NAKAVT a. (ing. to knock out, vurarak çıkarmak'tan).
1. Rakibinin yumruğundan sonra, bilincini kaybederek yere düşen ve orta hakemin saydığı 10 saniye içinde yerden kalkamayan boksörün yenik sayılması. Bu durumda hakem boksörün yenilgisini bildiren "out” sözcüğünü söyler. (Bk. ansikl. böl.)
2. (Birini) nakavt etmek, bir kimseyi mat etmek, söz söyleyemez duruma düşürmek: Üst üste sorduğu sorularla karşısındakini nakavt etmiş, kendisinin haklı olduğunu göstermişti.
—Spor. Nakavt sûresi, boksta, boksörlerden biri yere düştüğü zaman, kalkması için verilen on saniyelik süre. Bu sürenin bitiminde boksör hâlâ yerden kalkmayı başaramamışsa nakavtla yenik ilan edilir. || Teknik nakavt, oyunu bırakma ya da yaralanma (abandone) gibi nedenlerle karşılaşmanın normal süresinden önce gerçekleşen yenilgi.
—ANSİKL. Nakavt beynin, kafatasının çeperlerine çarpması ile birlikte oksijen tüketimindeki azalmadan ve korteks sıcaklığının artmasından meydana gelen biçim bozukluğundan kaynaklanır. Buna başka mekanizmalar da eklenebilir: karotisın omurga oluğuna doğru yassılıp ezilmesinden doğan tepki ve kamçı biçimindeki darbenin kafatası-omurga eklemini yerinden oynatması. Bu yüzden akut ihtilatlar (beyin hematomu) doğabileceği gibi süreğen ihtilatlar da ortaya çıkabilir (travma sonrası ansefalopati ile birlikte ruh ve denge bozuklukları, hatta parkinson sendromu).
Kaynak: Büyük Larousse