SEMER a. (yun. saman'den).
1. Yük hayvanlarının sırtına yerleştirilen, ağaç iske- letli yastık. (Bk. ansikl. böl.)
2. Hamalların yük taşırken kullandığı deriden yapılma sırt yastığı.
3. Arg. Kıç, arka.
4. Semer otu, bataklıklarda yetişen, kurutulunca esneklik kazanan, semer ve palan yapımında kullanılan ince, uzun, yuvarlak bir bitki. (Eşanl. PALAN OTU.) || (Bir hayvana) semer vurmak, yük hayvanının sırtına semer koyup bağlamak, onu semerlemek. || Semeri devirmek, bir yere kabaca uzanıp yatmak (arg.).
—Al. tak. ARKALIK'tn eşanlamlısı.
—Ask. tar. Semer devirmek, Yeniçeri ocağı mensuplarının bir Orta’dan öteki ortaya geçmesi. (Semer devirmek, ocak geleneğine göre, ayrıldığı ortaya hakaret etmek sayılırdı.)
—Bayınd. Asma köprülerde, kulelerin tepesinde kabloları taşıyan parça.
—Folk. Semer kapamak, evlenme isteğini ana babaya belli etmek amacıyla ineğe semer vurmak. (Anadolu’nun bazı yörelerinde evlenmek istediğini açıkça söy- leyemeyen gençler, dileklerini bu biçimde duyururlar.)
—inş. Duvar semeri, bir bölme duvarının üst bölümünde, kâgir yapıyı yağmura ve su sızıntılarına karşı koruyan tek ya da iki eğimli bölüm. (Eşanl. HARPUŞTA.)
—Bir duvarın tepesinde çıkıntılı bölüm.
—Tarım. Semer küfesi, yük hayvanının sırtında semere bağlanarak taşınan küfe.
—Yerbil. Yukaç.
—Zool. Yersolucanında ve ona yakın cinslerde, baştan pek uzakta olmayan ve yumurta topağı için gerekli sümüksü maddeyi salgılayan şişkin bölüm.
—ANSİKL. Semer at, katır, eşek, deve gibi yük hayvanlarının sırtına vurulur. Kazılarda çıkan buluntulardan ve duvar kabartmalarından, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarının yük taşımak için hayvanın sırtına bir araç yerleştirdikleri bilinmektedir. Semer, Araplar ve İranlIlar tarafından da kullanılmış ve onlardan Türk- ler’e geçmiştir. Semer yapımında ağaç, çuval ve saz gibi malzemelerden yararlanılır. Ağaç iskelet üçgen biçimindedir. Sırta gelen iç tarafı sazla doldurulur; üst tarafı da semer ağaçları denen ahşap küçük çubuklarla çatılmış, buna deri ya da çadır bezi geçirilmiştir. Hayvanın omuzlarına denk gelen yerde yük bağlamaya yarayan öne doğru iki kol bulunur. Yükü saran ip, hayvanın sağrısı üstüne gelen bölümdeki kancalara bağlanır ve kollarda düğümlenir. Semeri bağlamak için kolan, kayış ya da kaytan adı verilen sağlam şeritler kullanılır. Bu şeritlerin uçları, kaburgalardan biri üstünde tokalanır.
SEMER a. (ar. şemet). Esk.
1. Meyve, yemiş: Diraht-ı semer
(meyve ağacı). Şecere-i bi-semer
(meyvesiz ağaç).
2. Ürün, verim, fayda.
3. Sonuç, nihayet, netice, bitim: iktitaf-ı semer
(sonuç elde etme, sonuç alma)
—Esk. bot. Semer-i ar'ar, ardıç, ardıç meyvesi. || Semer-i bakli, baklaya benzer, bak
lamsı .meyve || Semer-i fakir, kapçıktı meyve || Semer-i inebi, üzüme benzer. Özümsü meyve. || Semer-i mûcevvez, buğdaysı meyve.
SEMER a. (ar. semer). Esk. Gece sohbeti, gece meclisi.
Kaynak: Büyük Larousse