Arama

Türkiye'deki Antik Kentler - Efes

Güncelleme: 5 Temmuz 2015 Gösterim: 14.444 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Efes
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Efes, kuruluşu Cilalı Taş Devri M.Ö. 6000 yıllarına dayanan, İzmir'in Selçuk ilçesinin 3 km uzağında bulunan antik kent.
Sponsorlu Bağlantılar
Antik Efes
İzmir ili Selçuk ilçesi sınırları içindeki Efes Antik Kenti'nin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, Neolitik Döneme (Cilalı Taş Devri) kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hititler'e ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Dönemi'nde kentin adı Apasas'tır.

Ad:  Karte_Ephesos_Map.png
Gösterim: 832
Boyut:  41.2 KB
Antik Efes haritası
Helenistik Efes
M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Bugün gezilen Efes ise Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Şehir Romadan özerk bir şekilde Apameia Kibotos şehri ile ortak para bastırmıştır. Bu şehirler klasik dönemdeki Küçük Asya'da çok parlak yarı özerk davranmaya başlamışlardı. Lysimakhos, kenti Miletli Hippodamos'un bulduğu "Izgara Plan"a göre yeniden kurar. Bu plana göre, kentteki bütün cadde ve sokaklar birbirini dik olarak keser.

Roma Dönemi Efes
Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Roma İmparatoru Augustus zamanında, Asya Eyaleti'nin başkenti olmuş ve nüfusu o dönem (M.Ö. 1.-2. yüzyıl) 200.000 kişiyi aşmıştır. Bu dönemde her yer mermerden yapılmış anıtsal yapılarla donatılır. M.Ö. 4. yüzyılda limanın dolmasıyla Efes'te ticaret geriler. İmparator Hadrian limanı birkaç kez temizletir. Liman kuzeyden gelen Marnas Çayı ve Küçük Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlarla dolar. Efes denizden uzaklaşır. 7. yüzyılda Araplar bu kıyılara saldırır. Bizans döneminde tekrar yer değiştiren ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne gelen Efes, 1330 yılında Türkler tarafından alınır. Aydınoğulları'nın merkezi olan Ayasuluk, 16. yüzyıldan itibaren giderek küçülmeye başlamıştır. Günümüzde bölgede, 30.000 nüfuslu turistik Selçuk ilçesi bulunmaktadır.

Ad:  Efes_Hadrian_temple.jpg
Gösterim: 796
Boyut:  73.1 KB
Hadrian Tapınağı

Efes ören yerinde, Hadrianus Tapınağı girişindeki frizde Efes'in 3 bin yıllık kuruluş efsanesi şu cümlelerle yer alır:
Atina kralı Kodros'un cesur oğlu Androklos, Ege'nin karşı yakasını keşfetmek ister. Önce, Delfi kentindeki Apollon Tapınağı'nın kahinlerine danışır. Kahinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kuracağını söyler. Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken Ege'nin lacivert sularına yelken açar... Kaystros (Küçük Menderes) Nehri'nin ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verirler. Ateş yakarak tuttukları balıkları pişirirlerken çalıların arasından çıkan bir yabandomuzu, balığı kaparak kaçar. İşte kehanet gerçekleşmiştir. Burada bir kent kurmaya karar verirler...
Doğu ile Batı arasında başlıca kapı durumunda olan Efes önemli bir liman kenti idi. Bu konumu Efes'in çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma Devrinde Asia eyaletinin başkenti olmasını sağlamıştır. Efes, antik çağdaki önemini yalnızca buna borçlu değildir. Anadolu'nun eski anatanrıça (Kybele) geleneğine dayalı Artemis kültünün en büyük tapınağı da Efes'te yer alır. Efes'teki Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir.
M.Ö. 6. yüzyılda bilim, sanat ve kültürde Milet ile birlikte en ön sırada yer alan Efes, bilge Herakleitos, rüya tabircisi Artemidoros, şair Callinos ve Hipponaks, gramer bilgini Zenodotos, hekim Soranos ve Rufus gibi ünlü kişileri yetiştirmiştir.

Mimari Eserler
Efes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları yaklaşık 8 kilometrelik geniş bir alana yayılır. Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler yılda ortalama 1,5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Tümüyle mermerden yapılmış ilk kent olan Efes'teki başlıca yapılar ve eserler aşağıda açıklanmıştır:
Artemis Tapınağı: Dünyanın yedi harikasından biridir. Antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağıdır. Büyüklüğü 130 x 68 metre ve ön cephesi diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktür.
Magnesia Kapısı (Üst Kapı) ve Doğu Gymnasiumu: Efes'in iki girişi vardır. Bunlardan biri kentin çevresindeki sur duvarlarının doğu kapısı olan, Meryemana Evi Yolu üzerindeki Magnesia Kapısı'dır. Doğu Gymnasiumu, Panayır Dağı eteğindeki Magnesia Kapısı'nın hemen yanındadır. Gymnasion, Roma Çağı'nın okuludur.
Odeion: Efes'in iki meclisli bir yönetimi vardı. Bunlardan biri olan Danışma Meclisi toplantıları zamanında üzeri kapalı olan bu yapıda yapılmış ve konserler verilmiştir. 1.400 kişilik kapasiteye sahiptir. Bu nedenle yapı "Bouleterion" olarak da adlandırılır.
Yukarı Agora ve Bazilika: İmparator Augustus tarafından inşa ettirilmiş, resmi toplantıların ve borsa işlemlerinin yapıldığı yerdir. Odeion'un önündedir.
Prytaneion (Belediye Sarayı): Prytan kentin belediye başkanı gibi görev yapardı. En büyük görevi kalın sütunları bulunan bu yapının içindeki kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen kent ateşinin sönmemesini sağlamaktı. Prytan, Kent Tanrıçası Hestia adına bu görevi üstlenmişti. Salonun çevresinde tanrı ve imparator heykelleri sıralanmıştı. Efes müzesindeki Artemis heykelleri burada bulunmuş ve daha sonra müzeye getirilmiştir. Yanındaki yapılar kentin resmi misafirlerine ayrılmıştı.
Domitianus Meydanı: Meydanın güneyinde, teras üzerinde İmparator Domitianus adına Efesliler tarafından yaptırılmış büyük bir tapınak ve altında Efes yazıtlar galerisi vardır. Doğuda Pollio Çeşmesi ve olasılıkla hastane yapısı, kuzeyinde cadde üzerinde Memnius Anıtı yer alır.
Herakles Kapısı: Roma Çağı sonlarında yaptırılmış olan bu kapı Kuretler Caddesi'ni yaya yolu haline getirmiştir. Ön cephesindeki Kuvvet Tanrısı Herakles kabartmaları dolayısıyla bu ismi almıştır.
Traianus Çeşmesi: Cadde üzerindeki iki katlı anıtlardan biridir. Ortada duran İmparator Trainus'un heykelinin ayağı altında görülen küre dünyayı simgeler.
Yamaç Evler: Teraslar üzerine inşa edilmiş olan çok katlı evlerde kentin zenginleri oturuyordu. Peristilli ev tipinin en güzelleri olan bu evler modern evlerin konforunda idi. Duvarlar mermer kaplama ve fresklerle, taban ise mozaiklerle kaplıdır. Evlerin hepsinde kalorifer sistemi ve hamam bulunmaktadır.
Hamam ve Umumi Tuvalet: Romalıların en önemli sosyal yapılarındandır. Soğuk, ılık ve sıcak kısımlar vardır. Bizans döneminde tamir görmüştür. Ortasında havuz olan umumi tuvalet yapısı, aynı zamanda toplanma yeri olarak da kullanılmıştır.
Hadrianus Tapınağı: İmparator Hadrianus adına, anıt tapınak olarak inşa ettirilmiştir. Korinth düzenlidir ve frizlerinde Efes'in kuruluş efsanesi işlenmiştir.
Oktagon: Kleopatra'nın kız kardeşine ait anıtsal bir mezardır.
Heroon: Efes'in efsanevi kurucusu Androklos adına yaptırılmış bir çeşme yapısıdır. Ön kısmı Bizans döneminde değiştirilmiştir.

Ad:  Celsus_Bibliothek.jpg
Gösterim: 713
Boyut:  67.5 KB
Celcius Kütüphanesi

Celcus Kütüphanesi: Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. M.S.106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus'un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir. Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu.
Serapis Tapınağı: Efes'in en ilginç yapılarından biri olan Serapis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi'nin hemen arkasındadır.
Anıtsal Çeşme: Odeion'un önündeki meydan kentin "Devlet Agorası" (Yukarı Agora)'dır. Tam ortasında Mısır tanrıları tapınağı (İsis) bulunuyordu. M.Ö. 80 yıllarında Laecanus Bassus tarafından yaptırılan Anıtsal Çeşme, Devlet Agorası'nın güneybatı köşesinde yer alır. Buradan Domitian Meydanı'na ve bu meydan etrafında kümelenmiş bulunan Pollio Çeşmesi, Domitian Tapınağı, Memmius Anıtı ve Herakles Kapısı gibi yapılara ulaşılır.
Mazeus Mithridates (Agora Güney) Kapısı: Kütüphaneden önce, İmparator Augustus zamanında inşa edilmiştir. Kapıdan Ticaret Agorası'na (Aşağı Agora) geçilir.

Ad:  mermerli_yol.jpg
Gösterim: 719
Boyut:  40.4 KB
Mermerli yol

Mermer Cadde: Kütüphane meydanından tiyatroya kadar uzanan caddedir.
Agora: 110 x 110 metre boyutlarında ortası açık, çevresi portikler ve dükkanlarla çevrili bir alandır. Agora, kentin ticari ve kültürel merkeziydi. Agora Mermer Cadde'nin başlangıç noktasıdır.
Büyük Tiyatro: Mermer Cadde'nin sonunda bulunan yapı, 24.000 kişilik kapasiteyle antik dünyanın en büyük tiyatrosudur. Çok süslü ve üç katlı sahne binası tamamen yıkılmıştır. Oturma basamakları üç bölümlüdür. Tiyatro, St. Paul'ün vaazlarına mekan olmuştur.

Ad:  Efes_tiyatro.jpg
Gösterim: 847
Boyut:  61.1 KB
Büyük Tiyatro

Tiyatro Gymnasiumu: Hem okul, hem de hamam işlevine sahip büyük yapının avlu kısmı açıktadır. Burada tiyatroya ait mermer parçalar restorasyon amacıyla sıralanmıştır.
Liman Caddesi: Büyük Tiyatro'dan, bugün tamamen dolmuş olan Antik Liman'a uzanan, iki yanı sütunlu ve mermer döşeli Liman Caddesi (Arcadiane Caddesi), Efes'in en uzun caddesidir. 600 metre uzunluktaki cadde üzerine kentin Hıristiyanlık döneminde anıtlar yapılmıştır. Her birinde havarilerden birinin heykeli olan dört sütunlu Dört Havari Anıtı, caddenin hemen hemen ortasındadır.
Liman Gymnasiumu ve Liman Hamamı: Liman Caddesi'nin sonundaki büyük yapılar grubudur. Bir bölümü kazılmıştır.
Saray Yapısı, Stadyum Caddesi, Stadyum ve Gymnasium: Bizans sarayı ve caddenin bir bölümü restore edilmiştir. At nalı biçimindeki Stadyum, antik devirde sportif oyunların ve yarışmaların yapıldığı yerdir. Geç Roma döneminde gladyatör oyunları da yapılmıştır. Stadyumun yanındaki Vedius Gymnasiumu ise hamam-okul kompleksidir. Vedius Gymnasiumu kentin kuzey ucunda, Bizans dönemi surlarının hemen yanında yer almaktadır.
Meryem Kilisesi: 431 Konsül Toplantısı'nın yapıldığı yer olan Meryem Kilisesi (Konsül Kilisesi), Meryem adına inşa edilmiş ilk kilisedir. Liman Hamamı'nın kuzeyinde yer almaktadır.
Meryemana Evi: İsa'nın annesi Meryemana, İsa öldükten sonra St. Jean ile birlikte Efes'e gelmiş ve hayatının son yıllarını burada yaşamıştır. Ancak Kitab-ı Mukaddes'te de anlatıldığı gibi Meryem'in mezarı dönemin selefkosunda bugünün Silifke'sinde olduğu rivayet edilmektedir.
Yedi Uyuyanlar: Bizans döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş olan bu yer, Geç Roma imparatorlarından Decius zamanında putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları rivayet edilen mağara olduğuna inanılır ancak tüm araştırmalarda gerçek mağaranın dönemin en büyük merkezi ve St. Paul'ün doğum yeri olan Tarsus'tadır.
St. Jean Kilisesi: Bizans İmparatoru Büyük Iustinianus tarafından yaptırılan ve o dönemin en büyük yapılarından bir olan 6 kubbeli kilisenin merkezi kısmında, altta, İsa'nın en sevdiği havarisi St. Jean'ın mezarının bulunduğu iddia edilmektedir ancak henüz herhangi bir bulguya rastlanamamıştır. Kilisenin kuzeyinde hazine binası ve vaftizhane vardır.
Kale: Kale içinde cam ve su sarnıçları vardır.
İsabey Camii: 1375 yılında Aydınoğulları'ndan İsa Bey tarafından Şam'lı Mimar Ali'ye inşa ettirilmiştir.
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Efes

Sponsorlu Bağlantılar
EFES ya da eski adıyla Ephesos, Anadolu' nun batısında, Ege Bölgesi'nde kurulmuş eskiçağ kentlerinin en ünlüsüdür. Kentin ka­lıntıları İzmir'in Selçuk ilçesinin çok yakının­dadır. Efes'in de içinde bulunduğu bölgeye eskiden İyonya denirdi. İyonya'nın 12 kentin­den biri olan Efes, bu yöredeki öbür kentler gibi İÖ 10. yüzyılda kuruldu. Kentin kurucu­sunun efsanevi Kral Kodros'un oğlu Androc-les olduğu sanılmaktadır. Efes önceleri, Kü­çük Menderes Irmağı'nın denize döküldüğü körfezin kıyısındaydı. İyonlar Efes'in bulun­duğu yere geldiklerinde bu bölgenin yerli halkı, Anadolu'nun büyük tanrıçası Kibele'ye tapan Lelegler ve Karyalılar'dı. İyonlar, o zamanki adı Koressos olan limanda kentlerini kurdular ve Ünlü Artemis Tapınağı'nı yaptı­lar. Yaklaşık İÖ 560-550 yıllarında yapıldığı sanılan tapınağın Efes kentinin yaşamında çok önemli bir yeri vardı. Eskiçağda Efes Asya ile Avrupa arasındaki ticaret yolu üstün­de çok önemli bir merkez oldu.

Efes İÖ 7. yüzyılın ilk yarısında Kimmer-ler tarafından ele geçirildi. İÖ 6. yüzyılın ortalarında ise Lidyalılar'ın egemenliğine gi­ren kent, bu tarihten sonra hızlı bir gelişme göstermeye başladı. Efesliler Lidyalılar'ın egemenliğinden kurtulmak istiyorlardı. Ken­tin ilk yerini terk edip Artemis Tapınağı yakınına yerleşmek zorunda kaldılar. Burası günümüzde su düzeyinin altındadır ve Arte­mis Tapınağı dışındaki kalıntılar ortaya çıka­rılamamıştır.

Öbür kentlerin ve devletlerin Efes'i ege­menlikleri altına alma çabaları uzun yıllar sür­dü. Persler'in ve Romalılar'ın egemenlik kur­mak için harcadığı çabalar Büyük İsken­der'in İÖ 333'te kenti almasına kadar sürdü. Efes bundan sonra yaklaşık 50 yıl bir bolluk dönemi yaşadı. Büyük İskender'in ölümün­den sonra onun komutanı Lysimakhos Efes'in yönetimini aldı. Kent bu dönemde Bülbül Dağı ile Panayır Dağı arasında, yüksekliği 10 metre ve uzunluğu 9 km olan bir surla çevrili geniş alana yeniden kuruldu. Çevre halkların da burada oturmaya zorlanmasıyla nüfusu iyice arttı, bir süre sonra Anadolu'nun en kalabalık kenti durumuna geldi. Helenistik dönemde Selevkoslar'ın; İÖ 190 yılından son­ra Bergama Krallığı'nın yönetiminde kalan kentin ekonomisi ağır vergiler yüzünden geri­ledi. Ama Roma İmparatoru Augustus döne­minden sonra tam 200 yıl en parlak çağını yaşadı. Efes bu dönemde Anadolu'nun en varlıklı ticaret merkezi oldu. Hıristiyanlık'ın ortaya çıkması ve Efes'e Hıristiyan azizlerin­den Paulus ve Yuhanna'nın gelmesi, İsa'nın annesi Meryem'in Efes'e yakın bir dağda yaşayıp ölmesi kenti Hıristiyanlık'ın önemli bir merkezi durumuna getirdi. Aynı zamanda yoğun din kavgaları da yaşandı. Bu çatışma larla ilgili yaygın birçok öykü vardır. Yedi Uyurlar'ın öyküsü de bunlardan biridir . Hıristiyanlık'ın benimsenmesinden sonra Efes birçok yeni ve güzel yapı daha kazandı. Selçuk ilçesinin kuzeybatısındaki tepede Aya-suluk Kalesi ve içindeki St. Jean Kilisesi bu dönemden kalmadır.

1090-97 arasında Selçuklular'ın. daha sonra Bizanslılar'ın. 1304'te yeniden Selçuklular'ın eline geçen Efes, son parlak dönemini 14. yüzyılda Selçuklular'ın egemenliği altında ya­şadı. Bu dönemde kent Ayasuluk Kalesi ile bugünkü Selçuk'un bulunduğu yeri kapsıyor­du. Efes Osmanlılar döneminde önemini yitirdiyse de, büyük bir tarih hazinesini sakla­dığı için ününü hep korudu.

Efes'te ilk kazı 1869'da İngiliz arkeolog J. Turtle Wood tarafından yapıldı ve ilk kez Artemis Tapınağı ortaya çıkarıldı. Avusturya­lı arkeologlar 1895-1913 yılları arasında Bül­bül Dağı ile Panayır Dağı eteklerindeki ken­tin Helenistik ve Roma dönemi kalıntılarını gün yüzüne çıkardılar. Günümüzde de son kalıntılar ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Efes'teki en ünlü kalıntı olan Artemis Tapı­nağı Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilir. Çünkü tümüyle mermerden ya­pılan bu tapınak Helenistik dönemin en bü­yük yapısıdır. Artemis Tapınağı'nın yerinde bugün bazı temel kalıntılarından başka hiçbir şey kalmamıştır. Buradan çıkarılarak İngilte­re'ye götürülen birçok parça British Museum' da sergilenmektedir.

Son Artemis Tapınağı'ndan önce aynı yer­de Artemis için başka tapınaklar da yapılmış­tı. Ama son tapınak 55 x 115 metre boyutla­rıyla o güne kadar yapılanların en büyüğüydü. Tapınakta iki sıra dizilmiş 127 sütun vardı. Tapınağın altı bataklık olduğu için yapı batak­lıktan korunmak amacıyla 2,68 metre yüksek­liğinde 13 basamaklı bir podyum üzerine kuruldu. Sütunlar 18 metre yüksekliğindeydi ve çeşitli kabartmalarla süslenmişti. Tapına­ğın ortasına, Cella denilen yere de Artemis heykeli yerleştirilmişti . Tapı­nağın yapımı İÖ 3. yüzyılın ilk yarısında ta­mamlanabildi.

Artemis Tapınağı'nın hemen yanı başında, 15 cm kalınlığında mermer bloklarla kaplı 32 x 22 metre büyüklüğündeki bir alanda at nalı biçiminde yükselen sunak vardı. Sunağın üzerinde kurban kesilir, dinsel törenler yapı­lırdı. Sunağın mermerleri daha sonra tiyatro binasında ve İsa Bey Camisi'nde kullanıl­mıştır.

Efes'te birbirinden güzel ve ilginç daha birçok yapı vardır. Bunlardan biri de Vedius Gymnasionu'dur. Bu gymnasion beden ve silah eğitimlerinin yapıldığı, bilginlerin ko­nuşmalar yapıp ders verdiği bir eğitim merke­ziydi. Vedius Gymnasionu İS 150'de Efes'in
büyük zenginlerinden Publius Vedius Antoni-nus tarafından yaptırılmıştı. Roma üslubundaki yapıda bir de hamam vardır. Kentin en sağlam kalmış yapılarından olan gymnasionun sütunlu avlusu heykellerle süslenmiştir.

Vedius Gymnasionu'nun güneyinde bulunan stadyumda ise çeşitli törenler, atletizm yarışmaları, araba koşulan ve gladyatör dövüşleri yapılırdı. Seyircilerin oturma yerleri Panayır Dağı'nın eteklerinden yukarı doğru yükselen stadyumun yapı malzemesi Ayasu-luk surlarının yapımında kullanılmış, günümüze pek fazla bir şey kalmamıştır. Ele geçen yazıtlardan stadyumun İmparator Neron (54-68) döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.

Efes'teki yapıların en büyüğü ve en etkileyici olanlarından biri de kuşkusuz tiyatrodur. Genişliği 145 metre ve oturma yeri bölümünün yüksekliği 30 metre olan bu mermer yapının günümüzdeki kalıntıları da göz alıcıdır. Tiyatro ilk kez Helenistik dönemde yapılmıştı. Daha sonra genişletilmiş ve İS 2. yüzyılın ortasında 24 bin kişinin oturabileceği bir yer durumuna getirilmiştir.

Efes'in yalnızca yapıları değil caddeleri de ünlü ve güzeldir.Artemis Tapınağı'ndan başlayıp Vedius Gymnasionu'nu ve stadyumu geçerek tiyatronun batısından, Ticaret Agorası' nın doğusundan, Celsus Kütüphanesi'nin önünden kıvrılıp Devlet Agorası'na çıkan mermer bir yol vardır. Bu yol aynı zamanda kentin ana caddesidir. 5. yüzyılda yapılan yol, yıllarca üzerinden atlı arabaların ve insanların geçmesiyle aşınmışsa da cilalı gibi parlayan mermerleriyle bugün de görkemli ve güzeldir.

Celsus Kütüphanesi eskiçağdan kalma en önemli kütüphane yapılarındandır. Ön yüzü iki katlı, içi 10,92 x 16,72 metre boyutlarında büyük ve yüksek bir salondan oluşan kütüphane, kitapları nemden korumak için dıştan ikinci bir duvarla çevrilmişti. Çok geniş mermer basamaklarla çıkılan kütüphanenin ön yüzü çeşitli süslemelerle bezenmişti. 115-117 yılları arasında yapımına başlanan kütüphane 260 yılında yandı. Celsus Kütüphanesi'nin onarım çalışmaları 1978'de tamamlanmıştır.

Celsus Kütüphanesi'nin önünden keskin bir dönemeçle kıvrılan yol güneydoğuya doğru uzanır. Bu yola Kuretler (Yöneticiler) Cadde­si denirdi. Caddenin sol yanında Hadrianus Tapınağı vardır. İS 2. yüzyılda kurulan bu yapı Efes'in küçük ama en süslü yapılarından biridir.
Hadrianus Tapınağı'nın hemen arkasında Skolastikia Hamamı yer alır. Efesli zengin bir kadın olan Skolastikia'nın 5. yüzyıl başında yaptırdığı hamam günümüze oldukça sağlam kalabilmiştir. Hamamın tam karşısındaki ba­yırda ise Efesli zenginlerin evleri yer alır.

Kuretler Caddesi'nde ilerlerken solda IS 2. yüzyıldan kalma Traianus Çeşmesi ile karşıla­şılır. Bu çeşme 5,20 x 11,90 metre boyutla­rında büyük bir havuzu üç yandan çevreleyen iki katlı bir yapıdır. Çeşmenin ortadaki bölü­münde İmparator Traianus'un heykeli bulun­maktadır. Sular heykelin altından çağlayan­larla havuza dökülür ve oradan kent halkının su aldığı 1.90 metre genişliğindeki ince uzun bir havuza akardı.

Efes'te halkın yönetim ve ticaret ile ilgili sorunlarını yöneticilerle konuşup tartışmak için toplandığı iki agora vardı. Bunlardan Ticaret Agorası Helenistik dönemde kurul­muştu. İyon düzeninde, dört yanı sütunlarla çevrili agoraya Neron döneminde Dor düze­ninde bir ek yapıldı. Devlet Agorası'nın yeri ise son yıllardaki kazılarla ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu iki agora da Efes'teki toplumsal yaşam konusunu aydınlatmaya ya­rayan çok önemli kalıntılardır.
Efes'te Artemis ve Hadrianus tapınakları dışında iki önemli tapınak daha vardır. Bun­lardan Serapis Tapınağı Efes'in en ilginç yapılarından biridir. Tapınağa Ticaret Agora­sı'nın batı kapısı doğrultusundan bir merdi­venle çıkılır. Mısır heykellerinin ve bazı bel­gelerin varlığı tapınağın Mısırlılar'ca yapıldı­ğını göstermektedir. Bilindiği gibi eskiçağda ürettiği buğdayı Ege kıyılarındaki kentlere satan Mısır'ın bu bölge ile yoğun bir ticari ilişkisi vardı. Hıristiyanlık döneminde Serapis Tapınağı kiliseye dönüştürülmüştür.

Domitianus Tapınağı ise, İmparator Domi-tianus (İS 51-96) adına yapılmış bir tapınaktır. Tapınağın yeri Traianus Çeşmesi'nin karşısın-dadır. Günümüze yalnızca temelleri kalmış olan tapınağın yanlarında sütunların bulundu­ğu belirlenmiştir. İmparator Domitianus'un heykelinden geriye kalan ise yalnızca baş ve bir koldur.

Efes'te Prytaneion adıyla anılan yer ise siyasi konuların görüşüldüğü, önemli tören ve şölen­lerin yapıldığı belediye binasıdır. Bu yapı İm­parator Augustus döneminde Dor düzeninde yapılmıştır. Binanın avlusu kalkan ve fırıldak motiflerinden oluşan bir mozaikle süslenmişti.
Prytaneion'un ve Devlet Agorası'nın önün­de tiyatro biçiminde bir yapı vardır. Odeon denen bu yapı 1.400 kişilik bir konser salonu­dur. Yapı yarım daire biçiminde ve üstü kapa­lıdır.
Efes'teki çok sayıda hamam, Türkiye'nin en iyi korunmuş eski sukemeri, Panayır Dağı sırtlarında uzanan ve büyük boyutlu taşlarla örülmüş kent surları da önemli kalıntılar­dandır.
Efes'in tarihsel zenginliği bunlarla bitmez. Örneğin 2. yüzyılda bir Roma yapısının içinde yapılan Meryem Ana Kilisesi Roma mimarisi­nin özelliklerini yansıtır. Efes'in yakınlarında­ki bir dağın tepesinde, gür bir ormanın ve çağlayan suların arasında da Meryem Ana Evi bulunmaktadır. Bu evde son günlerini geçiren Meryem Ana'nın mezarı da buradadır. Bu nedenle Hıristiyanlar'ca kutsal sayılır ve hac ziyaretine gelinir.

Hıristiyanlar için ikinci önemli kilise de Ayasuluk Kalesi'nin içine yapılmış St. Jean Kilisesi'dir. İmparator Jüstinyen (527-565) zamanında son biçimini alan kilisede St. Jean' ın mezarı ve anısına dikilmiş bir de anıt vardır. St. Jean Kilisesi ortaçağ boyunca Hıristiyanlar için en önemli ziyaret yerlerin­den biri olmuştu.

Efes Selçukluların eline geçtikten sonra İsa Bey tarafından Ayasuluk Tepesi'ne bir cami yapılmıştır. İsa Bey Camisi adıyla anılan bu cami 1375'te tamamlandı. Caminin bir özelliği de Anadolu cami mimarlığının en eski örneği olmasıdır. İsa Bey Camisi'nin çok zengin süslemeleri vardır ve çinileri de çok güzeldir.

Efes'te bulunan zengin tarih kalıntılarının birçoğu Selçuk'taki Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
10 Temmuz 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Türkiye'deki Antik Kentler Efes

Eski İyon kenti. Küçük Menderes'in Ege Denizi'ne döküldüğü yerde kurulmuş eski bir liman kentidir. Bugün deniz dolmuş, kent öreni içerilerde kalmıştır. Fakat kent kalıntıları arasında Efes limanı ve iskele babaları hâlâ seçilmektedir. Efes'in kıyısında kurulduğu körfez, çağında Ege'nin en elverişli körfezi, bu yüzden de en işlek limanıydı. Sardes'ten geçerek Babil ve Mısır'a dek ulaşan ünlü "Kral Yolu" Efes'ten başlıyordu. Büyük Menderes (Maiandros) ve Gediz (Hermos) ırmakları vadilerinden Anadolu içlerine uzanan yolların da ortasındaydı. Ayrıca çağının Milet (Milas), İzmir, Foça, Bergama vb. gibi önemli kültür ve ticaret merkezleriyle doğrudan bağlantılıydı. Bu stratejik konumu, Efes'in önemini her yönden artırıyordu. En eski çağlardan beri batıda Girit'ten, doğuda Babil ülkesi ve Mısır'a kadar bütün uygarlık dünyasının zenginlikleri, yenilikleri, bilim, kültür ve sanatı Efes'te buluşabiliyordu. Bu da kenti bütün İlk Çağ uygarlıklarının karışıp kucaklaştığı bir merkez durumuna yükseltiyordu. Dünyaca ünlü Artemis Tapınağı da burada bulunduğundan, tapınmak ya da görmek için akın akın buraya koşanlarla dolup taşan kent, İlk Çağ boyunca en kutsal din merkezlerinden birini oluşturuyordu. Hristiyanlık döneminde de Meryem Ana'nın mezarı ile bu niteliğini korudu. Kenti, İsa'dan iki-üç bin yıl önce Fenikeliler ya da Strabon'un sandığı gibi Amazonlar kurmuş olabilir. Tarih boyunca İyonyalıların, Akaların, Hititlerin, Lidyalıların, Kimmerlerin, Med ve Perslerin egemenliklerini yaşamış, sayısız ırk, din ve uygarlığı bağrında eriten özgün bir pota olmuştur. Kent birçok kez yıkıldı, yer değiştirdi, söndü, parladı, fakat her zaman önemli bir uygarlık merkezi olarak kaldı. 7. yüzyıldan sonra Bizans gericiliği, Arap yağmacılığı sonunda söndü. 14. yüzyıl başlarında Türk egemenliğine geçti. Efes kalıntılarının yanıbaşında bugünkü Selçuk kasabası kuruldu. Efes kenti ile birlikte bir büyük uygarlık dünyası, toprak altında kaldı. Efes öreninde ilk arkeolojik kazı ve araştırmaları 19. yüzyıl sonlarına doğru İngilizler (British Museum) başlattı, Avusturyalılar sürdürdü. Kazı ve araştırmalar Efes'in tarihsel önemi yanında yapı değerlerini, kültür ve sanat tarihinin değerli belgelerini ortaya çıkardı.Bugün Artemis tapınağı, açık hava tiyatrosu, jimnazyum, mermer yol ve alan, kitaplık, aşkevleri, anıt mezarlar vb. göz kamaştırıcı kalıntılar, hayranlıkla izlenmektedir. Hristiyanlar dört bir yandan Meryem Ana'ya gelip hacı olmaktadır. Antik Efes, Türkiye turizminin vazgeçilmez bir ögesidir. İlk Çağ'da bilim ve felsefenin en büyük adlarından biri, Heraklitos da Efeslidir. Irmakta aynı suyla iki kez yıkanılamayacağını söyleyen, nice yüzyıllar sonra Hegel ve Marx'ın yasalaştıracağı diyalektiği ilk haber veren odur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
5 Temmuz 2015       Mesaj #4
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
UNESCO 39'uncu Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda yapılan oylama sonucu Efes Antik Kenti, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girdi. Müjdeli haberi, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, twitter hesabından paylaştı.

Ad:  KUTLAMA.jpg
Gösterim: 558
Boyut:  59.6 KB

31 adayın bulunduğu listede Türkiye'den iki aday, bu yıl UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil oldu. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin ardından Efes Antik Kenti de listeye girdi. Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen Dünya Miras Komitesi 39. Dönem Toplantısı'nda Türkiye'nin 'Efes' dosyası, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedildi. Haberi, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, twitter hesabından paylaştı.

Ad:  İZMİR SELÇUK EFES.jpg
Gösterim: 581
Boyut:  33.4 KB

GÜNEYDEN KUZEYE UNESCO AĞI
21 yıllık bekleyişin sonunda UNESCO Dünya Kültür Mirasına giren Efes, listenin pek çok üyesinden farklı olarak dört bileşenle listeye girdi. Efes Antik Kenti beraberinde Meryem Ana evi, Ayasuluk Kalesi ve Çukuriçihöyük ile listede yerini aldı. Geçen yıl listeye 99'uncu sıradan giren Bergama ile İzmir, güney ucundan kuzey ucuna UNESCO ağıyla örülmüş oldu. Bu sonuçla Türkiye'nin listedeki varlık sayısı 15'e yükseldi.

SÜREÇ NASIL İLERLEDİ?
İzmir'in Selçuk İlçesi'ndeki, Efes Antik Kenti'nin Dünya Kültür Mirası Asıl Listesi'ne dahil olması için 1994 yılında başvuru yapılmıştı. Efes'in geçici listeden çıkarılıp asıl listeye dahil edilme süreci son olarak AK Partili Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı'nın çabaları, kurumlar arası diyalog ve birlikte yönetim anlayışı ile ivme kazandı. Önce alan yönetim raporu onaylandı. Ardından Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi'nin (ICOMOS) olumlu raporu sürece hız kazandırdı. Böylece bugün, UNESCO Komitesi'nin Almanya'nın Bonn kentinde aldığı kararla dünya kenti Selçuk, artık tescillenmiş oldu.

'BU GURUR HEPİMİZİN'
Büyük bir sorumluluk üstlendiklerinin altını çizen ve toplantı sonrasında ilk açıklamayı yapan Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, "Bugün büyük bir gurur yaşıyoruz. Efes Antik Kenti ile hem UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi tamamlandı, hem de Efes hak ettiği ve bana göre çok geç kaldığı haklı değeri kazanmış oldu. Ben süreçte emeği geçen herkese, her kuruma çok teşekkür ediyorum. Bu gurur hepimize ait, ülkemize hayırlı olsun" dedi.

15'E YÜKSELDİ
Türkiye'den UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi'nde yer alan 15 tarihi yer şöyle:

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçesi Kültürel Peyzajı, Efes Antik Kenti (İzmir), İstanbul'un Tarihi Alanları, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas), Hattuşaş (Boğazköy), Nemrut Dağı (Adıyaman), Xanthos-Letoon (Antalya), Hieropolis (Pamukkale), Safranbolu (Karabük), Truva Antik Kenti (Çanakkale), Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne), Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya), Bergama Çok Katmanlı Kültür Peyzajı (İzmir), Cumalıkızık (Bursa).
SELÇUK (İzmir), (DHA)


Ad:  EFES SELÇUK İZMİR.jpg
Gösterim: 664
Boyut:  62.8 KB
🌘 🚀

Benzer Konular

8 Nisan 2012 / ThinkerBeLL Turizm
2 Temmuz 2012 / Daisy-BT Turizm
4 Aralık 2013 / _EKSELANS_ Turizm
2 Temmuz 2016 / _EKSELANS_ Turizm
21 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Turizm