Arama

Kahramanmaraş - Sayfa 2

Güncelleme: 6 Şubat 2017 Gösterim: 51.237 Cevap: 16
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
6 Mayıs 2008       Mesaj #11
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Göksun

Ad:  göksun.jpg
Gösterim: 448
Boyut:  46.6 KB

Göksün, topraklarının bir bölümü Doğu Anadolu Bölgesi, daha büyük bölümü Akdeniz Bölgesi sınırları içinde kalan, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 1.920 km2 olan Göksün ilçesi kuzeyde Kayseri ili ve Afşin ilçesi, kuzeydoğuda gene Afşin, doğuda Elbistan ve Ekinözü ilçeleri güneyde Merkez ilçe ve Andırın ilçesi batıda da Adana iliyle çevrilidir.
Sponsorlu Bağlantılar

Göksün, Kahramanmaraş ilinin kuzeybatı- kesiminde, oldukça yüksek bir alanda yer alır. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan Dibek Dağı batıda Adana iliyle doğal sınır oluşturur. İlçenin kuzey kesimini engebelendiren Binboğa Dağları, Işık Dağında 2.935 m’ye yükselir. İlçenin en yüksek noktası, Berit Dağının 3.027 m’ye erişen doruğudur. Binboğa Dağları doğuya gidildikçe yüksekliği 1.500-2.000 m arasında değişen platolara dönüşür. Berit Dağının çevresinde de yer yer zengin çayırlarla kaplı platolar yer alır, ilçenin en önemli akarsuyu, Ceyhan Irmağının kollarından Göksün Çayıdır. Göksün Çayı üzerinde sulama ve taşkın önleme amaçlı Adatepe Barajımın yapımı planlanmıştır. Öteki önemli akarsuları Güredin ve Kömürsuyu dereleridir. Göksün Çayının suladığı Göksün Ovasının uzunluğu 30 km, genişliği ise 20 km kadardır.

İlçede başlıca ekonomik etkinlik tarımdır. En çok üretilen tarla bitkileri buğday ve şeker pancarıdır. Önemli miktarda fasulye, nohut, elma ve üzüm yetiştirilir. Arpa, mercimek, kayısı ve antepfıstığı üretimi ise düşük düzeydedir; hayvancılık ikincil geçim kaynağıdır. En çok koyun ve kıl keçisi yetiştirilir. İlçe tarımında ormancılık da önem taşır. Gelişmiş durumdaki kereste üretimi ve ticareti yöre dışı pazarlara açılmıştır. Göksün Yem Fabrikası 1980’de işletmeye açılmıştır. İlçe topraklarında alüminyum ve demir yatakları vardır.

Göksun’un bilinen yerleşim tarihi Roma dönemine uzanır. Germenikeia’yı (Kahramanmaraş) Mazaka (Kayseri) ve Kilikya’ya bağlayan yolların kavşağında önemli bir konaklama merkezi olan kentin antik adı Kokussos’tu. 14. yüzyıldan 16. yüzyıl başlarına değin Dulkadıroğullarınm yönetiminde kalan yöre 1522’de Osmanlı topraklarına katıldı. Kent 19. yüzyıl sonlarında, Halep vilayetinden ayrılan Zor mutasarrıflığı sınırları içinde bulunan Maraş sancağının Andırın kazasına bağlı bir nahiye merkeziydi. Ama bu dönemde kaza merkezi Andırın ile Göksün arasında sık sık yer değiştirdi.

İlçe merkezi Göksün kenti, gelişmekte olan bir yerleşimdir. Terbüzek Çayının kenarında kurulmuş olan kentten Kahraman- maraş-Kayseri karayolu geçer. Kent bu yolla il merkezi Kahramanmaraş’a 94 km uzaklıktadır. Afşin ve Elbistan’ı il merkezine bağlayan yol da kentten geçer.
Göksün Belediyesi 1908’de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 70.616; kent, 22.847.

Büyük bölümü Akdeniz Bölgesi’nde, küçük bir bölümü de Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Göksun, Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçe olup, kuzey ve kuzeybatısında Kayseri, kuzeydoğusunda Afşin, doğusunda Elbistan, güneydoğusunda Merkez ilçe, güneyinde Andırın, batısında da Adana bulunmaktadır. Göksun; daha önce göl olan yerin kuruması ile meydana gelen, etrafı dağlarla çevrili bir yerleşim yeri olup, Göksun Ovası’nda kurulmuştur. Ova, kuzeyden Binboğa, batıdan Kırdağı, doğudan Kaman Dağları ve güneyden Bayrat Dağı ile çevrilidir. Kahramanmaraş’ın kuzeybatısında yüksek bir alanda kurulmuş olan Göksun’un kuzey-güney doğrultusunda uzanan Dibek Dağı (2.549 m.) ilçenin Adana ile doğal sınırını oluşturmaktadır. İlçenin kuzeyini engebelendiren Binboğa Dağları, Işık Dağında 2.935 m.ye yükselir. İlçenin en yüksek noktası Berit Dağıdır (3.027 m.). Binboğa Dağları 1.500-2.000 m.den sonra platolara dönüşür ve bu dağın çevresinde çayırlarla kaplı platolar yer alır. İlçe topraklarını Ceyhan Nehri’nin kollarından Göksun Çayı sulamaktadır. Ayrıca Güredin ve Kömürsuyu Dereleri de yöreyi sulamaktadır. İlçe sınırları içinde herhangi bir doğal göl yoktur. Çardak kasabası ve Kamışçık köyünde birer gölet bulunmaktadır. Ayrıca ilçenin Kuzey doğusunda bulunan Adatepe Barajı ve Değirmendere kasabasındaki gölet inşaatı da devam etmektedir. İl merkezine 97 km. uzaklıktadır. Denizden 1.350 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 1.920 km2 olup, toplam nüfusu 79.592’dir.

Göksun’da bitki örtüsü step görünümündedir. Karadeniz’ e özgü bitki türlerinden porsuk, kayın, gürgen, kızılağaç, mürver benzeri bitkiler ile sedir ve karaçam ağaçlarının oluşturduğu ormanlık alanlarda, ardıç, meşe, ibreli ardıç karışımı, karaçam, göknar, sedir ve kızılçamlar da bulunmaktadır.

Akdeniz iklim kuşağında yer almasına rağmen Toroslar’ın olumsuz etkisi ve yükseltiden dolayı, Göksun’ da deniz etkisi görülmez. İlçede yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı olan Akdeniz yakını dağ iklimi görülür. İlçede Akdeniz yağış rejimi görülür. En fazla yağışı kış ve ilkbahar mevsimlerinde, en az yağışı ise yaz mevsiminde alır.
İlenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, şeker pancarı, fasulye, nohut, elma, üzümdür. Az miktarda arpa, mercimek, kayısı, Antepfıstığı yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta koyun ve kıl keçisi besiciliği yapılmaktadır. İlçede kereste üretimi ve ticareti oldukça gelişmiştir. İlçe topraklarında aliminyum ve demir yatakları bulunmaktadır.

Göksun ismi, eski kaynaklara göre “Kokusus”, “Cocussus” tur. Kokussus buranın Roma dönemindeki adı olup, Bizanslılar döneminde “Kokson”; Ermeniler zamanında da “Koksen” olarak anıldığı bilinmektedir. Osmanlı kaynaklarında ise, bu isim “Köksün” veya “Göksün” olarak geçmektedir.

Göksun yöresinde yapılan arkeolojik kazılar, Göksun tarihinin, tarih öncesi çağlara kadar indiğini göstermiştir. Göksun merkezindeki höyükte yapılan araştırmalarda “Bakır Çağı” na tarihlenen, M.Ö. 2500 yıllarında yapıldığı anlaşılan çanak ve çömlekler bulunmuştur. Burada ele geçen, bu döneme ait Göksun Yazıtı İstanbul Arkeoloji Müzelerindedir.

XIX. yüzyıl sonlarında bazı yabancı bilim adamları inceleme ve araştırma yapmak üzere Göksun yöresine gelmiştir. Bunlardan Hogorth (İngiliz), Sterett (Amarikalı), Kiepert ve Hugo Grothe (Alman) isimli bilim adamları, Göksun ve çevresinde bir dizi inceleme ve kazılar yapmışlarsa da elde ettikleri bulgular hakkında yeterli bir yayın yapmamışlardır. İstanbul Üniversitesi’nden Prof.Bahadır Alkım 1949 yılında, yörede kazı ve araştırmalar yapmış, Taşoluk’ta yüzey araştırmaları sonucunda taştan yontulmuş bıçak, balta ve kazma benzeri aletler elde etmiştir. Prof. Dr. İ.Kılıç Kökten’in Döngel köyündeki Döngel Mağaraları’nda 1956-1959 yılları arasında yaptığı arkeolojik çalışmalar, bölge tarihinin Prehistorik Çağlara kadar uzadığını göstermiştir. Buradaki höyüklerde ele geçen çanak, çömlek ve tabletlerin Irak’ın Musul şehri civarında bulunan verilerle benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Musul’ da ele geçen eserlerin Asurlular’a ait olduğu dikkate alındığında, Göksun’un da Asurlular’a bağlı bir ticaret kolonisi veya bir konaklama merkezi olduğu açıklık kazanmaktadır. Asurlular, Kayseri (Kültepe)’deki ticaret kolonilerine giderken o zamanlar Kayseri’ye en yakın yol güzergahında bulunan Göksun’dan geçtikleri de böylece ortaya çıkmıştır.

Hattiler ve Hititler Göksun’da yaşamışlar ve onlara ait kalıntılar günümüze kadar ulaşabilmiştir. Prof.Dr.Kemal Balkan, Hattilerin bölgede kurdukları mama Beyliği merkezinin Göksun, Elbistan veya Şar’da (Komana) olduğunu ileri sürmüştür. Daha sonraki dönemlerde yörede İskitlerin baskısı ile Kimmerler, ardından da İskitler, Medler ve Persler egemen olmuşlardır. Makedonya Kralı Büyük İskender’ in Doğu Seferi sırasında M.Ö. 333 tarihinde İskenderun’ un doğusunda, İssos (Ayas) ovasında son Pers Kralı III. Darius’ u mağlup etmesi ile Torosların doğusunda yer alan Güneydoğu Anadolu şehirleri ile birlikte Kahramanmaraş ve çevresi de Makedonyalıların hakimiyetine girmiştir. Büyük İskender Kahramanmaraş, Göksun, Afşin ve Elbistan üzerinden İran’a yürümüştür.

Göksun’un Roma, Bizans ve Ermeniler zamanında, Kayseri-Elbistan ve Elbistan-Maraş yol güzergahında bir konaklama beldesi olarak kullanıldığı, Roma gezginlerinden Antonius’un “İtinerarum Antonium” adlı eserinden anlaşılmaktadır. Göksun’un Roma dönemindeki şehir merkezinin yeri, yapılan bütün çalışmalara rağmen kurulduğu yer tespit edilememiştir. Bu döneme ait mimari eserlerin kalıntılarına da rastlanmamıştır. Urfalı Mateos, bunun nedenini o zamanlar bu yörede yaşanan büyük sel ve deprem felaketlerine bağlamaktadır.

Göksun, M.S. 395 – 1030 yılları arasında Bizans egemenliği altında kalmıştır. Kayseri-Kilikya arasındaki en kısa yolun Göksun’ dan geçmesi, Bizans döneminde yöreye önem verilmesine neden olmuştur. Bu amaçla hem askerî hem de siyasî bakımdan bu kısa yolun güvenliğini sağlamak için güçlü kaleler inşa etmişlerdir. Bizans devrinde Göksun’un, aynı zamanda, sürgün hayatı geçirmeye mahkûm papaz ve rahiplere sürgün yeri olduğu da söylenmektedir. Hz. Ömer devrinde Araplar, Bizans İmparatorluğuna baskılar yapmış, Elbistan’a kadar olan yerler Arapların hakimiyetine girmiştir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra yöre, Alparslan’ ın komutanlarından Çavuldur Bey ve Afşin Bey Maraş ve içerisinde Göksun’un da bulunduğu yöreyi ele geçirmiştir. Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümünden sonra, Büyük Selçuklu Devleti’nin zayıflamasını fırsat bilen Ermeniler, Bizanslıların da desteği ile Maraş Ermeni Krallığına bağlı olarak Göksun’daki prenslikleri yeniden kurmuşlardır. Göksun, Raban Kaleleri başta olmak üzere Ceyhan Irmağı’ndaki Ermeni Krallığına bağlı yöreler, Boldacı bey tarafından 1085’te yeniden Selçuklu topraklarına katılmıştır. Bir ara Haçlıların ve Ermenilerin eline geçen yöre, Danişmendlilerin eline geçmiştir. Danişmentli Melik Muhammed’in ölümüyle yöre yeniden Selçukluların egemenliği altına girmiştir. Anadolu Selçukluları 1243’te Kösedağ Savaşı’nda İlhanlılara yenilince, Maraş, Malatya, Adıyaman ve Elazığ yöresinde 1337’de kurulan Dulkadiroğulları Beyliği Göksun’u da ele geçirmiştir. Dulkadiroğulları ile memluklular arasında 1467’de yapılan savaş Göksun yakınlarında olmuştur. Ardından Dulkadiroğulları Safavilerin baskısına karşı koyamayarak geri çekilmişlerdir. Yavuz Sultan Selim zamanında, Çaldıran Savaşı (1514) ile Dulkadiroğulları Beyliği ortadan kaldırılmış, yöre 1515’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Celali İsyanları Göksun’u da etkilemiştir. Celaliler ormanlık araziye sahip olan Göksun’a gelerek burada barınmışlardır. Ardından Kalenderoğlu İsyanı ile Celali isyanlarını Kuyucu Murat Paşa bastırmış ve bu arada Göksun’da da konaklamıştır.

XIX.yüzyıl sonlarında Halep vilayetinin Zor Mutasarrıflığı sınırları içerisinde bulunan Göksun, Andırın kazasının bir nahiye merkezi idi. Kaza merkezi Andırın ile Göksun ile sık sık yer değiştirmiştir. 1908 Yılında Maraş iline bağlı ilçe olan Göksun Cumhuriyetin ilanından sonra da bu konumunu sürdürmüştür.

GÖKSUN BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 21:44
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
6 Mayıs 2008       Mesaj #12
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Nurhak

Ad:  nurhak.jpg
Gösterim: 427
Boyut:  38.4 KB

topraklarının bir bölümü Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, daha büyük bölümü Akdeniz Bölgesi sınırları içinde kalan, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Eskiden Elbistan’a bağlı bir bucak olan Nurhak, 9 Mayıs 1990 tarihli ve 3644 sayılı yasayla ilçe yapılmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
Nurhak Belediyesi 1971’de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 14.990; kasaba, 7.087.

Adını eteklerinde kurulduğu 3090 m. yüksekliğindeki Nurhak dağından almış olan Nurhak ilçesi çok eski bir yerleşim yeridir. Tarihi ipek yolunun içerisinden geçtiği bilinmekte olup, bölgede sırasıyla İlhanlı devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Dulkadiroğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu hüküm sürmüştür. Cumhuriyet döneminde, önceleri Elbistan İlçesine bağlı bir köy olan Nurhak, 16.05.1971 tarihinde kurulan belediye teşkilatı ile belde statüsünü, 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanan 3644 sayılı kanunla da, ilçe statüsünü kazanmıştır.

İlçemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kuzeyinde, bağlı olduğu Kahramanmaraş İl'inin kuzeydoğusunda, Toros Dağları'nın bir uzantısı olan 3.090. m. yüksekliğindeki Nurhak Dağı'nın eteğinde kurulmuştur. Kuzeyinde Elbistan, güneyinde Çağlayancerit, batısında Ekinözü, doğusunda Malatya'nın Doğanşehir ve Adıyaman'ın Gölbaşı İlçeleri bulunur. Nurhak İlçe sınırları içinden Göksu Çayı, Değirmenderesi ve Tatlar Deresi akarsuları geçmektedir. Ortalama 1500 m. rakıma sahip olan ilçenin çevresi ardıç ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. Akdeniz Bölgesi'nin Adana Bölümünde yer almasına rağmen karasal iklim hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. Yağışlar daha çok ilkbaharda Mart-Nisan, sonbaharda Ekim-Kasım aylarında görülür. Genel olarak kuzeyden esen Poyraz ve güneyden esen Lodosun etkisinde kalmaktadır. Ortalama basınç değerleri ise 878 milibardır. Hava basıncının en yüksek olduğu ay Ocak, en düşük olduğu ay Temmuz ayıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 9,9 C'dir. En yüksek ısı 38 C, en düşük ısı ise -35 C olarak gerçekleşmiştir.

Nurhak Dağı


NURUHAK DAGİ olarak da bilinir, Akdeniz Bölgesi’nde, Doğu Anadolu Bölgesi sınırı yakınında dağ. Elbistan’ın güneydoğusunda 3.081 m’ye yükselir. Adının ilk biçimi Nur-ı Hak’tır (Tann’ınn Işığı).

Kahramanmaraş ilinin en yüksek dağı olan Nurhak’ın yapısına Paleozoyik (Birinci) Zamana (y. 570-225 milyon yıl önce) ait şist ve kalkerler egemendir. Nurhak Dağı doğudan Malatya-Fevzipaşa demiryolunun izlediği Doğu Anadolu Kırık Kuşağıyla sınırlanır. Güneyindeki Engizek Dağından da Fırat’ın kolu Göksu Vadisiyle ayrılır. Fırat ve Ceyhan ırmakları arasında su bölümü çizgisi oluşturan Nurhak Dağının güney yamacından inen sular, Göksu ve kolları aracılığıyla Fırat’a, kuzey ve batı kesiminin suları ise Ceyhan’a ulaşır.

NURHAK KAYMAKAMLIĞI
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 22:24
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
6 Mayıs 2008       Mesaj #13
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Pazarcık

Ad:  pazarcık.jpg
Gösterim: 397
Boyut:  51.0 KB

Pazarcık, kuzey ve batı kesimi Akdeniz Bölgesi’nde, doğu ve güney kesimi Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kalan, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 1.938 km2 olan Pazarcık ilçesi doğuda Adıyaman ve Gaziantep, güneyde gene Gaziantep illeri, güneybatıda Türkoğlu ilçesi, batıda ve kuzeybatıda Merkez ilçe, kuzeyde de Çağlıyancerit ilçesiyle çevrilidir.

İlin güneydoğu kesiminde yer alan ilçe toprakları fazla yüksek olmayan dalgalı düzlüklerden oluşur. Doruğu ilçe sınırları dışında kalan Ahır Dağının doğu uzantıları kuzey kesimi engebelendirir. Kahramanmaraş-Hatay Çöküntü 01uğunun kuzeydoğu uzantısı, Aksu Vadisi boyunca orta kesime doğru sokulur. Başlıca düzlükler Narh Ovası ile Araban Ovasının batı uzantısıdır. İlçedeki suların büyük bölümünü toplayan Aksu Ceyhan Irmağına, güneydoğudaki suları toplayan Karasu ise Fırat Irmağına katılır. İlçenin başlıca gölü, Aksu üzerinde kurulan Kartalkaya Barajı’nm ardında suların birikmesiyle oluşan yapay göldür.

İlçe halkı geçimini tarımdan sağlar. Başlıca bitkisel ürünler buğday, üzüm, şeker pancarı, pamuk ve arpadır. Ayrıca az miktarda soya, elma, kayısı ve baklagiller yetiştirilir. 1984’te ilin en çok pamuk yetiştirilen ilçesi Pazarcık’tı. İlçe topraklarında manganez ile tuğla ve kiremit hammaddesi içeren cevher yatakları vardır.

Adana-Malatya demiryolu ilçe topraklarından geçer. Kahramanmaraş kentiyle bağlantı kuran şube hattı Narh’nm batısındaki Köprüağzı istasyonunda, Bağdat Demiryo- lu’nun bir parçası olan ve Gaziantep üzeriden Kargamış’a bağlanan hat Narlı’nın kuzeydoğusunda bu demiryoluyla kesişir. Kahramanmaraş ile Malatya’yı Gaziantep’e bağlayan önemli karayolları da Narlı’da kesişir.

Çok eski bir yerleşim alanı olan ilçe sınırlan içindeki Gani Dağı yamaçlarında Paleolitik Çağın (y. 2 milyon-15 bin yıl önce) ilk evrelerine ait olduğu sanılan buluntulara rastlanmıştır. 16. yüzyıl başlarında Osmanlı topraklarına katılan yöre, 19. yüzyıl sonlannda Halep vilayetinin Maraş sancağına bağlı bir kaza olarak yönetiliyordu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Maraş yöresindeki işgalci Fransız güçlerine karşı verilen yerel silahlı mücadelede Pazarcık Kuva-yı Milliye’si anılmaya değer başarılar gösterdi.

İlçenin orta kesiminde yer alan Pazarcık kenti yeni bir yerleşmedir. Eskiden bugünkü kentin 3 km kadar kuzeydoğusunda bulunan yerleşmenin demiryolu istasyonu çevresinde de bir mahallesi vardı. Demiryolu ulaşımının önem kazanmasıyla bu mahalle gelişerek asıl kent durumuna geldi. Eski yerleşme ise Eskipazarcık adıyla anılmaya başladı. İlçe merkezi Pazarcık’a 1941’de taşındı. Adana-Malatya demiryolu ile Kahramanmaraş’ı Adıyaman ve Malatya’ya bağlayan karayolu kentten geçer. Kartalkaya Baraj Gölü kıyısı yakınında yer alan kent il merkezi Kahramanmaraş’a 48 km uzaklıktadır.

İlçedeki başlıca tarihsel yapılar Turunçlu ve Ufacıklı köyleri çevresindeki Roma ve Bizans dönemlerine ait mezar şapelleri, konut kalıntıları ve günümüze değin kullanılan sarnıçlardır.
Pazarcık Belediyesi Cumhuriyetten önce kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 81.644; kent, 25.154.

Akdeniz Bölgesi’nde kuzey ve batı kesimi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde doğu ve güney kesimi bulunan pazarcık, kuzeyinde Çağlayancerit, doğusunda Gölbaşı, Besni ve Araban ilçeleri, güneyinde Gaziantep ili ile Yavuzeli ve İslahiye ilçeleri, batıda Kahramanmaraş ili ve Türkoğlu ilçesi ile çevrilidir. Kahramanmaraş’ın güneydoğu kesiminde yer alan ilçe toprakları, yükseltisi fazla olmayan dalgalı düzlüklerden oluşmaktadır. Ahır Dağının doğu uzantıları ilçenin kuzey kesimini engebelendirir.

Kahramanmaraş-Hatay çöküntü alanının kuzeydoğu uzantısı, ilçenin orta kesimine Aksu Çayı boyunca sokulur. İlçenin belli başlı düzlükleri Araban Ovası ile Narlı Ovanın uzantılarıdır. İlçe topraklarını Aksu Çayı ile Karasu Çayı sulamaktadır. Aksu Çayı üzerinde kurulan sulama amaçlı Kartalkaya Barajı ise, ilçenin başlıca yapay gölüdür.
İl merkezine 48 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.938 km2 olup, toplam nüfusu 80.478’dir.

İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer.
İlçenin ekonomisi tarıma dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; buğday, pamuk, arpa, şeker pancarı ve üzümdür. Az miktarda da baklagiller, soya, elma ve kayısı yetiştirilir. İlin en çok pamuk yetiştiren ilçesidir. İlçe topraklarında manganez, tuğla ve kiremit hammaddesi içeren cevher yatakları bulunmaktadır.

Pazarcık çok eski bir yerleşim alanıdır. Gani Dağı yamaçlarında Paleolotik Çağa ait buluntularla karşılaşılmıştır. Prof.Dr.Kılıç Kökten’in 1958-1969 yıllarında Gani dağı ve Sarıl’da yapmış olduğu arkeolojik kazılarda MÖ.3500-3000 yıllarına ait önemli yerleşim merkezleri ortaya çıkmıştır. Bu yöre MÖ.2700 yılları arasında Hititler ile Asurlular arasında bir sınır oluşturuyordu. Nitekim Kahramanmaraş Müzesi’nde bulunan bir sınır taşı da bunun kanıtıdır. Asur tüccarlarının küçük yerleşimler kurduğu bu yere, Persler egemen olmuş, onları Büyük İskender’in Makedonya Krallığı, Roma ve Bizans dönemleri izlemiştir.

Hz.Ömer zamanında (634-644), bölgeye Halid Bin Velid komutansında seferler yapılmış ve yöre Bizanslılar ile Araplar arasında sık sık el değiştirmiştir. Romalılar döneminde Şallıuşağı Köyü sınırları içerisinde bulunan Köroğlu Kalesi de Abbasilere karşı korunma amacı ile yapılmıştır.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Oğuz boylarından bazı topluluklar buraya yerleşmiş ve Türkmen nüfusu çoğalmıştır. XII.yüzyıldan sonra Anadolu Selçukluları yöreye hakim olmuşlardır. İlhanlılarıdan sonra Dulkadiroğulları yöreye egemen olmuştur. Yavuz Sultan Selim zamanında, Çaldıran Savaşı (1514) ile Dulkadiroğulları Beyliği ortadan kaldırılmış yöre 1515’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.

XIX.yüzyıl sonlarında Halep vilayetinin Maraş sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiştir. I.Dünya Savaşı’ndan sonra Fransızların işgaline uğramış, Pazarcık milisleri onlara karşı koymuş ve Kuvayi Milliye Teşkilatı kurulmuştur. Lozan Antlaşmasından sonra Fransızlar bölgeyi terk etmişlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1941 yılına kadar Gaziantep iline bağlı kalmıştır. Ardından Kahramanmaraş’a bağlanmış ve Bağdınısadır ismi ile bilinen Yukarı Pazarcık’ın 3 km. batısında bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur.

İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Gani Dağındaki Paleolitik Çağ kalıntıları, Turunçlu ve Ufacıklı köyleri içerisinde Roma ve Bizans dönemine ait Nekropol kalıntıları ve Ardıl Köyü Camisi ile Bulut Deliği Mağarası bulunmaktadır.

PAZARCIK KAYMAKAMLIĞI
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 22:20
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
6 Mayıs 2008       Mesaj #14
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Türkoğlu

Ad:  türkoğlu.jpg
Gösterim: 384
Boyut:  68.9 KB

Türkoğlu, Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde, Kahramanmaraş iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 688 km2 olan Türkoğlu ilçesi, kuzeyde Merkez ilçe, doğuda Pazarcık ilçesi, güneyde Gaziantep, güneybatı ve batıda da Adana illeriyle çevrilidir.

Bazı bölümleri dalgalı düzlüklerden oluşan ilçe toprakları ilin güney kesiminde yer alır. Orta ve doğu kesimi Kahramanmaraş-Hatay Çöküntü 01uğunun üstündedir. Türkoğlu yöresinin batı kesimini Amanos Dağlarının kuzey uzantıları engebelendirir. Bu topraklardan kaynaklanan suları toplayan Aksu, ilçe sınırları dışında Ceyhan Irmağına katılır. Orta kesimdeki ovalık alanda yer alan bataklıklar kurutularak tarım alanına dönüştürülmüştür. Dağlık alanlar daha çok ardıç, göknar, kızıl çam, kara çam ve sedir ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplıdır.

Büyük bölümü kırsal kesimde yaşayan ilçe halkı geçimini tarımdan sağlar. Yetiştirilen başlıca bitkisel ürünler buğday, üzüm, pamuk tohumu (çiğit), pamuk, şeker pancarı, arpa, kırmızıbiber ve soyadır. Az miktarda zeytin, elma, nohut, mercimek ve kayısı yetiştirilen ilçede hayvancılık da yapılır.

1958’de Türkoğlu İnekhanesi adıyla kurulan Kahramanmaraş Tarım işletmesi ilçe tarımının gelişmesine katkıda bulunan başlıca kurumdur. İlçe topraklarında barit ve tuğla-kiremit hammaddesi içeren cevher yatakları vardır.

Eskiden Eloğlu adıyla anılan kentin, Tecirli aşiretini yerleştirmek amacıyla kurulduğu bilinmektedir. 1960’ta ilçe merkezi yapılırken adı Türkoğlu olarak değiştirildi. Kahramanmaraş’ı daha güneydeki İskenderun ile Antakya’ya bağlayan yol kentten, Bağdat Demiryolu da kent yakınından geçer. Türkoğlu kenti il merkezi Kahramanmaraş’a 29 km uzaklıktadır.
Türkoğlu Belediyesi 1960’ta kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 60.992; kent, 14.608.

Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda, Kahramanmaraş İline bağlı bir ilçe olan Türkoğlu’nun güneyinde Nurdağı, batısında Bahçe ve Düziçi ilçeleri, kuzeybatısında Andırın ilçesi, doğusunda Pazarcık, kuzeyinde ise Kahramanmaraş yer almaktadır. İmalı Dağının doğu eteklerinde kurulmuş olan ilçenin orta ve doğu kesimi Kahramanmaraş-Hatay çöküntü alanı üzerinde olup, batı kesimini Amanos Dağlarının kuzey uzantıları engebelendirmektedir. İlçenin kuzeybatısında Kemalim Dağları, güneybatısında Toros dağlarının uzantısı olan Nur Dağı bulunmaktadır. Batısında fazla yüksek olmayan yaylalar bulunmaktadır. İlçe adını aldığı Türkoğlu Ovası’nda yer almakta olup, diğer önemli ovası da Gavur Gölü (SağlıkOvası)dür. İlçe topraklarını Aksu Nehri ile İmalı Deresi sulamaktadır. İmalı Deresi üzerinde sulama amaçlı Kızıleniş Göleti yapılmıştır.

İl merkezine 22 km. uzaklıktaki ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 500 m.dir. Yüzölçümü 705 km2, toplam nüfusu ise, 59.251’dir.
İlçenin iklimi tipik Doğu Akdeniz iklimi özelliklerini taşımakta olup, kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır.

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; buğday, çiğit, pamuk, şeker pancarı, arpa, kırmızı biber, soya ve üzümdür. Az miktarda zeytin, elma, nohut, mercimek ve kayısı yetiştirilir. Hayvancılıkta ise büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır. İlçe topraklarında barit, tuğla ve kiremit hammaddesi içeren cevher yatakları vardır.

İlçe tarihi ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bölgenin ilk yerleşenlerinin Oğuzların Afşar boyuna mensup Tecirli aşireti olduğu söylenmektedir. Ancak yöredeki Hacıbebek Köyü’ndeki höyükler ve Mine Köyü’ndeki höyük ve Doluca (Orçin) Kalesi yöredeki ilk yerleşimin Hititler dönemine kadar indiğine işaret etmektedir. Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Dulkadiroğullarının da buraya egemen oldukları sanılmaktadır. Yavuz Sultan Selim zamanında Maraş ile birlikte yöre Dulkadiroğullarından 1515’te alınmıştır.

Osmanlı döneminde bir köy niteliğinde olan bu yerleşim I.Dünya Savaşı sırasında Fransızlar tarafından işgal edilmiş, Lozan Antlaşmasından sonra da Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil edilmiştir. İlçenin eski adı Eloğlu olup, bu ismin verilmesinin nedeni de; buraya gelenlerin göçmen olmalarından kaynaklanmaktadır. Eloğlu, 1944 yılına kadar köy statüsünde kalmış,1944 yılında nahiye olmuştur.11 Şubat 1960 tarihinde dönemin başbakanı Adnan Menderes burayı ziyaret etmiş ve burasının ilçe konumuna getirilerek isminin de Türkoğlu olarak değiştirilmesini istemiştir. Böylece 1960’da Türkoğlu, Kahramanmaraş’a bağlı bir ilçe durumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Hacıbebek Köyü Höyüğü, Domuz Tepesi Höyüğü, Yağ Höyük, Mine Höyük, Doluca (Orçin) Kalesi, Dalyan (Balıkçılar) Köprüsü bulunmaktadır.

TÜRKOĞLU BELEDİYESİ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 22:30
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Mayıs 2008       Mesaj #15
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Onikişubat

Ad:  12şubat.jpg
Gösterim: 340
Boyut:  37.1 KB

Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Kahramanmaraş merkez ilçesinin ikiye bölünmesi sonucu ilçe olmuştur. 357.870 kişilik nüfusuyla Kahramanmaraş'ın en büyük ilçesidir. İlçenin adı Maraş'ın Fransız ve Ermeni işgalinden kurtuluşu olan 12 Şubat 1920 tarihine atfen "Onikişubat" olmuştur. Hem Onikişubat ilçesinde hem de Dulkadiroğlu'da her yıl 12 Şubat'ta geniş çaplı etkinlikler düzenlenmektedir.

Ulusal ve uluslararası belediyecilikte AB standartlarının üzerine çıkaracak sürekli gelişme düşüncesinden hareketle yaratıcılığı, yenilikleri destekleyen gerekli bilgi ve becerilerle donatılmış bireylerle belediyemizi saygın bir kurum haline getirmek. Alt yapıdan üst yapıya kadar kentsel tasarımında modern bir şehre yakışır ilçe olup, tüm kentin ilgisini çekecek büyük donatıları içinde barındıran, yaşayanlarının beklentilerine cevap bulabilecekleri huzurlu ve sağlıklı toplumu barındıran bir cazibe kenti oluşturmaktır.

ONİKİŞUBAT BELEDİYESİ

Ad:  Dulkadiroğlu.jpg
Gösterim: 596
Boyut:  41.8 KB

Dulkadiroğlu


Türkiye'nin Kahramanmaraş ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Kahramanmaraş merkez ilçesinin ikiye bölünmesi sonucu ilçe olmuştur. 216.701 kişilik nüfusuyla Kahramanmaraş'ın en kalabalık ikinci ilçesidir.

İlçemiz, tarihi süreç içerisinde ; M.Ö. 2000-1200 yılları arasında Hitit,(M.Ö. 720-612) Asur ve Urartular , (M.Ö. 612-333) Pers ve Hellenizm M.Ö.192 -M.S.395 yılları arasında Büyük Roma İmparatorluğu hakimiyeti altında kaldıktan sonra 1086 yılında Emir Buldacı tarafından fethedilerek Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlandı.

Yine sırasıyla 1136’da Danişmend, 1172’de Musul Atabeği Nurettin Zengileri hâkimiyetine giren bölge 1259 yılında Kilikya Ermenilerinin eline geçti ve nihayetinde 1337 Dulkadiroğulları Beyliği oluncaya kadar Memlukluların Halep Valiliği'ne bağlı kaldı.
Beyliğin kurucusu Zeyneddin Karaca Bey’dir. Dulkadiroğulları Beyliği, Osmanlıların Anadolu'da kendilerine kattıkları son beyliktir. Kırşehir-Bozok-Kayseri-Pınarbaşı, Elbistan, Harput-Maraş-Kadirli-Antep gibi geniş bir alanda hâkimiyet sürmüştür. 1515 ‘te Osmanlı hâkimiyetine giren bölge Cumhuriyet dönemine kadar valiler aracılığı ile yönetildi.

1.Dünya Savaşında düşman işgaline uğrayan bölge Kuva-i Milli kuvvetlerinin ve halkın üstün gayretleri sonucu işgalden kurtarılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi 5 Nisan 1925’te Maraş şehrini bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile 7 Şubat l973 tarihinde de " Kahramanlık " payesiyle ödüllendirmiştir.

6360 Sayılı Kanunun 14 ilde Büyükşehir Belediyesi ve 27 İlçe kurulması ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun 06/12/2012 tarih ve 28489 sayılı ile Resmi Gazete'de yayımlanması ile birlikte DULKADİROĞLU ilçesi kurulmuş ve idari yapıdaki yerini almıştır.

DULKADİROĞLU KAYMAKAMLIĞI
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 22:46
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Şubat 2017       Mesaj #16
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Kahramanmaraş olayları


19-24 aralık 1978'de, il merkezindeki alevi topluluğuna karşı düzenlenen soykırım girişimi. Olayları planladığı ileri sürülen Kahramanmaraş Ülkücü gençler derneğinden kimi kişiler önce bir sinemada dinamit patlattı. Dinamitin karşı görüşlü kişiler tarafından atıldığını ileri süren kalabalık bir grup "Müslüman Türkiye”, "Zafer islamındır" sloganlarıyla kentteki CHP il merkezine, PTT ve TÜBDER (Tüm öğretmenler birleşme ve dayanışma derneği) cinasına saldırdı; iki öğretmen öldürüldü 19 aralık). Bunların cenazelerinin kaldırılması sırasında cami cemaati ve yandaşarı ölenlerin komünist olduğu gerekçesiye cenaze törenini önledikten sonra, 23 -24 aralık günleri kentteki alevi evlerine saldırdı, çatışma oldu, resmi verilere göre 105 kişi öldü, 176 kişi yaralandı. 210 ev. 70 işyeri yakılıp yıkıldı. Kentteki güvenlik güçleri etkin olamadı. Hükümet ilde sıkıyönetim ilan etti. Kayseri ve Gaziantep'ten getirilen askeri birlikler duruma günler sonra hâkim olabildi. Olay sorumluları olduğu ileri sürülen kimi kişiler yakalandı. Yapılan yargılama sonunda 22 kişi idam cezasına çarptırıldı. 9 idam cezası temyizde bozuldu, idamı onaylanan 13 kişiyse, 1991'de çıkan Terörle mücadele kanunu uyarınca serbest bırakıldı.

Kahramanmaraş müzesi


Maraş kalesi'nde açılan müze (1963); 1976'da kendi yapısına taşındı. Sergilenen yapıtların çoğunluğunu Tarihöncesi'nden aletler ve Hitit döneminden seramikler oluşturur Ayrıca Hitit ve Geç Hitit dönemlerinden kabartmalar, Roma ve Bizans dönemlerinden heykeller, steller, seramikler, heykelcikler ve yöreye özgü etnografik eserler bulunmaktadır.
Kahramanmaraş müzesi

Kahramanmaraş Pamuklu sanayii müessesesi (Sümerbank)


Kahramanmaraş'ta kurulu, iplik ve dokuma üretiminde uzmanlaşmış Sümerbank'a bağlı kuruluş. 1955'te işletmeye açıldı, 1968'de Sümerbank'a geçti. İplik, pamuklu dokuma ye konfeksiyon üretim birimleri vardır. Üretilen ipliğin önemli bölümü kuruluşun gereksinimleri için kullanılır. Dokuma ürünleri ise, hambez ve hem beyaz hem de çeşitli renklerde üretilen geniş hasselerdir. Konfeksiyon biriminde üretilen çarşaf, yastık kılıfı, nevresim Sümerbank'ın dışsatım ürünleri arasında yer alır. Tesislerde 19 632 iğ, 582 tezgâh bulunmakta, yılda 2 800 ton iplik, 12 milyon m dokuma üretilmektedir. Kuruluşta 1993 başı itibariyle 915 kişi çalışmaktadır.

Kahramanmaraş
Türkoğlu ilçesinin Narlı bucağında kurulu devlet harası. 1955'te Ziraat vekâleti veteriner işleri genel müdürlüğü'ne bağlı bir irıekhane olarak kuruldu. 1983'te Tarım işletmeleri genel müdürlüğü'ne bağlandı.
2 072 ha arazi varlığı olan işletmede çalışmalar sığırcılık, koyunculuk, tavukçuluk ve tanm şubeleri aracılığıyla yürütülmektedir. Sığırcılık şubesinde Güney sarı kırmızı sığır ırkı üzerinde ıslah çalışmaları yapılmakta, elde edilen damızlıklar çevre yetiştiricilere dağıtılmaktadır. 1965'te açılan koyunculuk şubesinde ivesi koyun ılkının ıslahı üzerinde çalışılmakta, tavukçuluk şubesinde Leghorn ve New Hampshire tavuk ırklarının yaygınlaştırılması için üreticilere civciv ve yumurta dağıtılmaktadır. Tarım bölümünde ise yerfıstığı ile yem bitkisi olarak yonca, mısır ve hayvan pancarı yetiştirilir.

kaynak: Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Şubat 2017       Mesaj #17
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Kahramanmaraş Olayları


Aralık 1978’ de Kahramanmaraş kentinde mezhep çatışması sonucu patlak veren ve 100’ü aşkın kişinin ölümüyle sonuçlanan toplu saldın.

Siyasal nedenlerle körüklenen Alevi-Sünni ayrılığının Kahramanmaraş’ta gerginliği tırmandırdığı bir dönemde, 20 Aralık’ta kentteki sinemalardan birine patlayıcı madde atıldı. Ardından “sinemayı Alevi komünistlerin bombaladığı” söylentisi yayıldı ve solcu olarak bilinen iki öğretmen, kendilerini bombalama olayından sorumlu tutan bir grup sağcı gencin saldırısı sonucu yaşamlarını yitirdi.

23 Aralık’ta öğretmenlerin cenazeleri kaldırılırken büyük olaylar oldu. Cenazelerin getirildiği camide bulunanlar ölenlerin cenaze namazının kılınmasına karşı çıkarken bir yandan da “cenaze törenine katılanlann camileri ateşe verdiği” söylentisi kentin Sünni mahallelerine hızla yayıldı. Bunun üzerine harekete geçen silahlı ve sopalı kalabalık gruplar Kahramanmaraş’ın Alevi mahallelerine saldırdılar. Aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi bu saldırılar sırasında öldü; evler, işyerleri yakılıp yıkıldı; yüzlerce kişi yaralandı.

Günlerce süren saldırı ve çatışmaları önlemekte yerel güvenlik güçleri yetersiz kalınca Kayseri ve Gaziantep’ten askeri birlikler gönderildi. Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümet olaylar üzerine, 26 Aralık’ta aralarında Kahramanmaraş, Ankara ve İstanbul’un da bulunduğu 13 ilde sıkıyönetim ilan etti. Bu arada İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı da istifa etti, yerine Haşan Fehmi Güneş getirildi. Kahramanmaraş Olayları 1970-80 arasında Türkiye’deki siyasal şiddet eylemlerinin doruk noktasıydı.

Kahramanmaraş Olayları ile ilgili olarak daha sonra açılan davada 22 kişi hakkında ölüm cezası verildi. Yargıtay aşamasında 13 kişinin cezası onaylandı, ama uygulanmadı. Nisan 1991’de kabul edilen Terörle Mücadele Kanunu’yla mahkûmlar serbest bırakıldı.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

30 Mart 2011 / Misafir Cevaplanmış