NUMARA a. (fr. numâro, ital. numero, lat. numerus).
1. Bir şeyin, bir dizi içindeki yerini belirlemek, bekleme kuyruğundaki bir kimsenin sırasını saptamak ya da bir kimseyi, bir şeyi belirlemek için kullanılan sayı: Sayfa numarası. Sigorta numaranız kaç?
2. Bir şeyi, bir bütünü, bir varlığı kendisine verilen bir sayıyla ayırt etmeye yarayan sayı: Oda numarası 2. Ataç sokak 6 numarada oturuyor. 5 numaraya kahvaltısını götürün.
3. Bir şans oyununda sıra sayısı, bu sayının yazılı olduğu bilet ya da bir loto oyununda çekilişe katılma hakkı veren bilet: 7 numaraya oynamak. Kazanan numara.
4. Bir telefonun açılmasını sağlayan sayılar bütünü; telefon numarası: Lütfen numaranızı sekretere yazdırın, biz sizi sonra ararız.
5. Bir öğrencinin bir sınav sonucunda aldığı not.
6. Gösteri salonlarında izleyicilerin oturacağı yerleri belirten sayı, bu sayıyı gösteren bilet: Evet, numaralar! Sizin numaranız kaç?
7. Bir gösteride, değişik hünerlere ya da aldatmacalara dayanan oyunlardan her biri: ilginç bir numara. Yaptığı numaralarla seyircileri hayran bıraktı.
8. Arg. Hile, düzen, oyun: Biz bu bayat numaraları yutmayız. Bırak bu numaraları.
9. Numara yapmak, numara çekmek, gerçekte olmamış bir şeyi olmuş gibi göstererek karşısındakini aldatmaya çalışmak (arg.). || Numaradan, yalancıktan, sahte bir davranış olarak: Numaradan hastalanmak. || (Birinin) numarasını vermek — NOTUNU VERMEK. || Bir numara, bir alanda en iyi yeri elinde tutan kimse: Teniste bir numara.
—Ask. Birlik numarası, hizmet ya da savaş düzeninde bulunan bir orduyu oluşturan alt birliklere verilen numara. || Yaka numarası, yedeksubay, harp okulu, askeri lise ya da astsubay okulu öğrencilerinin apolet ya da yakaları üzerinde bulunan kişisel numaraları.
—Ayakta. Ayakkabı numarası, bir ayakkabının, metre sisteminden farklı bir birimle ölçülen boyutunu belirten sayı. (Ayakkabı numaraları, genellikle tüm Avrupa ülkelerinde iki birime göre ölçülür: 6,666...mm'ye karşılık gelen transız numara birimi ve parmağın 1/3’üne ya da 8,466 mm’ ye karşılık gelen ve bazen yanlış olarak amerikan numara birimi de denen İngiliz numara birimi. Bu birimler farklı iki numara sisteminin temelini oluşturur. Ayrıca, uluslararası bir standartlaştırmaya yönelik çalışmalar da vardır.)
—Berber. Makineyle yapılan tıraşlarda, saç uzunluğunu belirten ölçü birimi (sıfır, bir, iki, üç numara).
—Çamaşır san. Örgü makinelerinde kullanılan iğnelerin sıklığını belirtmeye yarayan ölçü birimi, (iğnelerin inceliğini, kullanılacak ipliğin numarasını ve bu verilere göre elde edilen örgünün metre kare başına kütlesini koşullandırır. Makine tiplerine göre, yatak üzerinde ölçülen numara, 25,4 mm’lik mir İngiliz parmağı (İngiliz numarası, E], 1,5 İngiliz parmağı [Cotton numarası, gge), 2 İngiliz parmağı [Rachel numarası, ER] vb. üzerinde bulunan iğne sayısını ya da tersine 10 iğnenin kapladığı alanı mm olarak [Dubied numarası] ifade eder.)
—Denize. Yatçılıkta, yarış yatlarının yelkenlerinin üst bölümüne yazdırmak zorunda oldukları sayılar. || Bir geminin numarası, bir geminin uluslararası işaret bayraklarıyla belirtilen adı. || Yelken numarası, bir yatın, uluslararası serilerden hangisine ait olduğunu belirten numara. (Yatın ulusunu gösteren bir harfin üzerine yerleştirilir ve bunu, yatın numarasını belirten sayı izler)
—Giy. Bir giyim eşyasının ya da aksesuarının (kemer, şapka, eldiven, gömlek) uygun boyutu.
—Nalbantl. Nalın boyutlarına göre ölçüsü. (Türkiye’de 4 ile 12 numaralar arasında olmak üzere 9 boy nal kullanılmaktadır.)
—Öpt. Gözlük camı numarası, optik gücü, diyoptri cinsinden gösteren numara.
—Sirk. Bir sirk cambazı tarafından gerçekleştirilen gösteri.
—Spor. Sırt numarası, bazı spor karşılaşmalarına katılan sporcuların formalarına takılan ve üzerinde sıra numarası yazılı olan kumaş parçası.
—Teknol. Elek numarası, ince bir elek bezinde, doğrusal parmak başına düşen göz sayısı. (Elek numarası 200 olan bir elekte, doğrusal parmak başına 200 göz düşer, yani göz açıklığı 0,074 mm’dir.) [MESH de denir.]
—Tekst. Bir ipliğin kalınlığını belirten sayı.
—Telekom. Numara çevirme, uygun bir düzenek (döner kadran, klavye vb.) yardımıyla, bir çağrı ya da abone numarasını oluşturma ve gönderme. || Numara çevirmek, istenen bir abone numarasını, genellikle bir çağrı kadranı ya da tuşlu bir klavyeden yararlanarak oluşturmak. || Numara kadranı ya da klavyesi, önceden belleğe aktarılmış çağrı numaralarını otomatik olarak oluşturmak üzere bir telefon cihazına ya da başka bir aygıta bağlanmış düzenek. || Çağrı numarası, abone numarası, hat abonesi gibi bir istasyona tahsis edilen ve bu istasyonla bağlantıyı gerçekleştirmeye olanak veren otomatik santrallara kumanda etmeye yarayan karakterler, çoğu kez de sayılar dizisi.
Kaynak: Büyük Larousse