Arama

Su Nedir?

Güncelleme: 21 Şubat 2016 Gösterim: 1.345 Cevap: 2
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
15 Ekim 2009       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
su (I) -yu
isim
1 . Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde,ab.
Sponsorlu Bağlantılar

2 .
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu:"Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı."- F.R. Atay.
3 .
Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı:"Portakal suyu. Domates suyu."- .

4 .
Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı:"Çiçek suyu. Gül suyu."- .

5 .
Yemeğin sıvı bölümü:"Belki de iki bardak turşu suyu içecek."- S. F. Abasıyanık.
6 .
Kez:"Meyveleri iki su yıka."- .

7 .
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik:
"Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler."- .





su (II) -yu
isim
Sutaş.

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
21 Şubat 2016       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
SU
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Su; dünyada bol miktarda bulunan ve yaşam için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir bileşik. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle doğal bir mavi renge sahiptir.

Doğada su katı, sıvı ve gaz hâllerinde görülür. Kimyasal formülü (H2O) 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan meydana gelir. H+ iyonu içeren bir madde ile (ör. asit) ve OH- iyonu içeren maddenin (ör: baz) tepkimesi ile oluşur.

Bilim insanları dünyadaki yaşamın suda başladığını düşünmektedir. Su moleküler yapısı oldukça basit ve bol bulunan bir madde olmasına rağmen belirli koşullarda diğer bileşiklerden oldukça farklı davranışlar sergiler.Örneğin katı (buz) haldeki su sıvı haldeki suyun üzerinde yüzer. Dünyadaki hemen hemen tüm diğer bileşiklerde ise katı faz sıvı fazdan yoğundur ve katı fazdaki bileşik batar. Suyun bu özelliğin bazı avantajları vardır. Örneğin soğuk bir bölgede göl yüzeyini kaplayan buz tabakası yalıtıcı görevi görür ve dipteki yaşamı korur. Buzun çökmesi durumunda canlılar şiddetli soğuğa maruz kalacağından yaşamlarını devam ettirmeleri imkansız hâle gelecektir.

Su yanıcı bir madde değildir. Bu özelliği nedeniyle ateş söndürücü olarak kullanılır. Fakat suyun bileşimindeki Oksijen yakıcı bir gazdır, Hidrojen ise yanıcı bir gazdır. Oksijen ve hidrojen birleşerek söndürücü olan suyu oluşturur.

H2O saf suyu temsil eder, saf suya doğal en yakın örnek yağmur suyudur. Saf su canlılar için içilebilir su değildir, insanlara yararı yoktur. Suyun akışkan olması dışında insanlar ve canlılar için içinde taşıdığı mineraller çok önemlidir. Canlıların içmesi gereken suda mineral olması gerekmektedir. Yağmur suyu yani saf su, yağdıktan sonra toprağa düşünce toprağın yapısındaki mineralleri toplar, yeryüzünde bu yağmur suları bir akarsu oluşturur bu içilebilir bir sudur. Genelde toprak altındaki suları kirleten bina yapılaşmaları, sanayiden, insan yaşam alanından vs uzak sağlığa uygun olması için çok yüksek yerlerde, dağlardaki akarsu ya da doğal su kaynağı bulunup buralara su doldurma tesisi yapılır, bu doğal mineralli sular şişelenip marketlerde "doğal kaynak suyu" olarak satılır. Her bölgedeki toprakta mineraller ve oranları farklıdır, bu yüzden suyun faydaları bölgelere göre değişebilir.

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
su ingilizcesi

1. water.
2. juice.
3. sap.
4. body of water; stream; river; lake; sea.
5. broth; gravy.
6. temper (of steel).
7. embroidery running pattern. (...)
–larýnda about, around: saat altý sularýnda around six o´clock. elli sularýnda about fifty years old.

– almak
1. to leak, admit water.
2. (for a boat) to leak, take in water.

–yunu almak /ýn/ to drain the water from (cooked vegetables).
– arký irrigation ditch.
–da balýk satmak to make an empty promise.
– basmak /ý/ for water to flood (a place).
– baskýný flood.

–yun baþý
1. source, spring, fountain.
2. place from which one gains the greatest profits or benefits.
3. person who holds the greatest authority and bears the greatest responsibility.

–yu baþtan/baþýndan kesmek to tackle a problem at its root.
– birikintisi puddle.
–da boðulmak to be drowned.
–ya boðulmak to be flooded with water.
– bölümü çizgisi geog. watershed, water parting.
–yu bulandýrmak to throw a monkey wrench into something that´s going well.
– cenderesi hydraulic press.
– çarpmak /a/ to give (one´s face) a quick, splashy wash.

– çekmek
1. to draw water (from a well or cistern).
2. to absorb water.

–yunu çekmek
1. for the liquid in (something being cooked) to boil away.
2. (for money) to be spent, run out.

–yu çekilmiþ deðirmene dönmek
1. (for a place) to become as silent as a tomb, become like a morgue.
2. to become completely useless.

–dan çýkmýþ balýða dönmek to be in a daze, not to know what to do or which way to turn.
– deðirmeni water mill.
– dökmek to urinate, pass water, make water.
– dökünmek to take a quick bath (by dousing oneself with water).

–ya düþmek
1. to fail, come to nothing.
2. to fall into the water.

– etmek/yapmak (for a ship) to leak, take in water.

–dan geçirmek /ý/
1. to wash (laundry) quickly and carelessly.
2. to rinse (laundry).

– gibi
1. like water.
2. easily, smoothly.
3. fluently.

– gibi akmak
1. (for time) to pass very quickly.
2. /a/ (for money) to be made by (a person or place) in great quantities.

– gibi aziz ol! Thank you very much indeed (for bringing me water to drink)!
– gibi bilmek /ý/ to know (something) perfectly, have (something) down pat.
– gibi ezberlemek /ý/ to memorize (something) perfectly.
– gibi gitmek (for money) to be spent like water.
– gibi okumak /ý/ to read quickly and faultlessly.
– gibi terlemek to sweat heavily.
–yunca gitmek /ýn/ not to go counter to (someone); not to cross (someone), to comply with (someone´s) wishes.
–yu görmeden paçalarý sývamak to count one´s chickens before they´re hatched.
– (yüzü) görmemiþ very dirty (face, hands).
–ya göstermek /ý/ to give (something) a quick wash.
– götürmez indisputable.
– götürür yeri olmamak /ýn/ for there to be nothing more to be said about (a matter).
–ya götürür, susuz getirir. colloq. He´s a master hoodwinker.
– içene yýlan bile dokunmaz. proverb It´s wrong to attack a person while he´s drinking water, even if he is one´s enemy.
– içinde easily, at least.
– içinde kalmak to sweat heavily, sweat buckets.
– içmek gibi very easy, as easy as taking candy from a baby.

– kaçýrmak
1. to leak.
2. slang to annoy, bother, give someone a headache.

– kaldýrmak (for something being cooked) to absorb water.
– kapmak (for a wound) to get infected, fester.
–lar kararmak to get dark (in the evening).
– katýlmamýþ real, in every sense of the word, through and through.
–yu kesilmiþ deðirmene dönmek (for a place) to get quiet, for all noise (in a place) to cease.
– kesimi naut. draft line; water line.
–yu kesiyor. It´s so blunt it won´t cut anything (said of a knife).
– kesmek to become very watery; to ooze a lot of water or juice.
– kireci hydraulic lime.
– korkusu hydrophobia, morbid dread of water.

– koyuvermek
1. (for something) to ooze a lot of water (while being cooked).
2. slang to become impudent, overstep the mark, spoil the fun by going too far.

– küçüðün, söz/sofra büyüðün. proverb At mealtime the children should be the ones who get water
SİLENTİUM EST AURUM