Arama

Şefaat Nedir?

Güncelleme: 6 Eylül 2015 Gösterim: 2.986 Cevap: 2
MaRCeLLCaT - avatarı
MaRCeLLCaT
Ziyaretçi
25 Ocak 2008       Mesaj #1
MaRCeLLCaT - avatarı
Ziyaretçi
şefaat -ti
isim (şefa:at) Arapça şef¥¤at
Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık.
Sponsorlu Bağlantılar
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
tuğba31 - avatarı
tuğba31
VIP Özel Üye-VIP
9 Haziran 2013       Mesaj #2
tuğba31 - avatarı
VIP Özel Üye-VIP
Şefaat Nedir?
MsXLabs & Dini Kavramlar Sözlüğü
Sponsorlu Bağlantılar

Sözlükte "bir başkasını desteklemek üzere ona katılmak, yardımcı olmak ve aracılık yapmak" gibi manalara gelen şefaat, ıstılahta, ahirette günahkâr müminlerin affedilmesi, günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin, Allah'a yalvarmaları, dua etmeleri ve günahlarının bağışlanmasını istemeleri demektir. Allah'ın izni olmadan bir kimsenin şefaat etmesi veya Allah'ın razı olmadığı birine şefaatte bulunması mümkün değildir. "Hiçbir şefaatçı yoktur ki, O'nun izni olmadan şefaat edebilsin." (Yûnus, 10/3), "Bunlar Allah'ın rızasına ermiş olandan başkasına şefaat edemezler." (Enbiya, 21/28). Kâfir ve münafıklar için şefaat söz konusu değildir. "Onlara (kâfirlere) şefaatçıların şefaati fayda vermez." (Müddessir, 74/48; En'âm, 6/51) Hz. Peygamber bir hadislerinde ümmetinin günahkârlarına şefaat edeceğini haber vermiştir (Tirmizî, Kıyamet 11; İbni Mace, Zühd, 37).
Hz. Peygamberin bir de genel ve kapsamlı bir şefaatı olacaktır. Mahşerde bütün insanlar heyecan ve ızdırap içinde bulundukları bir sırada bunların hesaplarının bir an önce görülmesi için Hz. Peygamber şefaat dileyecektir. Buna "şefaat-i uzma" (büyük şefaat) adı verilir. Hz. Peygamberin bu anlamdaki şefaat yetkisi Kur'ân'da "Makam-ı Mahmud" (övülen makam) adıyla anılır. (F.K.)
Cici
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Eylül 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ŞEFAAT, -tl a. (ar. şefSTaf). Esk.
1. Bir kimsenin suçunun bağışlanması ya da bir dileğinin gerçekleşmesi için özellikle Tanrı ile kul arasında yapılan aracılık.
2. (Birine) şefaat etmek, şefaatte bulunmak, bir kimsenin suçunun bağışlanması ya da isteğinin gerçekleşmesi için yardımcı olmak, aracılık etmek.

—isi. Hz. Muhammet'in ve iyi kulların Allah'tan bazı günahkâr müminleri bağışlamalarını dilemeleri. (Bk. ansikl. böl.)

—Tar. telm. Şefaat ya Resulullah! kendi anlatımına göre, Evliya Çelebi bir gece rüyasında Peygamber'i görür ve ondan dileğinin yerine getirilmesi için "şefaat ya Resulullah" diyecekken, dil sürçmesi sonucu "seyahat ya Resulullah" deyiverir. Böylece yaşamının sonuna kadar yerinde oturamaz, sürekli gezilere çıkar. Telmih, bu yüzden halk arasında, özellikle eskiden, gerçek dileğim söyleceği yerde, dil sürçmesinden ötürü başka bir istekte bulunanları tanımlamak amacıyla kullanılırdı.

—Ansİkl. İslam inancına göre, peygamberler ve daha başka iyi kullar bir günahkâr müminin bağışlanması için Allah'tan dilekte bulunabilirler ve her mümin bunlardan kendisi için şefaatçi olmalarını dileyebilir. Ancak, “Allah'ın izni olmadıkça O'nun huzurunda şefaat edebilecek hiçbir kimse yoktur” (Kuran, 11, 225).
Her ne kadar mutezile mezhebi Allah' ın günahkârları bağışlamasının adalet ilkesine aykırı olduğu yolundaki temel görüşünden yola çıkarak şefaatin olanaksızlığını, günahkârlara bir yarar sağlamayacağını savunursa da ehl-i sünnet mezhebi, Mutezile’nin bu görüşünü kesinlikle reddeder, bağışlanmanın adalete aykırı olmadığını, insanların da bağışlamayı bir erdem saydıklarını, Allah'ı böylesi bir erdemden yoksun kabul etmeye kalkışmanın tümden yanlış bir düşünce ve dolayısıyla şefaaatin hak olduğunu belirtirler. Kuran'ın özellikle iki ayetinde (11, 48,123) ahrette şefaatin yarar sağlayamayacağı belirtilmekteyse de, başka ayetlere göre bu durum yalnızca kâfir ve müşrikler için söz konusudur (LXXXIV, 48; II, 254). Ayrıca Kuran, şefaatin müminlere yarar sağlamasının da Allah'ın izin ve rızasına bağlı olduğunu, bu nedenle gerçekte şefaat ede nin de şefaati kabul edenin de Allah olduğunu bildirir (II, 255; VI, 51, 70).

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

11 Temmuz 2010 / Gabriella Hz. Muhammed
9 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri