Arama

Yığma Nedir?

Güncelleme: 23 Mart 2016 Gösterim: 3.509 Cevap: 5
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
27 Kasım 2009       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
yığma
  1. Yığmak işi.
  2. Toprakla doldurma tepe, hüyük.
  3. Ceviz, badem vb. satılırken, taşırarak doldurulan ölçü.
  4. Lahana, pazı dolması.
  5. Köşe.
  6. Üst üste konularak, odun çivi ile tutturulmuş tahtalarla yapılan oda bölmesi.
  7. Kısa boylu, etine dolgun.
yığma

Sponsorlu Bağlantılar
Osm. yığma

Masa kasnağı ve benzeri eğmeçli mobilya elemanlarını küçük parçaların üst üste yapıştırılması yolu ile hazırlama yöntemi.

yığma

İng. stacking

Metal parçaları üst üste koyma.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YIĞMA a. Yığmak eylemi.

Sponsorlu Bağlantılar
—Aktar. Yığma aygıtı, bir yığın yapmak için dökme ürünleri sürekli aktarmada kullanılan ve bir bant konveyör üzerine kenetlenen konik bir besleyiciden oluşan mekanik takım. (DÖKÜCÜ de denir.) [Bk. ansikl. böl ]

—Çiçekç. Korunmak istenen bir yastığın karşısına koruyucu madde biriktirme.

—Deric. Derilerin bastırılmadan önce, az ya da çok uzun bir süre kireç banyosu teknesinin kenarına dizilmesine dayanan eski bir sepicilik işlemi.

—Metalürj. Toprak yığma, dökümcülükte, döküm kalıbının çevresini toprakla besleme.

—Ruhbil. Yığma öğrenme, ardışık denemeler arasında çok kısa boşluklar bulunan öğrenme, (ing. Massed learning sözcüklerinin düz çevirisi.)

♦ sıf. Taşları, tuğlaları üst üste koyup harçla bağlayarak yapılmış olan: Yığma duvar Yığma inşaat türü. || Tahta ve kütüklerle, bindirme yoluyla çivi çakılmadan örülmüş.

—Al. tak. Yığma taban, örsün ön bölümünü güçlendiren metal parça.

—Tarım. Yığma toprak, ekili ya da dikili bir bitkinin dibine çepeçevre yığılan toprak kabartısı. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Aktar. Yığma aygıtı. Kendisi de mekanik olarak çalışan bir döner tablayla donatılmış bir şasi üzerine monte edilmiş bir bant konveyörden oluşur. Bu düzenek, konveyörün ucunun çizdiği çevre üzerinde bir yığın yapmayı sağlar. Yığma aygıtları sabit, raylı ve paletli olabilir.

—Tarım. Yığma toprakta bitki yetiştirme tropikal ülkelerde çok yaygın bir yöntemdir. Her bitkinin etrafında yüzey toprağını toplamak yararlı ve güçlendirici elemanları yoğunlaştırdığı gibi aralıkların temizlenmesini de kolaylaştınr. Yam, patates ve yumruları tüketilen diğer birçok bitki de yığma toprakta yetiştirilir (Melanezya, siyah orkide). Amerika’da kolomböncesi devirde klasik mısır-fasulye-kabak karma tarımı çoğu zaman 1,5-2 m ara ile yığma toprakta yapılırdı.



Kaynak: Büyük Larousse



Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 22:03
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yığma ingilizcesi
  • ulation
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YlĞMAK g. f.
1. Şeyleri üst üste yığmak, birbirinin üstüne gelecek biçimde yerleştirmek: Taşları üst Cıste yığarak duvar örmek.
2. Şeyleri, bir maddeyi (bir yere) yığmak, yığın oluşturacak biçimde bir yerde biriktirmek: Odunları toplayıp yolun kananma yığmak, inşaata kum yığmak.
3. Biriktirip saklamak: Zamdan önce mallan yığıp yüksek fiyata satmak. Kışlık odununu, kömürünü alıp bir yana yığmak.

yığdırmak ettirg. I. Yığmak işini yaptırmak: Odunlar kestirip bodruma yığdırmak.

yığılmak dönşl. f.
1. İnsanlardan söz ederken, bir yerde toplanmak, birikmek: Gösteriyi izlemek için halk meydanlara yığılmıştı
2. Bir kimse sözkonusuysa, kendini bırakarak yere çökmek: Öyle yorgundu ki birden olduğu yere yığılıverdi. Merdivenin dibinde yığılıp kaldı.
3. Birikmek: işler dağ gibi yığıldı.

yığılışmak gçz. f. Bir yerde çok sayıda toplanmak, birikmek: Suyun başına yığılıştılar.

yığılmak edilg. f. Yığılmak eylemine konu olmak: Yolun sağ tarafına yığılan taşlar.

yığışmak işt. f. Bir yerde çok sayıda toplanmak, birikmek: Çıkış kapısına yığışan insanlar.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yığmak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)

1 . Bir tepe oluşturacak biçimde, üst üste koymak.
2 . Biriktirmek.
3 . Toplamak, bir araya getirmek:
"Bu yaşlıları kapının arkasına yığdılar."- Ö. Seyfettin.
"Evden ne kurtarabilirlerse getirmiş, bir incir ağacının altına yığmışlar."- M. Ş. Esendal.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yığmak ingilizcesi
  • to heap up, to pile up, to stack; to accumulate, to hoard; to amass
SİLENTİUM EST AURUM