Arama

Yedek Nedir?

Güncelleme: 21 Mart 2016 Gösterim: 5.087 Cevap: 11
LaSalle - avatarı
LaSalle
Ziyaretçi
11 Nisan 2010       Mesaj #1
LaSalle - avatarı
Ziyaretçi
yedek
sıfat
Sponsorlu Bağlantılar

1 . Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan.
2 . isim Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan eşi veya benzeri:
"Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler."- R. H. Karay.
3 . Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı.
4 . Hayvanı yedeğe alan ip, yular.
5 . edebiyat Şiirlerde uyaktan sonra tekrarlanan aynı anlamdaki kelime veya ek, redif.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yedeğe almak
yedek durmak
yedek (veya yedekte) çekmek

Birleşik Sözler
yedek akçe
yedek besinler
yedek lastik
yedek oyuncu
yedek parçacılık
yedek subay
yedek teker
Ad:  yedek1.jpg
Gösterim: 349
Boyut:  17.4 KBAd:  yedek2.jpg
Gösterim: 296
Boyut:  21.1 KB

Son düzenleyen Safi; 21 Mart 2016 16:41
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YEDEK a. {yedmekten).
1. Bir şeyin ge rektiğinde kullanılmak üzere el altında bulundurulan benzeri ya da eşi: Bagajda mutlaka lastiğin bir yedeğini bulundurmak gerekir.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Yularından çekilerek götürülen, boş binek hayvanı.
3. Flayvanı yedeğe almaya yarayan ip, yular.
4. Akıntıya karşı, bir tekneyi kıyıdan çekmeye yarayan ip.
5. Yedek, yedekte çekmek, akıntılı sularda kayığı karadan iple çekerek götürmek. || tbdeğe çekmek, kullanmakta olduğu bir şeyin benzerini yanından ayırmamak. || (Birini) yedeğe almak, bağlayarak ardından sürüklemek; bindiği hayvan üzerinde arkasına almak. || Bir taşıtı, bir gemiyi yedeğe almak, bozulan, çalışmayan, ilerlemeyen ya da yol göste riciye ihtiyaç duyulan bir taşıtı bir kablo, bir halat yardımıyla arkasına takıp çekmek: Çekici, kaza yapan arabayı yedeğine alıp götürdü.

—Biyokim. Alkali yedeği, kanda bulunan ve yüz hacim plazmanın salıverebileceği karbondioksit hacmi ile ifade edilen alkali bikarbonat miktarı. (Bk. ansikl. böl.)

—Denize. Çekilerek götürülen deniz aracı. || Yedek babası, gerektiğinde yedeklenmek üzere gemilerin baş tarafında, yedek loçasının gerisinde bulunan ve diğer babalara oranla biraz daha iri olan baba. || Yedek bitası, römorkörlerin ve kimi gemilerin, kıç tarafında yer alan ve yedek halatı takmaya yarayan bita. j| Yedek fenerleri, yedek çeken gemilerin uluslararası yönetmelik gereğince, yedekleme işlemi sırasında taşımak zorunda olduğu fenerler. || Yedek halatı, yedekleme işlemlerinde kullanılan sağlam halat. || Yedek kancası, römorkörlerde yedek halatının takıldığı, dövme çelikten yapılmış büyük kanca. || Yedek loçası, gerektiğinde yedekte çekilebilmek için, gemilerin baş bodoslamalarının üzerine ya da iki yanına açılmış halat loçası. || Yedeğe almak, gerekli bağlama işlemini yaparak bir gemiyi yedekte çekmeye başlamak. || Yedekte çekmek, bir gemiden söz ederken, herhangi bir nedenle arızalanmış bir başka gemiyi yedeğe alarak çekmek.

—Ed. Halk şiirinde bazen bir dörtlüğün sonunda yer alan ek parça. (Yarım dizeden ya da bir yahut birkaç sözcükten oluşur; yedekli manide 2 dizedir.)

—Muhs. ilerisi için hazırlıklı olmak amacıyla bir şirketin kârları üzerinden ayrılan ve bilançonun pasifinde gözüken, şirket sermayesiyle bütünleştirilmemiş (ama ge reğinde bütünleştirilebilir olan) tutarlar. Ye dek akçeler de denir. || Bireysel ya da matematiksel yedekler, sigortacının giderek artan riski ile sigortalının doğrusal taahhüdü arasındaki dengeyi korumak amacıyla, bir hayat sigortası primi üzerinden kapitalize edilmek üzere ayrılan tutarlar. || Garanti yedekleri, hayat sigortalarında, öngörülen ile gerçek arasında ortaya çıkabilecek farkları gidermeye yönelik yedekler. || Görünen yedekler, muhasebede gözüken ya da kârlar üzerinden ayrılarak ya da görünmeyen yedeklerden alınarak oluşturulan yedekler. (Şu türlere ayrılır: kanuni yedekler; tüzük bakımından bulunması gereken ve sözleşmeden doğan yedekler; isteğe bağlı yedekler; vergi mevzuatıyla ilgili yedekler; özeI yedekler) || Görünmeyen ya da gizli yedekler, bilançoda gözükmeyen ve aktifin az ya da pasifin fazla gösterilmesinden, aktifteki bir hesabın ihmalinden ya da birtakım hayali borçların muhasebeye sokulmasından doğan yedekler. || Kanuni yedekler, yasa tarafından ayrılması zorunlu tutulan yedekler. Bunlara adi yedekler de denilir. (Türk ticaret k.’a göre, şirketler her yıl safi kârlarının yirmide birini yedek akçe olarak ayırmak zorundadırlar. Ancak, bu zorunluluk ayrılan miktarlar ödenmiş sermayenin beşte birine ulaşıncaya kadar sürer.) || Olağanüstü yedekler, şirket ana sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile genel kurul kararı ile ayrılan yedek akçeler. (Genel kurul, ayırdığı bu yedek akçeleri isterse serbestçe kullanabilir.)

♦ sıf.
1. O an kullanılamayan ya da kesin olarak kullanım süresini aşmış bir nesnenin yerini alabilen başka bir nesne için kullanılır: Yedek anahtar. Yedek giysi. Yedek lastik. Yedek parça.
2. Bir işi görmek üzere seçilen kişinin aynlması durumunda yerine geçmesi önceden kararlaştırılmış kişi için kullanılır: Bir asıl iki yedek üye seçmeniz gerekli.

—Ask. Yedek ikmal maddesi, bir birliğin gerektiği zaman kullanılmak üzere depolarda ya da araçlara yüklenilmiş olarak hazır bulundurduğu ikmal maddeleri (akaryakıt, cephane vb). || Yedek komuta yeri, savaş sırasında asıl ve geri komuta yerleri tahrip olduğu zaman göreve devam edebilmek için hazır tutulan komuta yeri. || Yedek mevzi, yerleşilen mevzide düşman harekâtı sonucu daha fazla barınma olanağının kalmadığı durumlarda kullanılmak üzere, çevrede aynı görevi yapabilecek biçimde hazırlanmış mevzilere verilen ad. || Yedek subay -* SUBAY.

—Aydınlt. Yedek aydınlatma, normal aydınlatmanın zayıflaması halinde bir kuruluşun işletimini izlemeye olanak veren aydınlatma.

—Bine. Yedek kantarma, atın ağzının altından geçen yarıçember bir çubukla uçları birbirine bağlanan ve deli atları yedekte gezdirmek için vurulan kantarma.

—Bot. Yedek besin, bitkinin çeşitli organlarında (kök, sap, yaprak, çiçek) biriken ve gelişmenin bazı evrelerinde kullanılan besleyici maddelerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)

—Denize. Yedek parçalar, sınıflandırma şirketlerinin kurallarına göre ticaret gemilerinin gemide bulundurmak zorunda olduğu, demir zincirleri, dümen akşamı ve makineyle ilgili parçalar.

—Dy. Yedek makine, bir kaza anında hemen kullanılmak üzere, sürekli olarak harekete hazır durumda bekletilen lokomotif. || Yedek malzeme, ek katarlar oluşturmaya ya da düzenli trenlere eklenmeye elverişli tekerlekli demiryolu taşıtı.

—Fizyol. Yedek besin, alınıp sindirildikten sonra organizmanın hemen kullanmayıp olduğu gibi ya da polimerize ederek çeşitli dokularda biriktirdiği maddeler. (Bk. ansikl. böl.)

—Geom. Yedek eksen, bir hiperbol için ODAK* EKSENİ’nin eşanlamlısı.

—ikt. Yedek para, uluslararası değişimlerde ödeme aracı yerine geçen ve bu değişimlere ilişkin hesapların düzenlenmesinde kullanılan para.

—Metalürj. Yedek madde, dökülecek parçanın öngörülen kütlesine ilave edilerek hesap hataları ya da akla gelmeyen kazalar sonucu ortaya çıkan madde kayıplarını karşılamak üzere metal ya da alaşımlarda kullanılan madde fazlası. (Yedek madde, normal olarak öngörülen kütlenin % 10ü kadardır.) || Yedek parça, bir aygıtın onartabilmesi için gerekli olan parçaların tümü.

—Oto Yedek parçacı, motorlu taşıtlarla ilgili her türlü parçayı satan kimse ya da dükkân.

—Tekst. Yedek iplik, dokuma işçisi tarafından, gerektiğinde bozuk, eksik ya da kopuk çözgü ipliklerinin yerine kullanılan ipliklerin tümü.

—Fiyat. Yedek oyuncu, asıl oyuncunun bir engeli çıkması ya da rahatsızlanması nedeniyle sahneye çıkamadığı durumlarda, asıl oyuncunun rolünü oynamaya hazır olan oyuncu.

—ANSIKL. Biyokim. Alkali yedeği. Normal durumda bu yedek 55-60 hacimdir (100 cm3 plazma 55-60 cm3 karbondioksit salıverir), Bikarbonat çözeltilerinin "tampon" dolayı kanın pH'si Önemli ölçüde değışmeksizin alkali yedeği büyük oranda değişebilir, Bununla birlikte bu değişiklikler "asidoz*" (alkali yedeğinin düşmesi) ya da "alkaloz"’ (alkali yedeğinin yükselmesi) denen ve nedenlerine göre tedavi edilmeleri gereken rahatsızlıklara yol açar. Tıbbi uygulamada alkali yedeği diyabette, cerrahi girişimlere bağlı akut patolojik durumlarda, zehirlenmelerde, boğulmalarda, ağır karaciğer ve böbrek yetersizliklerinde ölçülür.

—Bot. Bazı maddeler daha sonra kullanılmak üzere bitkisel organizmada birikir; bunlar besleyici maddelerdir; karbonhidratlı maddeler (şekerler, nişasta, Inülin, glikojen); yağlı maddeler (sıvı ve katı yağlar); azotlu maddeler (alöron, aminoasitler). Başlıca yedek besin biriktirme organları yumru kökler, köksaplar, yumrular, soğanlar, tohumlar ve meyvelerdir.
Yedek besinlerin bitki tarafından kullanılması enzimlerin işe karışmasıyla sağlanan bir ön sindirimi gerektirir. Bazı bitkiler için (kaktûsgiller) su da bir yedek besin maddesidir; geçişme basıncını azalttığı parankima hücrelerinde toplanır, Bitkide başka maddeler de birikir, ama bunların yararlı ya da yararsız oldukları her zaman kesinlikle söylenemez. Bunlar bazı özgül dokularda (salgı dokusu) biriken salgılardır; esanslar, reçineler, lateks. Hayvanlar ve insanlar bitkisel yedek besinlerin önemli bir bölümünü yiyecek olarak kullanırlar.

—Fızyol Ybdek besin. Hayvanlarda olduğu gibi bitkilerde de karbonhidratlar (glikojen), yağlaı, proteinli maddeler, madensel elementler (karaciğerdeki demir, gevişge- tirenlerın koryonlarındaki kalsiyum fosfatlar vb) gibi çeşitli yedek besinler bulunur Bunlar normal olarak bütün organizmalarda vardır (tavuk yumurtasında olduğu gibi bazı yumurtaların büyük bölümünü oluştururlar), vücudun yapı ve enerji gereksinmelerini karşılar ve gelişmesini sağlarlar Yedek besinlerin aşırı birikimi yağların aşırı toplanmasıyla hastalık durumuna (şişmanlık) neden olabildiği gibi kaybolup yok olmaları da erimeye (kaşeksi) neden olabilir.



Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Haziran 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YEDEKÇİ a.
1. Bir hayvanı yedeğe alan ya da bir aracı yedeğinde götüren.
2. Akıntıya karşı tekneleri iple karaya çeken kimse.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Haziran 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YEDEKLİK sıf. Gerektiğindo kullanılmak üzere, yedek olarak bulundurulan, saklanılan bir şey için kullanılır; YMaklik bir bidon benzin.

—Bine. Atı yedekte gezdirmek için başlığa takılan ipten yapılmış uzun şerit.


Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yedek Subay
isim, askerlik

Askerliği meslek olarak seçmediği hâlde, yurt ödevi için kanunlara göre belli bir süre orduda subay olarak çalışan kimse:
"Harbiye Mektebinde ilk talim gören yedek subaylar arasında idim."- F. R. Atay.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yedek asker
isim, askerlik
  • Askerliğinin bitiminden çağ dışı oluncaya kadar geçen süre içinde bulununan görev.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yedek Parçacı
isim

Yedek parça yapan veya satan kimse.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yedek Oyuncu
isim, spor

Oyunculardan birinin herhangi bir sebeple takımdan çıkması gerektiğinde onun yerine oynayacak oyuncu, yardımcı oyuncu.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yedek Akçe
isim

İleride doğacak gereksinim ve zararları karşılamak için kârdan ayrılan para, ihtiyat akçesi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Mart 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yedek ingilizcesi

1. (a) spare; (a) reserve, something held in reserve; (a) standby.
2. towrope; towline.
3. horse taken in tow as a spare.
4. spare; reserve; held as a spare or reserve; standby.
–inde with (something) in tow: At yedeklerinde köye indiler. They descended to the village with the horse in tow.
– akçe fin. reserve, money kept in reserve.

–e almak /ý/
1. to tow; to take (something) in tow.
2. to take (a horse) in tow as a spare.

–te çekmek /ý/ to tow.
–e çekmek /ý/ to set (something) aside as a spare or reserve.
–ip tow rope.
– kopya comp. backup copy.

– oyuncu
1. theat. understudy.
2. sports substitute player.

– parça spare part.
– subay reserve officer.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

10 Haziran 2007 / P.u.S.u Taslak Konular