MsXLabs.org & Büyük L.
ASA a. (ar. 'aşa). 1. Bir krala, imparatora ait egemenlik simgelerinden biri olan değnek. 2. Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. 3. Esk. Baston yerine kullanılan uzun sopa.
Ed. Masallarda, halk hikâyelerinde yaslılık, egemenlik simgesi; dervişlerin güç işleri başarmak için kullandıkları gizemli araç. || Musa'nın asası, Musa Peygamberin mucizelerinden bazılarını göstermesine yardımcı olan asa (Bk. ansikl. böl.)
Yun. mit. Hermes'in başlıca simgesi; üzerinde iki küçük kanadın yer aldığı ve etrafında iki yılanın birbirine dolandığı bir çubuktan oluşur. (Bk. ansikl. böl.)
ANSİKL. Din, Ed. Musa’nın asası. Musa'nın asası aracılığıyla gösterdiği mucizeler Kuran’da şöyle anlatılır: Meleklerin armağanı olarak eline ulaşan kutsal asayı Tanrfnın buyruğu üzerine yere atan Musa, asanın yılan olduğunu gördü; Fi- ravun'u inanç yoluna çağırdığında asasıyla aynı mucizeyi yineledi. Firavun, ordusuyla israilliler'i Kızıldeniz'e sürerken Musa, asasını denize vurunca suyun üzerinde on iki yol oluştu. Karşı yakaya geçen İsrailliler çölde susuz kaldıklarında asasını kayalara vurunca su fışkırdı. Divan şairleri Musa'nın asası ya da yalnızca asa diye anarak bu mucizelere işaret ettiler; uzunluğu bakımından sevgilinin saçını betimlerken de asayı benzetme öğesi olarak kullandılar.
Yun. mit. Efsanede Hermes'in bir gün çubuğuyla, dövüşen iki yılanı ayırdığı söylenir. Önceleri asa, üzerinde hâlâ iki sürgün bulunan bir çoban sopasıydı. Doğu kökenli bir kral asasına ya da simgeye benzemesini isteyen sanatçıların hayal gücüyle İ.Û. V. yy.'ın sonlarına doğru bugünkü bildiğimiz yılanlı asa biçimini aldı. Eski Yunanlılarda asa elçiler ile münadi- lerin ayırt edici işaretiydi. Hekimlerin asası ise çevresine Asklepios yılanının dolandığı ve tepesinde ihtiyat aynasının bulunduğu bir demet çubuktu.
Gizlibilimlerde çubuk fallusu, yani yaşam ağacını, iki yılan da inen ve çıkan kozmik akımı temsil eder. Demek ki asa bir bütün halinde karşıt dinamik güçlerin dengesiyle enerjinin ve bereketin simgesidir.
A’SA çoğl. a. (ar. 'aşâ’nın çoğl.acşâ). Esk. Asalar, sopalar, bastonlar.
Asa amper-saatin simgesi.
ASA (ABD’de ölçü normlarını inceleyen ve saptayan American Standart Associa- f/ön'un kısa adı), L.A. Jones tarafından geliştirilmiş bir yönteme göre, fotoğraf duyarkatlarının duyarlılık göstergesi aritmetik bir artış sırası izler (200 ASA'lık bir duyarkat, 100 ASA'lık bir duyarkattan iki kat daha du- yarlıdır). ASA bildirgeleri günümüzde artık bırakılmış ve yerine uluslararası ISO normu benimsenmiştir.
ASA, üçüncü Yahuda kralı (İ.Ö. 911 -870). Aramiler’e Celile'de yerleşme olanağı verecek İsrail yayılma girişimlerini korumak üzere Suriye’ye yardım çağrısında bulundu. Tevrat'ta onun din siyaseti övülür.
ASA ya da ASÎ sıf. (ar. casa, 'asi). Esk. Uygun, elverişli.
♦ be. Belki, ola ki.
ASA a. (fars. asa). Esk. 1. Esneme 2. Ağırbaşlılık, ciddilik.
-ASA ya da -SA ek. (fars. -âsâ, -sâ). Esk. Eklendiği sözcüğe "gibi"lik amamı katacv anbersc (anoer gibi), cennet-asa (cennet gibi), div-asa (devasa, dev gibi), ıvüşk ■asa (müşk gibi) vb.