SAİK, -kı sıf. (ar. sevk'ten sâik). Esk. Yönelten, götüren.
♦ a.
1. Neden, itici güç: "Cereyan efkâr ve harekâtımız için yeni bir saik, yeni bir sebebi mecburîdir" (Baha Tevfik).
2. Saik olmak, neden olmak, doğurmak: "Hafiflik çok kere sükûtu muhafazaya saik olacak..." (H. C. Yalçın).
—Huk. Bir hukuksal işlem ya da eylemdeki güdü, amaç. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Huk. ilke olarak hukuk, saiklerle ilgilenmez. Hukuk için önemli olan, işlem ya da eylemdeki saikler değil, sebeplerdir. Saik, hukuksal sebeplerden önce gelen ve onları belirleyen kişisel nedenlerdir. Kural olarak iyi ya da kötü saikle işlenen suçlar arasında ayrım yapılmaz. Ancak, yasada açıkça belirtilmesi koşuluyla, kimi durumlarda saik, suçu ağırlaştırabilir ya da hafifletebilir.
Kaynak: Büyük Larousse