ŞAHİT a. (ar. şehâdet'ten şshid).
1. Tanık: Mahkemede şahitleri dinlemek. Çocuğu dövdüğüne ben şahidim, iki şahidin huzurunda evlendiler.
2. Şahit olmak, bir olayı, görmek, bir şeyi duymak; tanık olmak. || (Bir kimseyi) şahit göstermek, bir kimsenin şahitliğine başvurulmasını istemek, tanık göstermek. || Tanrı şahidimdir ki, ... Tanrı adına söylüyorum...; yemin ederim ki....
—isi. huk. Şahadet eden kişi, tanık. (Şahit olabilmek için gereken bazı koşullar şunlardır:
1. şahit, şahitlik edeceği olayı gözüyle görmeli ve kulağıyla işitmelidir;
2. ergin, mümeyyiz, özgür olmalıdır;
3. adil olmalıdır;
4. müslüman bir kişiye karşı tanıklık edecekse, müslüman olmalıdır;
5. iftira etmek nedeniyle kazf haddi ile cezalandırılmamış olmalıdır.) || Şahid-iasıl, asıl şahit. || Şahid-i ter, asıl şahit tarafından kendisinden şahitlik etmesi istenen kişi.
♦ sıf. "Tanrı’nın birliğine, emir ve yasalarına tanıklık eden" anlamında Hz. Muhammet için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse