ŞER, -rri a. (ar. şerr).
1. Kötülük: Bir kimsenin şerrinden korkmak, şerrinden kurtulmak. Hayır ve şer
2. (Bir kimsenin) şerrine lanet, kötü bir kimseyle uğraşılmak istenmediği zaman söylenir.
—Esk.
1. Arabozukluğu, çekişme, kavga.
2. Şerr ü lesad, kötülük ve arabozuculuk.
—isi. Din tarafından yasaklanmış olan söz, tutum, davranış; kader gereğince insanın başına gelen bela, musibet, felaket. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. İslam kelam biliminde şer genellikle insan iradesine bağlı olan (iradi) ve olmayan (semavi) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Tüm kelam mezheplerine göre semavi şerler Allah'tan olup, insanın kendi yazgısı olan bu şerri önlemesi elinde değildir, iradi şerler konusunda ehl-i sünnet ile mutezile mezhepleri farklı görüş belirtmişlerdir. Mutezileye göre insanın kendi söz, iş ve eylemlerinin de içinde bulunduğu iradi şerlerin kaderle ilgisi yoktur. Bunlar, tümüyle insanın kendi istek ve iradesine bağlıdır ve bunlardan dolayı insan sorumludur. Bu şerlerin hem tanrısal yazgılar olduğunu, hem de insanların bunlardan sorumlu bulunduklarını düşünmek, Tanrı'nın adaletsizlik yaptığı anlamına gelir ki, bu hem akla hem de dinsel ilkelere aykırıdır. Ehl-i sünnet mezhebiyse bazı şer- leri ve insanın kötü olan eylemlerini Allah' ın iradesi dışında tutmanın, O'nun irade ve gücünü sınırlama anlamına geleceğinden kaygı duyulacağı için mutezilenin görüşüne karşı çıkar; insanın kendi kötü eylemlerinde kendisinin sınırlı (cüz'i) iradesinin de etki ve katkısı bulunmakla birlikte bunların aynı zamanda Allah'ın irade ve gücünün etkisiyle gerçekleştiğini belirtir. Cebriye mezhebi ise, insanın hiçbir etkisi ve katkısı bulunmaksızın bütün şerlerin yalnızca Allah'ın irade ve gücüyle gerçekleştiğini savunur.
ŞER, -rrl sıf. (ar. şerr). Esk.
1. Kötülük yapan.
2. Çok kötü, fena.
3. Şerr-un -nas, insanların en kötüsü, zararlısı.
ŞER a. (ar. şerr). Esk.
1. Şeriat: Hâkim -üş-şer (şeriat mahkemesi başkanı; kadı).
2. Büyük, geniş cadde ya da yol.
3. Kanun.
4. Şer-i şerif, İslam şeriatı.
Kaynak: Büyük Larousse