TAMİR a. (ar. ta'mir).
1. Onarma, onarım: Bir binanın tamiri. Televizyon, radyo tamiri yapılır. Evin tamire ihtiyacı var.
2. Bir kusurun, bir hatanın vb. kötü sonuçlarını gidermeye çalışma: Tamiri olanaksız bir nezaketsizlik.
3. Bir şeyi tamir etmek, onu düzeltmek, ondaki aksaklığı, bozukluğu bazı işlemlerden geçirerek gidermek; onarmak: Pikabı, arabayı tamir etmek. Çitleri tamir etmek. || Bir kusuru, bir hatayı tamir etmek, onu düzeltmeye çalışmak, telafi etmek, onarmak. || Tamir görmek, düzeltilmek, onarılıp yenilenmek: Evin, oturulabilmesi için tamir görmesi gerekir. || Tamire vermek, bozulmuş ya da çalışmayan bir şeyi onarması için tamirciye vermek. || Bağdat'ı tamir etmek," "açlığını gidermek, karnını doyurmak” anlamında şaka yollu söylenir.
—Denize. Tamir salı, borda bakım ve onarım işlerinde kullanılmak üzere, bidonlar üzerine inşa edilmiş küçük sal.
—Seram. Bisküvi halindeki seramiklerin kırık ya da çatlak bölümlerini mahlaç çamuru ile onarma. || Seramikler üzerinde sırça çekildikten sonra meydana gelen açıklıkları sırçaya batırılmış fırçayla kapatma. || Tamir çamuru — mahlaç.
Kaynak: Büyük Larousse