası.

Nevruz günü ervahların ruhunu şad etmek için mumlar yakılır.

Bayram sofrasına büyük bir bardak su konulup içine gök berg yani yeşillik konulur. Nevruz günü padişahlar gençlere, yaşlılara, bakımsız kişilere, pilav, sumalak, halim gibi yemekler ve hediyeler vermişlerdir. Günahkarların günahları affedilmiş, savaşlar bitmiş, İnsanlar birbirlerini bütün içtenlikleriyle sevmeye başlamışlardır. Nevruz’da tabiat da birçok güzelliğe bürünmüş yani her yer tazelenmiş, bağlar, bozkırlar güzelleşmiştir. Meydanlar ve evler güzelleşmiştir.

Küçük Nevruz hattâ (büyük Nevruz) diye isimlendirilmiştir. Küçük Nevruz’da ve diğer Nevruz’da âdetler - an’aneler kutlamalar çok olmaktadır. Kısaca Özbek Türklerinde Nevruz bayramı son derece büyük bir ihtimamla kutlanmıştır. Allah’a (c.c.) şükürler olsun ki 1991 yılında Nevruz resmî bayram olarak kabul edilmiştir. Ramazan ve Kurban bayramında olduğu gibi bu bayram da dinî bir karakter kazanmıştır. Nevruz sofrasının zenginliği ve güzelliği de ilgi çekicidir. Bu sofraya ? tür yemek konulur. Bunlar;

1- Cuhari (Ayçeçek)

2- Buğday (Ekmek)

3- Arpa

4- Tarik

6- Loviya

7- Prinç

8- Maş

Bunlardan Nevruz gecesi yemek yapılır. Çok güzel bir lezzeti vardır ve doyurucu olur. Nevruz bayramında yedi çeşit yemeğin yanı sıra aşağıdakiler de sofraya konulur.

1- Sarımsak (Sır)

2- Sumak (Tatim)

3- Sirke

4- Sümbül

5- Sabzi

6- Sumalak (Nevruz’un güzel şifalı yemeği)

7- Sancid (İyda)

Bazı köylerde bu değişebilir, onlarda ise;

1- Sib-alma

2- Sabsi

3- Sarımsak

4- Sirke

5- Satar - daşgul

6- Siyahdan evrik

7- Sancid

Büyük yazar olan atamız Nasrettin Tusî “Nevruzname” adlı kitabı, yazmıştır. Kitapta Nevruz’la ilgili beyitler şöyledir;

“Ey birader bu gün de yena nima

Müstehabdır yemekliğe bahane

Sumak, sanbusavi, samanu, sancad

Şıra, sirke, seba ayla geysen ald.”

Nevruz yemekleri ve ekmek türleri çoktur. Bunlar konu komşulara, mahalle mensuplarına, hastalara, bakımsız kişilere ve yaşlılara verilirdi. Sonra bayrama iştirak edenler oynamaya başlarlardı. Kısaca bahsedecek olursak Nevruz yemekleri ve ekmekleri türlü türlü çeşitliliğe ve güzelliğe sahipti. Nevruz’da sumalak, halim, pilav, çorba, kavurma gibi güzel yemekler, 300 den fazla soğuk sıcak yemek hususen gök samsa, çuçvara, soğuk aş ve ekmekler yapılırdı. Gökdan, ayçiçekten iğdeden şerbetler hazırlanırdı. Nevruz şerbetleri ve suları: Evruk şerbeti, tut şinnisi (şerbeti), behi (Ayva) şerbeti vb.

Nevruz inanışları da şöyledir: Su inanışı, ateş inanışı, derehtlar inanışı, taş inanışı, gök inanışı, renk inanışı, hayvan inanışı vb.

Nevruz günü doğan çocuğun adını Nevruz, Nevruzay Hanım koyarlar. Büyük kişilerin ve İslâm büyüklerinin mezarlarını ziyaret ederler. Kur’an-ı Kerim’den sureler okurlar. Harezm vilayetindeki Nevruz âdetine göre yaşlı kişiler bir tabak elma, nar, üzüm, armut, kavun gibi meyve alıp Nasvaygül (Reyhan) Salib Han’ın ordasına (karargahına) gelirler ve Han hazretleri, ertesi gün Nevruz bayramını halka ilan ettirir.

Bundan sonra hanın izniyle çiftçiler Nevruz’u kutlamaya başlarlar. Nevruz’un başka bir geleneği ise “son Çarşamba”dır. Nevruz’dan önceki son Çarşamba İnsanlar yollarda, sokaklarda ateş yakarlardı. Sonradan ateşin üzerinden atlarlardı. Başka bir âdet ise Nevruz günü gök yüzünde gök kuşağı (buna gamalak, gama lagi de derler) oluşurdu. Onu görünce gökkuşağına su seperlerdi. Nevruz günü oyunlar oynanır, Türküler söylenirdi. En büyük oyunlar aşşadarozi, halgınçak, güreş, ulak, ak süyek, sizden bize bizden size kim gerek, aşık oyunu, sikke oyunu, koç vuruşturmak, köpek boğuşturmak vb.

Aşşandarozu oyunu: İki üç metre uzunluğunda bir ağaç alır, ağacın yukarı kısmına yine küçük ince bir ağaç bağlarlar. Ona elbise giydirirler ve o kız olur, üstüne puşi giydirirler. Sonra onun içine bir kız girer onun araya girdiğini hiç kimse bilmez. Yine orada bir kız ve genç bir erkek olur. Erkekler elbiselerini giyer ve Türkü söylemeye başlarlar. Kukla kıza selam verir kız da ona ve aleykümselâm der. Daha sonra konuşmaya başlarlar:

“Aşşadarozi mevaram

Vakti namazi bevaram

Ön baımagın öynatib

Kizil dilin sözlatib

Bakkan annasya bir selam”

Yiğit - kız :

“Aşşadarozi mevaram

Vakti namazi bevaram

Başinni gör sat mena

Ramallar alay sena

Ben yetaman şahri kökan

Benden nışan (belgi) kalsin sena

Assadarazi kiz - kukla

Başimni görsat görsetmiman

Römallar almimanam

Melovnata kalmimanam

Getsan başim sedagası”

Yiğit :

“Aşşadarozi mevaram

Vakti namazi bevaram

Kulagınni görsat mena

Altın sırga alay sena”

Aşşadarazi kız :

“Kulağımnı gürsatmam

Malamata kalmıymak

Getcan başım sadagası”

Nevruz Türküleri, koşukları, destanları, ata sözleri, oyunları, müzik, dans, kukla, bahşiler, atışuvları (tartisuv, Türk ozanları gibi) çok güzel, mazmun manalı ve eskidir. Nevruz, Özbekistan’da “kazan doldu”, “sofra açıldı” âdetleri ile başlar ve Nevruz geldi, çarçilar cakiruvi ile devam ederdi. Kazan doldu, Nevruz’un en büyük ve en güzel olan eski bir âdetidir. Bu âdette eve büyük bir kazan (kazan itikadı birçok halkta mevcuttur. Örneğin tarihçi Herodot tarih kitabında büyük kazan hakkında bilgi vermiştir), açarlar ve sofra (Nevruz sofrası) hazırlanır. Bu âdet 21 Mart-22 Mart gecesi yapılırdı. Bugünde büyük bir kazanda pilav ve gök aşı yaparlar, konu komşuya, mahalle sakinlerine dağıtırlardı. Sofra için her kim ne bulursa büyük kazana atar veya Nevruz sofrasına koyar, kazan toldı, “sofra yazdı” tamamlanınca “kazan dönderildi” sofra bitti merasimi âdeti başlatılırdı. Sonra sumalak, halim gibi Nevruz’un en büyük ve en zengin yemekleri pişirilirdi. Yirmi dört saat buğday yaşıllığı yağ ve unla beraber yapılırdı.

Sonra özel çarçilar şiddetli avaz-sesleri ile Nevruz bayramı başladı, diye bağırırlardı. Bu Nevruz çarçilar koşugu - Türküsü idi:

“Bar - ha

Gel - ha

Hamalim

Amalim

Sayıl beyda

Tez etib gel

Oynagani gel

Oynatgani gel

Gülgani gel

Taptişgani gel

Bellaşgani gel

Gelmasan ham gel-o-o-o-o-o-o

Gel,gel-o-o-o-o-o-o-o-o

Bar-ho-o-o-o

Gel-ho-o-o-o

Hamalim - ha,

Amalim - ha

Sayil beyda

Tezda etib gel

Atda uçub gel

Cayni tapib gel

Çarçiler kiçkirar

Ho ho - lab çinkirar

Bar-ho-o-o-o

Gel-ho-o-o-o

Eşitmadim demanlar

Eşitganlar getmanlar

Eşitganlar getmanlar

Sayıl temaşa başlanır

Nevruz başlanır

Bar-ho-o-a-o

Gel-ho-o-o-o”

Nevruz Koşukları (Türküleri)

Numuneler : Yani Nevruz Taraneleri


1- Çıldımani çal

3- Nevnız geldi, yaz oldu

4- Geldi Nevruz, nevbahar

5- Köklam geldi...

5- Nevruz ölanlari

6- Nevruz yöklavleri (evde, mezarda ağlarıarak söylenir)

7- Halginçağim halgınçak

8- Kalıncak...

8- Lala - lala - lalacan

9- Hey, lala

11- Açıldı güli lala

12- Bahar ayim geldilar

13- Hey bala, bala

14- Samal köşuğu

15- Sumalakcan, sumalak

16- Nevruz alkişi

17- Bayçeceğim, bayçecek

18- Yamur yağsin

19- Sus kadin, suvğadın

20- Kaldirgeç (kuş)

21- Kavdırgaç aç aç!

22- Hey çitti ğul

23- Köş haydar

24- Hukuzim.

Nevruz Değişlerinden Örnekler :

“Nevruz geldi, yaz geldi

Durna geldi, ğaz geldi

Yem yeşil car bağlardan

Bulbuldeyin evaz geldi

Nevruz geldi bu gece

Pişirin Nevruz goca

Gocavi şirin momolara

Veraylik (?) cuft cöca”

NEVRUZ GELDİ YAZ GELDİ

“Gül Nevruz çeçegida

Belançak var yar yar

Belançaknun başida

Gelinçek var yar yar

Gelincaknun yüluna

ÇeÇek saÇay, yar yar

Şu Nevruzde sevgime

Gönlüm açay yar yar”

GÖKLAM GELDİ

“Lala, lala, lalacan

Ösar cayın delade

Lala lala lalacan

Cıdaş berdin calaga

Lala lala lalacan

Çakmakdan korkmagın

Lala, lala, lalacan

Caladan korkmagın”

NEVRUZ ALKİŞİ

“Eski yıl getti

Yeni yıl geldi

Daşkazanlar dizilsin

Sumalaklar süzilsin

Buğdaylar pişib çok ölsun

Emeğimiz as ölsun

Ana yurdumuz bağ ölsun

Puzki ruzimiz dağ ölsun”

NEVRÖZ-İ ALAM SUFRA ALKİŞ DUASI

“Amanlik hey amanlik

Etdik Nevröza

Unutilsin yamanlik

Kut ver, rizk rüza

Yurta tinçlik söraymen

Cahana ciray

Su ayamni kutlay deb

Undirdim buğday”

“Bay çeçeğim asaldır

Bahar gözal fesildir

Gelva göğlam

Nevruzu Sumalaklar asaldir.”

Özbek Nevruz Yemekleri

Ata yurdumuz olan Özbekistan’da Nevruz sofrası çok zengin ve çeşitlidir. Nevruz günleri Özbek Türkleri birlikte yemek yaparlar. Yemekleri erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler bir sosyal dayanışma bütünlüğü içinde yardımlaşarak hazırlarlar. Yemekler issik (sıcak), soğuk, kuyuk ve suyuk gibi gruplara ayrılır.

1- Issik (Sıcak) Yemekler : Şurba (çorba), gök aş, lağman, atala, suyuk aş, mastava, ugra aş, tabuk şurba, kıymali mastaba, mashörda, sut aş, sumalak, halim vb.

2- Kuyuk Yemekler : Pelav, maşkiçira, şirgurıxnç, kaburma, acabsanda, kazı, iç karta, narın, sevla vb.

Nevruz pilavı şu malzemelerden yapılır:

Tuz, Türüp(Turp), Küyruk, Sarımsak, Ziravar, Kişmiş(Üzüm), Kişmiş, Domates,

Yağ, Suv, Ceviz, Biber, Soğan, Et, Nohut, Prinç,

Özbek Nevruz Pilavı

Evde kadın (bayanlar) bu pilavı yaparlar. Çayhane ve bozkırda yeni yılda ise erkekler yapar. Bu kazana ayrıca benzeri şeyler de konulur. Özbekistan’da büyük bayram olarak kabul edilen Nevruz günü toplantılarda sayırlar, yeni şiirler okurlardı. Bestekârlar, saz çalanlar, ozanlar (bahşilar) “Alpamış”, “Göroğlu” ve Nevruz hakkında destanlar, koşuklar vb. söylerlerdi.

Kısaca Nevruz bayramında İnsanlar yeni yılın şerefine mutluluk sevinç hissini ifade eden çeşitli şiirler, şarkılar yazıp hazırlarlardı. Nevruz giyimleri, sofraları, çiçekleri, şerbetleri, yemekleri; ekmekler, oyunlar, âdetleri, an’aneleri ile bir bayram neşesi içinde kutlanırdı. Özbek Türkleri, Özbekistan’da yaşayan kardeşleri, arkadaşları, dostlarıyla beraber Nevruz günü güzel yeni bayramlık elbiseler giyerek kutsal ibadet yerlerine dağlara, taşlara, çiçekli olan yerlere, çeşmelere, deryalara, bağ gibi güzel, havadar, manzaralı olan yerlere, nehir kenarlarına giderler ve işlek haldeki alış veriş merkezlerinde toplanırlardı.

Buralarda ilginç yöresel millî halk oyunları da oynanırdı. Büyük kazanda sumalak aşı (yemeği) pişirilirdi. Halim, pilav, mantı, samusa, yemekleri yapılırdı. Koyunlar ve koçlar kesilirdi. Güreşci gençler güreş tutar, spor oyunları yapılır, kadim ata oyunları - küpkeri, daş kutariş, bellaşiş, at peygasi, koç uruştiriş, horoz uruştiriş, bedane uruştiriş, aşık oyunu oynarlardı.

Kızlar ise talpopuk oyunu, toptaş, gelin - gelin, misafir etmek, yar yar, ev ev oyunlarını oynarlardı. Ama, çocukların oyunları ise bunlardan çok daha fazla idi. Şimdi her ailede, devletin resmî ve özel ticarî kuruluşlarında hattâ Türkiye Cumhuriyeti’nin Özbekistan’daki ortaklık firmalarında, liselerde, üniversitelerde kısacası her yerde Nevruz büyük bir bayram olarak kutlanılmaktadır. Bu yılın en büyük Nevruz bayramı bağımsız olan cumhuriyetimizin müstakillik meydanında Cumhurbaşkanımız İ. Kerimov’un himayesinde bayram olarak kutlanmıştır.

Bayramımız kutlu olsun aziz kardeşlerim. Benim ana yurttan dostlarım. Yaşasın Nevruzu âlem, hoş geldin büyük millî bayramımız! Nevruz’u âlem, gençlik bayramı ebediyen daimî olsun.

Nevruz Konferansı İle İlgili Tekliflerimiz

1- Nevruzla ilgili olarak büyük bir Nevruz Ansiklopedisi’nin ha zırlanması gerekir. Çünkü bu bayram bütün Türk Dünyasının bayramıdır. Özbekistan’da, Kırgızistan’da, Azerbaycan’da, Kazakistan’da Tataristan’da, Doğu Türkistan’da, diğer cumhuriyetlerde kutlanan Nevruz bayramı aynı bayramdır ve hiçbir farklılığı yoktur.

2- Nevruz Ansiklopedisi’ni hazırlamak için Türk ilim adamlarından tarihçiler, edebiyatçılar, dilciler vb. dallardan oluşturulacak olan şahıslarla ortak çalışmalar yapılması gerekir.

3- Bu çalışmanın (Büyük Türk Nevruz Ansiklopedisi) hazırlanabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’nin bu organizasyonda koordinatör olması zorunludur.

4- “Büyük Türk Dünyası Nevruz Ansiklopedisi”nin hazırlanabilmesi için öncelikle büyük bir sözlük ve deyim araştırmaları çalışması gerekir. Bu çalışmaların yapılabilmesi ise uzun süredir araştırılan konular üzerinde çalışan ve bilgi birikimine sahip olan Prof. Dr. Sadık K. Tural’ın koordine organizasyonu şarttır.


* Prof. Dr., Hurşit Center Altı, No: 87, Taşkent, ÖZBEKİSTAN.

kurdele - avatarı
kurdele
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #2
kurdele - avatarı
Ziyaretçi
NEVRUZ BAHAR BAYRAMIDIR!
Prof.Dr Mehman MUSAOĞLU
Sponsorlu Bağlantılar
Avrasya'nın birçok bölgesinde her yıl Mart ayının 21-23. günleri. Nevruz Bayramı , olarak kutlanmaktadır. Türk Dünyasında ve Nevruz Bayramını kutlayan İslam ülkelerinde "yeni gün" anlamına gelen Nevruz 'un bir bayram olarak kökeni, dolayısıyla ortaya çıktığı tarihi mekan tartışmalıdır. Şöyle ki; Nevruz' un Ortadoğu'da, eski Mezopotamya'da ortaya çıktığı görüşü ileri sürülmektedir(Baku Pages | International Community of Baku people 23.01.03). Ve söz konusu görüşten hareketle Nevruz un ortaya çıkışı, önce Zerdüştlük inancıyla ilişkilendirilmektedir. Sonra ise ona İslami bir boyut da verilmekte ve hatta Nevruz Bayramı, bir "bağımsızlık günü olarak da kutlanmaktadır" (Aleviler Alewiten kavrami.htm# ftnl 23.01.03; A,sa 2000). Oysa herhangi bir semavi dine ve milli bağımsızlık hareketine bağlı olmayarak ortaya çıkan ve beş bin yıldır kutlanmakta olan Nevruz Bayramının Orta Asya'da daha , milat öncesinden konar göçer bir toplum olarak hayatlarını sürdüre gelen Türklerin kullandığı 12 hayvanlı takvim ile bağlantılı olduğu da herkesçe bilinen ve kabullenilen bir gerçektir. 12 hayvanlı takvimin ise, her şeyden önce tüm Avrasya'da kir ekonomisinin temellerini oluşturan, göçebe ve yerleşik yaşam tarzlarını bir arada sürdüre gelen ve buna bağlı olarak da doğaya; toprağa. suya, güneşe vb. çok yakın olan ve zamanında İslam öncesi Gök Tanrı inancını benimseyen Türklerce hazırlandığı varsayılmaktadır. Böylece Nevruz Bayramının bu uzun süre içerisinde çeşitli adlarla adlandırıldığı, ilkbaharın, hatta yazın ilk aylarının çeşitli günlerinde kutlanıldığı Nevruz Uygulamaları'nda ise, bölgesel farklılıklara ve yerel toplumsal isteklere bağlı olarak ayrı ayrı Nevruz mitolojilerinin, dini inançlarının, gelenek ve göreneklerinin geliştirildiği gözlemlenmektedir. Ama bütün bunlara rağmen, Nevruz Bayramının doğaya bağlı olan temel simgelerinin, her şeyden önce renklerinin ve doğanın canlanmasını gösteren diğer etkenlerinin yanı sıra, onda ifade olunan hayat ve insan sevgisinin de değişmediği ve bu etkenlerle iç içe yaşayarak süregelenlerin ise, söz konusu Bahar Bayramının tüm dünyaya yayılmasında daha etkili olduğu da vurgulanmalıdır.
dersayfa18Bu bağlamda Nevruz Fay Hattı' nın Orta Asya'da kırıldığı ve Nevruzlun tüm dünyaya hem coğrafi, hem de kültürel olarak buradan yayıldığı düşünülmektedir. Bilimsel literatürde de bir "Bahar Bayramı olarak tanımlanan" (Seyidov 1990) Nevruz'un, tüm Türk Dünyasında çok geniş bir biçimde kutlanılması Nevruz konusunun ise, hem genel Türk mitolojisinde, hem de sözlü ve yazılı edebiyatımızda azami bir ölçekte yer alması da söz konusu görüşü desteklemektedir. Türk Cumhuriyetlerinde bağımsızlıktan hemen sonra Nevruz' un bir milli halk bayramı düzeyinde ilan edilmesi ve kutlanması ise söylenenlerin resmi bir kanıtıdırr.

Azerbaycan'da Nevruz Günü Kız Kalası Önünde
Yakılan Nevruz Ateşi(solda)


Türk Dünyasında Nevruz Bayramı
Türk Dünyasında Nevruz kutlamalarının içeriği ve ifade ettiği simgesel anlatım hemen hemen aynıdır. Fark yalnızca, çok geniş Türk dili konuşulan coğrafyada bayram kutlamalarının çeşitli uygulamalarında ortaya çıkar. Sözgelimi Azerbaycan' da Nevruz Bayramı yaklaştığında onun kutlanılması hazırlıklarına başlanır. 21 Mart'tan önceki haftanın son Çarşamba günü de özel Nevruz Arifesi olarak kutlanır. Ayın 21'inden başlayarak 3 gün bayram edilir. Genel törenler ise Nevruz Arifesi Çarşamba gününden başlar: Kosa-kosa, Papak Atma, Anabala, Diredöyme gibi ilginç halk oyunları vb. oynanır. Evlerden hediyeler alabilmek için kapıdan veya bacadan torba atmak veya ,şal sallamak, ateşin üzerinden atlamak, yumurta boyamak veya tokuşturmak, yeşil semeni, yani cücertilmiş buğday vb. Nevruz Bayramında ve önceki Çarşamba günlerinde yapılan Nevruz geleneklerindendir. Azerbaycan'da kutlanılan Nevruz Bayramlarında bir başka görülmeye değer olaylardan biri de Nevruz sofrasıdır. Nevruz sofrasında ne olmaz ki? Azerbaycan mutfağının en güzel yemekleri. Özellikle de pilavları! Parça döşeme pilav, Levengi pilavı vb. Aynı zamanda çeşitlili baklavalar, şekerbura, ,seker çöreği ,şor goğalı, bayram sofralarını, kent ve kasabalarda gezi ve dinlenme yerlerindeki köşkleri, mağaza vitrinlerini bile süsler.

Nevruz Bayramı Kazaklarda 21 Mart'tan itibaren büyük bir coşkuyla kutlanır. Nevruz'dan önce evler temizlenir, herkes en iyi elbiselerini giyer, koyun, sığırr, deve ve at keser. Büyük kazanlarda köce (katı peynir, buğday, darı gibi yedi çeşit gıdadan oluşan çorba) adı verilen Nevruz çorbası içilir. Kökpar (Gök Börü oyunu), kız kuvuv (Kızın erkeği kovalaması oyunu), böyge (At yarışı), güreş, canbı almak, gümüş almak vb. sportif ve halk oyunları oynanır.
Nevruz Bayramından beş altı gün önce, her Türkmen ailesi eşyalarını dışarı çıkarıp temizleyerek hazırlığa başlar. Evlerdeki temizlik insanlarda da görülür. Yeni yılı temiz karşılamak için yıkanmak da şarttır. Bir başka hazırlık da, yeni yılı yeni giysi ile karşılamaya yöneliktir. Eğer dikkat ederseniz, Türk halkları içerisinde kendi milli giysileriyle en fazla farklılık gösteren de Türkmenlerdir. Burada rahmetli Türkmen profesörü dostum Kumman Sarıyev'in bir özdeyişini söylemeden edemiyorum. Rahmetli biz bir araya gelince hep şöyle derdi: "Azerbaycanlıların dili, Türkmenlerin giysisi, Özbeklerin takkesi."

Özbeklerde Nevruz sofrasına "s" harfi ile başlayan yedi tür yemek koyma geleneği vardır. Bu bayram yemekleri; "samsa, sebzi, seb, sümelek, sedana, sevyağ ve süt"ten oluşur. Yine bu sofraya "s" harfi ile başlayan yedi tür baharat koymak şarttır. Bunlar; "sebzi, sepand (taşbagatal), sib (elma), sir (sarımsak, piyaz), sirke, seter (taşçöp), sumah (tatum)" tohumlarından çıkan baharattır. Nevruz Bayramı kutlamalarında, Özbeklerde ve Uygurlarda en çok ilgi çeken Nevruz sofrasının zenginliği, çeşitli yemekve tatlıların hazır bulunmasıdır. Bu ise düşüncemize göre erken yerleşik Türk kültürünün bir belirtisi olsa gerek.

İşte, halkların büyük göçünden önceki erken göçebe yerleşik Türk kültürünü oluşturan tüm unsurlar (Atla oynanan çeşitli sportif oyunlar, dilek bildirmeye bağlı olan en eski gelenekler, renkler ve onların anlamlan vb.) ve İslamiyet'in kabulünden sonraki genel Türk mutfağı ve halk tiyatrosu oyunları ve büyük Avrasya coğrafyasındaki insanların yaşamsal geleneklerinin her sene Nevruz'da canlandırılması; Nevruz'un bir halk bayram düzeyinde bütün Türk Dünyasınsa büyük bir coşku ile kutlanmasının temel nedenidir. Bundan başka ifade kullanım unsurları erken göçebe yerleşik kültürünün yanı sıra, İlk Türk Ön Türk mitolojisine kadar uzanan Nevruz kutlamalarındaki temel bayram simgelerinin renklerine de bir dikkat edin: Yeşil semeni, kırmızı boyanmış yumurta, çeşitli kırmızı, sarı, mavi giysiler vb. İşte kıtmızı, sarı, yeşil, mavi ve beyaz gibi renklerin anlam ve görüşlerinin bugün şu veya bu biçimde bağımsız Türk Cumhuriyetleri bayraklarına yansıması da Nevruz' un bütün dünya Türklerinin bayramı olduğunu ifade eden tipik bir örnektir. (Musa oğlu 2002).
top

Sözlü ve Yazılı Edebiyatımızda Nevruz Bayramı
Nevruz Bayramı konusu, her şeyden önce genel Türk mitolojik düşüncesinde (Eski Türklerin Ergenekon'dan çıktığı mitolojik gün olayıyla; Şaman, Hızır, Toprak Ata, Su Ana. Kurt vb. mitleriyle) geniş yer almaktadır. Bunun yanı sıra Nevruz Bayramı, Türk halkları edebiyatında bir konu olarak daha ilk ansiklopedik Türk lügati olan Divanu Lügatiti't-Türk'te işlenmiştir. Türk halklarının Nevruz bayramına bağlı olarak gelişen hem etnolojik, hem de milli özellikleri ise, eski Türk şiirinin temel şekillerinden biri olan tirada (monolog) biçimindeki ritmik tonlama ile ve tekrarlanan sözdizimsel paralellikle sıralanan Nevruz şarkılarında ifade olunmaktadır. Sözgelimi Azerbaycan Türkçesinden:
Heceler, hüceler
Uzanır gündüzler,
Gısalır geceler,
Sallanar torbalar bacadan.
Uşaglar pay ister ucadan
- Hanım bacı dursana
Torbanı doldursana
Gonağı yola salsana
Torbaya payı salsana
Verenin oğlu olsun.
Vermeyenin kor gızı.
Irak'ta yaşayan Türkmenlerin hoyratlarından:
Baharda
Güller açar baharda
Men bir güzel seçmişem
Bu baharda, o harda?
Ritmik tonlama ve sözdizimsel paralellere göre sıralanan; aliterasyonlu, hece ölçülü şiirde Nevruz konusunun en güzel işlenişine, Türk halkları edebiyatından örnek olarak Memmedhüseyin Şehriyar'ın "Heyder Baba'ya Selam' manzumesi gösterilebilir.


sayfa20

Nevruzun sembolü semeniler,Nevruz Günü Meydana Dizilimektedir(üstte)
İşte söz konusu tüm Nevruz gelenekleri; çocukların duygu ve düşünceleri, insanların sevinç ve heyecanları, dolayısıyla Azerbaycan Türk mentalitesinin etnolojik ve milli özellikleri, şiirsel halk öyküsünün en güzel anlatımı olarak, büyük ,sairin "Heyder Baba'ya Selam" manzumesinde ebedileştirilmiştir. Örneğin:

Şal istedim men de evde ağladım.
Bir şal alıp tez belime bağladım,
Gülamgile gaçdım şalı salladım,
Fatma hala mene çorap bağladı.
Hannenemi yada sahip ağladı.

Veya:

Bayram idi gece kuşu ohurdu
Adaklı gız bey çorabın tohurdu
Herkes şalın bir bacadan sohurdu
Ah ne gozeL hayda hayda şal sallamak,
Bey şalına bayramlığın bağlamak (Musaoğlu 2002).
Nevruz konusu, Türk divan edebiyatında da işlenilmiştir. Sözgelimi Türk büyüklerinden biri olan Türkmen şairi Mahtumkulu'nun şiirinde de Nevruz konusu ele alınmaktadır:
Gelse Novruz aleme, reng kılar cahan
peyda
Ebrler ovaz urup, dağ kılar duman
peyda,
Bicanlar cana gelip, açarar zıban peyda
Goğermedik gayalar, göğerip zovan
peydadersayfa21

Nevruz Semenileri,
Karanfiller ve Yiyecekler
(solda)


Sonuç
Bugün Nevruz olarak adlandırılan Bahar Bayramı, bağımsız ve özerk Türk Cumhuriyetlerinin, Topluluklarının yanı sıra İslam aleminde ve hemen hemen tüm Avrasya'da çok geniş bir coğrafyada kutlanmaktadır. Türkiye'de de soğuk savaş tehlikesi sona erdikten ve Dogu bloku çöktükten sonra Nevruz Bayramı, yüksek bir düzeyde kutlanılmakta ve her yıl söz konusu bayrama ilişkin çeşitli etkinlikler, sempozyumlar ve Nevruz bilgi ,şölenleri düzenlenmektedir. (Nevruz ve Renkler 1996).
Dünyanın diğer bölgelerinde de baharın gelişi, dolayısıyla doğanın canlandığı ilkbahar döneminin bir bahar bayramı olarak kutlanması yaygın hale gelmiştir. İşte bu bakımdan da diyoruz ki:
Nevruz, bahar bayramıdır! Nevruz, küreselleşen ve giderek bütünleşen dünyada Avrasya'nın ortak bayramıdır.



Benzer Konular

1 Aralık 2016 / asla_asla_deme Türkiye Cumhuriyeti
15 Haziran 2008 / Misafir Asker tr