Arama

Uzaydaki Boşluklar

Güncelleme: 24 Mart 2016 Gösterim: 6.783 Cevap: 1
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
4 Aralık 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
-UZAYDAKİ BOŞLUKLAR -

Big Bang'den sonra ortaya çıkan evren, öncelikle sadece hidrojen ve helyumdan ibaret bir gaz yığını olmuş, sonra ise bu gaz yığını, özellikle tasarlanmış olduğu açık olan nükleer reaksiyonlarla daha ağır elementleri meydana getirmiştir. Ama evrenin yaşam için uygun bir yer haline dönüşmesi, sadece ağır elementlerin varlığıyla mümkün olmaz. Bundan da önemli olan bir nokta, evrenin nasıl bir şekil ve düzen aldığıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Bu incelemeye, önce evrenin ne kadar büyük olduğuna bakarak başlayalım.

Dünya gezegeni, bildiğimiz gibi Güneş Sistemi'nin bir parçasıdır. Bu sistem, evrenin içindeki diğer yıldızlara göre orta-küçük bir yıldız olan Güneş'in etrafında dönmekte olan dokuz gezegenden ve onların elli dört uydusundan oluşur. Dünya, sistemde Güneş'e en yakın üçüncü gezegendir.

Önce bu sistemin büyüklüğünü kavramaya çalışalım. Güneş'in çapı, Dünya'nın çapının 103 katı kadardır. Bunu bir benzetmeyle açıklayalım; eğer çapı 12.200 km. olan Dünya'yı bir misket büyüklüğüne getirirsek, Güneş de bildiğimiz futbol toplarının iki katı kadar büyüklükte yuvarlak bir küre haline gelir. Ama asıl ilginç olan, aradaki mesafedir. Gerçeklere uygun bir model kurmamız için, misket büyüklüğündeki Dünya ile top büyüklüğündeki Güneş'in arasını yaklaşık 280 metre yapmamız gerekir. Güneş Sistemi'nin en dışında bulunan gezegenleri ise kilometrelerce öteye taşımamız gerekecektir.

Ancak bu kadar dev bir boyuta sahip olan Güneş Sistemi, içinde bulunduğu Samanyolu galaksisine oranla oldukça mütevazidir. Çünkü Samanyolu galaksisinin içinde, Güneş gibi ve çoğu ondan daha büyük olmak üzere yaklaşık 250 milyar yıldız vardır. Bu yıldızların içinde Güneş'e en yakın olanı Alpha Centauri'dir. Eğer Alpha Centauri'yi az önce yaptığımız ölçeğe, yani Dünya'nın misket büyüklüğünde olduğu ve Güneş ile Dünya'nın arasının 280 metre tuttuğu ölçeğe yerleştirirsek, onu Güneş'in 78 bin kilometre uzağına koymamız gerekir!

Modeli biraz daha küçültelim. Dünya'yı gözle zor görülen bir toz zerresi kadar yapalım. O zaman Güneş ceviz büyüklüğünde olacak ve Dünya'ya üç metre mesafede yer alacaktır. Bu ölçek içinde Alpha Centauri'yi ise Güneş'ten 640 kilometre uzağa koymamız gerekir.
Samanyolu galaksisi, işte aralarında bu denli inanılmaz mesafeler bulunan 250 milyar yıldızı barındırır. Spiral şeklindeki bu galaksinin kollarının birisinde, bizim Güneşimiz yer almaktadır.

Ancak ilginç olan, Samanyolu galaksisinin de uzayın geneli düşünüldüğünde çok "küçük" bir yer oluşudur. Çünkü uzayda başka galaksiler de vardır, hem de tahminlere göre, yaklaşık 300 milyar kadar!... Bu galaksilerin arasındaki boşluklar ise, Güneş ile Alpha Centauri arasındaki boşluğun milyonlarca katı kadardır.

George Greenstein, bu akıl almaz büyüklükle ilgili, The Symbiotic Universe (Simbiyotik Evren) adlı kitabında şöyle yazar:
Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı. Yıldızlarda, nebulalarda ve diğer gök cisimlerinde süregiden temel fiziksel işlemlerde hiçbir değişim gerçekleşmezdi. Uzak bir noktadan bakıldığında, galaksimizin görünüşü de şimdikiyle aynı olurdu. Tek fark, gece çimler üzerine uzanıp da izlediğim gökyüzünde çok daha fazla sayıda yıldız bulunması olurdu. Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manzarayı seyredecek olan "ben" olmazdım... Uzaydaki bu devasa boşluk, bizim varlığımızın bir ön şartıdır.
Greenstein, bunun nedenini de açıklar; uzaydaki büyük boşluklar, bazı fiziksel değişkenlerin tam insan yaşamına uygun biçimde şekillenmesini sağlamaktadır. Ayrıca Dünya'nın, uzay boşluğunda gezinen dev gök cisimleriyle çarpışmasını engelleyen etken de, evrendeki gök cisimlerinin arasının bu denli büyük boşluklarla dolu oluşudur.
Kısacası evrendeki gök cisimlerinin dağılımı, insanın yaşamı için tam olması gereken yapıdadır. Dev boşluklar, amaçsız yere ortaya çıkmamışlardır; amaçlı bir yaratılışın sonucudurlar.

Son düzenleyen nötrino; 24 Mart 2016 21:30 Sebep: KIEIK GÖRSEL!
Gerçekçi ol imkansızı iste...
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
1 Eylül 2009       Mesaj #2
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Gökada veya Galaksi yıldızlar, yıldızlararası gaz ve toz, plazma ve (büyük ihtimalle de)görülmeyen karanlık maddeden oluşan dev sistemlere verilen isimdir. Tipik bir gökada 10 milyondan bir trilyona kadar yıldız barındırır. Bu yıldızların hepsi aynı çekim merkezini çevreleyen yörüngelerde dönerler. Gökadalar şekillerine göre üç ana grupta toplanırlar:
  • elips / disk biçimli gökadalar
  • sarmal gökadalar
  • düzensiz gökadalar
Gökyüzünün diğer kısımlarına nazaran çok daha parlak olan bu yıldızlar topluluğu, bizim galaksimiz samanyolundan başka bir şey değildir. Ancak görülebilen, Samanyolunu meydana getiren kollarından birisidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Uzayda yer alan galaksiler içinde en çok bilineni Samanyoludur. Yaklaşık olarak yüz bin ışık yılı (ışık yılı; ışığın bir yılda gittiği yoldur) ki, 96·1010 km çapında olan Samanyolu galaksisi ortalama 200 milyon yıldızdan teşekkül etmiştir. Galaksi disk şeklindedir ve bu şekil çıplak gözle bile fark edilebilir. Samanyolunun ekvatoru boyunca çevreye göz gezdirilirse, yıldızlar arası madde (plazma) ve yıldızlar açıkca görülebilir. Yukarıda belirtildiği gibi bu galakside bulunan 200 milyon yıldızın büyük çoğunluğu, diskin merkezinde toplanmıştır. Yaklaşık otuz bin ışık yılı çapında olan bölgeden çevreye doğru uzaklaştıkça yıldız küresinin ve parlaklığının azaldığı görülür. Galaksilerin yaklaşık % 80 kadarı disk biçimlidir.
ngc613 spiral galaksi
Bu disklerin içerisinde bulunan yıldızlar, genellikle iki şekilde sıralanmıştır. Bu sıralama ya düzenli bir şekildedir veya spiral biçimde bir kol üzerinde dizilmiştir. Mesela galaksimizde bu spiral şekil açıkça göze çarparken, bazı galaksiler hiçbir şekle girmemekte ve nizam dışı bir diziliş göstermektedir. Diğer galaksi tipleri başlıca; çubuk şeklinde galaksiler, eliptik galaksiler (bütün galaksilerin yaklaşık % 20’si) ve düzensiz (irregular) galaksilerdir. Galaksiler genellikle, galaksi kümeleri olarak gruplanmışlardır. Bu kümeler içinde en çok bilineni Başak Takım Yıldızı içindeki Virgo kümesidir.
Sistemimizin yıldızı olan Güneş’in Samanyolundaki yeri de her zaman merak konusu olmuştur. Galaksimizin merkezinden oldukça uzakta yer alan güneş, kendi merkezi çevresinde dönmektedir. Güneş sistemimizin bulunduğu mevkide galaksinin kalınlığı 3000 ışık yılı civarındadır.
m106 spiral galaksi
Samanyolu galaksisinin dışına çıkılıp birkaç milyon ışık yılı gidildiğinde, bu gibi başka gök adalara da rastlanılır. Biçimleri ve büyüklükleri değişiktir. Birbirine az çok benzeyenler varsa da eş olanı yok gibidir. Küçük dürbünlerle gökyüzünü taradığı zaman, ışık veren gaz bulutu gibi gözükürler. Onun için çoğuna nebülöz denmiştir. Büyük teleskoplarla, bazılarının yıldızları tek tek ayırt edilebilir.
Dünyadan 1,5 veya 2 milyon ışık yılı uzaklığındaki Andromeda nebölozu gerçekte bir galaksidir. Üstelik boy ve biçim bakımından bizim galaksimiz Samanyoluna çok benzer ve yaklaşık 300 milyon yıldızdan meydana gelmiştir.
centaurus elips galaksi
Galaksilerin uzayda rastgele dağıldıklarını ileri süren teoriler, modern araçlarla yapılan gözlemler neticesinde önemini kaybetmiş, hepsinin belli bir intizam içinde yer aldıkları, ayrıca galaksileri teşkil eden yıldızlar ve diğer gök cisimlerinin de hepsinin belli bir kanun içinde hareket ettikleri, içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi gibi milyonlarca galaksinin var olduğu, bütün bunların saniyede binlerce kilometre hızla hareket ettikleri anlaşılmıştır. Günümüzde imal edilen geliştirilmiş uzay aletleriyle yapılan gözlemlerde, galaksilerin spektrumunda görülen kırmızıya yakın kayış, bu kaçışın devam ettiğini göstermektedir. Bu gök adalarının spiral şekli, söz konusu kaçışı açıkça ifade etmektedir.
Astrofizikçilerin yapmış olduğu son araştırmalarda galaksilerin milyarlarca yıllarla ölçülen ömürleri içinde birbirleriyle çarpıştıkları açıklanmıştır. Çekim güçlerinin galaksileri birbirine yaklaştırması neticesinde meydana gelen bu dev kozmik olay sonucunda spiral eliptik galaksilere dönüştüğü ileri sürülmektedir. Diğer bir görüşe göre de eliptik galaksiler, çoğu büyük galaksi kümeleri içinde bulunurlar. Bu gruplar içindeki yalnız galaksiler diğer galaksilerce hızla çekilir. Bu durumda bir galaksi diğerine çarpmaktansa yanından geçmeyi tercih eder.
ngc4013 galaksisi
Son zamanlarda bir Amerikan astronom grubu, dünyadan 150 milyon ışık yılı uzaklıkta yeni bir galaksi gruplaşmasının (çapı 250 milyon ışık yılı), çok büyük bir kütle çekimi uyguladığını buldu. Öyle ki, aralarında Samanyolu ve Andromeda’nın da bulunduğu binlerce galaksi bu merkeze doğru çekilmektedir. Bu merkez ve çevresindeki galaksiler sisteminin hepsine Uzayın büyük çekim merkezi adı verilmiştir. Ancak bu akıl almaz büyüklükteki çekim merkezi, uzayın kestirilen kütlesinin ancak binde biri kadardır.

Galaksi
Uzaklığı
(1000 ışık yılı)

Çapı
(ışık yılı)

Yıldız Sayısı
(1000 adet)
Samanyolu
(-)
100.000
200.000
Andromeda
2.250
130.000
300.000
LMC
170
30.000
25.000
SMC
190
25.000
6.000
Fornox Sistemi
650
20.000
20
NGC 598
2.350
60.000
40.000
Maffei I
3.300
100.000
200.000
NGC 6822
1.630
10.000
350
NGC 205


Galaksi
Uzaklığı
(1000 ışık yılı)

Çapı
(ışık yılı)

Yıldız Sayısı
(1000 adet)
Samanyolu
(-)
100.000
200.000
Andromeda
2.250
130.000
300.000
LMC
170
30.000
25.000
SMC
190
25.000
6.000
Fornox Sistemi
650
20.000
20
NGC 598
2.350
60.000
40.000
Maffei I
3.300
100.000
200.000
NGC 6822
1.630
10.000
350
NGC 205
2.250
16.000
3.000


Benzer Konular

12 Kasım 2008 / asla_asla_deme Uzay Bilimleri
10 Mayıs 2013 / Kaan_Ozay Soru-Cevap
3 Haziran 2010 / Misafir Cevaplanmış