Ziyaretçi
BÜYÜK UYGUR KAĞANLIĞI'NIN KURULUŞU
Uygurlar, 9 Oğuz ve 1 Uygur boyunun birleşmesiyle "On Uygur" adındaki on boydan meydana geliyordu. Bu sebeple "Uygur" sözü, "müttefik" veya 'birleşmiş" anlamına gelmektedir.
742 yılında Karluklar ve Basmıllarm yardımıyla Göktürk Devleti'ne son
veren Uygurlar 744 yılında hakimiyeti ele geçiren Basmıl Kağanını öldürerek Ötüken'e sahip oldular. Böylece, Büyük Uygur Kağanlığı kurulmuş oldu. Devleti kuran ilk Uygur Kağanı 747 yılında ölen Kutlug Bilge Kül Kağan idi. Kutlug Bilge Kül Kağan, başkent olarak, o devirlerde "Ordu-bahg" denen, Yukarı Orhun Nehri üzerindeki "Kara-Balgasun" şehrini seçmişti.
Kutlug Bilge Kül'ün yerine oğlu Moyençur Kağan (747-759) geçti. Moyençur kısa sürede devleti büyük bir güce ulaştırmıştır. Bu dönemde önce batıdaki Türgişler, sonra kuzeydeki Kırgızlar devlete bağlanmış, sınırlar batıda Sirderya (Seyhun) Nehrine kadar genişletilmiştir.
Moyençur zamanında Çin'le önemli siyasî ilişkiler kurulmuştur. Bu dönemde Çin'de büyük iç karışıklıklar hüküm sürüyordu. 751 yılında Karluk Türklerinin desteklediği Arap orduları, Talaş Savaşı'nda Çinlileri büyük bir yenilgiye uğratınca, "Tarım Havzası" Uygurların eline geçmiştir. Bu önemli gelişme, Uygurların burada büyük bir yerleşik medeniyet kurmalarını sağlayacaktır.
759 yılında Moyençur ölünce, yerine oğlu Böğü, kağan oldu.
Tibetlilerin saldırıları sonunda kendisinden yardım isteyen Çin'e ordularıyla birlikte giren Böğü Kağan, 762 yılında Çin başkenti Lo-yang şehrini asilerden kurtarmıştır. Bu sefer sırasında Çin'de uzun süre kalan Böğü Kağan, fikri bakımdan oldukça etkilenmiş, dönüşünde dört Mani rahibini beraberinde ülkesine getirmişti. Bunların etkisinde kalan Bögü Kağan, ülkesinde "Manihezm" dininin yayılması için çalışmaya başladı. Maniheizm, Hıristiyanlık, Budizm ve Mazdehizm gibi dinlerin karışmasından oluşmuş bir dindi. Bu din, savaşçılık duygularını zayıflatıyor, hayvanı gıdaları yemeyi yasaklıyordu. Bu sebeple Uygurların yaşama biçimine ve Türk karakterine ters bir inanç sistemi idi.
Çin'e sefer düzenlenmesi konusunda Bögü Kağan'la tartışan ve onu bu isteğinden vazgeçiremeyen Vezir Tung Bağa Tarkan, kağanı öldürerek Uygur tahtına geçti (779). Tung Bağa Tarkan, liderlik özellikleri fazla olan iyi bir devlet adamı idi. Kırgızları yenerek tekrar devlete bağlayan Kağan, Çinli bir prensesle evlenerek, akrabalık sayesinde Çin'le olan bazı anlaşmazlıkları ortadan kaldırdı.
794 yılında Uygur tahtında Kutlug Bilge Kağanı görmekteyiz. Uygurlar bu dönemde çeşitli karışıklıklarla uğraşıyorlardı. Çin'e yardım için giden Kutlug Bilge Kağan, başarılı olamayınca itibarı sarsıldı. Uygur ülkesinde karışıklıklar çıktı.
Sponsorlu Bağlantılar
742 yılında Karluklar ve Basmıllarm yardımıyla Göktürk Devleti'ne son
veren Uygurlar 744 yılında hakimiyeti ele geçiren Basmıl Kağanını öldürerek Ötüken'e sahip oldular. Böylece, Büyük Uygur Kağanlığı kurulmuş oldu. Devleti kuran ilk Uygur Kağanı 747 yılında ölen Kutlug Bilge Kül Kağan idi. Kutlug Bilge Kül Kağan, başkent olarak, o devirlerde "Ordu-bahg" denen, Yukarı Orhun Nehri üzerindeki "Kara-Balgasun" şehrini seçmişti.
Kutlug Bilge Kül'ün yerine oğlu Moyençur Kağan (747-759) geçti. Moyençur kısa sürede devleti büyük bir güce ulaştırmıştır. Bu dönemde önce batıdaki Türgişler, sonra kuzeydeki Kırgızlar devlete bağlanmış, sınırlar batıda Sirderya (Seyhun) Nehrine kadar genişletilmiştir.
Moyençur zamanında Çin'le önemli siyasî ilişkiler kurulmuştur. Bu dönemde Çin'de büyük iç karışıklıklar hüküm sürüyordu. 751 yılında Karluk Türklerinin desteklediği Arap orduları, Talaş Savaşı'nda Çinlileri büyük bir yenilgiye uğratınca, "Tarım Havzası" Uygurların eline geçmiştir. Bu önemli gelişme, Uygurların burada büyük bir yerleşik medeniyet kurmalarını sağlayacaktır.
759 yılında Moyençur ölünce, yerine oğlu Böğü, kağan oldu.
Tibetlilerin saldırıları sonunda kendisinden yardım isteyen Çin'e ordularıyla birlikte giren Böğü Kağan, 762 yılında Çin başkenti Lo-yang şehrini asilerden kurtarmıştır. Bu sefer sırasında Çin'de uzun süre kalan Böğü Kağan, fikri bakımdan oldukça etkilenmiş, dönüşünde dört Mani rahibini beraberinde ülkesine getirmişti. Bunların etkisinde kalan Bögü Kağan, ülkesinde "Manihezm" dininin yayılması için çalışmaya başladı. Maniheizm, Hıristiyanlık, Budizm ve Mazdehizm gibi dinlerin karışmasından oluşmuş bir dindi. Bu din, savaşçılık duygularını zayıflatıyor, hayvanı gıdaları yemeyi yasaklıyordu. Bu sebeple Uygurların yaşama biçimine ve Türk karakterine ters bir inanç sistemi idi.
Çin'e sefer düzenlenmesi konusunda Bögü Kağan'la tartışan ve onu bu isteğinden vazgeçiremeyen Vezir Tung Bağa Tarkan, kağanı öldürerek Uygur tahtına geçti (779). Tung Bağa Tarkan, liderlik özellikleri fazla olan iyi bir devlet adamı idi. Kırgızları yenerek tekrar devlete bağlayan Kağan, Çinli bir prensesle evlenerek, akrabalık sayesinde Çin'le olan bazı anlaşmazlıkları ortadan kaldırdı.
794 yılında Uygur tahtında Kutlug Bilge Kağanı görmekteyiz. Uygurlar bu dönemde çeşitli karışıklıklarla uğraşıyorlardı. Çin'e yardım için giden Kutlug Bilge Kağan, başarılı olamayınca itibarı sarsıldı. Uygur ülkesinde karışıklıklar çıktı.