Arama

Ölü Nedir?

Güncelleme: 10 Eylül 2016 Gösterim: 4.255 Cevap: 17
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ÖLÜ

Ad:  ölü.jpg
Gösterim: 344
Boyut:  32.1 KB

sıf.
Sponsorlu Bağlantılar
1. Yaşamı sona ermiş bir canlı varlık, bir organ için kullanılır: Ölü bir insan. Ölü bir at. Ölü yapraklar.
2. Canlı, güncel olmaktan çıkmış, geçmişe mal olmuş bir şey için kullanılır: Ölü medeniyetler. Ölü bir kent.
3. Canlılıktan yoksun, durgun bir yer, bir şey için kullanılır: Ölü bir taşra kenti.
4. Sönük, güçsüz bir ışık için kullanılır: Ölü bir mum ışığında kitap okumaya çalışmak.
5. Ölü gibi, hareketsiz bir biçimde, olduğu gibi duran: Köşeye uzanmış, ölü gibi yatıyor. ll Ölü mevsim, herhangi bir etkinlikte işlerin, alışverişin çok az ve durgun olduğu dönem. ll Ölü renk, parlak olmayan, donuk renk.

—Denizbil. Ölü sular kabarması - DÖRDÜN.

—Denize. Ölü dalga, rüzgâr olmadan kabaran dalga. ll Ölü deniz, yüzeyinde fırtına dindikten sonra bir süre devam eden ve fırtına anındakinden daha az güçlü, ancak düzenli bir biçimde birbirini izleyen köpüksüz dalgalar görülen deniz. ll Ölü sular, yol alan bir gemiyi izlermiş gibi görünen su kütlesi. ll Ölü süratle seyir, makineleri stop etmiş bir teknenin, üzerindeki hızla tamamen duruncaya kadar yol alması. ll Ölü yol, bir teknenin, yalnız yakınındaki sabit bir cisimle karşılaştırıldığında anlaşılabilen hızı.

—Dilbil. Ölü dil, bir topluluk tarafından artık konuşulmayan dil.

—Elektroakust. ve Bilş. Ölü bölge bir manyetik şeritte, kayıt için ayrılmış alanın başlangıcını ve bitimini göstermeye yarayan ve manyetik katmanı bulunmayan bölüm.

—Elektrotekn. Ölü saat, elektrik enerjisi tüketiminin en düşük düzeyde olduğu saat. (Dolu saatlere ya da yüklü saatlere karşıt olarak.)

—Havc. Ölü koni, bir radyoelektrik biykının üzerinde bulunan, bir koni biçimindeki uzay hacmi; bu hacmin içine giren bir uçak biykından hiçbir vurum alamaz. (Eşanl. SESSİZLİK KONİSİ.)

—Hırist. Ölüler bayramı ya da günü, özellikle katoliklerde, ölüler için dua ile geçirilen 2 kasım günü.

—Jeomorfol. Ölü buz, bir buzul dili ya da gerileme halindeki bir inlandsis tarafından bırakılmış buz kütlesi. (Buzultaş malzemeleriyle ne kadar iyi örtülmüşse erime olayından o kadar iyi korunur; sonunda erimeye yol açan yüzeysel çökme, kettle ya da sölle denen kapalı bir çukurun oluşmasına neden olur.) yanardağ ölü buzu.

—Nüfbil. Ölü doğum, bir çocuğun ölü olarak dünyaya gelmesi.

—Belirli bir yerde ve belirli bir süre içinde ölü doğumların sayısı. ll Ölü doğum oranı, belirli bir nüfusta ve belirli bir süre içinde ölü doğumların toplam doğumlara oranı. (Bk. ansikl. böl.)

—Oy. Oyunu kaybettiği için ya da geçici olarak oyun dışı kalma. ll Ölü top, bilardoda, oynanılan topun iki toptan birine dokunduktan sonra, üçüncü topun üzerine çok hafif gelerek kalan top.

—Radiletiş. Ölü bölge, bir yayının yer dalgasıyla alınabildiği bölge ile iyonosfer dalgasıyla alınabildiği bölge arasında ve sıçrama uzaklığının ötesinde yer alan halka biçimli bölge. (Eşanl. SÜKÛT BÖLGESİ.)

—Sil. Ölü bölge, yaklaşık 80-85° ile yukarıya ateş edebilen uçaksavar toplarının namlularında, düşey doğruya göre ateş altına alınamayan ve namlu ağzına göre tam tepede meydana gelen koni biçiminde bölge.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:46
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ÖLÜ


♦ a.
Sponsorlu Bağlantılar
1. Bir insanın naa'şı; cesedi: Ölüyü kefenlemek.
2. Yaşamı son bulan, ancak insanların anısında yaşayan kimse: Ölülere saygı göstermek.
3. Ölmüş olan insan: Bu kazada üç ölü iki yaralı var.
4. Bir hayvan adıyla birlikte ve tamlanan olarak, o hayvanın leşi: Kedi ölüsü.
5. Arg. Hileli kumar aracı, özellikle de cıvalı zar, işaretli iskambil kâğıdı.
6. Ölü benzi gibi solgun, cansız görünüşlü yüz için kullanılır. ll Ölü fiyatına, değerinden oldukça ucuza, yok pahasına: Mallanmızı ölü fiyatına satıyoruz, yine de alıcı yok.ll Ölü gözü gibi, sönük, fersiz ışık için kullanılır. ll Ölü salı, halk arasında teneşire verilen ad. ll Ölü soyucu, bir kimsenin içinde bulunduğu güç koşullardan yararlanarak kendisine çıkar sağlayan kimse için kullanılır. ll Ölüler ülkesi, mitolojide ölü ruhların toplandığı yer; öbür dünya. ll ölüsü kandilli, kınalı, “Allahın belası, murdar" anlamında kullanılan bir sövgü sözü (arg.). ll Ölüsü dirisine binmek, tehlikeli ve aceleci bir durumun yarattığı karışıklığı belirtmek için kullanılır. ll Ölüsü ortada kalmak, cenazesini kaldırma işini yapacak kimsesi olmamak. ll Bir kimsenin ölüsünü öpmek, "şunu yapmazsan çok sevdiğin biri ölsün" anlamında kullanılan yemin sözü: Annemin ölüsünü öpeyim ki her şey söylediğim gibi oldu. ll Ölüyü güldürür, bir kimsenin şakacı olduğunu belirtmek için kullanılır.

—Adli tıp. Ölü sertliği, ölümden sonra kol ve bacakları oynamaz hale getiren sertlik. (Bk. ansikl. böl.)

—Arkeol. Ölüler kitabı, eski Mısır'da Yeni imparatorluk döneminden kalma, cenaze töreniyle ilgili metin. Bu metnin bir örneği, açıldığında uzunluğu birkaç metreyi bulan bir papirüs tomarına yazılarak mezarlara konurdu. (Bk. ansikl. böl.)

—Bes. san. Ölü sertliği, pastırmacılıkta, kesilmiş hayvanın bedeninde, kesimden 1-8 saat sonra ortaya çıkan katılaşmaya verilen ad. (Parçalama işlemi ölüm sertliği sırasında yapılır. Sertlik 24 saat sonra çözülür.)

—Cez. huk. Ölülere hakaret ve sövme. (Bk. ansikl. böl.)

—Folk. Ölü hamamı, ölümden belli bir süre sonra genellikle kadınlar arasında düzenlenen ve yas süresinin bittiğini belirten tören. (Yas hamamı da denir.) [Bk. ansikl. böl.] ll Ölü helvası -HELVA. ll Ölü aşı ya da yemeği - AŞ.

—Sey. oy. Ölü oyunu, ana temasını Anadolu'da çok yaygın olan ölüp dirilme motifinin oluşturduğu, çeşitli oynanış biçimleri olan seyirlik bir köy oyunu. (Ölüm, yakınların üzüntüsü, ağıt yakma, dirilme ve eğlence gibi ana bölümlerden oluşur.)

—ANSİKL. Adli tıp. Ölü sertliği. Ölü sertliğinin nedeni kaslardaki miyozinin pıhtılaşmasıdır. Pıhtılaşma, büyük bir olasılıkla, kas kendini besleyemez hale geldiği zaman ortaya çıkan asitlerin (laktik ya da sarkolaktik asit) etkisiyle meydana gelir. Bu olay ölümden bir ila altı saat sonra başlar ve kokuşma olayları miyozini erittiği ya da cesedin eklemleri oynanabildiği zaman ortadan kalkar. Ölü sertliği ölümün kesin kanıtıdır. Kaslar artık elektrik uyarılarına cevap vermez.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 01:59
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #3
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ÖLÜ


—Arkeol. Ölüler kitabı, bir ölçüde piramitlerde ve lahitler üzerinde yer alan daha eski metinlerden türemiştir. Sayıları giderek artan kalıplaşmış cümlelerin bir derlemesi niteliğindedir. XXI. hanedan döneminden sonra, gerçek adı Güne çıkış kitabı olan bu derlemede, gerek içerik gerek düzenleme açısından belli bir kopukluk gözlemlenir. Metnin taşıdığı önemin yanı sıra, Ölüler kitaplarında kimi kez yüksek sanat değeri taşıyan ve Mısır dininin en karmaşık yönlerini aydınlatan küçük resimler dikkati çeker.

—Cez. huk. Bir ölünün ceset ya da kemikleri üzerinde hakaret sayılan fiillerde bulunmak, aşağılama ya da haklı olmayan bir nedenle ölünün cesedini ya da kemiklerini almak suçtur. Bu tür eylemlerde bulunanlar üç aydan bir yıla kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılır. Cesedi aşağılama ve hakaret için maddi eylem gerekir. Sözlü hakaret bu suçun kapsamına girmez. Bir ölünün hatırasına karşı işlenecek hakaret ve sövme suçları için özel bir hüküm yoktur. Bu tür eylemlere hakaret ve sövme suçlarına ilişkin yaptırımlar uygulanır. Şikâyet hakkı ise, ölünün mirasçıları tarafından kullanılır (Türk cez. k. md. 178, 488).

—Folk. Ölü hamamı, genellikle ölümden kırk gün sonra yapılır. Anadolu'nun bazı yörelerinde üçüncü, on beşinci, otuzuncu, elli ikinci günlerden sonra ya da ilk bayramdan sonra yapıldığı da olur. Ölü evi halkı, başsağlığına gelmiş olanları davet ederek hamama gidip yıkanır. Bazen de komşu ve tanıdıklar ev halkını hamama davet eder. Ölü hamamı genellikle yemeklidir. Bazı yörelerde bir tür ağıt töreni niteliği taşıdığı da görülür.

—İsi. İslam inancına göre ölüm, ölüm meleği Azrail'in insanın ruhunu bedeninden ayırmasıyla gerçekleşir Bu durumda, ölünün yanında bulunanlardan birinin onun gözkapaklarını sıvazlayarak kapatması, bir bez parçasıyla çenesini bağlaması ve böylelikle ağzının açık kalmamasını sağlaması gerekir. Bu arada ölünün giysileri çıkarılarak üzeri beyaz bir örtüyle örtülür, ayakları düzgünce uzatılır, elleri iki yanına konulur. Ölünün yanında, ölü yıkanmadan önce Kuran okunmaz. Ölünün ardından üzülmek ve ağlamak dince sakıncalı değilse de, yüksek sesle ağlamak, döğünmek, ağıt yakmak günahtır. Ölünün belli kurallara göre yıkanmasına gasil, kefene sarılmasına tekfin, kabre götürülmesine teşyi, mezara gömülmesine defin denir.

—Nüfbil. Ölü doğumlar kız çocuklardan çok erkek çocuklarda görülür; bu iki doğum sınıfının birbirine oranı yaklaşık 1, 10'dur. Ölü doğum daha çok vaşlı annelerin çocuklarında gözlenir. Ölü doğum oranı düzenli bir biçimde gerilemiştir. Örneğin, Fransa'da yüzyılın başında % 40 iken 1980'de % 8,5’e düşmüştür.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:01
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #4
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

ÖLÜ


sıfat

1. Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, morto, diri karşıtı
2. Ölmüş insan, müteveffa, mevta
"Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler." - Halikarnas Balıkçısı
3. isim Hayvan leşi
"Tavuk ölüsü."
4. Gücü az, zayıf
"Ölü kandil."
5. Çok durgun, hareketsiz
"Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar." - N. Cumalı
6. Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan
"Ölü bir konuşması var."

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
ölü gibi
ölü gözü gibi
ölü gözü kadar
ölü gözünden yaş ummak
ölümü gör (veya öp)
ölüsü bile yetmek
ölüsü ortada kalmak
ölüyü güldürmek

Birleşik Sözler
ölü açı
ölü açımı
ölü dalga
ölü deniz
ölü dil
ölüdoğa
ölü doğum
ölü doku
ölüevi
ölü fiyatına
ölü helvası
ölü mevsim
ölü nokta
ölü örtü
ölü renk
ölü saat
ölü salı
ölü sessizliği
ölü sevici ölü sezon
ölü soyucu
ölü top
ölü yatırım
ölü yemeği
ölü yıkama
ölü zaman
ölüsü kandilli
ölüsü kınalı
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:01
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #5
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü saat -ti


isim
  • Herhangi bir faaliyet veya iş yapılamayan zaman, ölü zaman:
"Halde iş gecenin ölü saatlerinde biter."- N. Cumalı.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:02
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #6
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü salı


isim, halk ağzında
  • Teneşir.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:02
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
2 Şubat 2010       Mesaj #7
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü sessizliği


isim

Ölüm sessizliği:
"Ne vahşi, ne korkunç, insanın tüylerini diken diken eden bir ölü sessizliği var."- O. V. Kanık.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:02
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
7 Mart 2010       Mesaj #8
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü dil


isim
  • Günümüzde kullanılmayan, konuşulmayan, elimizde yalnızca belgeleri olan dil.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:02
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
7 Mart 2010       Mesaj #9
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü sezon


isim
  • Ölü mevsim.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:02
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
7 Mart 2010       Mesaj #10
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

ölü fiyatına


zarf
  • Değerinden çok ucuza, yok pahasına.
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:03