Arama

Hafıza Nedir?

Güncelleme: 8 Haziran 2012 Gösterim: 2.337 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
25 Ağustos 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Hafıza
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim, ruh bilimi (ha:fıza) §¥fi©a

Bellek:
"Hafızamı kilitlemiştim, maziyi hiç çıkaramıyordum, küflensin kalsın orada diyordum."- A. Gündüz.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • hafızayı yoklamak
Birleşik Sözler
  • hafıza kaybı
  • hafıza yitimi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
8 Haziran 2012       Mesaj #2
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
Hafıza
İşlenmek üzere bilginin saklandığı bilgisayar bölümü. Bilgisayar hafızası, kısa süreli ve uzun süreli olmak üzere iki türlüdür. Manyetik bant, disk gibi kısa süreli hafıza birimlerinde bilgiler, tıpkı bir teyp bandında olduğu gibi belli adreslerde saklanır ve gerektiğinde kullanılır. Manyetik özellik taşıyan küçük halkalar ise, akımın kesilmesi hâlinde bilginin kaybolmamasını sağlayarak, uzun süreli bir hafıza oluştururlar. Bilgi, genellikle ikili sisteme karşılık düşecek biçimde bir mıknatıslanmayla (akım varken 1, yokken 0 gibi) hafızaya alınır.
Sponsorlu Bağlantılar


MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
büşra_sarah - avatarı
büşra_sarah
Ziyaretçi
8 Haziran 2012       Mesaj #3
büşra_sarah - avatarı
Ziyaretçi
Hafıza Nedir?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki beynimiz yaklaşık bir milyar nörondan (sinir hücresi) oluşuyor.Bu kadar çok nöronun bilgi depolama kapasitesi dünyadaki bilgilerin çok büyük bir kısmını içerebilecek büyüklüktedir..Bilgilerin nöronlara yüklenebilmesi öğrenmedir.Nöronlara yüklenen bu bilgilerin bulundukları yerden çağrılabilmesi ise ''hatırlama'' dediğimiz süreçtir.Nöronlara yüklenmiş olan bilgi kümeleri arasında bağlantı oluşturabilmek üretici zekanın ortaya çıkmasına yol açar.Hafıza ,öğrenebilmeyi (yani bilginin depolanmasını )ve hatırlamayabilmeyi (yani bilginin depodan çağrılabilmesini) kapsar.

Beyin hücrelerinin DNA sı diğer hücrelerden farklı olarak sürekli yeni bilgiler yüklenir.Beyin her yeni bilgiyi aldığında beyindeki nöronların çekirdekleri değişime uğrar.Bu yüzdendir ki biz sürekli yeni bilgiler ediniriz,vücudumuzun yapısı aynı kaldığı halde beynimizin yapısında değişim olur.

Bizler çocukluğumuzdan kalma birçok bilgiyi hatırlayabiliriz.Bu durum nöronlarımızın çocukluğumuzdan beri hayatlarını sürdürmelerinin bir sonucudur.Vücut hücrelerimizin önemli bir bölümü ortalama üç ay yaşayıp ölmekte ve yerlerine yenileri yapılmaktadır.Beyin hücreleri ise varlıklarını sürdürmektedir.Beyin hücresinin ölmesi demek onun taşıdığı bilginin ömür boyu kaybedilmesi demektir.


2.Beyin Kapasitesi

Beyin kapasitesi beyindeki nöron sayısı ve bu nöronlar arasındaki bilgi iletebilme yoğunluğu demektir.

Beynin kapasitesini etkileyen faktörler şunlardır;

a)Beynin çalışırken ihtiyaç duyduğu enerji:

Beynin ihtiyaç duyduğu en temel iki kaynak oksijen ve glikozdur.Bu demektir ki bol oksijen beynin etkili çalışmasını sağlar ve beyin etkili çalışmaya devam ederse etkinlik derecesi sürekli artar.Oksijeni beynimize kan taşır.Kanımızda bulunan hemoglobin ve alyuvarların oluşumu için de demire ihtiyaç vardır.
Aldığımız besinlerin,hafıza zeka ve konsantrasyon gücü üzerinde çok büyük etkileri vardır.Beynimiz günlük karolilerimizin ortalama %30 nu harcamaktadır.
Glikoz ise doğru beslenme ile karşılanır.Doğru beslenme vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri yeterli oranda almakla mümkündür.

b)Beyinde bilgi iletimini sağlayan nörotransmitter maddeler:

Nörotransmitterler küçük kimyasal maddelerdir.Bir nörondan aldıkları bilgiyi sinir ağları aracılığı ile diğer nörona iletirler.Bir ismi hatırlamak ,bir cümle ezberlemek ,bir duygu yaşamak gibi binlerce ruhsal ve bedensel işlev beyin içindeki ve dışındaki bölgelere bu kimyasal maddeler aracılığıyla iletilir ve işlem tamamlanır.Beyinde nörotransmitterlerin çok azalması beyin işlevlerini azaltır.Başta serotonin olmak üzere binlerce madde nörotransmitter olarak görev yapar.Nörotaransmitterlerin azalmasına yol açan en önemli faktör sürekli strestir.Alkol ve oksijensizlik de bu kimyasalların azalmasına yol açan diğer faktörlerdendir.

c)Nöronlar arasındaki bağlantılar:

Beynimizde bulunan nöronların tamamı birbirlerine bağlı değildir.Bu bağların bir kısmı anne karnında iken oluşur.Neredeyse tüm bağlar ise dünyadaki etkinliklerimizde oluşur.Bu bağların sayısı arttıkça zekamız yani beynimizle yapabileceğimiz iş gelişir.Biz bu bağları bilinçli ya da bilinçsiz geliştiririz.Bu bağların gelişmesinin tek yolu bilgilerin birbirleriyle ilişkilendirilmesidir.Kim daha çok öğrenir daha çok düşünürse var olan potansiyelini o oranda geliştirerek daha kapasiteli bir beyne sahip olur.


3.Hafızanın İşleyişi

Hafıza genel kabul gören teorilere göre üç ayrı sistemin birlikte çalışması olarak değerlendirilmektedir.Yani biz birbirini tamamlayan üç ayrı hafıza aşamasına sahibiz. Bunlar;

a)Çok Kısa Süreli Hafıza(20-30 saniye kalıcılık...bilgi elektiriksel yapıda)

b)Kısa Süreli Hafıza(20 dakika-1gün kalıcılık...bilgi elektro kimyasal yapıda)

c)Uzun Süreli Hafıza(beyin -nöron yaşadığı sürece...bilgi kimyasal yapıda)


***Bilinç Düzlemi:Çok kısa süreli hafızada dolaşırken farkında olunan ve ikinci aşamaya taşınacak olan bilgilerdir*


Bizler beş duyumuz yardımıyla mesajları dış dünyadan alırız.Algı organlarımız aldıkları mesajları elektiriğe kodlarlar.Bu mesajlar çok karmaşık sinir ağlarıyla değerlendirilmek üzere beyine iletilir.Tüm bu mesajlar elektiriksel olarak önce çok kısa süreli hafızamızda toplanır.Bu alanda henüz elektirik yapıda olan bilgi 20 saniye kadar bekleyebilir.Bu süre sonunda bu alan boşaltılır ve yerine yeni mesajlar gelir.

Çok kısa süreli hafızayla doğrudan ilşkili '' bilinç düzlemi'' dediğimiz alan çok kısa süreli hafızadan sıçrayan ya da buradan seçilerek alınan farkında olunan mesajlarla doludur.Farkında olmadığımız diğer mesajlar çok kısa süreli hafızada sönüp giderler ve hatırlanmaları mümkün değildir.

Bilinç düzlemine gelen bilgi kısa süreli hafızaya geçmeye aday bilgidir. Kısa süreli hafızadaki bilgi 20 dakika ile bir gün arasında bir ömre sahiptir.Bu sürede bilgi yanık sönükleşir ya da uzun süreli hafızaya geçer.Bu süreçte beyin enerjiye ihtiyaç duyar.

Eğer kısa süreli hafızada iken bilgi hatırlanırsa o bilgi elektirikle uyarılmış ve böylece bilince çıkarılmış olacaktır.
Böylece bilgiye yeni enerji yüklenir.Beyin bu enerjiyi kullanarak bilgiyi kalıcı ve kimyasal olarak nöronlara yerleştirir.Eğer bilgi yeterince sık gerektiği kadar enerji yüklenerek tekrar edilirse bu bilgi kesin olarak uzun süreli hafızaya yerleştirilmiş olacaktır.Örneğin trafik kazası geçiren bir kişi ,tüm duyuları ile yoğun bir şekilde bu kazaya ilişkin bilgileri almıştır.Dolayısıyla bu bilgiyi tekrarlamasına gerek kalmadan onu uzun süreli hafızasına yerleştirecektir.Ancak yoğunluk kişinin kaldırılamayacağı şekilde şiddetli olursa bu kez de şok yaşanır ve bilgiye ulaşan yollar kitlenir kişi kaza anını hatırlayamaz..

HAFIZAMIZI NELER ENGELLER?

1.Beyine yeterli malzemenin sağlanmaması:

Vücudumuzun kullandığı oksijenin büyük bir kısmı beyinimiz tarafından kullanılır.Beynimiz çok miktarda oksijen ,glikoz ve bazı enzimleri kullanır.Bu malzemeler yeterli olmadığında beyin fonksiyonlarını sağlıklı gerçekleştiremez.

2.Beynin çalışma akışının bloke edilmesi:

İnsan sürekli stres yaşadığında vücut gerilir.Gerginliğin devam etmesi halinde beyin ve vücut kısa sürede mevcut glikozu yakar,enerjisini tüketir.

3.Beyin kapasitesinin eksik kullanılması:

Son yapılan araştırmalar beyin kapasitemizin çok az bir kısmını kullandığımızı göstermektedir.Beynimizin sağ ve sol lobunu birlikte kullandığımızda kapasitesinin daha artacağı bildirilmektedir.Beynimizin daha çok mantık ve matekmatiksel düşünme biçiminin bulunduğu sol lobunu kullanıyoruz.Sanat,ritm,renk gibi olguların bulunduğu sağ lobunu aktive etmemiz gerek.

4.Beyin kapasitesinin zayıflatılması:

-TV seyretmek
-Kontrolsuz hayal kurmak
-Cinsel imgelere saptlanmak

5.Sistemsiz düşünme alışkanlığı:

Sistemli düşünen kişi bilgi parçaları arasındaki ilişkileri kurabilen ,bilginin nereye yerleştirileceğini bilen kişidir.
Ezberlemek en tipik sistemsiz öğrenme biçimidir.

Bütün bunlar gösteriyor ki güçlü bir hafızaya sahip olabilmek ya da hafızamızı güçlendirebilmek elimizde.Yapmamız gerekenler ise basitçe sıralarsak dengeli beslenmek ,sağlıklı bir yaşam, hayatımızdaki stresi en aza indirgemek, okumak ,araştırmak,bulmaca çözmek ve beynimizi yavaşlatan unsurlardan uzak durmak..




Hazırlayan:Eğitmen Esin Sağlamcı,ANKARA 2005
Kaynak:
Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi..Prof.Dr.Ayhan Aydın
Yaşamın temel kuralları.1989 meteksan Prof.Dr Ali Demirsoy
Endokronolojjiye giriş 1989 meteksan,..Prof .Dr Aşkın Tümer

Benzer Konular

7 Şubat 2016 / yafesta Soru-Cevap
25 Ekim 2016 / Misafir Soru-Cevap
8 Haziran 2012 / buz perisi X-Sözlük