Arama

Gülnar - Mersin

Güncelleme: 19 Temmuz 2012 Gösterim: 4.001 Cevap: 1
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
5 Şubat 2012       Mesaj #1
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Gülnar - Mersin
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bilgiler
  • İlçe nüfusu: 27.450
  • Şehir nüfusu: 7.841
  • Köy ve belde nüfusu: 19.609
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 1669 km²
  • Rakım: 950 metre
  • Koordinatlar 36°20′30″N, 33°24′00″E
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Mersin
  • Posta kodu: 33700
  • Alan kodu: 0324
  • Plaka: 33
  • Kaymakam: Adnan Daldal
  • Belediye başkanı: Ahmet Günel
Gülnar, Mersin ilinin bir ilçesi. Toros Dağlarının 950 m yüksekliğinde buluna Taşeli platosu'nda kurulmuş, üzümü ile tanınan Gülnar, doğal güzellikleri ile görülmeye değer bir Türkmen yayla kentidir. Akdeniz'e 32 km uzaklıktadır.
Sponsorlu Bağlantılar

Tarihçe
Gülnar'ın geçmişi Hititler'e kadar dayanmakta, daha sonra da bu bölgeye Asurlular'ın hakim oldukları bilinmektedir. Kısa süreler de İran ve Mısırlılar'ın egemenliğinde kalan Gülnar, daha sonra Romalılar'ın yönetimine girmiştir. Gülnar'ın bugünkü halkı, 1230 yılında Orta Asya Balkaş gölü kıyısındaki Gülnar'dan göç ederek bu çevreye yerleşen Türkmenlerdir. Anayurtlarından zorunlu olarak göç etmek meçburiyetinde kalan atalarımız göçerler (Sarıkeçililer), Gülnar Hatun önderliğinde büyük mücadeleler ve uğraşlar vererek, Mersin (İçel) bölgesine gelerek yerleşirler. Atalarımız yerleştikleri bu yere, Orta Asya'dan geldikleri yörenin adı olan,ve aynı zamanda kendilerine Orta Asya'dan gelmelerine önderlik ederek,ulusu için canını feda eden liderleri Gülnar Hatun'un ismini vermişler, şimdiki Gülnar kazasının yerleşimcileri ve kurucuları olmuşlardır. 1461 yılında Gülnar, Silifke ve Mut ile birlikte Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı yönetimine katılmıştır. 1900'lü yıllarda Adana valilik, Silifke mutasarrıflık, Gilindire(Aydıncık) ilçe, Zeyne (Sütlüce) bucak merkezi iken Gülnar, Yörüklerin alımsatım yaptıkları (bir adı da Anaypazarı olan) bir köy idi. Gilindire'den yaz aylarında yaylaya çıkan ilçe yöneticileri, Gülnar'ın ilçe olmasını istediler. 3 Haziran 1916 tarihinde yapılan bir törenle Gülnar, resmen ilçe olmuştur.

Coğrafi Yapı ve Nüfus
Gülnar; doğuda Silifke, batıda Anamur ve Bozyazı, kuzeyde Mut, kuzeybatıda Karaman, güneyde Aydıncık ilçesi ile çevrilidir. Gülnar, İçel'in güneybatısında Mersin merkeze 150 km uzaklıkta, Taşeli Platosu üzerinde yer alır.

Gülnar ilçesinin nüfusu, 1990 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre toplam 33.714'dür. Bu nüfusun 7.550'si ilçe merkezinde, 26.164'ü köylerde yaşamaktadır. TÜİK adrese dayalı nüfus sayım sonucuna göre ise nüfus 2008 yılında 8.826 merkez olmak üzere toplam 30.404'tür.

Eğitim ve Sağlık
Gülnar'ın eğitim seviyesi yüksek olup, okuryazar oranı %97'dir. İlçe merkezinde Mersin Üniversitesi'ne bağlı meslek yüksek okulu, genel lise, imam hatip lisesi, çok programlı lise ve ticaret lisesi, pratik kız sanat okulu; Sütlüce kasabasında 1 çok programlı lise, 3 ilköğretim okulu; diğer köy ve kasabalarda ise toplam 25 ilköğretim okulu bulunmaktadır. Bu okullarda toplam 1454 öğrenci ve 271 öğretmen ile eğitim ve öğretim hizmetleri verilmektedir.

Sağlık hizmetleri ilçe merkezinde 1 devlet hastanesi, 1 sağlık ocağı ve ona bağlı 8 sağlık evi ile; köy ve kasabalarda, 8 sağlık ocağı ve 4 sağlık evi ile verilmektedir.

Ekonomi
Yüzölçümü 166.900 hektar olan ilçede, tarım alanı 35.110 hektardır. Orman ve fundalık alan 84.809 hektar, çayır ve mera alanı 130 hektar, tarım dışı arazi 46.851 hektardır. Tarıma elverişli olan arazide tarla tarımı, bağcılık, meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır. Dağlık bölgelerde tahıllardan buğday ve nohut ekilir; bağcılık da önemli bir geçim kaynağıdır. Son yıllarda elma, armut ve şeftali de yetiştirilmektedir. Ovada turfanda sebzecilik ve seracılık yapılmaktadır. Gülnar halkı geçimini çoğunlukla tarımdan sağlar. Köylerde "ıstar" ve "çulhalık" denilen dokuma tezgahlarında, yöreye özgü halı, kilim, çul, çuval, heybe, bez gibi çeşitli dokumalar imal edilir (dokunur).

Beldeleri ve Nüfusları
Köseçobanlı: 2.910, Kuskan: 2.856, Zeyne (Sütlüce): 2.200, Büyükeceli (Ovacık): 1.300

Köyleri
Akova, Ardıçpınar, Arıkuyusu, Bereket, Beydili, Bozağaç, Bolyaran, Çavuşlar, Çukurasma, Çukurkonak, Dayıcık, Dedeler, Delikkaya, Emirhacı, Demirözü, Gezende, Göktürk, Halifeler, Ilısu, Tozkovan, İshaklar, Kavakoluğu, Kayrak, Konur, Korucuk, Kurbağaköy, Mollaömerli, Örenpınar, Örtülü, Şeyhömer, Taşoluk, Tepe, Tırnak, Ulupınar, Üçoluk, Yarmasu, Yassıbağ, Yenice, Koçaşlı, Sipahili, Yanışlı

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
19 Temmuz 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Gülnar - Mersin
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar


gulnar1

İçel iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kasaba. Taşeli Yaylası'nda kurulmuştur. Şoselerle Silifke-Konya karayoluna ve Gilindire'ye bağlanır. Halkın geçim kaynağını tahıl ve turunçgiller üretimi sağlar. Yüzölçümü 2.079 km2, ilçe nüfusu 33.856, merkez nüfusu 8.969 (1997).

Tarihçe
Ilçenin yerlesme tarihçesi oldukça eskiye dayanir. Emir haci yakinlarinda bulunan Meydancik kale, ilçe merkezine 10 km. uzakliktadir. Elde edilen bulgulara göre yörenin en eski yerlesim yerine burada rastlanilir. Akdeniz'e 15 km. uzakliktaki meydancilik kale antik çagda bir çok medeniyete yerlesim yeri olmustur. MÖ. G-7 yy da Geç Hititlerin sinir garnizonlugu olarak görülmekte ve bu yönüyle Bogazköy'e benzemektedir. MÖ. 6 yy da Luviler döneminde yöresel bir kent, MÖ. 5-4 yy da persler zamaninda askeri ve idari bir yerlesim yeri durumundadir. MÖ. 3-2 yy Helenistik dönemde ise misirdaki ptelamuslarin askeri garnizonudur. Bu dönemden sonra terk edilen kale kent genç Roma ve Bizans dönemine ait yerlesim izlerini tasir. Gülnar’in bulundugu saha tarihte Taslik Kilikya (Cilicia Trakheia) olarak bilinir. Yörenin tarihi Hititlere kadar dayanir. MÖ. 11 yy a kadar iner. Daha sonra Fenikelilerin eline geçmis ve Fenikeliler yöreye Daglik Kilikya adini vermislerdir. Sirasiyla Luviler, Asurlari daha sonrada Kilikya kralligi, MÖ. 612 tarihinden sonra perslerin ve onun kolu olan Selefkoslarin egemenligine girmistir. MÖ. 280 da sonra Helenistik dönemde Ptelomuslarin egemenligine girmistir. MÖ. 64'te Romalilar yöreye hakim olmustur. Romalilar döneminde Galatya valiliginin egemenligine girmistir. Daha sonrada Bizans egemenliginde kalmistir. Bu döneme ait küçük çapta bir çok kilise yikintisi mevcuttur. MS. VII. yy ortalarinda Muaviye döneminden itibaren Islam ordularinin egemenligine girmistir. Yüzyilin sonlarina dogru yeniden Bizans egemenligine girmistir. Yöre bu dönemden sonra Bizanslarla, Araplar arasinda sik sik el degistirmistir. 10-12 yy arasinda yörede Ermeni Kralliginin egemen oldugu görülmektedir. 1067 de Büyük Selçuklu akinci beylerinden Afsin bey Anadolu'ya akinlar yapmaya baslamistir. 1071 Malazgirt Zaferiyle dogudaki Ermeniler güvenli yurt olarak toroslara yerlesmislerdir. Bu dönemde kalma sarap ve zeytin yagi imal edilen ilkel imalat ocaklari bulunmaktadir. Tarihi adi (Calykadnos) olan Göksu nehrinin bati topraklari 1071 Sultan Alpaslan’in Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun diger yöreleri gibi Türkmenlere yurt olmaya baslamistir. Yöre 12 yy sonu ve 13 yy baslarindan itibaren Selçuklu sultanlarindan Bedrettin Mahmut tarafindan Ermenilerden alinarak orta Asya da Balkas gölü kiyisinda Gülnar kentinden gelen Gülnarlilar yerlestirilmistir. Horasanli Ebu müslüm'ün istegi üzerine Gülnar halkinin bir kismi Yahsi Beyin Komutasinda Horasan'in Merukenti, dört yol kuyu mevkiine gelirler. Ebu Müslim ABBASI halifesi tarafindan öldürülünce Gülnarlilar 12 yy baslarinda Anadolu'ya göç etmeye baslarlar. Yahsi beyin ölümü üzerine kizi Gülnar hatun öncülük yaparak toroslari astiktan sonra Göksu irmaginin bati kiyilarina dagilmislardir. 1235 yilinda Zeyne kasabasi merkez olmak üzere Gülnar hatunun ana sülalesi ovacik (Büyükeceli) yöresine, baba tarafi Isaklar tarafina yerlesmislerdir. Anadolu Selçuklarin yikilisindan sonra yöreye Karaman ogullari hakim olmustur. Bu dönemde Ermeniler yöreden tamamen temizlenmistir. 1461 yilinda yöre Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarindan Gedik Ahmet Pasa tarafindan Osmanli Imparatorlugu sinirlarina katilmistir. Sultan II. Beyazit yöreye bir çok konar- göçer asiret yerlestirmistir. Bunlardan bazilari, Beydili, yuvali, Hocayunuslar gibi göçmen asiretleridir. Bu asiretler yerlesik hayata geçmislerdir. Bunlardan baska Sarikeçiler, Bahsisler, karakeçili gibi asiretlerde kislak olarak Aydincik (Kelendiris), yaylak olarak Gülnar çevresi kullanilmaktadir. Osmanli Devleti zamaninda Evliya Çelebinin seyahatnamelerinde anlasilacagi üzere Gülnar ve Zeyne kaza merkezi olarak Silifke sancagina bagli durumdadir. 1502 de itibaren Silifke sancagi Karaman eyaletine baglidir. Inebahti yenilgisinden sonra bir ara Silifke sancagi Kibris eyaletine baglanmistir. 1711 de III. Ahmet tarafindan Türkiye’deki diger konar göçer asiretler Silifke sancagina ve Kibris eyaletinde bazi yerlere yerlestirmeye tabi tutulmustur. Evliya Çelebinin 17 yy seyahat namesinde yer alan kirsal yerlesmeler arasinda bulunan Zeyne kasabasi o dönemde Zeyne-i Serif olarak Silifke (Içel) sancagina bagli kaza merkezidir. 38 köy buraya baglidir. Kadisinin yillik geliri 500 altindir. 200 kusur basit evden ibaret kasabacik ve Zeyne-i Serif dergahi mevcuttur. Silifke (Içel) sancagi bazen Karaman eyaletine bazen de Kibris eyaletine son olarak ta 1870 vilayet nizamnamesine göre Adana eyaletine baglanmistir. 1924'te sancak örgütü kaldirilinca ilçe Silifke (Içel) vilayetine bagli ilçe konumuna gelmistir. 1933'te il merkezinin Mersin'e tasinmasiyla ilçe günümüzdeki idari statüsüne kavusmustur. Sonuç olarak Gülnar ve çevresinin tarihi çok eskiye dayanmaktadir. Hititlerden, Fenikelilere ve onlardan da Romalilara kadar uzanan bir tarihi süreci geçirmistir. 1071 Malazgirt Zaferiyle birlikte tüm Anadolu’da oldugu gibi Türkmenlerin yurt edindigi bir yöre olmustur. Bunlarin basinda Karamanogullari ve Osmanlilar gelmektedir. Gülnar’da yerlesme tarihi Meydancik kale (Kirshu) çevresinde aldigimiz bilgilere göre Hititlere kadar inmektedir. Bunu Fenikeliler, Persler, Selefkoslar, Romanlilar, Selçuklular, Karaman ogullari ve Osmanli Devleti takip etmistir. O dönemlerde iç kisimlar ile kiyi arasinda bir baglanti noktasi olmustur. Yöre antik çagdan beri taslik Kilikya olarak bilinir. 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapilari Türklere açilarak Orta Asya’daki bir çok Türk boyunda oldugu gibi Gülnar halki da, Gülnar hatunun öncülügünde Selçuklu komutanlarindan Bedrettin Mahmut Bey tarafindan Gülnar ve çevresine yerlestirilmislerdir. 1461 de Karaman Ogullarinin elinden Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarindan Gedik Ahmet Pasa tarafindan Osmanli Devleti sinirlari içine alinmistir. O dönemlerde kaza merkezi olarak Gilindire (Aydincik) idi. Gülnar ise yazin gelinen bir yayla konumundadir. 1502 –1846 arasi Devlet Salnamelerinde Karaman Eyaletinin, Içel (Silifke) sancagina bagli bir kaza merkezidir. 17 yy da Evliya Çelebi Seyahatnamesinin de ilçeyi su sekilde ele alir. Silifke (Içel) sancagina bagli 150 akça kaza ve voyvodalik merkezidir. Sancak beyi hassi 200 Türk evli kasabaciktir. Taseli yaylasinin etegindedir. 37 köy bu kazaya baglidir. 1867 Vilayet Nizamnamesinin getirdigi yeni yönetim bölünmesine göre Karaman (Konya) Vilayetine bagli Silifke (Içel) sancagina bagli iken, 1877 yili devlet salnamesinde Adana vilayetine baglanmistir. 1908 de Içel ayri bir vilayet haline getirilmistir. Silifke Vilayet merkezi olmak üzere Gülnar da dahil olmak üzere 5 kaza bu vilayete baglanmistir. 9 Mart 1912 de Ingiliz bayragi çekmis olan Yunan gemisinin Gilindire’yi (Aydincik) topa tutmasi yüzünden yayla olarak kullanilan bu günkü Gülnar’in daha güvenli olabilecegi göz önüne alinarak eski adi hanay pazari olan Gülnar 27 Mayis 1916 da ilçe merkezi durumuna gelmistir. 1924 Silifke’ye (Içel) bagli ilçe merkezi iken, 1933'te ilçe merkezinin Mersin’e alinmasiyla bu günkü son idari statüsüne kavuşmuştur.

Coğrafi Durum
Gülnar’ın coğrafi konumu Gülnar ilçesi, Akdeniz bölgesinin, Adana bölümünün Taşeli yöresinde yer almaktadır. İlçe topraklarını, doğuda Silifke, batıda Bozyazı, kuzeyde Mut, kuzeybatıda Karaman iline bağlı Ermenek, güneyinde Aydıncık ilçesi ve Akdeniz ile komşudur. İlçenin en yüksek yerleri, Köseçobanlı dağı (1668 m.), Geven dağı (1481), Alıç dağı (1500 m.), Kayrak dağı (1315 m), Söğüt dağı (1414 m) ve Kurbağa (1148) dağı önemli yükselti oluşturur. Güneyde Akdeniz en alçak seviyeyi oluşturur. İlçe Merkezi Akdeniz’den 950 m yükseltidedir. İlçe arazi üzerinde Akdeniz den itibaren 800 m’ ye kadar makilikler, 1400 m’ ye kadar kızılçam ormanları, 1200 m den sonra sedir, köknar gibi Akdeniz dağ kuşağı ormanları yer alır. 1500 m’ ye kadar yer yer meşelikler görülür. Sipahili çayı ve diğer akarsuların boylarında selvi ve kavak ağaçları yer alır. İlçenin en önemli çayı Sipahili çayı ve Göksu nehrine bağlanan akarsular Erik çayı, Ermenek çayı, Gözsüzce, Kurbağa dere ve Gelembiç Çayıdır. Güneyde yer alan bir çok küçük akarsuda kaynaklarını ilçe sınırlarından alır. İlçe topraklarının büyük bir kısmını ormanlar kaplar. Bunu sırasıyla, tarım alanları, meralar ve kullanılmayan araziler takip eder. Tarım yapılan alanlarda ilk sırayı tahıl tarımı başta olmak üzere, baklagiller, yem bitkileri, meyve ve sebze takip eder. İlçenin, turizm değerleri, tarihi doğal güzellikler ve yaylaları en önemli turizm değerleridir. 1. Doğal Faktörler a. Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikler İlçenin Akdeniz kıyısına bakan, kıyı kesiminde altta paleozoik’e ait metomorfik kütlelere rastlanmaktadır. Yapısında killi ve milli şiştler, kuvarsit gibi kayakçalar mevcuttur. Bu tipteki araziye Büyükeceli (Ovacık) ve Sipahili civarlarında rastlanmaktadır. Mezozoik araziler ise paleozoik arazi çevresinde çok az bir alan kaplamaktadır. Bu zamanda Gülnar ve çevresi, tüm Türkiye de olduğu gibi Tetis jeosenklinali ile kaplanmıştır. Yer yer kretase örtüleri ortaya çıkar. Bunlara da Delikkaya köyünün güneyinde rastlanmaktayız. Tersiye başlarında ise orta toroslarda yükselme ve kıvrılma Alp orojenizine bağlı olarak gerçekleşmiştir. Bu devrin ortalarına doğru miosende Gülnar’ın da içinde bulunduğu Taşeli platosu bir alçalmaya uğramış ve Miosen denizi ile kaplanmıştır. Denizel ortamda killi ve kireçli malzemeler artarda istiflenmiştir. Kabuklu deniz fosilleri içeren yumşak kireç taşları alt miosende oluşmuştur. Devrin sonlarına doğru pliosende ise deniz çekilerek yöre kara halini almıştır. Bu dönemden itibaren yöredeki akarsulardan Göksu nehri ve kolları platoyu derin bir şekilde yararak Akdeniz’e ulaşmıştır. Diğer küçük ve orta ölçekteki çaylarda faaliyetlerine hız vermişlerdir. Bunlar, Göksu nehrinin ana kolu olan Ermenek Göksu’yu, Gelembiç çayı ve ilçenin Güneyinde Akdeniz’e direk inen Sipahili çaydır. Kuvaternerde iklim değişmelerine bağlı olarak bu akarsular vadilerini derine kazmışlar veya Akdeniz'deki seviye değişmelerine bağlı olarak denizle kaplanmışlar ve aşındırma, biriktirme faaliyetlerine devam etmişlerdir. İlçe arazisinde başlıca jeomorfolojik birimler plato yüzeyi, dağlık ve engebeli alanlar, akarsu vadileri, kıyı düzlükleri (ovalar) ve karstik oluşumlar göze çarpar. Taşeli platosu, ilçe topraklarını da kapsar, plato yataya yakın uzanış gösteren, milli, kumlu kireç taşları ve marnların üzerinde uzanmaktadır. Taşeli platosu ülkemizin en büyük platosudur. Orta toroslarda, doğuda Mersin, batıda Taşkent –Hadım arasında uzanır. Akdeniz'e doğru az eğimli yer yer yataya yakın kireçtaşı ve marn tabakalarının nöbetleşe istiflenmesi sonucu oluşmuştur. Üzerinde karstik oluşumlar önemli yer tutar. Karstik oluşumların başında Lapya en küçük karstik şekilleri oluşturur. Kalkerin erimesiyle oluşan küçük çukurluklardır. Kalkerin erimesiyle oluşan kırmızı renkli topraklar (Terra rosa) oluşur. Tarım yapmaya elverişli olan karstik şekillerin başında tava biçimli, koyak denilen sayısız dolinlere rastlanabilir. Dolinlerin birleşmesiyle oluşan ve uvala denilen karst ovaları ve alanları ilçede yaygındır. Bunlardan bazıları, Bardat alanı, Akova, Çayırovası, Kızıl alan, Yarış alanı, Ulama, Armut alanı gibi küçük çapta karstik uvalardır. Ayrıca ilçe merkezinde bir uvala kenarında kurulmuştur. Kireç taşlarının ayrışmasıyla ayrıca pek çok küçük çapta mağara ve obruklarda rastlanılır. Yer yer bir çok karstik kaynağa rastlamak mümkündür. Bu tip kaynaklar ilçenin orta ve yüksek kesimlerde daha yaygındır. Dağlık alanlar ise genelde 1000 m ve daha yükseklerde yer alır. Bunların başında Elmakuz dağı gelir. Bu dağ Bozyazı ile Gülnar arasında idari sınır oluşturur. Elmakuz dağından Silifke sınırına doğru daralarak yer alan plato üzerinde yer yer yüksekliği 1200 ile 1600 m arasında değişen yükseklikler yer alır. Önemli yükseltiler, kuzeyde Geven dağı (1448), kayrak dağı (1315), köse çobanlı dağı (1665 m.), Güneye doğru Alıç dağı (1500 m), Söğüt dağı ve Göksu'ya doğru en yakın tepe konumundaki Kurbağa dağı (1141) m de yer alır. Göksu nehrinin ana kollarından olan Ermenek Göksuyu platoyu derin bir şekilde parçalamıştır. Bünyesine bir çok küçük akarsuyu alarak Göksu nehrinin diğer koluyla birleşerek asıl Göksuyu oluşturur. Ermenek Göksuyu dar ve derin bir vadiye saplanmıştır. Bünyesine aldığı akar sular, Gülnar ile Ermenek sınırını oluşturan Erik deresi, daha sonra kaynaklarını 1000 – 1500 yükten alan, yayla dere ve Kuskan çayını alır. Ermenek Göksuyu üzerinde Hidroelektrik ve akarsuyun akış düzeni sağlamak amacıyla Gezende baraj gölü oluşturulmuştur. Asıl Göksu nehri kurbağa dere ve Gelembiç çayını alarak ilçe sınırını teşkil ederek Silifke’de Akdeniz’e kavuşur. İlçenin güney kesiminde Akdeniz’e direk inen Sipahili (Babadıl) çayı kaynaklarını 1000 m yükseklerden alır. Başlıca kolları menekşe deresi, Pazar deresi, Kavakoluğu deresidir. Ana kaynaklarını ilçe sınırları içinden alan, Hacıbahattin çayı, Gözsüzce çayı ve Bozyazı çayı da önemli akarsulardır. Kıyı ovaları ise Büyükeceli ve Sipahili çevresinde yer alır. 8-10 km.lik bir alan kapsar. Bunun dışında kıyı yüksektir. Kıyının yüksek olmasına rağmen akarsuların denize ulaştığı noktalarda küçük plajlar görülür. Genel olarak ilçe arazisinin engebeli ve çetin arazi şartları görülür. Plato akarsularca derince yarılmıştır. b. Toprak Özellikleri Yörede, iklim, bitki, topografya ve ana metaryal özelliklerine bağlı olarak oluşmuş farklı toprak tipleri mevcuttur. Toprak oluşumu bakımından orman örtüsü altında oluşan topraklar, plato yüzeyinde, akarsu taban ve boylarında oluşan topraklar olarak gruplara ayırabiliriz. Yöredeki mevcut toprak, önemli yer kaplayan kahverengi orman toprakları (ocreptler), kireçsiz kahverengi orman toprakları (xealfler), kırmızı Akdeniz toprakları (xealfler), kırmızı kahverengi Akdeniz toprakları (Ustalfler), kolivyal topraklar ve çorak topraklar (Entisoller – Fluvatler)dir. Kahverengi Orman Toprakları Kahverengi orman toprakları kireçli şiştler, gnays, kil, marın ve değişik kollardan oluşur. Orman örtüsü altında kireçli tortullar üzerinde koyu renkli organik madde yönünden zengin bir üst katmana sahiptir. Toprakların bütün profilleri kireçlidir. Bu toprağın oluştuğu alanlar 500-800 m yağış alır. Doğal bitki örtüsü ormanlardır. Taşlılık kayalık ve şiddetli erozyon problemlerdir. Orman ve otlak olarak kullanılırlar. Bu toprağın oluştuğu dağlık arazi genelde çok sarptır. Yükseltinin elverdiği kesimlerde kuru tarım ve meyve yetiştirmede kullanılır. İlçenin orta ve kuzeyinde büyük alanları içerir. Bu sahalarda kurulmuş köy geçimini kuru tarım, hayvancılık ve orman ürünlerinden sağlarlar. Bulunduğu alanlarda yer yer kızılçam, yukarı kesimlere doğru köknar ve sedir toplulukları ortaya çıkar. Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları Bu topraklar dağlık orman kuşağında nemli koşullarda kahve renkli üst katmana sahip, organik maddece zengin fakat, kireçsiz topraklardır. Dağlık ve sarp arazilerde görülür. Eğim nedeniyle ana kaya yüzeylerinde görülür. İlçe genelinde az bir alan kaplar. İlçenin güney kesimlerinde Aydıncık ilçe sınırına doğru, yer alır. Kahverengi orman topraklarına benzer özelliklere sahiptir. Kireçsiz kahverengi toprak oluşumu gösteren sert kalkerler eski olup perm yaşlıdır. Şiştler, serpantin ve kristal kireçtaşı üzerinde, orman ve çalı örtüsü altında, zayıf, ileri derecede katmanlaşmış alanlarda oluşmuştur. Kırmızı Akdeniz Toprakları Kırmızı Akdeniz toprakları seki ve yüksek arazilerde kristal kireçtaşı üzerinde oluşmuşlardır. Oluşumunda kireç yıkanmıştır. Kırmızı Akdeniz topraklarının doğal bitki örtüsü maki topluluğudur. Kermes meşesi (piynar) ve meşe topluluğu baskın bitki türleridir. Bu örtü içinde incir, dut, zeytin serpilmiştir. Kırmızı renk özelliği ile belirli şekilde ayrılır. Terra rosalara karşılık gelir. Yıllık ortalama sıcaklığı 16 C0 ve daha aşağıdır. Kıyı kesiminde ve yer yer iç kısımlarda önemli yer tutar. Yıkanma nedeniyle demir oksitlerin açığa çıkması toprağa kırmızı rengi vermiştir. Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları Toprakta kurak sıcak yaz dönemin etkisiyle yerinde demir oksit birikimi ve bundan ileri gelen kırmızı renk tipiktir. Kireç yıkanımı da oluşumda önemlidir. Kırmızı kahverengi Akdenizler, düz eğimli ve nem koşullarda oluşmuştur. Üst toprak koyu ve kahverengi benzer durumdadır. Kristal kalker çakıllı ve kalker çimontolu konglomeralar üzerinde oluşmuştur. Geçiş özelliği taşır. Meyve ve sebze tarımı için kullanılır. Dik eğimli ve taşlı kısımlar çalı örtüsü altındadır. Ermenek çayı boylarında rastlanmaktadır. Kolivyal Topraklar Dağlık ve tepelik arazilerin eteklerinde, dar vadi tabanlarında yer çekimi ve küçük akıntılarla sürüklenmiş alüvyollerdeki gibi sıralanmış birikintiler kolivyal toprakları oluşturur. Oluşumunda organik madde birikimi ve ayrışma işlemleri etkindir. Ana materyal’e göre özellik gösterirler. Akarsu vadi tabanlarında ve plato yüzeylerinde görülür. Sipahili çayı, Gelembiç çayı, Akova, Bolyaran ve Köse çobanlı kasabasının güneyinde önemli yer tutarlar. Sulu tarım yapılabilmektedir. Çıplak Kayalar Yöredeki diğer topraklar arasında yer yer ortaya çıkan çıplak kaya yüzeylerinde bulunur. Sert kalker oluşumları şeklindedir. Üstleri molozlarla örtülüdür. Bazı kısımlarda cılız ot örtüsü bulunabilir. Sahil Kumulu Kıyı boyunca düz ve düze yakın eğimli alanlarda yer yer görülür. Üzerinde tek tük çalı ve ağaç bulunabilir. c. Klimatolojik Özellikler İlçenin kıyı kesiminde 15-20 km. içerlere, 1000 m ye kadar yüksek kuşakta kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçer. Tipik Akdeniz iklimi hakimdir. Yüksek kısımlarda ise kışları soğuk ve karlı, yazları serin ve nispeten yağışlı geçer. Akdeniz dağ iklimi hakimdir. Göksu vadisine doğru Mut oluğunda iklimde karasallaşma etkileri görülmektedir. Yöre ikliminde hava kütlelerinin ve yer şekillerinin etkisi büyüktür. Gülnar ilçesinin 1500 m ye kadar ve kuzeyde Mut ilçesinde Kurtsuyu ile Pirinç suyu ve diğer dereler ile Toros dağlarına kadar birbirini tamamlayan vadiler aracılığı ile hava akımına uygun bir yer olmaktadır. İlçe Akdeniz bölgesinin diğer kesimlerinde olduğu gibi yaz döneminde atlas okyanusu ve sahra çölünden gelen sıcak ve kuru hava kütlesine girer. Sahradan gelen sıcak ve kuru hava, Akdeniz’den geçerken nemlenir ve sıcaklığı düşer. Kıyı kesimlerde nemli ve puslu bir hal alır. Bazen de Arabistan çöllerinden ve Basra Körfezinden gelen alçak basıncın etkilerinde kalarak nem düşer ve sıcaklık artar. Kış mevsiminde ise yöre Akdeniz bölgesinin genelinde olduğu gibi Orta Akdeniz’den gelen hava kütlelerinin etkisinde kalır. Kuzeyden sarkan ılık ve nemli soğuk hava ile tropikal havanın karşılaşmasıyla yer yer cephesel yağışlar oluşur. Gün içinde bile değişen sıcak ve soğuk hava koşulları birbirini izler ve yağışlara neden olur. Yağışlara neden olan hava kütleleri Orta Akdeniz üzerinden gelir ve G.B’ dan K.D.’ya doğru ilerler. İlçenin kıyı kesiminde sıcaklık yıl içinde değişimi az iken, iç kısımlara doğru ve yükseklerde değişim artmaktadır. Kıyı kesiminde ocak ayı sıcaklık ortalama 10 C0 civarındadır. İç kısımlarda 3 C'nin altına düşmektedir. Yükseklere doğru daha da azalmaktadır. Bu aydan itibaren sıcaklık artarak Mart ayında ilçede sıcaklık ortalaması 10 C0 ye kadar yükselir. Sıcaklıktaki bu yükselme Temmuz ayına dek sürer ve ayda 24 C0 ye ulaşır. Eylül ayında 20 C0 ye iner. Not : İlçede meteoroloji istasyonu bulunmadığı için veriler çevredeki meteoroloji istasyonlarına göre indirgenerek ortaya çıkarılmıştır. Gülnar’da ortalama 14,3 C0 olan sıcak, kıyı kesiminde 18 C0 ye yükselirken, yükseklere doğru 10 C0 kadar düşmektedir. Hemen yakındaki Mut’ta kış aylarında bazen sıcaklık 10 C0 ye kadar düşer. Yine yüksek sıcaklıklar yine Mut oluğunda 45 C0 yaklaşırken ilçede 32 C0 kadar yükselmektedir. Kıyıda 33 C0 kadar çıkarken yükseklerde 30 C0 civarına çıkabilmektedir. İlçede sıcaklık tarımsal yaşantıyı etkilemesi bakımından, sıcaklık faktörü içinde etkin olayların biri de don olaylarıdır. Kıyı kesimin don olayı birkaç gün ile sınırlı iken ilçe merkezi ve yükseklerde tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. İlçede don olayı en erken, Kasım ayında başlamakta Mart ayında son bulmaktadır. Bunda Göksu vadisine kanalize olan Kuzey rüzgarlarının etkisi büyüktür. İklim elemanları içersinde tarımsal hayatı doğrudan etkileyen diğer bir faktör de yağıştır. İlçede yıllık yağış tutarı 627 mm.dir. İlçenin yağış ortalaması kuzeyinde Mut’tan fazladır. Silifke’den de fazladır. Bunda da Akdeniz’e direk bakan yamaçlarda, yer alması gelir. 1000-1200 m. ye kadar yağış daha da artmaktadır. Hemen kuzeyde Göksu vadisinde mut oluğundan 400 mm. civarına kadar inmektedir. Gülnar’da yıllık yağışın % 60’ı kış, % 20’si ilkbahar, % 17 sonbahar ve % 3 ‘ü yaz aylarında düşer. Yağışların yıl içinde dağılımı tarımı yakından etkilemektedir. Ekim ayından itibaren Cephesel yağışlar görülmeye başlar. Kasım ve Nisan arasındaki dönem yağışlı geçer. Cephe yağışları Aralık ayında en yüksek seviyelerine ulaşır. Cepheler Orta Akdeniz’den gelir. Yıllık yağışın yaklaşık yarısı kış mevsiminde düşer. Bunu ilkbahar ve sonbahar ayları takip eder. Yaz aylarında genelde yağışsız ve kurak geçer. Tarımsal faaliyetleri etkileyen bir diğer meteorolojik elemanda dolu şeklindeki yağışlardır. İlkbahar aylarında görülen dolu yağışları tarım ürünlerine büyük zarar vermektedir. Bu dönemde kar örtüsü ortadan kalkmış tarım ürünleri büyüme devresine girmiş, meyvelerde, çiçekler açmıştır. Böyle bir mevsimde çok kısa zamanda düşen dolu yağışı tarımsal ürünler üzerinde önemli zararlar yapabilmektedir. Kar yağışlarının da tarımsal yaşam üzerinde önemli etkileri vardır. Kar erimeleri akarsuları, yer altı sularını besleyerek bitki yetişmesi ve doğal hayatın devamlılığına en önemli katkıları yapmaktadır. Kar yağışları özellikle tahıl tarımı açısından önemlidir. Çünkü kışlık ekim yapılan tahıllarda çimlenmenin ardından yağacak olan kar oluşturduğu örtü bitkiyi dondan korumaktadır. İlçede maksimum kar örtüsünün kalınlığı 33 cm. dir. Kar yağışları gerçek Kasım ayında başlayıp Mart ayına kadar süre içerisinde yağmaktadır. Kıyıda kar örtülü günler yok denecek kadar az iken ilçe merkezinde 15-20 gün arasında değişir. Yükseklere doğru kar yağışı ve yerde kalma süresi artmaktadır. Tarımsal faaliyetleri etkileyen bir diğer meteorolojik eleman da rüzgardır. İlçede hakim rüzgar yönü K.B ve G.D. yönlüdür. K. Doğunun esen kuzeyli rüzgarlardan Poyraz, Göksu vadisine kanalize olduktan sonra K.B. ve G.D istikametinde eserek, ilçenin de kuzeyinde, Akdeniz’e doğru tahrip kar etkileyerek eser. Kış mevsiminde soğuklara ve kar yağışlarına neden olur. Göksu vadisine kanalize olan Poyraz, Fransa’da ki Mistral rüzgarına benzer özellik göstermektedir. Bunun nedeni İç Anadolu ya kuzeyden gelen soğuk rüzgarlar Karadeniz’den sonra nemini kaybeder. İç Anadolu’ya doğru eser, oradan da Akdeniz bölgemize özellikle de Göksu vadisi aracıyla kışın soğuk ve sert etkilerle sıcaklığı düşürücü, yaz mevsiminde ise sıcak ve kavurucu etkilerle estiği için tahıllar başta olmak üzere sebze ve meyvelerin zamanın önce olgunlaşması veya verim azlığına sebep olmaktadır. Bunun yanında havadaki nemi % 10’lara kadar düşürmektedir. Ayrıca buharlaşmayı artırarak, kuraklığa sebep olur. Güney ve G. Batıdan esen lodos ise, denizden geldiği için kış mevsiminde ılıtıcı ve yağışlara neden olur. Lodos kıyıdan itibaren iç kısımlara doğru hızlı bir esiş gösterir. Bazen evlerin çatılarını bile uçurmaktadır. Bu rüzgar yağış bırakmakla birlikte ani kar erimelerine sebep olur. Yaz aylarında denizden esen meltemlerde havadaki nem oranını yükseltici ve serinletici etki yapar. Halk arasında denizden rüzgarlara Gökyel denir. Bu anlamda halk deyimiyle “Gökyel avara (sebze, meyve), poyraz davara (keçi, koyun sürüsü) iyi gelir” derler. d. Hidrografik Özellikler İlçe hidrografya bakımından şu birimlere sahiptir. Bunlar; akarsular, yer altı suları, karstik kaynaklar, göller ve baraj gölüdür. İlçede bütün akarsular dışa akışlı olacak. Akdeniz’e dökülür. Akarsulara bağlanan yan dereler genelde yazın kurumaya yüz tutar, akarsuların başında Göksu nehri ve onun ana kolu olan Ermenek çayı gelir. Ermenek çayı dar ve derin bir vadide akmaktadır. Ermenek çayı Gülnar ile Ermenek sınırını çizen karstik kaynaklardan beslenen Erik deresini alarak K.D. ya doğru dar ve derin vadilerde akar. Bu alanda Gezende baraj gölü oluşturulmuştur. Yapımına 1983 yılında başlanan baraj 1994 yılında faaliyete geçmiştir. Öncelikli amacı Elektrik üretiminde ırmağın akışını düzenlemektedir. Buradan sonra bir çok küçük dereyi içine alarak su çatı mevkisinde Hadım Göksu ile birleşerek Asıl Göksu’yu oluşturur. Göksu nehri kurbağa dere, Gelembiç çayı gibi akarsuları alarak G.B.ya doğru ilçe sınırlarını terk eder. Sütlüce (Zeyne) kasabasından sonra Silifke sınırlarına girdiği yerin biraz altında kayrak tepe barajının yapılması düşünülmektedir. Göksu nehri ortalama 130 m3/sn civarında su taşır. Eylül ayında debi en düşük seviyeye düşerken, Aralıktan itibaren Mart ayına kadar yükselir. Ana kaynakları karstik kaynaklar, düzenler ve pınarlar oluşturulur. Kış yağışlarıyla debi yükselir. Yaz kuraklığıyla debide düşme ortaya çıkar. Dar ve derin vadilerde akması tarımsal amaçlı yararlanmayı kısıtlar. Bunun yanında Sipahili çayında ilçenin güney kesimlerinde 1000-1200 m yüksekliklerden bir çok dereyi içine alarak Akdeniz’e kavuşur. Sipahili çayına katılan dereler Pazar dere, Kavakoluk deresi, Papazlı, Kızılayak, karstik kaynaklarla beslenir. Kaynaklarını kar ve yağmur suları oluşturur. Yaz aylarında seviyesi bir hayli düşer. Gülnar ilçe merkezine kadar olan güney kesim bu akarsu tarafından parçalanmıştır. Taşoluk, İsaklar çevresinden Bozyazı çayı ana kaynaklarını alır. Yine güney kesimlerde bir çok akarsu kaynaklarını ilçe sınırlarından alır. Bunları Hacıbahattin, Göksüzce gibi küçük çaylardır. Plato yüzeyinde kuzeye doğru Demirözü,Akova civarında 7 adet küçük gölcük bulunmaktadır. Bular Aygır, Kamışlı, Kara göl, Adaklı göl, Tavalı göl, Çıplak göl ve Hacı Ali gölüdür. Yer altı su seviyesinin yüksekliği tabakaların durumundan dolayı oluşmuşturlar. Bu göllerdeki sular yaz aylarında bile aynı seviyede kalmaktadır. Göllerden tarımda yararlanılmaktadır. Yer altı su seviyesinin yüksekliği çevrede elma yetiştiriciliğine uygundur. Yaz aylarında göllerin çevresi bataklık görünümündedir. Akarsu vadi, taban ve yamaçlarında yer altı su seviyesi yüksektir. Çevrede kuyular açılarak yararlanılabilir. Karstik kaynaklar genelde dağlık alanların çevresinde yer alır, Köseçobanlı, Kuskan, Arıkuyusu, Zeyne çevresinde bir çok karstik kaynağa rastlanabilir. Bunlardan bazıları, Düden, Pınar başı, Büyük pınar ve Çakıllı pınar gibi. Kaynak sularının yüksek alanlardan eğim kırıklıkları nedeniyle oluşturduğu şelaleler mevcuttur. Bunlar 67 m yükseklikte düşen Ilısu şelalesi ve Kavakolu şelalesidir. 2. Beşeri Faktörler a. Arazi Mülkiyeti Arazi kullanımına etki eden bir diğer faktörde arazi mülkiyetidir. Tarımı etkileyen diğer faktörlerle (edafik, nüfus, ulaşım vb.) beraber kırsal kesimin sosyal ve ekonomik düzeni, tarım yapısı, toprak mülkiyeti ve dağılışına bağlıdır. Günümüzde Gülnar ilçesinde topu kadastro çalışmaları % 60 civarında yapılmıştır. Bu durumda elimizde pek güvenilir veriler mevcut olmamakla birlikte ilçe arazisi miras yolu ile küçük parsellere bölünmektedir. Normalde küçük parseller halinde olan arazinin daha da küçülmesi, kuru tarım yapılması ve arazi yapısında engebeli olması dışarıya olan göçü daha da artmıştır. İlçede topraklı çiftçi sayısı 4458, topraksız çiftçi ise 666 kişidir. Arazinin küçük parseller halinde bulunması geçimini bu alanlardan sağlayan ailelerinin durumunu daha da güçleştirmekte ve ortakçılık kiracık gibi sistemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durum çalışma çağındaki nüfusun çevre il ve ilçelere doğru göç etmesine neden olmaktadır. Nüfus azalması neden olmaktadır. Ortalama hane halkı büyüklüğü 4 dolayındadır. b. Tarımda Makineleşme ilçe topraklarının engebeli oluşu genel olarak makineleşmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Son yıllarda Traktör sayısında belli oranda bir artış meydana gelmiştir. Tarım alanlarının küçük parsellere bölünmüş olması, toprakların verimsizliği sulu tarım yapılan alanların dar olması, tarımda ilkel yöntemlerle yapılması, arazinin de eğimli olması tarımda makineleşmeyi olumsuz etkilemiş ve verim düşüklüğüne neden olmuştur. İlçe genelinde kesin olmakla birlikte 520 civarında Traktör, bunun yanında 200 kadar Batöz bulunmaktadır. Karasaban ve hayvan pulluğu sayısı bilinmemekle birlikte azalmaya yüz tutmuştur. Yine de dağlık ve eğimli sahalarda karasaban ve hayvan pulluğu önemini korumaya devam etmiştir. Arazi darlığı fiziki, beşeri ve ekonomik faktörler makineleşmeyi geri bırakmıştır. İlçe genelinde biçer döver yok gibidir. Kıyı kesimi makinalaşmaya daha uygun ve yatkındır. c. Arazi Kullanım Tipleri İlçe arazisinin geneline bakıldığında eğimli ve dağlık bir görünüm sunar. Bu alanda da ormanlık olan ön plandadır. Gülnar ilçesinde ormanlık alan 121323 5 ha, açık alan 60,614 5 ha, toplam lan ise 155595 ha. olarak görülmektedir. Açık alanın önemli bir bölümünde kuru tarım ve az da olsa sulu tarım yapılmaktadır. Tarımın yapılmadığı alanlar, koru, mera ve otlak olarak değerlendirilir. Tarımın yapıldığı alanlar, yayla düzlükleri, koyaklar (dolin), uvalalar, ovalık alanlar, vadi tabanları ve orta düzeydeki tarım yapılabilen engebeli alanlardır. Arazinin engebeli oluşu insanları başka iş kollarına itmiştir. Bunlar orman ürünleri ve hayvancılık olarak kendini gösterir. Sipahili çayı ve Göksu nehri vadi tabanlarında sulu tarım yapılmaktadır. Kıyı kesiminde turunçgiller, yer fıstığı ve seracılık ön plandadır. İç kısımlara ve yükseklere doğru sulu tarım yapılan alanlar azalır. Yayla alanlarında elma ve üzüm yetiştiriciliği ön plandadır. Ormanlar ise 0-800 m içerlere kadar makilikler yer alırken 700 m – 1400 m arasında kızılçamlar hakim duruma geçer. 1200 m ve sonra Akdeniz dağ kuşağı ormanlarından köknar, sedir ve meşelikler yer alır. Akarsu boylarında selvi ve kavaklar görülür.

Geçim Kaynağı
Geçim kaynağı Ticaret ve Sanayi İlçede ticaret ve sanayinin pek gelişmemiş olduğu göze çarpmaktadır. İlçe merkezi konumu nedeni ile çevresine göre canlı bir pazar oluşturur. Cuma günleri çevre ilçe ve köylerden buraya pazara gelinmektedir. Pazarda genel olarak, sebze, meyve, hayvansal ürünler, tarım ürünleri ve ev eşyaları satışa sunulmaktadır. İlçede orta ve küçük ölçekte 800 e yakın esnaf teşkilatı bulunmaktadır. Yörede canlı hayvan, tarımsal ürünler başta, kaysı, üzüm, nohut, buğday, elma ve Antepfıstığı, pazarlaması önemlidir. İlçe çevresinde orta ve küçük ölçekte fabrika ve atölyelerin bulunmaması nedeniyle işsizlik sorunu ortaya çıkmaktadır. Tarım ve hayvancılık faaliyetlerine daha ağırlık verilip bunların desteklenmesi gerekir. Tarımsal ürünleri sanayiye taşıyacak fabrika ve atölyeler kurulabilinir. Taşımacılıkta ilçe için önemli bir ticari faaliyettir. Çevre il ve ilçelere bir çok tarımsal ve hayvansal ürün taşınmaktadır. 2. Hayvancılık Gülnar ilçesinde arazi kullanımı bakımından önemli bir faaliyette hayvancılıktır. Hayvancılık çayır, mera ve yayla kesimlerinde ön plana çıkar. İlçenin her köşesinde hayvancılık yapılmaktadır. Bunun başında küçük baş hayvanlardan keçi çeker. İklim ve yer şekilleri keçi beslemeye müsaittir. Lakin keçi kızılçam ve makilikten baş düşmanıdır. Son yıllarda azalmaya yüz tutmuştur. Bunun yerini koyun almaya başlamıştır. Koyun keçiye nazaran daha düz ve düze yakın alanlarda beslenmektedir. Küçük baş hayvanlar genelde dağlık ve yayla alanlarında daha çok beslenir Küçük baş hayvanlar, köseçobanlı, Kayrak, İsaklar, Kuskan, Örtülü ve Arıkuyusu köylerinde daha çok beslenmektedir. Büyük baş hayvanlardan sığır başta gelir. Tarım yapma uygun köylerde daha çok beslenmektedir. Son yıllarda devlet eliyle desteklenmesi ve özendirilmesi, orman varlığı nedeniyle keçinin bir anlamda yasaklanması ve koyununda bakım zorluğu, sığır yetiştiriciliğini iyileştirmiştir. İlçe çevresinde daha çok melez ve yerli ırk sığırlar bulunmaktadır. Orman köylerini kalkındırma projesi süt inekçiliğinin yaygınlaştırılması beraberinde kültür ırklarının ithaline gidilmiştir. Süt verimi yüksek ırkların ortaya çıkması amacıyla suni tohumlama ve yerli ırklarda da saflaştırma olmaktadır. Az da olsa besi hayvancılığı gelişmeye başlamıştır. Köylerde her ailenin birkaç küçük ve büyük baş hayvanı mevcuttur. İlçe çevresinde hayvancılık faaliyetleri genelde yaylalarda yapılır. Yayla olarak kullanılan alanlar geçmişe göre büyük oranda azalmaya yüz tutmuştur. Her geçen gün tarım alanlarının genişlemesi, devletin orman dikim çalışmaları ve çağın gereği yaşam standartların iyileşmesi konar – göçerleri başta da yörede yer alan Sarıkeçili, Karatekeli, Karakoyunlu ve Gebzeli yörüklerinin gelenekleri giderek azalmaktadır. İlçe sınırları içinde 200 hanelik sarı keçili aşiretinin konar- göçer hayatı sürmektedir. Bütün yıl boyunca çadırlarda yaşayıp yayla ve kışlaklarda keçi ve koyun besleyen sarı keçililer, havaların ısınmasıyla sahilden, yaylalara doğru göç ederler. Genel olarak kışı Gülnar’ın kıyı kesiminde, Anamur ve Silifke dolaylarında geçirirler. Yaz aylarında ise Konya, Seydişehir, Beyşehir yaylalarında geçirirler. Kış aylarında kaldıkları mevkiler, baharda göçtükleri yerler hayvanların rahat etmesine bağlıdır. Geçtikleri köylerden izin alırlar. İzin verilmez ise konaklamadan geçerler. Sahilden, yaylalara doğru göçleri Nisan ayında başlar. Bu yolculuk 3-4 ay sürer. Yazın sıcak günlerini Seydişehir, Beyşehir ve Ermenek yaylalarında geçirilir. Yayladan dönüş Ekim- Kasım aylarına rastlar. Tekrardan sahile dönülür. Kışlak ve yayla yolu olarak Göksu vadisi kullanılır. Gülnar’dan Bozkır’a gidiş yolu, Gülnar, Çukurasma, Arıkuyusu, Zeyne (Sütlüce), Mut, Karaman ve Bozkır’dır. Köseçobanlı, Kuskan, İsaklar, Kayrak çevresinde yaylacılık faaliyetleri yoğunlaşır. Hayvancılığa bağlı olarak, süt ve süt ürünleri değerlendirilmektedir. Zeyne ‘de (Sütlüce) mandıra bulunmaktadır. Çevre köylerden toplanan sütler burada ya da mut’ taki mandıralara gönderilmektedir. Köylerde ilkel yöntemlerle olsa tere yağı, peynir ve ham çökelek ürünleri elde edilip iç pazara sunulmaktadır. İlçe arazisi arıcılık bakımından uygun şartlar taşır. Kısa mesafede yükselti farkı, bitki örtüsü çeşitliği ve bir takım doğal farklılık nedeniyle, ilçede 1650 adet fenni kovan 400 adet ilkel kovan ile arıcılık yapılmaktadır. Orman köylerini kalkındırma projesi kapsamında modern hale getirilmeye çalışılmaktadır. Köse çobanlı beldesi arıcılık alanında ileri durumdadır. Yıllık bal üretimi 9 ton civarındadır. Bunun bir kısmı arı sahiplerince tüketilmekte geri kalanı ise Gülnar, Bardat gibi ilçe pazarlarında satışa sunulmaktadır. İlkelde olsa kümes hayvancılığı yapılmaktadır. Kümes hayvanları, tavuk ve hindi başta gelir. Kümes hayvancılığı her ailenin kendi yumurta ve et ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yetiştirilmektedir. Bir kısmı da satışa sunulur. Akdeniz kıyısında, akarsularda ve Gezende baraj gölünde balık avlanmaktadır. Bu da yörede et ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. B. Tarımsal Faaliyetler 1. Tarım Üretimi Gülnar’da tarım yapılan toplam arazi 518870 dk.dır. Tarım faaliyetlerini başta tahıl tarımı, kuru baklagillerin ve endüstri bitkilerin tarımı yapılmaktadır. İlçe tarım arazisinin 512840 dk. Kuru tarım 6390 dk.ise, sulu tarım yapılmaktadır. Arazisinin fiziki yapısı ormanlık, kayalık, taşlık alanlar ve engebeli yapısı, tarımı olumsuz etkilemektedir. Yaz kuraklığından etkilenmektedir. İç kısımlardaki eğimli ve düzlük alanlarda kuru tarım hakim iken, kıyı kesminde ve vadi tabanlarında sulu tarım yapılmaktadır. Toprak yapısı da tarım üretimini etkilemektedir. Bazı meyve ve sebzeler dışında üretilen meyveler daha çok yöre halkının kendi ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. İlçe genelinde yaygın olarak ekilen tahılların başında buğday gelir. Çiftçi aileleri kendi ihtiyaçlarını ve yerel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olarak üretilmektedir. 1999 verilerine göre 18.000 dk.lık alana ekilen buğday genellikle yerli tohum kullanılarak kıraç arazilerde yetiştirilmektedir. Gübreleme ve modernize çalışmalarına başlanmıştır. Birim alanda alınan verim Ülkemiz ve Avrupa ülkelerine göre çok düşüktür. Buğday tarımı sonbaharda özellikle Ekim- Kasım aylarında ekilir. Hasat mevsimi ise Haziran ayında başlar, Ağustos ayına sarkar. Buğday ekiminin yaygın olması iklim şartları ve toprak özelliklerine bağlıdır. Gübreleme ve tohum ıslahı yoluyla verimde belli oranda artışlar ortaya çıkmıştır. Bir diğer tarım ürünü ise, arpa daha çok buğdayın yetişmediği veya veriminin düştüğü ve yükseltinin arttığı alanlarda yetiştirilir. Hayvan yemi olarak ta kullanılan arpa buğdaydan sonra gelir. Tahıllar için yer alan mısır da buğday ve arpadan farklı olarak nemli ve sulak arazileri tercih eder. Mısır sebze bahçeleri içinde sebzelerle karışık veya bir bahçeye mısır ekildiği takdirde olur. Mısır üretimi iç pazara yönelik olup her aile kendi ihtiyacı oranında üretir. Tahıl tarımı olarak başta buğday olmak üzere, nohut ve mısır gelir. Baklagillerin tarımı, başta nohut ve diğerleri; fasulye, mercimek, yonca, fig ve korunga oluşturur. Nohut geniş alanlara ve kurak sahalarda ekilir. Son yıllarda buğdaya göre fiyat artışının iyi olması, ekimini cazipleştirmiştir. Yetişme devresinde esen poyrazın etkisiyle ürün verimliliğinde düşüklük yaşanmaktadır. Fasulye önemli bir yer teşkil eder. İç pazara yönelik olarak yaş veya kuru olarak tükenmektedir. Fiyat ve yetiştirme yönünden nohut gibi bir durum arz eder. Genellikle bahçelerde ve sulu tarım alanlarında yetiştirilir. Diğer baklagiller, fig, korunga, yonca yeni yeni ilçe tarımına girmiştir. Genellikle yem bitkisi olarak yetiştirilir. Bunların yanında az da olsa mercimek ve burçak ekilir. Çiftçi ailelerinin kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. İlçe merkezi yerleşim alanı çevresinde pek bahçelik alanlardan söz edilemez. Bunun nedeni de su kaynaklarının azlığıdır. Köyler genel olarak su kaynaklarına kurulduklarından dolayı köylerin çevrelerinde bahçe alanları mevcuttur. Bunun dışındaki tarım alanları ise, kuru tarım yapılmaktadır. Kıyı kesminde Büyükeceli, Babadıl ve Yanışlı köyleri çevresinde seralarda sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır. Turunçgiller (Portakal, Mandalina, Limon vb.)’in üretimi de ileri durumdadır. Ancak son yıllarda kıyı kesminin parsellenmesi ve ikinci konut yazlık evlerinin yapılması dar olan bu alanlarının daha da daraltmıştır. Sera yapım maliyetlerinin yüksek oluşu çiftçiyi ekonomik yönden olumsuz etkilemiştir. İlçe genelinde sebze ekimine bakıldığında en fazla olanı domates’tir. Fiyatındaki dalgalanmalar yöre halkının bin bir emekle yetiştirdiği ürünün ziyan olması gibi olaylara neden olmaktadır. Akarsu boylarında kaynak suların ve sulak alanlarda sebze ve meyve yetiştiriciliğine daha uygun olduğu görülür. Bahçe içinde karışık olarak avar ismi verilen poli kültür tarım anlayışıyla domates, biber, patlıcan, soğan, kabak, bamya ve sarımsak ilkbahar aylarında ekilir. Sonbahar aylarında ise, havuç, lahana, ıspanak, marul ve turp gibi kışlık sebzeler ekilir. Bahçe tarımı içinde sebze ekim alanları ile adeta iç içe geçmiş olan meyve ağaçları yer alır. Meyve ve bahçeleri olarak adlandırılan alanlar toplu veya dağınık halde buluna bilmektedir. Başta Elma, Üzüm, Kaysı, Badem, Erik, Portakal, Limon, Antepfıstığı, Zeytin, Kiraz, İncir, Ceviz, Armut, Şeftali vb. diğer meyveler takip eder. İlçe merkezi çevresinde elma ve badem yetiştiriciliği gelişmiştir. Akova, Demirözü, çevresinde elma, bahçeleri geniş alanlar kapsar. Taban suyunun yüksekliği nedeniyle sulamaya ihtiyaç duymadan elma yetiştirilmektedir. İlçede elmanın yanı sıra üzüm üretileceği de ön plandadır. Bazı aileler yalnızca bu alandan geçimini sağlamaktadır. Tarım alanından ürün başına alınan verim 1/15 ve 1/10 dur. Kayısı, Zeyne ve çevresinde Göksu vadisine doğru üretimi artar. Büyük bir kısmı dışa ihraç edilir. Yabani zeytin ve yabani melengiç ağaçları aşılanarak Endüstriyel zeytin ve Antepfıstığı üretimi son yıllarda artmıştır. Antepfıstığı, Kuskan, Arıkuyusu ve çevresinde son yıllarda belli oranda artış göstermiştir. Kıyı kesiminde pamuk ve keçi boynuzu da önemli tarım ürünleri arasında yer alır.

Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

 Mersin
1 Haziran 2011 / Misafir Türkiye Coğrafyası
2 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
11 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri