Arama

Veda Nedir?

Güncelleme: 6 Temmuz 2015 Gösterim: 8.134 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
19 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Veda

Sponsorlu Bağlantılar
isim (veda: ) Arapça vid¥¤

Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme:
"Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu."- R. H. Karay.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • veda etmek
1 . vedalaşmak, esenleşmek:
"Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi."- N. F. Kısakürek.
2 . (mecaz) sevilen bir şeyle olan ilgisini kesmek:
"Dünyaya veda ettik, atıldık doludizgin / En son koşumuzdur bu, asırlarca bilinsin"- Y. K. Beyatlı.

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
VEDA a. (ar vedâ)
1 .Bir kimseden, uzun süre ya da hiç görüşmemek üzere ayrılma ve ayrılırken birbirine esenlik dileme.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Sevilen, ilgi duyulan her şeyle ilgisini kesme, ondan vazgeçme: Bu gala, sahneye veda niteliğini taşıyordu.
3. Tamlayan olarak, bir ayrılığı belirleyen, son olma özelliği taşıyan bir şey için kullanılır: Bir veda partisi. Veda yemeği.
4. Veda etmek, ayrılmak, vedalaşmak; sevilen, ilgi duyulan bir şeyle ilgisini kesmek: Size veda etmeye geldim. Öğretmenliğe de veda etmek zorunda kalmıştı.

—Esk. Vedaı mülki vücut, varlık ülkesine, dünyaya veda etmek; ölmek.

—isi. Veda haca, Hz. Muhammet’in, Medine’ye göçtükten (622) sonra, İslam kurallarına göre yerine getirdiği (632) ilk ve son haccı. (Bk. ansik. böl.) || Veda hutbesi, Hz. Muhammet'in veda haccı sırasında, hicretin 10. yılı (632) zilkade ayının 9’unda (6 mart) arefe günü yaptığı konuşma. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Veda haccı. Hz. Muhammet bu hac sırasındaki konuşmasında "Belki sizleri bir daha göremem" diye üstü kapalı olarak müslümanlara veda ettiği için İslam tarihinde bu hacca veda haccı, müslümanlara haccın farz olduğunu bildiren ayet bu sırada indiğinden ve ilk kez İslam kurallarına göre hac yapıldığından İslam haccı, hac ibadetinin bütün kural ve yöntemleri Hz. Peygamber tarafından müslümanlara duyurulduğundan tebliğ haccı gibi çeşitli adlar verilir.
Hz. Muhammet, hicretin 10. yılı zilkade ayında (şubat 632) hac ibadetini yerine getirmek üzere Mekke’ye gideceğini halka duyurdu. Bu duyuru üzerine ilk kez ondan örneklenerek Hz. Peygamber ile birlikte hac yapmak amacıyla Medine’de büyük bir müslüman kitlesi toplandı. 25 zilkade (22 şubat) pazartesi günü yola çıkıldı ve sekiz gün sonra Mekke'ye varıldı. Hz. Peygamber Kâbe'yi tavaf ettikten sonra Safa ile Merve arasında say etti. Arefe günü cumaya denk geldiğinden bu hacca haccı ekber de denildi. Perşembe günü Mina'ya gidilerek orada gecelendi. Cuma günü Mina’dan vakfe görevini yerine getirmek üzere Arafat’a çıkıldı. Hz. Muhammet burada öğleden sonra çok kalabalık bir müslüman topluluğuna veda hutbesi denilen ünlü konuşmasını yaptı. Vakfe görevi de yerine getirildikten sonra güneş batımı sırasında Müzdelife'ye hareket edildi. Bayramın ilk günü (10 zilhicce) Cemret ül-akabe’de şeytan taşlandıktan sonra Mina'ya gidilerek kurbanlar kesildi. Hz. Muhammet tıraş olarak ihramdan çıktı, Beytullah’a gelip tavaf etti. Öteki hacılar ile birlikte yeniden Mina’ya gelerek bayramın kalan günlerini burada geçirdi. Daha sonra Mekke’ye dönerek veda tavafı’nı yaptı. Böylece İslam dininin beş şartından biri olan hac, Hz. Peygamber tarafından bütün kurallarıyla yerine getirildi. Hz. Muhammet ile yanındakiler Medine'ye, öteki hacılar da kendi ülkelerine döndüler.

•Veda hutbesi. Hz. Muhammet, konuşmasına başlarken “Ey insanlar, bilmiyorum, belki bu yıldan sonra sizinle bir daha buluşamayacağım” dediği ve gerçekten bir daha da buluşamadığı için bu konuşma İslam tarihine veda hutbesi diye geçti. Aslında Hz. Peygamber bu hac sırasında üç önemli konuşma yaptıysa da bunların en uzun ve kapsamlısı olanı veda hutbesidir.
Kütübi sitte denilen en güvenilir alttı hadis kitabı ile öteki birçok hadis ve tarih kaynaklarında veda hutbesinin tamamı ya da bazı bölümleri yer alır.
Veda, "bilgi" anlamına gelen sanskritçe söze. Hinduculukta, hem dört "kitap’T (samhita), yani Rig, Yacus, Sama ve Atharva’yı, hem de "vahyedilmiş” anlamında "kulaktan kulağa nakledilmiş (şruti) olan ve Brahmana, Aranyaka ve Upanişadlar’ı içine alan brahman yazınının bütününü belirtir. Vedalar döneminin sonlarına rastlayan bu metinler, "vedanta*” ("Vedalar’ın sonu”) adıyla bilinir. Dört samhitanın yazılması, İ.Ö. 1800-1200 yıllarında, Ariler’ in Sindhu (indus) ve Ganj ovalarına yerleştikleri tarihlere kadar çıkar. Bu metinler arkaik sanskritçe (veda sanskritçesi) yazılmıştır. En önemli metin, kurbanlardan sorumlu rahibin (hotr) kitabı olan Rigveda"d\r. Bu kitap, kurbanla ilgili olan ve çeşitli tanrılarla tanrıçalara adanan ilahileri kapsar. Kurban ateşi ve tören sorumlusu rahip (adharyu), Yacurveda'da bir araya toplanmış olan kurbanla ilgili formülleri (yacumsi) okur. Rigveda’dan alınan birçok parça üçüncü rahip Udgatr tarafından bestelenmiştir ve bu parçalar Sama veda’yı oluşturur Uzun süre yalnızca bu üç metin sahih olarak kabul edildi. Dördüncü veda olan Atharvaveda büyü ve sihirle ilgili ilahileri ve formülleri içine almaktadır ve ilk gruba sonradan geç bir dönemde eklenmiştir. Bu kitapta veda ayin usulüne hiçbir katkı yoktur ve belki de, halkın kolayca kullanabilmesi için yazılmıştır.
Vedalar geç bir dönemde kaleme alınmış ve hatta bazıları İ.S. XI. yy.’da yazılmıştır O zaman kadar vedalar, çok sağlam ve ustaca bir bellek eğitim sistemi sayesinde sözlü olarak aktarılıyordu. Vedalar’ın çok az bir değişiklikle bize kadar ulaşmasını sağlayan da budur Vedalar’ın ana konusu, kurban sunmadır. Her ne kadar Rigveda'nın ilahileri, başlangıçta bilgeler (risi) tarafından, bağımsız olarak ortaya konmuşsa da, Rigveda döneminde bu ilahilerin kullanılması yalnız kurban etkinliğine bağımlı kılınmıştır. Veda yaşamının bütünü, kurban konusu etrafında basmakalıplamış ve sonunda çok karmaşık bir yapı ortaya çıkmıştır Brahmana:ak hint toplumunun kurban konusunda ne kadar titiz ve ayrıntılı davranmak zorunda kaldığını anlayabiliriz. Bu durum çeşitli tepkilere neden oldu: Buddhacılar ve caynalar gibi bazıları bütün veda geleneğini reddettiler diğer bazıları hinduculuk içinde kalarak hayatın anlamı ve amacı konusunda düşmeye başladılar Aranyaka ve Upanişad metinleri, kurbana, içsel, derin ve mistik bir anlam vererek hindu dünyası içinde bir reform gerçekleştirdiler
Bu evrime rağmen Vedalar, yani samhita bugünkü hinduizmde en temel ve kutsal metinler olarak kabul edilmektedir.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

2 Mart 2017 / NihLe Hz. Muhammed
7 Haziran 2013 / _Yağmur_ Hz. Muhammed
18 Şubat 2016 / perlina Şarkı Sözleri