TRÖST a. (ing. trust). ikt.
1. Hukuksal bağımsızlıklarını korumakla birlikte tek bir ana şirket tarafından denetlenen işletmelerin oluşturduğu, genellikle mali bir temele dayanan topluluk.
2. Ekonominin bütün bir kesimi üzerinde etkili olan çok güçlü işletme (genellikle aşağılayıcı anlamda kullanılır).
—ANSİKL. Üç tip tröst vardır: hukuksal bakımdan birbirinden ayrı işletmelerin, fiyatlar üzerinde anlaşmak amacıyla kurdukları topluluk (ilk amerikan tröstleri bu tip kuruluşlar oldukları halde, onlara daha çok "kartel" ya da “pool” adı verilir); birçok işletmenin birleşmesi sonucu ortaya çıkan tek işletme; holding ya da kendine özgü üretim etkinliği olmayan, ama bir sıra iştirakler yoluyla, her biri ayrı hukuksal kişiliğini koruyan farklı işletmeleri denetleyen ya da yöneten mali şirket.
Tröstün iki amacı vardır:
1. piyasada kendi yararına bir tekel yaratarak, üretilen ya da satılan malların miktarlarına ya da fiyatlarına egemen olmak;
2. üretimi rasyonelleştirerek maliyeti düşürmek. Tröstün gücü, ona resmi makamlar üzerinde baskı yapmak olanağı sağlayabilir. Bütün ülkelerde antitröst yasalar'la, bu gibi grupların aşırı gücünden doğabilecek zararlı sonuçların sınırlandırılmasına çalışılmaktadır. Nitekim, daha 1890’da, ABD’de Sherman Ad, "Voting trust” yönetimini yasadışı ilan etmişti. Bu yasa, tröst halinde birleşmiş şirketlerin hissedarlarının temettü alma hakkını korumakta, ama oy verme hakkını kaldırmaktaydı. Ama, tröst yalnızca tehlikeli bir şey değildir; bir yandan da ekonomiyi merkezileşme*nin avantajlarından yararlandırır: uzmanlaşma, rasyonelleşme, maliyetin azaltılması, yenilikler. Kaldı ki, tröst çoğu kez gerek fiyat, gerek ücret politikalarında belli ölçüde ılımlı olma gereğini duyar, çünkü bir tekel nadiren mutlak olabilir ve ayrıca, devletin ve sendikalarla siyasi partilerin uyarması sonucu kamuoyunun denetimi, tröstü ölçülü davranmak zorunda bırakır.
Kaynak: Büyük Larousse