Arama

Site Nedir?

Güncelleme: 2 Kasım 2015 Gösterim: 13.457 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
11 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Site
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim Fransızca cité
1 . Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi.
2 .
(eskimiş) Şehir.

3 .
Kentlerde, belirli bir merkezden yönetilen, genellikle güvenliği sağlanmış toplu yerleşim merkezi.

4 .
(tarih) İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet.

5 .
(bilişim) Kişi veya kuruluşların Genel Ağ'da oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici sayfalar.


Birleşik Sözler
  • kültür sitesi
  • sanayi sitesi

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SİTE a. (fr dt&, lat. dvitas, atis’den).
1. Antikçağ'da üyelerinin belli yasalarla kendi kendilerini yönettikleri bir ya da birkaç şehirden oluşan devlet; şehir devleti. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Mim. ve Topbil. Başlı başına geniş bir yerleşme oluşturan ve sakinleri için gerekli barınma, eğitim ve yönetim birimleri ve altyapı donanımları ile birlikte gerçekleştirilmesi gereken konut topluluğu: Kent merkezine bir saat uzaklıkta güzel bir sitede oturuyor.

—İkt. Sınai ya da ticari bir etkinliğin gerçekleştirildiği yer. (Sanayi siteleri gibi.)

—ANSİKL. Genel olarak site bir kentle çevresindeki topraklardan oluşan bir devlettir; çok büyük olmamakla birlikte, fetih ya da ırasaaı genışıeıı us yuıuyıa cu. yurtycı 119 toprakları kendine katabilir ya da bağlayabilir. insanlar, rahat yaşayabilecekleri siyasal bir bütün halinde örgütlenme yoluna gittiler. Yurttaşlarının hatta sakinlerinin sayıları, bunlardan çoğunun etrafı surlarla çevrili bir kentte yaşamaları, çevre topraklarının sınırlarından ve buralarda oturanlardan çok uzak olmayışı, nüfusu oluşturanların törpüyle kolayca ilişki kurulabilmesi ile site, toplumun siyasal özlemlerini karşılar; bu toplumun iktisadi gelişmesi bir kentin varlığına olanak verir, ancak, teknik ya da siyasal engeller, büyük toprakların birleştirilmesini önler Zaten, gelişmesi sayesinde geniş ve uzaklara yayılan topraklara sahip olduğu andan itibaren site değil, ulus ya da imparatorluk sözkonu- sudur. Roma, bunun en iyi örneğidir.
Antikçağ’da Yakındoğu’daki Sümer, Akkad, Fenike, Suriye, Kıbrıs, Girit siteleri için de durum aynıdır. Hellen siteleri, etrüsk siteleri, hatta, tarihinin ilk yüzyıllarında Roma da böyle kurulmuştu. Ortaçağ’ın son yüzyıllarında parlayan İtalyan, flaman, hatta germen siteleri de son derece farklı ne denler ve koşullarla böyle oluştu.
Ama tarihçiler site kavramını daha çok yunan sitelerine, özellikle de doruğa ulaştıkları klasik dönemdeki (Vl.-V. yy.) sitelere uygun gördüler. Klasik dönemden başlayarak, Yunanlılar'ın kendileri de, polis'i insan toplumunun ideal bir örneği saymışlardır. Aristoteles'e göre site doğal olarak birçok köyün (komai) kaynaşmasından (synoikismos) oluşmuş, bunlar da ilkel aile toplumlarının (oikiai) kendiliğinden üremesinden doğmuştu. Fustel de Coulanges bu savı dinsel ve hukuksal bir açıdan ele aldı: ev dinini, antik ailenin (geniş anlamıyla Roma'da gens) temel taşı yaparak, bunların her ikisini de önce kabile, sonra da, site çerçevesine yerleştirdi. Bir dizi iç çatışma sonucu sitede kâh aristokrasi, kâh demokrasi üstün gelmekteydi; sonunda, kendi iç çatışmaları yüzünden, Roma'nın ve hıristiyanlığın evrenselliği karşısında zayıf düşen site ile birlikte demokrasi de yok oldu.
Site “ideal” biçimini ancak, her biri gelişmesinin bir evresini belirleyen, birbiri ardınca meydana gelen iç çatışmalar sonucunda kazandı. Monarşi rejimi, geriye, kral sıfatını taşımakla birlikte yalnızca dinsel bir işlevi olan bir yüksek görevli (Atina'da kral arkhon) bırakarak kısa zamanda ortadan kalktı. O dönemde en yaygın rejim oligarşiydi; bu rejimde, önderler önce doğuşlarına, sonra da servetlerine göre bu mevkiye geliyorlardı... Ama oligarkların nüfuzu, devletin birliği için bir engeldi. Bununla birlikte halk (demos), yurttaşların yasa önünde eşitliğini sonunda kabul ettirdi; sonra da zaman zaman iktidarı, yurttaşlar çoğunluğuna verdi (demokrasi). Ancak, demokrasi rejiminde bile, iktidar nüfusun küçük bir bölümünün elindedir: sitelerde hiçbir zaman siyasal görevlere gelemiyecek olan bağımlılar (Sparta’da helioslar, diğer her yerde köleler) ya da kamu yaşamına karıştırılmayan yabancılar da (metoikos) yaşamaktaydı.
"Tamamlanmış” biçiminde, sitenin örgütlenmesi kuramsal olarak egemen olan ve en azından hukuken bütün yurttaşların yer aldığı bir halk meclisinin (ekklesia) varlığıyla belirginleşir. Gerçekten sürekli yürütme organı olan bir kurul (bule) bu meclise yardımcı olur. Çok kere bir yıl için seçilen ve ekip halinde çalışan görevlilerin çok sayıda olması, halkın yürütme üzerindeki egemenliğini sağlar.
Adalet alanında, site mahkemelerinde (Atina'da heliaiâ) görev alan yargıçlar da yurttaşlar tarafından seçilir. Demokratik sitenin belli başlı niteliklerinden biri de, güdüsel olarak Uranlıktan (otokratik yönetim) çekinmesidir. Hatta kimi zaman-, yasa, buna özlem duyduğundan kuşkulanılacak kadar nüfuzlu kişilerin site dışına çıkarılmasını (ostrakismos) öngörür. Kendi bencilliklerinden başka bir şey düşünmeyen yunan siteleri sürekli birbirsınırlı bir bağımsızlık bırakan metbuların, hellenistik kralların, ardından Roma’nın egemenliği altına girdiler. Yine de, Akdeniz dünyasının çevresindeki tüm bölgelerde, özellikle de Asya'da, uygarlık merkezleri olan birçok kent kuruldu. Bu kentlerde, yurttaşlara sorumluluk duygusu aşılayan, bireyin toplum için özveride bulunmasını ve kahramanlığı tüm değerlerin üstünde tutan bir siyasal rejim uygulanıyordu.
Kurumlan arasında birçok ortak yanlar bulunmakla birlikte hiçbir zaman klasik yunan sitesinin niteliklerine sahip olamayan Roma, başlangıcındaki dar çerçevenin dışına taşar taşmaz tümüyle değişmek zorunda kaldı. Eğer Caracalla fermanı (I.S. 211'in sonu - 212'nin başı) Roma yurttaşlık hakkını imparatorluk sınırlarına kadar genişletebilmişse bu, site teriminin içeriğinden çoktan boşaltılmış olmasın- dandı: kuramsal hukuk bakımından Roma imparatorluğu her ne kadar bir siteler federasyonu olarak görünüyorduysa da, bu, egemenliğindeki bütün toprakları aslında Roma sitesi içinde eritilmekte olduğunu gizleyemiyordu. Bireyin haklarını yücelten, bunları en uç noktasına kadar götüren ve böylece İ.Û. Vl.-V. yy.’lar- da sanat ve düşün yaşamındaki o parlak şahlanışı kolaylaştıran yönetim biçimi yine de siteleri kargaşa içinde atarak çöküşlerine yol açacaktı.

• Latin site yurttaşlık hakkı. Daha başlangıçta latinlere tanınmış olan bu hak, onlara bazı medeni (jus commercii) ve siyasal (/us suffragii) haklar sağlıyorsa da öteki hakları (jus connubii ve jus honorum) vermiyordu.

• Roma site yurttaşlık hakkı. Roma yurttaşlarının, yani urbs' ta, Ager Romanus' ta ya da bir roma kolonisinde oturanların sahip olduğu bu hak, veraset yoluyla geçerdi: medeni hakların tümünü (jus commercii [mülkiyet hakkı ve sözleşme imzalama hakkı] ve jus connubii [roma yurttaşlarının oğluyla yasal olarak evlenme hakkı]) ve siyasal hakları (jus suffragii ya da seçme hakkı ve jus honorum ya da seçilme hakkı) kapsardı.

• Site yurttaşlık hakkı, yurttaşlık nitelemesine bağlı olan ayrıcalıkların tümü.


Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

11 Temmuz 2012 / Conixcit Soru-Cevap
25 Temmuz 2009 / Misafir Soru-Cevap