Arama

Kırklareli

Güncelleme: 9 Kasım 2015 Gösterim: 13.914 Cevap: 10
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Tarih

Sponsorlu Bağlantılar
Kırklareli tarih öncesi konum itibariyle dikkat çeken pek çok antik yerleşim merkezine sahip bir ilimizdir. Buzul çağı sonlarında uzunca bir süre sular altında kaldığı anlaşılan Kırklareli ve civarında insana dair ilk maddi belgeler neolitik dönem özelliklerini vermektedir. Daha sonra bilinen ilk yerleşik kabilelerden ismini alan Trakya, Kırklareli de dahil olmak üzere Roma dönemi ortalarına kadar kısmen veya tamamen bağımsızlıklarını küçük birer krallık veya prenslik olarak devam ettirebilmişlerdir.

Bir geçiş bölgesi olması münasebetiyle Roma ve Bizans dönemlerinde pek çok istilalara uğrayan Kırklareli ilk defa 1. Murat zamanında 1363 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. Bu tarihten itibaren uzunca bir süre barış süreci yaşayan Kırklareli Balkan Savaşı ve 1.Dünya Savaşı sıralarında Bulgar ve Yunan işgaline maruz kalarak büyük eziyet ve sıkıntılar yaşadıktan sonra 10 Kasım 1922’de nihai özgürlüğüne kavuşmuştur.

Coğrafya

Marmara Bölgesinin Istıranca (Yıldız) Dağları ve Ergene Ovası bölümleri üzerinde yer alan hudut ilimiz, kuzeyinde Bulgaristan, kuzey doğusunda Karadeniz, güney doğusunda İstanbul, güneyinde Tekirdağ ve batısında Edirne ile çevrilmiştir. Yüzölçümü 6.550 kilometrekaredir. İlimizin Bulgaristan’a 180 kilometre kara sınırı, Karadenize 60 kilometre deniz kıyısı bulunmaktadır.

İlimiz denizden 203 metre yükseklikte, kuzey ve doğusu dağlık ve ormanlık diğer bölümü genelde düzlük arazidir. Bölgede genellikle kara iklimi hakimdir. Kışları sert ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçer.

Başlıca akarsuları Ergene Nehri ve Rezve Deresidir. Bitki örtüsü olarak ormanlık ve step özelliği göstermektedir.

Nüfus

2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam il nüfusu 328.461’dir. Nüfusun yüzde 58’si şehirlerde, yüzde 42’si kırsal kesimde yaşamaktadır. İlimizde yıllık nüfus artış hızı binde 5.94’dür.

Nüfus büyüklüğü bakımından ilçe merkezi 79.002 olan Lüleburgaz başta yer almakta, bu ilçemizi 53.221 nüfus ile Merkez, 25.559 nüfus ile Babaeski izlemektedir.

Kırklareli’nin nüfus yoğunluğu 50’dir. 1965 yılına kadar Kırklareli yoğunluğu ülke ortalamasının üzerinde olmuştur. Bunun nedeni ilin mübadele ve muhaceret yoluyla Balkan ülkelerinden aldığı göçtür. 1940-1945 yılları arasında II.Dünya Savaşı nedeniyle Kırklareli’nin nüfusu azalmış, 1950-1955 arasında ise yeniden yurtdışından gelen göçmen aileler ile nüfus artmaya başlamıştır. 1960’a kadar yüksek olan nüfus yoğunluğu bu yıldan itibaren il dışına göçün başlamasıyla beraber 1965’den sonra azalmaya başlamıştır.

İdari Yapı

Kırklareli fethedildikten sonra uzun yıllar sancak olarak idare edilmiş, Sultan Mecit zamanında ilçe haline getirilmiş ve bu durum 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbine kadar devam etmiştir. Rusların tahliyesinden sonra Kırklareli mutasarrıflık olmuştur. İdari bağımlılık olarak önceleri merkezi Manastır olan Rumeli Eyaletine bağlı iken sonra Silistre Eyaletine bağlanmış, daha sonra da Edirne Vilayetinin bir Livası haline getirilmiştir.

Kırklareli 1924 yılında il olmuştur. Bugün, Kırklareli’nin Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar ve Vize olmak üzere yedi ilçesi, 26 belediyesi ve 175 köyü bulunmaktadır.

Gelişmişlik Göstergeleri

Devlet Planlama Teşkilatı'nın 2003 verilerine göre, Kırklareli sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il içerisinde 11. sırada bulunmaktadır. Eğitim sektörü gelişmişlik sıralamasında 7, sağlık sektörü gelişmişlik sıralamasında 15, imalat sanayi gelişmişlik sıralamasında 14. sırada yer almaktadır. İlçeler sıralamasında, 872 ilçe içinde Lüleburgaz 35, Merkez 106, Babaeski 147, Pınarhisar 214, Vize 219, Demirköy 259, Pehlivanköy 262 ve Kofçaz 460. sırada yer almıştır.
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
11 Şubat 2008       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Trakya'nın Turizme açılan ilk ve tek mağarası: Dupnisa Mağarası
İkinci Jeolojik zamanın Jura (günümüzden yaklaşık 180 milyon yıl önce oluşmuş) mermerler içerisinde gelişen mağaralar, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşmuştur.Toplam uzunluğu 2720 metre olan sistemin üst katını, Kuru ve Kız mağaraları oluşturur. Gelişimini tamamlamış bu mağaralardan 50-60 metre aşağıda Sulu Mağara yer alır. İçinden devamlı akışı olan bir yer altı nehri akan ve deniz yüzeyinden 345 metre yukarıda giriş ağzı bulunan bu mağaranın toplam uzunluğu 1977 metredir. Son noktası ise, girişten 61 metre daha yukarıda yer alır.

Sponsorlu Bağlantılar
Istıranca Dağları’nı derin vadilerle yardığı, vahşi görünüme sahip bir bölgede yer alır. Kırklareli’nin 58 kilometre kuzeydoğusunda Demirköy İlçesi Sarpdere Köyü yakınındaki mağaraların İstanbul’a uzaklığı 230 kilometredir


*************************************************************

Tarihten gelen bir işletme: Demirköy Fatih Demir Dökümhanesi
Demirköy Fatih Dökümhanesi, Kırklareli’nin Demirköy İlçesi’ne güneydoğu istikametinden 3.800 metre mesafede bulunmaktadır. Toplam 10000 metrekare kapalı alan ihtiva ettiği bilinen tarihi kompleksin döneminin bölgedeki en modern işletmesi sayılmaktadır. Dökümhanede, büyük ve küçük olmak üzere iki dökümhane bulunmaktadır. Büyük dökümhaneye 230 metre mesafede bulunan küçük dökümhanede de iki ergitme fırını bulunmaktadır.

90dokumhane
Daha önce kapsamlı bir işletme olduğu anlaşılan Dökümhâne’nin, II. Mahmud (M.1808-1839) döneminde esaslı bir biçimde ihya edildiği anlaşılmaktadır.

*************************************************************************** ******************

Vize Antik Tiyatrosu


Antik Bizye Tiyatrosu’nda caveanın bir bölümü ve orkestranın önemli oranda açığa çıkarılmıştır. Yapılan çalışmalar sonrasında tiyatronun hayli geniş bir orkestraya sahip olduğu görülmüştür. Tiyatronun bakış açısı güney istikametini göstermektedir. Geniş bir orkestrayı ışınsal açılarla mermer cavea kuşatmaktadır. Caveayı 6 kerkides oluşturmakta ve bunların arasında ise üç tanesi orkestraya ulaşan 7 klimaks bulunmaktadır. On basamak halinde yükseldiği anlaşılan mermer cavea grubunun hemen üstünde bir diazomanın bulunduğu, bundan da caveanın iki ayrı oturma sistemine sahiptir. Bu durumda, .
90antiktiyatro
Antik Bizye Tiyatrosu’nun daha önce tahmin edildiği gibi küçük değil, orta büyüklükte bir tiyatro olduğu düşünülmektedir

*************************************************************************** *************************

Bir antik Kent: Aşağıpınar


Aşağıpınar Tarihöncesi yerleşmesi Kırklareli İl merkezinin 500 metre kadar güneyindedir. Tarihöncesi dönemler boyunca Trakya ve Balkanlar’a özgü yerleşme türü özelliklerinin tümü Aşağığınar’da görülür. Yerleşme dere boyundaki küçük bir tatlı su kaynağının oluşturduğu gölcüğün kenarında kurulmuştur. Ancak zamanla, gölün sınırlarının değişmesine bağlı olarak yerleşme de yer değiştirmiş ve giderek batıya doğru kaymıştır.
90asagipinar
Günümüze değin yapılan araştırmalar, Anadolu’daki Neolitik Dönem kültürünü yaşayan insanların Trakya’ya gelerek ilk olarak Aşağıpınar’da yerleştiğini ve bölgesel etkileşim neticesinde yeniden şekillenen uygarlık düzeyinin, buradan Avrupa’ya nüfuz ettiğini göstermektedir.

*************************************************************************** *************************************************

Antik kentlerden bir örnek: Kanlıgeçit


Kanlıgeçit yerleşimi Kırklareli il merkezinin hemen güneyinde, Aşağıpınar’ın 500 metre kadar batısında, Haydardere’nin iki yakasında yeralmaktadır. 1994 yılında Aşağı Pınar projesi kapsamında başlayan Kanlıgeçit kazıları halen sürmektedir.
90kanligecit
Kanlıgeçit’in ilk olarak Son Kalkolitik Çağ’da (İ.Ö. 3600), Aşağıpınar’ın terk edilmesinden sonra yerleşildiği anlaşılmaktadır. Kanlıgeçit’teki esas yerleşim İlk Tunç Çağı’na aittir. Burada yaklaşık olarak M.Ö. 3000 yıllarında, yerel özellikler gösteren, dal ve ahşap kulübelerden oluşan büyükce bir yerleşme kurulmuş, ancak İlk Tunç Çağı’nın sonlarına doğru giderek Anadolu etkileri artmıştır

Son düzenleyen asla_asla_deme; 1 Nisan 2011 22:15 Sebep: Sayfa Düzeni
..
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
1 Aralık 2008       Mesaj #3
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Karadeniz'in Tipik Tatil Kenti: İğneada

Bir yer düşünün ki doğanın içinde kafanızı dinleyebileceğiniz sakinlik ve dinginlikte. El değmemiş. İsteyen ava çıkabilir, isteyen dağlarında gezinebilir. İsteyen göllerinde tekne sefası yapar, isteyen balık avlar. Klasik deniz tatili sevene de 10 kilometrelik uzun sahillerde güneşlenme imkanı. Üstelik de altın zerreciklerinin üzerinde. Yalnış duymadınız, kumların arasındaki gerçek altın zerrecikleri...

igneada6
İğneada Plajları

İğneada plajının ilginç bir özelliği var. Yıllar önce MTA orada bir araştırma yapmış ve sahilde kumların arasında altın zerrecikleri olduğunu tespit etmiş, ancak maliyeti çok fazla olduğu için çıkartmıyor ve öylece bırakıyor. Yani anlayacağınız altınlar üzerinde yürüyebilir ve hatta güneşlenebilirsiniz Kumsalında yürüyüş yapmak ve sezonda denize girmek, ayrı bir keyif. Denizin yosun kokusu ile ormanın çam kokusunu teneffüs ederek yürüyüyenler, hem stres atıyor hem de kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Kış aylarında ise hafta sonu, kentten kaçanlara huzurlu bir sığınak olarak kapılarını açan İğneada'dan bahsediyoruz...
İki günlük ya da dilerseniz sabah erkenden gidip akşam dönebileceğiniz bir kaçamak gezi için en uygun seçeneklerden biridir İğneada. Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nin çevirdiği yarımada şeklindeki Trakya’nın ne yazık ki denize kıyıları yeterince tanınmıyor. Hele hele Kırklareli’nin Karadeniz’e olan güzelim kıyıları...Oysa bu kıyılar, masmavi gökyüzü ve ormanlarıyla gizemli bir turizm cenneti. Gizli koylarıyla ve maviye çalan gökyüzüyle güney sahillerini; alabildiğince uzanan ve kumsalın bittiği yerde başlayan ormanlarıyla da Karadeniz’i kıskandıran Trakya kıyıları hâlâ keşfedilmeyen ender yerlerden biri.

igneada yildiz daglari
İğneada Yıldız Dağları


Özgürlüğün tadı Yıldız Dağları'nda çıkar
Aslında tipik bir güney tatil kenti. Denizi, dağları, gökyüzü ile küçük bir cenneti andırıyor. 2 bin 500 kişilik yerleşik nüfusu, yazın biraz çoğalsa da sessiz ve sakin kalmayı başarabilen ender kentlerden biri. Karadeniz’den esen serin rüzgarlar yazın en sıcak gününde bile ortalığı serinletiyor. Uzun kumsalı ve masmavi denizi ile ilçenin çevresinde yaşayan günlük tatilcilerin uğrak yeri olan İğneada halkı, balıkçılıkla geçiniyor ama yegane ekmek teknesi değil artık. Yavaş yavaş gelişmeye başlayan yaz turizmi alternatif ekmek kapısı olmuş. Birçok insan yaz aylarında evini pansiyon olarak turizmin hizmetine sunuyor. İğneada’da yüzmek kadar eğlenceli bir iş daha var; Dağlarında gezinmek. Özgürlüğün tadına varmak için bulunmaz bir mekan Yıldız Dağları. Yine denizin hemen yanı başında, ormanın içlerine doğru uzanan Mert Gölü’nde balık tutmak ve bu taptaze balıkları yemek de İğneada’ya özgü bir ayrıcalık.
Limanında bol ve taze balık bulabileceğiniz gibi eşsiz doğasının koynunda sadece meyve-sebze yiyerek bile damak zevkinizi tatmin edebilirsiniz; çünkü orada hayatın size ender olarak sunduğu zamanları ve anlayışı bulursunuz. Kendinizi dinleyebileceğiniz ve çok ama çok sakin ve huzurlu bir tatil geçirebileceğiniz bir yer arıyorsanız orası kesinlikle İğneada'dır. Doğası ve kumsallarıyla yalnız ve sessiz bir kasaba olan İğneada, Kırklareli’nin ormanlarıyla meşhur Demirköy ilçesinin Yıldız Dağları’nın arasından Karadeniz’e uzanan kolu. Bağlı olduğu Demirköy ilçesine 26 km, Kırklareli il merkezine 100 km uzaklıkta.

7 gölüyle küçük bir cennet
Orman ve denizin olması nedeniyle yazları bile geceleri serin bir hava hakim İğneada'da. Sadece denizi ve sahili için değilde ormanı, yeşilliği ve temiz havası içinde ziyaret edilmesi gereken bir yer.. Sınırları içinde yer alan gölleri, bol oksijenli havası, lezzetli balıkları ve kolay ulaşımı ile doğanın içinde huzurlu bir tatil yaşamak isteyenler için biçilmiş kaftan. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki Kırklareli'ne bağlı İğneada, villalara ve kooperatiflere ev sahipliği yapmasına rağmen doğasını da koruyabilen ender bölgelerden. Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan ve korumaya alınan yedi gölü bulunuyor.
Denizin yosun kokusu ile ormanın çam kokusunu teneffüs ederek yürüyüyenler, hem stres atıyor hem de kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Haziran-Eylül ayları arasında yoğunlaşan İğneada, kış aylarında da hafta sonu, kentten kaçanlara huzurlu bir sığınak olarak kapılarını açıyor.

igneada yildiz daglari longoz ormanlari
İğneada Longoz Ormanları


Dünyada sadece 3 yerde Longos var, biri İğneada
Dünya üzerinde sadece 3 yerde olan Longos (subasar) ormanlarından biri de İğneada... Longos (subasar) ormanı, Kırklareli sınırları içinde, Karadeniz kıyısında yer alıyor. Yaban hayatın hala sürdüğü orman, Dünya Bankası fonlarıyla 8 yıldır yürütülen GEF2 adlı bir projeyle korunuyor. 2007'de milli park ilan edilen orman, içinde barındırdığı bitki türleri ve hayvan çeşitliliği ile ender görülen doğal bölgelerden biri.
Demirköy ilçesine bağlı İğneada'daki longozlar, Mert Gölü, Saka Gölü ve Erikli Göl Longozu olarak anılıyor. 10'dan fazla çayın birleşerek oluşturduğu üç dere, kumsalda oluşan doğal bentler sayesinde birikiyor ve burada doğal göller meydana getiriyor. Bu göllerde biriken su, geri doğru taşıyor ve pek ender bulunan subasar ormanı oluşmasını sağlıyor. Subasar ormanı, içinde çok zengin bir canlı yaşamı barındırıyor, su kuşlarına ev sahipliği yaptığı gibi, endemik birçok bitki türünün de var olmasını sağlıyor. Longoz'daki su miktadı baharda had safhaya ulaşınca, bu kez doğal bentler yıkılıyor, zengin besinlerle yüklü alüvyon denize taşınıyor. Bu besinler, deniz yaşamının da İğneada'da çok zengin olmasını sağlıyor. Bu sayede kalkan, lüfer, istavrit ve daha bir çok balık, İğneada'yı mesken tutan balıkçılar tarafından yakalanıp sofralarımıza ulaşıyor.

Longozları bekleyen tehlike
İstanbul'a 250 kilometre uzaklıktaki İğneada, su kuşları için ülkemizde yaşayan memelilerin yüzde 53'ü için, sadece oraya özgü bitki türleri ve böcekler için, yaşam kaynağı konumunda. İrili ufaklı birçok derenin getirdiği sularla oluşan ve deniz ile longozlar arasında kalan göler, longoz ormanları için adeta bir sigorta görevi üstleniyor ve doğal bir tatlı su perdesi oluşturarak denile hemen hemen aynı seviyede olan ormanlara, alttan ve üstten tuzlu deniz suyunun alana tersine doğru deşarj olmasını önlüyor. Longoz ormanları besleyen tatlı su kaynaklarının ortadan kalkma tehlikesi var.
Eğer bu gerçekleşirse, tuzlu olan deniz suyu longoz toprağına yayılırsa, longozlarda yaşayan 544 bitkinin, 310 tür böceğin, 28 tür balığın, 46 tür memelinin, 194 tür kuşu ve 17 tür sürüngenin yaşam alanlarını kaybetmesi de kaçınılmaz.

Av merkezlerinden biri
İğneada, yaban hayatı çok zengin olan Kırklareli'nin av merkezlerinden biri konumunda. İğneada Panayır İskelesi ve Kıyıköy çevresinde geyik ve karacaya rastlamak mümkün. Hamam ve Pedina göllerinin ziyaretçileri Bulgaristan, Rusya ve Tuna Nehri deltasından gelen ördek, kuğu ve diğer kuş türleri. Yıldız Dağları'nın sık ve gür ormanlarla kaplı olması geyik, karaca, domuz, tavşan, tilki sansar gibi hayvanların yaşamasına uygun bir ortam sağlıyor. Avcılar için de gözde bir mekan oluyor.

igneada1
İğneada Parkları

Yaz sezonu kısa
10 kilometre uzunluğundaki kumsalları, şirin pansiyonları, balık lokantalarıyla İğneada, huzurlu bir tatil düşü kuranların hayallerini süsleyecek. Kastro ve Kıyıköy ile birlikte Kırkaleri'nin Karadeniz kıyısında deniz tatili yapmak isteyenleri bekleyen İğneada, İstanbul'a görece yakın olduğu için günübirlik gezilerde daha çok tercih ediliyor.
Yedigöller Milli Parkı’nı kıskandıracak güzellikteki Istranca Ormanları içinden geçilerek ulaşılan İğneada'da yaz sezonu kısa geçiyor. Haziran- eylül ayları yaz sezonu yaşayan İğneada'ya çevre ilçe ve kentlerden akın edenler eşsiz kumsalın ve temiz denizin tadını çıkarıyor. Yılın diğer aylarında kumsal oto ve moto kroscuların gözdesi

Adı İnebey'den geliyor
Cumhuriyet döneminden önce Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan istilasına uğrayan İğneada, Midye-Enez hattının çizilmesiyle Yunanistan'a kalmışken Edirne'nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan anlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımızda kalmış. Cumhuriyet döneminde 1971 yılına kadar nahiye olarak yönetilen kasaba, bu tarihten sonra belediye olmuştur.İğneada'nın fethini yöneten komutanın adı İne Bey'dir. Buradaya kendi adını verir ve "İneada" adı zamanla İğneada olur

igneada5
İğneada Limanları

Karadeniz'in sakin limanı
İğneada tipik Karadeniz sahillerinin aksine yaz aylarında sakin ve dalgasız bir doğal liman. Kuzey rüzgarlarına kapalı. Denizin 150 metresinin sığı oluşu ise bir başka avantaj. Bölgede oluşan göllerden Erikli'nin çevresi doğal SİT alanı. Mert Gölü kıyılarında ise bazı yapılara rastlanıyor. Dibi bataklık olan gölün asıl zenginliği balıktan ziyade sazlıkları. Sazlar kış aylarında kesilip Hollanda'ya ihraç ediliyor.
Alamana adı verilen büyük balıkçı tekneleri ile açık denizden yakalanan kalkan balığının yanı sıra eylülde lüfer, palamut bolluğu yaşanıyor. Orman içinde alabalık yemek ise ayrı bir güzellik. Deniz fenerinin bulunduğu sarp kayalıklar da ziyaretçileri başka bir aleme sürüklüyor.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #4
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Kırklareli ili , Asya ve Avrupa arasında geçiş noktalarından birisi olmasından dolayı bir çok defa medeniyet değiştirmiştir. Romalılar, Bizanslılar ve 1363 yılındada Osmanlılar'ın egemenliğinde geçmiştir. 1. Dünya savaşında Bulgar ve Yunanların işgaline girsede 10 Kasım 1922 de özgürlüğüne kavuşmuştur. Kırklareli ilinin ilçeleri Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar, Vize ilçeleridir. Ayrıca Kırklareli ve çevre ilçeleri tarihi ve kültürel açıdanda zengindir. Demirköy'deki Dupnisa Mağarası, Pınarhisar'da Pekmezdere, Vize'de Domuzdere, Kaptanın, Kıyıköy ve yenesu mağaraları bulunmaktadır. Ayrıca Demirköydeki Saka Gölüde Gezilecek bir başka noktadır. Kırklareli ve çevresinde ayrıca 1994 yılında kurulan Kırklareli Müzesi bunun yanında Aşağıpınar Antik Kenti, Kanlıgeçit Antik Kentidir. Kırklarelinde bilinen 3 büyük plaj vardır bunlar Kıyıköy,İğneliada,Kastros plajlarıdır.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
24 Haziran 2011       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
VİZE

Kırklareli iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kasaba. Istıranca Dağları'nın güneyinde kurulmuştur. Eski İstanbul-Kırklareli karayolu buradan geçer. Çevresinde bulunan höyüklerden, oldukça eski bir yerleşim alanı olduğu anlaşılmaktadır. Halkının bir kısmı geçimini orman ürünlerinden sağlar. Ayrıca buğday, ayçiçeği, şekerpancarı, mısır ekimi de yapılır.
  • Yüzölçümü 1.119 km2,
  • ilçe nüfusu 31.911,
  • merkez nüfusu 9.803 (1997).

MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
31 Ocak 2012       Mesaj #6
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Vize - Kırklareli
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bilgiler
  • Şehir nüfusu: 12.196
  • İlçe nüfusu: 29.153 (2010)
  • Rakım: 320 metre
Genel Bilgiler
  • Ülke: 20px Flag of Turkeysvg Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Marmara
  • İl: Kırklareli
  • Posta kodu: 39400
  • Alan kodu: 0288
  • Plaka: 39

Vize, Kırklareli'nin doğusunda, İstanbul'a 140 km. mesafede, tarihi ve doğal güzellikleri ile ön plana çıkan bir ilçedir. Nüfusu 10.000 civarında olan Vize, zengin bir tarihi geçmişe sahiptir.
Tarihte değişik isimlerle anılan kent Byzia, Bizye, Bida, Biza, Vyza, Vizii ve son olarak da Vize olarak bilinmektedir. İsmin kökü Byzas'tan gelmekte olup Byzas Poseidon'un bir oğlunun adıdır. Aynı zamanda Byzas, Trak dilinde keçi anlamına gelmekte olup Trakların çokça kullandıkları bir isimdir. Ayrıca Byzas isimli efsanevi bir Trak Kralının adından geldiği söylenir ki bu Byzas Su Perisi Semestra'nın oğludur. Ayrıca Yunan Mitolojisinde Kaynak Perisinin adı Byzia'dır. Vize'nin her dönemde isminin suyunun bolluğu ile anıldığı düşünülürse bu da akla yatkın bir ihtimaldir.
Vize'nin bilinen ilk resmi sahipleri Trakların bir kolu olan Astai'lerdir. Daha sonraları Persler, Romalılar, Keltler, Peçenekler, Bizanslılar, Bulgarlar hakim olmuş ve son olarak Osmanlılar ile Türk egemenliği başlamıştır.
Önemli tarihi eserler arasında Ayasofya Kilisesi, Türkiye Trakyası'nda bilinen tek antik tiyatro, kaya kiliseleri, manastır, Trak tümülüsleri, kale surları, çeşmeler sayılabilir. Doğal güzellikleri arasında da henüz kirlenmemiş olan dereleri, ormanları, Kıyıköy beldesinin temiz denizi ve geniş kumsalları ile Balkaya Köyü ve Kıyıköy arasındaki başta Yenesu Mağarası olmak üzere mağaralar sayılabilir. Yenesu mağarası 1620 m. uzunluğuyla Trakya'nın 3. büyük mağarasıdır
..
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
2 Şubat 2012       Mesaj #7
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Kofçaz - Kırklareli
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bilgiler
  • Şehir nüfusu: 886
  • İlçe nüfusu:3001Nüfus Kaynak:(2011)
  • Köy ve Belde Nüfusu: 2115
  • Rakım:640 metre
  • Yüzölçümü:471 km²
Genel Bilgiler
  • Ülke: 20px Flag of Turkeysvg Türkiye
  • İl: Kırklareli
  • Posta kodu: 39700
  • Alan kodu: 0288
  • Plaka: 39

Kofçaz, Kırklareli iline idari olarak bağlı olan bir ilçedir. Kofçaz kelimesi, Pomakça'dır.
Kofçaz, Merkez Belediyesi, ona bağlı 16 köy ve 2 mahalleden oluşmaktadır.
Kofçaz aynı zamanda Bulgaristan ile sınır komşusudur.

Tarih

1369 yılında Osmanlı topraklarına katılan ilçenin, ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Genel olarak Bulgar ve Yunan işgaline uğramıştır. İlçede Gacal ve Muhacir sülalelerinden insanlar yaşamaktadır.
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Keşirlik adıyla nahiye merkezi olarak idari taksimatta yerini almıştır.
1959 yılında bir Pomak köyü olan Kofçaz'ın ilçe yapılmasının ardından, buraya yerleşen devlet memurlarının, ilçe halkıyla anlaşamamasından ötürü, ilçe teşkilatı Keşirlik köyüne taşınmıştır. Yanı sıra Kofçaz adı da Keşirlik köyüne taşınmıştır.

Coğrafya

Kırklareli'nin kuzeyinde, il merkezine 26 kilometre mesafededir. Kofçaz, Yıldız Dağları'nın eteklerinde, ormanlık alanların ortasında yer almaktadır.
Genel olarak dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olan ilçenin yüzölçümü 471.500.000 metrekare olup, rakımı 640 metredir. İlçe arazisinden doğan dereler birleşerek Kayalı Barajı'nı beslemektedir.
İlçenin en yüksek noktası 759 metre yüksekliğinde yer alan Kiraz Tepesidir.

İklim

Tipik karasal iklim hakimdir. Kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve esintilidir.

Nüfus

2010 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam nüfusu 2,798'dır. Bu nüfusun 672'si ilçe merkezinde, 2.126'sı köylerde yaşamaktadır.
..
eku123 - avatarı
eku123
Ziyaretçi
30 Ağustos 2012       Mesaj #8
eku123 - avatarı
Ziyaretçi
Kırklareli’nin Tekirdağ il sınırında ve Bulgaristan sınırına kadar uzanan kıyı şeridinde pek fazla bilinmeyen Kıyıköy, İğneada ve Panayır İskelesi plajları, şehir dışından gelenlerin uğrak yerlerinden biri oldu. 40-50 metre genişliğinde 10 kilometre uzunluğunda plaja sahip İğneada, karavan ve çadır turizmine de ev sahipliği yapıyor. Kıyıköy ve İğneada beldelerinde az da olsa otel ve pansiyonların bulunmasına rağmen, yörede turizm henüz istenilen seviyede değil. Kumsal ve ormanlık alanların bir arada olduğu Kırklareli sahillerinde dinlenenler, yeşilin her tonuna tanıklık ederken, güneşin ve denizin de tadını çıkarıyor. Gürültü kirliliğinden uzak Kırklareli’nin doğasını yaşamak isteyenler, kendi imkanları ya da günübirlik turlarla yöreye gelebiliyorlar.

Kırklareli
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
14 Haziran 2013       Mesaj #9
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kırıkkale
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Trakya'da Istıranca Dağları ve Yukarı Ergene bölgesinde il ve bu ilin merkezi olan kent. Doğuda Karadeniz, kuzeyde Bulgaristan, batıda Edirne, güneyde Tekirdağ ile sınırlanır. Yer şekilleri bakımından yalın bir görünüştedir: İlin kuzey ve doğusu Istıranca Dağları ile örtülüdür; batı yarısı ise, bu dağlardan Ergene Havzası'na doğru, birbirine koşut, aralarında yayvan sırtlar oluşturan vadilerle parçalanmış ve üzeri dalgalı plato düzlükleri güneybatıya yaklaştıkça alçalarak yayılır. Kırklareli'nin doğusunda, Mahya ya da Maya Dağı'nda 1.031 m.ye dek yükselen Istırancalar, Karadeniz kıyılarına dik yamaçlarla indiği hâlde, güneybatıya doğru, dağlık bir kitleden çok, dalgalı, az eğimli bir plato durumunu alır.

İlin Karadeniz kıyıları ve Istırancalar'ın Karadeniz'e bakan yamaçları yağışlı, serin bir iklime sahiptir. Bu iklim koşulları altında Istıranca Bölgesi, büyük açmalara karşın, Türkiye'nin yine de başlıca orman bölgesidir. Istırancalar'dan doğarak doğrudan doğruya Karadeniz'e dökülen küçük dereler dışında (bunların en önemlisi Bulgar sınırındaki Rezve'dir), ilin ana akarsuyu Ergene'dir. Yerleşim daha çok güneybatıda, Ergene Havzası'nda toplanmıştır; Istıranca yöresi ıssızdır. Türkiye'nin en eski şeker fabrikası olan Alpullu, Pınarhisar çimento, Dereköy parke ve levha fabrikaları gibi, birkaç büyük fabrika dışında, endüstri daha çok atölye, imalathane olarak çalışan küçük kuruluşlar durumundadır. Birçok kereste, ayçiçeği yağı, un, çeltik, yoğurt, peynir gibi süt ürünleri fabrika ve yapımevleri vardır.

İlin ekonomisi daha çok tarıma dayanır. Tarım ürünleri, Marmara Bölgesi'nin güneyindeki illerde olduğu ölçüde çeşitli değildir. Başlıca ürünler şunlardır: Tahıl (tahıl üretiminin 3/4'ünü buğday oluşturur, mısır ikinci sırayı alır), endüstri bitkilerinden şekerpancarı ve ayçiçeği. Sebze tarımı az çok önemlidir, fakat meyve üretimi oldukça azdır (yaklaşık 20.000 ton dolayında olan meyve üretiminin yarıdan çoğunu üzüm oluşturur). Hayvancılık ve ormancılık, tarımdan sonra yer alır. Süt üretimi 40.000 tonu bulur. Istıranca ormanları, yalnız Kırklareli ilinin değil, başta İstanbul olmak üzere, Trakya'nın başlıca yakacak odun deposudur. Aynı zaman maden direği de üretilir (İğneada İskelesi'nden Zonguldak'a).

Kırklareli, ulaşım olanakları bakımından elverişli illerimizden biridir. İstanbul-Edirne-Avrupa demiryolu, ilin güneyinden geçer. Bu ana demiryolundan Mandra İstasyonu'nda ayrılan 45 km.lik bir şube hattı il merkezine ulaşır. Karayolları oldukça yoğun bir ağ oluşturur. Doğudan, İstanbul üzerinden ve Marmara kıyılarından gelen anayol, arayollarla ilçelere bağlanmıştır. Ayrıca Kırklareli'nden geçen bir yolla Bulgaristan ve Romanya'nın başlıca turizm yöreleri olan Karadeniz kıyıları Türkiye'ye bağlanır. İl merkezi, Istırancalar'ın güney eteklerinde kurulmuştur. Her ne kadar Dereköy sınır kapısına en yakın kent ise de, bu sınır kapısı, örneğin Kapıkule (Edirne) gibi yoğun bir yolcu geliş-gidişine sahne olmaz.
In science we trust.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
9 Kasım 2015       Mesaj #10
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
ARMAĞAN, esk. Hayde, Hediye, Kırk lareli'nin merkez ilçesi, Dereköy bucağına bağlı köy; 995 nüf. (1985). 1982'de İstanbul Üniversitesi prehistorya kürsüsü'n-ce, Istranca bölgesinde yürütülen mega-litik kültür incelemelerinde, köy yakınında dolmenler bulundu. Bu dolmenlerin Trak-ya'daki megalitik kültürün doğu sınırını oluşturduğu sanılıyor.

Kaynak: MsXLabs.org & Büyük L.
🌘 🚀