OVAL, -li sıf. (fr ovale; lat. ovum oeuf). Yumurta biçiminde olan şey için kullanılır; beyzi.
—Al. tak. Oval eğe, testereleri elde bilemede kullanılan oval kesitli eğe (İnce dişli ve yarı ince dişli oval eğe türleri vardır.)
—Anat. Oval çukur, kalbin sağ kulakçık tarafında kulakçıklararası bölme üzerinde bulunan çukurluk. || Oval çukurcuk, ortakulakta labirent çeperinin üzerinde bulunan çukurcuk. (Dalıza girişi sağlayan ve oval pencere denen bir delikle son bulur.) || Oval delik, temelkemiğinin büyük kanadının üzerinde bulunan ve altçene sinirinin geçmesine yarayan delik.
—Geom. Bir oval ya da bunun sınırladığı bütün yüzeyler için kullanılır. (DEĞİRMİ de denir.)
—Nöroanat. Oval merkez, beyin yarımküreleri arasında beyin kodeksiyle çepeçevre sarılmış olan ve yarımkürelerin yatay kesitinde ortada gözle görülebilen akmad- de kütlesi. || Vieussens oval merkezi, nasırlı cisim ile birleştirilmiş iki oval merkezden oluşan akmadde kütlesi.
♦ a. Dikgen iki bakışım ekseni bulunan, kapalı, dışbükey düzlemsel eğri.
—Geom. Dikgen iki bakışım ekseni bulunan, birbirine teğet olarak birleşen iki çember yayından oluşmuş kapalı düzlem eğri. || Üçte birlik oval, merkezleri büyük çap üzerinde bulunan çemberlerin yarıçapı, bu çapın üçte birine eşit olan özel oval.
—Jeofiz. Kutup ovali, jeomanyetik kutupları çevreleyen ve üzerlerinde kutup olaylarının sistemli olarak göründüğü oval biçimde bölge.
Kaynak: Büyük Larousse