Arama

Redif Nedir? (Sözlük)

Güncelleme: 13 Eylül 2016 Gösterim: 13.769 Cevap: 4
SeRCaX.TR - avatarı
SeRCaX.TR
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #1
SeRCaX.TR - avatarı
Ziyaretçi
Redif

Sponsorlu Bağlantılar
Redif, Şiirlerde mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrarlanmasına denir. Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir. Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır. kafiyeler farklı anlamlarda kullanılır ama redifleranlam bakımından aynıdır

Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan rediflerdir. Türkçe'deki yapım ve çekim eklerini kavramadan, ek halindeki redifleri kavramak mümkün olamayacaktır. Ek halindeki rediflerin çoğu, sözcüğe bağlanan ekler olduğundan bu konudaki genel kaide: "sözcüğün köklerinde kafiye, eklerinde ise redif vardır." şeklindedir. Bu kural bilinerek mısraya bakılırsa ek halindeki rediflerin yüzde doksanı mısrada tahmin edilebilir. Ancak bu kaide her zaman geçerli olmadığından yine de "ekler" konusunda bilgi sahibi olunması konunun kavranması açısından gereklidir.
Susuz değirmenlerin ne ilSerindir dağları soğuktur suyuYâr mektup göndermiş yadigâr deyiGözünün yaşını sil deyi yazmış Yukarıdaki dörtlükte, sözcüklerin kökleri:
"köy", "su", "de"dir. Görüldüğü gibi sözcüklerin köklerindeki sesler aynı değildir. "y" sesi birinci mısrada sözcüğün köküne dahil olurken, ikinci ve üçüncü mısralarda yardımcı ses (kaynaştırma ünsüzü)'tir. Yani "y" seslerinin görevi farklıdır. Bu durum da kafiye tanımına uygun olduğundan kafiye olarak kabul edilecektir.

Sözcük Halindeki Redifler
Aynı anlamdaki sözcüklerin tekrarlanmasıyla meydana gelen rediflerdir. Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça kolaydır:
Doğru söylerim halk razı değilEğri söylerim Hak razı değil. Yukarıdaki beyitte "razı değil" sözcükleri redif, ondan önceki "k" sesleri ise yarım kafiyedir.

Bir başka örnek:
Zannetme ki şöyle böyle bir sözGel sen dahi söyle böyle bir söz Yukarıdaki beyitte "böyle bir söz" sözcükleri redif, ondan önceki "öyle" sesleri ise zengin kafiyedir. Bir başka örnek:
Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin bir kimsesiKimsesiz kaldım meded, ey kimsesizler kimsesi Yukarıdaki beyitte "kimsesi" sözcükleri redif, ondan önceki "r" sesleri ise yarım kafiyedir. Son olarak şuna da dikkati çekmek gerekiyor:
  • Sözcük halinde bulunan redfilerden hemen önce, ek halinde redif de bulunabilir. Böylece, ek halindeki redifle sözcük halindeki redif arka arkaya gelebilir:
Elimi beş yerinden, dağladı beş parmağın,Bağrımda yanmadık bir yer bırakmadan gitBir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan, ardına bakmadan git! İkinci ve dördüncü mısralarda hem ek halinde redif, hem de sözcük halinde redif bulunmaktadır. Yukarıdaki mısralarda "madan" ekleri "zarf-fiil"dir.
Son düzenleyen Safi; 13 Eylül 2016 00:29
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
25 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
REDİF NEDİR?

Sponsorlu Bağlantılar

Redif

Redifin tanımını yapmadan önce şunları bilmek gerekir:
* Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.
* Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır. Bu sebeple redifin
bulunduğunu gördüğünüz her yerde kafiyeyi de bulmaya çalışınız.

Redif: Mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya da anlamları aynı
olan kelimelerin tekrarlanmasına redif denir. Tanımdan da anlaşılacağı
üzere iki tür redif vardır:

a) Ek Halindeki Redifler
b) Kelime Halindeki Redifler

a) Ek Halindeki Redifler: Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan
rediflerdir. Türkçe'deki yapım ve çekim eklerini kavramadan, ek
halindeki redifleri kavramanız mümkün olamayacaktır. Eğer bu
konularda bir eksiğiniz varsa, önce bunları tamamlamanız ve ondan
sonra ek halindeki redifleri kavramak için çaba sarf etmeniz gerekir.
Fakat, ek halindeki rediflerin çoğu, kelimeye bağlanan
ekler olduğundan bu konudaki genel kaide: "Kelimenin köklerinde
kafiye, eklerinde ise redif vardır." şeklindedir. Bu kural bilinerek
mısraya bakılırsa ek halindeki rediflerin yüzde doksanı mısrada
tahmin edilebilir. Ancak bu kaide her zaman geçerli olmadığından
yine de "ekler" konusunda bilgi sahibi olunması konunun kavranması
açısından gereklidir.

Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı
Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı

Yukarıdaki beyitte, "ı" sesleri, ismin -i hali olduğundan yani, her ikisinin de
görevi aynı olduğundan rediftir. Kelimenin köklerinde ise "ark" sesleri
benzeştiğinden bunlar da zengin kafiyeyi oluşturur.
Bu beyite pratik yoldan yaklaşırsak: Beyitin birinci mısrasında,
kafiyeye söz konusu olan kelimenin kökü "çark", ikinci mısrada ise kelimenin
kökü "fark"tır. Dolayısıyla, "ı" seslerinin ek olduğu için redif olduğunu pratik
yönden söyleyebiliriz.
Kelimenin köklerinde kafiye bulunduğundan "ark" seslerinde de
zengin kafiye vardır.
Fakat, bu pratik yol her zaman işlemeyebilir:

Kokuyor burnuma Sivr'alan köyü
Serindir dağları soğuktur suyu
Yâr mektup göndermiş yadigâr deyi
Gözünün yaşını sil deyi yazmış

Yukarıdaki dörtlükte, kelimelerin kökleri:
"köy", "su", "de" dir. Görüldüğü gibi kelimelerin köklerindeki sesler aynı
değildir. Acaba burada "y" sesi kafiye olarak mı yoksa redif olarak mı
alınacaktır?
Oysa, çözüm çok basittir."y" sesi birinci mısrada kelimenin köküne
dahil olurken, ikinci ve üçüncü mısralarda yardımcı ses (kaynaştırma ünsüzü)'tir.
Yani "y" seslerinin görevi farklıdır. Bu durum da kafiye tanımına uygun olduğundan
kafiye olarak kabul edilecektir.
Aynı durum İstiklal Marşı'nın üçüncü kıtasında görülmektedir:

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Yukarıdaki dörtlükte ise, kelimelerin kökleri:
"yaş", "şaş", "aş" ve "taş" kelimeleridir. Burada da kelime köklerinden sonra
gelen "a" sesleri kafiye olarak mı yoksa, redif olarak mı alınmalı sorusu akla
takılmaktadır. O halde, bu köklere eklenen "a" sesinin görevinin ne olduğunu
incelemek gerekir:

İlk mısrada: yaş - a - r - ı - m
kök yapım eki geniş zaman yardımcı ses I. tekil
şahıs eki

İkinci mısrada: şaş - a - r - ı - m
kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
şahıs eki

Üçüncü mısrada: aş - a - r - ı - m
kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
şahıs eki

Dördüncü mısrada: taş - a - r - ı - m
kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
şahıs eki


Yukarıda da görüldüğü gibi ilk mısradaki "a" sesi ile diğer "a" seslerinin görevleri
farklıdır. Bu özellik sebebiyle, "a" seslerinin kafiye olarak alınması gerekir.



b) Kelime Halindeki Redifler: Aynı anlamdaki kelimelerin tekrarlanmasıyla
meydana gelen rediflerdir. Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça
kolaydır:

Doğru söylerim halk razı değil
Eğri söylerim Hak razı değil.

Yukarıdaki beyitte "razı değil" kelimeleri redif, ondan önceki "k" sesleri ise
yarım kafiyedir.


Bir başka örnek:
Zannetme ki şöyle böyle bir söz
Gel sen dahi söyle böyle bir söz

Yukarıdaki beyitte "böyle bir söz" kelimeleri redif, ondan önceki "öyle" sesleri ise
zengin kafiyedir..


Bir başka örnek:
Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin bir kimsesi
Kimsesiz kaldım meded, ey kimsesizler kimsesi

Yukarıdaki beyitte "kimsesi" kelimeleri redif, ondan önceki "r" sesleri ise
zengin kafiyedir..


Son olarak şuna da dikkati çekmek gerekiyor:
Kelime halinde bulunan redfilerden hemen önce, ek halinde redif de
bulunabilir. Böylece, ek halindeki redifle kelime halindeki redif arka arkaya
gelebilir:

Elimi beş yerinden, dağladı beş parmağın,
Bağrımda yanmadık bir yer bırakmadan git
Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan, ardına bakmadan git!

İkinci ve dördüncü mısralarda hem ek halinde redif, hem de kelime halinde
redif bulunmaktadır. Yukarıdaki mısralarda "madan" ekleri "zarf-fiil"dir.
Quo vadis?
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
25 Şubat 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Redif - Redif Nedir - Redif Hakkında

İsim
redif

Arapça; red³f
Tarih;
1. Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er:
"Bir büyük karargâhta kumandan ve zabitlere hizmetçi dağıtıldığı zaman, zabit namzetlerinin payına eğer salak bir Şam redifi düşerse gene iyidir." -F. R. Atay.
2. Edebiyat;
Şiirde uyaktan sonra tekrarlanan, aynı harflerden oluşan kelime veya ek, yedek.


redif

Tarih Terimleri

Son dönem Osmanlı ordusunda altı yıllık nizamiye hizmetini tamamladıktan sonra, daha 14 yıl süre ile yedek asker durumunda olanlara verilen ad.


TDK

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Cevaben: Kafiye Nedir ?

Uyak (Kafiye), mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine denir.

1- Yarım Kafiye:
- Tek ses benzeşmesine dayanan kafiyeye yarım kafiye denir.
- Genellikle Halk Edebiyatında kullanılır.

Benim çektiğimi kim çeker
Gözlerinden kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi

(”-er“: Redif | “-k“: Yarım Kafiye)

2- Tam Kafiye:
- İki ses benzeşmesine dayanan kafiyeye tam kafiye denilir.

Orhan zamanından kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar

(”-ar“: Tam Kafiye)

Zamanla nasıl değişiyor insan
Hangi resmime baksam ben değilim
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum, yalan

(”-an“: Tam Kafiye | “-ben değilim“: Redif | “-am“: Tam Kafiye)

Not: Dilimize yabancı dillerden geçmiş “â, î, û” gibi uzun sesler iki ses değerine sahiptirler. Dizeler arasında sadece bu seslerden oluşan bir benzeşme varsa bu tam kafiyedir. Türkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri


3- Zengin Kafiye:
- İkiden fazla sesin benzeşmesiyle oluşan kafiyeye denir.
- Daha çok Divan şiirinde kullanılır.Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene
Biz sende olamazsak bile sen bizdesin gene(”-ene“: Zengin Kafiye)Bin bahçeli beldemizi yâd ellere bıraktık
Gölgesinde barınacak tek ağacım yok artık(”-tık“: Zengin Kafiye)

4- Tunç Kafiye
- Kafiyedeki kelimelerden birinin, diğerini içinde aynen bulunması yani tekrar edilmesiyle oluşan kafiyeler tunç kafiye denir.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım

(”-aşarım“: Tunç Kafiye)

Bursa’da bir eski cami avlusu
Mermer şadırvanda şakırdayan su

(”-su“: Tunç Kafiye)

Bir eşek var idi zâif u nizâr
Yük elinden katı şikeste vü zâr

(”-zâr“: Tunç Kafiye)

5- Cinaslı Kafiye
- Yazılışları ve okunuşları aynı anlamı farklı olan kelimelerle yapılan kafiyeye cinaslı kafiye denir.
- Cinaslı kelimeler daha çok manilerde kafiye olarak kullanılır.

Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yârimden vazgeçmem
Götürseler asmaya

(”-asmaya“: Cinaslı Kafiye)

Kararmış kara gözler
Dermanım kara gözler
Gemim deryada kaldı
Yelkenim kara gözler

(”-kara gözler“: Cinaslı Kafiye

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç

(”-geç“: Cinaslı Kafiye)


Redif:
- Şiirde kafiyeden sonra gelen yapı ve anlam bakımından benzerlik taşıyan eklere, kelimelere veya kelime gruplarına redif denir.
- Halk şiirimizde redife kafiyeden daha çok önem verilmiştir.
- Redif kelimesinin sözlük anlamı “arkadan gelen”dir.

Aşk bir şem-i ilahîdir benim pervânesi -si: Redif
Şevk bir zincirdir gönlüm ânın divânesi -vâne: Zengin kafiye

Efendimsin cihânda itibârım varsa sendendir - ım varsa sendendir: Redif
Meyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir -âr(aar olduğundan): Zengin Kafiye Şeyh Galib

Bizim elde bahar olur, yaz olur - olur : Redif
Göller dolu ördek olur, kaz olur - az: Tam Kafiye
Sevgi arasında yüz bin naz olur
Suçumu bağışla, ben sana kurban
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Kasım 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
REDİF a. (ar. redif). Esk. Osmanlı devletinde ihtiyat askerine verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)

—Ed. Uyaktan sonra yinelenen hece ya da sözcükler. (Halk edebiyatında "döner ayak” denir. Örn. "O gül endam bir al şala bürünsün yürüsün / Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün" [Enderunlu Vasıf], Bu beyitte uyağı "bûr" ve "sür" oluşturmaktadır. Uyağı izleyen ve iki dizede ortak olan "ünsün yürüsün" ek ve sözcükleri rediftir.)

—ANSİKL. Ask. tar. 1843’te osmanlı ordusunun muvazzaf birlikleri beş orduya ayrıldığı zaman orduların yedek kuvvet gereksinmeleri olan ihtiyat birlikleri için kaynak aranmaya başlanmıştı. Bu nedenle hemen ihtiyaç duyulduğu zaman yeni terhis edilmiş askerlerden yararlanılması için “Redif teşkilatı" kuruldu, Serasker Rıza Paşa zamanında (1843), beş yıl olarak kabul edilmiş bulunan muvazzaflık süresini bitiren deneyimli askerlerin oturdukları il ve ilçelerde "redif" olarak bulunmaları karar altına alındı. Bu yeni düzenlemede, her ordu bölgesinde muvazzaflık süresini bitirerek redif teşkilatına katılan redif eratının, yılda bir kez bağlı oldukları tabur merkezlerinde birer ay eğitim yapmaları uygun görülmüş ve bu süre içerisinde muvazzaf erat gibi "maaş ve tayinata müstehak" olacakları kanunlaştırılmıştı.
Redif kuvvetlerinin yurt içindeki "konuşları" şöyleydi:
1. Hassa ordusu redif alayları, merkezleri sıra ile İzmit, Bursa, İzmir, Aydın, Afyonkarahisar ve İsparta'da bulunan altı piyade alayı ve Bursa, Aydın ve İsparta'da üç süvari alayı ve yine İsparta'da bir topçu alayı;
2. İstanbul (Öersaadet) ordusu redif alayları, merkezleri Edirne, Bolu, Ankara, Çorum, Konya ve Kayseri’de altı piyade alayı, Bolu, Ankara ve Kayseri'de üç süvari alayı ile Çorum ve Edirne'de birer topçu alayı;
3. Rumeli redif alaylar; merkezleri Manastır, Selanik, Yanya, Üsküp, Sofya ve Şumnu'da altı piyade alayı;
4. Anadolu ordusu redif alayları, merkezlen Sivas, Tokat, Harput (Elazığ), Erzurum, Diyarbakır va Kars'ta altı piyade alayından kurulmuştu. Her dört ordudaki redif piyade alayları dörder taburiuydular.
Hüseyin Avni Paşa seraskerliğe atandığı zaman çıkarılan yeni bir kanuna göre muvazzaflık hizmet süresi, dört yıla indirildi ve bir yıl muvazzaf ihtiyatlıktan sonra altı yıl sürecek bir rediftik hizmet dönemi esas olarak kabul edildi (1869). Rediftik süresi 1887’de sekiz yıla çıkanldı.
Redif teşkilatına komuta edecek subaylar, muvazzaf ordu subaylarıyla aynı niteliklere sahip bulunuyorlardı. Ancak bunlar, rediflerin bulundukları yerleşim bölgelerinde banş süresinde askerlik şubelerinde görevlendirilmişlerdi. Redif teşkilatı 1912'de kaldırıldı.


Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

10 Kasım 2015 / Miriel Edebiyat
31 Mart 2014 / horrorviper Cevaplanmış
20 Temmuz 2012 / _Yağmur_ Edebiyat
18 Aralık 2014 / büşra Cevaplanmış
20 Temmuz 2012 / Misafir Taslak Konular