MET, -ddi (ar. medd). Coğ.
1. Deniz suyunun gelgit olayındaki kabarma evresi.
2. Medd-ü cezr — MEDDÜCEZİR. || Medd-i cüzi, küçük med. || Meddi-i kâmil, büyük med.
—Esk.
1. Uzatma, çekme.
2. Yayma, döşeme.
3. Medd etmek, uzatmak.
4. Medd-i ah, uzun bir “ah” çekme. || Medd-i bisat, kilim, halı yayma. || Medd-i nazar, gözün görebildiği kadar uzağa bakma. || Medd-i yed, el uzatma.
—Denize. Büyük med, yeniay ve dolunayda oluşan gelgitler.
—Esk. dilbil. Arapçada bir harfi gereğinden uzun okuma.
—Esk. tıp. Medd-i basar, medd-i nazar, uzağı görme, presbit.
—isi. huk. OsmanlI döneminde, mahkemelerde kadı vekillerinin görev sürelerinin uzatılması.
—Su yapı. Met kapısı, basit bir eklüzde kabarma havuzu düzeyini sabit tutan kapı. (Met kapısı ancak açık deniz düzeyine yaklaşıldığında, havuzla ön liman arasındaki düzey farkı azken açılabilir. Ön limandaki gelgit düzeyi kabarma havuzu düzeyini aşabilirse, basit eklüze bir de kabarma kapağı eklenir ve böylece suyun havuza girmesi önlenmiş olur.)
Kaynak: Büyük Larousse